Heckler & Koch G3 , otomatik, yarı otomatik ve tam otomatik atış seçeneklerine sahip 7.62 mm'lik piyade tüfeği. 1950'lerde Alman silah üreticisi Heckler & Koch ile İspanyol devletine ait dizayn ve geliştirme ajansı CETME iş birliğiyle geliştirilmiştir. 1959 yılında Bundeswehr'in standart piyade tüfeği olarak hizmete girmiştir.
Tüfek, hafif ateşli bir silahtır. Omuza dayanarak, elde veya kucakta kullanılır. Kullanıldığı yerlere göre piyade tüfeği, su altı tüfeği, av tüfeği gibi adlar alır. Mekanizma, kundak, dipçik ve namlu olmak üzere dört ana parçadan meydana gelir. Mekanizma ateşlemeyi ve kovanı dışarı atmayı sağlar. Kundağın muhafaza ettiği namlu mermiye yön vermeye, dipçik ise tüfeğin omuza dayanarak tepkisini hafifletmeye yarar. Çeşitli tüfekler bulunur.
Ateşli silahlar, barut gazının itici gücüyle mermi atan bütün silahların genel adıdır. Ateşli silah denince, genellikle bir kişi tarafından taşınabilen küçük çaplı silahlar akla gelse de ateşli silahlar kategorisi; büyük toplardan tüfeklere, av tüfeğine ve tabancaya kadar her türde ve boyuttaki silahları kapsar.
Tanksavar terimi her ne kadar tank türünü işaret etse de aslında tüm askeri amaçlı ZSA sınıf araçları kapsamaktadır. Bu terim bu türden araçların imhasını veya etkisiz hale getirilmesi için kullanılan tüm silah türlerini kapsar. Bunlar başlıca yüksek namlu çıkış hızına sahip topçu sistemleri, füzeler, değişik otomatik top ve tanksavar mayınlarını kapsar.
HK33, G3 piyade tüfeğinin 90'lı yıllara güncelleştirilmiş, NATO standardına getirilmiş versiyonudur. Türk Silahlı Kuvvetleri bu silâhı fizikî ömürlerini tamamlamakta olan G3 ile değiştirmek istemekteydi. Fakat, HK416 varyasyonu Mehmetçik-1'in üretilmesine karar verildi. HK33 Türkiye'de MKEK tarafından üretilmektedir. TSK tarafından komando, jandarma, özel harekât ve bazı ÖKK birliklerinde kullanılmaktadır.
Heckler & Koch PSG1 (Präzisions-Scharfschützen-Gewehr). Alman Heckler&Koch firması tarafından üretilen yarı-otomatik bir keskin nişancı tüfeğidir.
Silahın 1972 yazında Münih'te gerçekleşen Olimpiyat oyunlarında İsrail'li sporcuların öldürülmesine cevaben üretildiği söylenmektedir. Bunun sonucunda da genellikle en iyi keskin nişancılar tarafından kullanılan bu yüksek performanslı tüfek ortaya çıkmıştır. Özellikle Alman hükûmetinin ihracatına sıcak bakmaması ve tüfeğin yüksek fiyatı (12.000$-tüfek başına) nedeniyle 2005 yılında Amerika'ya satılan PSG1'in sayısı 400'ü geçmez. Genel olarak özel silah koleksiyoncuları tarafından satın alınmıştır. Heckler&Koch 2006 yılında PSG1A1 isimli yeni bir versiyonunu çıkardı. Bu versiyonda yeni Schmidt & Bender 3-12x50 Police Marksman dürbünü kullanıldı. PSG1 dünyanın en isabetli yarı-otomatik keskin nişancı tüfeklerinden biridir. Ayrıca bu tüfeğin MSG90 isimli askeri bir versiyonu da bulunmaktadır.
P90Oz, FN Herstal tarafından üretilen bir hafif makineli tüfek (SMG) ve kişisel yarı otomatik savunma silahı (SDW)'dır. 50 adet 5.7x28mm mermi alan şarjörü, silahın üzerine yatay biçimde yerleştirilir.
XM8, Amerikan ordusu tarafından Heckler & Koch işbirliğiyle geliştirilen bir modüler saldırı tüfeği sistemi. OICW ihalesinde geliştirilen XM-29'un tam olarak başarılı olamaması ve bazı problemlerin düzeltilememesi üzerine geliştirilmeye başlanmıştır. Genel olarak bu silahın Amerikan ordusunun yeni standart saldırı tüfeği olacağı düşünülmesine rağmen, proje 2005 ortalarında donduruldu ve 31 Ekim 2005'te iptal edildi.
