İçeriğe atla

Muhammed bin Abdülvehhâb

Muhammed bin Abdülvehhab
Doğum1703
Yemame, Uyeyne, Necid
Ölüm1792 (88-89 yaşlarında)
Diriye Emirliği
Dinİslam (Selefi)
Çocuk(lar)7

Muhammed bin Abdülvehhâb, (Arapça : محمد بن عبد الوهاب; d. 1703, Uyeyne-Yemame - ö. 1792), Vehhabîlik'in kurucusu olduğu düşünülmekle birlikte Vehhabilik İslami bir tümel kategori değildir. Selefi ekolünün ünlü alimlerinden ve Diriye Emirliği'nin iki kurucusundan birisidir.[1]

Hayatı

1703 yılında Necid bölgesi'nde Diriye civarlarında doğmuştur. Tam olarak nerede doğduğu bilinmemek ile birlikte Diriye çevreleri (Uyeyne 17 Ağustos 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Necid bölgesinde Yemame'de bir kasabadır) (Günümüzde El Kasım Bölgesi) olduğu sanılmaktadır. Muhammed bin Abdülvahhâb, babası İmam Abdülvahhâb bin Süleyman'ın gözetiminde küçük yaşta Kur'an'ı okudu, ilme ve fıkha yöneldi. Bu yönelişinin ve eğitimlerinin ardından Medine'ye gitmiştir. Medine uleması ile bir araya gelmiştir. Burada da bir müddet kalmış ve döneminde meşhur iki alimden istifade etmiştir. Muhtemelen bu iki alimin dışında tarihsel kaynağın yeterli olmadığı İmamlardan da dersler tahsil etmiştir.

Muhammed bin Abdülvahhâb, ilim talebi için bilahare günümüz Irak tarafına yönelip Basra'ya geldi. Buradaki ulemayla birlikte oldu. İlk davetçiliği de yine Basra'da başlamıştır. Irak müslümanlarına gerekli olanın, dinlerini "dolaylı olmadan, doğrudan" Kur'an ve sünnetten öğrenmeleri olduğunu söylemiştir. Bu hususta oradaki ulemayla münakaşa, müzakere ve münazaralarda bulundu. Basra'daki ulemaların bazıları ona karşı ayaklanınca, kendisi ve hocası bir takım işkencelere maruz kaldı. Bu sebepten ötürü Basra'dan ayrıldı, niyeti Şam bölgesine gitmekti. Lakin yeterli maddi imkanı olmadığından bunu gerçekleştiremedi. Basra'dan çıkıp Zubeyr'e, oradan da İhsa'ya geçmiştir. Burada da ulema ile birlikte oldu ve kelâma dair bazı meselelerde müzakerelerde bulundu. Daha sonrasında Hureymila beldesine yöneldi. Buraya yerleşip, babası hicri takvime göre 1153 yılında ve miladi olarak 1740 yılında vefat edene kadar ilim, tedrisat ve ekol davetleri (misyonerlik) ile meşgul olmayı sürdürmüştür. Davet sırasında yine Hureymila'lı sofistler onu rahatsız etmişler ve çeşitli suikast girişimleri olmuştur. Nitekim birkaç kişi saldırmak için bir duvara tuzak kurdukları, birilerinin bunu fark etmeleri üzerine kaçtıkları söylenmiştir. Bu kimselerin ona buğzetmelerinin sebebi, emri bi'l-ma'ruf nehyi ani'l-munker yapması; emirleri, insanları soyan, onlara eziyet eden ve mallarını yağmalayanları cezalandırmaya teşvik etmesidir. El-Abid 17 Ağustos 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. olarak adlandırılan kimseler de bu suikast güruhundandırlar. Bunlar Muhammed'in karşılarında olduğunu, yaptıklarına razı olmadığını, emirleri onları cezalandırmaya ve işledikleri suçlara engel olmaya teşvik ettiğini fark edince ona suikast girişiminde bulunduğu iddia edilmektedir. Ardından Uyeyne’ye döndü. O vakit oranın emiri Osman b. Muhammed b. Muammer idi. Uyeyne’ye varınca yanına gitti, emîr onu karşıladı. Uyeyne’de şöhret bulup ünü etrafa yayıldı ve civar beldelerden insanlar Muahmmed bin Abdülvehhâb'ın daveti üzerine "cihat" için gelmeye başladılar. Muahmmed bin Abdülvehhâb, emîre dedi ki: “Bize müsaade et te Zeyd b. el-Hattâb’ın (r.a.) mezarı üzerindeki türbeyi yıkalım. Çünkü bu doğru yapılmış bir şey değildir. Hem Allah Teâlâ bu işe razı değildir. Rasûlüllah da kabirlere kubbe (türbe) yapılmasını, üzerlerinin mescid edinilmesini yasaklamıştır. Oysa bu türbe insanları saptırmakta ve akîdeleri değiştirmekte, halk şirke düşmektedir. Bu yüzden yıkılması gerekir.[2] Emîr Osman ona “yıkmaya bir mani yoktur” karşılığını vermiştir. Üstad “Cebîlelilerin (Cebîle kabrin yakınındaki köyün ismidir) yıktırmamak için ayaklanmalarından korkarım” deyince, Emîr Osman yaklaşık 600 kişilik ordu ve üstadla birlikte türbeyi yıkmak için yola çıktı. Türbeye yaklaştıklarında geldiklerini duyan Cebîleliler türbeyi savunmak için karşılarına çıktılar. Ancak Emîr Osman ve ordusunu görünce, geri çekilip vaz geçtiler. Üstad türbenin yıkılıp kaldırılmasına bizzat katıldı.

