İçeriğe atla

Murabba (anlam ayrımı)

Murabba aşağıdaki anlamlara gelebilir:

İlgili Araştırma Makaleleri

Kelime anlamı olarak çoğalması istenilen, artmış anlamına gelir. Günümüzde bu anlamıyla fazla kullanılmamaktadır. Bir edebiyat terimi olarak, her dizesine bir küçük dize eklenmiş divan edebiyatı nazım türünü ifade eder. Günümüzdeki kullanımı yaygın olarak edebiyat terimine işaret eder. Bir uzun, bir kısa şekilde yazılan divan edebiyatı nazım şeklidir. Murabba, muhammes, rubai, kıta, beyit gibi şekillerle birleştirilerek yazılgelmiştir. En çok "gazel müstezat" şeklinde yazılmıştır. Bir nazım şeklinin her mısrası veya her beytinin sonuna aynı ölçüde bir kısa mısra ekleyerek meydana getirilir. Eklenen kısa mısralara "ziyade" denir. Türk edebiyatına Arap edebiyatından geçmiştir. İlk örnekler Nesimi'ye aittir. Şeyhi, Nevai, Necati gibi birçok şair de müstezat yazmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Divan (edebiyat)</span> Divan edebiyatı şairlerinin eserlerini topladıkları antolojik eser

Divan, Divan edebiyatı şairlerinin belli bir düzene göre şiirlerini topladıkları yapıt.

<span class="mw-page-title-main">Kare</span>

Kare, murabba veya dördül, bütün kenarları ve açıları birbirine eşit olan düzgün dörtgendir. Matematiğin en temel geometrik şekillerinden biridir. Bir kare aynı zamanda dikdörtgen ve eşkenar dörtgendir. Bu iki özel dörtgenin tüm özelliklerini taşır. Eski adı ise murabbadır.

Handan Sultan zafer Kalenderî, Halk şairleri tarafından aruzun mef'ûlü mefâ'îlü kalıbıyla gazel, murabba, muhammes, müseddes biçiminde söylenen şiire denir. Özel bir ezgiyle okunur. Ezgisi bakımından düz kalenderî, Acem kalenderisi, Emrah kalenderisi gibi çeşitlere ayrılır. Kafiye düzeni divan ve semai ile aynıdır. Bu tür şiirler 3+4+3+4 veya 7+7 şeklinde on dört heceli iken, sonradan yerine aruz vezninin geçtiğini ileri sürenler vardır.

Taşlama, Türk halk edebiyatına ait satirik şiir biçimi. Gazel, kaside, murabba, muhammes gibi nazım biçimleriyle yazılabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Kaftan</span> Bir çeşit kıyafet

Kaftan, üste giyilen, kumaştan yapılan, uzun, süslü ve astarsız elbise, hilat. Üzerine cübbe giyilirdi. Kaftanlar cins ve nevilerine göre murabba, keçe, çuha gibi isimler alır. Kaftanların kıymetleri, renk, şerit ve düğmelerinden anlaşılırdı.

Selis, halk şairlerinin aruzun feilâtün feilâtün feilâtün feilün kalıbıyla yazdıkları gazellere denmiştir. Murabba, muhammes, müseddes biçimiyle yazılmış selisler de vardır. Uyak düzeni, divan, semai ve kalenderi de olduğu gibidir. Kafiye düzeni şiire göre değişir.

Nazım birimi, nazım şekillerinde ölçü olarak kullanılan parçaya denir.

<span class="mw-page-title-main">Buhûrîzâde Mustafa Itrî</span>

Buhûrîzâde Mustafa Itrî, Türk bestekâr, şair ve hattat. Bestelediği 400 civarında eser arasından günümüze sadece yirmi kadarı gelebilmiş olsa da, Klasik Türk Musikisi’nin en büyük bestekârlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Murabbâ', bent adı verilen dört dizelik kıt'alardan oluşan şiir türüdür. Kelime anlamı "dörtlük" demektir. Aruz ölçüsüyle yazılır. Genelde 3-7 bentten oluşur. Uyak düzeni genelde aaaa/bbba/ccca/ddda/... şeklinde olmakla beraber, ilk bendi kafiyeli olmayan ya da sonraki bentlerde kafiyesi tekrarlanmayan murabbalar da vardır. Divan edebiyatında 15. yüzyılda Ahmed Paşa tarafından kullanılmıştır. Tanzimat edebiyatında da Namık Kemal bu türün başarılı örneklerini vermiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren şarkı şeklinde bestelenen eserlerin büyük bir kısmı murabba tarzında yazılmıştır.

