Mustafa Suphi
Mehmed Mustafa Subhi محمد مصطفی صبحی | |
---|---|
Mustafa Subhi'nin gençlik dönemlerinden bir fotoğrafı. | |
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Başkanı | |
Görev süresi 16 Eylül 1920 - 28 Ocak 1921 | |
Yerine geldiği | Yok (Makam oluşturuldu) |
Yerine gelen | De jure: Yok (Makam kaldırıldı) De facto: Salih Hacıoğlu (Türkiye Halk İştirakiyyun Fırkası MK Genel Sekreteri olarak) |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | Mehmed Mustafa Subhi 4 Ağustos 1882 veya 4 Mayıs 1883 Giresun, Trabzon vilayeti, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 28 Ocak 1921 (37 yaşında) Karadeniz açıkları, Sürmene, Trabzon vilayeti, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm nedeni | Siyasi suikast |
Vatandaşlığı | Osmanlı İmparatorluğu |
Milliyeti | Türk |
Partisi | Türkiye Komünist Partisi (1920-1921) |
Diğer siyasi bağlantıları | Türkiye İştirakiyun Teşkilatı (1919-1920) Türkiye Sol Sosyalistleri Teşkilatı (1918-1919) Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi (Bolşevik) (1915-1918) Millî Meşrutiyet Fırkası (1912-1913) İttihat ve Terakki (1908-1912) |
Evlilik(ler) | Marya Subhi[1] (? - 1925?) |
İlişkiler | Mevlevizade Saadetli Ali Rıza (Özütürk) Efendi (babası) Memnune (Özütürk) Hanım (annesi) |
Bitirdiği okul | Mekteb-i Hukuk-ı Şahâne l'Ecole Libre des Sciences Politiques |
Mesleği | Öğretmen Yazar Gazeteci Siyasetçi |
Mehmed Mustafa Subhi[2][3] (Osmanlıca: محمد مصطفی صبحی, romanize: Meḥmed Muṣṭafā Ṣubḥī), kısaca Mustafa Suphi veya bazı kaynaklarda kullanıldığı haliyle Osmanlıca yazıma göre Mustafa Subhi (4 Ağustos 1882[4] veya 4 Mayıs 1883[5] - 28 Ocak 1921), Türk komünist ve Türkiye Komünist Partisinin ilk Merkez Komitesi Başkanı.
Yaşamı
Erken dönemler
Ailesi
Aslen Samsunlu bir aileden gelmektedir. 2 Şubat 1895 tarihli Sicill-i Ahvâl Defteri, No.: 57, sayfa 73'e göre babası, 26 Mart 1812 Giresun doğumlu Mevlevîzade Saadetlû Ali Rıza Efendi'dir.[4] Yine Sicill-i Ahvâl Defteri kaydına göre 28 Kasım 1880 tarihinde 20 yaşında Giresun Rüsum-ı Sitte idaresi'nde mülâzemete (staja) başlamış, 30 Temmuz 1881 tarihinde 200 kuruş maaşla mubassırlığa[not 1] alınmış, 5 Aralık 1883 tarihinde aynı maaşla ayriyeten katib-i saniliğe nakiledilip Reji idaresi bidayet-i teşekkülünden istiğnaya çıkarılarak 14 Nisan 1884 tarihinde 250 kuruş maaşla memuriyet-i sabıkaya ricat ve ahiren 400 kuruşla Tirebolu memurluğuna tahvil ettirilse de adem-i kabulünden naşi açığa çıkmış, 13 Ağustos 1885 tarihinde Giresun Duyun-ı Umumiye Müdiriyeti'ne maa-mubassır (mubassırlıkla birlikte) katib-i saniliğe 200 kuruşa 3. defa tayin olunmuş, 13 Ekim 1886 tarihinde olduğu yerden ayrılmış, 15 Cemaziye'l-Evvel 1306 (Hicrî)/5 Kanun-u Sani 1304 (Rumi)/17 Ocak 1889 (Miladi) tarihinde aynı maaşla yeniden memuriyete girmiş, 4 Mayıs 1890 250 kuruş aylıkla yerine Düyun-ı Umumiye memurluğuna naklolunmuştur.[4] Daha sonradan 1912 yılında Konya valiliği de yapan Ali Rıza Efendi, Cumhuriyet döneminde de bürokrat olarak hizmet vermiş, 1930'da Samsun valiliği yapmış[6][7] ve 28 Mart 1953'te ölmüştür.[8] Annesi, belediye başkanlığı döneminde Samsun'daki sıtma kaynağı görülen sazlığı kurutan Halil Hilmi Efendi'nin kızı Hikmet'tir.[9] Ailenin 9 çocuğundan en son hayatta kalanı, Fitnat Hanım'dı.[9][10]
Doğum tarihi
Mustafa Suphi, Resmî Hâl Tercümesi'ne göre 4 Ağustos 1882 doğumludur. Buna karşılık Paris'te doldurduğu öğrenci formunda doğum tarihini, 4 Mayıs 1883 olarak yazmıştır.[5] Zamanın Trabzon Vilayeti'ne bağlı olan Giresun kazasında doğdu.
Eğitimi
İlk öğrenimini Kudüs ve Şam'da, idadi (lise) öğrenimini Erzurum'da gördü. 1905 yılında İstanbul Hukuk Mektebi'nden mezun olduktan sonra Paris'te Siyasal Bilgiler Okulu'nu kazandı.
Fransa
Doldurduğu bir ankete göre Suphi'nin siyasi faaliyetlere girişimi, 1906 yılından itibaren başlamıştır.[11] Mustafa Suphi, 1908 sıralarında Paris'te görülmektedir.[12] Fransa'da bulunduğu dönem, Mustafa Suphi'nin Celestin Bougle gibi isimler başta olmak üzere burjuva sosyolog olarak nitelendirilebilecek düşünürlerin etkisinde kaldığı yıllardır. Bu yıllarda Suphi'nin İttihatçılar ile yakın ilişki içerisinde olduğu bilinmektedir. Dönemin hükûmet gazetesi olan Tanin gazetesinin muhabirliğini yapmıştır. Aynı zamanda Suphi, Osmanlı Talebe Birliği'nin başkanlığını da bu dönemde yürütmüştür ki bu birliğin kimi üyeleri muhalifleri gözetlemek şeklinde faaliyet yürütmektedir. Bu konu, Paris Emniyet Müdürü'nün hazırladığı 29 Haziran 1910 tarihli bir istihbarat raporuna şöyle yansımıştır:[13]
“ | Şerif Paşa bana siyasî düşmanlarının hayatına kastettiklerini sandığından bahsettiği bir mektup gönderdi. […] Bu mektup üzerine tahkikata girişerek hayatı tehlikede olmasa bile, Paşa’nın çevresinde muhtelif entrikaların çevrildiği haberini aldım. Paris’te ajanları öğrenci kılığına girmiş olan ve şubelerinden biri de 51, Monsieur le Prince sokağındaki Osmanlı Talebe Birliği merkezinde olan bir gizli polis merkezinin faaliyette olduğunu öğrendim. Bu tahkikatta ismini tespit edebildiklerimden biri olan aslen Arnavut Daniş adında biri arkadaşları ile birlikte Osmanlı hükûmetinin isteği üzerine Institute National Agronomique’e dinleyici-öğrenci olarak kabul edilmiştir. Osmanlı Talebe Birliği’ni 43 Ecoles sokağında oturan ve Tanin adlı hükûmetçi gazetenin muhabirliğini yapan Mustafa Suphi adında bir kişi yönetmektedir. Birlik, Osmanlı büyükelçiliğinin tavsiyesi üzerine kendilerine 1000 Frank’a kiralanan bir dairede toplanmaktadır. | „ |
Bu dönem Suphi, 1910 yılında "L'organisation du crédit agricole en Turquie" ("Türkiye'de tarım kredilerinin örgütlenmesi") isimli bir tez yazar ve bu tezi özet olarak "Bulletin du bureau des institutions economiques et sociales" ("Ekonomi ve Sosyal Enstitüleri Bürosu Bülteni") dergisinde yayınlanır.[14][15] Üniversiteden mezun olduğunda Mustafa Suphi'nin akademik unvanı, Legum Doctor (LL.D.) idi.[14]
İstanbul'a dönüşünden sürgüne kadar
Eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul'a döner. Burada Tanin, Servet-i Fünûn ve Hak gazetelerine yazılar yazar; Ticaret Mekteb-i Alisi'nde, Darülmuallimin-i Aliye ve Mekteb-i Sultani'de hukuk ve iktisat dersleri verir.
