İçeriğe atla

Nötron

Nötron
Bir nötronun resmi.
Bir nötronun resmi.
Sınıflandırma
Atomaltı parçacık
Fermiyon
Hadron
Baryon
Nükleon
Nötron
Özellikleri
Kütlesi: 1,674927351(74)×10-27 kg[1]
939.565378 MeV/c2[1]
1.00866491600 u[1]
Elektrik yükü: Yüksüz
Spin: 1/2
Kuark bileşimi: 1 Yukarı, 2 Aşağı Kuark
Nükleer fizik
Radyoaktivite
Fisyon
Füzyon

Nötron, sembolü n veya n⁰ olan, bir atomaltı ve nötr bir parçacıktır. Proton ile birlikte, atomun çekirdeğini meydana getirir. Bir yukarı ve iki aşağı kuark ve bunların arasındaki güçlü etkileşim sayesinde oluşur. Proton ve nötron yaklaşık olarak aynı kütleye sahiptir (1 akb) fakat nötron daha fazla kütleye sahiptir. Nötron ve protonun her ikisi nükleon olarak isimlendirilir. Nükleonların etkileşimleri ve özellikleri nükleer fizik tarafından açıklanır. Nötr hidrojen atomu dışında bütün atomların çekirdeklerinde nötron bulunur. Her atom farklı sayıda nötron bulundurabilir. Proton ve nötronlar, kuarklardan oluştukları için temel parçacık değildirler.

Bir atomun kimyasal özellikleri çoğunlukla nükleon çevresindeki atomik orbitalde bulunan elektronlar tarafından belirlenir. Elektron dizilimi, nükleonun elektrik yüküyle, atom numarası yani proton sayısıyla belirlenir. Nötronlar nötr oldukları için elektron dizilimine etki etmezler ama protonla beraber nükleonun kütlesini oluştururlar. İzotop, atom numaraları aynı olup içerdikleri nötron sayısı farklı olan (dolayısıyla nükleon sayıları da farklıdır) iki veya daha fazla atom türüdür. (daha detaylı bilgi için bkz. İzotop) Bazı elementler doğada tek bir tür kararlı izotopla oluşurken, flor gibi, daha çok kararlı izotopla oluşan türler de, kalay gibi, vardır. Ayrıca bazı elementlerin, teknesyum gibi, kararlı izotopları yoktur.

Nükleonun özellikleri atom ve nötron numaralarına bağlıdır. Nükleon içindeki protonlar pozitif yüklü oldukları için uzun erimli elektromanyetik kuvvet bu protonları birbirlerinden iter fakat daha güçlü ama daha kısa erimli olan nükleer kuvvet nükleonu kararlı yapar. Nükleonun kararlı olabilmesi için sadece bir adet protondan oluştuğu için hidrojen hariç tüm atomlarda nötron gereklidir. Nötronlar nükleer füzyon ve fisyonda üretilebilir. Nötronlar; nükleer füzyon, fisyon ve nötron yakalama yoluyla yıldızlardaki nükleosenteze doğrudan katkı sağlarlar.

Nötronlar nükleer enerji üretiminde temel öneme sahiptir. Nötronun James Chadwick tarafından 1932'de keşfedilmesinden sonra, nötronlar nükleer dönüşümün farklı türlerini başlatmak için kullanıldı. 1938'deki nükleer fisyonun keşfiyle, hemen anlaşıldı ki, eğer bir nükleer fisyon olayı nötron üretirse, bu üretilen nötronlar da başka fisyon olayını başlatacaktır. Bu aşamalı durum zincirleme nükleer reaksiyon olarak adlandırılmıştır. Bu olaylar ve keşifler ilk kendi kendine yeten nükleer reaktör (Chicago Pile-1, 1942) ve ilk nükleer silahın yapımına (Trinity, 1945) neden olmuştur.

Nükleon içindeki bir nötron kararlı bir yaşam süresine sahipken, nükleon dışındaki bir nötron, yani serbest haldeki bir nötron, yaklaşık olarak 15 dakikalık bir yaşam süresine sahiptir. Bu sürenin sonunda kendiliğinden olarak bir protona, elektrona ve bir antinötrino'ya bozunurlar. Serbest haldeki nötronlar atomları iyonize etmese de, dolaylı olarak iyonlaştırıcı radyasyona sebep olurlar. Yani dozuna bağlı olarak biyolojik bir tehlikeye yol açabilirler. Doğal bir nötron arka planı, yani sayıca küçük bir akıya sahip dünyada oluşan serbest nötronlar, kozmik ışın sağanakları (İng: Air shower (physics)) ve Dünya'nın yerkabuğundaki kendiliğinden bölünebilen elementlerin doğal radyasyonu yüzünden oluşur.

