İçeriğe atla

Muhammed Alâeddîn et-Tavilî

Şeyh Muhammed Alâeddîn Nakşibendi

Muhammed Alâeddîn et-Tavilî (Arapçaالشَّيخ مُحَمَّدْ عَلاءُ الدّين نَقشبَندي), Alâeddîn et-Tavilî veya Muhammed Alâeddîn el-Biyârî (1863; Tavila, Irak - 1953; Biyara, Irak), alim ve mutasavvıf. 1863 yılında Osmanlı Devleti'ne bağlı Tavila köyünde doğan Muhammed Alâeddîn, Ömer Ziyâeddîn et-Tavilî'nin oğludur.

Hayâtı

Çocukluğunda, ailesinde gördüğü ilk eğitiminin ardından medreseye yöneldi ve sıralı medrese kitaplarını okudu.

Medrese eğitiminin ardından kardeşi Muhammed Necmeddin ile beraber amcaları Muhammed Bahâeddin’in yanında tasavvufî eğitim gördüler.

Babasının vefatı üzerine kardeşi Muhammed Necmeddin Biyara Tekkesi’nde posta oturunca o da Halepçe ile Biyara arasında yer alan Dereşiş köyüne giderek orada bir tekke kurdu. Fakat Dereşiş’te uzun süre kalamadı. Zira bir yıl sonra İran Havramanı’nda hısımlarının bulunduğu Servâbâd köyüne giderek orada iki yıl ikamet etti.

1901 yılında Durud köyüne giden eden Muhammed Alâeddîn için İran Havraman’ının yerel yöneticileri Durud Tekkesi'ni yaptırdı. Tekke’nin müştemilatı ile beraber bazı meskenler de ilave edilerek ona hibe edildi.[1] Muhammed Alâeddîn, Durud köyüne yerleşip tekke ve medrese kurduktan sonra etrafında çok sayıda talebe ve ilim erbabı toplandı. Bu sayede Durud Tekkesi, İran’ın kuzeybatısında yaşayan Sünnî kesim arasında ilim ve irşad faaliyetlerinin yürütüldüğü ciddi bir merkez haline geldi. (İran’da kurulan en büyük ve en etkin Hâlidî tekkesinin Durud Tekkesi olduğu rahatlıkla söylenebilir.)[2]

(I. Dünya Savaşı'nın devam ettiği 1917 yılında meydana gelen kıtlık ve yokluk sebebiyle halk zor durumda kalınca Muhammed Alâeddîn elindeki tüm maddi olanakları kullanarak halkın sıkıntılarını gidermeye ve fakirlere yardım etmeye çalışmıştır)[3]

1919 yılında İran’dan Biyara’ya dönen Muhammed Alâeddîn, kardeşi Muhammed Necmeddin vefat etmesinden sonra Biyara Tekkesi’nde postnişîn oldu ve irşad görevini orada devam ettirdi.[4] Daha sonra Bânâ, Sakz, Merivan, Civanrud ve Senendeç gibi şehir ve kasabalarda pek çok talebe yetiştirdi. Kendisi, tabiat ve huy itibarıyla sakin, sessiz, merhametli ve cömertlikle nam almış bir zat idi. Köylerin ve okulların tamiri için üstün çaba harcar, bulunduğu mıntıkada ağaç dikme ve imar konusuna çok önem verirdi. (Hâlen de Bağdat, Kerkük, Deyrizor, Halepçe şehirlerinde birçok seveni vardır.)

(İstanbul’da Yıldız Sarayı ile iyi ilişkileri olan Muhammed Alâeddîn'in, Sultan II. Abdülhamîd ile olan dostlukları bilinmektedir. Sultan Abdülhamîd Han tarafından kendisine aralarında birçok değerli yazma eserin de bulunduğu büyükçe bir kütüphane hediye olarak gönderilmiştir. Gönderilen bu kitaplar Muhammed Alâeddîn tarafından özel bir kütüphane binası yapılarak korunmuştur.)

Vefâtı

İlim ve irşad faaliyetlerini düzenli olarak sürdüren Muhammed Alâeddîn 1373/1953 yılında 90 yaşında iken vefat ett. Biyara Tekkesi’nde kabirleri bulunan babası Ömer Ziyâeddîn ve kardeşi Muhammed Necmeddin’in yanına defnedildi. Ömer Ziyâeddîn et-Tavilî ve ailesinin Biyara’deki kabirlerine şu satırlar yazılmıştır:

“Osman(Siracüddin et-Tavîlî)’nın tarîkatı(na mensup) aslanların yattığı mezarsın. (Ömer) Ziyaüddin, Necmüddin, Alauddin ve Osman’sın.”