İttihat ve Terakki'ye muhalefet dönemi
İttihat ve Terakki Fırkası'nın 1911 yılındaki genel kongresine Anadolu delegesi olarak katılır. İttihatçılıktan kopuşu bu kongreden sonra başlar ve 1912 Ağustos'unda partiden tamamen ayrılır ve fırkaya muhalefet etmeye başlar. 1912 yılında Ahmet Ferit'in başkanlığında kurulan ve kurucuları arasında Yusuf Akçura'nın da bulunduğu Millî Meşrutiyet Fırkası'nın kurucuları arasında yer alır.
Sürgün
Suphi, muhaliflere karşı 1912 yılının sonlarında başlayan sürgün furyasından nasibini alır ve Sinop'a sürülür. Sinop'taki Rus konsolos yardımcısı V. Ciudiçi'nin (В. Джиудичи) 15 Haziran 1913'te (eski takvim) İstanbul'daki başkonsolosluğa ve 24 Haziran 1913'te (eski takvim) St. Petersburg'daki Dış İşleri Bakanlığı 1. Dairesine yazdığı raporlarında "Vezir Mahmut Şevket Paşa'nın öldürülmesine dahiliyet dolayısıyla 600 şüphelinin Sinop'a sürüldüğü ve içlerinde bir yüksek öğrenim ["liseum"] profesörü M. Subhi'nin olduğu[...]", "hepsinin mahkemesiz sürüldüğünü[...]" ve "17'sinin –tanınmış yetkililer ve görevliler- şehirde denetim altında tutulduğu[...]" bilgisi geçmekteydi.[16]
Rusya'ya kaçış ve komünizme geçiş
1914 yılının başlarında kendisini komünist düşünceyle tanıştıracak olan süreç, bir grup arkadaşı ile birlikte bir tekne ile Rusya'ya kaçmalarıyla başlar. Kaçışı, merkezde gözetim altında yaşadığı için görece daha geniş imkanlara sahip olan sürgünler örgütler. 14 kişi, Rusya'dan dönen bir taka sahibiyle anlaşarak 24 Mayıs'ta (eski takvim) yola çıkıp, 29'unda Balıklava'ya, sonra da Sivastopol'a varırlar.[17] Sivastopol Jandarma Ofisi yönetiminin bir raporuna göre, Temmuz 1914 başlarında Bakü'ye gitmek üzere Sivastopol'dan ayrıldı.[18] Suphi bu dönemlerde Osmanlı'ya dönük çeşitli faaliyetlerde bulunur. Osmanlı'nın yaklaşan savaşa girmesine karşı çıkar.[19] Bir dönem Rusya'daki Türklerin hayat standartları ile ilgilendiğinden, Batum'a geçer.[20] Savaş başladıktan sonra Rus hükûmeti bütün Türk vatandaşlarını gözaltına aldı. 22 Ekim 1914 (eski takvim)'te 975 savaş esiri çeşitli işlerde çalıştırılacakları Kaluga'ya gönderildi, yine Kasım 1914 başlarında Kafkasya'dan başka bir tren daha geldi. Suphi, ayrı bir sivil gözaltı altında başta Starom Torg'da Orlov Podvorya'sına yerleşti, sonrasında Blagoveşçenskaya Caddesi'nde bir apartmana taşındı.[21] Bu dönemde Suphi, Kaluga Valisi'ne siyasi sığınmacı pasaportu ve geçim kaynağı başvurusunda bulunsa da bu talepleri kabul edilmedi ve Suphi Fransızca dersi vererek geçimini sağladı.[22] 9 Eylül 1915 (eski takvim) tarihli tüm Türklerin sürgünü emri üzerine Kaluga valisi, 1 hafta sonra içinde Suphi'nin de olduğu 741 kişiyi Urallar'a sürdü ve Suphi, iddiaya göre Urallar'da 1915 yılında Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi (Bolşevik) üyesi oldu.[23][24] 1936 tarihli not tipi bir belgede ise Abid Alimof'un Suphi'ye 1917'de Urallar'da rastladığını, Suphi'nin Bolşevik devrimi sonrası etrafında komünist propagandası yaptığı iddia edilmektedir.[25]
1918-1920 yılları arasında devrime katılımı
1918
Şubat Devrimi ile serbest kalan Suphi, Ekim Devrimi'nden sonra Şubat-Mart 1918 civarı Moskova'ya gider. Burada, Narkomants'a katılıp komite altında faaliyet yürütür, Stalin'in de onayıyla Narkomants'a bağlı Müskom (Müslüman Komiserliği) altında bir Türk Şubesi teşkil eder ve bunun yayın organı olarak Yeni Dünya'yı çıkarır.[26] Bu dönemde daha çok Kırım ve Odessa'daki, Rusya kökenli ya da savaş esiri Türkler arasında çalışma yürütür. Kızılordu içinde örgütlenen Türk savaş esirlerinden bir birlik ile Rus İç Savaşına katılır.
Türkiye Sol-Sosyalistleri Konferansı
17-23 Haziran 1918 tarihlerinde Kazan'da toplanan 1. Müslüman Komünistleri Konferansı sonucu kurulan Tüm-Rusya Müslüman Komünistleri (Bolşevik) Partisi'ne bağlı olacak bir Türkiye teşkilatının kurulması için konferansta alınan "Türkiye Sol-Sosyalistleri Konferansı toplanması" kararı sonucu 22-24 Temmuz 1918 tarihlerinde Moskova'da, Merkezi Muskom binasında Türkiye Sol-Sosyalistleri Konferansı toplanır; toplantıda Türk Sosyalist-Komünistleri Teşkilatı isimli bir yapı kurulur.[27] Siyasi programın belirleneceği ikinci bir kurultay 3 ay sonrası için düşünülse de, iç savaşın ortasında kalması sonucu planlanan kurultay gerçekleştirilemez.[28]
Sol-SR ayaklanması, Yeni Dünya Hakkında rapor ve Müslüman Komünistler Kongresi
Temmuz 1918 Sol-SR ayaklanması sonrası, genelde sol-SR'lere de yakınlığı iddia edilen Suphi için zorlu bir süreç başladı.[29] Bu dönem, bilhassa Suphi'nin rakipleri, Suphi'nin sol-SR ilişkili olduğu şaibesi yaratmışlardır.
