İçeriğe atla

Muinü'l-Mürid

Muinü'l-Mürid, Harezm Türkçesiyle yazılmış bir yapıttır. 1313 yılında İslam veya Şeyh Şeref[1] adında bir Harzem Türkü ozan tarafından yazılmıştır. 15. yüzyılda Harezm Türkçesi alanında yazılan ve yerli şive özelliklerini içeren yapıtlardan biridir. Ebu'l Gazi Bahadır Han Şecere-i Terakime adlı yapıtında yapıtın Türkmenler arasında çok saygın ve yaygın olduğunu ve onların da bu kitabı çok okuduklarını yazmaktadır.

Bundan yola çıkarak Muinü'l-Mürid'in yazma nüshalarının çok olduğu düşünülürse de adı geçen yapıtın tek yazma nüshası Bursa İnebey Yazma Eser Kütüphanesi, Genel Koleksiyonu, 1605 numarada kayıtlı yazmanın 177b-202b sayfaları arasında yer almaktadır.[] Bu yazmanın resimleri Türk Dil Kurumu kütüphanesinde vardır. 51 sayfa olan bu yazmanın her sayfasında 16 ve 17 satır bulunmaktadır. Yaklaşık 900 beyit olan yapıt konu olarak dini şiirlerden oluşmaktadır.

Arapça bilmeyen Türkmenlere fıkıh ve tasavvuf ile ilgili bilgiler vermek amacıyla yazılan yapıtta yalın bir dil kullanılmıştır. Yapıtta yazar tamamıyla öğretici nitelikte ve Türkmenler arasında tutulacak alışılmış bir söyleyişte dinî, tasavvufi (Tanrı'nın niteliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliği anlayışıyla açıklayan dinî ve felsefi akım) bilgiler veren bir kitap oluşturmuştur.

Yapıtın Türk yazını bakımından dikkati çeken bir özelliği dörtlüklerle yazılmış olmasıdır. Baştanbaşa Kutadgu Bilig ve Atabetü'l Hakayık vezniyle (feülün feülün feülün feül) vezniyle yazılan bu dörtlüklerde aruz vezni başarılı bir biçimde kullanılmıştır.

Kaynakça

  1. ^ Ergönenç, Dilek. "Muinü'l-Mürid". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü. 12 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2023. 
  • Harezm Türkçesi Doç.Dr.Recep Toparlı, Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Yayınları
  • Harizmi Muhabbetnamesinin İki Yeni Yazma Nüshası Üzerine Osman Sertkaya, Türkiyet Mecmuası
  • Kutb'un Hüsrev ü Şirin'i ve Dil Hususiyetleri Necmettin Hacıeminoğlu, İstanbul 1968

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Edebiyat</span> sözlü ya da yazılı anlatıma dayanan sanat

Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türkmence</span> Türkmenistanın resmî dili olan Türk dili

Türkmence, çoğunluğu Türkmenistan'da yaşayan Türkmenlerin konuştuğu Türk dil ailesine bağlı Doğu Oğuz dili. Dil, Türkmenistan'daki yaklaşık 7 milyon konuşuru ile resmî dil olup, çevresindeki Afganistan ile İran'ın sınır bölgelerinde de konuşulur.

<span class="mw-page-title-main">Dîvânu Lugâti't-Türk</span> Kâşgarlı Mahmudun yazdığı Türkçe-Arapça sözlük

Kitâbu Dîvânu Lugâti't-Türk Orta Türkçe döneminde Kâşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça bir sözlüktür.

Mevlîd, İslâm edebiyatında Muhammed'in doğum gününde yapılan kutlama merasimlerine, bu merasimlerde okunmak üzere yazılan ve bestelenen manzum şeklindeki edebî metinlere verilen isim. Mevlîd, bunun yanında İslâm edebiyatında müstakil bir edebî türdür.

Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Divan-ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî'nin söylediği "hikmet" adlı şiirleri bir araya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren kitaptır.

Atabetü'l-Hakayık, Edip Ahmet Yükneki'nin 12. yüzyılda, Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsalar'a hediye ettiği, hadis ve Arapça beyitlere dayanarak yazdığı şiirlerle, ahlaklı insan olmanın yollarını, ahlak ilkelerini açıklamış, çeşitli ahlakî öğütlerde bulunmuş, İslamî düşünce ve görüşlere yol gösterici olmuş eserdir. Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır. Eserin adı günümüzde "Hakikatlerin Eşiği" şeklinde aktarılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

<span class="mw-page-title-main">El yazması</span>

Elyazması ya da el yazması, elle yazılan ve çizimleri yapılan; genellikle edebî, sanatsal ya da tarihî önemi haiz kitap.

Edirneli Nazmi, Türki-i basit akımı temsilcisi divan şairi. Edirne'de doğmuştur.

Nehcü'l-Ferâdîs, 14. yüzyıl Harezm Türkçesi ile yazılmış bir eserdir. Yazarının kim olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Fuat Köprülü'ye göre "Kelderli Mahmut"a ait olduğu düşünülmektedir. Şehabettin Mercanî'nin verdiği malumata göre müellifi, kendisini "Mahmud bin 'Ali bin es-Serayî menşe'en ve'l-Bulgarî müvelleden ve'l-Kürdarî" diye tesmiye etmektedir. Eser, Altın Orda sahasında yazılmış olup 18 Ocak 1358 Pazartesi veya 20 Ocak'ta tamamlanmıştır.

