
Telavi, Gürcistan’ın doğusunda, Kaheti bölgesinin başta gelen kentidir. Nüfusu yaklaşık 19.629 (2014). Başkent Tiflis’e 156 kilometre uzaklıktadır.
Klarceti, tarihsel Gürcistan’ın güneybatı kesiminde, tarihi Mesheti’nin bir parçası sayılan bölge. Meydancık ve Ardanuç dereleri havzasını da içine alacak biçimde, Çoruh nehrinin Yalnızçam Dağlarından Karadeniz’e kadar uzanan aşağı havzasını kapsar. Klarceti’nin en eski merkezi Tuharisi kalesidir. Klarceti bölgesi, Kartli kralına bağlı bey (ერისთავი) tarafından yönetiliyordu ve bu beyin ikametgâhı 5. yüzyılın ikinci yarısından itibaren büyük olasılıkla Ardanuç kalesi idi. Kral Vahtang Gorgasal burada geniş ölçekli kültürel ve mimari çalışmalara başladı. Kilise ve manastırlar inşa etti. Merkezi Ahiza’da bulunan yeni piskoposluk merkezi kurdu. Bu dönemde Klarceti, İran saldırılarına karşı mücadelenin köprübaşı mevziisi haline geldi. 8. yüzyılda Bagratlılar hanedanı buraya yerleşti. 9. yüzyılın başında Büyük I. Aşot, Arap saldırıları ve salgın hastalıklarla gerilemiş olan bu bölgeyi canlandırdı ve buraya yeni nüfus yerleştirdi. Bu sırada burada, Grigol Handzteli’nin öncülüğünde yaygın biçimde manastırların inşasına başlandı. 11-13. yüzyıllarda Klarceti’de kültür ve eğitim alanında önemli çalışmalar gerçekleştirildi. Bölge kilise ve manastırlarıyla ünlü hale geldi. Buraya Klarceti’nin “On İki Issız Yeri” adı veriliyordu. 16. yüzyılda Klarceti, Güneybatı Gürcistan’ın başka yerleriyle birlikte Osmanlıların eline geçti. 1918-1921 arasında Demokratik Gürcistan Cumhuriyeti sınırları içindeydi. 1921 yılından itibaren ise yeniden Türkiye sınırlarına katıldı.

Greko-Romen Coğrafya'da İberya, Gürcü Kartli Krallığı için bir egzonim idi. Doğu ve Güney Gürcistan’da M.Ö. 4. yüzyıl - M.S. 6. yüzyıl tarihleri arasında 882 yıl var olmuş Gürcü krallığıdır.

Svetitshoveli Katedrali,, Gürcistan'ın başkenti Tiflis'in kuzeybatısında yer alan Mtsheta tarihi kentinde bulunan bir Gürcü Ortodoks katedralidir. Erken Orta Çağa ait bir eser olan Svetitshoveli, UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine dahil edilmiştir. Halen Tiflis'teki Üçleme Katedrali'nden sonra ikinci en büyük kilise binasıdır.

Cvari Manastırı, Gürcistan'ın doğusunda, Mtsheta yakınlarındaki bir altıncı yüzyıl Gürcü Ortodoks manastırıdır.

Samtavro Transfigurasyon Ortodoks Kilisesi ve Mtsheta, Gürcistan'daki Aziz Nino Rahibe Manastırı, İberia Kralı III. Mirian tarafından 4. yüzyılda inşa edilmiştir. Kilise 11. yüzyılda Kral I. Giorgi ve Katolikos-Patrik Melkisedek tarafından yeniden inşa edilmiştir. Ünlü Gürcü keşiş Gabriel, Samtavro Kilisesi'nin bahçesinde gömülüdür.

Azize Nino ,Gürcistan’da 323 yılından itibaren Hristiyanlığı yayan azize.

Ninotsminda Katedrali Gürcistan'a bağlı Kaheti bölgesinin Sagareco köyünde konumlanmış bir katedraldir.

