İçeriğe atla

Nöropraksi

Nöropraksi, sinir iletiminin kesintiye uğramasından dolayı motor ve duyunun işlevlerinin geçici kaybı olan, çevresel sinir sisteminin bir bozukluğudur. Genellikte, tam onarılmaları altı ile sekiz hafta arasında olur. Nöropraksi, apraksi kelimesinden türetilmiştir. Kas ve duyu bozulmaksızın, tam düzenli hareketlerin yürütülmesinin kaybı veya bozulması anlamına gelir.

Bu durum normal olarak, kas liflerinin ve motor nöronlarının bir dış çarpmaya uğrayarak, sinire belirli bir müddet ek bir baskı uygulaması sonucu ortaya çıkan, hafif sinir hasarıdır ve tamamen iyileştirilebilir. Bu baskı iskemi oluşturur ve sinirsel bir doku bozukluğu (lezyon) ile sonuçlanır. İnsan vücudu baskıya doğal olarak, baskı olduğu yerdeki tüm yönlere doğru uzayan ödem ile tepki verir. Bu yara tam veya kısmi sinir sinyali iletimini keserek, sinyalin sinir lifinin sonraki segmentine atlamasına neden olur. Bu da, yarada sinirsel bağın aşağı yöndeki parçalarının işlevlerini azaltmasıyla veya kaybetmesiyle sonuçlanır ve kas kuvvetini kaybeder.

Nöropraksi, miyelin kılıftaki geçici bir hasarın sonucudur. Fakat sinirin yapısı sağlamdır. Bu yüzden, nöroprakside Wallerian dejenerasyonu meydana gelmez. Dejenerasyonun nöroprakside oluşmaması için çevresel sinir hasarı sınıflandırmasına uygun olarak sinir sinyali iletimini onarılmadan önce motor ve duyu işlevinin tamamen ve hızlıca kurtarılması gerekir. Aksi takdirde, hasar aksonotmezis veya nörotemezis olarak sınıflandırılır. Bu yüzden nöropraksi, çevresel sinir hasarı sınıflandırmasında en hafif olanıdır.

Nöropraksi, profesyonel atletlerde, özellikle Amerikan futbolu oyuncularında, çok yaygın olarak görülür. Bu yüzden doktor tarafından tedavi edilmelidir.

Anatomi

Nöropraksi, çevresel sinir sisteminde, üst vücudun ulnar (dirsek), medyan, radyal ve brakial pleksus sinirlerinde ve alt vücudun siyatik ve peroneal sinirlerinde meydana gelir. Çevresel sinirler miyelimli, uzun ve uzamsal olarak karmaşık hücrelerdir. Büyüklük ve bağlanırlıkları onların hasarlara maruz kalmalarını kolaylaştırırken diğer taraftan kendilerini onarma becerilerine sahiptirler. Bu durum yalnızca nöropraksi için geçerli değildir. Mikroskopik incelemeler göstermiştir ki, miyelin kılıfta hasar varken, aksonda yoktur. Bu yüzden, distal sinir lifleri dejenerasyona uğramaz, miyelin hasarı onarılabilir.

Patolojinin görevi

Patolojinin görevi, hasar oluştuktan sonra ilk 24 saat içinde, sinir hasarının genel bir tespitini yapmaktır. Hasarın ilk fiziksel belirtisi, hasarın olduğu yerde bir şişkinlik oluşmasıdır. Sinire yapılan aşırı baskı sonucu, hücresel boyutta nörotüplerde (sinirsel mikrotübüllerde) parçalanma ve nörofilament oluşur. Bazı yerlerdeki aksonlar şişer ve diğerlerini sıkıştırır. Böylece boncuksu bir şekil ortaya çıkar.

Belirtiler

Çeşitli sinir türleri, nöropraksinin konusu olabilir. Bu yüzden hasarın belirtileri aşama ve yoğunluğa göre derecelendirilir. Nöropraksinin ortak belirtileri, etkin sinir veya sinirlerin bölgesinde duyu bozukluğu, kas gücü kaybı, vasomotor, sudomotor felci ve hasarlı noktadaki sinir duyarlılığının anomalliğidir. Araştırmalar göstermiştir ki, hasarlı bölgedeki öznel duyu belirtiler şunlardır: uyuşma, karıncalanma, yanma hissi. Nesnel duyu belirtileri; dokunma, ağrı, sıcaklık ve soğukluk sayılabilir. Motor nörondan dolayı nöropraksideki belirtisi, hasarlı sinirle veya sinirlerle donatılan kasların gevşek felcidir. Belirtiler, daha çok geçicidir ve yalnızca sonuncusu kısa bir süre içinde aniden hasarı oluşturur. En ağır durumda bile nöroprakside belirtiler haftalar veya aylarca devam eder.

