İçeriğe atla

Nörofibromatoz

Nörofibromatoz
Nörofibromatozis tip 1 olan yaşlı bir kadının sırtı
UzmanlıkMedikal genetik, nöroloji Bunu Vikiveri'de düzenleyin
SüreÖmür boyu
NedenleriGenetik
TedaviAmeliyat, radyoterapi

Nörofibromatoz (nörofibromatozis, neurofibromatosis), deri ve sinirlerde görülen doku bozuluklarının bulunduğu belirgilerin bir yelpazesidir. Nörofibromatoz Latince'de sinir lifliliği ya da sinir lifli olma durumu anlamına gelmektedir. Tıp dünyasında şimdiye dek bu belirgilerin en az sekiz türüne rastlanılmış olsa da, yalnızca ikisi belirgin bir biçimde ayırt edilebilmiştir. Bunlar Nörofibromatoz tip 1 (NF1, diğer adı da von Recklinghausen hastalığıdır) ve Nörofibromatoz tip 2 (NF2) olarak adlandırılırlar.[1][2] Nörofibromatoz 1'in sıklığı 3,000 doğumda 1'dir. Nörofibromatoz 2'ye ise her 50,000 doğumda 1 rastlanır.[3] Nörofibromatoz tip 3 (NF3) ve Nörofibromatoz tip 4 (NF4) ender görülür.[4]

NF 1 de, NF 2 de otozomal baskın (otosomal dominant) bir yolla alt kuşaklara geçer. Buna karşın, özellikle NF 1 bulunan kişilerin yaklaşık yarısında değişinim o kişide yeni, kendiliğinden olmuştur (o kişinin anne-babasının genlerinde değişinim yoktur, ancak annenin yumurtasında, babanın sperminde ya da döllenmeden sonra oluşan zigotta bir değişinim sonucu ilk kez o kişide hastalık açığa çıkmıştır; bu tür olgularda, ileri yaş gebelikleri sorumlu tutulmaktadır).[5][6]

Nörofibromatoz 1 (NF1)

Hastalığın oluşumu

NF 1'de oluşan sinir dokusu bozuklukları, nörofibrom (lifli sinir anlamına gelmektedir; sinirlerde oluşan bir tür iyicil büyümedir), ağımsı nörofibrom, görme siniri gliomu (görme sinirinde çıkan iyicil bir ur), astrositom (sinir gözeleri arasında bir tür destek görevini gören astrosit hücrelerinden oluşan iyicil bir urdur) gibi türlü büyümeleri içerir. Ayrıca, hamartom (çeşitli dokuların vücudun herhangi bir yerinde düzensiz büyümesi sonucu oluşan, iyicil bir ur) ve meningiom (sinir sistemindeki yapıları çevreleyen zardan oluşan, çoğunlukla iyicil bir ur) da bulgular arasında yer alabilir.[1][7]

Moleküler genetik araştırmaları, NF 1 geninin 17. soyaktaranın uzun kolunda (17q) yer aldığını, bu genin yaklaşık 350 kilobaz (350,000 nükleotidden oluşan) uzunluğunda olduğunu ve nörofibromin adı verilen bir proteini kodladığını göstermiştir. Nörofibromin bir sürü dokuda bireşimlenen ve birçok işlevi olan bir bileşiktir. Önemli işlevlerinden biri ur baskılayıcı özelliği olmasıdır; bu bileşik başka bir sürü ur baskılayıcı bileşikler gibi karmaşık yollarla gözelerin çoğalmasını engeller. NF 1 geninde şimdiye dek çok sayıda türlü değişinimler saptanmış olsa da, her bir tek kalıtyapıyla (genotip) dışyapı (fenotip) arasında bir bağlantı bulunmamıştır.[1][7]

