İçeriğe atla

Muhafazakâr liberalizm

Muhafazakâr liberalizm, muhafazakâr duruşun liberal değerler ve politikalarla birleştirildiği, liberal ideolojiyi temsil eden harekettir.[1][2][3]

Muhafazakâr liberalizm klasik liberalizmin daha az radikal türüdür.[4] Muhafazakâr liberaller; bireysel özgürlük, demokrasiyi savunmakla birlikte tam rekabet modelini, sınırsız devleti ve düpedüz akıl yönetimini eleştirir, tecrübeyi de yönetime ortak eder. Bu akımın önemli savunucuları Friedrich Hayek, Edmund Burke ve Karl Popper'dir.

Genel bakış

Colgate Üniversitesi'nde profesör olan Robert Kraynak'a göre, "ilerici liberalizmi (yani sosyal liberalizmi) takip etmek yerine, muhafazakar liberaller klasik felsefe (erdem, ortak iyi ve doğal haklar fikirleriyle) gibi modern öncesi kaynaklardan yararlanırlar.), Hristiyanlık (doğal hukuk, insanın sosyal doğası ve orijinal günah fikirleriyle birlikte) ve eski kurumlar (ortak hukuk, kurumsal yapılar ve sosyal hiyerarşiler gibi) Bu onların liberalizmine muhafazakar bir temel verir. Locke veya Kant'tan ziyade Platon, Aristoteles, Socrates, Augustinus, Thomas Aquinas ve Edmund Burke; genellikle Yunan polisi, Roma Cumhuriyeti ve Hristiyan monarşilerinin siyasetine derin bir sempati içerir. muhafazakar liberaller, modern dünyada klasik ve Orta Çağ siyasetinin restore edilemeyeceğini kabul ederler ve ahlakçılar olarak, özgürlük ve özyönetim konusundaki modern deneyin olumlu etkisi olduğunu görürler. insan haysiyetini arttırmanın yanı sıra (kitle kültürünün ortasında bile) sonsuzluğa yönelik aşkın özlemler için bir açılım sağlamak. En iyi pratikte muhafazakar liberalizm, Tanrı'nın emrindeki özgürlüğü teşvik eder ve tiranlığa karşı anayasal güvenceler sağlar. Geleneksel ahlaka ve klasik Hristiyan kültürüne dayanan bir özgürlük rejiminin, Batı medeniyetinin mütevellileri olarak sadece savunmaktan ziyade gurur duyabileceğimiz bir başarı olduğunu gösteriyor.

Dipnotlar

  1. ^ M. Gallagher, M. Laver and P. Mair, Representative Government in Europe, p. 221.
  2. ^ (Fransızca) Ipolitique.fr 19 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. {{|url=https://web.archive.org/web/20090319053712/http://www.ipolitique.fr/liberalisme-conservateur.htm |tarih=19 Mart 2009 |tarih=19 Mart 2009 }}
  3. ^ "Parties-and-elections.de". 21 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2013. 
  4. ^ "R.T. Allen, Beyond Liberalism, p. 2." 31 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2013. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Liberalizm, bireysel özgürlük üzerine kurulan bir siyasi felsefe veya dünya görüşüdür. Bireysel özgürlük ve bireysel haklar düşüncesiyle yola çıkan liberalizm, daha sonraki yıllarda farklı türlere bölündü ve bireylerin eşitlik ilkesinin de önemini vurgulamaya başladı. Klasik liberalizm bireysel özgürlüklerin rolünü vurgularken, sosyal liberalizm özgürlüğe vurgu yaptığı kadar; bireylerin eşitlik hakkı ilkesinin önemine vurgu yapar ve özgürlük ile eşitlik arasında denge kurmayı amaçlar. Liberal görüşü savunanlar geniş bir görüş dizisi benimsemekle birlikte genellikle ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, sivil haklar ve sivil özgürlükler, seküler devlet, liberal demokrasi, ekonomik ve siyasi özgürlük, hukukun üstünlüğü, özel mülkiyet ve piyasa ekonomisi gibi fikirleri destekler.