Atom çekirdeğinde nötron

Bir atom çekirdeği güçlü etkileşim sayesinde bir arada tutulan proton ve nötronlardan oluşur. Çekirdekteki protonun sayısı Z (atom numarası) ve nötronun sayısı N (nötron numarası) olarak tanımlanmıştır. Atom numarası atomun kimyasal özelliklerini belirlerken nötron numarası atomun izotop veya nüklit olup olmamasını belirler. İzotop ve nüklit kavramları birbirleri yerine eşanlamlı olarak kullanılsa da sırasıyla birisi kimyasal birisi nükleer özellik ifade eder. İzotoplar atom numaraları aynı nötron numaraları farklı nüklitlerdir. Nüklitler nötron numaraları aynı atom numaraları farklı olursa izotonlar olarak adlandırılırlar. Kütle numarası A atom ve nötron numarasının toplamına eşittir. Aynı kütle numarasına sahip olup farklı atom ve nötron numarasına sahip olan nüklitlere izobarlar denir. Bir atom çekirdeğinin kütlesi her zaman onu oluşturan nükleonların toplam kütlesinden biraz daha azdır. Aradaki fark, kütle-enerji eşdeğerliği yüzünden nükleer bağlanma enerjisi olarak ortaya çıkar.[2]

Hidrojen atomu çekirdeğinin en sık bulunan izotopu (element simgesiyle 1H) sadece bir adet protondur. Ağır hidrojen çekirdeği izotopları olan döteryum (D veya 2H) ve trityum (T veya 3H) sırasıyla bir protonun yanında iki ve üç nötron bulundurur. Diğer tüm atom çekirdeği türleri iki veya daha fazla protondan ve çeşitli sayıda nötrondan oluşur. Örneğin kimyasal element olan kurşunun (208Pb) en çok bulunan nükliti 82 proton ve 126 nötron içerir.

Protonlar ve nötronlar atom çekirdeği içinde nükleer kuvvetin etkisiyle neredeyse tamamen aynı şekilde davranırlar. Proton ve nötronun aynı parçacığın iki kuantum durumu olarak görüldüğü izospin kavramı nükleonların nükleer veya zayıf kuvvetle etkileşimlerini modellemek için kullanılır.

Nükleer enerji

Nükleer kuvvetin kısa mesafedeki güçlü etkisi yüzünden nükleonların bağlanma enerjileri elektronların atoma bağlanma enerjilerinden daha fazladır. Nükleer fisyonda bir nötronun ağır bir nüklit (örneğin uranyum-235) tarafından soğurulması nüklitin kararsız hale gelmesine ve daha hafif nüklitlere ve ek nötronlara bozunmasına sebep olur.[3] Daha sonra pozitif yüklü hafif nüklitler birbirlerini iterek elektromanyetik potansiyel enerjiyi serbest bırakır.[4] Eğer bu reaksiyon bir fisilde gerçekleşirse ek nötronlar zincirleme nükleer reaksiyonunu da içeren yeni nükleer fisyon olaylarına neden olabilir.[3] Belirli bir miktarda fisil, bunun gibi nükleer reaksiyonlarla aynı miktarda geleneksel bir kimyasal patlayıcının ortaya çıkaracağı enerjinin yaklaşık olarak 10 milyon katı enerjiyi açığa çıkarır.[3] Sonuç olarak nükleer kuvvetin nükleer bileşenlerin birbirlerini elektromanyetik itmelerinden kaynaklanan enerjiyi depolayabilmesi nükleer reaktörleri ve bombaları mümkün kılan enerjiyi sağlar. Fisyonda ortaya çıkan enerjinin çoğunu fisyondaki parçacıkların kinetik enerjisi sağlar.[3][4]

Beta bozunumu

Nötronlar ve protonlar çekirdekte benzer davranırlar ve benzer reaksiyonlarla birbirlerine dönüşebilirler. Bu reaksiyonlar beta bozunumu olarak bilinen radyoaktif bozunumdur.[5] Zayıf kuvvet aracılığıyla gerçekleşen beta bozunumunda ya nötronlar protona bozunur ya da protonlar nötrona bozunur. Beta bozunumu elektron ve nötrinoların veya bunların anti parçacıklarının soğurulmasını veya yayımlanmasını gerektirir.[6] Nötron ve proton bozunumları şöyledir:


n0

p+
+
e-
+
ν
e

burada
p+
,
e-
ve
ν
e
sırasıyla bozunum ürünleri olan protonu, elektronu ve anti elektron nötrinosunu belirtir.[7]


p+

n0
+
e+
+
ν
e

burada
n0
,
e+
, and
ν
e
sırasıyla bozunum ürünleri olan nötronu, pozitronu ve elektron nötrinosunu belirtir.

