İçeriğe atla

Mutfak

Modern bir Mutfak.

Mutfak ya da ocaklık,[1] yemek hazırlamak için kullanılan alandır. Modern mutfak tipik olarak; set üstü ocak, fırın, mikrodalga fırın gibi pişirme aletlerine sahiptir. Bulaşık yıkamak gibi işleri yapabilmek için bir evyesi vardır. Modern mutfaklarda genellikle bulaşık makinesi de bulunur. Yemek depolamak için kullanılan kiler, mutfak dolabı ya da buzdolabı gibi ekler de mevcuttur.

Mutfağın temel işlevi yemek pişirmek olsa da özellikle evlerde büyüklüğüne, içindeki donanıma bağlı olarak değişik faaliyetler de yürütülebilir. Eğer bir çamaşır makinesi varsa, mutfakta yıkama ve kurutma yapılabilir. Mutfak eğer yeterince büyükse ailenin yemek yediği yer olabilir. Bazen ailenin ve misafirlerin bir araya gelmek için tercih ettiği en rahat oda olabilir. Ayrıca yemek (veya kahvaltı gibi küçük öğünler), eğlence ve çamaşır yıkama için de kullanılabilir.

Ticari mutfaklar, restoran, kantin, otel, hastane, ofis ve iş yeri tesisleri, askeri kışla ve benzeri kuruluşlarda bulunur. Bu mutfaklar genellikle daha daha ağır iş ekipmanlarıyla donatılmıştır. Örneğin, büyük bir restoranda büyük bir gömme buzdolabı ve büyük bir ticari bulaşık makinesi olabilir.[2]

Mutfağın evrimi

Mutfağın gelişimi temelde ocağın ateş yeri ve ocağın gelişimiyle bağlantılıdır. 18. yüzyıla kadar, açık ateş yemek pişirmenin yegâne yöntemiydi ve mutfağın mimarisi hep bunu yansıtır. Teknik ilerlemeler yemek pişirmeye 18. ve 19. yüzyıllarda yeni yöntemler getirince yeni kazanılan bu esneklik mimarlara mutfaklarda temel değişiklikler yapma fırsatını verdi. Musluk suyu sanayileşme dönemi boyunca kademe kademe mümkün hâle geldi; önceleri su en yakın kuyudan çekiliyor ve mutfakta ısıtılıyordu.[3]

Erken tarihi

Antik Yunan’daki evler genellikle avlu biçimliydi; odalar merkezî bir avlunun etrafına yerleştirilmişti. Böyle birçok evde, bu avlu mutfak görevini görürdü. Üst sınıftan insanların evlerinde, genellikle banyonun yanında ayrı bir oda mutfak olarak kullanılırdı (böylece iki oda da mutfak ateşinin yardımıyla ısıtılabilirdi), iki odaya da avludan kolaylıkla ulaşılabilirdi. Böyle evlerde, mutfağın arkasında yiyecek ve kap kacağın bulunduğu ayrı bir oda vardı.[4]

Roma İmparatorluğu’nda alt sınıfların evlerinde mutfak yoktu; yemeklerini ortak halk mutfaklarında pişirirlerdi. Bazılarının taşınabilir, üzerinde ateş yakılabilen bronz ocakları vardı. Üst sınıftan olan Romalıların görece daha iyi donanımlı mutfakları vardı. Bir Romalı evinde mutfak ana binaya eklenmiş ayrı bir odaydı. Pratik ve sosyolojik nedenlerden dolayı ayrıydı bu oda: Mutfağın yarattığı duman ve köleler tarafından kullanılıyor olması, onun ayrı tutulmasını gerektiriyordu.[5] Ocak genelde zemindeydi, duvara yerleştirilmişti –bazen azıcık yükseltilmişti–; öyle ki pişirenin diz çökmesi gerekiyordu. Baca yoktu.

Orta Çağ Avrupasında mutfak.

Erken Orta Çağ'da Avrupa’nın tek odalı evlerinde binanın en yüksek yerinde açıkta bir ateş olurdu. Mutfak bölgesi girişle bu ateşin bulunduğu yer arasındaydı. Şöminenin yerine, çatıda dumanın dışarı çıkmasına yardımcı olan bir delik bulunurdu. Pişirmenin ötesinde, bu ateş ısı ve ışık kaynağı olurdu.

Avrupa’daki soylu sınıfın geniş çiftlik evlerinde, mutfak ana binanın en altında ayrı bir katta bulunurdu.

Bilinen ilk ocaklar Japonya’da ortaya çıktı. En erken bulgular Kofun Dönemine (3.-6. yüzyıllar) aittir. Kamado adı verilen bu ocaklar, kilden ve harçtan yapılıyordu; odun ve mangal kömürüyle ateşleniyor, tepesinde kabın asılabileceği bir delik barındırıyordu. Bu ocak ancak ufak değişikliklerle yüzyıllar boyunca kullanıldı. Avrupa’daki gibi, üst sınıfların evleri yemek pişirme işi için ayrı bir odaya sahiptiler. Mangal kömürüyle ateşlenen, irori adlı bir çeşit açık ateş çukuru, ikinci bir ocak olarak birçok evde Edo dönemine (17.-19. yüzyıllar) kadar kullanıldı. Kamado ana yemekleri (örneğin pirinç) pişirmek için kullanılırken, irori yan yemekleri pişirmek için ve ısı kaynağı olarak kullanılıyordu.