Yeni Dünya hakkında rapor (Eylül 1918)
Yine bu dönemlerde, Eylül 1918'de Narkomnats, komiseri Stalin'e Mustafa Suphi'nin ve çıkarttığı Yeni Dünya'nın Bolşevik olmadığı, Bakü Komünü hakkında yanlış değerlendirmeler yaptığı, sosyal-patriyotizmi, Prusya gericiliğini vb.'ni savunan bir yayın olduğu temalı bir rapor yazıldı. Raporda şöyle deniyordu:[30]
“ | Yeni Dünya (Novıy Mir), tamamen küçük burjuva intelijensiyasının fikirlerini ve ruh halini yansıtmaktadır. Gazete, Müslüman realitesini milliyetçi bir bakış açısıyla ele almaktadır. Yeni Dünya yazarlarından hiçbiri Türk realitesini sınıfsal ve proleter bir bakış açısıyla aydınlatmaya çalışmamakta ve bunu arzu etmemektedir. Sözü geçen gazetenin yazarları açısından bütün Müslüman çevresinin hepsi birdir. Gazete işçi sınıfına çok az değinmektedir.(...) Makale yazarının iddiası gerçekle örtüşmemektedir. Zira Ermeniler, yazarın iddiasının aksine Bakü Sovyeti’nin sadece yüzde 30’unu oluşturuyorlar. Bu yüzde 30’un içinde yüzde 6 oranında Bolşevikler, yüzde 6 oranında Sosyal-Devrimciler ve geri kalanında Daşnaklar yer almaktadır. Sovyet’teki diğer yüzde 70 ise Ruslar, Türkler ve Lezginlerden oluşmaktadır. Yukarıda zikredilen yazar, bu verileri mutlaka biliyor olmalıydı. Çünkü bu veriler, Bakü proleter basınında tekrar tekrar yayımlanmıştı. Ancak Yeni Dünya gazetesi, provokatörlerin verdiği bilgileri kullanmayı tercih etti.(...) Mustafa Suphi, Rus devrimini mutlakiyetçiliğin nesnel bir sonucu olarak görmektedir. Devrim ve proletarya arasında herhangi bir bağ görmemektedir. Her şeyden önemlisi yazar, Prusya'yı övmektedir. Ona göre devrim Rusya'da, Fransa'da ve İngiltere'de mümkün ancak Almanya'da değil. Yazara göre Prusya'da kanlı despotizm yok, zira imparator ‘emekçi tabakaların’ kaderiyle ilgilenmektedir. Yeni Dünya gazetesinin saf sosyologu, hükûmetin Prusya'da sınıf çıkarlarının uzlaşmasına yönelik faaliyetleri kendi başına yürüttüğünü, Almanya'da Sibirya gibi bir yerin olmadığını, siyasi cezaevlerinin olmadığını, buradaki cezaevlerinde daha çok adli tutukluların bulunduğunu, toplumsal düşünceye mensup her türlü kanat ve akımın özgürce hareket ettiğini ve Almanya'daki emperyalizmin gücünün burada yattığını ileri sürmektedir. Yazar sanki özel olarak Prusya emperyalizmi tarafından teşkil edilen kürek sisteminden hiç bahsetmemektedir. Alman proletaryasına mensup en iyi insanların cezaevinde azap çektiğini hiç dile getirmemekte ve susmaktadır.(...) Mustafa Suphi, Alman emperyalistlerine methiyeler düzerek Türkiye'yi korkunç bir devrimden kurtaracak şeyleri zikretmeye heveslenmektedir. Bu nedenle Türkiye'de devrimin gerekli olduğuna, devrimin Türkiye'deki bütün emekçiler ve halklar için tek kurtuluş yolu olduğuna hiç değinmemektedir. Yazar, Türkiye'de büyük bir nüfusa sahip Türklerin çıkarlarını sadece öne almaktadır. Bu bakımdan Suphi'nin Türkçü (milliyetçi) dünya görüşü, devrimin karakteri ve yapısı ile ilgili aydınlatıcı bilgiler vermesine olanak tanımamaktadır.(...) | „ |
Müslüman Komünistler Syezdi (4-10 Kasım 1918)
4-10 Kasım 1918 tarihlerinde toplanan Müslüman Komünistleri Syezdi'nde Türkiye Sosyalist-Komünistleri Teşkilatı'nın (isminden yola çıkılarak) "sol-SR olduğu", "sosyal-şoven olduğu", "içinde ajanlar olduğu", "gerçek bir komünist teşkilatı olmadığı" vb. gerekçelerle syezd'den çıkarılması istenir.[31][32] Suphi örgüt içinde çeşitli Osmanlı ajanları olduğunu kabul eder ve bunlar ihraç edilir ama sol-SR'lik, sosyal-şovenizm vb. suçlamalarını reddeder.[31] TSKT syezdden atılmaz ama Suphi bu dönemde zorlanır.[31]
Enternasyonalist Toplantı (19 Aralık 1918)
Suphi'nin şahsına dönük tüm bu saldırılara karşın, Suphi'nin korunduğu ve bu saldırıları atlattığı anlaşılmaktadır, zira Suphi'nin konumu bozulmaksızın kendisi, Komintern'in kuruluşuna giden yolda bir durak olan 19 Aralık 1918 tarihli Enternasyonalist Toplantı'ya Türkiye'yi temsil eden konuşmacı olarak katılıp burada Türkiye ve Rus devriminin önemi üzerine bir konuşma yapmıştır.[33]
1919
1920
Taşkent
Mustafa Suphi, B. Ömerov ve R. Şakirbeyov'un aktardığına göre, 17 Ocak 1920 tarihinde toplanan[34] Türkistan Müslüman Komünist Örgütleri Merkezi Bürosu (Müsburo) 3. Bölgesel Konferansı'na ve 12-18 Ocak 1920 tarihleri arasında toplanan[35] Türkistan Komünist Partisi 5. Genel Bölgesel Konferansı'na katıldı ve konferansları Türk komünistleri adına selamladı.[36]
Bakü
Bakü'ye geliş
Mustafa Suphi, 27 Mayıs 1920 tarihinde Bakü'ye gelmiştir.
Birinci Doğu Halkları Kurultayı
Birinci Doğu Halkları Kurultayı'nın başkanlık divanında yer almıştır.
TKP'nin kuruluşu
10 Eylül 1920'de 15 bölgeden gelen 75 delegenin katılımı ile 10-16 Eylül 1920 tarihleri arasında Türkiye İştirakiyun Teşkilatı 1. Kongresi toplanmış, bu kongrede Rusya'daki ve Türkiye'deki tüm teşkilatların birleştirilmesi kararı alınmış ve Türkiye Komünist Fırkası kurulmuştur.
1920-1921
Türkiye'ye geçiş evresi
Sovyet hükûmeti tarafından güvenilen ve Anadolu'daki komünist hareketin gelecekteki lideri olarak görülen Suphi, partinin aldığı karar doğrultusunda Anadolu'ya geçme ve Türkiye'deki komünist harekete yön verme kararını alır. Bu kapsamda işgale karşı Anadolu'da savaşmak üzere Sovyetler Birliği'nde bulunan Türk askerlerden bir Bolşevik Tabur oluşturulur ve Anadolu'daki Kuvâ-yi Milliye hareketi komutanlığının emrine verilir. Ancak bu birliğin beraber savaşması mümkün olmayacak ve askerler değişik birliklere dağıtılacaktır. 1921 yılının Ocak ayında BMM'nin çağrılısı olarak Ankara'ya doğru yola çıkan Suphi ve arkadaşlarının Türkiye'de siyasi kargaşa çıkartmak istediğinden şüphelenen TBMM ve Doğu Cephesi Komutanlığı kendilerine koruma vermeyerek, Kars ve Erzurum'da linç girişimlerine uğramalarına ilgisiz kalırlar.[]
Ölümü
1921 yılının 28 Ocağı'nı 29'a bağlayan gecesi 14 yoldaşı ile birlikte Trabzon'dan Sovyetler'e geri gönderilmek için bindirildikleri teknede Kayıkçılar Kahyası Yahya Kahya tarafından öldürüldüler.[37][38] Daha sonra bindikleri tekne de batırılmış ve kimsenin cansız bedeni bulunamamıştır. Saldırıdan sadece Mustafa Suphi'nin karısı Meryem sağ olarak kurtulabilmiştir. O da Yahya tarafından önce seks kölesi yapılmış daha sonra ise bölgenin zenginlerinden Nemlizade Ragıp Bey'e satılmıştır.[39]
Ölümü sonrası
Cinayetin baş sorumlularından Yahya Kahya, bölgede yaptığı yolsuzluklar ve Enver Paşa'yı ülkeye sokma planları yüzünden daha sonradan Sivas'ta ağır ceza mahkemesinde yargılansa da, suçsuz bulunup salıverildi. Bunun üzerine Yahya Kahya'nın özellikle dost meclislerinde "Sanki bütün işlerde, ben tek başıma mı idim? Daha üstüme varırlarsa, her şeyi olduğu gibi ortaya dökerim." minvalli sözler söylemesi sonrası[40] Yahya Kahya, kimliği belirsiz kişiler tarafından öldürüldü. Ölümünü gündeme getiren Trabzon mebusu Ali Şükrü de kısa bir zaman sonra (iddiaya göre) Topal Osman tarafından öldürüldü. Topal Osman da, işlediği iddia edilen cinayet yüzünden İsmail Hakkı tarafından öldürüldü. Böylece, cinayetin icracılarının başı Yahya Kahya, bir seri ölümler zincirinin kurbanı oldu.
