İçeriğe atla

Nâbî

Yusuf Nabi'nin mezarı

Yusuf Nâbi, (Osmanlı Türkçesi: نابی) Nabî, d. 1642; Urfa - ö. 13 Nisan 1712;[1] İstanbul), Divan Edebiyatı şairi.[2]

Hayatı

1642 senesinde Urfa'da doğan Yusuf Nâbi yokluk ve sefalet içinde yaşayarak büyür ve 24 yaşındayken de İstanbul'a gider. Burada eğitimine devam ederek şiirleri ile tanınmaya başlar. Paşa vefat edince ise Halep'e gider. İstanbul'da geçirdiği dönemde birçok önemli isimle arkadaşlıkları olur, sarayla da bazı ilişkiler kurar. Bunun da etkisiyle, Halep'te geçirdiği yıllarda (yaklaşık 25 yıl) devletin sağladığı imkânlarla rahat bir hayat sürdürür. Eserlerinin çoğunu Halep'te geçirdiği bu yıllarda kaleme alır. Daha sonra arasının da iyi olduğu Halep Valisi Baltacı Mehmet Paşa Sadrazam olunca Nâbi'yi yanına alır. Bu dönemlerde Nâbi, Darphane Eminliği, Başmukabelecilik gibi görevlerde bulunur. Ayrıca, bazı kaynaklara göre Nâbi aynı zamanda çok güzel bir sese sahiptir ve müzik konusunda da fazlasıyla başarılıdır. "Seyid Nuh" ismiyle bazı besteleri olduğu bilinir. Nâbi, İstanbul'da 1712 yılında ölür. Kabri Karacaahmet Mezarlığı'nda Miskinler Tekkesi'ne giden yolun sol kenarında olup, II. Mahmut ve II. Abdülhamit tarafından tamir ettirilir. Nabi bazı kaynaklara göre esprilidir.

Dönemi, çalışmaları

Nâbi'nin ünlü Hayriyye'sinin yazma nüshalarından birinin ilk iki sayfası

Nâbi, Osmanlı'nın duraklama devrinde yaşamış bir şairdi, idare ve toplumdaki bozukluklara şahit oldu. Çevresindeki bu negatif olgular onu didaktik şiir yazmaya itmiş, eserlerinde devleti, toplumu ve sosyal hayatı eleştirmesine neden olmuştur. Ona göre şiir, hayatın karşılaşılan sorunların ve günlük hayatın içinde olmalı, hayattan, insandan ve insanî konulardan izole edilmemelidir. Bu yüzden şiirleri hayat ile alâkalı, çözümler üretmeye çalışan, yer yer nasihatta bulunan bir şairdir. Eserlerinin herkes tarafından anlaşılması ve hayatla iç içe olmasını istemesindendir belki de, kullandığı dil yalın ve süssüzdür.

"Bende yok sabr u sükûn, sende vefadan zerre; İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere."

Nâ ve bî kelimeleri Farsça 'yok' manasına gelmektedir. Bu beyitte Nabî mahlasının oluşumunu belirtmektedir.

Eserleri

Ayrıca bakınız

  • Dîvân edebiyatı

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 17 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 28 Ocak 2018. 
  2. ^ "Yusuf Nabi". Milli Kütüphane Başkanlığı. 15 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Nedîm</span> Divan edebiyatı şairi

Nedîm, Divan Edebiyatı eserleri veren Türk bir şairdi. Şöhretini, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1718-1730 yılları arasındaki Lâle Devri'nde kazandı. Hayatı ve eserleri ile Lâle Devri ruhûnun en önemli temsilcisi olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Bâkî</span> Türk divan edebiyatı şairi

Bâkî ya da asıl adıyla Mahmud Abdülbâkî, Türk divan şairi.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

Şeyhî, Kütahya doğumlu 15. asır Türk divan şairi ve tabip.

<span class="mw-page-title-main">Leylâ Saz</span> Türk şair

Leyla Saz, Türk besteci, yazar, şair.

<span class="mw-page-title-main">Mehmet Emin Yurdakul</span> Türk şair ve milletvekili

Mehmet Emin Yurdakul, Türk şair ve milletvekili. "Türk Şairi", “Millî Şair” olarak anılır.