Tarîkat Silsilesi

İrşad12 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. vazifesini oğlu Muhammed Osman Sirâceddîn devam ettirdi.

Eserleri

  • Mektupları
  • Tıbbu’l-Kulûb

Kaynakça

  1. ^ Müderris, Ulemaunâ, s. 404
  2. ^ Müderris, ‘Ulemâuna, s. 404
  3. ^ Müderris, ‘Ulemâuna, s. 405
  4. ^ Muhammed, Serbürdeki Havraman, s. 580

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ömer</span> İslam Devletinin ikinci halifesi, sahabe

Ömer bin Hattab, İslâm peygamberi Muhammed'in sahâbesi ve İslâm Devleti'nin Ebû Bekir'den sonraki ikinci halifesidir. Ehl-i Sünnet, Ömer bin Hattab'ı zaman zaman "Ömer'ul-Farûk" diye anarlar. Şiiler ise Ömer'in hâlifeliğini tanımazlar. 23 Ağustos 634 tarihinde Râşidîn Halifeliği'nin ikinci hâlifesi oldu ve bu görevi, öldürüldüğü yıl olan 644'e kadar sürdürdü.

Seyyid Fehîm Arvâsî (1825-1896) 19. yüzyılda yaşamış din bilginidir.

Babâ'îyye ya da Babâîlik, Horasan doğumlu olan Ebû'l-Bekâ Baba İlyâs bin Ali el-Horasânî ve müridi Baba İshâk Kefersudî'nin ayaklanması ile tanınan Vefâî Tarikatı çevrelerine verilen addır. Gerçek Ehl-i Beyt sevgisini ön planda tutan ve Irak'ta yaşayan Seyyid Ebu'l Vefâ'ya nisbetle anılan bu tarikât Anadolu'ya Dede Karkğın ve hâlifeleri ile yayılmış ve "Babâîlik" olarak tanınmıştır. Şiîlik ile doğrudan ilgisi yoktur. Ancak o dönemdeki benzer tasavvufî çevreler Sünnî ve Şiî yorumları içinde birleştirip meczettiği için daha sonraki yorumların farklılaşmasına zemin hazırlamış ve çoğunlukla hadiselerin çok farklı bir mahiyet arzettiği sanılmıştır. Hareketin temelinde o zamanlarda Anadolu'da fa'al olan Baba İshak gibi Şîʿa-i Bâtın’îyye dâ’îlerinin getirdiği fikirler yatmaktadır.

Taha Hakkârî son devir İslam âlimidir. Oğlu Şeyh Ubeydullah Nehri, devrin önde gelen siyasi figürlerinden biri olmuş; torunu Seyyid Abdülkadir ise siyasete girerek, 1908 âyân meclisi (senato) ve Şûrâ-yı Devlet (Danıştay) başkanlığı yapmıştır.

Barzani (بارزانی), Ahmed Barzani, Molla Mustafa Barzani, Mesud Barzani ve İdris Barzani'nin mensup olduğu Kuzey Irak'taki Kürt aile. Bu aile 19. yüzyılda Nakşibendi Şeyhlerinin halifeleri olarak Barzan köyüne yerleştikten kısa bir süre sonra aşiretleşti. Barzani Aşireti, Beroji, Mizorî, Şarvanî ve Dolemari olmak üzere dört aşiretten müteşekkil bir aşiret konfederasyonudur.

Baba İshâk Kefersudî, Vefâîyye tarikâtına bağlı Horasan önderlerinden Dede Karkğın’ın müridi olan Şücâ’ed-Dîn Ebû'l-Bekâ Baba İlyâs bin Ali el-Horasânî'nin taliplerinden olup en önde gelen Alevî Türkmen halifesidir. Bu sebeple Babai ayaklanması'nın propaganda ve teşkilatlanma safhasından, fiilen başlatılıp yürütülmesine dek her hususta Baba İlyas adına hareket etme yetkileriyle donatılmıştı.

<span class="mw-page-title-main">Osman</span> İslam Devletinin üçüncü halifesi, sahabe

Osman bin Affan, Hulefâ-yi Râşidîn'den üçüncüsü, İslam peygamberi Muhammed'in cennetle müjdelenmiş sahâbelerinden birisidir. 644 yılından 656'daki öldürülmesine kadar, 12 yıl boyunca halifelik yapmıştır; Hulefâ-yi Râşidîn'den en uzun süre halifelik yapan odur. Şiâ'da halifeliği kabul edilmeyen sahâbedendir; zira Şîa inancına göre hüküm sürmesi gereken ilk halife Ali'dir. Sünni inanca göre Ali ve Osman arasında ayrım yapılmaz. Ümeyyeoğullarından (Emeviler) olan Osman'ın künyesi İslam peygamberi Muhammed'in kızı Rukiyye'den olan oğluna nispetle Ebu Abdullah'tır. Bunun dışında Ebu Leyla olarak anıldığı da olurdu.