Armazi Mtsheta'nin 4 km güneybatısında ve Tiflis'in 22 km kuzeybatısında konumlanmış, Gürcistan'daki tarihi bir bölgedir. Tarihi Büyük Mtsheta'nın sınırlarında ve aynı adı taşıyan antik kentin bulunduğu yerdedir. İlk Gürcü krallıkları olan Kartli veya İberya'nın ilk başkenti de burada konumlanmıştır. Armazi, özellikle millattan sonraki ilk yüzyıllarda gelişti ve 730'lardaki Arap işgaliyle beraber yok edildi.

Alaverdi Manastırı Doğu Gürcistan'ın Kaheti bölgesindeki Ahmeta kentine 25 km uzaklıkta bulunan bir Gürcü Ortodoks manastırıdır. Manastırın bazı bölümlerinin tarihi 6. yüzyıla dayansa da, günümüzdeki katedral 11. yüzyılda III. Kvirike tarafından eski Aziz Yorgi kilisesinin yerine yapılmıştır. Katedral, özellikle 15 ve 18. yüzyıllarda gerçekleşen depremlerde birkaç kez hasar gördü. Kilisenin freskleri 19. yüzyılda boyanmıştır, ancak 1966'da kısmen yenilenmiştir. Katedralin dış duvarları, katedral kilisesi mimarisinin tipik bir örneği olacak şekilde çok az süslüdür. Kilisenin içinin yüksekliği 42 metreden yüksektir. Kilisenin UNESCO Dünya Mirası listesine dahil olması için 2007 yılında başvuru yapılmıştır.

Ertatsminda Mtsheta Patriği Katedrali Gürcistan'ın Şida Kartli bölgesindeki Kaspi ilçesinde bulunan bir Orta Çağ Gürcü Ortodoks katedralidir. Ertatsminda isimli köyün merkezinde konumlanmıştır. "Ertatsminda" adı, Gürcücede Aziz Eustatius anlamına gelen "Estatezminda" (ესტატეწმინდა) kelimesinden gelmektedir.

Zedazeni Manastırı, Saguramo tepelerindeki Zedazeni dağında ve Mtsheta'nın kuzeydoğusunda bulunan bir Gürcü Ortodoks manastırıdır. Aragvi Nehri'nin doğu tarafında konumlanmıştır.

Manglisi Katedrali veya Manglisi Sioni Katedrali Gürcistan'ın Tetritsqaro Belediyesindeki Manglisi kentinin yanında bulunan aktif bir Gürcü Ortodoks katedralidir. 330'larda inşa edilen katedral, ülkedeki en eski Hristiyan ibadethanelerinden biridir. Mevcut katedral ise 6. ve 7. yüzyıllarda inşa edilmiştir. Katedral, 1002'de büyük bir restorasyondan geçmiştir. Eskiden, İsa'nın gerildiği çarmık parçasının da dahil olduğu rölikleriyle meşhurdu. 21. yüzyılda ise, duvar resimleriyle bilinmektedir. Katedral, popüler bir ulusal turizm merkezidir.

Urbnisi Gürcistan’ın Şida Kartli bölgesindeki Kareli ilçesinde konumlanmış bir köydür.

Tsilkani Meryem Ana Katedrali, Doğu Gürcistan'ın Mtsheta-Mtianeti bölgesindeki Mtsheta Belediyesinin Tsilkani köyünde konumlanmış bir Gürcü Ortodoks kilisesidir. Aslen 4. yüzyılda inşa edilen kilisenin, Orta Çağ'da sürekli biçimi değiştirilmiştir. Köşelerinde kuleler bulunan bir duvarla çevrelenmiş olan mevcut yapı, kubbeli Yunan haçı planı tasarımına sahiptir. Kilise, Ulusal Öneme Sahip Taşınmaz Kültür Anıtları listesine eklenmiştir.

