İçeriğe atla

Muhammed Sultan Mirza

Muhammed Sultan Mirza
Timurlu şehzadesi
Muhammed Sultan, Pir Muhammed ve Şahruh'un düğün kutlamalarını tasvir eden bir minyatür
Doğum1375
Ölüm1403 (27-28 yaşlarında)
Afyonkarahisar yakınları (günümüzde Türkiye)
DefinGur-i Emir, Semerkant (günümüzde Özbekistan)
Çocuk(lar)ıAşağıya bakınız
Tam adı
Muhammed Sultan Mirza
HanedanTimurlu Hanedanı
BabasıCihangir Mirza
AnnesiSevin Beg Hanzade
Diniİslam

Muhammed Sultan Mirza (1375-1403), Timurlu Hanedanı'nın üyesi ve kurucusu Timur'un torunuydu. Timur'un en sevdiği torunu olan Muhammed Sultan, onun başlıca askeri komutanlarından biri olarak hizmet etti ve Altın Orda, Pers krallıkları ve Osmanlı İmparatorluğu'na karşı başarılı seferlerde öncü kuvvetlere yardım etti. Tarihçi Arabşah tarafından "asil doğası ve canlılığıyla açık bir dahi" olarak tanımlanan[1] Muhammed Sultan, sonunda Timur tarafından imparatorluğun vârisi olarak atandı. 1403'teki erken ölümü büyükbabasını çok etkiledi.

İlk yılları

Muhammed Sultan, 1375'te Cihangir Mirza'nın büyük oğlu ve onun eşi Sufi prensesi Sevin Beg Hanzade'nin tek oğlu olarak dünyaya geldi.[2] Timur'un en sevdiği oğlu ve asıl varisi olan babası, doğumundan birkaç ay sonra öldü.[3][4] Altın Orda Hanı Canibeg'in anne tarafından torunu olan annesi, daha sonra Cihangir'in küçük kardeşi Miranşah ile yeniden evlendi.[5][6]

Askerî kariyer

Timur 1386'da Celâyir Sultanlığı'nın başkenti Tebriz'i ele geçirdi.[7] O zaman sadece on yaşında olan Muhammed Sultan şehrin valisi olarak atandı.[8] Beş yıl sonra, Altın Orda Hanı Toktamış'ın üzerine yapılan seferde dedesine eşlik etti. Başlangıçta ordudan önceki öncü birliklerin bir parçası olan Timur, daha sonra Haziran 1391'de Kunduzca Muharebesi sırasında tuttuğu ordu merkezinin komutasını ona verdi.[9]

1393'te Fars Muzafferilerîne karşı sefere katıldı. Küçük üvey kardeşi Pir Muhammed ile birlikte, daha sonra ana orduya yeniden katılma emriyle çeşitli eyaletleri ele geçirerek Kürdistan üzerinden gönderildi.[10][11] Timur, Muzafferî kralı Şah Mansur'un peşine düştü.[12] İki ordu Şiraz şehrinin dışında karşılaştı; Timur sol kanadını Muhammed Sultan'a, sağ kanadını Pir Muhammed'e, merkezi ise amcaları Şahruh'a emanet etti. Muharebe Timurluların zaferiyle sonuçlandı, Şah Mansur Timur'un askerleri tarafından öldürüldü ve toprakları Timurluların egemenliğine girdi.[13]

Muhammed Sultan, 1395'te Toktamış'a karşı Altın Orda topraklarına düzenelenen ikinci seferde de yer Timur'un ordusunda yer aldı. Terek Muharebesi'nde ordunun sağ kanadını yönetti ve Han'ın sol kanadına ağır hasar vererek onu geri çekilmeye zorladı, Toktamış kısa sürede muharebe alanından kaçtı.[14] Ertesi yıl Basra Körfezi'ndeki Hürmüz Emirliği üzerine gönderildi. Muhammed Sultan, çeşitli eyalet kalelerini ele geçirdikten sonra, hükümdar Muhammed Şah'ı boyun eğmeye zorladı.[15]

