Moskova altını
Moskova altını veya Cumhuriyet'in altını, İspanya Merkez Bankası'ndaki altın rezervlerinin %72,6'sını oluşturan 510 ton altının başkent Madrid'den Sovyetler Birliği'ne götürülmesini anlatır. İspanya İç Savaşı'nın başlamasının ilk aylarında Cumhuriyetçi Başbakan Francisco Largo Caballero hükûmeti Sovyetler Birliği'nden önceden alınmış olan krediler ve gelecekte alınacak yardım malzemeleri için bu şekilde bir uygulama yapmıştır.[1] Rezervlerin kalan kısmı ise Fransa'ya gönderilmiş ve benzer şekilde Paris altını olarak adlandırılmıştır.
Moskova altını deyimi 1930'lu yılların sonundan itibaren uluslararası basın tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle iç savaşı kazanan Francisco Franco rejimi tarafından konu sürekli olarak kötü giden ekonomik durumun sebebi olarak gündeme getirilmiştir. Soğuk Savaş döneminde ise olay Sovyet karşıtı propaganda için kullanılmış ve İspanyol Komünist Partisi üyeleri başta olmak üzere solcular Moskova'dan para yardımı almakla suçlanmıştır.
Konu özellikle 1970'li yıllarda İspanya'da çok çeşitli çalışmalara konu olmuştur. Resmî kaynaklar ve anıların dışında yapılan çalışmalarda, konu çok farklı siyasi ve tarihsel bakış açılarından değerlendirilerek farklı sonuçlara ulaşılmıştır. Ángel Viñas ve Enrique Moradiellos gibi yazarlar iç savaşın öncesinde İtalyan ve Alman faşizminin merhametine terk edilmiş Cumhuriyetin hayatta kalabilmesi için başka çaresi bulunmadığını savunurken, Francisco Olaya Morales gibi yazarlar da Cumhuriyetçi hükûmetin İspanya'ya ihanet ettiğini iddia edeceklerdir.
Öncesi
Tarihsel dönem
İspanya'da seçim sonuçlarından memnun olmayan İspanya Ordusu'nun bazı subayları 19 Temmuz 1936 tarihinde yasal hükûmete karşı başarısız bir darbe yaparak İspanya İç Savaşı olarak bilinen süreci başlatır. Ülkenin yaklaşık olarak üçte birini ellerinde tutan General Francisco Franco önderliğindeki milliyetçiler, faşizmle yönetilen Mussolini İtalyası ve Hitler önderliğindeki Nazi Almanyası ile temasa geçerek bu ülkelerden destek arayışlarına girer. Ülkede sürmekte olan savaş, silaha ve desteğe ihtiyaç duyan iki tarafı da dış yardım almaya zorlar. Bu şekilde iç savaş, İspanya topraklarında verilen bir uluslararası savaş kimliğine bürünür.
İç savaşın başladığı dönemde komşu Fransa'da siyasi atmosfer belirsizliklerle doludur. İktidardaki Halk Cephesi çeşitli siyasi partilerin desteğiyle kurulmuş olmasından dolayı parçalı bir yapıya sahiptir. Başbakan Léon Blum ve iktidarı destekleyen Fransız Komünist Partisi'nin desteklemesine rağmen cephe içindeki Radikal Parti'nin muhalefeti nedeniyle Fransa, İspanya'daki Cumhuriyetçileri desteklemez. Birleşik Krallık ise muhafazakârların iktidarı altında yatıştırma politikası uygulamaktadır. Bu siyasi atmosferde Fransa hükûmeti iç savaş taraflarına yardım göndermeyi yasaklayan kararı 25 Temmuz 1936 tarihinde onaylar. Batı demokrasilerinin iç savaşa katılmayacağının anlaşılması üzerine Nazi lider Hitler milliyetçilere göndereceği desteğin ilk sevkıyatını Fas'taki İspanyol birliklere yapacaktır. Kısa bir süre sonra Mussolini milliyetçilerin kontrolündeki Sevilla'ya yapacaktır.
1936 yılı Ağustos ayında Fransa uluslararası kamuoyuna çağrı yaparak İspanya'ya müdahale edilmemesi için bir antlaşma önerisinde bulundu. Ancak antlaşmaya imzacı olmalarına rağmen Portekiz'deki António de Oliveira Salazar rejimi, Mussolini İtalyası ve Naziler milliyetçilere yardım etmeye devam eder. Cumhuriyetçi hükûmet ise savaş ihtiyaçlarını karaborsadan ve Latin Amerika pazarından sağlamaya çalışır.
