İçeriğe atla

Mykale Muharebesi

Maraton Muharebesi
Yunan-Pers Savaşları

Dilek Yarımadası ve Dilek Dağı
Tarih27 Ağustos MÖ 479
Bölge
Mykale Dağı / İyonya
Sonuç Kesin Grek galibiyeti
Taraflar
Yunan kent devletleriAhameniş İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Leotychides
Xanthippus
Perilaus (ölü)
Mardontes (ölü)
Tigranes (ölü)
Artayntes
Ithamitres
Güçler
40 bin asker
110 - 250 gemi
60 bin asker
300 gemi
Kayıplar
300 gemi

Mykale Muharebesi, Yunan-Pers Savaşları'nın ikinci evresi sayılan Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı sırasında gerçekleşen ve bu Pers seferini sona erdiren önemli iki muharebeden biridir. Muharebe, MÖ 479 yılının 27 Ağustos'u ya da civarında Batı Anadolu kıyılarındaki, antik adı Mykale olan Dilek Dağı yamaçlarında, Grek kent devletleri İttifakı ile Akamenid İmparatorluğu kuvvetleri arasında yapılmıştır. Bizzat I. Serhas'ın komutası altında Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı'nın başlarında Pers kuvvetleri Thermopylae Muharebesi'nde ve Artemision Deniz Muharebesi'nde başarı kazanarak Teselya, Boeotia ve Attika'yı istila ettiler. Ancak daha sonra Salamis Deniz Muharebesi'nde Pers Donanması ağır bir darbe almıştır. Bu muharebeyle Pers kuvvetlerinin Mora Yarımadası'nı istilasının önüne geçilmiş oldu. Donanmanın büyük kısmını kaybeden I. Serhas Pers Ordusu'nun önemli bir parçasıyla Asya'ya çekilirken General Mardonius komutasında seçkin birliklerini, Yunanistan'ın istilasına devam etme göreviyle Yunanistan'da bırakmıştır.

Grek İttifakı MÖ 479 yılı yaz aylarında, Yunanistan standartlarına göre oldukça büyük bir ordu ile General Mardonius üzerine ilerlediler ve iki taraf arasında Platea Muharebesi gerçekleşti. Aynı sırada Grek İttifakı Donanması da Pers Donanması'ndan arta kalan gemilerin çekildiği Sisam yönünde hareket etmiştir. Pers Donanması, Salamis'teki yenilgiden sonra güçten düşmüş ve mürettebat demoralize olmuş durumdadır. Bu durumda muharebeden kaçınarak Dilek Dağı kıyılarına yönelmiştir. Burada gemiler sahilinde karaya çekilmiş, bölgedeki Pers kuvvetinin de desteğini sağlamıştı. Gemiler ve kamp ahşap bir savunma duvarıyla güven altına alınmıştır. Diğer taraftan Grek komutan Leotychides tüm askerlerini karaya çıkararak Pers kampına saldırma kararı vermiştir.

Pers askerleri cesurca mücadele ettilerse de ağır zırhlı hoplitler karşısında tutunamayarak kamplarına çekildiler. Dahası Pers birlikleri arasındaki İyonlar da taraf değiştirdiler. Kampa yönelen İyon ve Grek saldırısı sonucunda Pers askerlerinin büyük bölümü kılıçtan geçirilmiştir. Daha sonra Pers gemileri de ateşe verildi. Mykale'deki filonun ve Platea'da General Mardonius Ordusu'nun imha edilmesiyle Yunanistan'a yönelen Pers saldırısı kesin olarak sona erdirilmiştir. Bu iki savaşın ardından Grek İttifakı Pers kontrolündeki bölgelere karşı saldırılara başlayacaktır. Sonuç olarak Yunan-Pers Savaşları'nda bir dönüm noktasına gelinmiştir.

Antik kaynaklar

Grek – Pers Savaşları üzerine birinci el kaynakların hemen hemen tümü Grek kaynaklarıdır. Pers tarihçilerin çalışmalarından hiçbiri günümüze ulaşmadı. Bunun sonucu olarak gerek Grek- Pers Savaşları, gerekse de Persler konusundaki bilgilerimizin az çok "taraflı" olduğunu kabul etmek gerekecektir.[1] Yunan-Pers Savaşları konusunda birincil kaynak Grek tarihçi Herodot'tur. "Tarihin babası"[2] olarak bilinen Herodot, Önasya'daki o zaman için Pers hakimiyetinde olan Halikarnas'da MÖ 484 yılında doğmuştur. Herodot, Historia adlı çalışmasını MÖ 440-430 yılları arasında yazmıştır. Bu çalışmasında Grek – Pers Savaşları'nı anlatmıştır. Söz konusu savaşların MÖ 450 yılında sona erdiği düşünülürse, Herodot'un bu çalışması, konu aldığı olaylarla çağdaş sayılır.[3] Herodot'un tarzı tümüyle öyküleştirme tarzıydı ve en azından batı toplumları açısından tanınan bir tarih anlatımı olarak görülmektedir.[3] Herodot'un, olayları tanrıların istek ve kaprislerine, kişilerin iddialarına dayanmadan diğer yandan olayların tarihsel değerlerini nispeten objektif vermesi, bir tarihçi için aranan bir nitelik dizisi olarak kabul edilmektedir.[3]

Herodot'tan sonraki, Tukididis gibi bazı tarihçiler, her ne kadar onun tarzını izlemişlerse de eleştirmekten geri kalmamışlardır.[4][5] Bununla birlikte Tukididis kendi tarih çalışmasını, Herodot'un bıraktığı yerden, Sestos Kuşatması'ndan başlatmayı seçmiştir. Muhtemelen, Herodot'un çalışmasının düzeltilmeye ya da yeniden yazılmaya gerek duymayacak kadar doğru olduğunu düşünmüştü.[5] Örneğin Plutarkhos da Herodot'u bir denemesinde yeterince Yunan yanlısı olmamakla suçlayarak eleştirmiş, "barbarperver" olarak tanımlamıştır.[6] Rönesans Avrupa'sında çok okunmaya devam ediyor olsa da Herodot hakkında olumsuz bir yargı sürmüştü.[7] Ancak 19. yüzyıla gelindiğinde, bir kısım arkeolojik bulgularla defalarca desteklenince Herodot'un değeri kabul edilir olmuştur.[8] Günümüz yaygın görüşü, Herodot'un çalışmasının son derece değerli bir tarih kaydı olduğu yönündedir. Bununla birlikte, özellikle birliklerdeki mevcutlar ve tarihler konusunda verdiği ayrıntıların yer yer kuşkuyla karşılanması da söz konusu olmaktadır. Öte yandan halen birçok tarihçi, Herodot'un anlatımının Pers karşıtı bir eğilimde olduğuna ve olayların, dramatik bir etki yaratmak amacıyla abartılmış ya da süslenmiş olduğu kanısındadır.[9]

Grek asıllı Sicilyalı tarihçi Diodorus, MÖ I. yüzyılda kaleme aldığı ve Tarih Kitaplığı adının verdiği çalışmasında, daha eski bir Grek tarihçi olan Eforos'tan kısmen yararlanarak Yunan-Pers Savaşları'yla ilgili olarak bazı bilgiler vermektedir. Bu bilgiler Herodot'unkilerle tamamen uyumludur.[10] Yılanlı Sütun gibi bazı arkeolojik belgeler de Herodot'un anlatımının desteklemektedir.[11]

Yakın geçmiş

Savaş öncesi Yunanistan, Ege Denizi ve Batı Anadolu

Yunan kent devletlerinden Atina ve Eretria, İyon kent devletlerinin Pers hakimiyetine karşı MÖ 499 – 494 yılları arasında gerçekleşen ve başarısızlıkla sonuçlanan ayaklanmasını askeri olarak desteklemişlerdi. Bu tarihlerde Pers İmparatorluğu henüz genç bir imparatorluktu ve hakimiyeti altına aldığı topraklardaki halklar, halen ayaklanma eğilimi içindeydiler.[12][13] Öte yandan İmparator I. Darius tahtı pek de meşru olmayan yoldan ele geçirmişti, dahası hükümdarlığının büyük bir bölümünde ayaklanan tebaasını bastırmakla geçirdi. İyon Ayaklanması da imparatorluğun bütünlüğü için bir tehdit olmuştu ve dışarıdan da desteklenmesi, gelecekte yenilenebileceği yönünde endişeler uyandırıyordu. Atina ve Eretria'nın caydırıcı bir şekilde cezalandırılması gerekiyordu.[14][15] Öte yandan Antik Yunan dünyasının siyasi bir birliğe sahip olmaması da I. Darius'un işini kolaylaştıracak gibi görünüyordu.