Bu reaksiyonlarda ortaya çıkan elektron ve pozitron tarihsel olarak sırasıyla β ve β+olarak gösterildi. Bu gösterim bozunum sürecinin adının beta bozunumu olmasına yol açtı.[6] Bu reaksiyonlarda orijinal parçacık ürünlerin bir bileşimi değildir, bunun yerine ürün parçacıkları reaksiyonda aniden oluşmuşlardır.[8]

Serbest nötron

Serbest nötronlar herhangi bir çekirdekte bulunmazlar. Serbest haldeki nötronlar kullanılan birime göre 939 565 413.3 eV/c² veya 1.674927471× kg veya 1.008 664 915 88 Da kütleye sahiptir ve spin-½[9] fermiyonlardır. Nötronların ölçülebilir bir elektrik yükü yoktur. Pozitif yükleri sayesinde protonlar elektrik alandan doğrudan etkilenebilirken, nötronlar elektrik alandan etkilenemez.[10] Fakat nötronlar manyetik momente sahip olduklarından manyetik alandan etkilenirler.[11]

Serbest haldeki nötronlar kararsızdır (yaşam süreleri sınırlıdır) ve 14 dakika 38 saniyelik[12] bir ortalama yaşam süreleri vardır. Bu yaşam süresi, 10 dakika 11 saniyelik bir yarı ömür anlamına gelir. Nötronun kütlesi protonun kütlesinden 1,29332 MeV/c2 daha fazla olması beta eksi bozunumu için gerekli enerjiyi sağlar. Bozunum sırasında oluşan parçacıklar (proton, elektron ve anti nötrino) nötronun enerjisinin, elektrik yükünün ve lepton sayısının korunmasını sağlar.[13] Elektron 0,782±0,013 MeV değerine kadar kinetik enerji kazanabilir.

Hâlâ tam olarak açıklanmamış olmakla birlikte, nötronun ortalama yaşam süresini ölçmek için kullanılan "şişe" ve "ışın" yöntemleri yaşam süresi için farklı değerler vermektedir. Bu yöntemlerden "şişe" yöntemi "soğuk" nötronları bir şişede kullanarak ölçüm yaparken "ışın" yöntemi parçacık ışınındaki enerjili nötronları kullanır. Bu iki yöntemle yapılan ölçümlerde elde edilen veriler zamanla birbirine yaklaşmadı. "Şişe" yöntemiyle elde edilen veri 877.75[14][15] saniyeyken "ışın" yöntemiyle elde edilen veri 887.7[16] saniyedir.

Serbest nötronların bozunumunda küçük bir kısmında (%1) eksi beta bozunumu ürünlerine ek olarak bir gama ışını ortaya çıkabilir:


n0

p+
+
e-
+
ν
e
+
γ

Gama ışınının yayımlanan beta parçacığı ve protonun elektromanyetik etkileşiminden oluşan "bremsstrahlung" dolayısıyla oluştuğu düşünülebilir.[17]

Serbest nötron bozunumlarının milyonda dördünde nötron başlangıçta eksi beta bozunumuyla bozunur. Bu bozunum türünde bozunum sonrasında elektron protondan ayrılabilmesi için gereken bağlanma enerjisi olan 13,6 eV değerindeki enerjiyi (hidrojenin iyonlaşma enerjisi) almayı başaramaz ve sonuç olarak elektronun protona bağlanmasıyla hidrojen oluşur. Bu bozunum türünde bozunum enerjisinin neredeyse tamamı anti nötrino tarafından taşınır.

Uygulamalar

Nötron birçok nükleer reaksiyonda önemli bir rol oynar. Örneğin, nötron yakalama genellikle radyoaktivite'yi uyararak nötron aktivasyonu ile sonuçlanır. Özellikle, nötronlar ve davranışları hakkında bilgi, nükleer reaktörlerin ve nükleer silahların geliştirilmesinde önemli olmuştur. Uranyum-235 ve plütonyum-239 gibi elementlerin fisyonlanması bu elementlerin nötronları soğurmalarından kaynaklanır.

Soğuk, termal ve sıcak nötron radyasyonu yaygın olarak, yoğun madde analizi için X-ışınlarını kullanımına benzer şekilde radyasyonun kullanıldığı nötron saçılma tesislerinde kullanılır. Nötronlar, farklı saçılma kesitleri yoluyla, manyetizmaya duyarlılık, esnek olmayan nötron spektroskopisi için enerji aralığı ve maddeye derinlemesine nüfuz etmede atomik zıtlıklar açısından x-ışınlarının tamamlayıcılarıdır.