1397'de doğudaki Fergana eyaletinin valisi olarak atandı. Çin'e karşı düzenleyeceği muhtemel bir sefer fikrini göz önünde bulunduran Timur, torununa bölgedeki üsleri sağlamlaştırmasını ve güzergah boyunca toprakları ekmesini emretti.[8] Muhammed Sultan'a kırk bin kişilik bir ordu verildi ve Ashapara bölgesinde bir kale inşa ettirildi, ardından Issık Göl tarafından daha doğuda bir kale daha inşa edildi. Muhammed Sultan, 1399'da komşu Doğu Çağatay Hanlığı'na karşı düzenlenecek seferler için bunları bir sınır hattı olarak kullanmayı amaçladı. Ancak bu plân, kuzeni İskender Mirza'nın, Çin Türkistan'ına bir baskın yapmak için Muhammed Sultan'ın Aşpara'daki müfrezelerini çekmesiyle önlendi. Bu keyfi davranış iki şehzade arasında bir kinin başlamasına neden oldu.[16] Bir yıldan kısa bir süre sonra, Bir yıldan kısa bir süre sonra, İskender'in Fergana'ya nakledilmesinden sonra, Muhammed Sultan'ın kendisi de Semerkant'ın vasisi seçildi ve kuzeni şehir içinde yakalanarak gözaltına alındı. İskender'in atabegi ve yirmi altı asilzadesi idam edildi. Timur'un kan dâvasına tepki gösterdiğine dair haberler çelişkilidir; Bir rivayete göre, Timur meydana gelen ihtilaf için Muhammed Sultan'ı suçlamış ve İskender'i desteklediğini belirterek soylularının iadesini emretmiştir. Bir diğer rivayete göre ise, Timur Muhammed Sultan'ın yanında yer almış ve ceza olarak İskender'e falaka cezası uygulamıştır.[17]

Muhammed Sultan, 1398'de Delhi Sultanlığı'na karşı yapılan seferin sürdürülmesi amacıyla Timur'a baskı yaptı. İmparatorun otobiyografisi olduğu iddia edilen Malfuzat-i Timuri,[18] Muhammed Sultan'a şu konuşmayı atfetmiştir:

"Hindistan'ın tamamı altın ve mücevherlerle doludur ve içinde altın ve gümüş, elmas, yakut, zümrüt, kalay, çelik, bakır ve cıva vb. on yedi maden vardır ve orada yetişen bitkiler vardır. Orada yetişen bitkilerden giyim eşyası yapmaya uygun olanlar, aromatik bitkiler ve şeker kamışı vardır. Her zaman yeşil ve yemyeşil bir ülkedir ve her yönü hoş ve keyiflidir. Halkın çoğunluğu müşrik, kâfir, putperest ve güneşe tapanlar olduklarından, Allah'ın ve peygamberinin emriyle onları fethetmek bizim için haktır."[19]

Timur'un varisi

Timur Hint seferinden bir süre önce Muhammed Sultan'ı varisi olarak atadı. Timur Aralık 1398'de Delhi'yi fethettiğinde hutbeyi orada okuttu ve şehzadenin adının yanında kendi adı da söylendi.[20] Sikkelere ayrıca Timur ve kukla Çağatay Han'ın ardından Muhammed Sultan'ın adı ve "Vali al-lakhd" (taht varisi) unvanı da basıldı.[21] İmparatorun varis seçimi; pozisyon veya başarıdan ziyade esas olarak doğuma dayanıyordu; şehzadenin anne tarafından gelen yüce soyuna ek olarak, Timur'un dört oğlundan yalnızca Muhammed Sultan'ın babası Cihangir, bir cariye yerine hür bir eşten doğmuştu.[22]

1399'da Turan valiliğine atandı. Bunu iki yıl sonra, Timur'un "Hülâgû tahtı" olarak adlandırdığı eski Moğol İlhanlılığı toprakları üzerindeki bir atama takip etti. Bu topraklar daha önce Muhammed Sultan'ın gözden düşmüş amcası/üvey babası Miranşah tarafından yönetilmekteydi.[8][23]

