Liberalizm, bireysel özgürlük üzerine kurulan bir siyasi felsefe veya dünya görüşüdür. Bireysel özgürlük ve bireysel haklar düşüncesiyle yola çıkan liberalizm, daha sonraki yıllarda farklı türlere bölündü ve bireylerin eşitlik ilkesinin de önemini vurgulamaya başladı. Klasik liberalizm bireysel özgürlüklerin rolünü vurgularken, sosyal liberalizm özgürlüğe vurgu yaptığı kadar; bireylerin eşitlik hakkı ilkesinin önemine vurgu yapar ve özgürlük ile eşitlik arasında denge kurmayı amaçlar. Liberal görüşü savunanlar geniş bir görüş dizisi benimsemekle birlikte genellikle ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, sivil haklar ve sivil özgürlükler, seküler devlet, liberal demokrasi, ekonomik ve siyasi özgürlük, hukukun üstünlüğü, özel mülkiyet ve piyasa ekonomisi gibi fikirleri destekler.
Marmara Üniversitesi, İstanbul'da bulunan bir devlet üniversitesidir. Türkiye'nin önde gelen yükseköğretim kurumlarından biridir. Üniversite bünyesinde 18 fakülte, 12 enstitü, 4 yüksekokul ve 4 meslek yüksekokulu bulunmaktadır. Akademik birimlerinde Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapça olmak üzere beş dilde eğitim verilmektedir, bu özelliği ile Türkiye'de beş dilde eğitim veren tek üniversitedir.
Anayasa, ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekliyle devlete verildiğini belirleyen toplumsal sözleşmelerdir. Hans Kelsen'in normlar hiyerarşisine göre diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiçbir kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz. Devletin temel örgüt yapısını kuran, önemli organlarını ve işleyişlerini belirleyen; ayrıca temel hak ve özgürlükleri tespit edip, sınırlarını çizen hukuk metinleridir. Toplumsal bir sözleşme niteliği taşır. Devlet faaliyetlerini ve oluşum biçimini düzenleyen yasa metnidir.
Liberal Düşünce Topluluğu, 26 Aralık 1992'de Ankara'da informel bir şekilde tesis edilmiş bir topluluktur. Liberal felsefeyi Türkiye'de tanıtmak, yaymak ve geliştirmek amaçlı faaliyetler düzenler.
Liberal feminizm, kadının özel alan ile sınırlı kalmasına karşı çıkarak, birey olarak kendini geliştirecek potansiyele sahip olması gerektiğini savunan ideoloji. 1970’lerde Amerika’da ortaya çıkmıştır. Liberal feminist teorinin klasik savunucusu olarak Mary Wollstonecraft kabul edilmektedir. Mary Wollstonecraft, 3 Ocak 1792’de feminist teori tarihindeki ilk önemli çalışma olan A Vindication of the Rights of Woman adlı eserini tamamlamış, bu kitap daha sonraları feminist düşünce için başat eser olmuştur. Wollstonecraft’a göre, mademki erkekler ve kadınlar aynı ahlaki ve düşünsel öze sahipler, o zaman aynı zihinsel ve tinsel eğitimi almalıdırlar. Bu noktada temel liberal feminist duruşunu ortaya koymaktadır: akıl, her insanda aynıdır. 19. yüzyıl Amerikan kadın hakları hareketinin önemli iki lideri Elisabeth Cady Stanton ve Susan B. Anthony, selefleri Wollstonecraft tarafından ifade edilen Aydınlanma teorisini geliştirmiştir. “Cinsler aynıdır” diyen Stanton, sonuç olarak bunların eşit haklar hak ettiklerini iddia etmiştir. Stanton'un temel liberal tezi, birey olan kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için bazı haklara sahip olmaları gerektiğidir. Susan B. Anthony ise bazı önermelerinde doğal haklar doktrini üzerinde ayrıntılı olarak durmuştur.
Cem Eroğul, Türk hukukçu.
Ergun Özbudun, Türk hukukçu ve yazar.
Şükrü Karatepe,, Türk hukukçu, akademisyen ve eski Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanıdır.
Yekta Güngör Özden, Türk hukukçu, yazar ve şair. Ankara Barosu Başkanlığı (1972-1974), Anayasa Mahkemesi Başkanlığı (1991-1998) ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanlığı (1998-2000) yapmıştır.
Mustafa Yavuz Sabuncu Türk akademisyen, bilim insanı ve anayasa hukukçusu.
Adalet ve Kalkınma Partisinin kapatma davası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, AK Parti'nin "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle, partinin kapatılması ve ilgili dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahil 71 kişinin 5 yıl süre ile siyasetten uzaklaştırılması istemiyle hazırladığı iddianame Anayasa Mahkemesine 14 Mart 2008'de sunulmuş olup, Anayasa Mahkemesi iddianameyi 31 Mart 2008 günü kabul etmiştir. 16 Haziran günü Adalet ve Kalkınma Partisi esas hakkındaki savunmasını vermiştir. 30 Temmuz 2008 tarihinde kamuoyuna yapılan açıklamada, partinin temelli kapatılmaması, fakat hazine yardımının belirli bir oranda kesilmesi kararına varılmıştır. 6 üye kapatılması, 5 üye kapatılmaması yönünde oy kullanmışken, hazine yardımının kesilmesi hakkındaki oylamada 11 üyenin 10'u kesilmesi yönünde oy kullanmıştır. Kapatma talebi en az 7-4 şeklindeki nitelikli çoğunluk koşulu sağlanamadığı için reddedilmiştir.