Mutfak Orta Çağ boyunca mimari gelişimden etkilenmedi ve açık ateş yegâne yemek pişirme yöntemi olarak kaldı. Orta çağdaki Avrupa mutfakları karanlık, dumanlı, isli mutfaklardı ve bundan dolayı “dumanlı mutfak” olarak anılıyorlardı.

10. Yüzyıldan 12. yüzyıla, Orta Çağ Avrupa’sının şehirlerinde, mutfaklar hala odanın ortasında açıkta ateş kullanıyorlardı. Üst sınıftan insanların evlerinde, zemin kat ahır olarak kullanılırken mutfak, yatak odası ve hol gibi bir üst katta yer almaktaydı. Bu dönemlerde Japonların evlerinde, mutfak ayrı bir oda haline gelmeye başlamıştı.

Kalelerde ve manastırlarda, yaşama ve çalışma alanları ayrılmıştı; mutfak ayrı bir binaya taşında ve böylece oturma odalarına ısı sağlayan bir yer olmaktan çıktı.

Şöminenin gelişiyle, ocak odanın merkezinden, duvara taşındı ve ilk tuğla-harç ocaklar yapıldı. Ateş yapının üzerinde yakılıyor, alt kısım odun koymak için kullanılıyordu. Demirden, bronzdan ya da bakırdan yapılmış kaplar, önceden kullanılan kil kapların yerini almaya başladı. Isının azaltılıp arttırılması, kabı yukarı ya da aşağı asarak ya da bir nihalenin üzerinde doğrudan ateşe yerleştirerek sağlanıyordu.[6]

Leonardo da Vinci ateşin üzerine yerleştirilen şişler için, onların kendiliğinden dönmesini sağlayan otomatik bir sistem icat etti. Bu sistem üst sınıfların evlerinde yaygın olarak kullanıldı.

Isıtmak ve pişirmek için açıktaki ateşin kullanılması riskliydi; tüm şehri yok eden yangınlar çok sık oluyordu.

Geç Orta Çağ'ın başlarında, Avrupa’daki mutfaklar evi ısıtma işlevini yitirdiler ve yaşama alanının dışına çıkarak ayrı bir odaya taşındılar. Oturma odası artık mutfaktan ayarlanan kiremit ocaklarla ısıtılıyordu; böylece içerisinin duman olmaması sağlanıyordu.[7] Dumandan ve kirden muaf olarak, oturma odası böylece sosyal işlevlere hizmet eden bir yer haline geldi ve kişinin zenginliğini gösteren bir vitrin olarak bazen şık bir şekilde döşenmeye başlandı.[8] Üst sınıflarda, yemek yapma işi ve mutfak hizmetçilerin alanıydı ve mutfak oturma odalarının dışına, hatta yemek odasının bile uzağına konuldu. Daha fakir olan alt sınıfların evleri henüz ayrı bir mutfağa sahip değillerdi; genellikle bütün işlerin görüldüğü tek bir odaya ya da genellikle girişte bir mutfak bölümüne sahiplerdi.[9]

Orta Çağ'ın dumanlı mutfağı genellikle aynı kaldı. Özellikle kırsal çiftlik evlerinde ya da fakir evlerde çok sonraya kadar böyle sürdü. Avrupa’daki birkaç çiftlik evinde, dumanlı mutfak 20. yüzyılın ortasına kadar kullanımdaydı.[10] Bu evlerde genellikle hiç şömine yoktu ama ateş yakılan yerin hemen üzerinde odundan yapılan ve kille kaplanan bir duman başlığı vardı; eti tütsülemek için kullanılıyordu. Duman daha sonra yükseliyor, üstteki odaları ısıtıyor ve zemini haşeratlardan koruyordu.

Çin mutfağı

Çin'deki mutfaklara chúfáng(厨房) denir. 3000 yıldan daha uzun bir süre önce, eski Çinliler yemek pişirmek için ding'i kullandılar. Çin aile mutfaklarında ve restoran mutfaklarında en çok kullanılan pişirme ekipmanları wok'lar, buharlı sepetler ve tencerelerdir. Yakıt veya ısıtma kaynağı da pişirme becerilerini uygulamak için önemli bir teknikti.[11] Geleneksel olarak Çinliler, yemek pişirmek için yakıt olarak odun veya saman kullanıyorlardı.

Japon mutfağı

Japonya'daki mutfaklara Daidokoro (台所; "mutfak") denir. Daidokoro, Japonya'da evler'de yemeklerin hazırlandığı yerdir. Meiji dönemine kadar bir mutfağa kamado (かまど; yanan soba) da deniyordu.[12] Japon mutfağı bir evin sembolü olarak kabul edildiğinden kamado'yu içerir ve terim "aile" veya "ev" anlamında bile kullanılabilir.

