İçeriğe atla

Münazarat

Münazarat
YazarSaid Nursi
YayımcıEnvar Neşriyat
Sözler Neşriyat
RNK Neşriyat
Yeni Asya Neşriyat
Tenvir Neşriyat
Zehra Yayıncılık
İhlas Nur Neşriyat
Söz Basım Yayın
Mutlu Yayıncılık
Nubihar Yayınları

Münazarat; Said Nursî'nin Risale-i Nur adlı külliyatında bulunan kitaplarından biridir. Külliyatın bazı kitaplarında yer alan önemli meselelelerin bir kısmı bu eserde de yayınlanmıştır.

Münâzarât, münâzaralar demektir. Said Nursî doğuda Kürt aşiretleri arasında dolaşmış ve onların sorduğu sorularına verdiği cevapları bu kitapta yayımlamıştır. Kitapta Meşrûtiyet'in gerekliliği, faydaları ve İslâm'a aykırı olmadığı anlatılır. Bediüzzaman'ın hayatının sonraki devrelerinde de gerçekleştirmek için çabaladığı Medreset-üz Zehra projesi bu kitapta işlenen diğer konulardandır.

Muhakemat kitabı "Reçetetü'l-Ulema" veya "Reçetetü'l-Havas" olarak adlandırılırken, Münazarat "Reçetetü'l-Avam" olarak adlandırlır. Bir diğer adlandırma da "Ekrad Reçetesi" olarak bilinmektedir.

Kitabın girişinde yazar Azametli bahtsız bir kıtanın, şanlı tali'siz bir devletin, değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi şeklinde tanımlamaktadır. Bu cümlede geçen kıtanın Asya, devletin Osmanlı devleti ve kavmin Kürtler olduğu şeklinde yorumlanmaktadır.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Said Nursî</span> Kürt asıllı Türk İslam âlimi

Sait Okur, bilinen adıyla Said Nursî, Kürt İslam âlimi, müfessir ve yazar. Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye azalığı, Birinci Dünya Savaşı'nın Kafkasya Cephesi'nde milis alay kumandanlığı yapmıştır. İslam üzerine yazılmış ve 300 kadar ayeti tefsir eden Risale-i Nur isimli 50'den fazla dile çevrilen külliyatın yazarıdır.

<i>Risale-i Nur</i> tefsir külliyatı

Risale-i Nur, konu sırası takip etmeyen, güncel, İslami ve imani konularda Said Nursi tarafından 1925 yılında yazılmaya başlanmış, 24 yılda tamamlanmış kitap ve kitapçıklardan oluşan bir külliyattır.

Sözler, İslam alimi Said Nursî tarafından 1925-1931 yılları arasında yazılan bir kitaptır. Risale-i Nur külliyatının en geniş hacimli kitabıdır.

<i>Mektûbat</i> (Said Nursî)

Mektubat, İslam alimi Said Nursî'ye ait kitap. 1928 ve 1935 yılları arasında kısım kısım yazılmış olan eser aynı zamanda Risale-i Nur Külliyatının bir parçasıdır. Eserdeki soruların ise talebesi Hulusi Yahyagile ait olduğu ifade edilmektedir.

<i>Kastamonu Lahikası</i>

Kastamonu Lahikası Said Nursî'nin Risale-i Nur adlı külliyatında bulunan bir eseri. Yazarın, Kastamonu'da talebeleri ile yaptığı karşılıklı mektuplardan oluşan bir eserdir.

İşârâtü'l-İ'câz, yazıldığı dönemin I. Dünya Savaşı Pasinler Cephesinde Milis Albay olan Said Nursî'ye ait İslami kitap, 1918 yılında ilk baskısı yapılmıştır.

Muhâkemât Said Nursî'nin eseri.

<span class="mw-page-title-main">Medresetü'z-Zehra</span>

Medresetü'z-Zehra Said Nursî tarafından doğuda İslami ilimleri ve Fen bilimleri'nin birlikte okutulmasını planladığı Üniversite düzeyindeki projenin adıdır.