Ağustos ve Eylül aylarında milliyetçilerin bir dizi askeri muharebe kazanmasıyla beraber savaşın çehresi değişir. 1936 Badajoz Muharebesi ile Portekiz sınırını güvence altına alan milliyetçiler Irun kentinde denetimi sağlayarak Cumhuriyetçilerin Fransa ile temas kurduğu sınır bölgesini de kapatırlar. Bu önemli gelişmelerin sonucunda Sovyetler Birliği iç savaşa Cumhuriyetçiler lehine derhal müdahale etme kararı alır. Madrid hükûmetiyle diplomatik ilişkiler kuran Sovyetler Birliği ülkeye 21 Ağustos günü ilk elçisi olarak Marcel Rosenberg'i gönderir.
1936 yılı Eylül ayının sonlarına doğru Komintern çağrısına uyan farklı uluslara ait komünist partiler Uluslararası Tugaylar adıyla anılacak olan ve Cumhuriyetçi saflarda gönüllü savaşçı birlikleri örgütlemeye başladılar. Gönüllü birlikler İspanya'ya gelmeye başlarken Hitler ve Mussolini tarafından desteklenen Franco birlikleri başkent Madrid üzerine yürümeye başlar.
Ekim ayıyla beraber Sovyetler Birliği Largo Caballero hükûmetine yardım gemileriyle teçhizat göndermeye başlar. Birleşik Krallık'ta bulunan Sovyet Elçisi Ivan Maiski, Almanya ve İtalya'nın da Franco'ya yaptığı yardım yaptığı belirtirken, ülkesinin yasal bir hükûmete yaptığı yardımları savunur.
Merkez Bankasının durumu
1936 yılı Mayıs ayı itibarıyla İspanyol altın rezervleri dünyadaki en büyük dördüncü rezerv olarak değerlendiriliyordu. Özellikle I. Dünya Savaşı döneminde İspanya tarafsız kalarak ekonomik olarak gelişmişti. Altın rezervleri büyük çoğunluğuyla başkent Madrid'deki Merkez Bankasında saklanırken, bir kısım altın Paris'te, bir kısım da İspanya içinde farklı yerlerde saklanıyordu. Rezerv genelde İspanyol ve yabancı altın paralardan oluşuyor, bunun yanı sıra az miktarda da olsa antika değeri de olan paralar bulunuyordu. Rezervde sadece 64 adet altın külçe bulunuyordu.
O dönemdeki rezervlerin değerleri bilinmektedir. 7 Ağustos 1936 tarihli The New York Times gazetesi İspanyol altın rezervlerinin o dönemdeki değeriyle 718 milyon dolara eşit olduğunu yazmıştır.[2] Bu miktar 635 ton altına eş değerdir. Altının günümüzdeki karşılığının 9.7 milyar dolar olduğu hesaplanmıştır.
1936 yılında İspanya Merkez Bankası, Fransız ve İngiliz benzerleri gibi anonim şirket olarak örgütlenmişti. 177 milyon İspanyol pesetası değerindeki sermayesi 500 pesetalık 354 bin hisseye bölünmüştü. Bir devlet bankası olmamasına rağmen kurum hem hükûmet, hem maliye bakanlığı hem de banka yönetiminin denetimine açıktı.[3]
29 Aralık 1921 tarihli bankacılık kanuna göre İspanya Merkez Bankası hem bir merkez bankası hem de özel bir banka gibi yapılandırılmıştı. Yasada ayrıca altın rezervlerinin hangi durumlarda yer değiştirebileceği de belirtilmişti. Yasada merkez bankasına İspanyol pesetasının değerini belirlemek için altın rezervini satma yetkisi verilmişti. Banka, piyasanın denetlenmesi için Maliye Bakanlığı ile eşgüdümlü olarak benzeri uygulamalar yapabiliyordu.
Paris altını
İç savaşın başlamasıyla birlikte milliyetçiler kendi devlet mekanizmalarını kurup Madrid'deki yasal hükûmeti yasadışı ilan ederler. İspanyol Merkez Bankası'nın bir benzeri merkezi Burgos'da olacak şekilde kurulur. Cumhuriyetçiler, denetimlerindeki merkez bankasındaki altın rezervlerine sahip olurken milliyetçiler de denetimlerindeki şehirlerdeki maddi varlıkları denetimleri altına almaya başlar.
26 Temmuz 1936 tarihinde yeni kurulan hükûmetin başbakanı José Giral altın rezervlerinin bir kısmının Fransa'ya gönderileceğini açıklar. Olaydan haberdar olan milliyetçiler bu işlemin yasa dışı olduğunu öne sürerler ve cumhuriyetçilerin hükûmetini tanımayacaklarını ilan ederler.