Sosyal liberalizm, bireysel özgürlük ve sosyal adalet arasında denge kurmayı amaçlayan politik bir ideolojidir. Klasik liberalizm gibi bireyci ekonomiyi, sivil ve siyasi hak ile özgürlüklerin genişlemesi bakımıyla uyuşur ancak bunlara ek olarak hükûmetin meşru rolünün yoksulluk, sağlık ve eğitim gibi ekonomik ve sosyal konuları olduğunu da içeren sosyal piyasayı temel alır. Sosyal liberalizmde toplumun iyiliği bireyin özgürlüğü ile uyumlu görülür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında sosyal liberal fikirler dünyanın birçok ülkesinde benimsenmiştir. Sosyal liberal düşünceler ile partiler merkez veya merkez sol olarak kabul edilir. Bununla birlikte, ülkelere göre farklı isimlendirmeler sosyal liberalizmi tarif etmektedir. Birleşik Krallık'ta yeni liberalizm, ABD'de modern liberalizm, Almanya'da sol liberalizm ve İspanyolca konuşulan ülkelerde ilerici liberalizm olarak adlandırılır.

Muhafazakârlık veya tutuculuk, geleneksel toplumsal etmenlerin korunmasını destekleyen politik ve toplumsal felsefedir. Daha belirgin bir anlamda ilgili toplumun içinde bulunduğu çağın gereklerini göz ardı etmeksizin, geçmişten gelen tarihsel, kültürel ve uygar birikimlerini kaybetmeden, kısaca öz dinamiklerinin değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan politik bir görüştür.

<span class="mw-page-title-main">Edmund Burke</span>

Edmund Burke, İngiltere Avam Kamarası'nda uzun yıllar milletvekilliği yapmış İrlandalı-İngiliz siyaset adamı, yazar, hatip, siyaset kuramcısı, filozof.

<span class="mw-page-title-main">Solculuk</span> toplumsal eşitliği ve eşitlikçiliği destekleyen siyasi ideolojiler, politik duruş

Solculuk, genellikle bir bütün olarak toplumsal hiyerarşiye veya belirli toplumsal hiyerarşilere karşı çıkarak, toplumsal eşitlik ve eşitlikçiliği destekleyen ve bunu sağlamaya çalışan siyasi ideolojiler yelpazesidir. Sol siyaset tipik olarak, taraftarlarının toplumda diğerlerine göre dezavantajlı olarak algıladıkları kişiler için endişe duymanın yanı sıra, uygulandıkları toplumun doğasını değiştiren radikal yollarla azaltılması veya ortadan kaldırılması gereken haksız eşitsizlikler olduğuna dair bir inancı da içerir.

Sağcılık, toplumsal hiyerarşiyi veya toplumsal eşitsizliği kabul eden veya destekleyen siyasal duruş veya etkinliktir. Toplumsal eşitsizlik, sağcılar tarafından; ya milletsel/ırksal farklılıklardan, ya dini ve inançsal farklılıklardan, ya kültürel ve sosyal farklılıklardan ya da piyasa ekonomisindeki rekabetten kaynaklandığı için kaçınılmaz, doğal, normal veya cazip bulunur. Sağ ve sol isimli siyasal kavramlar, Fransız Devrimi (1789-1799) zamanında, ayrı görüşteki siyasetçilerin Fransız parlamentosunun sağında veya solunda oturmalarından esinlenilerek oluşturulmuştur; parlamento başkanının sağındaki koltuklarda oturanlar, çoğunlukla monarşist Ancien Régime destekçilerinden oluşmuştur.

Mustafa Erdoğan, Ankara Hukuk Fakültesi mezunu. Aynı fakültede yüksek lisans ve doktorasını yaptı (1981-88). İdari yargıda hâkim olarak çalışırken 1985 yılında, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde akademik mesleğe intisap etti. Erdoğan, 1991 yılında Anayasa Doçenti oldu, 1997 yılında Profesörlüğe yükseldi. 1997-98 akademik yılında Amerika'nın Virginia eyaletindeki George Mason Üniversitesinde Fulbright bursiyeri olarak araştırmalar yaptı. İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde bir dönem dekanlık yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Benjamin Constant</span> İsviçreli filozof (1767-1830)