Örneğin, NF 1 genlerinde çeşitli değişinimler (genin değişik yerlerindeki DNA moleküllerinde) bulunan 100 kişi alınırsa, bu 100 insanda ortaya çıkan nörofibromatoz hastalığındaki bulguların gendeki ayrı ayrı değişinimlerle direkt bir bağlantısı yoktur. Ancak, Nörofibromatoz 1 hastalığının gen etkinliği (penetrans olarak da bilinir) %100 olup, dışavurumu kişiden kişiye değişir. (Her kalıtsal hastalıkta iki ana kavram vardır: gen etkinliği ve dışavurum. Kimi insanlar değişinimli geni taşısa da, dışyapı olarak normaldir; hiçbir belirtisi yoktur. Buna azalmış gen etkinliği denir. Gen etkinliği matematiksel bir terimdir: örneğin %40 gen etkinliği, değişinimli geni taşıyan kişilerin yalnız %40'ında belirtilerin olduğu anlamına gelir. Buna karşılık, değişinimi olan geni taşıyan kişilerin tümünde belirtiler bulunmaktaysa (yani gen etkinliğinin %100 olduğu durumlarda), belirtilerin niceliği ve niteliği kişiden kişiye değişiyorsa, bu durum değişken dışa vurum olarak adlandırılır).[1][7]

Belirtiler ve Bulgular

Genç bir nörofibromatozlu (NF1) bir hastada görülen cafe au lait benekleri. Ayrıca, derideki bezeler de deri altında bulunan nörofibromlardan kaynaklanır.

Bir kişide NF 1 tanısının konulabilmesi için aşağıdaki ölçütlerden en az ikisi o kişide bulunmalıdır:[6][7][8][9][10]

  1. Nörofibroma’lar: patognomonik bulgu (%5 nörofibrosarkoma riski). Buna ek olarak aşağıdakilerden en az biri bulunmalıdır;[11]
  2. 6 ya da daha çok sayıda, boyutları ergenlik çağına girmemiş insanlarda en az 5 mm, ergenlik çağını geçirmiş insanlarda ise en az 15 mm olan cafe au lait benekleri (Fransızca'da sütlü kahve anlamına gelir ve tıpkı adının çağrıştırdığı gibi deride düzensiz şekli bulunan kahverenkli beneklerdir),
  3. Koltukaltı ya da kasıklarda çiller,
  4. Kaması kemikte (kafatasında alın, şakak ve ardkafa kemikleri arasındaki kemiktir) gelişim bozukluğu,
  5. Görme sinirinde gliom (optik glioma),
  6. Lisch düğümcükleri (göz bebeğinde bulunan doku bozuklukları; hamartom),
  7. Kemik lezyonları: Sfenoid kanat displazisi, sfenoid kemik agenezi, uzun kemiklerde ince korteks, kemik kırıkları ve psödoartroz, tibia displazisi, osteopenia, osteoporosis, skolyoz, sternum anomalileri, spina bifida, gelişme geriliği,
  8. Ailede NF 1 hastalığı.
Boyunda bulunan bir ağımsı nörofibrom

Ek bulgular (hastaların bir bölümünde saptanan bulgulardır): Makrosefali, sfenoid kemik displazisi, hipertelorizm, glokom, renal arter stenozu (renal hipertansiyon), koltukaltı ve kasık çilleri, skolyoz, spina bifida, hidroasefalus:[6][7][8][9]

Yüksek tümör riski vardır: Meningioma, hipotalamus tümörleri, nörofibrosarkoma, astrositoma, rabdomyosarkoma, endokrin sistem tümörleri (somatostatinoma, paratiroid adenomu, feokromositoma). Paratiroid adenomlarında, çenelerde dev hücreli oluşumlar (esmer tümör) oluşur:[6][7][8][9][10]

