
Japonya, Doğu Asya'da yer alan bir ada ülkesidir. Büyük Okyanus'un kuzeybatısında konumlanan ülke; Japon Denizi'nden Çin, Kuzey Kore, Güney Kore ve Rusya'nın doğusuna; kuzeyde Ohotsk Denizi'nden güneyde Doğu Çin Denizi ve Tayvan'a kadar uzanır. De facto başkenti ve en büyük şehri Tokyo'dur. Adını oluşturan kanji karakterler, "güneş" ve "köken" anlamına geldiğinden "Doğan Güneşin Ülkesi" olarak adlandırılır.

Hong Kong (Çince: 香港, Kantonca telaffuzu:

Epilepsi ya da sara, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluktur. Beynin normal faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan elektriğin, aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. Epilepsi nöbetleri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı nöbetlerden önce korku hissi gibi olağan dışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişinin ağzı köpürebilir veya kişi yere düşebilir. Bu da kemik kırılması dâhil bazı fiziksel yaralanmalara sebep olabilir.

Testosteron, erkeklerdeki birincil seks hormonu ve anabolik steroiddir. İnsanlarda testosteron, testisler ve prostat gibi erkek üreme dokularının gelişiminde, ayrıca kas ve kemik kütlesinin artması ve vücut kıllarının büyümesi gibi ikincil cinsiyet özelliklerini teşvik etmede önemli bir rol oynar. Ek olarak, her iki cinsiyette de testosteron; ruh hali, davranış ve osteoporozun önlenmesi de dahil olmak üzere sağlık ve esenlik durumu ile ilgilidir. Erkeklerde testosteron seviyelerinin yetersiz olması, kemik kırıkları ve kemik kaybı gibi problemlere yol açabilir.

Dopamin, hücrelerde ve canlılarda önemli rol oynayan nöromodülatör bir moleküldür. Çoğu hayvanda ve bazı bitkilerde sentezlenir. Katekolamin ve feniletilamin familyasından olan bir organik bileşiktir. Beyin ve böbreklerde sentezlenen L-DOPA molekülünden bir adet karboksil grubunun çıkarılmasıyla sentezlenen bir amindir. Dopamin, merkezi sinir sisteminde nörotransmiter olarak görev yapar. Nörotransmitterler beynin belirli bölgelerinde sentezlenir, ancak sistemsel olarak birçok bölgeyi etkilerler. Beyin, biri ödül sisteminde önemli bir rol oynayan birkaç farklı dopamin yolağı içerir. Hafıza, hareket, motivasyon, ruh hali ve dikkat süresi dahil olmak üzere birçok vücut fonksiyonunda rol oynar. Genellikle yapılması durumunda sonucunda ödül beklenen eylemler ve aktiviteler, beyindeki dopamin seviyesini artırır. Birçok bağımlılık yapan ilaç dopamin seviyelerini arttırarak çalışır.

Afroamerikalılar veya Siyahi Amerikalılar olarak da bilinen Afrikalı Amerikalılar, Afrika'nın Siyah ırk gruplarından herhangi birinden kısmen veya tamamen gelen Amerikalılardan oluşan etnik bir gruptur. Afrikalı Amerikalılar, Beyaz Amerikalılar ile Hispanik ve Latino Amerikalılardan sonra ABD'deki en büyük üçüncü ırksal veya etnik grubu oluşturmaktadır. "Afroamerikalı" terimi genellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde köleleştirilen Afrikalıların torunlarını ifade eder.

Son dönem böbrek hastalığı (ESRD) olarak da bilinen böbrek yetmezliği, böbreklerin artık kandaki atık maddeleri yeterince filtreleyemediği ve normal seviyelerin %15'inden daha azında çalıştığı tıbbi bir durumdur.

Kalp yetmezliği, kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının içindeki kanı, her vuruşunda damarlara yeterli miktarda gönderememesi sonucu oluşur.

Kuyruk, belirli hayvan türlerinin vücutlarının arka ucundaki bölümdür; genel olarak, bu terim gövdenin farklı, esnek bir uzantısına atıfta bulunur. Vücudun memelilerde, sürüngenlerde ve kuşlarda kabaca sakrum ve kuyruk sokumuna karşılık gelen kısmıdır. Kuyruklar öncelikle omurgalıların bir özelliği olsa da, akrepler ve sıçrar kuyruklular gibi bazı omurgasızların yanı sıra salyangoz ve sümüklüböceklerin bazen kuyruk olarak adlandırılan kuyruk benzeri uzantıları vardır. Kuyruklu nesnelere bazen "kaudat" denir ve vücudun kuyruğa yakın veya kuyrukla ilişkili kısmına "kaudal" önadı verilir.

Ateş veya pireksi insanlarda, organizmanın enfeksiyona karşı savunma mekanizmasının bir belirtisidir ve vücut sıcaklığının hipotalamustaki sıcaklık set noktasının artması nedeniyle normal aralığı aşmasıyla ortaya çıkar. Normal sıcaklık için üzerinde mutabık kalınmış tek bir üst sınır yoktur: Kaynaklar insanlarda 37,2 ve 38,3 °C aralığında değerler kullanmaktadır. Set noktasındaki artış, artan kas kasılmalarını tetikler ve soğuk veya üşüme hissine neden olur. Bu durum, daha fazla ısı üretimine ve ısıyı koruma çabalarına yol açar. Set noktası sıcaklığı normale döndüğünde, kişi sıcak hisseder, kızarır ve terleme başlayabilir. Nadir olarak, ateş ateşli nöbeti tetikleyebilir, bu durum özellikle küçük çocuklarda daha yaygındır. Ateşler genellikle 41 ila 42 °C aralığını geçmez.
Absans nöbetleri, çeşitli genelleştirilmiş nöbet türlerinden biridir. Bu nöbetler bazen petit mal nöbetleri olarak da adlandırılır. Absans nöbetleri kısa bir bilinç kaybı ve geri dönüşü ile karakterizedir. Genellikle, bir uyuşukluk dönemi izlememektedir. Bir absans nöbeti, kısa bir süre “boşluğa” ya da boşluğa bakmaya neden olmaktadır. Diğer nöbet türleri gibi, bireyin beynindeki kısa süreli anormal elektriksel aktiviteden kaynaklanır. Bu nöbetler, üç yüzyılı aşkın bir süre önce tanımlanmış olsa da sınıflandırma, patofizyoloji, genetik, tedavi, prognoz ve bunlarla ilişkili araştırmalar yapılmaya devam etmektedir.