Yunanistan'ın kara yaklaşımları üzerine bir hazırlık seferi düzenlemeye karar veren I. Darius, MÖ 492 yılında damadı Mardonius komutasında bir ordu ve donanmayı Trakya ve Makedonya'ya göndermiştir. Bu seferle, Trakya yeniden Pers İmparatorluğu topraklarına dahil edildi ve I. Aleksandros'un Makedonya Krallığı'ı Pers Sarayı'na bağlı bir krallık haline getirdi.[16] Ancak daha sonra uğranılan bir deniz felaketi seferin, ana hedefi olan Yunanistan'a ulaşamadan sona erdirilmesini zorunlu kılmıştır.

Bu seferin ardından yeni bir ordu ve donanmadan oluşan Pers istila kuvveti General Datis ve Sard Satrap'ının oğlu Artaphernes komutasında MÖ 490 yılında Atina'ya saldırmak üzere harekete geçirilmiştir.[17] Bu kuvvetler Yunanistan'a ulaşmadan önce Nakşa'yı ve ardından Eretria'yı bir kuşatmanın ardından ele geçirmiştir. Yunanistan anakarasında Maraton Ovası'nda karaya çıkan Pers Ordusu burada gerçekleşen Maraton Muharebesi'nde kesin bir yenilgiye uğramıştır. Bu yenilgi istilanın sonunu belirlemiş, Pers Ordusu ve Donanması Asya kıyılarına geri çekilmiştir.[18]

I. Darius bu yenilgi ardından daha büyük bir ordu ve donanma teşkil etmeye başlamıştır. Ancak hazırlıklar tamamlanmadan ölmüştür.[19] Tahta geçen oğlu I. Serhas babasının başlattığı hazırlıları yürütmeye devam etmiştir.[20] Bu hazırlıklar sürerken Atina ve Sparta dışındaki diğer Grek kent devletlerine Pers hakimiyetini kabul etmelerini isteyen elçiler gönderildi. Atina ve Sparta, Darius'un aynı amaçla göndermiş olduğu elçileri öldürmüştüler. Dolayısıyla bu iki kent devleti zaten Pers İmparatorluğu ile savaş durumundaydılar. Bir kısım kent devleti Pers iradesine boyun eğerken diğerleri Sparta ve Atina etrafında bir ittifak oluşturmak üzere toplandılar. Bu gelişmeler, MÖ 481 yılının sonbaharı sonlarında Korint'te Grek kent devletleri temsilcilerinin bir araya geldiği bir konferans toplanmasına varmıştır. Bu konferansta Grek kent devletleri arasında ittifak oluşturan bir konfederasyon kurulmuştur.[21] Esasen halen birçoğu kendi arasında savaş durumunda olan Grek kent devletlerinin böylesi bir ittifak içine girebilmeleri oldukça dikkat çekicidir.[22]

Grek İttifakı başlangıçta Pers kuvvetlerinin Yunanistan'ın kuzey yaklaşımlarının karada önlenmesi yönünde bir strateji belirlemiştir.[23] Bu gerçekleştirilemeyince üzerinde karar kılınan engelleme hattı karada Thermopylae Geçidi, denizde ise Artemision Boğazı olmuştur. Buna göre Grek İttifak Donanması Artemision Boğazı'nı, Sparta kralı I. Leonidas komutasındaki birleşik ordu ise Geçidi tutmuştur. Thermopylae Muharebesi'nde Leonidas kuvvetleri, kendilerinden kat kat üstün Pers Ordusu karşısında son derece başarılı bir muharebe vererek hatlarını altı gün boyunca savunmuştur. Ancak savunmanın çevresini dolaşan bir dağ yolundan geçen güçlü bir Pers kuvveti tarafından kuşatılma tehlikesi ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine ordunun büyük kısmı geri çekilirken Geçit'te Spartalı ve Thespialı bir kısım kuvvet artçı olarak kalmıştır. Kral I. Leonidas komutasındaki bu artçı birlik sonunda kuşatılarak tümüyle imha edildi.[24] Aynı günlerde Artemision'da da bir dizi deniz muharebesi yaşanmış, ancak taraflar birbirlerine karşı bir üstünlük sağlayamamıştı. Ancak Thermopylae Geçidi'nin düştüğü haberi alınınca, zaten durum denk de olsa ağır kayıplar vermiş olan Donanma geri çekilmiştir.[25]

Thermopylae'yi geçen Pers Ordusu Boetiae topraklarına girerek teslim olmayan[26] Platea ve Thespiae kentlerini yağmaladı ve ateşe verdi. Bu arada açık tehlike altındaki Atina tahliye edilmeye başlanmıştı.[27] Aynı zamanda Grek İttifak Ordusu Korint Kıstağı'nda savunma tertibatı almak için çalışmalara başlamıştır.[28] I. Serhas kış fırtınaları başlamadan önce Yunanistan'ın istilasını tamamlayabilmek için Grek İttifakı kuvvetlerini nihai ve ezici bir yenilgiye uğratmak amacındaydı. Diğer yandan Grek İttifakı da Pers Donanması'nı kesin yenilgiye uğratarak Mora Yarımadası'nı güven altına almak peşindeydiler.[29] İki tarafın bu yönelişi Salamis Deniz Muharebesi ile sonuçlanmıştır. Bu muharebede Grek İttifak Donanması Pers Donanması üzerinde kesin bir galibiyet sağladı. Bu Pers yenilgisi istila girişimi için bir dönüm noktasını belirlemiştir.[30]

Salamis'teki yenilginin ardından I. Serhas Herodot'a göre ordunun büyük bir bölümüyle birlikte Asya topraklarına çekilmiştir. Herodot, Serhas'ın bir Grek filosunun Çanakkale Boğazı'na hareket ederek burada Pers Ordusu'nun Avrupa'ya geçmekte kullandığı duba köprüleri imha edeceğinden endişe etmiştir. Bu köprüler Pers Ordusu'nun aynı zamanda geri çekilme ve kara ikmal hattıydı.[31] Serhas Asya'ya çekilirken seçkin piyade ve süvari unsurlarından oluşan bir orduyu General Mardonius komutasında Yunanistan'da bırakmıştı. Mardonius bir sonraki sene Yunanistan'ın istilasını tamamlamakla görevlidir.[32] General Mardonius Attika'dan çekildi ve kışı Teselya'da geçirdi.[33] Bu sayede Atinalılar yağmalanmış, ateşe verilmiş kentlerine geri dönmüşlerdir.[30] Ancak bu kış süresince Grek İttifakı'nda bazı anlaşmazlıklar, gerginlikler ortaya çıkmıştır. İttifak'ın savunma stratejisi Atina açısından eşitsiz bir durum yaratmaktadır. Her şeyden önce Atina Filosu Grek İttifak Donanması'nın en büyük bileşeniydi. Fakat kara savunması için seçilen Korint Kıstağı Atina'nın güneyinde kalıyordu ve kentin savunması yönünden işlevsizdi. Bu durumda Atina Grek İttifak Ordusu'nun savunmayı daha kuzeyde yapmasını istemiştir.[30] Bu isteğin yerine getirilmemesi üzerine Atina Filosu bahar aylarında Grek İttifakı Donanması'ndan çekilmiştir. Donanma, Sparta Kralı Leotychides komutası altında Delos Adası'nda demirlidir. Pers Donanması'ndan sağlam kalan gemiler de Sisam Adası 'na çekilmiştir. Her iki donanma da muharebeye girmek konusunda isteksizdir.[34] Karada da benzer bir durum vardır. General Mardonius Korint Kıstağı'na saldırmanın sonuç getirmeyeceğini bildiğinden Teselya'da hareketsizdir. Diğer yandan Grek İttifakı da Mora dışına kuvvet göndermeyi kabul etmemiştir.[30]

General Mardonius, açmazdan çıkmanın bir yolu olarak Atina'yı ve filosunu kazanmak için Makedonya Kralı I. Aleksandros'un aracılığı ile barış teklifinde bulunmuştur. Teklif, Atina'ya egemenlik haklarının korunmasını ve topraklarını genişletme olanağı getiriyordu.[34] Atina, bir Sparta delegasyonunun bu tekliften haberdar olduğundan emindi ve öneriyi reddetti. Esasen Pers gölgesinde yerel bir güç olmaya da razı değillerdi.[34]

Barış önerisinin reddedilmesi üzerine Mardonius kuvvetleri güneye doğru yürüyüşe geçirildi. Atina yeniden tahliye edildi ve kent Pers kuvvetlerine bırakıldı. Atinalılara yeniden barış teklif edildi, bu kez Salamis'ten reddedildi. Atina, Megara ve Platea ile birlikte Sparta'ya elçiler göndererek yardım istedi.[35] Pers önerisini kabul etmeyi de bir tehdit olarak ortaya koydu.[36] Herodot, bu tarihte Sparta'da Hyacinthus festivalinin kutlamaları olduğunu yazmaktadır.[35] Bu yüzden bir karara varılmakta geciktirdiler. Bir yandan da Korint Kıstağı'ndaki tahkimatta yoğun bir biçimde çalışılmaya devam ediliyordu. Böylece on gün geçti.[37] Bu arada Tegea'dan bir konuk, Spartalıları Atina Pers iradesine boyun eğecek olursa bunun tüm Yunanistan için büyük bir tehlike yaratacağı konusunda ikna edici biçimde uyarmıştır.[38] Tam da ertesi gün Atina elçileri Sparta'ya bir ültimatom verdiler. Ne var ki Pausanias komutası altında beş bin hoplitlik bir Sparta Ordusu zaten şafaktan önce Persler üzerine yürüyüşe geçirilmişti.[39] Bunun üzerine Xanthippus komutasındaki Atina Filosu Delos'a hareket ederek Grek İttifak Donanması'na katılmıştır.