Timur 1402'de Osmanlı Sultanı I. Bayezid'e karşı yapacağı sefer için harekâta başladı. Semerkant'tan çağrılan Muhammed Sultan Kemah Kalesi'ni kuşattı ve saldırdı. Bu hareket Timur'un müttefiki Mutahharten'den daha yeni kaleyi alan Bayezid'e karşı doğrudan bir meydan okuma ve provokasyondu.[24] Sonuç olarak, 20 Temmuz 1402'de iki ordu Ankara Muharebesi'nde karşılaştı.[25] Osmanlı kuvvetleri kesin bir yenilgiye uğradı ve kısa süre sonra Bayezid esir alındı.[26] Muharebenin hemen ardından şehzade, Bayezid'in hazinesini ele geçirmek amacıyla Osmanlı başkenti Bursa'ya gönderildi.[27] Ancak Muhammed Sultan'dan önce şehrin en büyük hazineleri Osmanlı şehzadesi Süleyman Çelebi tarafından kaçırıldı. Geriye kalanlar, daha sonra Timur'un imparatoriçesi Saray Mülk Hanım'a sunulan altın ve emaye işlemeli bronz kapılar da dahil olmak üzere Timur ordusu tarafından yağmalandı. Yağma bittikten sonra Muhammed Sultan şehri ateşe verdi.[28]

Ölüm ve defin

Yezdî'nin Zafernâme adlı eserinde Muhammed Sultan'ın katafalkı önünde yas tutan kişiler tasvir edilmiştir
Muhammed Sultan Mirza'nın Gur-i Emir'deki Timur'un yanında yer alan mezar taşı

Muhammed Sultan'a Kayseri'deki ana orduya yeniden katılması için Ankara üzerinden geri dönmesi emredildi.[27] Bununla birlikte, bu yolculuk sırasında, muharebe esnasında aldığı yaralardan muzdarip olan şehzade,[29] ciddi şekilde hastalandı. 12 Mart 1403'te Afyonkarahisar yakınlarında öldü. Torununun ölümü Timur'u derinden üzdü ve o tüm ordunun yas için koyu renk giysiler giymesini emretti. İki yüz atlıdan oluşan bir alay, Muhammed Sultan'ın naaşına Avnik Kalesi'ne kadar eşlik etti. Oradan, geçici olarak Sultaniye şehri yakınlarındaki Kedar'a gömülmek üzere götürüldü.[30]

Ertesi yıl ölümünün yıldönümünde, Muhammed Sultan'ın cenazesi annesiyle birlikte Semerkant'ta yeniden gömülmek üzere alındı.[30] Daha önce şehzade tarafından inşa edilen mevcut bir dini yapı kompleksinin parçası olan bir tekkeye defnedildi. Timur 1405 yılında öldükten sonra torununun yanına gömüldü. Son olarak, her ikisinin naaşları Timur'un halefi Şahruh tarafından muhtemelen 1409 civarında şimdiki gömülü oldukları Gur-i Emir'e taşındı.[31] Başlangıçta yalnızca Muhammed Sultan için tasarlanan türbe, Timur hanedanının türbesi oldu.[32]

Aile

Eşler ve cariyeler

  • Khanika: Çağatay Hanı II. Muhammed'in kızı
  • Tatali Bi
  • Khand Sultan
  • Mihr Agha Hazare
  • Devlet Sultan
  • Canibeg
  • Lal Çiçek

Çocuklar

Kanika'dan

  • Yahya (d. y.1400): Şah Ruh'un kızı Payanda Sultan Ağa ile evlendi
  • Ağa Biki (ö. 1419): Uluğ Bey ile evlendi
    • Habibe Sultan, Hanzade Begüm (d. 1412)[33]

Tatali Bi'den

  • Sa'd-i Waqqas (y.1399-1417/18): Miranşah'ın kızı, Receb Sultan ile evlendi
    • Isiye Biki