Hint mutfağı

Hindistan'da bir mutfağa "Rasoi" (Hintçe\Sanskritçe) veya Marathi dilinde "Swayampak ghar" denir. Ülke genelinde birçok farklı pişirme yöntemi mevcuttur ve mutfak yapımında kullanılan yapı ve malzemeler bölgeye göre değişiklik göstermektedir. Örneğin, kuzey ve orta Hindistan'da yemek pişirme, "Chulha" adı verilen kil fırınlarda yapılırdı. Hint mutfakları, vastushastra adı verilen bir Hint mimari bilimi üzerine inşa edilmiştir.[13] Hindistan'da mutfaklar tasarlarken Hint mutfağı vastu çok önemlidir. Yoksul ailelere ait birçok mutfak, kil sobaları ve eski yakıt türlerini kullanmaya devam ederken, kentsel orta ve üst sınıflar genellikle tüplü veya borulu gazlı gaz sobalarına sahiptir.

Kolonyal Amerikan mutfakları

Kolonyal Amerikan mutfaklarında, Orta Çağ Avrupa'sı mutfaklarının özellikleri görülür. Kuzey bölgesindeki erken göçmenlerin genellikle ayrı bir mutfağı yoktu; kulübenin köşesindeki bir ocak, mutfak boşluğu işlevini görürdü. Sonraları mutfak ayrı bir oda haline geldi ama, kulübenin içinde olmaya devam etti.[14]

Güney eyaletlerindeki gelişim tamamen farklıydı ama iklim ve sosyolojik şartlar da buna paralel olarak farklıydı.[15] Güney eyaletlerinde, Orta Çağ Avrupa'sındakine benzer nedenlerden dolayı, mutfak malikânenin dışına sürülmüştü; mutfak köleler tarafından işletiliyordu ve onların çalışma yeri zamanın sosyal standartları nedeniyle efendilerinkinden ayrı olmalıydı. Buna ek olarak, bölgenin sıcak iklimi bir mutfağı işletmeyi, özellikle de yazın, sıkıntılı bir iş haline getiriyordu.[16]

Ana binadan tamamen ayrılmış “yaz mutfakları”, tarlada çalışan işçilere yemek hazırlama ve konserve yapma işleri yüzünden evin ısınmasını önlemek amacıyla uzak kuzey bölgelerindeki geniş çiftliklerde gelişti.

Sanayileşme

Türkiye'den klasik bir mutfak.

Sanayileşme dönemindeki teknolojik ilerlemeler mutfaklara büyük değişiklikler getirdi. Ateşi tamamen kuşatan daha etkili demir ocaklar belirdi.[17] Yeni ocak modelleri 1740’larda belirdi. Bunlar pişirme için değil ısıtma için tasarlanmıştı. İngiltere’de Benjamin Thompson 1800’lerde Rumford ocağını tasarladı. Bu ocak önceki ocaklara nazaran daha etkiliydi; ocağın üzerindeki deliklere asılı ve böylece yalnızca alttan değil tüm yönlerden birçok kabı ısıtmak için tek bir ateş kullanıyordu. Bununla birlikte bu ocak geniş mutfaklar için tasarlanmıştı. Evde kullanmak için çok büyüktü. Bu teknikle üretilmiş daha küçük bir ocak olarak Oberlin ocağının 1834 yılında ABD'de patenti alındı ve sonraki 30 yıl boyunca 90.000 adet satarak ticari bir başarı haline geldi. Bu ocaklar hala odunla ya da kömürle yakılıyordu. 1820’lerin başında Paris’e Londra’ya ve Berlin’e gazlı sokak lambaları yerleştirilmiş ve 1825’te ABD'de ilk gazlı ocağın patenti alınmış olmakla birlikte, kentsel alanlarda aydınlatma ve yemek pişirme için gaz kullanılmasının sıradan bir şey haline gelmesi 19. yüzyılın sonunu buldu.[18]

19. yüzyılın ikinci yarısındaki kentleşme ve diğer kayda değer gelişmeler eninde sonunda mutfağa yansıyacaktı. Koşulların dayatmasıyla, şehir planlamasına, evlere su dağıtım şebekesinin kurulmasına ve atık suyun üstesinden gelmek için kanalizasyon yapılmasına başlandı. Gaz boruları döşendi; gaz başlangıçta aydınlatma için kullanılıyordu ama şebeke yeterli derecede büyüyünce, gazı ısıtmak ve ocakta yemek pişirmek için kullanmak mümkün hale geldi. 20. yüzyıla geçerken, elektrik gazın karşısında önemli bir alternatif olarak belirmişti ve yavaş yavaş onun yerini almaya başladı. Fakat gazlı ocak gibi elektrikli ocağın da başlangıcı yavaş oldu. İlk elektrikli ocak 1893 yılında Chicago dünya fuarında sunuldu ama teknolojinin onu kaldıracak kadar gelişmesi 1930’ları buldu.