Muharebe öncesi

Grek Donanması, Sakız 'dan gelen altı kişilik bir heyetin sürüklemesiyle daha sonra Aegina'dan Delos'a hareket etti.[40] Atina Donanması'nın katılmasından kısa süre sonra Sisam'dan üç kişilik bir delegasyon daha gizlice Delos'a gelmiştir. Delegasyon, eğer Grek İttifak Donanması'nı Ege kıyılarında görürlerse İyon kentlerinin ayaklanacağı haberini getirdi. Ayrıca Pers Donanması'nın zayıf durumda bulunduğu ve sayıca daha az olduğu ifade edildi. Böyle bir fırsat kolay kolay ele geçmezdi. Bu söylediklerinin teminatı olarak gemilerde rehine olarak kalmaya razıydılar.[41] Yine bile Leotychides delegelerin yardım isteğine ve İyonya'yı özgürlüğüne kavuşturmaya hazır değildir. Delegelere bu konuda bir söz vermedi. Ancak onlar da bir söz koparmadan ayrılmaya niyetli değillerdi. Aslında Herodot burada ilginç bir tablo ortaya koymaktadır. Pers Donanması Sisam'ı, Grek İttifakı Donanması da Delos'u esas alıyor ve iki taraf da Ege'ye açılmaktan kaçınıyor.[42] Yine de geleneksel olarak kehanet için kurban kesildi[43] ve kehanetlerin de olumlu olduğuna bakarak[44] Donanma'nın Spartalı komutanı Leotychides, Pers Donanması'na saldırmaya karar vermiştir. Grek İttifak Donanması Sisam için yelken açtı.[45]

Pers Donanması Salamis'den ayrıldıktan sonra kışın büyük bir bölümünü Kyme Limanı'nda geçirmiştir. Daha sonra ilk bahar başlarında İyon unsurların kaçmasını önlemek amacıyla Sisam'a gitmiştir.[43] Bu anda donanmanın komutası Mardontes, Artayntes ve Itramitres üzerindedir.[46] Uğranılan yenilgi sonrasında Ege'nin batı yönünde bir harekâtta yanaşmıyorlar, İyonya'da olası bir ayaklanma için bölgede kalmayı yeğliyorlardı.[46] Sisam'da toplanan bu filo, İyon gemileriyle birlikte 300 parçalık bir donanmadır.[46] Pers Donanma Komutanlığı, Salamis'den sonra Grek Donanması tarafından izlenmemiş olmasına dayanarak, Grek İttifakı Donanması'nın Batı Anadolu kıyılarına kadar geleceğini düşünmüyordu. Greklerin kendi topraklarını korumada kalacakları düşünülüyordu. Zaten General Mardonius'un Yunanistan'da kontrolü elde tutacağına inalıyordu.[47] Fakat Grek İttifak Donanması'nın üzerlerine geldiği haberini alan Pers Donanması Sisam'dan ayrılarak İyonya kıyılarına hareket etmiştir.[45] Herodot Pers savaş konseyinde bir deniz muharebesinde Grek İttifakı Donanması'yla başa çıkamayacakları kararı verilmiş olduğunu yazmaktadır.[45] Fenike gemileri gönderilerek[45] Donanma'nın diğer gemileri Dilek Dağı kıyılarına hareket etmiştir. Herodot Fenike filosunun gönderilme nedeni hakkında bir şey yazmamıştır.[45] Serhas'ın bölgede, İyonya'daki Pers güvenliği için tutulan Tigranes komutasındaki 60 bin kişilik ordusu da bölgede bulunmaktadır.[48] Pers Donanması Komutanlığı da bu ordunun korumasına sığınmaya karar vermiştir.[48] Persler gemileri Dilek Dağı güneyindeki sahile çektiler ve gemilerle kampın etrafına ağaç bir savunma duvarı yaptılar.[49] Seçtikleri bölgede, Platea'da olduğu gibi Demeter'e adanmış bir kutsal alan vardı.[43] İşin ilginç yanı Platea Muharebesi de, Mykale Muharebesi de Demeter'e adanmış kutsal mekanların yakınlarında gerçekleşmiştir.[50]

Sisam civarında Pers Donanmasını bulamayan Grek İttifakı Donanması bir belirsizlik içine düşmüştür.[51] Delos'a geri dönmeyi ya da Çanakkale Boğazı'na yelken açmayı tartıştılar.[51] Sonunda Batı Anadolu kıyılarına yelken açmaya karar verdiler.[51] Doğal olarak bir deniz savaşı için hareket halindeydiler ve bunun için gereken hazırlıkları yaparak gemileri bordalama iskeleleriyle donattılar.[52] Dilek Yarımadası'nın güney kıyılarında seyir halindeyken Pers kampını gördüler.[44] Ancak Mykale açıklarına ulaştıklarında Pers Donanması denize açılarak bir muharebe düzeni almadı, tersine kampın güvenliği içinde kalmayı tercih etti. Bunun üzerine Leotychides Pers kampına olabildiğince yaklaşarak yüksek sesle İyonlara seslenmiş, onları Perslere karşı ayaklanmaya çağırmıştır.[52]

Herodot, iletilen bu mesajın ikili amacı olduğunu ileri sürmektedir. Öncelikle İyonlar'ın Perslerden habersiz olarak kendi yanlarında çarpışmasını sağlamak, bu olmazsa en azından çatışmanın dışında kalmaya ikna etmek. Diğer yandan eğer Perslerin bu mesajdan haberi olursa, İyonlara karşı güvensizlik duymalarını sağlamak.[53] Bu mesaj gönderildikten sonra Grek askerleri karaya çıkarıldı ve kampa saldırma için hazırlıklara başlandı.[54] Persler de Greklerin karaya çıkıp savaş düzeni aldığını görünce savaş için hazırlandılar. İlk yaptıkları şey Sisamlı askerleri silahtan arındırmak olmuştur. Savaş sırasında Grek kuvvetlerine katılacağı tahmin ediliyordu.[54] Sisamlılara karşı duyulan bu güvensizlik, Salamis'de ele geçirilen ve Sisam'a getirilen 500 Atinalı savaş esirinin, Sisamlılarca fidye ödenerek serbest bırakılması ve Atina'ya dönmelerinin sağlanması yüzündendir.[55] Yine taraf değiştireceğinden kuşkulanılan Miletliler ise, ülkelerini en iyi onların bildiği bahanesiyle Dilek Dağı geçitlerini tutmak üzere kamp dışına gönderilmiştir.[56] Bu şekilde iki olası iç tehlike ortadan kaldırılmış oldu. Kampta kalan Pers kuvvetleri bu önlemlerin ardından savaşmak için hazırlıklara giriştiler. Grek komutanlığı, görece az sayıdaki denizciyi de savaş için karaya çıkartmıştır. Bu ek savaşçıların onların daha kendine güvenli hareket etmesine yol açtığı, bunun da Pers kuvvetlerinin kampın güvenliğini terk ederek dışarı çıkmasını teşvik ettiği ileri sürülmüştür.[57]

Herodot, Grek kuvvetleri Pers kampına yaklaşırken ordu içinde Platea'da zafer kazanıldığı haberinin yayıldığını yazmaktadır.[58] Diodorus da Leotychides'in muharebe başlamadan önce Platea zaferi haberini aldığını bildirmektedir.[59] Bu haber ordunun moralini yükseltti ve burada da bir zafer kazanmak için ileri atıldılar.[58] Ancak her iki muharebe de aynı gün gerçekleşmiştir. Herodot'a göre Platea günün erken saatlerinde, Mykale ise öğleden sonra olmuştur.[60] Haberin bu kadar kısa sürede Mykale'ye ulaşmış olması olanaksız görülmektedir. Fakat iki tarihçinin de aynı şeyi yazması, bu durumun doğru olmasını gerektirir. Yine de bunun bir açıklaması olabilir. Platea Muharebesi'nin hemen ardından General Pausanias'ın Pers Komutanlığı'nın Asya ile haberleşme için kullandığı ateşle haberleşme sistemini ele geçirdiği ileri sürülmüştür. Bu yolla Mykale'deki Grek Donanması'na Plateaa zaferi haberi iletilmiş olabilir.[61] Bu yaklaşım açıklayıcı olabilir, fakat eninde sonunda bir teoridir.[57]