Khand Sultan'dan

  • Nuh

Mihr Agha Hazare'den

  • Muhammad Cihangir (y.1396 - 1433): briefly made a puppet-Chagatai Khan by Khalil Sultan,[34] married Maryam Sultan Agha, daughter of Şahruh
    • II. Muhammed Sultan (1416-1438)
    • Muhammad Halil
  • Aziz Sultan
  • A'isha Biki:

Devlet Sultan'dan

  • Şad Malik
  • Fatima Sultan

Canibeg'den

  • Sivindik Sultan

Lal Çiçek'ten

  • İsma'il

[36]

Kaynakça

  1. ^ İbn Arabşah (1936), s. 31.
  2. ^ Woods (1991), s. 17.
  3. ^ Marefat (1991), s. 238.
  4. ^ Woods (1990), s. 112.
  5. ^ Woods (1990), s. 113.
  6. ^ Karomatov (2001), s. 57.
  7. ^ Pfeiffer (2013), s. 345.
  8. ^ a b c Jamaluddin (1995), s. 84.
  9. ^ Marozzi (2012), ss. 184-87.
  10. ^ Kazvinî (1913), s. 205.
  11. ^ Yezdî (2008), s. 180.
  12. ^ Lamb (1953), s. 180.
  13. ^ Kazvinî (1913), ss. 205-06.
  14. ^ Marozzi (2012), ss. 196.
  15. ^ Habib & Nizami (1970), s. 118.
  16. ^ Bartold (1963), s. 51.
  17. ^ Bartold (1963), s. 35.
  18. ^ Roy (2015), ss. 103, 111.
  19. ^ Elliot & Dowson (1871), ss. 396-97.
  20. ^ Manz (2007), s. 17.
  21. ^ Karomatov (2001), s. 82.
  22. ^ Manz (2007), s. 16.
  23. ^ Bartold (1963), s. 36.
  24. ^ Marozzi (2012), s. 337.
  25. ^ Roberts (2008), s. 336.
  26. ^ Habib & Nizami (1970), ss. 127-28.
  27. ^ a b Imber (1990), s. 55.
  28. ^ Marozzi (2012), s. 347.
  29. ^ Bernus-Taylor (2003), s. 27.
  30. ^ a b Bartold (1974), s. 76.
  31. ^ Jackson & Lockhart (1986), ss. 83, 737.
  32. ^ Masson & Pugachenkova (1980), s. 129.
  33. ^ Woods (1991), ss. 43-44.
  34. ^ Manz (2007), s. 20.
  35. ^ Woods (1991), s. 33.
  36. ^ Woods (1991), ss. 29-30.

Bibliyografya

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Timur</span> Timur İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarı (1336–1405)

Timur sonrasında Timur Küregen, Timurlu İmparatorluğu'nun kurucusu olan Türk veya Türk-Moğol asker ve komutan. 1370'ten itibaren düzenlediği seferlerle günümüzdeki Orta Asya, Rusya, İran, Hindistan, Afganistan, Kafkasya, Ortadoğu ve Anadolu'nun büyük bir bölümünü ele geçirmiştir. Çağatay ulusunu oluşturan boylardan Barlaslar'ın önderi olan Turagay ile Tekina Hatun'un çocuğu olarak 1336'da Semerkant yakınlarındaki Şehr-i-Sebz'e bağlı Hoca Ilgar köyünde dünyaya gelen Timur, 1370'te Çağatay Hanlığı'nın batısını denetim altına alan askeri bir lider olarak kendini göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Timur İmparatorluğu</span> Asyada hüküm sürmüş eski bir imparatorluk

Timur İmparatorluğu, Timurlu Devleti, Timurlular veya Turan İmparatorluğu, Fars ve İslam medeniyeti unsurları ile Türk-Moğol devlet ve askeri teşkilat unsurlarını bünyesinde barındıran Emir Timur tarafından kurulmuş bir devlettir.