Nedenler

Nöropraksinin nedeni, aksonun değil yalnızca sinir sinyali iletiminde geçici bir engelleme sonucu oluşan sinirsel bir yaralanmadır. Sinirdeki kısa bir mesafede bir iletim bloğunda aksiyon potansiyel genliğinin %40 azalması veya sinirde uzun bir mesafede genliğin %50 azalması nöropraksinin nedenidir. Nöroprakside hasarlı sinire sinyal iletme, hasarın yakınsal (proksimal) tarafından uzağa doğru (distal), aksiyonel potansiyeli genliğinde büyük bir azalmayla sonuçlanır.

Hasarın mekanizması

Sinir hasarında birkaç mekanizma vardır. Bunlar; mekaniksel yara, iskemi, immünolojik nöbet, metabolik bozukluk, zehirlenme ve radyasyona maruz kalma. Hasar mekanizmasının en yaygın olanı, dış baskının kan akışını azaltması sonucu sinirde sıkışmanın oluşması ve sinir liflerinin deformasyonudur.

Teşhis

Seddom, çevresel sinir hasarı sınıflandırmasını üçe ayırır:

  • Nörotemezis, sinir hasarının en ciddi olanıdır. Sinirde ve miyelin kılıfta kesinti meydana getirir.
  • Aksonotmezis, sinir destek yapılarının büyük bir bölümü hasardan korunmuş, fakat sinir liflerinde kesinti meydana gelmiştir. Wallerian dejenerasyonu hemen hemen hasarın olduğu yerin yanındadır.
  • Nöropraksi, sinir hasarının en hafif olanıdır.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Guillain-Barré sendromu (GBS), çevresel sinir sisteminin edinilmiş bir bağışıklık kökenli yangısal bozukluğudur; merkezi sinir sistemi etkilenmez. Bu hastalık için kullanılan diğer isimler şöyledir: akut enflamatuvar demiyelinize edici polinöropati, akut idiyopatik poliradikülonörit, akut idiyopatik polinörit, Fransız polyosu, Landry'nin yükselici felci.

<span class="mw-page-title-main">Sinir sistemi</span> dış çevre ile eylemleri koordine etmekten ve vücudun farklı bölümleri arasında hızlı iletişimden sorumlu canlı biyolojik sistemi

Sinir sistemi veya sinir ağı, canlıların içsel ve dışsal çevresini algılamasına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir. Sinir sistemi iki bölümden oluşur: Merkezî sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS). MSS, beyin ve omurilikten oluşur. ÇSS, MSS'yi vücudun diğer tüm kısımları ile bağlayan uzun fiberlerden oluşur. ÇSS, motor nöronları, dolaylı istemli hareket, otonom sinir sistemi, sempatik sinir sistemi, parasempatik sinir sistemi, düzenli istemsiz işlevler ve enterik sinir sisteminden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Miyelin</span>

Miyelin, tabaka biçiminde yalıtkan bir malzemedir. Miyelinli, etrafı Schwann hücreleri tarafından sarılmış olan aksonları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Miyelin kılıf genellikle bir sinir hücresinin (nöronun) aksonunu çevreler. Sinir sisteminin düzgün çalışması için olmazsa olmazlardandır. Nöroglianın bir çıkıntısıdır. Miyelin kılıfın oluşması miyelinizasyon veya miyelinleşme olarak adlandırılır. İnsanda miyelinin oluşması her ne kadar fetus (cenin) gelişiminin 14. haftasında başlasa bile, doğum esnasında beyinde küçük miyelinler vardır. Bebeklik döneminde, miyelinleşme hızlı olur ve ergenlik dönemine kadar devam eder. Schwann hücreleri, çevresel sinir hücreleri için miyelin sağlar. Miyelin, çevresel sinir sisteminde Schwann hücreleri tarafından oluşturulurken, merkezi sinir sisteminde oligodentroglialar tarafından oluşturulur.

Somatik sinir sistemi (SSS), çevresel sinir sisteminin bir bölümüdür. Vücut hareketinin çizgili kas vasıtasıyla istemli kontrolünü sağlar. SSS, kas kasılmasını uyarmak için motor sinir lifinden oluşur. Bunlara iskelet kaslarına ve deriye bağlanan, duyusal olmayan sinir hücreleri de dahildir.

<span class="mw-page-title-main">Glia hücresi</span> merkezi ve çevresel sinir sisteminde yer alan hücrelerin çoğunluğunu oluşturan ve sinir hücresi olmayan hücreler

Nörogliya, gliyal hücreler, yalnızca gliya ya da tutkal, merkezi ve çevresel sinir sisteminde yer alan hücrelerin çoğunluğunu oluşturan ve sinir hücresi olmayan hücreler. Miyelin üretimi ile beyin ve sinir sisteminin, otonom sinir sistemi gibi diğer bölümlerindeki sinir hücreleri için destek, koruma ve homeostaz sağlarlar.