Henri-Benjamin Constant de Rebecque veya Benjamin Constant, İsviçre asıllı Fransız liberal yazardır. Liberalizmin önemli adamlarından birisiydi. Önemli eserlerinden, psikolojik şiir "Adolphe"un yazarıdır. 19. Yüzyılın önemli dini ve politik yazarlarından birisidir. Babası Jules Constant de Rebecque'dır. İspanya, Meksika, Yunanistan ve Belçika başta olmak üzere liberal birçok olaya öncü olmuştur. Birçok kitap ve makale kaleme almıştır. Yaşadığı süre boyunca bazı eserleri hiç yayınlanmamıştır ve büyük bir kısmı ölümünden sonra neşredilmiştir. Fransa’nın önde gelen yazarlarından biri olmasının yanında gazeteci ve aktif bir siyasetçi kimliğine sahiptir. Özgürlük düşüncesini desteklemiştir ve Fransız liberalizminin en önemli temsilcilerden birisidir. Muhtelif kaynaklara göre 1790’larda siyasi duruşunu belirlemek amacıyla “liberal” ifadesini kullanan ilk düşünürdür. Napolyon’un çekilmesiyle başlayan İkinci Restorasyon döneminde, Liberal Muhalefet hareketinin önemli temsilcilerinden birisidir.

Merkez sağ, siyasi spektrumun sağında yer alırken merkeze daha yakındır. Merkez sağ partiler genellikle liberal demokrasiyi, kapitalizmi, piyasa ekonomisini, özel mülkiyet haklarını ve az ölçekte bir refah devletini destekler. Merkez sağ oluşumlar muhafazakârlığı ve ekonomik liberalizmi desteklerken sosyalizm ve komünizme karşı çıkarlar.

Ekonomik liberalizm, piyasa ekonomisinin bireyci hatlara dayanmasını ve üretim araçlarının özel mülkiyette olmasını destekler. Ekonomik liberaller, serbest ticareti ve açık rekabeti engellediği için piyasaya yapılan hükümet müdahalesine ve korumacılığa karşı çıkma eğilimindedir, ancak mülkiyet haklarını korumak ve piyasa başarısızlıklarını çözmek için yapılan hükûmet müdahalesini destekler. Ekonomik liberalizm, Büyük Buhran ve Keynesyenizm'in yükselişine kadar genel olarak klasik liberalizmin ekonomik modelini ifade etmek için kullanılmıştır.

Merkez sol, siyasette sol ve merkez arasındaki görüşler bütünüdür. Fırsat eşitliği yoluyla toplumsal adaletin sağlanabileceği düşüncesini savunmaktadır. Merkez sol siyaset, toplumun varsıl ve yoksul kesimleri arasındaki gelir farkını en aza indirmeyi amaç edinmiştir. Siyaseten ve toplumsal olarak radikal kararlar alınabilir. Bunun yanında reformist tutumlar ile de ekonomik ve sosyal politikalar sağlanabilir. Çoğulculuk taraftarı bir görüştür, toplumun sosyal hak ve çıkarları el üstünde tutulur.

Yeşil liberalizm veya doğa özgürlükçülüğü, doğaya karşı insan müdahalesine karşı çıkan, liberalizmin özgürlükçü görüşünün içerisinde doğanın da bulunması gerektiğine inanan siyasi ideolojidir. Yeşil liberaller, dünyanın kendi içinde bir doğal sisteme sahip olduğunu kabul eder ve korunması gerektiğini savunur. Yeryüzünün bozulmadan sonraki kuşağa aktarılması amacını güderler. Doğal dünya üzerinde insan türünün yarattığı zararın en aza indirilmesi ve hasarlı bölgelerin onarımını amaçlarlar. Yeşil liberaller, mutlak mülkiyet içeren hakları reddeder. Ekonomik konularda klasik liberalizm ve sosyal liberalizm arasında bir konum alırlar.

Klasik liberalizm, serbest piyasayı ve laissez-faire ekonomisini; sınırlı devleti, ekonomik özgürlüğü ve siyasi özgürlüğü vurgulayan, hukukun üstünlüğünün güvenceye aldığı sivil özgürlükleri savunan; liberalizmin bir dalı, felsefi ve politik ideolojidir. Klasik liberalizm, 19. yüzyılın başlarında, Avrupa ve Kuzey Amerika'da kentleşmeye ve Sanayi Devrimi'ne bir yanıt olarak önceki yüzyılın fikirleri üzerine inşa edilmiştir.