Kuvvetler

Pers kuvvetleri

Dilek Dağı eteklerindeki muharebeye dahil olan Pers gemilerinin ve askerlerinin sayısı meselesi, Yunan-Pers Savaşları'nın birçok muharebesinde olduğu gibi çok açık değildir. Ancak Pers Donanması'nın Grek İttifakı Donanması'yla bir muharebeye girmekten kaçınmasına bakarak yaklaşık olarak eş ya da daha düşük güçte olduğunu söylemek olanaklıdır.[46][62] Herodot Pers Donanması'nda, İyon ve diğer katılmalarla birlikte 300 gemi olduğunu yazmaktadır.[46] Muharebeden önce Fenike gemilerinin bölgeden ayrılması sonucu Pers Donanması'nda gemi sayısı azalmıştır.[45] Grek İttifakı Donanması'nda Salamis'de ise 378 gemi olduğunu biliyoruz. Ancak uğranılan ciddi kayıplardan sonra Grek Donanması'ndaki gemi sayısının 300 civarında bulunması olasıdır.[62]

Diodorus kampı ve gemileri koruyan 100 bin Pers savaşçısı olduğunu yazar.[63] Herodot ise General Tigranes komutası altında 60 bin savaşçıdan söz etmektedir.[45] Bu durumda Pers Donanması'nda 40 bin savaşçı olmalıdır. Herodot, Pers Donanması'nda gemi başına 200 adam olduğunu yazar. Salamis'teki yenilgiden dolayı pek çok gemide eksik personel olduğu düşünülebilir. Buna göre 200 - 300 Pers gemisinde 40 bin rakamı, Herodot'un hesaplamasına uygundur. Ancak 100 bin rakamı fazlasıyla abartılıdır. Pers kampının 100 bin savaşçıyı ve 200 - 300 gemiyi alacak büyüklükte olduğunu düşünmek zordur. General Mardonius'un Platea'daki kampı, 70 – 120 askeri alacak ölçüde planlandı ve geniş bir zaman aralığında inşa edildi.[64][65][66] Dilek Dağı eteklerindeki Pers kampının daha büyük bir kamp olmasını olası görünmemektedir. Dolayısıyla Herodot'un 60 bin rakamı daha gerçeğe yakın görülmektedir. Bu rakam, Pers savaşçılarının kamp dışında muharebeye kalkışmalarını da anlamlı göstermektedir, Grek kuvvetlerinden sayıca kesin olarak üstün olduklarını görerek güvenli hareket ettiler.[57][67]

Grek kuvvetleri

Grek gemi ve savaşçı sayısı da aynı şekilde tartışmalıdır. Herodot, General Leotychides komutası altında Aegina'da toplanan 110 trireme olduğunu yazmaktadır.[68] Ancak önceki yıl Artemision'da Grek İttifakı Donanması'nda 271,[69] Salamis'te ise 378 trireme savaşa girmişti.[70] Salamis'te Grek İttifakı Donanması'nın ağır sayılacak bir kayba uğramadığı biliniyor. Bu durumda en azından Pers Donanması gücünde olması beklenir.[62] Diodorus Grek İttifakı Donanması'nda 250 gemi olduğunu yazmaktadır. Bu rakam, savaş öncesi yılların durumuyla daha uyumludur.[63] Bu iki rakam, Xanthippus komutasındaki Atina Filosu katılmadan önce Leotychides'in emrinde 110 trireme olduğu farz edilerek uyumlu hale getirilebilir. Bu tarihçi Holland'ın yaklaşımıdır ve Pers Donanması'ndan kalan kuvvetle çatışmaya girebilecek güçte bir Grek Donanması'na işaret eder.[57]

Atina Platea'ya 8 bin hoplit göndermiş olmasına[71] karşın Mykale için de hoplit çıkarabilecek durumdadır. Triremelerde kürekçi olarak, kendisini bir hoplit gibi teçhiz etmeye parasal olanakları yetmeyen daha yoksul sınıflardan insanlar alınıyordu.[72] Bir triremenin standart olarak taşıdığı mürettebat, 14'ü asker olmak üzere 200 adamdır.[73] Yunanistan'a ikinci Pers seferinde her Pers triremesine fazladan otuz asker yüklenmiştir.[74] Bu durum muhtemelen ilk sefer için de geçerlidir. Tüm istila kuvvetlerinin triremelerle taşınmış olması mümkündür.[73] Diğer yandan Sakız Adası'ndan triremeler Lade Deniz Muharebesi sırasında 40 asker taşımıştır. Bir triremenin muhtemelen en fazla 40-45 asker taşıyabileceği ileri sürülmektedir. Daha fazla asker yüklenmesinde geminin dengesi tehlikeli biçimde bozulacaktır.[75] Pers Donanması için verilen bu rakamların Grek Donanması için de geçerli olduğunu varsaymak mantıklıdır. Bu rakamlar bir arada değerlendirilirse Grek kuvvetleri için 3,300 – 11,250 ağır zırhlı olmak üzere 22 bin – 58 bin kişilik bir kuvvet denilebilir. Bazı kaynaklarda verilen 40 bin sayısı da bu rakamların ortalama bir değeridir.[76] Ancak kürekçilerin silahlı olmadığı, dolayısıyla yüz yüze çatışmada sadece askerlerin yer aldığı düşünülmelidir.[57]

Stratejik ve taktik yaklaşımlar

Her iki taraf açısından da, karşı tarafın donanmasını imha etmek çok net bir stratejik avantaj sağlayacaktır. Ancak bunun için saldırıya geçmek, kendi donanmasını elden çıkarmış olma riskini de göze almayı gerektirecektir. Bu bağlamda tarafların hareket tarzı, stratejik gerekliliklerden daha çok, morale ve muharebeyi kazanabileceğine olan inanca bağlıdır. Pers Donanması personeli demoralize durumdadır, komutanlar kararsızdır. Bu nedenle sonucunu pek umut verici bulmadıkları bir deniz muharebesinden kaçınmayı tercih etmiştir.[45][46][62][63] Diğer yanda Grek Komutanlığı başlarda Persler gibi muharebeye girmek yanlısı değildi. Ancak Pers Donanması hakkında bilgi edinince moral üstünlüklerinden sonuna kadar yararlanmaya karar verildi.

Taktik olarak Pers Donanması'nın denizde avantajı elde tutması beklenirdi. Atina Filosu her ne kadar Artemision'da ve Salamis'te savaşmışsa da mürettebat halen deneyimsiz sayılırdı.[77] Yine de Persler, General Tigranes komutasındaki kuvvetlerle birleşerek karadaki kampın güvenliğine sığınmayı tercih ettiler.[45] Ancak Grek Donanması karaya asker çıkarınca tahkimat gerisinde kalıp savunma yapmak yerine açık alana çıkarak muharebeyi burada kabul ettiler.[63] Ne var ki Thermopylae ve Maraton, hafif piyadenin sayısal üstünlüğünün ağır silahlı hoplitler karşısında avantaj sağlamadığını ortaya koymuştu. Burada da hoplitler savaşın gidişatın belirledi.[78]

Muharebe

Muharebe ile ilgili kroki

Grek kuvvetleri iki kanat halinde muharebe düzeni almıştır. Sağ kanat Atina, Korint, Sikyon ve Troezen birliklerinden, sol kanat ise Sparta ve diğer kentlerin birliklerinden oluşmuştur.[79] Sağ kanat, kumsalda dizilmişti, dolayısıyla daha düz ve alçak arazideydi. Diğer kanat ise vadi ve tepeler arasına dizilmişti ve daha engebeli bir arazi üzerinden saldıracaktı.[79] Sonuç olarak sağ kanat doğrudan Pers kampına ilerlerken sol kanat, dağ tarafındaki daha engebeli araziyi geçerek kuşatma manevrasına girişmiştir.[79] Böylece sağ kanat Perslerle muharebeye girdiğinde sol kanat halen yaklaşma yürüyüşündeydi.[79] Herodot muharebenin başlarında Perslerin "kalkanları dik tuttukaları sürece" başarılı bir mücadele verdiklerini anlatmaktadır.[80] Bu arada Atinalılar ve onlarla birlikteki diğer birlikler, zaferi Spartalılar'dan önce kazanmak isteğiyle daha bir şevkle saldırdılar.[80] Persler bir süre daha muharebeyi sürdürdüler. Ancak kalkan hattı yarılınca[81] yine de direndiler, fakat sonunda çözülüp kampa doğru çekilmeye başladılar.[81] Grek sağ kanadı bu çekilmeyi kampa kadar takip etti. Pers kuvvetleri bir süre daha duvarları savundular, ancak duvarlar yıkılmaya başlayınca çözülme de başladı.[81] Pers dışındaki askerlerin çoğu kamptan da kaçtılar. Persler ise bir araya toplanarak kampa giren Greklerle çarpışmayı sürdürdüler.[82] Kısa süre sonra Grek sol kanadı kampı kuşattı. Bütünüyle sarılmış olan Pers kuvvetleri için bozgun kaçınılmaz oldu.[57][83]