<span class="mw-page-title-main">Karakoyunlular</span> 1380-1469 yılları arasında bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi, Güney Kafkasya, Azerbaycan ve Kuzey Irak topraklarında egemenlik sürmüş Oğuz Türklerinin kurduğu bir devlet

Karakoyunlular ya da Karakoyunlu Devleti, başkenti Tebriz olan ve 1380-1469 yılları arasında bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi, Güney Kafkasya, Azerbaycan ve Kuzey Irak topraklarında egemenlik sürmüş Oğuz Türklerinin kurmuş olduğu bir devlettir.

<span class="mw-page-title-main">Delhi Sultanlığı</span> Türk-Hint devleti

Delhi Sultanlığı ya da Sultanat-ı Hint, 1206-1526 yılları arasında Hindistan'da hüküm sürmüş olan sultanlıktır.

<span class="mw-page-title-main">Ankara Muharebesi</span> Osmanlı Devleti ile Timurlu İmparatorluğu arasında 1402 yılında yaşanan meydan muharebesi

Ankara Muharebesi, farklı kaynaklara göre 20 veya 28 Temmuz 1402'de Ankara'nın kuzeydoğusundaki Çubuk Ovası'nda, Osmanlı Devleti ile Timur İmparatorluğu arasında gerçekleşen muharebedir. Timur İmparatorluğu'nun kesin zaferiyle sonuçlanan muharebe sonrasında, Osmanlı Padişahı I. Bayezid Timurlulara esir düşmüş ve devlet, Fetret Devri olarak bilinen 11 yıllık hükümdarsız bir döneme girmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Babür</span> Babür İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarı

Babür ve Bebür veya tam adıyla Zahîreddîn Muhammed Bâbur Türk lider, Babür İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı. Soyu, baba tarafından Timur anne tarafından Cengiz Han'a dayanan Babür Şah, 1519'dan itibaren Hindistan'a düzenlediği seferler sonunda bütün Kuzey Hindistan'ı kontrol altına alıp 1526'da Delhi Sultanlığı'na son vererek günümüzdeki Afganistan, Pakistan ve Hindistan'ın kuzeyini kapsayan topraklar üzerinde Babür İmparatorluğu'nu kurdu.

Barlaslar, Barlas Boyu veya Barlas Aşireti Orta Asya'da bulunan Türk veya Türkleşmiş, Moğol göçebe konfederasyonu ve Büyük Timur İmparatorluğu'nun yönetici boyu.

<span class="mw-page-title-main">Halil Sultan</span> Timurun büyük oğlu Miranşahın oğlu

Halil Sultan bin Miranşah, Timur'un büyük oğlu Miranşah'ın oğludur. 1405-1409 arası Timur Sultanı olarak hüküm sürdü. Timur'un 1399 Hint seferine katıldı ve Fergana vadisinin yönetimi kendisine verildi. Timur'un ölümünden sonra halefi olarak ordunun desteğiyle Semerkand'da tahta çıktı. Bu sırada Timur'un diğer oğlu Şahruh Herat'ta tahta çıkmıştı. Halil Sultan, eşi Şad Mülk'ün halk tarafından sevilmemesi ve çıkan kıtlık sonucu halktan büyük tepki gördü. 1409'da Semerkand'a giren Şahruh önce Şad Mülk'ü esir aldı. Halil Sultan teslim oldu ve tahttan indirildi. Şahruh tarafından Rey valisi olarak atandı. 1411'de öldü ve eşi de onun ölümünden kısa süre sonra intihar ederek yaşamına son verdi.