Millî liberalizm, liberal politikaları ve meseleleri milliyetçilik unsurlarıyla birleştiren liberalizmin bir çeşididir. Ulusal veya milliyetçi liberalizm olarak da isimlendirilir.

Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

Liberal muhafazakârlık, özel mülkiyet, serbest ekonomi girişimciliği ile halkın geleneksel, kültürel ve ahlaki değerlerini yönetime dahil eden; anayasal ve temsili hükûmeti savunan muhafazakâr bir siyasi ideolojidir.

Komüniteryenizm, birey ile toplum arasındaki bağlantıyı vurgulayan bir felsefedir. Komüniteryen felsefe bireysel özelliklerin toplum ilişkilerinin bir ürünü olduğu varsayımından türemiştir. Bu varsayıma göre bireylerin sahip olduğu kimlikler ilişki durumunda bulundukları sosyal gruplar tarafından şekillendirildiğinden komüniteryen felsefede bireylerin içinde bulundukları gruptan bağımsız anlaşılamayacağı görüşü hakimdir. Latince kökenli communis - ortak, evrensel Kelimesini kök edinen Birey ile Toplumun ortak yapı olduğunu insanın fıtratı gereği sosyal bir varlık olduğunu temel ilke edinir. Aslına bakılırsa devletsel bir yapıyı tek başına idare edecek bir ideoloji olmadığından dolayı Komünizm ve Liberalizm gibi temel ideolojilerin altında sosyal bileşen olarak kullanılır. Komüniteryenizm bir düşünce ekolü, belirgin bir siyaset felsefesi olarak 1980'ler ve 1990'larda ortaya çıkmıştır. Bu düşünce cemaatin ihtiyaçları yerine birey hak ve özgürlüklerine vurgu yaparak liberal toplumdaki kamusal kültüre zarar verdiği için liberalizmi eleştirir.

Liberteryen muhafazakârlık, sağ liberteryen politika ve muhafazakâr değerlerin birleşiminden oluşan muhafazakâr bir politik felsefe ve ideolojidir. Liberteryen muhafazakârlar için sosyal ve kültürel muhafazakârlığa ulaşılmasındaki birinci değer negatif özgürlüktür. Onlar, sosyal liberalizmin bir formunu benimsemiş Amerikan liberallerinin toplum mühendisliğini reddetmektedir.

Osmanlı İmparatorluğu'nda liberalizm modernleşme çabalarıyla birlikte Avrupa'daki liberal düşünce dünyasının gelişimini takip eden dönemlerde ortaya çıktı. Sakızlı Ohannes Paşa, Mehmet Cavit Bey ve Prens Sabahattin gibi isimler bu konuda öne çıkan ilk kişiler oldu. Ohannes Paşa'nın sosyalizm karşıtlığı ve devletçi politikaları reddi ile iktisadi ve rekabetçi özgürlüğü savunması onu öne çıkan ilk Osmanlı liberalleri arasına soktu. Mehmed Cavid Bey Ulum-u İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası ekseninde liberal düşüncede ilk kıvılcımları ortaya koyarken Prens Sabahattin ise 1902 Jöntürk Kongresi ekseninde Türkiye'de merkez sağ ve merkez sol ayrımında merkez sağı temsil eder hale geldi. Ahmed Rıza Bey grubundaki Auguste Comte fikri onda le Play temelli karşıtlığı etkili kıldı, adem-i merkeziyetçi bir yapıya büründü. Bu kongre erken cumhuriyet dönemini etkiledi: Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) liberal anlayışla 13 Ağustos 1930'da Ali Fethi Okyar’la Atatürk'ün isteği üzerine kurdurulurken bunu 1950'de Adnan Menderes ile iktidara gelen Demokrat Parti takip etti. Parti milli egemenliğe dayanan muhafazakâr bir eğilime girene kadar liberal görünümdeydi.

Sosyal demokrasi, sosyalizmin demokratik şekilde iktidara gelmesini ve ülkenin devrimle değil liberal demokrasiyle sosyalist olmasını savunmakta olan, Kautsky'nin temelini attığı revizyonist bir görüştür. Ferdinand Lassalle'nin devlet sosyalizmi fikirlerinden etkilenen demokratik bir sosyalist ideolojidir.