İçi boş cam kılcal tüpler içindeki toplam iç yansımaya veya çukurlu alüminyum plakalardan yansımaya dayalı "nötron merceklerinin" geliştirilmesi, nötron mikroskobu ve nötron/gama ışını tomografisi üzerine devam eden araştırmaları yönlendirmiştir.[18][19][20][21]

Nötronların başlıca kullanımlarından biri, malzemelerdeki elementlerden gecikmeli ve hızlı gama ışınılarını harekete geçirmektir. Bu, nötron aktivasyon analizi (NAA) ve hızlı gama nötron aktivasyon analizi (PGNAA)'nın temelidir. NAA çoğunlukla bir nükleer reaktör içindeki küçük malzeme örneklerini analiz etmek için kullanılırken, PGNAA en çok deliklerin (ing: bore holes) etrafındaki yeraltı kayalarını ve konveyör bantlarındaki endüstriyel dökme malzemelerin analizinde kullanılır.

Nötron yayıcıların (ing: neutron emitters) başka bir kullanımı, hafif çekirdeklerin, özellikle su moleküllerinde bulunan hidrojenin saptanmasıdır. Hızlı bir nötron hafif bir çekirdekle çarpıştığında enerjisinin büyük bir kısmını kaybeder. Nötron probu, hidrojen çekirdeklerinden yansıdıktan sonra yavaş nötronların sondaya geri dönme hızını ölçerek topraktaki su içeriğini belirleyebilir.

Tıbbi tedaviler

Nötron radyasyonu hem nüfuz edici hem de iyonlaştırıcı olduğundan, tıbbi tedavilerde kullanılabilir. Bununla birlikte, nötron radyasyonu, etkilenen bölgeyi radyoaktif bırakma gibi talihsiz bir yan etkiye sahip olabilir. Bu nedenle Nötron tomografisi uygulanabilir bir tıbbi uygulama değildir.

Hızlı nötron tedavisi, kanseri tedavi etmek için tipik olarak 20 MeV'den büyük yüksek enerjili nötronlar kullanır. Kanser Radyoterapisi, hücrelerin iyonlaştırıcı radyasyona biyolojik tepkisine dayanır. Radyasyon, kanserli bölgelere zarar vermek için küçük seanslarda verilirse, normal dokunun kendini onarmak için zamanı olur ama tümör hücrelerinin çoğu bu zaman içinde kendini onaramaz.[22] Nötron radyasyonu, kanserli bölgeye gama radyasyonu'ndan daha büyük bir oranda enerji verebilir.[23]