Ayrıca, öğrenim bozuklukları, tutarık (epilepsi; sara), zeka geriliği de bulgular arasında yer alabilir. Yukarıda da belirtildiği gibi nörofibromatoz değişken dışa vurumlu bir kalıtsal hastalıktır; bir hastada belirtilerin tümü olup, çok ağır da izleyebilir, buna karşılık yalnızca iki belirti olup, hasta olağana yakın da yaşamını sürdürebilir. Kimi hastalarda yaş ilerledikçe yeni bulgular çıkabilip, gidiş ağırlaşabilir. Bunun aksine kimi kişilerde de belirli bir yaştan sonra yeni belirti hiç çıkmayabilir. Dolayısıyla, bir NF 1 hastasında gidişatını (prognoz) kestirmek güçtür. Tüm bunlara karşın, yaşam süresinde bir kısalma beklenmez.[6][7][8][9] Bu hastalığın önemli karışıklıkları omurga eğriliği (skolyoz olarak da bilinir), sindirim borusunda nörofibromlar, feokromositoma (böbreküstü bezlerinin öz bölgesinde çıkan çoğunlukla iyicil olan bir tür ur), damarlarda doku bozuklukları ve böbrek atar damarında daralmadır.[6][7][8][9] Jaffe-Campanacci sendromuyla ilgili benzerlikleri içerir.

Tanı

Tanı koyma çoğunlukla yukarıdaki bulgular yoluyla yapılır.[12] Ancak, beyni görüntülemek (nükleer manyetik rezonans) beyincikte, bazal ganglionlarda (beyin içinde bir öbek sinir düğümleridir) ve beyin sapında miyelin yitirimini, göz sinirlerinde gliomu, damarlarda doku düzensizliklerini ve sinir kılıflarındaki urları ortaya çıkarabilir.

Sağaltım

Çoğu nörofibromatoz 1'li hastanın sağaltımını gerektirecek bir durumu yoktur. Deri altında bulunan nörofibromlar acı verici olup, estetik açıdan hastayı tedirgin edebilir. Omurilikte ve beyinde çıkan urlar cerrahi girişimle sağaltılabilir. Görme sinirinde çıkan gliom ışınlama yoluyla tedavi edilebilse de, sonuç kişiden kişiye değişir. Genetik danışmanlık önemli bir konudur ve nörofibromatoz 1'li her hastaya ve ailelerine sunulmalıdır.[13]

Nörofibromatoz 2 (NF2)

Nörofibromatozis tip 2 (santral tip nörofibromatozis): otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur; ½'si spontan gen mutasyonundan kökenli izole olgulardır.[14]

Hastalığın oluşumu

Nörofibromatoz 2 (NF2), NF 1'den çok daha az yaygındır. Nörofibromatoz 2'nin gen etkinliği NF 1 gibi %100'dür (NF 2 geninde değişinim olan kişilerin tümünde bulgulara rastlanır) ve dışavurumu da NF 1 gibi kişiden kişiye değişiklik gösterir. NF 2 geni 22. soyaktaranın uzun kolundadır (22q). Genin ürünü merlin, gözelerin yapıçatısında yer alan bir protein olup, işlevi tam olarak bilinmemektedir.[1]

Belirtiler, bulgular

Nörofibromatoz 2 olan bir hastanın beyin MR'ında görülen meningiom
Nörofibromatoz 2 olan bir hastanın beyinsapı MR'ında görülen 8. sinir schwannomu

NF 2'nin özgün patolojik bulgusu ikiyanlı (bilateral) 8. kafatası siniri (işitme ve denge siniri olarak da bilinir) schwannomudur (schwann gözeleri, çevresel sinir sisteminde sinir gözelerini saran miyelin kılıfını üreten hücrelerdir.[15][16] Schwannom ise schwann gözelerinden oluşan bir urdur). Ancak, bununla birlikte, çok sayıda meningiom ve çevresel sinir sisteminin başka yerlerinde schwannom da NF 2'nin sık rastlanan bulgularındandır. Omurilikte ependimom (epandim, merkezi sinir sisteminde beyinde ve omurilikteki iç boşlukları çevreleyen bir tür gözedir. Ependimom, bu gözelerden oluşan bir tür urdur), meningioangiomatoz (beyin zarlarında oluşan düzensiz damarlar ve kılcaldamarlar) ve beyin mikrohamartomları (düzensiz dokulardan oluşan iyicil bir ur) da NF 2 hastalarında oluşabilir.[17]