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 30 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2011. 
  2. ^ "Tevhid Imami Şeyhu'l-islam Muhammed B. Abdulvehhab". İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler. 18 Temmuz 2009. 18 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ağustos 2023. 


İlgili Araştırma Makaleleri

Vehhabîlik ya da Vahhabizm, İslam'a bağlı Sünni-Hanbelî mezhebinin bir altkolu olan ve 18'inci asırda Muhammed bin Abdülvehhâb tarafından başlatılmış fikir akımıdır. Muhammed bin Abdülvehhâb kendi düşüncelerini Kur'an ve Hadislerde olmayan her şeyin reddi, esas İslam'a dönüş olarak tanımlar. Abdülvehhâb'ın etkilendiği İbn Teymiyye ve Ahmed bin Hanbel gibi İslam alimlerinin düşüncelerinin ve şirk olarak görülen şeylere karşı duruşlarının etkisi Vehhabîlik akımında baskındır. Vahhabi(zm) terimi Abdülvehhâb'ın şahsı tarafından kullanılmadı, hatta bazı taraftarları "Selefî" terimini kullanmayı tercih ederek "Vahhabi" kullanımını reddederler. Bunun bir sebebi ise Muhammed bin Abdülvehhâb'ın yeni bir İslam yorumu getirmediği ve esas İslam'ı, Ahmed bin Hanbel'i takip ederek tekrar canlandırdığı düşüncesidir. Vehhabîlik tanımlamasını nadir olarak benimseyen Vehhabîler olsa da, sıklıkla bu mezhepte olmayanlar tarafından onları tanımlama amacıyla kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Ali</span> İslam Devletinin dördüncü halifesi ve Şiilerin birinci imamı

Ali bin Ebu Talib, İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in damadı ve amcası Ebu Talib'in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkek kişidir. Sünni İslam'a göre Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii İslam'a göre ise imamların ilki ve Muhammed'in hak vârisidir. Şii ve Sünni İslam arasındaki farklılaşmanın ana nedeni Muhammed'in gerçek vârisinin kim olduğu konusundaki görüş farklılığından ileri gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Suudi Arabistan</span> Orta Doğuda yer alan bir ülke

Suudi Arabistan veya Suudistan ya da resmî adıyla Suudi Arabistan Krallığı, Arap Yarımadası'nda bulunan en büyük ülkedir. Kuzeybatı'da Ürdün, kuzey ve kuzeydoğu'da Irak, doğuda Kuveyt, Katar, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, güneydoğuda Umman, güneyde Yemen, kuzeydoğusunda Basra Körfezi ve batısında Kızıldeniz ile çevrilidir. Buraya iki kutsal caminin arazisi de denir; çünkü İslam'a göre iki kutsal şehir olan Mekke ve Medine bu ülkededir. Suudi Arabistan, Orta Doğu'daki bütün körfez ülkelerinde olduğu gibi hızla gelişmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Enes bin Mâlik</span> Sahabe

Enes bin Mâlik (612-709), İslam Peygamberi Muhammed'in sahabisidir.