Sanayileşme sosyal değişimlere de yol açtı. Burjuvazinin yükselişi sürerken, şehirlerdeki fabrika emekçileri uygun olmayan koşullarda barınıyorlardı. Bütün aileler altı kat ve üstü harap apartmanlarda, kötü mutfak havalandırması'na sahip ve yetersiz ışıklandırılmış tek ya da iki odalı dairelerde kalıyorlardı. Bazen dairelerini evsizler (night sleepers) denilen, yalnızca gece için yatak kiralayan bekar adamlarla paylaşıyorlardı. Böyle bir dairede mutfak, sıklıkla yatak odası, oturma odası ve hatta banyo olarak kullanılıyordu. Su kuyulardan çekilmek zorundaydı ve ocakta ısıtılırdı. Su boruları ancak 19. yüzyılın sonuna doğru döşendi ve bundan sonra bina ya da kat başına bir musluk düşmeye başladı.[19] Kaplar ve mutfak eşyaları genelde açık raflarda saklanıyordu ve odalar basit perdeler kullanılarak birbirinden ayrılıyordu.

Tüm bunların tersine, sömüren sınıfın tarafında dramatik değişiklikler gerçekleşmedi. Bodrum katında ya da zemin kattaki mutfak, hizmetçiler tarafından işletmeye devam edildi. Bazı evlere su pompaları yerleştirildi ve bazılarında lavabo ve su çekicileri vardı (kalelerdeki bazı feodallerin mutfakları dışında henüz su musluğu yoktu).[20] Demir plakalardan yapılan ve odun, mangalkömürü, kömürle ateşlenen ve bacaya bağlı boruları olan ocakların yapılmasıyla, mutfaklar daha temiz yerler haline geldi. Hizmetçiler için mutfak yatak odası görevini de görüyordu; yerde ya da alçaltılmış tavanın arasında buldukları boşluklarda yatıyorlardı, çünkü yeni ocakların bacayla bağlantısı mutfağın yüksek bir tavana sahip olmasını gerektirmiyordu.[21] Mutfağın zemini döşeliydi; eşyalar tozdan ve buhardan korunmaları için kapalı dolaplarda temiz olarak saklanmaya başlandı. Büyük bir masa tezgâh olarak kullanılıyordu; bu masa aynı zamanda hizmetçiler için yemek masası olarak da kullanıldığından, etrafında bir sürü sandalye de olurdu.

Orta sınıf, elinden geldiğince üst sınıfların lüks yemek biçimlerini taklit etmeye çalıştı. Küçük dairelerde yaşayan orta sınıf için mutfak ailenin yaşadığı ana odaydı. Çalışma ya da oturma odası, ara sıra yapılan yemek davetleri gibi özel durumlar için saklanıyordu. Bu nedenle, bu orta sınıf mutfakları, yalnızca hizmetçilerin kullandığı üst sınıf mutfaklarından daha gösterişsizdi.[22] Burası mutfak eşyalarını saklamak için kullanılan dolaplardan başka, ailenin beraber yemek yiyebileceği bir masayı ve sandalyeleri; bazen –eğer yeterince yer varsa– koltuk ya da sediri barındırırdı.

Gaz boruları ancak 19. yüzyılın sonlarında döşendi ve gazlı ocaklar eski kömür ocaklarının yerini aldı. Gaz kömürden daha pahalı olduğu için, bu yeni teknoloji önce burjuvaların evlerinde kullanıldı. Gazlı ocakların kullanıldığı işçi apartmanlarında gaz dağıtımı jetonla çalışan bir makine sayesinde gerçekleşiyordu.[23]

Tarımsal bölgelerde, odun ya da kömür ocakları hatta açık ateşli ocaklar kullanılmaya devam etti. Gaz ve su boruları önce büyük şehirlere döşendi; küçük köyler çok daha sonra bundan yararlanabilir hale getirildi.[24]

Modernleşme

Bulgar köyü yaz mutfak

Elektriğin ve gazın kullanılması eğilimi 20. yüzyıla geçildiğinde de devam etti. Sanayide, üretim sürecinin en etkili hale getirilmeye çalışıldığı modernizm dönemine gelinmişti. Taylorculuk doğdu ve süreci optimize etmek için hareket-zaman etüdü kullanılmaya başlandı.[25] Bu fikirler, 19. yüzyılın ortasında Catharine Beecher tarafından ortaya atılan ve Christine Frederick’in 1910’larda yaptığı yayınlarla ayrıntı andırılan ev işinin profesyonelleştirilmesi olarak anılan yükselen eğilime bağlı olarak ev mimarisine de sıçradı.[26]

Emekçi kadınlar, erkeklerin maaşı yetmediğinden, aileyi ayakta tutabilmek için sıklıkla fabrikalarda çalışıyorlardı. Sosyal konut projeleri yeni bir dönüm noktası oldular: Frankfurt mutfağı. 1926’da geliştirilen bu mutfak, 1,9 metreye 3,4 metre standart uzunluktaydı. İki amaç için üretilmişti: pişirme zamanını azaltmak için mutfak işini optimize etmek (böylece kadınlar fabrikaya daha çok zaman ayırabilecekti) ve yeterince donanımlı mutfakların üretilmesinin fiyatını azaltmak. Margarete Schütte-Lihotzky tarafından tasarlanan mutfak, ayrıntılı hareket zaman etütlerinin ve dönemin yemekli vagonların verdiği esinin sonucuydu. Mimar Ernst May tarafından tasarlanıp Frankfurt’ta yapılan sosyal konut projesinde 10.000 daireye bu mutfaklardan yapıldı.