Düşük enerjili nötron ışınları kanseri tedavi etmek için bor nötron yakalama terapisi'nde kullanılır. Bor nötron yakalama tedavisinde hastaya bor içeren ve tercihen hedeflenecek tümörde biriken bir ilaç verilir. Tümör daha sonra borun içindeki boron-10 izotopu tarafından yakalanan çok düşük enerjili nötronlarla (çoğunlukla termal enerjiden daha yüksek olmasına rağmen) bombardımana tutulur, bu daha sonra kötü huylu hücreyi öldürmek için yeterli enerjiye sahip, ancak yakın hücrelere zarar vermeyecek kadar az menzilli lityum-7 ve Alfa parçacığı üretmek için bozulan uyarılmış boron-11 hali üretir. Böyle bir tedavinin kanser tedavisinde uygulanabilmesi için yoğunluğu saniyede bin milyon (109) nötron/cm2 olan bir nötron kaynağı tercih edilir. Bu tür akılar nükleer araştırma reaktörü gerektirir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c Mohr, P.J.; Taylor, B.N. and Newell, D.B. (2011), "The 2010 CODATA Recommended Values of the Fundamental Physical Constants" 9 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Web Version 6.0). The database was developed by J. Baker, M. Douma, and S. Kotochigova. (2011-06-02). National Institute of Standards and Technology, Gaithersburg, Maryland 20899.
  2. ^ Giancoli, Douglas C. (1984). General physics. Englewood Cliffs, N.J: Prentice-Hall. ISBN 978-0-13-350884-0. OCLC 1033640549.
  3. ^ a b c d Glasstone, Samuel; Dolan, Philip J., eds. (1977), The Effects of Nuclear Weapons (3rd ed.), U.S. Dept. of Defense and Energy Research and Development Administration, U.S. Government Printing Office, ISBN 978-1-60322-016-3
  4. ^ a b "Nuclear Energy". Physics 250: Modern Physics. The University of Tennessee Department of Physics and Astronomy. Archived from the original on 20 February 2020. Retrieved 1 May 2024.
  5. ^ Basdevant, J.-L.; Rich, J.; Spiro, M. (2005). Fundamentals in Nuclear Physics: From Nuclear Structure to Cosmology. Springer. ISBN 978-0-387-01672-6.
  6. ^ a b Loveland, W. D. (2005). Modern Nuclear Chemistry. Wiley. p. 199. ISBN 978-0-471-11532-8. Archived from the original on 2024-05-01. Retrieved 2024-05-01.
  7. ^ Particle Data Group Summary Data Table on Baryons 10 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. lbl.gov (2007). Retrieved on 2012-08-16.
  8. ^ Abraham Pais (1991). Niels Bohr's Times: In Physics, Philosophy, and Polity. Oxford University Press. ISBN 0-19-852049-2.
  9. ^ Basdevant, J.-L.; Rich, J.; Spiro, M. (2005). Fundamentals in Nuclear Physics. Springer. p. 155. ISBN 978-0-387-01672-6.
  10. ^ Arimoto, Y.; Geltenbort, S.; et al. (2012). "Demonstration of focusing by a neutron accelerator" 18 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Physical Review A. 86 (2): 023843. Bibcode:2012PhRvA..86b3843A. doi:10.1103/PhysRevA.86.023843. Archived from the original on January 18, 2015. Retrieved May 9, 2015.
  11. ^ Oku, T.; Suzuki, J.; et al. (2007). "Highly polarized cold neutron beam obtained by using a quadrupole magnet". Physica B. 397 (1–2): 188–191. Bibcode:2007PhyB..397..188O. doi:10.1016/j.physb.2007.02.055.
  12. ^ R.L. Workman et al. (Particle Data Group), Prog.Theor.Exp.Phys. 2022, 083C01 (2022) and 2023 update. https://pdg.lbl.gov/2023/listings/rpp2023-list-n.pdf 25 Eylül 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Gives value of 878.4 ± 0.5s; half-life is not given.
  13. ^ Wietfeldt, Fred E.; Greene, Geoffrey L. (2011-11-03). "Colloquium : The neutron lifetime". Reviews of Modern Physics. 83 (4): 1173–1192. Bibcode:2011RvMP...83.1173W. doi:10.1103/RevModPhys.83.1173. ISSN 0034-6861.
  14. ^ "How Long Does a Neutron Live?". California Institute of Technology. 2021-10-13. Archived from the original on 2021-10-13. Retrieved 2021-10-14.
  15. ^ UCNτ Collaboration; Gonzalez, F. M.; Fries, E. M.; Cude-Woods, C.; Bailey, T.; Blatnik, M.; Broussard, L. J.; Callahan, N. B.; Choi, J. H.; Clayton, S. M.; Currie, S. A. (2021-10-13). "Improved Neutron Lifetime Measurement with UCNτ" 1 Nisan 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Physical Review Letters. 127 (16): 162501. arXiv:2106.10375. Bibcode:2021PhRvL.127p2501G 15 Haziran 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. doi:10.1103/PhysRevLett.127.162501. PMID 34723594. 18 Ağustos 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. S2CID 235490073. Archived from the original on 2024-04-01. Retrieved 2024-04-01.
  16. ^ Anonymous (2013-11-27). "Discrepancy in Neutron Lifetime Still Unresolved" 18 Ağustos 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Physics. 6. Bibcode:2013PhyOJ...6S.150.. doi:10.1103/Physics.6.s150. Archived from the original on 2023-08-18. Retrieved 2024-04-01.
  17. ^ Fisher, BM; et al. (2005). "Detecting the Radiative Decay Mode of the Neutron" 2 Mayıs 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. J. Res. Natl. Inst. Stand. Technol. 110 (4): 421–425. doi:10.6028/jres.110.064. PMC 4852828 2 Mayıs 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 27308161. 2 Mayıs 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  18. ^ Kumakhov, M.A.; Sharov, V.A. (1992). "A neutron lens". Nature. 357 (6377): 390-391. Bibcode:1992Natur.357..390K. doi:10.1038/357390a0. 
  19. ^ Physorg.com, "New Way of 'Seeing': A 'Neutron Microscope'" 24 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Physorg.com (2004-07-30). Retrieved on 2012-08-16.
  20. ^ "NASA Develops a Nugget to Search for Life in Space" 8 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. NASA.gov (2007-11-30). Retrieved on 2012-08-16.
  21. ^ Ioffe, A.; Dabagov, S.; Kumakhov, M. (1 Ocak 1995). "Effective neutron bending at large angles". Neutron News. 6 (3): 20-21. doi:10.1080/10448639508217696. ISSN 1044-8632. 
  22. ^ Hall EJ (2000). Radiobiology for the Radiologist. Lippincott Williams & Wilkins; 5th edition
  23. ^ Johns HE and Cunningham JR (1978). The Physics of Radiology. Charles C Thomas 3rd edition