<span class="mw-page-title-main">Diriye Emirliği</span>

Diriye Emirliği veya İlk Suûdi Devleti, 1744 yılında kuruldu. Şeyh Muhammed bin Abdülvahhab, Diriye'ye yerleştiğinde Diriye Prensi Muhammed bin Suud Vahhabî'nin dâvâsını desteklemeye ve benimsemeye hazırdı.

<span class="mw-page-title-main">İslam'ın yayılışı</span> 7. ve 8. yüzyıllarda yaşanmış tarihsel süreç

İslam'ın yayılışı, İslam'ın genişlemesi, İslami fetihler ya da Arap fetihleri, 7. yüzyılda İslam peygamberi Muhammed'in Müslümanlarca Asr-ı Saâdet diye adlandırılan döneminde başladı. Muhammed, Arap Yarımadası'nda, daha sonraki Râşidîn ve Emevî hilâfetleri döneminde bir yüzyıllık hızlı genişleme gören yeni bir birleşik yönetim kurdu.

<span class="mw-page-title-main">Cemel Muharebesi</span> Basrada gerçekleşen muharebe

Cemel Muharebesi, Cemel Vakası, Basra Savaşı ya da Deve Olayı 8 Aralık 656 tarihinde, Halife Ali bin Ebu Talib ile İslam Peygamberi Muhammed'in dul eşi Aişe'nin taraftarları arasında, Basra'da gerçekleşen muharebe. Müslümanlar arasındaki ilk iç savaştır. Cemel Savaşı, Ali'nin zaferiyle sonuçlandı. Aişe'nin müttefiklerinden Talha bin Ubeydullah ve Zübeyr bin Avvam öldürüldü. Aişe, Ali tarafından Medine'ye gönderildi. Savaşta her iki taraftan yaklaşık yirmi bin kişi hayatını kaybetti.

<span class="mw-page-title-main">Selmân-ı Fârisî</span> Fars asıllı sahabe

Selman-ı Farisi, Fars sahabe.

<span class="mw-page-title-main">Hudeybiye Antlaşması</span> Müslümanlar ile Mekkeli putperestler arasında 628de imzalanan barış antlaşması

Hudeybiye Antlaşması veya Hudeybiye Barışı, 628 martında Medineli Müslümanlarla Mekkeli putperestler arasında yapılan barış antlaşmasıdır. Hudeybiye ismini imzayı attıkları yakın köyün isminden almıştır. Bu antlaşma ile Mekkeliler İslam Devleti'ni hukuken tanımıştır.

<span class="mw-page-title-main">I. Mervân</span> Emevilerin dördüncü halifesi (623-685)

I. Mervan, Emevîlerin dördüncü halifesi. Emeviler halifeliğine 684'te II. Muaviye'nin halifelikten feragat etmesinden sonra geçmiştir. I. Mervan'ın halife olmasıyla Emeviler hanedanın iktidar gücü Ebu Süfyan kolundan "Hakam bin Vail" koluna geçmiştir; Ebu Süfyan ve Hakam bin Vail, Emevîlerin ismini aldığı Ümeyye'nın torunlarıdır. Hakam da Osman bin Affan'ın birinci derece kuzenidir. Dokuz ay süren halifeliği, önce diğer Emevilere karşı iç savaşla geçmiş ve bunda başarı sağlamıştır. Sonra Hicaz'da isyan etmiş ve kendi halifeliğini ilan etmiş olan Abdullah bin Zübeyr'i halife kabul etmiş olan güney Suriye ve Mısır'ı eline geçirmiştir. Fakat Mervan 685'te öldüğünde Abdullah bin Zübeyr hâlâ Irak ve Hicaz'da halife olarak kabul edilmekteydi.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Zer el-Gıfârî</span> İlk Müslümanlardan biri