20 Şubat 1921 tarihli RKP (B)'nin parti içi raporunda cinayetin ilk ulaşan haberleri üzerinden yapılan bir değerlendirmede, RKP (B)'nin TKP'nin ülkeye geçme çalışmasının eleştirisi olarak anlaşılabilecek kimi analizler yapılmış ve daha çok "sol sapmanın", "maceracılığın", "keyfiyetçiliğin" tehlikelerine dikkat çekilmiştir.[41]
28 Mayıs 1923 tarihinde evlendiği, bir dönem New York Başkonsolosluğu da yapan Mehmet Ali Tevfik Yükselen (ö. 21 Eylül 1941)'in eşi ve Mustafa Suphi'nin kız kardeşi Jale İsmet hanım (1900-6 Ocak 1951) da, daha sonradan girdiği bir bunalım sonucu[10] intihar etmiştir.[8]
Ölümü üzerine tartışmalar
Bazı kaynaklara göre Mustafa Suphi Enver Paşa'nın Moskova'daki siyasi faaliyetlerinden haberdardı ve Enver Paşa'nın Anadolu Hareketi'nin yenilgiye uğramasından sonra Bolşevikleri kullanarak Türkiye'deki otoriteyi ele geçirme planını biliyordu.[42] Suphi'nin bu gizli planını ifşa etmesinden endişe edildiği için onun taraftarları tarafından öldürüldüğü iddia edilir.[42] Ayrıca Murat Bardakçı; Yahya Kahya'nın Enver Paşa'ya bağlı olduğunu ve öldürme emrini ondan aldığını öne sürmektedir.[43][44] Buna karşılık bazı kaynaklara göre, Mustafa Suphi'yi Kemalistler öldürtmüştür; kimilerine göre ise (mesela Mete Tunçay) Mustafa Suphi, Kazım Karabekir ve dönemin Erzurum valisi Hamit Bey'in inisiyatifi sonucu öldürülmüştür. Daha az rağbet gören iddialar, Mustafa Suphi'nin bir "Türkiye-Rusya anlaşması sonucu Moskova'nın da rızasıyla tasfiye amaçlı öldürüldüğü" (Kemal Tahir),[45] veya yanındaki paralar için öldürüldüğü şeklindedir. Nitekim Akdes Nimet Kurat, Dr. Samih Çoruhlu sahte adıyla yazdığı "İstiklal Savaşında komünizm faaliyeti" başlıklı yazı dizisinde şöyle yazmıştır:[46]
“ | Yahya kâhyanın "yoldaşları" öldürmesinde "para"nın da dahil olduğu mümkündür. (...) yanlarında hem de "altın" olmak üzere bir miktar para vardı. Galiba 8.000 altın mevcuttu. Yahya kâhya ve adamları bunun kokusunu almış olmalıdırlar. Onlar için "ideolojik" problemlerin o kadar önemi yoktu. Bu "dinsiz-hainler" "gebertilince" üstelik hem "memleket kurtulacak" hem de çokça "altın" ele geçecekti. Bu suretle bir taşla iki kuş vurulmuş olacaktı. Tabiatiyle, Yahya kâhyanın adamları "yoldaşları" öldürdüklerini saklamışlardı; hava çok fırtınalı olduğundan "yoldaşları" götüren motorun "battığı" şaiasını yaymışlardı. Bir müddet çok kimse buna inanmıştı amma bu işe karışanlardan bazılarının dilleri durmamış, sağa sola anlatmışlardı. Hattâ "batar" motorun geri döndüğünü görenler olmuştu. | „ |
Anısı
Suphi, genel Sovyet tarih yazımında büyük bir yer tutmasa da, bilhassa bulunduğu bölgeler olmak üzere lokal olarak SSCB'de kimi yerlerde onurlandırıldı. Çeşitli hatalar içerse de ve bu hatalar sonraki kimi araştırmacıları yanıltsa da, hakkında bir ansiklopedi maddesi Büyük Sovyet Ansiklopedisi 2. serisinde çıktı.[47] 1940 itibarıyla Kırım'da Mustafa Suphi'nin adını taşıyan sokak, Simferopol'de 1927 yılında inşa edilen ve Tatar sürgününe değin "Subhi Sinema Salonu" olarak bilinen Rodina sinema salonu,[48] Kerç'te kulüp, Yalta'da sanatoryum, Kuybışev rayonunda kolhoz ve kimi başka kuruluşlar vardı.[49] Azerbaycan'da 2013 yılına kadar Mustafa Suphi adına bir sokak mevcuttu, lakin Azerbaycan Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanı Allahşükür Paşazade'nin Bakü Valiliği'ne Mustafa Suphi adına ne Türkiye'de ne de Rusya'da artık bir sokak veya cadde ismi kalmadığı gerekçesiyle sokağın isminin Nabat Aşurbeyova ile değiştirilmesini talep eden başvurusu sonucu, başvurusu kabul edilmiş ve sokağın adı değiştirilmiştir.[50][51]
Özel yaşamı
Mustafa Suphi'nin Rusya'da en azından bilinen (ve büyük ihtimal tek olan) Marya (veya kaynaklarda geçen diğer bir şekliyle Meryem) isimli bir eşi vardı, lakin farklı kaynaklar hakkında farklı bilgiler vermektedir. Ahmed Cevad, kendisinden herhangi bir isimle bahsetmeyip, Yahudi olduğunu iddia etmiştir.[52] Kendisini Kırım döneminden tanıyan eski bir Bolşevik, Bakû'da Vanda isimli Polonyalı birisiyle evlendiğini iddia etmiştir.[53] İbrahim Topçuoğlu isimli eski bir TKP'li, isminin Marya değil Semiramis olduğunu ve kendilerinin kısaca Semra diye hitap ettiklerini, ayrıca kendisinin Türk olduğunu iddia etmiştir.[54]
Mustafa Suphi, Türkçenin yanı sıra Arapça, Fransızca ve Rusça bilmekteydi.