Argveti veya Margveti, Batı Gürcistan, İmereti'de yer almış tarihi bir bölgedir.
VI. Bagrat Bagrationi Hanedanı'nın İmereti kolunun temsilcisi, 1463'ten itibaren İmereti ve 1465'ten itibaren ölümüne kadar Gürcistan kralıydı.
Gürcistan kültürü, ülkenin uzun tarihi ile beraber gelişmiş, Gürcü dili ve alfabesi üzerine dayanan güçlü bir edebiyat geleneği ve eşsiz bir ulusal kültür barındırmaktadır. Bu özelliği güçlü bir ulusal kimlik sağlayarak tarih boyunca tekrarlanan yabancı işgali ve asimilasyon çabalarına rağmen Gürcü kimliğinin korunmasına yardımcı olmuştur.

Gürcistan mimarisi, Gürcistan'da bulunan mimari tarzları ifade eder. Ülke mimari anıtlar açısından son derece zengindir. Gürcü mimarisinin karakteristik özellikleri, anıtsallık, net kompozisyon, katı orantılar, makul derecede dekorasyon kullanımı ve hepsinden önemlisi doğa ile uyumlu etkileşimdir.

İberya'nın Hristiyanlaştırılması, Hristiyanlığın 4. yüzyılın başlarında Azize Nino'nun, Klasik Antik Çağ'da İberya olarak bilinen eski bir Gürcü krallığı olan Kartli'de yaptığı vaaz ile yayılmasını ifade eder ve bunun sonucunda o zamanın pagan Kralı İberya'nın III. Mirian'ı tarafından Hristiyanlığın bir devlet dini olarak ilan edilmesi ile sonuçlanır. Sozomenos'a göre bu durum, çok tanrılı Gürcülerin "Kartli Tanrıları" olarak bilinen köklü antropomorfik putlara sahip olması nedeniyle, kralın "büyük ve barbar ulusunun Mesih'i itiraf etmesine ve babalarının dininden vazgeçmesine" yol açmıştır. Kral, tüm inşaat süreçlerinin ana sponsoru, mimarı, başlatıcısı ve organize edici gücü olacaktır. Sokrates Skolastikos'a göre, Habeşliler ile birlikte "Hıristiyan inancını ilk kez İberyalılar benimsedi" ancak bu olayın kesin tarihi hâlâ tartışılmaktır. Gürcü hükümdarları, Ermenilerle birlikte dünyanın herhangi bir yerinde Hristiyan inancına geçen ilk halklar arasındadır. Ermeni-Gürcü dini rekabetinin ve kristolojik tartışmaların tırmanmasından önce, Kafkas Hristiyanlıkları olağanüstü derecede kapsayıcı, çoğulcu ve esnekti; bu durum, özellikle 6. yüzyıldan itibaren kristalleşen "ulusal" kiliseler olarak çok daha sonra kurulan katı dini hiyerarşileri ile son buldu. Bölgedeki muazzam çeşitliliğe rağmen, Hristiyanlaşma süreci, Geç Antik Çağ boyunca Avrasya'nın en enerjik ve kozmopolit bölgeleri olan ve Gürcüleri ve Ermenileri tartışmasız bir şekilde büyük bir uygarlık içinde herhangi bir bölgeye yerleştirecek kadar zor olan Kafkasya'da tüm bölgeyi kapsayan bir olgudur. Krallığın Hristiyanlaştırılmasında önemli bir rol oynayan Kartli'nin kraliyet başkenti Mtsheta'daki Yahudiler, Gürcü monarşisi ile Kutsal Topraklar arasındaki bağların derinleşmesine güçlü bir ivme kazandıracak ve Filistin'de Gürcülerin varlığının artmasına yol açacaktır. İberyalı Petrus'un ve diğer hacıların faaliyetlerinin de doğruladığı gibi, Nasıra Gürcü yazıları yanı sıra Yahudiye Çölü'nde bulunan en eski onaylanmış Gürcüce Birü’l-Kutt yazıtları da buna dahildir.