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Radyoaktivite</span> Atom çekirdeğinin kendiliğinden parçalanması

Radyoaktivite, radyoaktiflik, ışınetkinlik veya nükleer bozunma; atom çekirdeğinin, daha küçük çekirdekler veya elektromanyetik ışımalar yayarak kendiliğinden parçalanmasıdır. Çekirdek tepkimesi sırasında veya çekirdeğin bozunması ile ortaya çıkar. En yaygın ışımalar alfa(α), beta(β) ve gamma(γ) ışımalarıdır. Bir maddenin radyoaktivitesi bekerel veya curie ile ölçülür.

<span class="mw-page-title-main">Atom</span> tüm maddelerin kimyasal ve fiziksel özelliklerini taşıyan en küçük yapıtaşı

Atom veya ögecik, bilinen evrendeki tüm maddenin kimyasal ve fiziksel niteliklerini taşıyan en küçük yapı taşıdır. Atom Yunancada "bölünemez" anlamına gelen "atomos"tan türemiştir. Atomus sözcüğünü ortaya atan ilk kişi MÖ 440'lı yıllarda yaşamış Demokritos'tur. Gözle görülmesi imkânsız, çok küçük bir parçacıktır ve sadece taramalı tünelleme mikroskobu vb. ile incelenebilir. Bir atomda, çekirdeği saran negatif yüklü bir elektron bulutu vardır. Çekirdek ise pozitif yüklü protonlar ve yüksüz nötronlardan oluşur. Atomdaki proton sayısı elektron sayısına eşit olduğunda atom elektriksel olarak yüksüzdür. Elektron ve proton sayıları eşit değilse bu parçacık iyon olarak adlandırılır. İyonlar oldukça kararsız yapılardır ve yüksek enerjilerinden kurtulmak için ortamdaki başka iyon ve atomlarla etkileşime girerler.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer füzyon</span> Hafif çekirdeklerin daha ağır bir çekirdek oluşturmak için birleşmesi

Nükleer füzyon, nükleer kaynaşma ya da kısaca füzyon; iki hafif elementin nükleer reaksiyonlar sonucu birleşerek daha ağır bir element oluşturmasıdır. Çekirdek tepkimesi olarak da bilinen bu tepkimenin sonucunda çok büyük miktarda enerji açığa çıkar.

<span class="mw-page-title-main">İzotop</span> Aynı elemente ait farklı atomlara verilen isim

İzotoplar, periyodik tabloda aynı atom numarasına ve konuma sahip olan ve farklı nötron sayıları nedeniyle nükleon sayıları bakımından farklılık gösteren iki veya daha fazla atom türüdür. Belirli bir elementin tüm izotopları neredeyse aynı kimyasal özelliklere sahipken, farklı atomik kütlelere ve fiziksel özelliklere sahiptirler. İzotop terimi, "aynı yer" anlamına gelen Yunan kökenli isos ve topos 'den oluşur; isimin anlamı ise, tek bir elementin farklı izotoplarının periyodik tabloda aynı pozisyonda yer alması anlamına gelir. Margaret Todd tarafından 1913 yılında Frederick Soddy'ye öneri olarak sunulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Nüklit</span>

Nüklit ya da nükleer tür; atom numarası (Z), kütle numarası (A) ve nükleer enerji durumuna göre nitelenen herhangi bir atom türüdür. Bu nitelemede; atom numarasını oluşturan proton sayısı ve proton sayısıyla birlikte kütle numarasını oluşturan nötron sayısı (N) değerlendirilirken, söz konusu enerji durumunun yarı ömrü de gözlem yapmayı sağlayacak kadar (genellikle 10-10 saniyeden) uzun olmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Atom çekirdeği</span> Atomun çekim kuvvetinin etkisiyle, çevresinde elektronlar dolaşan, proton ve nötronlardan oluşan pozitif elektron yüklü merkez bölümü

Atom çekirdeği, atomun merkezinde yer alan, proton ve nötronlardan oluşan küçük ve yoğun bir bölgedir. Atom çekirdeği 1911 yılında Ernest Rutherford tarafından keşfedildi. Bu keşif, 1909 yılında gerçekleştirilen Geiger-Marsden deneyine dayanmaktadır. Nötronun James Chadwick aracılığıyla 1932 yılında keşfinden sonra, çekirdeğin proton ve nötronlardan oluştuğu modeli Dmitri Ivanenko ve Werner Heisenberg tarafından çabucak geliştirildi. Atomun kütlesinin neredeyse tamamı çekirdek içerisindedir, elektron bulutunun atom kütlesine katkısı oldukça azdır. Proton ve nötronlar çekirdek kuvveti tarafından çekirdeği oluşturmak için birbirlerine bağlanmıştır. 