Görüşleri
Sosyalizm sonrası
Milli mesele
Mustafa Suphi, döneminde Türkiye'de milli mesele üzerine çok detaylı eserler vermediyse de, Osmanlı İmparatorluğu altındaki çeşitli milliyetlerin gördüğü baskılar ve onların mücadelelerini çeşitli yerlerde işlemiştir. Mustafa Suphi, her ne kadar o dönemler anti-komünist olan Daşnaksütyun aleyhinde olsa da, çeşitli yazılarında Ermeni bağımsızlık hareketlerinin kimi taleplerini olumlamıştır. Sosyalizm için cidal başlıklı yazısında "Türkiye'nin zulüm ve kahır içinde yaşayan diğer halklarına el uzat." diyerek çeşitli milliyetlerin varlığını ve baskı gördüğünü, bunlarla birleşilmesi gerektiğine işaret ediyordu.[55] Yine daha açık bir biçimde Türk milliyetçiliğinin hem başka milliyetleri, hem de Türkleri ezdiğini savunuyordu:[56]
“ | Jön Türk hareketinin yandaşları, ilerici ulusal hareketin ve İslam'ın dinsel kuralları alanında reformların sınırları içerisinde kalmadılar. Ulusalcı akımlar onları Türkiye'deki tüm ulusal toplulukları tutsaklaştırmaya, baskı altında tutmaya itiyordu. En aşırı bir ulusalcılık düşüntüsünden esinlenen İttihat ve Terakki Partisi yöneticileri, bu ulusalcılık adına, Anadolulu bahtsız Türk köylülerinin kanını akıtmaktan çekinmediler. | „ |
Çeşitli milletlerin özerklik ve bağımsızlık dahil taleplerini de kabul eden bir çeşit uluslar federasyonu benimseyen görüşleri, "Tarihi Vazife" isimli yazısında daha açık bir şekilde şöyle geçiyordu:[57]
“ | (...) Bundan hemen on sene evvel bizler: hükûmetçi veya köylü sosyalistler, minimalist milletçiler, federalistler, hulasa Türk gençliğinin mutasallıt şoven İttihad ve Terakki siyasetine karşı ayaklanan kısmı, bir taraftan memleketi ve rençper halkı faleketten felaketlere sürükleyecek muharebelere nihayet vermeğe çalışırken, diğer taraftan Anadolu'ya hayat verecek medeni, inkılabî inkişaflara zemin ve yol arıyorduk. Bu inkişaf, bizim fikrimizce, dahilde Makedonyalılar'ın, Arnavutlar'ın, Araplar'ın, Kürtler'in, Ermeniler'in ilah...medeniyet, muhtariyet ve hatta istiklallerine istidatları [yetenekleri] derecesinde yol vererek hür milletlerin hür ittihadı halinde "milli tesanür"ler vücut bulacaksa, hariçten de Alman ve İngiliz emperyalizminden ziyade beynelmilel amele hareketine istinad ile kuvvet alabilecekti. (...) | „ |
Nihayetinde Suphi'nin bilhassa Ermeni meselesi olmak üzere milli meselenin çözümünde görüşü, milliyetçi partilerin değil, enternasyonalist komünist partilerin ancak başarılı olabileceğiydi:[58]
“ | Türk ve Kürtlerin Ermenileri, Ermenilerin Kürtleri ve Türkleri takibe, mahva, yok etmeye koşmaları; bu fetihlik davasında medeniyetleri vahşiyetle yoğrulmuş Avrupalı emperyalistlerin insan ruhuna ektikleri, akıttıkları zehir; bu, masum milletler arasında kast ile sokulan, din ve millet hırslarıyla yakılan bir düşmanlık; Ermenilere Anadolu'nun yarısını vadedip sonra Türk ve Ermeni milletleri arasında katliamlar ve yağma ateşleri yakıp, daha sonra da tutuşturdukları bu yangını söndürmek için Küçük Asya'nın işlerine karışmak... Anadolu'yu ne Türklere, ne Kürtlere, ne de Ermenilere değil, ancak kendilerine almak... İşte onların maksatları... Bu hakikati Türk ve Ermeni işçi ve köylüsünden bilmedik, anlamadık hiç kimse kalmamış olmalı; Bu hakikati halka anlatmak ve o feci cinayetlerin önünü almak, Türk ve Ermeni iknılâpçıların ve bu inkılâpçılardan özellikle komünist enternasyonalistlerin vazifesidir. Türk emperyalistleriyle Ermeni burjuvaziyasının bu iki halkın mahvına yürüyen hareketlerini takip ve bu hususta bütün dünyayı aydınlatma Türk komünistlerine düştü; bizler üstümüze düşen bu işi bütün imkânsızlıklarına bakmadan elden geldiği kadar işlemeye çalıştık; bundan sonra da çalışacağız, fakat bu husustaki uğraşın bir kısmı da Ermeni yoldaşlara kalıyor. Enver Paşa'dan fukara halka bir fayda gelirse, Taşnaksütyûnlardan iyilik beklenebilir, fakat Ermeni enternasyonalist dostlarımız bizim en büyük ümitlerimizi temsil etmektedirler... | „ |
Din
Mustafa Suphi'nin dini inancı konusunda çelişkili veriler vardır. Suphi, 1920'de doldurduğu ankette dini kısmına "İslam" yazsa da,[11] din karşıtı olduğu yönünde kimi anlatımlar da mevcuttur. Bunlardan birisi olan İ. Nuriyev'in tanıklığı, şu şekildedir:[59]
“ | Subhi yoldaş sıkça yürüyüşlerde ve toplantılarda konuştu. Subhi yoldaş tarafından verilen dünyada durum, din-karşıtlığı teması vb. üzerine açık ve derin bilgilendirici dersler ve raporlar, Simferopol şehrinin geniş emekçi kitlelerini her daim ilgisini çekti. Subhi yoldaş tarafından Mayıs 1919'da yapılan bir konuşmayı hatırlıyorum. Simferopol "rüştiye" okulu (şimdi 12. Tatar Okulu) bahçesi yürüyüş için toplanan kitleyle dolmuştu. Kürsüde M. Subhi yoldaş din karşıtı bir rapor okudu. Bilimsel verilerle silahlanarak dinin zararlarını kanıtladı ve ruhbanları teşhir etti. Bütün dinleyicilerin dikkati Subhi yoldaşın raporuna kitlenmişti. Yürüyüşte Simferopol'un en seçkin mollaları da vardı ama tek biri bile bir tek söz söylemeye cesaret edemedi. O sırada komünist Dost-Mambet Hacı elini kaldırdı ve haykırdı: "Kahrolsun dindarlık!" Bu sözleri işiten mollalardan birisi yekinip sandalyesinden fırladı ve kalabalığa dönerek konuştu: "Cemaat! Bunların hepsi ateisttir, imansızdır. Uçurumun en dibine gelmişlerdir. Sizleri doğru yoldan çekip çıkararak imansız Bolşevikler yapmak istiyorlar. Bunların sopayla defedilmesi gerekmektedir." Subhi yoldaş histerik yakarmaları dinene kadar bekledi ve tekrar yerini alarak bir dinin temsilcisi olmasına rağmen inancının doğruluğunu kanıtlayabilecek bilimsel, ikna edici tek bir gerçeği bile dile getiremeyen ve getiremeyecek olan bağırıp çağıran mollayı işaret etti ve karakteristik coşkunluğuyla devam etti: "Yoldaşlar, dini inanç perdesi ardına bürünüp halkı arsızca kandıran bu gibi karşı-devrimci düzenbazlara karşı devrimin nihai sözü, kafaya tek bir kurşun olacaktır!" Son sözler molla bilincini kaybedip yere düştüğü anın neredeyse ramağında söylenmişti. Bir iki kişi onu kalabalığın arasından çekip çıkardı. | „ |
Eserleri
Makaleler ve kitaplar
Milliyetçi dönemleri
Sosyalist dönemleri
Mustafa Suphi'nin sosyalist olduğu dönemlerden bugüne ulaşan kitap biçiminde bir eseri yoktur, buna karşılık ekseriyeti Yeni Dünya'da çıkan daha çok ajitatasyon içerikli yazılarından, çoğunluğu Yeni Dünya'dan seçmeler olmak üzere bazı yazıları 1923 yılında Sovyetler Birliği'ndeki Türkiye komünistleri tarafından basılan 28-29 Kanunusaniyi Unutma anı kitabında derlenmiştir. Bunun dışında Suphi'nin Jizn Natsiyonalnostey (Milliyetlerin Yaşamı) gibi süreli yayınlar başta olmak üzere çeşitli yayınlarda yazıları yayınlanmıştır.
Çeviriler
Milliyetçi dönemleri
Sosyalist dönemleri
Bu dönemde bir kısmı bizzat Mustafa Suphi'nin kendisince, bir kısmı ise kendi denetimi altındaki çeviri departmanınca çeşitli Marksist klasikler, Sovyet hükûmetinin ve Rusya Komünist Partisi (Bolşevikler)'nin güncel belgeleri çevrilmiştir. Bunlardan en meşhur olanı, Mustafa Suphi'nin bizzat kendisinin çevirisine giriştiği Komünist Parti Manifestosu'dur. Uzunca bir dönem tamamlanmış ama kayıp olduğu düşünülen bu çeviri, 1980 yılında ilk defa Sovyetler Birliği'ndeki eski bir komünistten edinilerek Mete Tunçay tarafından kamuoyuna sunulmuş, 1982 yılında yayınlanan Eski Sol Üzerine Yeni Bilgiler kitabında ise çevrim yazısı yayınlanmıştır.
İlgili kitaplar
- Mete Tunçay, Türkiye'de Sol Akımlar (1908-1925) Belgeler 2, BDS Yayınları, 1991.
- Mustafa Suphi - Yaşam, Yazıları, Yoldaşları, Sosyalist Yayınları, İstanbul, Kasım 1992.
- Yavuz Aslan, Türkiye Komünist Fırkası'nın Kuruluşu ve Mustafa Suphi - Türkiye Komünistlerinin Rusya'da Teşkilâtlanması (1918-1921), Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1997.