Nur Cemaati, Nurcular veya Risale-i Nur hareketi, Said Nursi tarafından telif edilen Risale-i Nur adlı eserlerin bilgileri istikametinde teşekkül eden, 20. yüzyıl başlarında doğan İslâmî harekettir. İtikadi ve fıkhi bakımdan Sünni İslam'a bağlıdırlar. Müslümanların birliği dedikleri ittihad-ı İslam'ı ve halifeliğin geri getirilmesini savunurlar. Cemaatin temel faaliyeti Risale-i Nurların okunması, yazılması, anlaşılmaya çalışılması ve insanlara ulaştırılmasıdır. Bu faaliyet Cemaat mensupları tarafından "Hizmet-i imaniye ve Kur'aniye" veya kısaca ''Risale-i Nur Hizmeti'' diye tabir edilen kavramlarla ifade edilir.

Şuâlar, Said Nursi'nin Risale-i Nur adlı külliyatında bulunan kitaplarından biridir. Şuâ, ışın demektir. Kitapta kainattan yaratıcısını soran bir seyyahın gözlemleri yine o kişinin gözüyle anlatılır.

Emirdağ Lahikası, Said Nursi'nin yazmış olduğu Risale-i Nur külliyatının parçası olan eser.

Barla Lahikası, Said Nursi'nin Risale-i Nur adlı külliyatında bulunan kitaplarından biridir. Said Nursi'nin Isparta'nın Eğirdir ilçesine bağlı Barla köyünde ikamet ettiği günlerde yazdığı risalelerden oluşur.

Sikke-i Tasdik-i Gaybi Said Nursi'nin Risale-i Nur adlı külliyatında bulunan kitaplarından biridir. Bazı dini görüşlerin açıklandığı bir risale özelliği taşır.

<i>Sirac-ün Nur</i>

Sirac-ün Nur; Said Nursi'nin Risale-i Nur adlı külliyatında bulunan kitaplarından biridir. Sirac-ün nur ışık saçan nur anlamına gelmektedir. İçeriğinde çeşitli dini gerçekler ve bilimsel izahlar bulunmaktadır.

Hutbe-i Şamiye; Said Nursi'nin Risale-i Nur isimli külliyatının dışında eskiden Şam kentinde verdiği bir hutbedir. Şam hutbesi anlamına gelir.

İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi; Said Nursi'nin Risale-i Nur adlı külliyatında bulunan kitaplarından biridir. “İki Musibet Okulunun Diploması” anlamına gelir. Kitapta Said Nursi'nin 1909 yılında Divan-ı Harb-i Örfî’de yaptığı savunmaları yer almaktadır.

<i>Zülfikar</i> (kitap)

Zülfikar, Said Nursi'nin Risale-i Nur adlı külliyatında bulunan eserlerden biridir. Risale-i Nur’un çeşitli yerlerinde Zülfikar-ı Mucizat, Zülfikar Mecmuası, Zülfikar-ı Mucizât-ı Kur’âniye Mecmuası gibi isimlerle anılır.

Said Nursî kendisinin skolastik bir medrese hocası gibi değerlendirilmemesini, Risale-i Nur'un Arş-ı Azam'dan indirilerek kendisine yazdırılan ve mehdiliği temsil eden Kur'an hakikatleri olduğunu, kendisinin sadece bir aracı ve elçi olduğunu ifade eder. Öyle ki Kur'an'ın yanında celcelutiye, mektubat, gibi asırlar önce yazılmış eserler ima ve işaretler yoluyla muhtelif yerlerde Risale-i Nur'a işaret eder, mücadelesini destekler, Risale-i Nur'un mahrem ve izni ilahi tarafından uygun görülmeyen kısımları yazdırılmaz ya da ilgili bölüm atlanılarak izin verilen kısımlar yazdırılmaya devam eder. Kendisinin mücadele alanı ise başta insanın sonsuz azap çekmesini gerektiren imansızlığın yanında imansızlığın en büyük kaynağı olarak gördüğü ve ahir zamanın büyük deccali olarak adlandırdığı bolşeviklik ve İslam deccali veya süfyan olarak nitelendirdiği Mustafa Kemal'den ve Cumhuriyet Devrimleri'nden başkası değildir. Cumhuriyete taraf olmakla birlikte, şeriatı yürürlükten kaldıran laikliğe şiddetle karşıdır ve şapka giyilmesini de küfür işareti olarak görür. Çünkü ona göre şeriat adalet-i mahza ve fazilettir.

Âsâr-ı Bedîiyye Said Nursî'nin "Eski Said Dönemi" olarak adlandırdığı birçoğu Cumhuriyet'ten önce yazdığı kitapçıklardan oluşmaktadır.