Herodot, çatışmanın gidişatının hızla değiştiğini gören silahsızlandırılmış Sisamlıların da ellerine geçirdikleriyle Greklerin safında muharebeye girdiklerini yazmıştır. Sisamlıların bu atağı diğer diğer İyon unsurlar da harekete geçirmiştir.[84] Bu katılımların muharebenin hangi evresinde olduğu açık değildir. Sisamlar, silahsızlandırıldıklarına göre ileri muharebe hattında değillerdi. Dolayısıyla Grek saflarında muharebeye katılmaları, Perslerin kampa çekilmesinden sonra olması gerekir. Yine de Herodot, savaşın dengesi halen kararsızken, asılıyken Sisamlıların harekete geçtiğini belirtir.[84] Bu arada Dilek Dağı geçitlerini tutmak için gönderilen Miletliler de harekete geçerek Pers askerlerine saldırdılar.[84] Başta kaçan Pers askerlerini yanlış yönlendirip Grek birliklerinin arasına göndermişlerdi. Daha sonra savaşın sonucu açıkça belli olunca kendileri de kaçan Pers askerlerini öldürmeye başladılar.[85] Aslında Miletlilerin dağ geçitlerine gönderilmesi sadece onların ihanet olasılığına karşı alınmış bir önlem değildi. Aynı zamanda, işler ters giderse Pers Ordusu'nun Dilek Dağı yamaçlarına çekilmekerine de olanak sağlayacaktı. Fakat şimdi Miletliler onların üzerine çullanmıştı.[85]

Herodot tarafların kayıpları hakkında bir rakam vermemektedir. Sadece her iki tarafın kayıplarının da ağır olduğunu yazar. Sikyon kayıpları özellikle ağırdır, generalleri Perilaus muharebede ölmüştür.[83] Herodot'a göre en başarılı muharebe eden unsurlar sırasıyla Atinalılar, Korintliler, Troezenliler ve Sikyonlulardır.[86] Muharebede ölen Pers komutanları general Mardontes ve Tigranes de vardır. Pers Donanması'nın amiralleri Artayntes ve Ithanitres ise kaçıp kurtulmayı başarmıştır.[82] Artayntes Sard'a ulaşmayı başardı. Serhas'ın kardeşi onu korkaklıkla suçlayınca kılıcını çekip üzerine yürüdü ama derhal etkisiz hale getirildi.[87] Herodot bir kısım Pers askerinin de kurtulmayı başardığını ve Sard'a yürüdüklerini belirtir.[88] Diodorus ise 40 bin Pers askerinin öldüğünü yazmaktadır. O da kurtulanların Sard'a kaçtığını belirtmiştir.[67]

Sonuçları ve devamı

Sparta birliği girdiğinde kampı yağmaladı ve karaya çekilmiş Pers gemilerini ateşe verdiler.[89] Daha sonra Sisam'a dönerek bir sonraki harekâtı tartıştılar.[89] Spartalılar, saldırıya açık olan İyonlara yardım konusunda istekli değillerdi ve Yunanistan'a dönmekten yanaydılar.[90] Ancak çekilirlerse, Perslerin İyonların ayaklanmasına olanak vermeyeceği de ortadadır.</ref>Herodot, 9.106.2 21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.</ref> General Leotychides, İyonya'daki Grek nüfusu Yunanistan anakarasına tahliye etmeyi önermiştir. Gerekçe olarak bir sonraki Pers saldırılarında İyonya'yı savunma olanağı olmamasıdır. General Xanthippus ise bu görüşe, İyon kentlerinin başlangıçlarından beri birer Grek kolonisi olması nedeniyle şiddetle karşı çıkmıştır.[91] Esasen Mykale'deki Grek zaferi, Batı Anadolu'daki bazı kent devletlerinin Pers hakimiyetine baş kaldırarak bağımsızlıklarını ilan etmelerine neden olmuştu.[92] Diğer bir bakışla İyonlar Pers hakimiyetine karşı ikinci kez ayaklanmışlardır.[85] İyonya'daki Grek kentleri daha sonra Perslere karşı Atina liderliğinde Attik Delos Birliği'ni oluşturacaklardır.[89]

Aynı gün gerçekleşen Plateaa Muharebesi ve Mykale Muharebesi sonucunda karada Pers Ordusu, denizde de Donanması tümüyle imha edilmiş, böylece Yunanistan'a yönelen Pers istilası da sona ermiştir. Ayrıca gelecekte yeni bir istila girişimi olasılığı da zayıflamıştı. Yine de Grekler Serhas'ın bir başka girişime kalkışacağı yönünde endişe yaşamaya devam etmişlerdir. Buna karşın Serhas'ın Yunanistan'ı istila etme kararlılığı zaman içinde giderek zayıfladı.[93]

Mykale Muharebesi'nin ardından Grek İttifakı Donanması Çanakkale Boğazı'na hareket etmiştir. Amaçları buradaki, ordusunu Avrupa topraklarına geçirmek için Serhas'ın yaptırdığı duba köprüleri imha etmektir.[94] Ancak bu işin daha önce yapılmış olduğunu gördüler.[95] Mora gemileri Yunanistan'a dönerken Atina Filosu halen Pers kontrolünde olan Gelibolu Yarımadası'na saldırmak için bölgede kalmıştır.[96] Bölgede kalan Pers kuvvetleri, müttefikleri Sestos kentini tahkim ederek bölgenin en güçlü savunulan yerleşimi haline getirmişlerdi. Bölgeye ulaşınca Atinalılar kenti kuşattı. Uzun bir kuşatmadan sonra kent düşmüştür. Sestos'un alınmasıyla Grekler için yeni bir dönem, karşı taarruz dönemi başlamıştır. Herodot'un çalışması da Sestos Kuşatması'ya sona ermektedir. Bu olayları izleyen otuz yıl içinde başta Atina egemen Attik Delos Birliği olmak üzere Grek yayılması Pers kontrolünü tüm Trakya'dan, Makedonya'dan, Ege Adaları'ndan ve İyonya'dan sürüp atacaklardır.[97] Pers İmparatorluğu ile Yunanistan arasında barış MÖ 449 yılındaki Callias Barışı[98] ile kurulmuş ve yarım yüzyıllık savaşı sona erdirmiştir.[97]

Önemi

Mykale ve Plateaa antik tarihin oldukça önemli muharebeleri arasındadır. Bu iki muharebeyle Pers istila girişimi kesin olarak sona erdirilmişti.[97] Salamis Deniz Muharebesi Yunanistan'ın kalan bölümünü yakın bir istiladan kurtarmıştır. Ancak Yunanistan'ın büyükçe bir bölümü halen Pers istilası altındaydı. Mykale ve Plateaa ise Yunanistan'daki Pers kontrolünü kırıp atmış ve istila tehdidini bütün bütün ortadan kaldırmıştır.[97] Mykale Muharebesi'nin esas önemi ise Ege Denizi'ndeki Pers deniz hakimiyetine son vermiş olmasıdır.[43] Tüm bunlar her iki muharebenin askeri bakış açısından önemini vurgular. Daha önemli bağlam, bu iki muharebenin getirdiği politik sonuçlardır. Batı Anadolu, kısa bir süre içinde Pers hakimiyetinden kurtulacak ve Attik Delos Birliği çerçevesinde politik – askeri bir birlik oluşturacaktır.[44]

Her iki muharebe de ne var ki Thermopylae Muharebesi, Salamis Deniz Muharebesi ve Maraton Muharebesi kadar ünlü muharebeler değildirler. Bunu açıklamak zor olabilir. Thermopylae'nin ününün nedenini, sayıca çok büyük kuvvetler karşısında kararlı direnmede aramak mümkündür.[3] Platea ve Mykale muharebelerinde ise kuvvetler arasındaki eşitsizlik daha sığdı. Üstelik savaşın belirsizliği daha sınırlıydı, hatta Grekler muharebeyi kazanabileceklerini az çok biliyorlardı.[97][99] Askeri olarak bakıldığında, her iki muharebe de hoplitlerin hafif piyade karşısındaki üstünlüğünü yeniden ortaya koymuştur.[100] Bu durum karşısında Pers İmparatorluğu sonraki yıllarda Grek paralı askerler istihdam etmeye başlamıştır.[101] Xenophon'un Anabasis'inde (Birinci Kitap, ilk bölümler) açıklanmaktadır.