- (Çev: Yücel Demirel), TKP MK 1920-1921 Dönüş Belgeleri -1, Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakıfı, İstanbul, Mart 2004.
- (Çev: Yücel Demirel), TKP MK 1920-1921 Dönüş Belgeleri -2, Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakıfı, İstanbul, Mart 2004.
- Hamit Erdem, Mustafa Suphi: Bir Yaşam Bir Ölüm, Sel Yayınları, 3. Baskı, Aralık 2010.
Dipnotlar
- ^ Osmanlı dönemi gümrüklerde muhafaza memurlarına veya öğrenci inzibatına bakan memur, buradaki anlamı gümrükle alakalı olanıdır.
Kaynakça
- ^ "Meryem Suphi'nin trajik öyküsü". Özgür Gündem. 8 Ocak 2013. 8 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2016.
- ^ Orijinal yayın: Dumont, Paul (1977). "Bolchevisme et Orient: Le parti communiste turc de Mustafa Suphi., 1918-1921". Cahiers du monde russe et soviétique. 18 (4). s. 401. 9 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Türkçe çeviriler: 1) Dumont, Paul (1980). "Bolşevizm ve Doğu" (PDF). Birikim, 61. ss. 50-51. 3 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; 2) Dumont, Paul. "Bolşevizm ve Doğu". İştiraki. 1 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; mevcut çeviri ikinci Türkçe çeviriden alınmıştır.
- ^ Feyizoğlu, Turhan (2007). Mustafa Suphi: Türk Ocağı'ndan Türkiye Komünist Partisi'ne. İstanbul: Ozan Yayıncılık. s. 15. ISBN 978-9944-143-01-1.
- ^ a b c Birinci, Ali (Kasım 1989). "Mustafa Suphi Hakkında Yeni Belgeler ve Bilgiler". Tarih ve Toplum. 12 (71). s. 38.
- ^ a b Paris, Archives de Sciences Po [Sciences Po kurumunun arşivleri, ASP], Mr. Soubhy Moustapha klasörü, 1907–08 eğitim yılına ait öğrenci belgesinden aktaran: Sayım, Burak (Kış-Bahar 2020). "Mütareke İstanbulu'nda beynelmilel komünizm" (PDF). Devrimci Marksizm, 41-42. s. 147. 6 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Nisan 2020.
- ^ Birinci, Ali (Kasım 1989). "Mustafa Suphi Hakkında Yeni Belgeler ve Bilgiler". Tarih ve Toplum. 12 (71). s. 36.
- ^ Erdem, Hamit (4 Ocak 2013). "28 Kânunusani 1921'in Yıldönümünde Mustafa Suphi'yi Hatırlamak". Toplumsol. 22 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2020.
Babası Ali Rıza (Özütürk) Cumhuriyet döneminde de bürokrasi içindeki konumunu korumuştur ve 1930’da Samsun valisi olarak görünmektedir.
- ^ a b Şahin, Elmas (2014). "Turanlı'nın Defteri'nde Yeni Lisan Hareketi ve Türklük Mefkûresi". International Journal Of Turkish Literature Culture Education. 3 (2). s. 196.
- ^ a b Önay, Yılmaz (1 Mayıs 1995). "Sır ölümden kalanlar". Milliyet. s. 5.
Ali Rıza Özütürk, Samsun şehir reisi (belediye başkanı) Halil Hilmi Efendi'nin kızı Memnune Hanım'la olan evliliğinden doğan 9 çocuğunun 7'sini dönemin zor ulaşım koşullarında, görev tayinleri sırasında yitirdi. 1953'te İstanbul'da yaşama veda etti.
; Salih Zeki Kuşarkov hatayla "Halim kızı Hikmet" demektedir, bkz: "Subhi Yoldaş ve 16 Şehitler" (20 Ocak 1936, daktilo metin). S.Z. [Kuşarkov, Salih Zeki.]. içinde: Avagyan, Arsen (2020). Karanlıkta kalmış bir eylemci: İttihatçı komünist Salih Zeki (Kuşarkov) (1. bas.). İstanbul: Sosyal Tarih Yayınları. s. 93. ISBN 978-605-4513-47-5. - ^ a b Yılmaz, Önay (24 Ocak 1999). "Mustafa Suphi'yi kim öldürttü? - Cinayeti örten sis perdesi aralanıyor". Milliyet Gazete Pazar. s. 6.
Mustafa Suphi'nin kızkardeşi Fitnat Hanım, 1899 yılında babasının valilik göreviyle bulunduğu Kudüs'te doğdu. Bir Fransız okulunda batılı eğitimi aldı, güzelliği ve şıklığıyla dönemin göz kamaştırıcı kızlarından oldu. 25 yaşındayken, Almanya'da tıp öğrenimi gören, Türkiye'nin ilk operatör doktorlarından ve İstanbul Tıp Fakültesi'nin kurucularından Prof. Kerim Sebati Gürgün ile evlendi. Bu evliliğinden Rezan, Leyla ve Berhan isimli üç çocuğu dünyaya geldi. Çok sevdiği ve yaşamı boyunca özlemle andığı ağabeyi Mustafa Suphi'nin yanı sıra ablası Kutsiye, kardeşi Jale İsmet ve oğlu Berhan'ın genç yaşlarda yaşama veda edişlerine şahit olan Fitnat Hanım, dengeli kişiliği ve sağlam ruh yapısı sayesinde cesaretle ve sevgiyle sürdürdüğü yaşamı boyunca, kendisi dışındaki tüm evlatlarını yitiren babası Ali Rıza Bey'in en büyük desteği oldu.
Yılbaşı gecesi intihar
Çamlıca Kız Lisesi mezunu olan ağabeyi Mustafa Suphi gibi resim yapmaya meraklı ve iyi bir piyanist olan Jale İsmet Hanım, dönemin Washington Büyükelçisi olan eşinin diplomatik görevi nedeniyle, uzun süre yurtdışında yaşadı. Son derece duygulu, hassas bir yapıya ve artistik bir kişiliğe sahip olduğu belirtilen Jale İsmet Hanım'ın hayatında ağabeyinin esrarengiz ölümü onarılmaz bir yara açtı. Yaşamın acı ve zorluklarına, ablası Fitnat Hanım gibi göğüs germekte güçlük çeken Jale İsmet Hanım'ın yaşamı, ağabeyi gibi dramatik bir şekilde noktalandı. Depresyondan kurtulamayan Jale İsmet Hanım, İstanbul'da bir yılbaşı gecesi intihar ederek yaşamına son verdi. Küçük yeğeni Rezan Gürgün'ün de yaşamı diğerlerinden farklı olmadı. Maden mühendisi eşinden ayrıldıktan sonra ABD'ye giden Rezan Hanım da, bir depresyon sonucu yalnız yaşamı tercih etti. İstanbul'da tek başına yaşadığı evde sessizce öldü. - ^ a b Aziz, Rüstem (2009). Mustafa Suphi'ler – Şahsi Dosyası – Değerlendirmeler – Anmalar (1. bas.). Sosyal Tarih Yayınları. s. 22.
- ^ Dumont, Paul (1977). "Bolchevisme et Orient: Le parti communiste turc de Mustafa Suphi., 1918-1921". Cahiers du monde russe et soviétique. 18 (4). s. 378. 9 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Dumont, Paul (1980). "Bolşevizm ve Doğu" (PDF). Birikim, 61. s. 38. 3 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Dumont, Paul. "Bolşevizm ve Doğu". İştiraki. 1 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Archives du ministère français des Affaires étrangères (AMAEF). Nouvelle serie. Turquie, 7, f. 91.'den aktaran: Dumont, Paul (1977). "Bolchevisme et Orient: Le parti communiste turc de Mustafa Suphi., 1918-1921". Cahiers du monde russe et soviétique. 18 (4). s. 401. 9 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Dumont, Paul (1980). "Bolşevizm ve Doğu" (PDF). Birikim, 61. ss. 50-51. 3 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Dumont, Paul. "Bolşevizm ve Doğu". İştiraki. 1 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; mevcut çeviri ikinci Türkçe çeviriden alınmıştır.