Jüvenil katartakt, retinal hamartoma, lens opaklığı gibi görme sorunlarına neden olan göz patolojileri saptanır (Nörofibromatozis tip 1'den farklı olarak Lisch nodülleri yoktur). İşitme sorunları ve kulak çınlaması yakınması aktarılır.[17]

Nörofibromatoz 2'de de NF 1'deki gibi deride düzensizlikler bulunsa da, bu hastaların tümünde yer almaz (örneğin, cafe´-au-lait lekeleri her hastada görülmez). Tanı konulabilmesi için kişide şu ölçütlerin bulunması gerekmektedir:[8][17]

  1. İki yanlı 8. kafatası siniri schwannomu (MR ile görüntülenebilir), ya da
  2. Birinci derece akrabada NF 2 tanısı, ve
    1. Tek yanlı 8. sinir schwannomu, ya da
    2. Menenjiom, nörofibrom, başka schwannom, gliom urlarından ikisi.

NF 2'de belirtilerin ortaya çıkmasında ortalama yaş 22'dir. 12 yaşından küçük çocuklarda yapılan MR çekimlerinde bulgulara rastlanmaması hastalığın olmadığı anlamına gelmez. Deride görülen cafe au lait benekleri ve nörofibromlar hastaların en çok %70'inde yer alırlar. Ayrıca, hastaların %40'ında daha çocukluktayken kendini belli eden katarakta rastlanır.[17]

Sağaltım

Nörofibromatoz 2'nin sağaltımı hastalığın karışıklıklarına bağlıdır. Meningiom ya da schwannom urları bulunan hastalarda cerrahi girişim gerekebilir. Urlar kötücül olmasa bile cerrahi girişim gerekebilmesinin en önemli nedeni bu urların bitişiğinde bulunan yapıları sıkıştırmasını önlemektir. Hastanın ve aile üyelerinin işitme duyuları ölçülmeli ve MR çekimleri birkaç yılda bir yapılmalıdır. Genetik danışmanlık da sunulmalıdır.

Nörofibromatoz 3 ve 4 (NF3, NF4)

Nörofibromatoz 3 (Riccardi tipi)

Otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. Lisch nodülleri yoktur. Sinir sistemi tümörleri 10 yaşından sonra belirir; bilateral akustik nöroma, arka çukur meningioması, spinal ve paraspinal nörofibromalar, palmar nörofibromlar, başlıcalarıdır. Kafaiçi tümörler hızla gelişerek ölüme yol açar. Deride az sayıda soluk cafe´-au-lait lekeleri bulunur.[4][5][7]