Bu mutfaklara getirilen ilk tepki ağır bir şekilde eleştireldi: insanlar Schütte-Lihotzky tarafından yapılan tasarımla gelen değişime alışkın değillerdi; mutfak o kadar küçüktü ki, içinde yalnızca bir kişi iş görebiliyordu; bazı saklama yerleri un gibi bazı çiğ yemek malzemelerinin çocuklar tarafından ulaşılabilmesine imkân veriyordu. Ancak Frankfurt mutfağı, kiralık dairede 20. yüzyıl boyunca belli bir standardı temsil eder hale geldi: iş mutfağı (work kitchen).[27] İçinde yaşamak ya da yemek için çok dardı ve sonraları “kadını mutfağa sürgün etmekle” eleştirildi ama II. Dünya Savaşı sonrasının muhafazakarlığı ekonomik nedenlerle de birleşince galip geldi. Mutfak tekrar yaşam alanından kesin olarak ayrılması gereken bir yer olarak görüldü. Bu gelişimde pratik nedenler de rol oynadı: geçmişin burjuva evlerinde olduğu üzere, mutfağı ayırmanın bir nedeni de oturma odasından dumanı ve kokuyu uzak tutmaktı.

Tekniğe Geçiş

Frankfurt mutfağı için geliştirilen standart ölçüler ve yerleşim fikrinin etkisi altında kalındı. Bu donanım ilerleyen yıllar boyunca standart olarak kaldı: soğuk ve sıcak su musluğu, lavabo, elektrikli ya da gazlı ocak ve fırın. Kısa süre sonra buzdolabı da standart olarak eklendi. Mutfak dolaplarının ön kısmında tahta olan modüler mobilya kullanılmasıyla, bu yeni mutfak “İsveç mutfak” olarak rötuşlandı. Bu konsept, öncelikle steril laboratuvarların ve hastanelerin temizliğini çağrıştıran beyaz sentetik kapı ve çekmece kaplamalarıyla, daha sonra da canlı ve renklerle değiştirildi. ABD'de 1940’larda mutfağı blender, tost makinesi ve mikrodalga fırın gibi küçük ve büyük elektrikli araçlarla donatma eğilimi başladı.[28] II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da ortaya çıkan düşük fiyat-ileri teknoloji talebiyle, Batı Avrupa mutfakları buzdolabı ve elektrikli/gazlı ocakları da barındırabilecek şekilde tasarlanmaya başlandı.

Kiralık evlerdeki bu gelişme, ev sahibi olanların mutfaklarındaki gelişmeyle paralel olarak ilerledi. Buralarda mutfaklar biraz daha geniş ve yemek odası olarak günlük kullanıma uygundu ama diğer taraftan devam eden teknik gelişme aynıydı ve modüler mobilya kullanımı bu pazarda standart haline geldi.

Teknoloji merkezli bu eğilim, bazı tasarımcıların iş mutfağını daha uzağa taşıyarak, Luigi Colani’nin “uydu mutfak” gibi fütürist tasarımlarla son noktaya erişmesinin yolunu açtı. Oda ortasında bir sandalye olan bir küreye indirgenmişti, öyle ki bütün uygulamalar kol mesafesindeydi, yemeği ısıtmak için en iyi ayarlamalar yapılmıştı ama aslında yemek pişirmek için uygun değildi. Buna rağmen böyle çıkışlar genel eğilimin dışındadır.

Eski Doğu Bloğu ülkelerinde, resmi öğreti yemek yapmayı önemsiz bir gereklilik olarak görmekteydi ve kadınlar “toplum için” fabrikalarda çalışmalıydı, evde değil. Aynı zamanda, barınma prefabrike levhalar kullanarak standardize edilen daireler yapılarak düşük fiyatla ve kısa sürede çözülmeliydi. Mutfak asgari ölçülerine indirgendi ve iş mutfağı düşüncesi uçlara taşındı: örneğin Doğu Almanya’da P2 model standart 55 metrekarelik dairelerde 4 metrekarelik mutfaklar vardı (pencere yoktu) ve bunlar bir diğerinden pencereyle ya da geçişle ayrılan yemek ve oturma odasına bağlanıyordu.[29] Bununla birlikte tüm nüfusuna ev sağlamak ve gelir adaletsizliğini yok etmek üzere yola çıkan bir düşüncenin, karşılaması gereken ihtiyaç düşünüldüğünde bu durum o kadar vahim gözükmez. Kapitalist toplumlardaki gecekonduları, evsizleri ve gettoları hatırlayınız.