- ^ a b Soubhy Bey, Mehmed Moustafa (1910). "L'Organisation du crédit agricole en Turquie". Bulletin du Bureau des institutions économiques et sociales. 1 (2). ss. 59-76.; Soubhy Bey, Mehmed Moustafa (1910). "The Organization of Agricultural Credit in Turkey". International Review of Agricultural Economics. 1 (2). ss. 59-76.
- ^ Dumont, Paul (1977). "Bolchevisme et Orient: Le parti communiste turc de Mustafa Suphi., 1918-1921". Cahiers du monde russe et soviétique. 18 (4). s. 378. 9 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Dumont, Paul (1980). "Bolşevizm ve Doğu" (PDF). Birikim, 61. s. 38. 3 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Dumont, Paul. "Bolşevizm ve Doğu". İştiraki. 1 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Архив внешней политики России (АВПР), ф. Политархив, оп. 1, д. 1212, лл. 142 - 143.'ye atıfla: Субаев, Н. А. (1983). "Мустафа Субхи в России". Вопросы истории, 5. s. 173. 12 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Subayev, N. A. (Haziran 1992). "Mustafa Suphi Rusya'da". Tarih ve Toplum. 17 (102). s. 10.; "ÇEVİRİ: Mustafa Subhi hakkında Türkçede 4 yeni çeviri". 24 Temmuz 2019. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ ЦГАОР СССР, ф 102, 1914 г., д. 300"б", лл. 9, 10, 17.'ye atıfla: Субаев, Н. А. (1983). "Мустафа Субхи в России". Вопросы истории, 5. s. 173. 12 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Subayev, N. A. (Haziran 1992). "Mustafa Suphi Rusya'da". Tarih ve Toplum. 17 (102). s. 10.; "ÇEVİRİ: Mustafa Subhi hakkında Türkçede 4 yeni çeviri". 24 Temmuz 2019. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ ЦГАОР СССР, ф. 102, 1914 г., д. 300"б", л. 17.'ye atıfla: Субаев, Н. А. (1983). "Мустафа Субхи в России". Вопросы истории, 5. s. 174. 12 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Subayev, N. A. (Haziran 1992). "Mustafa Suphi Rusya'da". Tarih ve Toplum. 17 (102). s. 11.; "ÇEVİRİ: Mustafa Subhi hakkında Türkçede 4 yeni çeviri". 24 Temmuz 2019. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Aslan, Yavuz. Türkiye Komünist Fırkası'nın kuruluşu ve Mustafa Suphi : Türkiye komünistlerinin Rusya'da teşkilâtlanması (1918-1921) (1. bas.). Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. s. 17. ISBN 9789751609397.
- ^ Субаев, Н. А. (1983). "Мустафа Субхи в России". Вопросы истории, 5. s. 174. 12 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Subayev, N. A. (Haziran 1992). "Mustafa Suphi Rusya'da". Tarih ve Toplum. 17 (102). s. 11.; "ÇEVİRİ: Mustafa Subhi hakkında Türkçede 4 yeni çeviri". 24 Temmuz 2019. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Субаев, Н. А. (1983). "Мустафа Субхи в России". Вопросы истории, 5. ss. 174-175. 12 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Subayev, N. A. (Haziran 1992). "Mustafa Suphi Rusya'da". Tarih ve Toplum. 17 (102). s. 11.; "ÇEVİRİ: Mustafa Subhi hakkında Türkçede 4 yeni çeviri". 24 Temmuz 2019. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Государственный архив Калужской области. ф. 32. оп. 4. д. 1503. лл. 249, 254. ve Государственный архив Калужской области. ф. 32. оп. 4. д. 1503. л. 311.'e atıfla: Субаев, Н. А. (1983). "Мустафа Субхи в России". Вопросы истории, 5. s. 175. 12 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Subayev, N. A. (Haziran 1992). "Mustafa Suphi Rusya'da". Tarih ve Toplum. 17 (102). s. 11.; "ÇEVİRİ: Mustafa Subhi hakkında Türkçede 4 yeni çeviri". 24 Temmuz 2019. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Işık, S. (1932). "Mustafa Suphi, Onbeşler". Kızıl İstanbul, 36. s. 2. 31 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Şubat 2021.
- ^ Субаев, Н. А. (1983). "Мустафа Субхи в России". Вопросы истории, 5. s. 175. 12 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.; Subayev, N. A. (Haziran 1992). "Mustafa Suphi Rusya'da". Tarih ve Toplum. 17 (102). s. 11.; "ÇEVİRİ: Mustafa Subhi hakkında Türkçede 4 yeni çeviri". 24 Temmuz 2019. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ İşlet, Banu; Moralıoğlu Kesim, Cemile (2020). Mustafa Suphiler (Değerlendirmeler-Anmalar-Şahsi Dosyası) (2. bas.). İstanbul: Sosyal Tarih Yayınları. s. 53. ISBN 978-605-4513-56-7.
- ^ "Mustafa Suphi beş sene evvel Moskova'da" (Kanunusani 1923). Manatof, Şerif. içinde: "28-29 Ocak 1921'i unutma!" mustafa suphi ve yoldaşları (PDF). Brüksel: İnfo-Türk. 1975. ss. 23-25. 7 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 14 Eylül 2020.
- ^ "Mustafa Suphi". Akal, Emel. içinde: Gültekingil, Murat; Bora, Tanıl, (Ed.) (2008). Modern Türkiye'de siyasi düşünce (Cilt: 8) - Sol (2. bas.). İletişim Yayınları. s. 144.
- ^ "Mustafa Suphi". Akal, Emel. içinde: Gültekingil, Murat; Bora, Tanıl, (Ed.) (2008). Modern Türkiye'de siyasi düşünce (Cilt: 8) - Sol (2. bas.). İletişim Yayınları. s. 145.
- ^ Etraflıca bilgi için bkz: "Mustafa Suphi". Akal, Emel. içinde: Gültekingil, Murat; Bora, Tanıl, (Ed.) (2008). Modern Türkiye'de siyasi düşünce (Cilt: 8) - Sol (2. bas.). İletişim Yayınları. ss. 142-148.
- ^ GARF. Fond: P-1235. Opis: 93. Ed. Xr.: 163. LL. 206, 210, 211 vd.'nden aktaran: Konak, İsmet (14 Temmuz 2014). "Stalin ve Mustafa Suphi". Sendika.org. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Eylül 2020.; Konak, İsmet (Ekim-Kasım 2017). "Mustafa Suphi'nin Rus İç Savaşı'ndaki Rolü". Ayrıntı Dergi, 23. ss. 42-43. 31 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Eylül 2020.
- ^ a b c "Mustafa Suphi". Akal, Emel. içinde: Gültekingil, Murat; Bora, Tanıl, (Ed.) (2008). Modern Türkiye'de siyasi düşünce (Cilt: 8) - Sol (2. bas.). İletişim Yayınları. ss. 146-148.
- ^ RGASPI. Fond: 558. Opis: 1. Delo: 3724.
- ^ "Rede des türkischen Kommunisten Gen. Subhi.". Subhi, Mustafa. içinde: Sowjet-Russland und die Völker der Welt – Reden Auf der Internationalen Versammlung – In Petrograd am 19. Dezember 1918 (1. bas.). Petrograd, Zmolny, Zimmer 32-33.: Verlag der Kommunistischen Internationale (No.: 26). 1920. ss. 28, 30, 32-33. 28 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Eylül 2020.; "Soubkhi (communiste turc, parle en langue turque)". Soubkhi, Moustapha. içinde: La Russie des Soviets et les Peuples du Monde - Discours prononcés au meeting international - de Pétrograd, le 19 décembre 1918. PÉTROGRAD, SMOLNY, 32.: Édition de l'Internationale Communiste (Feltrinelli Reprint, 1967). 1920. ss. 21-24.; "ÇEVİRİ: Mustafa Subhi hakkında Türkçede 4 yeni çeviri". 24 Temmuz 2019. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Roberts, Glenn L. (2007). Commissar and Mullah: Soviet-Muslim Policy from 1917 to 1924 (1. bas.). Universal-Publishers. s. 180. Erişim tarihi: 27 Eylül 2020.