<span class="mw-page-title-main">Timurlu Hanedanı</span> Timurlu Hanedanı

Timurlu hanedanı, kendini Gürkani, Timur'un soyundan gelen Türk-Moğol kökenli bir Sünni Müslüman hanedanı idi. "Gürkani" kelimesi, Türkçeden Moğolcaya da geçen "damat" anlamına gelen "küḏegü (küregen)" kelimesinin Farsçalaştırılmış şekli olan "Gürkan"dan türemiştir. Gürkan lakabını kullanmasının sebebi ise Cengiz Han'ın soyundan gelen Saray Mülk Hanım ile evlendiğinden, Timurlular Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu Cengiz Han'ın soyundan gelen akrabaları olduğundan, bu hanedan tarafından kullanılmıştır. Timurlu hanedanı üyeleri Fars kültüründen güçlü bir şekilde etkilenerek tarihte iki önemli imparatorluk kurmuşlardır:

<span class="mw-page-title-main">İzmir Kuşatması</span>

İzmir Kuşatması, Aralık 1402'de Türk emiri Timur'un İzmir'in limanını ve deniz kalesini Rodos Hospitalier Şövalyeleri'nden almasıdır. Türkler limanı ablukaya almış ve müstahkemlere kuşatma makineleriyle taş fırlatmıştır, sayıları sadece 200 civarı olan şövalyelerse oklar ve yanıcı roketlerle karşılıkta bulunmuştur. Şövalyeler çok daha güçlü rakiplerine iki hafta direndikten sonra dış surlar lağımlarla yıkılmış ve aşılabilmiştir. Garnizonun bir kısmı denizden kaçmış, ancak şehir ve sakinleri yok edilmiştir.

Sultan Muhammed Mirza, Timurlu bir prenstir. Miranşah'ın oğlu, Timur'un torunudur. Hayatı hakkında çok az şey biliniyor. Oğlu Ebu Said Mirza, Hindistan Babür İmparatorluğu'nun kurucusu Babür'un büyük büyükbabasıydı.

<span class="mw-page-title-main">I. Ömer Şeyh Mirza</span>

Muizuddin Ömer Şeyh Mirza, Timurlu Hanedanının bir üyesi ve kurucusu olan Timur'un oğluydu. Yetenekli bir asker olarak bilinen Ömer Şeyh, Timur'un askerî komutanlarından biriydi ve aynı zamanda bölge valisi olarak görev yaptı. Timur'un ölümünden yaklaşık on yıldan fazla bir süre önce; 1394'te öldü. Ömer Şeyh, Bağdat şehri yakınlarındaki Tuzhurmatu Kalesi'nden atılan bir okla boynundan vurularak öldürüldü. Timur'un oğlunun ölümünü öğrendikten sonra herhangi bir duygu göstermediği bildirildi.

<span class="mw-page-title-main">Timurlu fetihleri</span> Timurluların savaşları ve seferleri

Timurlu fetihleri veya Timurlu savaşları, 14. yüzyılın yedinci on yılında Timur'un Çağatay Hanlığı üzerindeki kontrolü ile başlamış ve 15. yüzyılın başında Timur'un ölümüyle sona ermiştir. Timur, savaşlarının büyük ölçekliliği ve bu savaşlarda genel olarak yenilmemesi nedeniyle, tüm zamanların en başarılı askeri komutanlarından biri olarak kabul edilmiştir. Bu savaşlar, Timur'un Orta Asya, İran, Kafkaslar ve Levant ile Güney Asya ve Doğu Avrupa'nın belirli bölgeleri üzerindeki üstünlük kurması ve Timur İmparatorluğu'nun kuruluşu ile sonuçlanmıştır. Tarihçiler, seferlerin o sıradaki dünya nüfusunun yaklaşık %5'ini oluşturan 17 milyon insanın ölümüne neden olduğunu tahmin etmektedir.

Alaüddevle olarak da yazılan Rükn-üd-din Alaüddevle Mirza bir Timurlu prensi ve Orta Asya hükümdarı Şahruh'un torunuydu. Büyükbabasının ölümünün ardından Alaüddevle, ardından gelen veraset mücadelesine karıştı. Başlangıçta stratejik bir avantaja sahip olmasına rağmen, sonunda daha başarılı rakipleri tarafından geride bırakıldı. Alaüddevle tahtı ele geçirmek için yaptığı sayısız başarısız girişimin ardından sürgünde öldü.