Nörofibromatoz 4

Otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. Lisch nodülleri genellikle yoktur. Atipik nörofibromalar saptanır.[4][5][7]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e Strayer DS, Saffitz JE (editors). Rubin’s Pathology: Mechanism of Human Disease. 8th edition (e-book). Wolters Kluwer, Philadelphia-Sydney-New York-Baltimore-Tokyo-London-Sydney, 2020
  2. ^ Conrad Fischer, Farshad Bagheri, Rajpal Manchandani, Richard Pinsker, Sudheer Chauhan, Parenkumar Patel, Mohammad Maruf, Dhaval Satani, Kaushik Doshi, Ayaz Alwani, Naveen Pathak, Craigh Thurm, Mohammad Babury, Mahendra C. Patel, Arthur Shalanov, Samir Sarkar, Sabiha Raouf, Jebun Nahar, Prakashkumar Patel (2010). Master the Board USMLE Step 2 CK. KAPLAN Medical. s. 287. ISBN 978-1-60714-653-7. 
  3. ^ Garcia-Romero MT, Parkin P, Lara-Corrales I. Mosaic Neurofibromatosis Type 1: A Systematic Review. Pediatric Dermatology, 33(1):9–17, 2016
  4. ^ a b c Riccardi, V. M., Eichner, J. E. Neurofibromatosis: Phenotype, Natural History and Pathogenesis. Johns Hopkins University Press, Baltimore, 1986
  5. ^ a b c Szudek J, Birch P, Friedman JM, The National Neurofibromatosis Foundation International Database Participants. Growth in North American white children with neurofibromatosis 1 (NF1). Journal of Medical Genetics, 37: 933-938, 2000
  6. ^ a b c d e f Lakkis MM, and Tennekoon GI. Neurofibromatosis Type 1: I. General Overview. Journal of Neuroscience Research, 62:755–763, 2000
  7. ^ a b c d e f g h i j Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
  8. ^ a b c d e f Goldman: Cecil Medicine, 23rd ed.Copyright © 2007 Saunders, An Imprint of Elsevier. Section XXV, Chapter 444
  9. ^ a b c d e Hennekam LR, Krantz ID, Allansonb IJ. Gorlin's Syndromes of the Head and Neck. Oxford University Press, Oxford, 2010
  10. ^ a b Khosrotehrani K, Bastuji-Garin S, Riccardi VM, et al. Subcutaneous neurofibromas are associated with mortality in neurofibromatosis 1: a cohort study of 703 patients. American Journal of Medical Genetics A, 132A: 49-53, 2005
  11. ^ D'Agostino AN, Soule EH, Miller RH. Sarcomas of the peripheral nerves and somatic soft tissue associated with multiple neurofibromatosis. Cancer, 16: 1015-1027, 1963
  12. ^ Szudek, J., Evans, D. G., Friedman, J. M. Patterns of associations of clinical features in neurofibromatosis 1 (NF1). Human Genetics, 112: 289-297, 2003
  13. ^ Viskochil DH, Hock JM, Schorry EK, et al. Skeletal abnormalities in neurofibromatosis type 1: Approaches to therapeutic options. American Journal of Medical Genetics, 149A:2327–2338, 2009
  14. ^ Baser ME, Friedman JM, Evans DGR. Maternal gene effect in neurofibromatosis 2: fact or artifact? (Letter) Journal of Medical Genetics, 38: 783-784, 2001
  15. ^ McLaughlin ME, Pepin SM, MacCollin M, et al. Ocular pathologic findings of neurofibromatosis type 2. Archives of Ophthalmology, 125: 389-394, 2007
  16. ^ Martuza RL, Ojemann RG. Bilateral acoustic neuromas: clinical aspects, pathogenesis, and treatment. Neurosurgery, 10: 1-12, 1982
  17. ^ a b c d Asthagiri AR, Parry DM, Butman JA, et al. Neurofibromatosis type 2. Lancet, 373: 1974-1986, 2009
Sınıflandırma
Dış kaynaklar


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Akciğer kanseri</span> Akciğer dokularında gelişen bir hastalık

Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalıktır. Bu kontrolsüz çoğalma, hücrelerin çevredeki dokuları sararak veya akciğer dışındaki organlara yayılmaları ile (metastaz) sonuçlanabilir. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) raporuna göre akciğer kanseri tüm dünyada kanser türleri arasında en sık ölüme neden olan kanser türüdür ve tüm dünyada her yıl yaklaşık 1,6 milyon ölüme neden olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Melanin</span>

Melanin, suda erimeyen genellikle kahverengi-sarı, fazla yoğunlaştığı bölgelerde kara renkli bir pigmenttir. Doğadaki üç kahverengi pigmentten biridir; öteki ikisi lipofuscin ve hemosiderin’dir. Gözün irisinde mavi ya da yeşil renkli olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek üstü bezleri</span>

Böbrek üstü bezleri, üçgen biçimini andıran iç salgı (endokrin) bezleridir. Anatomik olarak böbreklerin hemen üstlerinde bulunduklarından bu adı almışlardır. Kabuk (korteks) ve öz (medulla) olarak anılan iki ayrı katmandan oluşan bezlerin temel işlevi fizyolojik gerilim (stres) karşısında kortikosteroid ve katekolamin bireşimleyip kana salgılamaktır. Adrenalin ve nöradrenalin salgılarlar.