Diğer mutfak çeşitleri

Oteller, hastaneler, eğitim ve iş yeri tesisleri, kışla ve benzeri kurumlarda bulunan restoran ve kantin mutfakları genellikle halk sağlığı yasalarına tabidir. Profesyonel mutfaklarda genellikle gazlı ocaklar bulunur, çünkü bunlar aşçıların ısıyı elektrikli ocaklardan daha hızlı ve daha hassas bir şekilde düzenlemesine olanak tanır. Büyük yerleşik fritözler, buğulama veya benmari gibi bazı özel cihazlar profesyonel mutfaklar için tipiktir.[30]

Fast food ve hazır yemek trendleri, restoran mutfaklarının çalışma şeklini değiştirdi. Bu tür restoranlardan bazıları, kendilerine teslim edilen hazır yiyecekleri yalnızca "bitirebilir" veya tamamen hazırlanmış yemekleri yeniden ısıtabilir. En fazla hamburger veya steak yapabilirler.

Gemilerdeki, uçaklardaki ve bazen vagonlardaki mutfaklara genellikle galley denir. Yatlarda, bir sıvılaştırılmış petrol gazı şişesiyle beslenen bir veya iki brülörle mutfaklar genellikle sıkışıktır.[31] Buna karşılık, savaş gemisi veya büyük kruvaziyer mutfaklar, restoranlar veya kantin mutfaklarıyla her açıdan karşılaştırılabilir. Yolcu uçağı türlerinde mutfak bir kilere indirgenmiştir. Mürettebatın rolü, bir catering şirketi tarafından verilen uçak içi yemekleri ısıtmak ve servis etmektir. Astronotların yiyecekleri genellikle uçuştan önce tamamen hazırlanır, kurutulur ve plastik torbalarda kapatılır. Mutfak, bir rehidrasyon ve ısıtma modülüne indirgenmiştir.

Yiyeceklerin hazırlandığı açık alanlar genellikle mutfak sayılmaz. Bununla birlikte, örneğin açık havada yemek pişirme zamanı, kamp yaparken, düzenli yemek hazırlamak için kurulan bir açık alan, "açık mutfak" olarak adlandırılabilir. Kamp alanındaki açık mutfak, bir kuyu, su pompası veya su musluğunun yanına yerleştirilebilir ve masalar sağlayabilir.[32]

Ev ekonomisi, gıda teknolojisi veya mutfak sanatlarının öğretildiği okullarda, genellikle yalnızca öğretim amacıyla birden fazla donanıma sahip (bazı bakımlardan laboratuvarlara benzer) bir dizi mutfak vardır.[33]

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2023. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  8. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  10. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 28 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  12. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  13. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  14. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  15. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  16. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  17. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  18. ^ Nothingam, Sherry (4 Haz 2015). "100 Awesome Industrial Kitchen Ideas". decoist. 
  19. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  20. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  21. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  22. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  23. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  24. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  25. ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  26. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  27. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  28. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  29. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  30. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  31. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  32. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 
  33. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2022. 

Ayrıca bakınız

Galeri

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yangın</span> büyük ve yıkıcı ateş

Yangın, maddenin ısı ve oksijenle birleşmesi sonucu oluşan yanma reaksiyonlarının neden olduğu doğal afettir. Yangınların oluştukları coğrafî alanda maddi hasarlara neden olmasından ziyade, orada yaşayan canlılar ve ekolojik denge üzerinde de büyük derece olumsuz etkileri vardır.

<span class="mw-page-title-main">Aşçılık</span> yemek yapma

Aşçılık, besinlerin çeşitli yöntemlerle yemeye hazır duruma getirilmesine denir. Ahçılık olarak da bilinir. Ev ekonomisi'nin temel bileşenlerinden biridir. Şef, aşçı, yardımcı şef, pasta şefi, mutfak şefi, fırıncı, gastronomcu, çikolatacı gibi mesleklerle sıkı ilgilidir. Birçok ülkelerde aşçılık mesleği öğrenmek için aşçılık okulu, aşçılık fakültesi, aşçılık akademileri bulunmaktadır. Aşçılığın en temel yöntemi pişirmedir. Ama "aşçılık" terimi, pişirmenin yanı sıra kurutma, isleme, dondurma ya da salamura gibi başka yöntemleri de kapsar. Besinler birkaç nedenden dolayı pişirilir. Bazı besinleri çiğ yeme düşüncesinden hoşlanmayız. Belirli besinleri pişirerek yemeye alışık olduğumuzdan, pişirmenin besinlere iyi bir tat kazandırdığına inanırız. Öte yandan pişirildiklerinde besinlerde değişiklikler oluşur ve bu da bazı besinlerin yenmesini ve sindirilmesini kolaylaştırır. Moleküler gastronomi, fizik ve kimya perspektifinden beslenmenin bilimsel yaklaşımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Oturma odası</span>

Oturma odası bir evde bulunması gereken, aile bireylerinin ev içinde genelde bir arada bulundukları, genelde televizyon izlenen, bazen ise okuma, aile sohbetleri ve bunun gibi aktivitelerin gerçekleştirildiği ortamlardır.