<span class="mw-page-title-main">Akson</span> Nöronun elektriksel uyarıları ileten uzun kısmı

Akson, bir sinir lifi olarak da bilinir, bir sinir hücresinin (nöronun) ince, uzun bir çıkıntısıdır. Sinir hücresinin gövdesindeki elektriksel uyarıları uzağa iletir. Aksonun işlevi bilgiyi farklı sinir hücrelerine, kaslara, bezlere iletmektir. Dokunmak ve sıcaklık algılama işlemlerini gerçekleştiren Pseudounipolar nöronlar gibi bazı duyu nöronlarında, elektriksel uyarılar, aksonun çeperinden hücrenin gövdesine doğru, oradan da aynı aksonun başka dalları vasıtasıyla omuriliğe gönderilir. Akson uyumsuzluğu, kalıtsal ve edinsel nörolojik hastalıklara neden olabilir. Bu hastalıklar hem merkezi hem de çevresel sinir sistemlerindeki nöronları etkileyebilir.

Sinir hasarı, sinir dokusundaki hasardır. Çok çeşitli sinir hasarları olduğundan dolayı açıklamada herhangi bir sınıflandırma sistemi yoktur. Çoğu sistem hasarın derecesini, belirtiler (semptomlar), patoloji ve prognoz ile ilişkilendirir.

<span class="mw-page-title-main">Sinir dokusu</span>

Sinir dokusu, sinir sisteminin ana bileşenidir - beyin, omurilik ve sinirler - vücut işlevlerinin ayarlar ve kontrol eder. Uyartıları (impuls) ileten sinir hücrelerinden (nöron) ve sinir uyartılarının yayılmasına yardımcı olan ve nöronlara besin taşıyan nöroglialardan oluşmuştur.

Aksonotmezis, sinir hücresindeki aksonların kesintiye uğramasıdır. Hasarın distal (uç) ve kısmen proksimal (yakınsal) kısmında Wallerian dejenerasyonu oluşur. Eğer aksonlar ve miyelin kılıflar hasar görür, fakat Schwann hücreleri, endonöryum, perinöryum ve epinöryum sağlam ise bu, aksonotmezis olarak adlandırılır. Aksonotmezis, nöropraksiden daha ağır bir sinir hasarı türüdür. Aksonotmezisde yakınsal kısım, büyüme konisinde bir filizlenme oluşarak onarılırken, uç kısımda aksonal dejenerasyon oluşur. Rejenerasyonlu sinir liflerinin büyüme oranı günde yaklaşık 1 mm ile 2 mm arasındadır. Bu yüzden sinyal iletimi yalnızca endonöryum içindeki düzgün büyümeye bağlı değil, aynı zamanda iletilecek mesafeye de bağlıdır.

Nörotemezis, sinirin kesilerek bütünlüğünün tamamen bozulması sonucu oluşan ve çevresel sinir hasarı sınıflandırmasına dahil edilen sinir hasarı türlerinden en ağır olanıdır. Bu tür hasarda, hem sinir hem de sinir hücresi (nöron) bozulur. Yalnızca kısmi kurtarma yapılabilirken, tam kurtarma imkânsızdır.

Nörorejenerasyon, sinir dokusu ve sinir hücresinin yeniden oluşması veya onarılmasını ifade eder. Çoğu mekanizmalar buna, yeni nörogliaların, aksonların, miyelinlerin veya sinapsların oluşmasını da ekler. Nörorejenerasyonda, çevresel sinir sistemi (ÇSS) ile merkezi sinir sistemi (MSS) arasında, işlevsel mekanizmalar ve bilhassa büyüklük ve hız farklılıkları vardır. Bir akson hasar gördüğünde, Wallerian dejenerasyonuna maruz kalan distal (uç) bölge, miyelin kılıfını kaybeder. Proksimal (yakınsal) bölge ya apoptozis ya da onarılabilir kromatolize maruz kalır. MSS'de, nöroglia ölü sinapsları istila ederek sinaptik ayrılmaya sebep olur.