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ "languages.siu.edu". 29 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012. 
  2. ^ Cicero, On the Laws I, 5
  3. ^ a b c d Holland, Sh.: xvixvii. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "hxvi" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  4. ^ Thucydides, History of the Peloponnesian War, e.g. I, 22 5 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ a b Finley, Sh.: 15.
  6. ^ Holland, Sh.: xxiv.
  7. ^ David Pipes, Herodotus: Father of History, Father of Lies|accessdate 27 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  8. ^ Holland, Sh.: 377.
  9. ^ Fehling, Sh.: 1 – 277.
  10. ^ Diodorus Siculus, Bibliotheca Historica 24 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., XI, 28–34
  11. ^ Herodot, 9.81 21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Dipnot
  12. ^ Holland, Sh.: 47 – 55
  13. ^ Holland, Sh.: 203
  14. ^ "Herodot, 5.105.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  15. ^ Holland, 171–178
  16. ^ "Herodot, 6.44.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  17. ^ "Herodot, 6.94.2". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  18. ^ "Herodot, 6.116.1". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  19. ^ Holland, Sh.: 206 – 208
  20. ^ Holland, Sh.: 208 – 211
  21. ^ "Herodot, 7.145.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  22. ^ Holland, Sh.: 226
  23. ^ Holland, Sh.: 255 - 257
  24. ^ Holland, Sh.: 292 – 294
  25. ^ "Herodot, 8.21.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  26. ^ "Military History". 18 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012. 
  27. ^ "Herodot 8.40.1". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  28. ^ "Herodot, 8.71.1". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  29. ^ Holland, Sh.: 303
  30. ^ a b c d Holland, Sh.: 333–335
  31. ^ "Herodot, 8.97.1". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  32. ^ Holland, Sh.: 327 – 329
  33. ^ Holland, Sh.: 330
  34. ^ a b c Holland, Sh.: 336 – 338
  35. ^ a b "Herodot, 9.7.1". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  36. ^ "Herodot, 9.7A.1 - 2 - 7B". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  37. ^ "Herodot, 9.8.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  38. ^ "Herodot, 9.9.1 - 2". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012. 
  39. ^ "Herodot, 9.10.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  40. ^ "Herodot, 8.132.1 - 2". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2012. 
  41. ^ "Herodot, 9.90". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2012. 
  42. ^ "Herodot, 8.132.3". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2012. 
  43. ^ a b c d "Encyclopaedia Iranica". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012. 
  44. ^ a b c "livius.org - Mycale". 31 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012. 
  45. ^ a b c d e f g h i "Herodot, 9.96.1". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  46. ^ a b c d e f "Herodot 8.130.2". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012. 
  47. ^ "Herodot, 8.130.3". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012. 
  48. ^ a b "Herodot, 9.96.2". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  49. ^ "Herodot, 9.96.3". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2012. 
  50. ^ "Herodot, 9.101.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  51. ^ a b c "Herodot, 9.98.1". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  52. ^ a b "Herodot, 9.98.2". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  53. ^ "Herodot, 9.98.4". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  54. ^ a b "Herodot, 9.99.1". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  55. ^ "Herodot 9.99.2". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012. 
  56. ^ "Herodot, 9.99.3". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  57. ^ a b c d e f Holland, Sh.: 357 – 358
  58. ^ a b "Herodot, 9.100.1". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  59. ^ "Diodorus, 11.35.2". 12 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2012. 
  60. ^ "Herodot, 9.101.2". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  61. ^ Green, Sh.: 281
  62. ^ a b c d Diodorus XI, 19 24 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  63. ^ a b c d Diodorus XI, 34 24 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  64. ^ Holland, Sh.: 343
  65. ^ Connolly, Sh.: 29
  66. ^ Lazenby, Sh.: 227 – 228
  67. ^ a b Diodorus XI, 36 24 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "DXI36" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  68. ^ "Herodot, 8.131.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  69. ^ "Herodot, 8.2.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  70. ^ "Herodot, 8.48". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  71. ^ "Herodot, 9.28.6". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  72. ^ Holland, Sh.: 217
  73. ^ a b Lazenby, Sh.: 46.
  74. ^ "Herodot, 7.184.2". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  75. ^ Goldsworthy, Sh.: 103.
  76. ^ BBC 'h2g2' website
  77. ^ Holland, Sh.: 278
  78. ^ Holland, Sh.: 194 – 197
  79. ^ a b c d "Herodot, 9.102.1". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  80. ^ a b "Herodot, 9.102.2". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  81. ^ a b c "Herodot, 9.102.3". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  82. ^ a b "Herodot, 9.102.4". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  83. ^ a b "Herodot, 9.103.1". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  84. ^ a b c "Herodot, 9.103.2". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  85. ^ a b c "Herodot, 9.104.1". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  86. ^ "Herodot, 9.105.1". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  87. ^ "The Ancient Library, Artayntes". 12 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012. 
  88. ^ "Herodot, 9.107.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  89. ^ a b c "Herodot 9.106.1". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012. 
  90. ^ "BBC". 19 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012. 
  91. ^ "Herodot, 9.106.3". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  92. ^ Murat Arslan, Pausanias'ın Byzantion Hakimiyeti ve Komplo Teorisi[] Sh.: 52
  93. ^ Holland, Sh.: 358–359
  94. ^ "Herodot, 9.106.4". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2012. 
  95. ^ "Herodot, 9.114.1". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2012. 
  96. ^ "Herodot, 9.114.2". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2012. 
  97. ^ a b c d e Holland, Sh.: 359–363
  98. ^ Adalya XIV 2011[] sh.: 190
  99. ^ Holland, Sh.: 336–340
  100. ^ Holland, Sh.: 358–359
  101. ^ Xenophon, Anabasis 10 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Antik kaynaklar

* Histories26 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. İngilizce
* Herodotos, Tarih - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Günümüz kaynakları

  • Tom Holland, Persian Fire: The First World Empire and the Battle for the West Abacus
  • Peter Green, The Greco-Persian Wars University of California Press
  • Philip de Souza, The Greek and Persian Wars Osprey Publishing
  • J. F. Lazenby, The Defence of Greece 490 - 479 BC Aris & Phillips Ltd.
  • Barry Strauss, The Battle of Salamis: The Naval Encounter That Saved Greece—and Western Civilization New York: Simon and Schuster, 2004
  • G. Grote, A History of Greece: Part II

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Herodot</span> Antik Yunan tarihçi ve yazar (MÖ 484–425)

Herodot veya Herodotos, Ahameniş İmparatorluğu'nun bir parçası olan Karya bölgesinden, Yunan şehri Halikarnassos'ta doğmuş bir Yunan tarihçi, coğrafyacı ve yazardır. Sonradan Magna Graecia 'daki Thurii vatandaşlığına geçmiştir. Yunan-Pers Savaşları'nın ayrıntılı bir anlatımı olan Tarihler'i yazmasıyla tanınır. Herodot, tarihi olayların sistematik araştırmasını yapan ilk tarihçiydi. Antik Roma'da, ünlü Romalı hatip Cicero'nun ona verdiği Tarihin Babası unvanıyla anılmış ve tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">I. Serhas</span> Ahameniş İmparatorluğunun beşinci kralı

I. Serhas veya Kserkses (خشايارشا)‎)(hükümdarlık: MÖ 486 – 465) Ahameniş İmparatorluğu'nun Pers kralıydı. Yunanca Eski Pers hükümdar adlarından Xšayāršā (Hşayarşa) sözcüğünden gelen Serhas, "kahramanlar kralı" anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Thermopylae Muharebesi</span> Perslerin Yunanistanı ikinci kez işgali sırasında gerçekleşen bir muharebe

Thermopylae Muharebesi, Ahameniş İmparatorluğu'nun Yunanistan'ı ikinci kez işgali sırasında gerçekleşen üç günlük bir muharebedir. Muharebe, Sparta Kralı I. Leonidas'ın komutasındaki Yunan Şehir Devletleri ittifakı kuvvetleri ile I. Serhas komutasındaki Pers kuvvetleri arasında cereyan etmiştir. Pers ve Yunan kuvvetleri, M.Ö. 480 yılının Ağustos ya da Eylül ayında, Artemision Deniz Muharebesi ile aynı günlerde, Ege Denizi sahiline yakın Termofil Geçidi'nde karşılaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Maraton Muharebesi</span>

Maraton Muharebesi, Yunanistan'a birinci Pers saldırısı sırasında, MÖ 490 yılında Platea'dan gelen destek birliğiyle takviye edilmiş Atina kuvvetleri ile General Datis komutasındaki Ahameniş Ordusu arasında Maraton Ovası'nda gerçekleşen bir muharebe. Muharebe, I. Darius'un Yunan kent devletlerine, özellikle de Atina ve Sparta'ya boyun eğdirme yönündeki askeri girişiminin doruk noktası sayılmaktadır. Yunanistan'a İlk Pers Saldırısı, Batı Anadolu'daki İyon kent devletlerinin Pers hakimiyetini yıkmak için giriştikleri İyon Ayaklanması'nı, Atina ve Eretria'nın askeri olarak desteklenmesine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Atina ve Eretria birlikleri, İyon kuvvetleriyle birlikte Sard'ın aşağı kentini ele geçirmeyi ve yakmayı başardılar. Ancak geri çekilirken Efes yakınlarında muharebeye girmeye zorlandılar ve Efes Muharebesi'nde ağır kayıplarla bozguna uğradılar. Bu baskın tarzı sefer yüzünden I. Darius Atina ve Eretria'yı yakıp yıkmaya yemin etmiştir. Bu sıralarda Atina ve Sparta, Antik Yunanistan'daki en büyük iki kent devletiydi.