Abdülaziz Bekkine, alim, muhaddis, mütefekkir (düşünür) ve mutasavvıftır.

<span class="mw-page-title-main">Bâtınîlik</span> İslam dininin kutsal kitabı olan Kuranın bâtıni tevillere dayanan ezoterik yorumu

Bâtınîlik ya da Bâtınîyye ; İslamda Kur'an ayetlerinin görünür anlamlarının dışında, daha derinde gerçek anlamları bulunduğu inancı, ayetleri buna göre yorumlayan akıma Bâtınîlik, bu düşünceyi benimseyen kişiye de Bâtınî denir. Şiîlikte bu anlamları ancak Tanrı ile ilişki kurabilen ve Ali'nin soyundan gelen masum On İki İmam'ın bilebileceğine inanılır.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed bin Abdülvehhâb</span>

Muhammed bin Abdülvehhâb,, Vehhabîlik'in kurucusu olduğu düşünülmekle birlikte Vehhabilik İslami bir tümel kategori değildir. Selefi ekolünün ünlü alimlerinden ve Diriye Emirliği'nin iki kurucusundan birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Alâeddin Arabî Efendi</span> 15. Yüzyıl Osmanlı şeyhülislamı

Alâeddin Arabî Efendi, Osmanlı şeyhülislamı ve müderris. Halep doğumlu olduğu için lakabı "Arabî" olmuştur. Çelebi Alaeddin Arabi Efendi, Alâeddin Alî Arabi ve Molla Arab olarak da bilinmektedir. 1495-1496 yılları arasında II. Bayezid döneminde şeyhülislamlık yapmıştır.

Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinde Aleviler

Bu devirde Anadolu'da Bâtınîliğin en önemli propaganda merkezini Sultan Mes'ud evvel tarafından yaptırılmış olan Mes'udiye tekkesi temsil ediyordu. Anadolu Selçukluları’nın nüfuz ve hâkimiyet sahaları tamamen Moğollar’ın denetim ve müsaadesine tâbi bulunuyordu. Birçok şehirlerde İlhanlılar’ın himâyesi altında Şiîliği neşreden “Bâtın’ûl-Mezhep Babalar” tarafından açılan zâviyelerin sayıları da gün geçtikçe artmaktaydı. Moğollar'ın nüfuzuyla Mes'udiye Medresesi müderrisi Sünnî âlimlerden “Şeyh Mecd’ed-Dîn İsâ” azledilerek yerine Şîʿa-i Bâtıniyye’nin en değerli dâîlerinden “Şems’ed-Dîn Ahmed Baba” atandı.

<span class="mw-page-title-main">Şah Ali Hüsameddin</span>

Şâh Ali Hüsâmeddîn ya da Hazret-i Şâh, Bâbâ Ali, evliya, islâm âlimi ve mutasavvıf. Hem seyyid hem şeriftir. Seyyidlik aynı zamanda ceddi Battal Gâzî'den de gelmektedir. Doğum yeri Irak'ın Tavila köyüdür.

Osman Sirâceddîn et-Tavilî Osman et-Tavilî, Osman Sirâceddîn-i Evvel veya Pir Osman , İslam alimi ve sufidir.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Osman Sirâceddîn</span>

Şeyh Muhammed Osman Sirâceddîn Nakşibendî, Osman Sirâceddîn-i Sânî veya Bâbâ Şah, İslâm âlimi ve mutasavvıf.

Muhammed Bâhâeddin et-Tavilî Bâhâeddin Nakşibendî, Ebü'l-Bahá veya Bâhâeddin-i Evvel, 19. yüzyılda yaşamış alim, mutasavvıf ve şair.

Ömer Ziyâeddîn et-Tavilî, Ömer Ziyâeddîn et-Tavilî veya Ömer Ziyâeddîn el-Biyârî, alim ve mutasavvıf. 1839 yılında Osmanlı Devleti'ne bağlı Tavila köyünde doğdu. Osman Sirâceddîn et-Tavilî'nin üçüncü oğlu ve halifesidir.

Ahmed Şemseddîn et-Tavilî, alim ve mutasavvıf. Osman Sirâceddîn et-Tavilî'nin dördüncü oğludur. Osmanlı Devleti sınırları içerisinde yer alan Tavila köyünde dünyaya gelmiştir.

Alâeddin Ali Bey, Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin oğullarından birisidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk veziri.