Çevresel sinir hasarı, çevresel sinir sisteminde (ÇSS) hem sinirde hem de bağ dokusu etrafındaki hasarın büyüklüğüne göre Seddon sınıflandırması baz alınarak kategorize edilir. Sinir sistemi glia ile desteklenen sinir hücrelerine (nöron) bağlı olarak karakterize edilir. Merkezi sinir sisteminin aksine ÇSS'de nörorejenerasyonu mümkündür. Çevresel rejenerasyonda ortaya çıkan süreçler şu büyük olaylara ayrılır: Wallerian dejenerasyonu, akson rejenerasyonu/büyümesi ve sinir reinnervasyonu. Çerveresel rejenerasyondaki olaylar sinir hasarının ekseninde olması beklenir. Proksimal (yakınsal) eziklik, hasarlı sinir hücrelerinde bulunan ve rejenerasyonun bir parçası olan hücre gövdesinin uçlarında oluşur. Distal (uç) eziklik ise, hasarlı sinir hücrelerinde bulunan ve dejenerasyonun bir parçası olan akson ucunda oluşur. Bu uçsal ezik bölüm rejenerasyonlu aksonun büyüme yönündedir. Çevresel sinir hasarı araştırmaları, Amerikan İç Savaşı zamanında başladı ve şu ana kadarki gelişme, sadece süreçlerin genişleyerek karakterize edilmesi ve sinir rejenerasyonunu ile reinnervasyonuna katkı sağlayan faktörleri kapsamakla kalmadı, aynı zamanda sinir rejenerasyonunu arttıran biyolojik yöntemler ve büyümeyi geliştiren moleküler uygulamalar gibi tedavileri de saptadı.

<span class="mw-page-title-main">Wallerian dejenerasyonu</span>

Wallerian dejenerasyonu, bir sinir hücre gövdesinin dışında bulunan aksondaki sinir lifinin kesilmesi veya ezilmesi sonucu gelişen ve hasarın dejenerasyonunu ifade eden bir süreçtir. Bu süreçlerden biri de 'Wallerian-benzeri dejenerasyon' olarak bilinir ve özellikle aksoplazmik taşıma bozulduğunda nörodejenerasyonu meydana getirir. Hücre kültürü araştırmaları, NMNAT2 aksonal proteininin yeterli miktarda olması arızanın iletilmesinde kilit rol oynadığını göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Çevresel sinir hasarı sınıflandırması</span>

Çevresel sinir hasarı sınıflandırması, prognoza yardımcı olur ve hastalığın derecesini tanımlar. Sinir hasarı sınıflandırması 1943'te Seddon ve 1951'de Sunderland tarafından yapılmıştır. Sinir hasarının en düşük derecesi, sinirlerde hasar olmayan, fakat sinyal iletiminin aksamasına neden olan ve nöropraksi olarak adlandırılan bir hasardır. İkinci derecesi, bağ dokusu sağlam olan fakat sinir hücresindeki aksonların kesintiye uğramasına neden olan ve aksonotmezis olarak adlandırılan hasardır. Üçüncü derece hasar, hem aksonların hem de bağ dokusunu hasara uğratarak sinir bütünlüğünü tamamen bozan ve nörotemezis olarak adlandırılan bir hasardır.

<span class="mw-page-title-main">Friedreich ataksisi</span> Sinir Sistemi Hastalığı

Friedreich ataksisi, sinir sisteminde ilerleyici hasara neden olarak yürüme bozukluğundan konuşma problemlerine kadar geniş bir semptom yelpazesine sahip otozomal resesif geçişli bir hastalıktır. Kalp hastalıklarına ve diyabete yol açabilir ancak düşünme yeteneğini etkilemez.

Demiyelinizan hastalık, sinir sistemindeki nöronlarda myelin kılıfı hasarı sonucu meydana gelen hastalıkların genel ismidir. Bu hasar etkilenen sinirlerde sinyallerin iletimini bozar. Sonuç olarak iletim yeteneğindeki azalma; his kaybına, hareket, algı ya da sinirlerin rol aldığı diğer işlevlerin yetersizliğine neden olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sinir</span> periferik sinir sistemindeki kapalı, kablo benzeri akson demeti

Sinir, çevresel sinir sistemindeki kapalı, kablo benzeri sinir lifleri demetidir.

Getiren sinir lifleri, bir bölgeye gelen akson demetlerine denir. Sinir lifleri bölgeden çıkış yaptığında bu akson demetine götüren sinir demeti adı verilir. Bu terimler çevresel sinir sistemi (ÇSS) ve merkezi sinir sistemi (MSS) için kullanıldığında biraz farklı anlam taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Multifokal motor nöropati</span>

Multifokal Motor Nöropati ya da kısaca MMN, birden fazla motor siniri etkileyen saf motor nöropati şeklinde ilk olarak 1988 yılında tanımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sinir iletim hızı</span>

Sinirbilimde sinir iletim hızı (CV) sinir iletim çalışmalarının önemli bir bölümüdür. Elektrokimyasal bir dürtünün sinirsel bir yolda yayılma hızını ifade eder. İletim hızları, aşağıdakileri içeren çok çeşitli faktörlerden etkilenir; yaş, cinsiyet ve çeşitli tıbbi durumlar. Bu çalışmalar, çeşitli nöropatilerin; özellikle de demiyelinizan hastalıkların daha iyi teşhis edilmesi yönünde kolaylıklar sağlar. Bunun nedeni; demiyelinizan hastalıkların belirtileri, düşük veya var olmayan iletim hızlarına yol açar.