<span class="mw-page-title-main">Kromozom 17 (insan)</span>

Kromozom 17, toplamda 22 çift olan otozomal insan kromozomlarından onyedincisidir. İnsanlarda normalde bir çift halinde bulunur. 81 milyon baz çiftine ve toplam hücre DNA'sının %2,5 ya da %3'üne sahiptir. Kromozom 17, muhtemelen 1,200 ile 1,500 arasında gen içermektedir.

Cushing sendromu, 1932 yılında Harvey Williams Cushing tarafından tanısı ilk kez konmuş olan kortizol hormonunun olağanın üstünde bir düzeyde olduğu durumlarda ortaya çıkan belirtiler bütünüdür. Diğer isimleri Itsenko-Cushing sendromu, hiperadrenokortisizm veya hiperkortisizm. Cushing sendromunun alışılmış nitelikleri kilo artması, obezite, kan basıncının artması (hipertansiyon) ve derinin zayıflaması sonucu oluşan çizgilerdir. Her hastada belirtilerin tümü gözlenmeyebilir. Belirtilerin ağırlığı ve niceliği hastanın ne denli uzun bir süredir kortizol etkisinde kalmasına bağlıdır. Ancak kimi belirtiler bu durumdan bağımsız, iveğen olarak da gelişebilir. Örneğin, özellikle uyluk kemiğinin baş bölgesinin iveğen doku ölümüne uğraması çok kısa bir süredir hafif izleyen ya da yıllardır ağır izleyen Cushing sendromlu hastalarda da rastlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Nöroblastom</span>

Nöroblastom, sinir hücrelerinden çıkan tümördür.

Kistik fibrozis, akciğer, pankreas, bağırsak, ter bezleri dış salgı bezlerinde görülen, otozomal resesif kalıtımlı bir gen hastalığıdır. Kistik fibrozis hastalığı, aynı anda solunum sistemi, sindirim sistemi gibi vücudun birden çok sistem ve organını etkileyebilir. Doğumla birlikte görülen fibrozis, bu etkileme sonucu işlev bozukluklarına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Orak hücreli anemi</span>

Orak hücreli anemi, alyuvarlardaki oksijen taşıyıcı protein olan hemoglobinin anormalliği sonucu alyuvarların orak şeklini almasıyla oluşan otozomal resesif kalıtılan genetik bir hastalıktır.

Glial tümör, astrositomlar, ependimomlar, oligodendrogliom ve embriyonik tümörler dahil olmak üzere merkezi sinir sisteminin (MSS) sayısız tümörleri için kullanılan genel bir terimdir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tümörleri ciddiyet ve nüks açısından farklı kategorilere ayırmaktadır. Bu kategorilendirme en son 2016 yılında yenilenmiştir. Derece I olarak sınıflandırılan ilk tümöre pilositik astrositom denir ve en sık çocukluk çağında görülür. Bir sonraki tümör, difüz astrositomlar derece II-III ve IV olabilirler. Düşük evreli glial tümörler zamanla evre atlayabilirler. Bu tümörler davranışsal olarak agresif yani malign özellik gösterirler. Evre 3 astrositomlar anaplastik astrositom, evre 4 astrositom ise Glioblastom olarak isimlendirilir.

Cardiofaciocutaneous sendrom (CFC), ektodermal displazi bulgularını da içeren, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur. Klinik bulguları değişmeyen 4 fenotipi vardır. Bebeklerin çoğu prematüre doğar.