<span class="mw-page-title-main">Orta Çağ'da Avrupa mutfağı</span> 5. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Avrupa kültürlerinin besinleri, yeme alışkanlıkları ve yemek pişirme yöntemleri

Orta Çağ Avrupa mutfağı, 5. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Avrupa kültürlerinin besinlerine, yeme alışkanlıklarına ve yemek pişirme yöntemlerine verilen genel addır. Bu dönem boyunca beslenme düzeni ve pişirme yöntemleri Avrupa genelinde değişimlere uğramış ve tüm bu değişiklikler Avrupa'nın modern mutfak kültürünün temelini oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Fırın</span>

Fırın, malzemeleri sıcak bir ortama maruz bırakmak için kullanılan bir araçtır. Fırının içi boş bir bölümü vardır ve bu bölüm kontrollü şekilde ısıtılır. Antik çağlardan beri kontrollü ısıtma gerektiren çeşitli işlerde fırın kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Türk mutfağı</span> Türk gastronomi geleneğine dahil bütün yiyecek ve içecekler

Türk mutfağı, Türkiye'nin ulusal mutfağıdır. Orta Asya, Selçuklu ve Beylikler ile Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Cumhuriyet Dönemi Türk Mutfağı hem Balkan ve Orta Doğu mutfaklarını etkilemiş hem de bu mutfaklardan etkilenmiştir. Ayrıca Türk mutfağı yörelere göre de farklılıklar gösterir. Karadeniz mutfağı, Güneydoğu mutfağı, Orta Anadolu mutfağı gibi birçok yöreler kendilerine ait zengin bir yemek haznesine sahiptirler.

<span class="mw-page-title-main">Teppanyaki</span> Japon mutfağının, yemek pişirmek için demir tava kullanılarak yapılan yemeklerin genel adı

Teppanyaki, Japon mutfağının, yemek pişirmek için demir tava kullanılarak yapılan yemeklerin genel adıdır. Teppanyaki kelimesi, demir tabak anlamına gelen “teppan” ve ızgaralanmış ve az yağda pişirilmiş anlamına gelen “yaki” kelimelerinden türemiştir. Japonya'da, teppanyaki, et, karides, “okonomiyaki”, “yakisoba” ve “monjayaki” de dahil olmak üzere demir tabak kullanılarak pişirilen yemekler olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş ocağı</span>

Güneş ocağı veya güneş fırını, enerjisini doğrudan Güneş'ten alan, yiyecek veya sıvı pişirmek veya pastörize etmek için kullanılan araçtır. Solar ocaklar diğer yemek pişirme araçlarına göre genelde ucuzdur ve basit bir teknoloji ile üretilir. Çoğunlukla açık bir alanda kullanılması gereken güneş ocakları yakıt olarak güneş enerjisini kullandığı için benzin, gaz, kömür, elektrik veya odun benzeri yakıtların kullanılmasını gerektirmemektedir. Kullanılması bu yüzden birçok kâr amacı gütmeyen kuruluşlarca hava kirliliği, çölleşme ve ormansızlaşmanın azalması için desteklenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gaz ocağı</span> Tüpte sıvı gaz veya basınçlı sıvı yakıt kullanan yemek pişirme ateşi gereci

Gaz ocağı ispirto ya da petrol ürünlerini yakıt olarak kullanarak yemek pişirme ateşi sağlayan gereçtir. Büyük metal tüpte basınç altında saklanan veya gaz şebekesiyle evlere dağıtılan bütan, propan veya doğal gaz ile çalışan çeşitleri mutfakta, ispirto, gaz yağı, benzin, dizel veya küçük tüpte bütan / propan kullanan çeşitleri seyyar olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Tatar mutfağı</span> Tatarlara özgü yemek kültürü

Tatar mutfağı, başta Rusya içindeki Tataristan olmak üzere farklı ülkelerde ve coğrafi bölgelerde yaşamakta olan Tatarların yemek kültürüdür.

<i>Diner</i>

Diner, ağırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeydoğu ve Ortabatı eyaletleri ile Kanada, Batı Avrupa ve Lübnan'ın bazı bölgelerinde bulunan küçük bir restoran türüdür. Lokantalar, çoğunlukla Amerikan mutfağı, rahat bir atmosfer ve karakteristik olarak, bir waitstaff tarafından sunulan kabinlerin ve doğrudan servisli uzun oturma tezgahının bir kombinasyonu, en ufak bir aşçı tarafından sunulmaktadır. Tüm akşam yemekleri 24 saat boyunca açık kalan bazı otoyollar ve önemli vardiyalı çalışma alanlarındaki saatler boyunca uzadı.

<span class="mw-page-title-main">Gıda kamyonu</span>

Bir gıda kamyonu, yiyecek pişirmek ve satmak için donatılmış büyük bir araçtır. Dondurma kamyonu dahil, bazıları donmuş veya hazır yiyecekler satar; diğerlerinde ise mutfak bulunur ve sıfırdan yiyecek hazırlanır. Sokak yemeği, sandviçler, hamburger, patates kızartması ve diğer bölgesel fast-food yemekleri yaygındır. Son yıllarda, pop-up restoran fenomeni ile ilişkili olarak, gurme mutfağı sunan gıda kamyonları ve çeşitli spesiyaller ve etnik menüler özellikle popüler hale geldi. Yemek arabası, portatif yiyecek kabini ve yiyecek arabalarıyla birlikte, her gün yaklaşık 2,5 milyar kişiye hizmet veren sokak gıda endüstrisinin ön saflarında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Köfte</span> alaturka bir et yemeği

Köfte, kıymaların yuvarlanarak küçük bir top şeklini almasıyla yapılan bir yemektir. Bazen köfteye, ekmek kırıntıları, kıyılmış soğan, yumurta, tereyağı ve baharat gibi malzemeler de eklenir. Köfte, kızartma, pişirme veya buğulama yoluyla yapılabilir. Farklı et ve baharat türlerinin kullanıldığı birçok köfte türü vardır.