<span class="mw-page-title-main">Themistokles</span>

Temistoklis ya da Themistocles Pers Savaşları boyunca Atina meclisinde görev almış olan Atinalı politikacı ve general. Atinalıları Perslerin saldırılarına karşı donanmayı geliştirmeleri için ikna etmesi ve Salamis Deniz Muharebesi ile tanınır. Onun döneminde Atina'nın donanmasındaki gemilerin sayısı 70'ten 200'e çıkmıştır. Ayrıca Maraton Muharebesi gibi savaşlarda komutanlık ederek Pers-Yunan savaşlarının kaderini değiştirmiştir. Atina demokrasisinin ilk yıllarında öne çıkan, aristokrat olmayan politikacı tipi olarak ilklerden birisiydi. Alt sınıfa mensup Atinalıların desteğini almakta olan bir popülistti ve bu durum Atina soyluları ile ters düşüyordu. MÖ 493'te arkhon (yönetici) olarak seçilmesinin ardından, Atina'nın deniz gücünü artırması için polis'i ikna etti. MÖ 490'da Yunanistan'a birinci Pers saldırısı sırasında, Maraton Muharebesi'nde savaştı ve bu savaş sırasında, muhtemelen on Atinalı strategoi'den (general) birisi olarak görev yapmıştı.

<span class="mw-page-title-main">Salamis Deniz Muharebesi</span>

Salamis Deniz Muharebesi, Grek kent devletleri ittifakı ile Ahameniş İmparatorluğu arasında MÖ 480 yılı Eylül ayında gerçekleşen bir deniz muharebesidir. Muharebe, Saron Körfezi'nde, Salamis Adası ile Yunanistan anakarası arasındaki boğazda gerçekleşmiştir. Yunanistan'da MÖ 480 yılında başlayan Pers istilasının en kritik anıdır. Pers Ordusu'nun ilerlemesini durdurmak için küçük bir Grek kuvveti Thermopylae Geçidi'ni tutarken, Atina gemilerinin ağırlığını oluşturduğu bir müttefik filosu da Artemision Boğazı yakınlarında Pers Donanması'nı engellemeyi amaçlamıştı. Thermopylae Muharebesi'nin sonucunda Grek artçı kuvvetleri tümüyle imha edilmiş, ana kuvvetler çekilmeyi başarmıştı. Artemision'da ise Grek İttifakı Donanması Herodot'a göre denk bir muharebe sonucunda ağır kayıplara uğramış ve Thermopylae Geçidi'nin Grek kontrolünden çıkması üzerine geri çekilmiştir. Ardından Pers Ordusu Boeotia'yı ve Attika'yı istila etmiştir. Diğer tarafta Grek İttifakı karada Korint Kıstağı'nda savunma hazırlıkları yaparken Grek donanması da Salamis Adası'na çekilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Pers-Yunan savaşları</span> İşgalci Pers İmparatorluğu ile özgürlükçü Yunan şehir devletleri arasındakı savaşlar dizisi

Pers-Yunan savaşları,, Ahameniş İmparatorluğu ile Yunan kent devletleri arasında MÖ 500 ile MÖ 459 arasında gerçekleşen bir dizi muharebedir. Politik olarak bölünmüş Antik Yunanistan'la, dönemin en güçlü imparatorluğu olan Pers İmparatorluğu arasındaki çatışmalar, esasen Büyük Kiros'un, MÖ 547 yılında İyonya'yı istila etmesiyle başlamıştı. Gerçekte Grek dünyası açısından Pers İmparatorluğu ile aradaki düşmanlık, İmparatorluk'un Büyük İskender'in seferi sonunda dağılmasına kadar iki yüzyıldan fazla bir süre devam etmiştir. Bu düşmanlık, Pers ordularının Yunanistan'a karşı MÖ 490'da ve MÖ 480-479 yıllarındaki iki saldırısıyla sıcak çatışmaya dönüşmüştü.

<span class="mw-page-title-main">Peloponez Savaşı</span>

Peloponez Savaşı, Antik Yunanistan coğrafyasında yapılan, büyük şehir devletlerinden Atina ve onun imparatorluğunun, Sparta ve Peloponez Birliği karşısında yer aldığı savaştır. Korint ve kolonilerinden biri olan Korkyra arasındaki savaş Atina ve Sparta'nın karşı saflara geçmesiyle büyüdü ve MÖ 431'de Sparta ordusu Attika'ya yürüdü. Atina kuşatıldı. MÖ 460 yılında Atina şehrinin çevresine Pire'deki limanlarını kuşatan geniş bir sur inşa edilmiştir. Amaç donanma bağlantısının düşman tarafından kesilmesinin durdurulmasıdır. Kuşatmaya bu geniş surlarla direnmeye çalışmış ancak MÖ 430 yılındaki veba salgını, surların arkasına çekilmiş olan Atina nüfusunun üçte birini yok etmiştir. MÖ 405 Aegospotami Savaşı'nın kaybedilmesi ile yiyecek ikmali duran Atina açlıkla boğuşmaya başladı ve MÖ 404 yılında teslim olmak zorunda kaldı.

<span class="mw-page-title-main">Platea Muharebesi</span>

Platea Savaşı, Antik Yunanistan'da yapılan son büyük Yunan-Pers savaşıdır. MÖ 479 yılında Perslere karşı Sparta, Atina, Korint, Megara gibi Yunan şehir devletleri arasında gerçekleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nakşa Kuşatması (MÖ 499)</span>

Nakşa Kuşatması, MÖ 499 yılında Milet tiranı Aristagoras'ın, Akamenid İmparatoru I. Darius adına ve desteğiyle giriştiği bir kuşatma harekâtı olup başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Aristagoras'ın bu harekâtı, 50 yıl sürecek Grek – Pers Savaşları'nın hemen öncesinde, etkileriyle bu savaşlara yol açan bir gelişmeler dizisine yol açmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Lade Deniz Muharebesi</span>

Lade Deniz Muharebesi, İyon Ayaklanması sırasında MÖ 494 yılında gerçekleşen bir deniz muharebesidir. Muharebe, Midilli Adası'nın da katıldığı İyon kent devletleri ittifakı ile I. Darius'un Akamenid imparatorluğu arasında yapıldı ve Pers donanmasının açık zaferiyle İyon Ayaklanması'nı kesin biçimde sona erdirdi.

<span class="mw-page-title-main">İyonya Ayaklanması</span>

İyonya Ayaklanması Aiolis, Doris, Kıbrıs ve Karya'nın birleşmesiyle, Önasya üzerindeki Ahameniş İmparatorluğu hakimiyetine karşı geliştirdikleri, MÖ 499–493 tarihleri arasında gerçekleşen askerî bir ayaklanmadır. İyonya şehir devletlerini ayaklanmaya iten neden esas itibarıyla Önasya üzerindeki Pers hakimiyetiydi. Öte yandan Milet'in iki tiranının, Histiaeus ile Aristagoras'ın kişisel karar ve uygulamaları, ayaklanmayı başlatan ve sürükleyen görünürdeki ana dinamikler olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Eretria Kuşatması</span>

Eretria Kuşatması MÖ 490 yılında Yunanistan'a Birinci Pers Saldırısı sırasında gerçekleştirilmiş bir kuşatma harekâtıdır. Eğriboz Adası'ndaki Eretria kenti, General Datis ve Artaphernes komutasındaki güçlü Pers kuvvetlerince kuşatılmıştır. Yunanistan'a Birinci Pers Saldırısı, İyon şehir devletlerinin Pers hakimiyetini yıkmak için kalkıştıkları İyon Ayaklanması sırasında Ege'ye askerî güç göndermiş olmalarına bir karşılık vermedir. İyon Ayaklanması'nın başlarında Eretria ve Atina kuvvetlerinin desteğiyle İyon ordusu Sard'ın aşağı şehrini ele geçirmeyi başardı ve kentte yangın çıktı. Ancak yukarı kenti alamadılar ve geri çekilme sırasında Efes Muharebesi'nde ağır kayıplara uğradılar. Bu akın karşısında Pers Kralı I. Darius'un Atina ve Eretria'dan öç almaya yemin etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan'a birinci Pers saldırısı</span>