Cündeb bin Cünâde bin Süfyân, lakabı Ebu Zer, Ebu Zer el-Gıfârî, İslam'ı ilk kabul eden sahabilerden biriydi. İslam peygamberi Muhammed kendisine Abdullah adını vermiştir. Beni Gifar kabilesindendi. Doğum tarihi bilinmemektedir. 652 yılında, Medine çölü yakınlarındaki El-Rabaza kentinde ölmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Baki Mezarlığı</span>

Baki Mezarlığı veya Cennetü'l-Baki, Suudi Arabistan'ın Medine şehrinde bulunan bir mezarlıktır. Müslümanların Medine’deki ilk mezarlığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı-Suudi Savaşları</span> Mısır eyaleti birlikleri ile Diriye Emirliği arasındaki savaş

Osmanlı-Suudi Savaşları, 1811-1818 Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa komutası altındaki birlikler ile, Diriye Emirliği ordusu arasında yapılan savaş.

<span class="mw-page-title-main">Râşidîn Halifeliği</span> Kurulan ilk İslam halifeliği (632–661)

Râşidîn Halifeliği, İslâm peygamberi Muhammed'in halefi olan ilk halifeliktir. Muhammed'in MS 632'deki vefatından sonra ilk dört ardışık halifesi (halef) tarafından yönetildi. Bu halifeler, Sünni İslam'da topluca Râşidîn ya da "Doğru Yolda olan" halifeler olarak bilinirler. Bu terim Şîa'da kullanılmaz, çünkü Şii Müslümanlar ilk üç halifenin yönetimini meşru görmez.

<span class="mw-page-title-main">Ridde Savaşları</span>

Ridde Savaşları, Muhammed'in ölümü sonrasında kitlesel dinden dönme (irtidad) olayları üzerine, ilk halife Ebu Bekir tarafından 632-633 yıllarında yapılan askerî harekât ve savaşlardır.

<span class="mw-page-title-main">Ümmü Habibe</span>

Ümmü Habibe veya Ümmü Habîbe Remle bint Ebî Süfyân İslâm Peygamberi Muhammed'in eşi. "Müminlerin annesi" diye de adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Safiyye bint Huyey</span>

Safiyye bint-i Huyey bin Ahtab, İslâm peygamberi Muhammed'in eşi. Asıl ismi Zeyneb'tir.

Gatafan, Necid kökenli bir Arap kabilesi.

Halidoğulları veya Benî Halid bir Arap kabile konfederasyonudur. Kabile, Irak'ın güney bölgesini ve Doğu Arabistan'ı ve el-Kasım'ı 15.yüzyıldan 18.yüzyıla kadar ve yine 19. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nun himayesinde yönetti. Büyük ölçüde, kabilenin etki alanı kuzeyde Irak'tan güneyde Umman sınırlarına kadar uzanıyordu ve Orta Arabistan'da Necid bölgesini yöneterek siyasi nüfuz sahibi oldu. Kabilenin üyelerinin çoğu şu anda doğu ve orta Arabistan'da ikamet ederken diğerleri Kuveyt, Katar, Bahreyn, Filistin, Suriye ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaşamaktadır. Benî Halid, hem Şii hem de Sünnidir. Kabilenin kökeni, Halid bin Velid'in mensup olduğu Beni Mahzum kabilesine dayanır.

<span class="mw-page-title-main">Suudi Arabistan tarihi</span>

Suudi Arabistan tarihi, Arabistan coğrafyası ve Suudi ailesinin tarihidir. Arabistan antik dönemlerden beri Arap kabilleleri varlık göstermiştir. Dinler tarihi açısındanda önemli bir yere sahiptir. İslami hanedanlıkların birçoğu Arabistan coğrafyasında varlık göstermiştir.