Costello sendromu, ektodermal displazi bulguları da içeren, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur. Deri, yüz ve iskelet sistemi bulguları ön plandadır. Spontan gen mutasyonuna bağlı az sayıda olgu vardır. Doğumda iri bebek (makrosomi) olsa da, ileriki aylarda belirgin bir gelişme geriliği saptanır. Kısa bir boyun ve büyük bir kafatası (makrosefali) vardır. İnce-kıvırcık-seyrek erken dökülen saçlar erken yaşlanma (progeria) görümü oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Genetik hastalıkların kökeni</span>

Genetik hastalıklar , bir ailede kuşaktan kuşağa aktarılabilen patolojileri niteleyen tanımlamadır. Kalıtsal hastalıkların gelecek kuşaklara aktarılmasında etkili olan faktörlerler, genlerdeki ve kromozomlardaki yapısal değişikliklerdir.

<span class="mw-page-title-main">Jaffe-Campanacci sendromu</span>

Jaffe-Campanacci sendromu, gen mutasyonuyla ortaya çıkan izole sendromlardandır. Deride café-au-lait pigmentasyonu, uzun kemiklerde non-ossifying fibromalar ile bunların neden olduğu patolojik kırıklar, çenelerde dev hücreli reparatif granülom özelliği taşıyan lezyonlar, hipogonadizm ve zeka geriliği bulgularını içerir. Kalıtsal olgular az sayıdadır ve Nörofibromatoz tip 1 grubu içinde yer alırlar.

<span class="mw-page-title-main">Cowden sendromu</span> Tıbbi durum

Cowden sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. PTEN hamartoma tümör sendromları kümesi üyelerindendir. Bazı kaynakların listelerinde, PTEN kümesi sendromlarının tümü Cowden sendromu başlığı altında toplanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Bannayan-Riley-Ruvalcaba sendromu</span>

Bannayan-Riley-Ruvalcaba sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. PTEN hamartoma tümör sendromları kümesi üyelerindendir. Bazı kaynakların listelerinde, PTEN kümesi sendromlarının tümü Cowden sendromu başlığı altında toplanmaktadır. Son yıllarda, aşırı büyüme sendromlarından biri olarak değerlendirilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Van Buchem hastalığı</span>

van Buchem hastalığı, kemik yoğunlaşmalarıyla (osteoskleroz) karakterize, iki fenotipi olan kalıtsal bir hastalıktır. Fenotiplerden biri otosomal resesif yolla aktarılır ve kıyasla daha sık görülenidir. Otosomal dominant yolla aktarılan tipi ise çok ender görülür.

<span class="mw-page-title-main">Rubinstein-Taybi sendromu</span>

Rubinstein-Taybi sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan, 2 fenotipi olan kalıtsal bir sendromdur. 16. kromozom üzerindeki(16p13.3 delesyon) CREBBP(CREB bağlayıcı protein) gen defektiyle bu hastalık oluşur.

Prekanseröz lezyon, bazı hastalıklarda kanser olmayan ancak kanserleşme riski olabilen lezyonlardır. Bu eğilim bazılarında fazla, bazılarında daha azdır. Kanserojen etkilerle bir ya da birden fazla hücrede oluşan DNA zararları ile klinikte tanımlanabilen tümör kitlesinin oluşması arasında sessiz bir dönem (lag period) vardır. Prekanseröz bir lezyonun kansere dönüşmesi (epikarsinogenez) “lag period” ile ilgilidir.

Gliom, beynin veya omurganın glial hücrelerinde başlayan bir tümör türüdür. Gliomlar, tüm beyin tümörlerinin ve merkezi sinir sistemi tümörlerinin yaklaşık yüzde 30'unu ve tüm habis beyin tümörlerinin yüzde 80'ini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Palizatlanan kapsüllü nöroma</span>

Palizatlanan kapsüllü nöroma (PEN), nadir görülen benign bir kutanöz durumdur; bu durum, küçük, sert, pigmentsiz nodüller veya papüllerle karakterizedir. Bu lezyonlar genellikle yüz derisinin mukokutanöz jonksiyonunun yakınında bir soliter (tek) lezyon şeklinde oluşur; ancak bu lezyonlar vücudun başka bölgelerinde de oluşabilir.