Heckler & Koch HK21, Alman silah üreticisi Heckler & Koch tarafından 1961 yılında G3 piyade tüfeği temel alınarak üretilmiş, kayış beslemeli, 7.62 x 51 mm NATO mühimmatı kullanan, genel amaçlı makineli tüfek/müfreze silahı. Tek tek veya seri ateş edebilir. Atış seçicisi kabzanın ve tetik mekanizmasının üzerindedir. Kendi bipodundan veya bir tripoddan ateşlenebilir. Birçok ülke ve TSK tarafından günümüzde de kullanılmaktadır.
StG 44, II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası tarafından tasarlanmıştır. Son versiyonu olan MP 44'ün 1944 yılında tasarlanması nedeni ile "44" kısaltmasıyla anılan dünyanın ilk modern saldırı tüfeğidir. StG 44'ün MP 43 ve MP 44 gibi versiyonları vardır. Bu versiyonlar orijinal StG 44'ün aynısıdır, aralarındaki tek fark üzerlerinde yapılan küçük değişikliklerdir. Aslında 1943 yılında tam olarak kullanıma hazır olmuştur, fakat 1942 yılında ilk üretildiği zamanlardan itibaren kullanıma sunulmuştur.
Piyade tüfeği, seçici ateş'e sahip askerî tüfek türüdür. Orta derece hartuç ve çıkarılabilir bir şarjör kullanır. En eski askeri sınıf olan piyadenin ana muharebe silahıdır. Kullanımı standarttır. Sualtı tüfek, muharebe tüfeği, bullpup, saldırı silahı gibi türleri bulunur. 20. yüzyılın sonunda, saldırı tüfekleri dünya ordularının çoğunda standart silah haline gelmişti. Çoğu halde tam güçlü tüfekler ve hafif makineli tabanca'ların yerini aldı.
Hafif makineli silah, tabanca mermisi kullanan, otomatik tüfeklerden daha küçük boyutlarda olan ve genellikle yakın çatışmalar ve baskınlar için tasarlanmış silah türüdür.
Hafif makineli tüfek, tek bir askerin herhangi bir yardımcıya ihtiyaç duymadan taşıyıp kullanabilmesi için tasarlanmış tüfektir. Genel olarak ön hatlardaki piyadelere destek vermek için kullanılır. Hafif makineli tüfekler normal bir silah gibi veya bir taktiksel araç olarak da tanımlanabilir.
AEK-971 SSCB yapımı bir tür piyade tüfeğidır. 1970'li yılların başlarında Kovrov Machinebuilding Plant bünyesinde Sergey I. Koksharov tarafından tasarlanmıştır. AEK-971 5.45x39mm M74 çapında mermi ile çalışır. Bu silahta aynen AK-74 modelinde de kullanılan 30 mermi kapasiteli şarjör kullanılır. Seriye ait diğer iki silahta—AEK-972 ve AEK-973 bu iki silah kabzalarının farklı açılarda olmasından dolayı kolaylıkla ayırt edilebilir— 5.56x45mm ve 7.62x39mm çaplarında olup AK-101 ve AKM/AK-103lere ait 30 mermilik şarjörler ile kullanılabilir. Yeni üretilen AEK-973 ayrıyeten darbeli atış(3er mermilik seri atış) yapabilmektedir. AEK-973S adı altında geliştirilen modelde ise güvenliği geliştirilen tetik mekanizması ile daha hafif dipçik kullanılmıştır. Dipçik kapalı durumda iken bile silahın omuza temasında tam oturmasını sağlayan şekil verilmiştir.
Heckler & Koch HK417 ya da bilinen adıyla HK417, Alman Heckler & Koch silah firmasının piyade tüfeği olarak ürettiği bir silahtır. 7.62x51mm NATO mühimmatını kullanır. Bu tüfek bir bakımdan 5.56x45mm NATO'luk HK416'nın 7.62x51mm NATO mermisini kullanan bir versiyonudur. Silahların özellikleri mühimmatları dışında hemen hemen aynıdır. HK417 de HK416 gibi sağlamdır, örneğin içine su ve kum dolmasına rağmen çalışır.
Heckler & Koch MP7, Heckler & Koch firması tarafından dizayn edilmiş bir Alman SMG. Kendisi için dizayn edilmiş özel 4.6x30mm mermilerini kullanır. 1989'da NATO'nun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla şu anda kullandığı mermi ile bir kişisel savunma silahı olması için dizayn edildi. Amaç, normal tabanca mermisi kullanan silahların neredeyse hiç yapamadığı, çelik ve kevlar yelekleri delme yeteneğine sahip, tabanca mermisi kullanan kompakt bir silah üretmekti. İlk versiyonu MP7, 2001'de üretime girdi. Aynı amaçla kendisinden daha erken yapılmış olan FN P90'ın rakibidir. Piyasaya sürülüşü sonrası değişime uğrayan MP7'in üretim çeşitleri MP7A1 ve MP7A2'dir.