<span class="mw-page-title-main">Alfa parçacığı</span>

Alfa parçacığı (alfa, Yunan alfabesindeki ilk harf ile gösterilir, α) parçacık ışınları arasında yüksek derecede iyonlaştırıcı bir ışın formudur. İki proton ve iki nötronun helyum çekirdeğindekine benzer bağları sebebiyle He2+ olarak da gösterilir. Alfa parçacığının kütlesi 6.644656×10−27 kg olup, 3.72738 GeV enerjiye denktir.

Plütonyum-239, plütonyumun bir izotopudur. Plütonyum-239, nükleer silah üretiminde kullanılan birincil fisil izotoptur ancak uranyum-235 de bu amaç için kullanılır. Plütonyum-239 aynı zamanda uranyum-235 ve uranyum-233 ile birlikte termal spektrumlu nükleer reaktörlerde yakıt olarak kullanılabilen üç ana izotoptan biridir. Plütonyum-239'un yarı ömrü 24.110 yıldır.

Nükleer kuvvet, atomların protonları ve nötronları arasında hareket eden bir güçtür. Nötronlar ve protonlar, her ikisi de çekirdek, nükleer güç tarafından neredeyse aynı şekilde etkilenir. Protonlar +1 e şarj olduklarından, onları ayırma eğiliminde olan bir elektrik kuvveti yaşarlar, ancak kısa mesafede çekici nükleer kuvvet elektromanyetik kuvvetin üstesinden gelecek kadar güçlüdür. Nükleer güç çekirdekleri atom çekirdeğine bağlar.

'Müon, elektron benzeri-1 e yük ve 1/2 spinli ancak daha yüksek kütleye sahip bir temel parçacık. Müon parçacığı, lepton olarak sınıflandırılmıştır. Diğer leptonlar gibi, Müonun da daha küçük parçacıklara indirgenemeyen bir parçacık olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer fizik</span> atom çekirdeğinin yapısı ve davranışı ile uğraşan fizik alanı

Nükleer fizik veya çekirdek fiziği, atom çekirdeklerinin etkileşimlerini ve parçalarını inceleyen bir fizik alanıdır. Nükleer enerji üretimi ve nükleer silah teknolojisi nükleer fiziğin en çok bilinen uygulamalarıdır fakat nükleer tıp, manyetik rezonans görüntüleme, malzeme mühendisliğinde iyon implantasyonu, jeoloji ve arkeolojide radyo karbon tarihleme gibi birçok araştırma da nükleer fiziğin uygulama alanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Nükleon</span> atom çekirdeğinin temel parçaları

Nükleon, nötron ve protonların ortak ismidir. Nükleon, nötron ve protonun toplamıyla bulunur. Nükleonlar, atom çekirdeğinin temel parçalarıdır ve 1960'lara kadar bunların temel parçacıklar olduğu düşünülüyordu. Yine o günlerde etkileşimleri güçlü etkileşimler olarak adlandırılıyordu. Bugün ise kuark ve gluonlardan oluşan bileşik parçacıklar olarak bilinmektedirler. Nükleonlar, atomaltı parçacıkların baryon sınıfına aittirler.

<span class="mw-page-title-main">Radyasyon</span> Uzayda hareket eden dalgalar veya parçacıklar

Radyasyon veya ışınım, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji yayımı ya da aktarımıdır. "Radyoaktif maddelerin alfa, beta, gama gibi ışınları yaymasına" veya "Uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren unsurların tamamına" da radyasyon denir. Bir maddenin atom çekirdeğindeki nötronların sayısı, proton sayısına göre oldukça fazla veya oldukça az ise; bu tür maddeler kararsız bir yapı göstermekte ve çekirdeğindeki nötronlar alfa, beta, gama gibi çeşitli ışınlar yaymak suretiyle parçalanmaktadırlar. Çevresine bu şekilde ışın saçarak parçalanan maddelere radyoaktif madde denir.