<span class="mw-page-title-main">Rus mutfağı</span>

Rus mutfağı, Rusya'nın farklı pişirme geleneklerinin bir toplamıdır. Rus mutfağı, Kuzey ve Doğu Avrupa, Kafkasya, Orta Asya, Sibirya ve Uzak Doğu etkileri ile çeşitli olup temelleri, bol miktarda balık, domuz eti, kümes hayvanları, havyar, mantarlar, meyveler ve balın birleşimiyle, genellikle sert bir iklimde kırsal nüfusun köylü yiyecekleriyle atıldı. Çavdar, buğday, arpa ve darı mahsulleri, bol miktarda ekmek, krep, turta, tahıl, bira ve votka için gerekli malzemeleri sağlıyordu. Çorba ve güveçler, mevsimlik veya depolanabilir ürünler, balıklar ve etlere odaklanır. Bu tür yiyecekler, 20. yüzyıla kadar Rusların büyük çoğunluğunun temel malzemesi olarak kaldı. Sovyet mutfağının ise ayrı bir karakteri bulunmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Aztek mutfağı</span>

Aztek mutfağı, 1519'da Avrupa ile etkileşime girmeden önce Meksika Vadisi'ndeki eski Aztek İmparatorluğu ve Nahua halklarının mutfağıdır.

<span class="mw-page-title-main">Discada</span>

Discada; Kuzey Meksika mutfağında popüler olan karışık bir et yemeğidir. Diskada yapmak için gerekli olan etler sığır eti, domuz pastırması, jambon, sosis ve Meksika chorizosu adı verilen domuz sucuğudur. Yemeği yapmak için; etleri pişirmek için kullanılan disk açık bir alevin üzerine yerleştirilir ve malzemeler birer birer eklenir. Etler aşçının tercihine göre terbiye ve marine edilir. Beyaz veya mor soğan, dolmalık biber, Jalapeño veya Serrano biberi ve domates gibi aromatikler de yemeğe lezzet ve renk katmak için kullanılır. Genellikle tortillaların içinde taco ile birlikte ya da ayrı bir tabakta tek başına servis edilir.

<span class="mw-page-title-main">Laz evleri</span>

Laz evleri, Lazların ve Acaralıların yaşadığı ev türlerinden biridir. Çoğunlukla Lazlar tarafından inşa edildiği için bu şekilde isimlendirilmiştir. Yapımında geleneksel olarak taş ve ahşap kullanılan Laz evlerine çoğunlukla serander eşlik eder.

<span class="mw-page-title-main">Sovyet mutfağı</span>

Sovyet mutfağı, Sovyetler Birliği'ne özgü yemek pişirme tarzıydı. Sovyet mutfağı, Sovyetler Birliği'nin çeşitli ulusal mutfaklarının bütünleşmesiyle oluşmuş olup sınırlı sayıda malzeme ve basitleştirilmiş pişirme ile karakterizedir. Bu tür mutfak, Sovyetler Birliği'nin her yerindeki kantinlerde yaygındı. Ev mutfağının ayrılmaz bir parçası haline geldi ve özellikle büyük şehirlerde ulusal yemeklerle paralel olarak kullanıldı. Genel olarak, Sovyet mutfağı, Sovyet yeme alışkanlıkları ve Sovyetler Birliği'nin çoğu bölgesinde çok sınırlı malzeme bulunabilirliği ile şekillendirildi. Yemeklerin çoğu Fransız, Rus ve Avusturya-Macaristan mutfaklarının sadeleştirmesiydi. Bununla birlikte kafkas mutfakları, özellikle Gürcü mutfağı da katkıda bulundu. Hükûmet tarafından yönetilen kantinlere stolovaya adı verildi.

<span class="mw-page-title-main">Odun yakıtı</span>

Odun yakıtı, yakılacak odun, odun kömürü, mangal kömürü, levha, pelet yakıtı ve odun talaşı gibi yakıtlardır. Bugün, odun yakıtları, katı yakıt biyokütlesinden elde edilen en büyük enerji kullanımlarından biridir. Odun yakıtı yemek pişirmek ve ısıtmak için, bazen de buhar motoru ve buhar türbinlerini beslemek için kullanılabilir. Ayrıca, ocak, soba, şömine, kamp ateşinde veya şenlik ateşinde kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Roma mutfağı</span>

Antik Roma mutfağı, uygarlığın var olduğu süre boyunca büyük ölçüde değişti. Beslenme alışkanlıkları, krallıktan cumhuriyete ve en sonunda da imparatorluğa yol açan siyasi değişikliklerden ve Romalıları birçok kültürün mutfak alışkanlıklarına ve pişirme yöntemlerine maruz bırakan imparatorluğun muazzam ölçüdeki genişlemesinden etkilendi.