Kısasu'l Enbiya, Harezm Türkçesi döneminin ilk yapıtı Nasıruddin bin Burhaneddin er Rabguzi veya kısaca Nasır Rabguzi tarafından Ribat-ı Oğuz kasabasında Çağatay kağanlarından Tarmaşir'in büyük beylerinden Nasıreddin Tok Boğa adına Farsça bir çeviriden Türkçeye uyarlanan bir siyer-i nebi derlemesi olan Kısasu'l enbiya adlı yapıttır.Yapıt yazar tarafından 1310 yılında tamamlanmıştır.Yazılış yılı yapıtta " Yiti yüz on erdi yılga kim bitildi bu kitab" tümcesinde gösterilmiştir.

Cevahirü'l Esrar, Harezm Türkçesiyle yazılmış bir yapıttır. 1313 yılında yazılmıştır. Cevahirü'l Esrar Muinü'l Mürid adlı yapıtın sayfa kenarlarına yazılmıştır. Cevahirü'l Esrar dini tasavvufi bir manzumedir. Muinü'l Mürid'le aynı vezinle ve dörtlükler halinde söylenmiştir.

Hüsrev ü Şirin mesnevisi, 14. yüzyılda Harezm Türkçesiyle yazılan bir yapıttır.

Muhabbetname, Harezm Türkçesiyle yazılmış bir yapıttır.Harezmi mahlaslı bir ozan tarafından 754/1352 yılında Hoca Bey adlı birinin isteği üzerine manzum olarak yazılmıştır. Muhabbetname'nin biri Uygur alfabesiyle diğer üçü Arap alfabesiyle olmak üzere dört nüshası vardır.

<span class="mw-page-title-main">Memlûk Kıpçakçası</span> Mısır ve Suriyede Memlûk Sultanlığında kullanılmış Eski Kıpçakçaya giren ölü bir Türk dili

Memlûk Kıpçakçası ya da Mısır Kıpçakçası, Mısır‐Suriye Kıpçakçası veya Arap harfli Kıpçak Türkçesi, aşağı yukarı XIII. yüzyılın ortalarından XV. yüzyılın sonuna kadar Mısır ve Suriye'de Memlûk Sultanlığında kullanılmış Eski Kıpçakçaya giren ölü bir Türk dilidir. Eski Kıpçak Türkçesine ait eserlerin büyük çoğunluğu Memlûkler döneminde kaleme alınmıştır. Bu sahadaki eserlerin dili XV. yüzyılın sonlarına doğru yerini bütünüyle Oğuz Türkçesine bırakmıştır.

Harezm Türkçesi, Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olup Karahanlı Türkçesi sonrasında gelen tarihî dönemlerinden biridir.

İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatı, Türklerin İslamiyet'e geçişi ile başlayan edebi dönemdir. Türkler edebiyat alanında ilk olarak sözlü edebiyat ürünleri olan: şiir, destan, sav, sagu, koşuk gibi türlerde eserler vermiştir. Yazının icadı ve Türkler tarafından öğrenilmesi ile de Türk edebiyatında yazılı dönem başlamıştır. Türklerin Karahanlılar döneminde kitleler halinde İslam dinine geçmesi ile edebiyat alanında bir geçiş dönemi yaşanmıştır. İslamiyet öncesindeki Türk edebiyatı, Türklerin İslam'a geçişleri ile birlikte Halk edebiyatı başlığı altında devam etmiştir. İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatına geçiş dönemi edebiyatı da denmektedir. Bu dönemde hece ölçüsünün yanı sıra aruz ölçüsü de kullanılmıştır. Bu dönem eserleri daha çok didaktik bir özellik taşıyarak öğüt verici yapıtlar olarak bilinmektedir. Bu dönemin yapıtlarında İslam dininin etkisi ile Arapça ve Farsça sözcüklerde görülmektedir. Dönemin diğer bir özelliği ise eski Türk şiir biçimleri ile mesnevi, gazel, kaside gibi yeni şiir biçimlerinin beraber kullanılmasıdır. İlk yapıtlar gibi Halk ve Divan edebiyatı da İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatı ayrımına girmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hamdullah Hamdi</span> Türk divan şairi, mutasavvıf (1449 - 1503)

Hamdullah Hamdi (doğumu: 1449, Göynük - ölümü: 1503, Göynük) Türk divan şairi, mutasavvıf. Mesnevileri ile tanınmıştır.

Nematullah Kişvari, — 15. yüzyılın ortalarında Güney Azerbaycan'ın Dilmaqan şehrinde doğmuş, Akkoyunlu sultanı Yakub'un sarayında yaşamıştır. 1490 yılına kadar kullanılmış ve padişahın öldürülmesinden sonra saraydan kaldırılmıştır. Adı Nematullah, lakabı ise Kişvari'dir.