<span class="mw-page-title-main">Radyonüklit</span>

En basit çekirdek olan hidrojen çekirdeği hariç bütün çekirdeklerde nötron ve proton bulunur. Nötronların protonlara oranı hafif izotoplarda birebir oranındayken periyodik tablonun sonundaki ağır elementlere doğru bu oran gittikçe artmaktadır. Bu oran daha da artarak nüklitin artık kararlı olmadığı bir noktaya gelir. Daha ağır nüklitler, dışarıya verecekleri fazla enerjileri olduğundan kararsızlardır. Bunlara radyonüklit denir. Bu süreçte radyonüklid radyoaktif bozunmaya uğrar ve bu esnada gama ışını ve/veya atom altı parçacıklar yayabilir. Bu parçacıklar iyonlaştırıcı radyasyonu oluştur. Radyonüklidler doğada bulunabildikleri gibi yapay yollarla da üretilebilirler.

Süpernova nükleosentezi kuramı, süpernova patlamalarındaki farklı pek çok kimyasal elementin nasıl üretildiğini açıklamaya çalışır. İlk kez 1954 yılında Fred Hoyle tarafından geliştirilmiştir. Nükleosentez, diğer bir deyişle hafif elementlerin ağır elementlere ergimesi, patlayıcı oksijenin yanması ya da silikonun yanması esnasında ortaya çıkar. Bu birleşme tepkimeleri, silikon, sülfür, klor, argon, sodyum, potasyum, kalsiyum, skandiyum, titanyumun yanı sıra, vanadyum, krom, manganez, demir, kobalt ve nikel gibi demir zirve elementlerinin oluşumuna yol açar. Büyük yıldızlarda saf hidrojen ve helyumdan ergiyebildikleri için bunlara “primer elementler” denir. Süpernovalardan atılımları sonucu, yıldızlararası ortamda bollukları artar. Nikelden ağır elementler, r-süreci denen bir süreçte nötronların hızlı bir biçimde tutulmasıyla ortaya çıkarlar. Ancak bunlar primer kimyasal elementlerden oldukça azdır. Yetersiz miktarda bulunan ağır elementlerin nükleosentezine yol açtığı düşünülen diğer süreçler, rp-süreci olarak bilinen proton yakalanması ve gamma süreci olarak bilinen ışıl parçalanmadır. Işıl parçalanma, ağır elementlerin en hafif ve en nötron fakiri izotoplarını sentezler.

<span class="mw-page-title-main">Nükleosentez</span> Başta proton ve nötronlar olmak üzere önceden var olan nükleonlardan yeni atom çekirdekleri yaratan süreç

Nükleosentez, daha önceden var olan çekirdek parçacıklarından, esasen proton ve nötronlardan, yeni atomik çekirdeklerin yaratılması sürecidir. İlk atomik çekirdekler, Büyük Patlama'dan yaklaşık üç dakika sonra, Büyük Patlama nükleosentezi olarak bilinen sürecin sonunda oluşmuştur. Hidrojen ve helyumun ilk yıldızların bileşenlerini oluşturması ve kainatın bugünkü hidrojen/helyum oranı o zamanlara dayanır.

Nükleer bağlanma enerjisi, atomun çekirdeğini bileşenlerine ayırmak için gereken enerjidir. Bu bileşenler nötron, proton ve nükleondur. Bağ enerjisi genelde pozitif işaretlidir çünkü çoğu çekirdek parçalara ayrılmak için net bir enerjiye ihtiyacı vardır. Bu yüzden, genelde bir atomun çekirdeğinin kütlesi ayrı ayrı ölçüldüğünde daha azdır. Bu fark nükleer bağlanma enerjisidir ki bu enerji birbirini tutan bileşenlerin uyguladığı kuvvet tarafından sağlanır. Çekirdeği bileşenlerine ayırırken, kütlenin bir kısmı büyük bir enerjiye dönüştürülür bu yüzden bir kısım kütle eksilir, eksik kütlede bir fark yaratır çekirdekte. Bu eksik kütle, kütle eksiği diye bilinir ve çekirdek oluşurken çıkan enerjiye takabül eder.

Nükleer dönüşüm, bir kimyasal element ya da bir izotopun birbirine dönüşmesidir. Her element atomlarındaki proton sayılarıyla tanımlanırlar. Başka bir deyişle, atom çekirdeği içindeki proton ya da nötron sayısında değişim gerçekleştiğinde nükleer dönüşüm meydana gelir.

Yapay elementler Dünya’da doğal olarak bulunmayan veya eser miktarda bulunan, fakat nükleer laboratuvarlarda başka elementlerden elde edilebilen elementlerdir.

Nötron yakalama, bir atom çekirdeğinin ve bir veya daha fazla nötronun daha ağır bir çekirdek oluşturmak için çarpıştığı ve birleştiği bir nükleer reaksiyondur. Nötronların elektrik yükü olmadığından, elektrostatik olarak itilen pozitif yüklü protonlardan daha kolay bir şekilde çekirdeğe girebilmektedirler.