Hipotermi, insanlarda merkezî vücut sıcaklığının 35 °C'den aşağı düşmesine denir. Sanılanın aksine hipotermiya bir hastalık değildir. Genellikle yağmur, rüzgâr, kar veyâ soğuk suya maruz kalma gibi faktörler tarafından tetiklenir. Belirtiler sıcaklığa bağlıdır. Hafif hipotermiyada şiddetli titreme görülürken sıcaklığın daha fazla düşmesi ile orta derecede hipotermiyada titreme durur ve zihinsel karışıklık artar. Şiddetli hipotermiya başlangıcında paradoksal soyunma yaşanabilir, hipotermik kişi bilincini kaybeder ve kalp durması riski artar.

Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.

Dehidratasyon ya da dehidrasyon, fizyolojide, beraberinde metabolik süreçlerin bozulmasına neden olan toplam bir vücut suyu noksanlığı durumudur. Serbest su kaybının, genellikle egzersiz, hastalık veya yüksek çevre sıcaklığı nedeniyle serbest su alımını aştığında ortaya çıkar. Hafif dehidratasyon ayrıca dalma diürezinden de kaynaklanabilir ve bu da dalgıçlarda dekompresyon hastalığı riskini artırabilir.

Üzengi insanların ve diğer memelilerin orta kulağında, ses titreşimlerinin iç kulağa iletilmesinde rol oynayan bir kemiktir. Üzengi şeklindeki küçük kemik sesi oval pencereye iletir. Üzengi, insan vücudundaki en küçük ve en hafif kemiktir ve üzengi ile benzerliğinden dolayı Latincede de üzengi manasına gelen "stapes" ismi kullanılmaktadır. Üzengi kemiğinin sesle beraber hareket edip etmemesi incelenerek, işitme kaybı ve çeşitli hastalıklar tespit edilebilir.

Miyav, kedilerin çıkardığı sestir. Miyavlamanın farklı tonları vardır ve bazen kediler gevezelik eder, mırıldanır veya fısıldarlar. Yetişkin kediler nadiren birbirlerine miyavlarlar, insanlara miyavlayan yetişkin bir kedi muhtemelen insanların dikkatini çekmeye çalışıyordur.

Lamotrijin (Lamotrigine) ya da bilinen ticari ismiyle Lamictal veya Pinral, epilepsi, tedavisinde ve bipolar bozuklukta depresif atakların tekrarını geciktirmek veya önlemek için kullanılan antikonvülsan bir ilaçtır. Epilepsi kavramına fokal nöbetler, tonik-klonik nöbetler ve Lennox-Gastaut sendromundaki nöbetler dahildir. Bipolar bozuklukta, lamotrijinin akut depresyon safhasını güvenilir bir şekilde tedavi ettiği gösterilememiştir. Ancak günümüzde semptomatik olmayan bipolar bozukluğu olan hastalar için gelebilecek depresyon atakları riskini azaltmada etkili görünmektedir.

Status epileptikus, 5 dakikadan uzun süren tek bir nöbete veya 5 dakikalık bir süre içinde kişinin normale dönmediği 2 veya daha fazla nöbete verilen isimdir. Özellikle tedavi ertelenirse hayatı tehdit eden tıbbi bir acil durumdur.
Fenitoin (PHT), bir anti-nöbet ilacıdır. Tonik-klonik nöbetlerin ve fokal nöbetlerin önlenmesinde yararlıdır, ancak absans nöbetlerin önlenmesinde yararlı değildir. İntravenöz form olan fosfenitoin, benzodiazepinlerle düzelmeyen status epileptikus için kullanılır. Belirli kalp ritim bozuklukları veya nöropatik ağrı için de kullanılabilir. İntravenöz uygulanabilir veya ağızdan alınabilir. İntravenöz form genellikle 30 dakika içinde etki etmeye başlar ve yaklaşık 24 saat etkilidir. Uygun dozu belirlemek için kan seviyeleri ölçülebilir.
Fonksiyonel nörolojik bozukluk veya kısaca FND, hastaların zayıflık, hareket bozuklukları, bayılma gibi duyusal ve nörolojik semptomlar yaşadığı bir durumdur. Fonksiyonel nörolojik bozuklukların semptomları klinik olarak tanınabilir, ancak herhangi bir organik hastalık ile ilişkili değildir. Fonksiyonel nörolojik bozuklukların alt grupları, fonksiyonel nörolojik semptom bozukluğu (FNsD), konversiyon bozukluğu ve psikojenik hareket bozukluğu/ epileptik olmayan nöbetleri içerir. Tanı, bir nörolog konsültasyonu sırasında muayenedeki pozitif belirti ve semptomlara dayanarak konur. Fizyoterapi, özellikle motor semptomları olan hastalar için yararlıdır ve bilişsel davranışçı terapi ise dissosiyatif atakları olan hastalarda daha çok etkilidir.