Divan şiirine Türkler tarafından katılmış bir nazım şeklidir. Besteyle okumak için yazılmıştır. Bestelenmek amacıyla yazıldığı için 3-5 dörtlük arası değişir. Yeni edebiyatımızda Yahya Kemal Beyatlı, bu türü ustalıkla kullanmıştır. Aruz ölçüsünün her kalıbı kullanılır. Dörtlüklerden kurulan musammat da denebilir. Murabbaya benzer. 5 ya da 6 dizelik bentlerden de oluşabilir. Üçüncü dizeye miyan, dördüncü dizeye nakarat denir. Aşk, sevgili, ayrılık, içki ve eğlence konularında yazılır. Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı Nail-i Kadim'dir. Lale Devri'nin en önemli temsilcisi ise Nedim'dir. En çok şarkıyı Enderunlu Vasıf yazmıştır.

Enderûnlu Fâzıl, 18. yüzyılda yaşamış olan divan şairidir. Enderûn mektebinde yetiştiği için bu lakabı almıştır. Açık bir eşcinsel olan şairin eserleri Osmanlı İmparatorluğu'nda eşcinsel edebiyatıyla ilgili en bilinen örneklerden bazılarını oluşturur.

Çiroz Mehmed Ağa, bir Klasik Türk Musikisi bestekârıdır. Hayatı hakkında yeterli bilgi bulunmayan Çiroz Mehmed Ağa'nın 18. yüzyılın son çeyreği ile 19. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı sanılmaktadır. Günümüze kadar ulaşmış olan tek eseri Hisar makamındaki murabba' bestesidir. Eserin parlak nağmelerle örülmüş olması ve Zencîr gibi Klasik Türk Musikisi'nin en büyük usulü ile ölçülmüş olması, sanatçının önemli bir bestekâr olduğunu göstermektedir. Başka eserler de bestelemiş olduğu, fakat nota kullanımının yaygın olmaması sebebiyle bunların günümüze ulaşamadığı düşünülmektedir.

Aşkî İlyas, asıl adı İlyas, Türk şair. Üsküdar'da oturduğu için Üsküdari lakabıyla da anılır. Babası yeniçeriydi. Küçük yaşta yeniçeri ocağında hizmete başladıysa da Kanuni'nin Belgrad seferinde esir düşünce öldü sanılarak ulufesi kesildi. Kurtulup İstanbul'a geri döndüğünde katiplik yaptı, gözleri kör olduğu için bu meslekte de uzun süre çalışamadı. Zaman zaman Kanuni ve II. Selim'den de yardım aldı. Özellikle murabba ve muhammes olarak yazdığı şiirleri başarılıdır. Divan'ı vardır. Eleştirel tarzı ve üslubuyla ünlenmiştir.

Nazım biçimleri, dize ve uyakların belli bir düzene göre sıralanmasıyla oluşur. Hiçbir manzumeye bağlı olmayan tek başına bir dize en küçük nazım şeklidir, buna azade mısra denir.

<span class="mw-page-title-main">Murabba (tatlı)</span>

Murabba (mareçba) bir reçel türüdür. Kaynatılıp kıvama geldikten sonra dondurulan meyve suyu tatlısıdır. Koyu reçel olarak da adlandırılır. Ayva, frenk üzümü, böğürtlen, kızılcık murabbaları günümüzde yapılmaktadır.

Müseddes, aynı vezinde altışar dizelik bentlerden oluşan nazım şeklidir. İlk bendin altı dizesi birbirleriyle uyaklı, sonraki bentlerin son bir veya iki dizesi ilk bent ile uyaklı olur. Son bir veya iki dize her bendin sonunda aynen tekrarlanıyorsa mütekerrir müseddes; yalnızca kafiye yönünden ilk bend ile benzeşiyorsa müzdevic müseddes adını alır. Murabba ve muhammesten sonra en sık kullanılan musammat şeklidir.

Çengi-name veya Rakkasname ; Enderunlu Fazıl tarafından yazılan farklı milletlerden olan kırk iki köçeğin özelliklerinin tasvir edildiği bir eserdir. Murabba nazım şekliyle kaleme alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Altın Meydan (Irak)</span>

Altın Meydan veya diğer bir adı ile Dört Albay, Irak'ta aşırı milliyetçi veya Nazi yanlısı subaylar tarafından kurulmuş bir hiziptir. 1940'lı yılların başında Irak siyasetinde etkili olmuştur. Altın Meydan üyesi subayların ülkedeki Birleşik Krallık varlığına karşı düşünceleri sonunda 1941 Irak darbesi ve Reşid Ali Geylani önderliğindeki Ulusal Savunma Hükûmetinin kurulması ile sonuçlandı.

<span class="mw-page-title-main">Gülbeşeker</span>

Gülbeşeker (gül murabbası)(Osmanlıca:گلبشكر) bir çeşit murabbadır. Osmanlı döneminde okka gülü adı verilen güzel kokulu kırmızı gülün bal ve limonla ezilerek hazırlandığı gibi kırmızı gül yaprakları, şekerle yoğrulup limon sıkılarak da hazırlanabilir. Eski tıp kitaplarında gülbeşeker'in tarifinde gül yapraklarının şekerle ovulup otuz gün güneşte bekletilmesi ile yapıldığı yazılmıştır. Basılı ilk yemek kitabı Melceü’t-Tabbâhîn'de tarifi verilmiştir.