Fransa Maliye Bakanı Vincent Auriol ile Fransa Merkez Bankası Müdürü Émile Labeyrie hem anti-faşist siyasi görüşlü olmalarından dolayı Cumuriyetçilere yardım etmek istediklerinden hem de Fransız frangının güç kazanması için teklifi kabul ederler. İç savaşa müdahale edilmemesi için kurulmuş olan komite altın transferine karşı çıkmaz. Aynı yıl içinde kurulan yeni hükûmetin başbakanı Largo Caballero da bu uygulamaya devam edecektir. Milliyetçilerin Fransızlar ve İngilizler nezdinde yaptıkları altınların yasadışı kullanılmasına izin vermemeleri çağrısı yankı bulmayacaktır.[4]
1937 yılı Mart ayına kadar İspanya Merkez Bankası altın rezervlerinin %27,4'ünü oluşturan 174 ton işlenmiş altın Fransız Merkez Bankasına gönderilir. Bunun karşılığında Cumhuriyetçi Maliye Bakanlığı 3.922 milyon frank (196 milyon dolar) almış, para askeri malzeme ve gıda alımı için kullanılmıştır. İç savaşın sonunda Akitanya bölgesindeki Mont de Marsan'da tutulan 40,2 ton altın Franco rejimine iade edilmiştir.
Madrid’ten Moskova’ya
Sevk emri ve sebepleri
13 Eylül 1936 tarihinde İspanyol Merkez Bankası altın rezervlerinin sevk edilmesine dair bakanlık kararnamesi dönemin Maliye Bakanı Juan Negrin tarafından imzalanır.
“ | …Ülkemizin karşı karşıya kaldığı silahlı ayaklanma hükümeti acil önlemler almaya itmiş durumdadır. Bu kapsamda kamusal harcamaların güvencesi durumundaki Merkez Bankası rezervlerinin korunması önem arz etmektedir. Olayın doğası ve kararın alınmasının gerekçeleri bu işlemin gizlice yapılmasını gerektirmektedir. Yukarıda bahsedilen gerekçelere dayanarak Bakanlar Kurulunda alınan karara uyumlu olacak şekilde Maliye Bakanı sıfatıyla aşağıdaki uygulamanın yerine getirilmesini talep ediyorum: 1.Maliye Bakanlığı, gerek görmesi halinde, uygun gördüğü bir zamanda, Merkez Bankasındaki altın, gümüş ve değerli evrakın yüksek güvenlikli bir konuma nakletmeye yetkilidir. 2.Bu emirle ilgili olarak hükümet Yüksek Mahkeme önünde hesap vermeyi taahhüt eder. Madrid, 13 Eylül 1936 | „ |
—Juan Negrín, Maliye Bakanı |
Yayınlanan kararname dönemin İspanyol Cumhurbaşkanı Manuel Azaña tarafından da imzalanır. Azaña daha sonra rezervlerin nereye gideceğinden haberi olmadığını söyleyecektir. Largo Caballero, kırılgan yapısından dolayı Azaña'ya işlem tamamlandıktan sonra bilgi verilmediğini belirtecektir. Sevkiyat ile genel kanı altın rezervlerinin İspanya sınırları içinde bir yere nakledileceği şeklindedir, ülke dışına yapılacak olan sevkiyat ile ilgili olarak sadece Caballero ve Negrin'in bilgisi bulunmaktadır.[5]
David Viñas dahil olmak üzere çok sayıda yazar altın rezervlerinin Madrid'in dışına taşınmasında o sıralarda İspanya içinde hızla ilerleyen General Francisco Franco komutasındaki milliyetçi Afrika Ordusu'na bağlarlar. Rezervlerin güvenli bir yere alınması kararı alındığında Franco başkentten sadece 116 km uzaklıktadır. Ancak milliyetçiler başkent önlerine gelmesi iki ay sonra olacak, Franco Toledo'daki milliyetçilerin yardımına koşarak milliyetçi önderler arasında durumunu sağlamlaştırarak 29 Eylül 1936 tarihinde Devlet Başkanı ilan edilecektir. Madrid saldırılara karşı başarıyla savunulacak ve ancak iç savaşın sonunda teslim olacaktır.
Dönemin başbakanı Caballero da Madrid'in tehlike altındayken rezervlerin başkent dışına çıkartılmasını savunmuş, Cartagena'dayken milliyetçilerin saldırısına karşı ülke dışına gönderme kararı alındığı ve tek uygun seçeneğin de Rusya olduğunu belirtmiştir. Ancak aynı siyasi partiye mensup olan ev Caballero'nun dostu Luis Araquistáin altın rezervlerinin Rusya'ya gönderilmesini açıklanamaz delilik olarak nitelendirmiştir.