Türkiye'de merkez sağ, uzun süreler boyunca iktidarda kalan ve önemli bir siyasi düşünce olarak kabul edilir. 2007 tarihine kadar Türkiye'de merkez sağ kabul edilen partiler Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisiydi. 27 Mayıs 2007 tarihinde DYP kendini kapatarak Demokrat Parti ismini aldı. ANAP ile DP'nin birleşerek genel seçimlere girecekleri düşünülürken, parti liderlerinin görüşleri yüzünden gerçekleşmedi. 22 Temmuz 2007 seçimlerine Demokrat Parti tek başına katıldı ve %5,42 oy ile merkez sağın en düşük oy oranını elde etti. 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi yeni "merkez sağ" parti olarak gösterilmeye başlandı. 2009 yılında kurulan ve faaliyetlerine devam eden Merkez Sağ Hareketi ise bu siyasi ekolün felsefesini yeniden tanımlamak üzere çalışmaktaydı.
Merkez sol, siyasette sol ve merkez arasındaki görüşler bütünüdür. Fırsat eşitliği yoluyla toplumsal adaletin sağlanabileceği düşüncesini savunmaktadır. Merkez sol siyaset, toplumun varsıl ve yoksul kesimleri arasındaki gelir farkını en aza indirmeyi amaç edinmiştir. Siyaseten ve toplumsal olarak radikal kararlar alınabilir. Bunun yanında reformist tutumlar ile de ekonomik ve sosyal politikalar sağlanabilir. Çoğulculuk taraftarı bir görüştür, toplumun sosyal hak ve çıkarları el üstünde tutulur.
Klasik liberalizm, serbest piyasayı ve laissez-faire ekonomisini; sınırlı devleti, ekonomik özgürlüğü ve siyasi özgürlüğü vurgulayan, hukukun üstünlüğünün güvenceye aldığı sivil özgürlükleri savunan; liberalizmin bir dalı, felsefi ve politik ideolojidir. Klasik liberalizm, 19. yüzyılın başlarında, Avrupa ve Kuzey Amerika'da kentleşmeye ve Sanayi Devrimi'ne bir yanıt olarak önceki yüzyılın fikirleri üzerine inşa edilmiştir.
Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.
Tolga Şirin, Türk avukat ve akademisyen. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Anayasa Hukuku dersleri vermekte ve T24 gazetesinde köşe yazıları yazmaktadır.
Türk modeli, çağdaş, ılımlı ve işleyen bir Müslüman demokrasi örneği olarak Türkiye'ye atıf yapar. Türkiye, seküler anayasayla sistematize edilmiş bir devletin, İslamcı köklere sahip parti ya da partilerce yönetilebilmesinin örneği olarak görülmektedir. Recep Tayyip Erdoğan tarafından yönetilen Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye'yi 2002 yılından beri parlamentoda idare etmektedir. Bu iktidar sürecinin özellikle ilk yıllarında Türkiye Batı dünyasıyla iyi ilişkiler geliştirirken İran İslam Cumhuriyeti'yle de nispeten olumlu ilişkiler kurmuş ve uluslararası arenada Filistin yanlısı bir siyaset sürdürmüştür. Ülke, oldukça çekişmeli ve temelde özgür ve adil seçimleriyle, canlı ve dış dünyaya etki eden kültürüyle, ekonomik büyümesiyle ve genişleyen orta sınıfıyla dikkat çekmiştir. Ancak Gezi Parkı olaylarına sert müdahale eden ve sonraki yıllarda politik duruşunu değiştiren AK Parti hükûmeti batı dünyasından aldığı desteği kaybetmiş, Türk modelinin sona erdiği yorumları yapılmıştır.
Lâik hukuk insanların bir toplum olarak birlikte yaşama ihtiyacından doğan, kaynağını doğrudan insan aklından alan, toplumsal gereksinimlere göre değişebilen, evrensel nitelikte genel geçerliliğe sahip olduğu kabul edilen hukuk anlayışıdır.
Yusuf Şevki Hakyemez Türk akademisyen ve hukukçu. Anayasa Mahkemesi üyesi.
Martha Craven Nussbaum, Amerikalı filozof ve hukuk ve felsefe bölümünde ortak olarak görevlendirildiği Chicago Üniversitesi'nde profesördür. Antik Yunan ve Antik Roma felsefesi, siyaset felsefesi, feminizm ve hayvan hakları da dahil olmak üzere etik konularına özel bir ilgisi vardır. Ayrıca, Güney Asya Araştırmaları Komitesi üyesi ve İnsan Hakları Programı yönetim kurulu üyesidir. Daha önce Harvard ve Brown'da ders vermişti.