Pir Muhammed Mirza bir Timurlu hanedanı üyesiydi ve büyükbabası Emir Timur'un ölümünden sonra kısa süreliğine Timur İmparatorluğu'nu yönetti. Tahtın asıl varisi olan ancak babasından önce ölen Cihangir Mirza'nın oğluydu. Veraset sırası Ömer Şeyh Mirza'nın idi ama o da ölmüştü. Pir Muhammed'in kardeşi Muhammed Sultan, Timur'un vârisi olarak atandı, ancak o da savaşırken aldığı yaralardan dolayı öldü. GeriyeTimur'un devleti yönetemeyecek kadar uysal olduğunu düşündüğü Şahruh ve kafa travması sonrası zihinsel sıkıntılar yaşayan Miran Şah kalmıştı. Timur, oğullarından hiçbirinin hükümdar olamayacağını düşündü ve halefi olarak Pir Muhammed'i seçti.

Giyâseddin Cihangir Mirza Timurlu hanedanının bir üyesiydi ve Orta Asya fatihi Timur'un oğluydu. Timur'un en sevdiği oğluydu ve onun askeri komutanlarından biriydi. Aynı zamanda tahtın varisi idi. Ancak Cihangir 1376'da babasından neredeyse otuz yıl önce öldü.

Sultan Baysungur, 1490-1492 yılları arasında hüküm süren Akkoyunlu hükümdarıdır. Sultan Yakup'un (1478-1490) oğlu ve veliaht prensiydi, hükümdarlığı sırasında çok az gücü vardı ve olayları yöneten kişi de onun atabeyi ve generali Sufi Halil Bey Musullu olmuştur. 1490-1491'de Sufi Halil bu makamı kaybetmiş, yerine 1491-1492'de Süleyman bey Bicanoğlu geçmiştir. Baysungur, kuzeni Rüstem Bey tarafından önce Tebriz'den kovuldu, daha sonra varılan anlaşmaya göre Gence ve Berde şehirlerinin hükümdarı oldu. Ancak buradan tahtını geri almak için iki başarısız girişimde bulundu ve bunun sonucunda 1493 yılında Rüstem Bey tarafından öldürüldü. Ondan sonra hükümdar Rüstem Bey'di.

İskender Mirza (1384-1415) Timurlu hanedanının bir üyesidir ve Orta Asya fatihi Timur'un torunudur. İskender, Timur'un ölümünün ardından tahta çıkmaya çalışan şehzadeler arasındaydı. Önde gelen bir hükümdardı ve kültür ile öğrenime olan güçlü ilgisiyle dikkat çekiyordu. Amcası Şahruh tarafından yenilgiye uğratıldı ve daha sonra bir isyan girişimi sırasında idam edildi.

<span class="mw-page-title-main">Muzafferîler</span> Güney ve Batı İran’da hüküm süren mahallî bir hânedan (1318-1393)

Muzafferî Hanedanı 14. yüzyılda İlhanlıların dağılmasının ardından İran'da iktidara gelen bir Müslüman hanedanıdır. Zirvelerinde Güney Azerbaycan, Orta İran ve Irak-ı Acem'den oluşan bir krallığı yönetiyorlardı. Muzafferîler Arap edebiyatına verdikleri destekle tanınmışlardır. Şah Shoja bir şairdi ve hem Arapça hem de Farsça yazıyordu ve Arap şiirinin sekiz ayetini bir kez okunduktan sonra ezberleyebildiği söyleniyordu. Kirman'ın Muzafferî hükümdarı Şah Yahya, alim Cünyad bin Mahmud El-Umari'yi kendisi için Arap şiiri ve nesirinden oluşan bir antoloji derlemesi için görevlendirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Bâduspânîler</span> Royan topraklarının en uzun süre hüküm süren İran hanedanı (665–1598)

Bâduspânîler, Ruyan/Rustamdar'ı yöneten Taberistan'daki yerel bir İran hanedanıdır. Hanedanlık 665 yılında kurulmuş ve 933 yıllık yönetimiyle İran'daki en uzun hanedanlık olmuş ve Safeviler'in topraklarını işgal edip fethetmesiyle 1598 yılında sona ermiştir.