Yunanistan'a birinci Pers saldırısı, Yunan-Pers Savaşları'nın bir bölümü olarak MÖ 492-490 yıları arasında gerçekleşen ve Atina ordusunun Maraton Muharebesi'ndeki kesin zaferiyle sona eren savaştır. Yunanistan'ın istilasını amaçlayan harekât, iki ayrı sefer olarak Ahameniş İmparatoru I. Darius'un emriyle başlatıldı. I. Darius'un öncelikli hedefi, İyon Ayaklanması'nı askeri yönden destekleyen Atina ve Eretria şehir devletlerinden öç almaktı. I. Darius, bu durumu aynı zamanda İmparatorluğu'nun sınırlarını Avrupa topraklarında genişletmek ve imparatorluğun batı sınırlarını güven altına almak için bir fırsat olarak değerlendirmek istemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Attika-Delos Deniz Birliği</span> Atina hegemonyası altındaki antik Yunan şehirleri birliği

Attika-Delos Birliği, MÖ 477 yılında, sayıları 150 – 173 arasında olan Grek kent devletleri arasında oluşturulan ve MÖ 404 yılına kadar devam eden askeri - politik bir birliktir. Birliğin oluşturulması Atina'nın girişimleriyle sağlanmış ve liderliği Atina tarafından üstlenilmiştir. Atina, Sparta'nın ve Yunanistan'daki bir kısım kent devletlerinin desteğiyle Ahameniş İmparatorluğu'nun Yunanistan'ı istila girişimine karşı yürüttüğü mücadelenin ardından Ege Denizi ve Batı Anadolu Bölgesi'ndeki Pers direnek noktalarına yönelik saldırılara girişmişti. Bu saldırılarla, yerel destek de sağlanarak Ege Adaları'nın ve Batı Anadolu'nun Grek kent devletlerinin Pers hakimiyetinden kurtulması sağlanmış ve böylelikle bir güç birliği oluşturulmuştu. Günümüz Batılı kaynaklarda Birlik'in adlandırılması, başlangıçtaki resmi toplantı yeri olan Delos Adası'na dayandırılarak Delos Birliği olarak yapılır. Bununla birlikte Perikles MÖ 454 yılında resmi toplantı merkezini Atina'ya taşımıştır. Türkçe kaynakların bir kısmında da bu şekilde ya da Attika-Delos Deniz Birliği olarak geçer.

<span class="mw-page-title-main">Artemision Deniz Muharebesi</span>

Artemision Deniz Muharebesi, Pers İmparatorluğu'nun Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı sırasında, üç gün içinde gerçekleşen bir dizi deniz muharebesidir. Muharebe Eğriboz Adası açıklarında gerçekleşmiş olup, MÖ 480 yılının Ağustos ya da Eylül ayında, Yunan-Pers Savaşları'nın ünlü muharebesi Thermopylae Muharebesi ile aynı tarihlerdedir. Bir yanda Sparta, Atina, Korint ve diğer Grek kent devletlerinin donanmalarından oluşan Grek İttifakı Donanması'yla, diğer yanda I. Serhas'ın Akamenid İmparatorluğu Donanması arasında gerçekleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan'a ikinci Pers saldırısı</span>

Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı, MÖ 480 - 479 yıllarında Akamenid İmparatorluğu Kralı I. Serhas'ın Yunanistan'ı istila için giriştiği ikinci Pers seferdir. Yunan-Pers Savaşları'nın ikinci bölümü olarak kabul edilir. İstila, I. Darius'un MÖ 492 – 490 yıllarında giriştiği ve Maraton Muharebesi'ndeki Pers yenilgisiyle sona eren ilk istila gişiminin bir yenilenmesiydi. Hazırlıkları I. Darius tarafından başlatılan bu sefer, ölümü üzerine tahta geçen oğlu I. Serhas tarafından devam ettirildi. Serhas, bu hazırlıkların sonunda güçlü bir kara ordusu ile donanma vücuda getirmiştir. Atina ve Sparta liderliğinde 70 kadar Grek kent devleti Pers istilasına karşı güçbirliği içinde koymak üzere bir ittifak oluşturdular. Ancak Yunanistan'daki birçok kent devleti ya tarafsız kaldı ya da Serhas'a boyun eğdi.

<span class="mw-page-title-main">I. Peloponez Savaşı</span>

I. Peloponez Savaşı, MÖ 460 – 446 yılları arasında, Sparta'nın başat güç olduğu Peloponez Birliği ile Atina İmparatorluğu ve bazı müttefikleri arasında gerçekleşen bir dizi muharebedir. Bu çatışmalara yer yer başta Thebai olmak üzere Sparta müttefikleri ve Atina tarafında Argos da katılmıştır. Savaş, görünürdeki birkaç nedene bağlanmaktadır. Bunlar, Atina'nın kent ile liman arasında "uzun duvarlar" olarak adlandırdığı surları inşa etmesi, Attika'daki Megara kentinin Peloponez Birliği'nden ayrılması ve Atina İmparatorluğu'nun gelişmesinden Sparta'nın duyduğu tedirginlik olarak verilmektedir. Savaş MÖ 460 yılında Oenoe Muharebesi'yle başlamıştır. Atina savaşın ilk evrelerinde üstün donanması sayesinde denizde bazı başarılar elde etmiştir. Kara muharebelerinde de başarılı sonuçlar elde ettiler. Bununla birlikte MÖ 457 yılında Sparta ve müttefikleri karşısında Tanagra Muharebesi'nde yenilgiye uğradılar. Ancak bir Atina karşı taarruzuyla Boeotia kuvvetleri Oenophyta Muharebesi'nde ezici bir yenilgiye uğratıldı. Ardından Atina kuvvetleri Thebai hariç olmak üzere tüm Boeotia topraklarını istila etmiştir. Daha sonra Atina Aegina donanmasını yenerek kenti kuşattı, düşürdü ve Mora Yarımadası kıyılarını yakıp yıkarak savaştaki durumunu sağlamlaştırmıştır. Ancak Atina'nın Mısır'a gönderdiği donanma ve ordunun MÖ 454 yılında yenilgiye uğraması durumu Atina açısından kötüleştirmiştir. Bunun üzerine Sparta ile beş yıllık bir ateşkes antlaşması yapılmıştır. Bu ateşkes süresinin sona ermesinin ardından MÖ 448 yılında savaş, II. Kutsal Savaş'la yeniden başlamıştır. Daha sonra MÖ 446 yılında Boeotia ayaklandı, Atina kuvvetlerini Koronea Muharebesi'nde yenilgiye uğratarak yeniden bağımsızlığını kazandı. I. Peloponez Savaşı, Atina ile Sparta arasında, Otuz Yıl Barışı olarak bilinen bir barış antlaşmasıyla sona erdirilmiştir. Antlaşma MÖ 446 – 445 kışında yapılmıştır. Bu antlaşmanın hükümlerine göre her iki taraf da kendi topraklarına çekilecektir. Atina denizde hakim durumunu sürdürürken Sparta da karada hakim durumda kalmıştır. Savaş sonunda Megara Peloponez Birliği'ne dönmüştür. Aegina ise Attik Delos Birliği'nin vergisini ödeyen otonom bir üyesi oldu. Peloponez Birliği ve Atina İmparatorluğu arasında yeniden, MÖ 431 yılında savaş başladı ve Atina'nın Sparta tarafından işgal edildiği MÖ 404 yılına kadar sürdü. Sonuç, Attik Delos Birliği'nin dağılması ve Atina İmparatorluğu'nun yıkılmasıydı.

Sybota Deniz Muharebesi, Korkyra ile Korint arasında MÖ 433 yılında gerçekleşen bir deniz muharebesidir. Tukididis'e göre Grek kent devletleri arasında o tarihe kadar, en azından muharebeye katılan gemi sayısı yönünden en geniş çaplı deniz muharebesidir. Sybota Deniz Muharebesi'nin bu ünü, iki yıl sonra patlak verecek olan Peloponez Savaşı'nın bazı deniz muharebeleriyle gölgede bırakılacaktır. Muharebenin bir başka yönden önemi, Peloponez Savaşı'na yol açan en başta gelen olay olarak kabul edilmesidir. Muharebe, Peloponez Savaşı'nın bir muharebesi olmamakla birlikte sırf bu nedenle Peloponez Savaşı ile ilişkilendirilir.

<span class="mw-page-title-main">I. Artaserhas</span> Ahameniş İmparatorluğunun Altıncı Kralı

I. Artaserhas (Antik İranca: Artaxšaça. Bu ismin antik Grek formu babasının I. Serhas ismini taşımasından ortaya çıkartılmıştır.