7.62x51mm NATO mermisi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra özellikle savaşın getirdiği hızlı silah değişim ve gelişmesinin ürünü olarak üretilen tam/yarı-otomatik silahlarda kullanılmak üzere 30-06 SpringField kalibresinin kovanının uzun olması nedeniyle yaşanan tutukluk sorununun giderilememesi ve yeni bir kalibreye ihtiyaç duyulmasından dolayı T64E3 kod adıyla Winchester firmasıyla ortak çalışma sonucunda oluşturulan kalibredir. ilk olarak 1952'de sportif amaçlarla kullanılan .308 Winchester kalibresi Winchester'ın Model 70 tüfeği için geliştirildi ve ardından iki sene sonra onun askeri versiyonu olan ve çok az bir farkı olan 7.62x51mm tanıtıldı. Bu kalibre ABD'de ilk olarak M14'te kullanıldı ve başarısını kanıtladı; ancak kısa süre sonra ortaya çıkan 5.56x45mm kalibresi piyade tüfeklerinde bu kalibreye üstünlüğünü kanıtlayıp bu kalibreyi solladı. O tarihten günümüze söz konusu 7.62x51mm kalibresi keskin nişancı tüfekleri ve makineli tüfeklerde üstünlüğünü ispatlamıştır ve yüksek miktarlarda üretimine devam edilmektedir. Türkiye'nin değiştirmek için çalışmalar olsa da halen ana ordu silahı olan G-3 bu kalibreyi kullanmaktadır. Diğer bu kalibredeki silahlardan ise keskin nişancı tüfeği olarak; PSG-1, M110 SASS ve M24 SWS, Piyade tüfeği olarak; HK417, FN SCAR, makineli tüfek olarak M240 makineli tüfek, M1919 Browning machine gun'ın ve FN MAG ve tabi bunlara ilaveten birçok silah daha sayılabilir. Genel olarak piyade tüfekleri ele alındığında yeni dizayn HK417 gibi silahlar sadece güçlü bir kalibreye ihtiyaç duyulup 5.56x45mm NATO yetersiz kaldığı yerlerde kullanıldığını görebiliyoruz ancak makineli tüfek ve keskin nişancı tüfeği gibi mutlak güce gerek duyulduğu yerlerde ve acı bir gerçek olarak "yaralamak değil öldürmek" gerekliliğinin %1,0 olduğu yerlerde bu kalibrenin üstünlüğü tartışılmazdır. SSCB yapımı silahlarda bu sorun baştan biraz farklı ve zamanının gerekçelerine göre farklı çözülmüştür. Sovyet yapımı silahlarda 7.62 kalibresi iki fişek ile tasarlanmış ve kullanıma girmiştir. AK-47 gibi piyade tüfekleri ve benzeri sovyet piyade tüfekleri 7.62x39mm ile donatılmış Dragunov SVD gibi keskin nişancı tüfekleri ve makineli tüfekler ise 7.62x54mm kalibresinde dizayn edilmiştir.
Makineli silah, tam otomatik ve/veya portatif silahtır, genellikle şarjör, mermi kayışı veya büyük kapasiteli magazinlerden mermi alarak ve yine genellikle dakikada birkaç yüz mermi atma oranıyla tasarlanmışlardır. İlk makineli tüfekler bir el kolunun çevrilmesi gibi, manuel olarak kullanılıyordu. Birleşik Devletler kanunlarında terim olarak, özellik kullanılmamak suretiyle tam otomatik silahları tanımlar, örneğin medya haberlerinde veya yasal kodlarda.
Bir otomatik av tüfeği, Ateşlenen fişeğin oluşturduğu gaz basıncının tüfeğin mekanizmasını otomatik olarak kurması ve bu sayede arka arkaya sadece tetiğe basarak atış yapma imkânı sunar. Otomatik av tüfeği çok sınırlı bir menzile sahiptir, ancak yakın mesafeden muazzam bir ateş gücü sağlar.
İleri Seviye Savaş Tüfeği, M-16'nın yerine geçecek bir silah bulmak için 1986'da başlayan bir Amerika Birleşik Devletleri Ordusu programıydı. Savaşın stresi altında, M16'ya sahip ortalama bir asker 45 metreden bir hedefi vurabilir, ancak 220 metrede isabet olasılığı hedefe yapılan on atıştan bire düşerdi. Bu nedenle, 1980'lerin sonlarında, isabet olasılığını ikiye katlayabilecek bir silah yaratmak için ACR programı başlatıldı. ACR programından önce Özel Amaçlı Bireysel Silah gibi daha eski programlar geliyordu. Program, yaklaşık 300 milyon ABD Doları tutarında bir harcamanın ardından 1990 yılında sona erdi.