Rami Mehmed Paşa II. Mustafa saltanatında, 24 Ocak 1703 - 22 Ağustos 1703 tarihleri arasında 7 ay sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. İstanbul'un Rami semtine adını vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Koca Mehmed Ragıp Paşa</span> 137. Osmanlı sadrazamı

Koca Ragıp Paşa, - Osmanlı devlet adamı, diplomat, şair, kütüphaneci, çevirmen. III. Osman ve III. Mustafa saltanatında 11 Ocak 1757 - 8 Nisan 1763 tarihleri arasında altı yıl iki ay yirmi sekiz gün sadrazamlık yapmış bir devlet adamıdır. Şair kişiliği ile tanınır.

<span class="mw-page-title-main">Ziya Paşa</span> Osmanlı Türkü şair, mütefekkir ve devlet adamı

Ziya Paşa doğum adıyla Abdülhamid Ziyâeddin, Tanzimat devri devlet ve fikir adamı, gazeteci ve şairdir. Osmanlı İmparatorluğu'nda 19. yüzyılın en önemli devlet adamlarından birisidir ve Tanzimat edebiyatının en fazla eser veren yazarlarındandır. Şinasi ve Namık Kemal ile birlikte “Batılılaşma” kavramını ilk defa ortaya atan Osmanlı aydınları arasında yer alır.

Sünbülzade Vehbî, 18. yüzyılın dîvan şairlerindendir. Asıl adı Mehmet olup, Maraş'ta 'Sünbülzadeler' olarak anılan ailenin bireylerindendir.

Varlık, 15 Temmuz 1933'te Yaşar Nabi Nayır tarafından yayımlanmaya başlanan aylık sanat ve edebiyat dergisidir.

<span class="mw-page-title-main">Namık Kemal</span> Osmanlı yazar ve gazeteci

Namık Kemal, Türk milliyetçiliğine esin kaynağı olmuş, Genç Osmanlı hareketine bağlı yazar, gazeteci, devlet adamı ve şairdir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde eğitim amacıyla Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden gençler oradaki edebiyatta gördükleri yenilikleri ülkeye dönüşlerinde Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. Bu şekilde belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi edebiyatıdır.

Enderûnlu Fâzıl, 18. yüzyılda yaşamış olan divan şairidir. Enderûn mektebinde yetiştiği için bu lakabı almıştır. Açık bir eşcinsel olan şairin eserleri Osmanlı İmparatorluğu'nda eşcinsel edebiyatıyla ilgili en bilinen örneklerden bazılarını oluşturur.

Hersekli Arif Hikmet, 19. yüzyıl şairi.

Mustafa Naîmâ ya da tam adıyla Halepli Mustafa Naîmâ Efendi,, Osmanlı tarihçisi, ilk resmî Osmanlı vakanüvisi. 17. yüzyıl Osmanlı tarihini ele aldığı Târîh-i Naîmâ ile bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Divan şairi</span>

Divan şairi, belli kıstasları ve mazmunları bulunan divan edebiyatı içinde eserler veren şairlere verilen addır. Eski Türk edebiyatını içerdiği gibi İslam coğrafyasındaki diğer dillerin edebiyatlarını da içine alan bu edebiyatta ortak bazı kurallar bulunmaktadır. Divan şairleri bu kurallara katiyen riayet etmiştir. 19. yüzyıla kadar yerel ya da bağımsız bir edebiyat anlayışı türetilmemiştir. Klasik Türk edebiyatı içerisinde şiir dışındaki yazı şekilleri rağbet görmüyordu. Yazılan her şey nazım- yani şiir şeklindeydi. Bu yüzden "divan şairi" tamlaması divan edebiyatçılarına işaret edebilir. Şairler divan edebiyatının ilk dönemlerinden beri tezkirelerde anılmıştır. Bu edebiyat tarihlerinde divan şairlerinin biyografileri, şiirlerinden örnekler bulunmaktadır. Osmanlı coğrafyasında yazılan tezkirelerde toplam 3182 şair yer almaktadır. Divan şairleri çeşitli mesleklere sahiptiler. İlmiye(%36), derviş(%5.7), bürokrat(%2.8), asker(%4), esnaf(%3.7) bunlardan birkaçıdır. En çok divan şairi yetiştiren yöreler bürokrasi ve saray eşrafının yoğun olduğu yerlerdir. İstanbul 609, Bursa 156, Edirne 150, Konya 69, Diyarbakır 40, Kastamonu 36, Bağdat 35, Gelibolu 30, Bosna 26, Kütahya 24 şairle önemli tezkirelerde yer alan yörelerdir.

Bosnalı Sabit; 17. ve 18. yüzyıllar arasında yaşamış olan Osmanlı şairidir.

Bu sayfada 1712 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan olaylar yer alır.