- ^ Bennigsen, Alexandre A.; Wimbush, S. Enders (1980). Muslim National Communism in the Soviet Union: A Revolutionary Strategy for the Colonial World (2. (Phoenix Edition) bas.). University of Chicago Press. ss. 62-63, 186.
- ^ Ömerov, B.; Şakirbeyov, R. (Ocak 1971). "Mustafa Suphi üzerine iki belge - belge II: Ateşli Devrimci". Ant (Aylık Sosyalist Teori ve Eylem Dergisi). 1 (9). s. 56.
- ^ Kılıç, Ecevit (13 Eylül 2008). "TKP'nin liderleri denizde öldürüldü". Sabah. 6 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2013.
- ^ Hür, Ayşe (25 Ocak 2009). "28 Kânunisânî'yi unutma!". Taraf. 3 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2009.
- ^ "Mustafa Suphi'nin eşi seks kölesi yapıldı". Cazim Gürbüz yazısında, Türkiye Komünist Partisi’nin ilk merkez komitesi başkanı Mustafa Suphi’nin dikkat çeken hayatını kaleme aldı. Oda tv. 20 Ağustos 2020. 30 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Kandemir, Feridun (1965). Atatürk'ün kurduğu Türkiye Komünist Partisi ve sonrası (1. bas.). İstanbul: Yakın Tarihimiz Yayınları. s. 186.
- ^ TsPA. Fond: 5. Opis: 2. Delo: 2.'ye atıfla: Gökay, Bülent (1994). "The Turkish Independence War and Bolshevik Russia: Some New Aspects in the Light of Soviet Documents". Turkish Studies Association Bulletin (İngilizce). 18 (2). s. 53. 26 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Eylül 2020.
- ^ a b Singh, K Gajendra (7 Ocak 2004). "Occupation case studies: Algeria and Turkey". Asia Times (İngilizce). 2 Şubat 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2011.
- ^ Bardakçı, Murat (3 Şubat 2016). "Mustafa Suphi'yi kim öldürttü?". Yahya Kaptan, o günlerde Moskova’da bulunan Enver Paşa’ya bağlı idi, Paşa’nın Anadolu’ya gelip Mustafa Kemal’in yerini alması ve Millî Mücade’nin başına geçmesi için çaba gösterenlerdendi, hem Enver Paşa, hem de diğer İttihadçılar ile yakın temas içerisindeydi ve Mustafa Kemal’in muhalifi idi... Haber Türk. 1 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ ""Suphi'yi benim için öldürdüler!"". odatv. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Yazı dizisi için bkz: 1) "Kemal Tahir'in söyleşileri #7 - Mustafa Suphi'nin katledilmesinin karanlık öyküsü". Bozdağ, İsmet. Milliyet. 14 Haziran 1980. Sayfa: 5., 2) "Kemal Tahir'in söyleşileri #8 - Nereden bakılırsa bakılsın, M.Suphi olayı değişmiyordu". Bozdağ, İsmet. Milliyet. 15 Haziran 1980. Sayfa: 5., 3) "Kemal Tahir'in söyleşileri #9 - MUSTAFA SUPHİ'nin Rusya'da gördüğü şekli Anadolu'da uygulamaya kalkması cehaletini gösterir". Bozdağ, İsmet. Milliyet. 16 Haziran 1980. Sayfa: 5., 4) "Kemal Tahir'in söyleşileri #10 - M. KEMAL PAŞA, KÂZIM KARABEKİR'e «Mustafa Suphi'yi gör, kararını ver» dedi". Bozdağ, İsmet. Milliyet. 17 Haziran 1980. Sayfa: 5.; kitap olarak derlenmiş hali için bkz: Bozdağ, İsmet (1995). Kemal Tahir'in Sohbetleri (2. bas.). İstanbul: Emre Yayınları. ss. 122-127, 146-157. ISBN 975-7369-32-2.
- ^ Çoruhlu, Samih (15 Temmuz 1966). "İstiklal Savaşında komünizm faaliyeti #15 - Türkleri ve Müslümanları öldürenlerin hesabı görüldü". Yeni İstanbul. s. 5.; not: Yazım hataları orijinal haliyle.
- ^ Большая Советская Энциклопедия (2-e издание, В 51 томе) - Том 41 (Стилтон — Татартуп). Большая советская энциклопедия. 1956. s. 184.
- ^ Свод памятников истории, архитектуры и культуры крымских татар. Том III. г. Симферополь (1. bas.). Белгород: «КОНСТАНТА». 2018. ss. 305-308.
- ^ "МУСТАФА СУБХИ". Нуриев, И. içinde: Памяти павших за Советский Крым. 1918-1920: сборник статей и воспоминаний (1. bas.). государственное издательство крымской АССР. 1940. s. 55.; "ÇEVİRİ: Mustafa Subhi hakkında Türkçede 4 yeni çeviri". 24 Temmuz 2019. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ "Azerbaycan'da Tkp Kurucularından Mustafa Suphi'nin Adını Taşıyan Sokağın Adı Değiştirildi". Haberler.com. 14 Aralık 2013. 13 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ "Mustafa Suphi'nin izleri siliniyor". OdaTV. 14 Aralık 2013. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Ahmet Cevad, EMRE (1 Aralık 1964). "1920 Moskova'sında Türk komünistleri [#1]". Tarih Dünyası. 1 (1).; bu yazı dizisi sonradan şurada aynen sıralı basılmıştır: "1920 Moskovasında Türk komünistler". EMRE, Ahmet Cevat. içinde: Hikmet, Affan; Emre, Ahmed Cevat; Nevşirvanova, Cemile Selim; Nevşirvenov, Ziynetullah (2006). Akbulut, Erden (Ed.). Milli Azadlık Savaşı Anıları (1. bas.). İstanbul: TÜSTAV. ss. 54, 62. ISBN 9789758683499.
- ^ "Destanlaşan bir devrimci: Mustafa Suphi". Ozeraner, M.. içinde: Sağlam, Önder, (Ed.) (1978). Ölümsüz Savaşçı Mustafa Suphi (1. bas.). Ürün. ss. 92-93, 95-96.
- ^ Topçuoğlu, İbrahim (1976). Neden 2 Sosyalist Partisi - 1946: T.K.P. Kuruluşu ve Mücadelesinin Tarihi 1914-1960 I. (1. bas.). Yok [kendi yayını]. ss. 62, 64-65, 72, 81, 84-86.
- ^ "Sosyalizm için cidal". içinde: Suphi, Mustafa (1974). Mustafa Suphi, kavgası ve düşünceleri (1. bas.). Info-Türk Ajansı. s. 36.
11. Fakir ve mazlum Türk rençperi! Sabrettiğin yetişir. Umum dünya inkılabının arifesindesin. Kendi hakkını alacağın zaman da kalk. Kendini göster. Türkiye'nin zulüm ve kahır içinde yaşayan diğer halklarına el uzat. İşçi ve köylü meclislerini, kendi hükümranlık ve saltanatını kur.
- ^ Jizn Natsiyonalnostey 26.10.1919'dan aktaran: Şamsutdinov, A. M. (1999). Mondros'tan Lozan'a Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı Tarihi 1918-1923 (2. bas.). Doğan Kitap. s. 167.
- ^ "Tarihi Vazife". içinde: Suphi, Mustafa (1974). Mustafa Suphi, kavgası ve düşünceleri (1. bas.). Info-Türk Ajansı. ss. 39-40.
- ^ Erdem, Hamit (2010). Mustafa Suphi: Bir Yaşam Bir Ölüm (3. bas.). İstanbul: Sel Yayıncılık. s. 47. ISBN 978-975-570-079-3.
- ^ "МУСТАФА СУБХИ". Нуриев, И. içinde: Памяти павших за Советский Крым. 1918-1920: сборник статей и воспоминаний (1. bas.). государственное издательство крымской АССР. 1940. ss. 53-54.; "ÇEVİRİ: Mustafa Subhi hakkında Türkçede 4 yeni çeviri". 24 Temmuz 2019. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020.
- ^ Erdem, Hamit. "Komünist Manifesto'nun Türkçe Serüveni". 21 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2015.