Avrupa'daki istihbarat faaliyetlerinden sorumlu olan ve daha sonra ABD'ye iltica eden Kızılordu Generali Valter Krivitski, Stalin'in İspanya'ya yardım etmek istediğini ancak Cumhuriyetçilerin yeterli altını olup olmadığını araştırdığını ifade edecektir.
Merkez Bankası altın rezervlerinin yer değiştirmesine dair karar alındıktan sonra milliyetçi olmamalarına rağmen iki yönetim kurulu üyesi banka yetkilisi José Álvarez Guerra ve Lorenzo Martínez Fresneda altın transferinin yasadışı olduğunu öne sürerek istifa ederler.
Altının hazırlanıp Cartagena’ya doğru sevk edilmesi
14 Eylül 1936 tarihinde bankaya gelen Negrin ve yetkililer işlemlere başlar. Kasalar açılarak altın rezervleri günlerce süren uğraşlar sonunda ahşap kasalara konarak yakındaki Atocha Tren İstasyonuna kamyonlarla sevk edilir. Altınlar buradan Cartagena şehrine sevk edilecektir. Bu şehrin seçilmesindeki sebep, önemli bir liman kenti olmasının yanı sıra korunaklı bir bölgede bulunmasıdır. Altınların istenirse deniz yoluyla başka bir yere taşınması olanağı da bulunmaktadır.
Altın ağır güvenlik önlemleri altında demiryoluyla sevk edilirken bankanın 656 milyon peseta değerindeki gümüş rezervleri de sonraki dönemde ABD ve Fransa'ya satılacaktır.
Altın sevkıyatını haber alan milliyetçiler durumu protesto ederler. Altınların yeri öğrenilince durumu yeniden değerlendiren Negrin ve Caballero rezervleri Sovyetler Birliği'ne sevk etmeye karar verirler.
Sovyetler Birliği hükûmeti kendisiyle temasa geçen Cumhuriyetçi liderlerin teklifi üzerine 20 Ekim günü İspanya'daki NKVD sorumlusu Aleksandr Orlov'a sevkiyat için hazırlık yapması talimatı verir. Orlov, sevkiyatı İspanya'ya malzeme getirmiş olan Sovyet tankerleri ile yapma eğilimindedir.
22 Ekim 1936 günü Negrin'in sağ kolu olarak bilinen Hazine Müsteşarı Francisco Méndez Aspe her biri 75 kg gelen sandıkların geceleyin Sovyet gemileri Kine, Kursk, Neva ve Volgones'e yüklenmelerini idare eder. Altın rezervlerinin yüklenmesi üç gece sürer. 25 Ekim günü yola çeken gemilerin istikameti Karadeniz'deki Sovyet liman kenti Odessa'dır.
Yolculuk ve Moskova’ya varış
Yola çıkan Sovyet konvoyu 2 Kasım günü Odessa'ya varır. Limandan itibaren özel NKVD birliklerince korunan altınlar Moskova'daki Devlet Kıymetli Eşyalar Bölümüne (Gohran Rusça:Гохран) getirilir. 5 Kasım günü resmî teslim tutanakları ve ilgili belgeler düzenlenir. Daha sonra ABD'ye iltica edecek olan Orlov anılarında, özellikle Stalin'in altınlardan dolayı çok neşeli olduğunu yazar.
Gokhran'da kesin rakamı elde etmek için 5 Aralık 1936 günü başlatılan kapsamlı sayım 24 Ocak 1937 tarihinde bitirilebilir. Altınlar 15.571 torbanın içinden çıkartılır. Rezervde 16 değişik altın para bulunmaktadır. İspanya, Fransa, Almanya, Belçika, İtalya, Portekiz, Rusya, Avusturya, Hollanda, İsviçre, Meksika, Arjantin, Şili altın paralarının yanı sıra çok sayıda ABD altın doları rezervlerdedir. Toplam rezerv 509 ton ağırlığındaki altın paraların yanı sıra 792 kilo da külçe altından oluşmaktadır. Tarihi altın paraların çoğunun koleksiyon değeri bulunmaktadır.
5 Şubat 1937 tarihinde Moskova'daki İspanya Elçisi ile Sovyet Maliye Bakanı Grinko Fransızca ve Rusça düzenlene kesin tutanağı imza ederler. Metnin hükümleri gereğince İspanyol hükûmeti altınların yerini yeniden değiştirebilecek, rezervlerdeki altının İspanyol hükûmeti tarafından yapılan harcamalardan Sovyet hükûmeti sorumlu tutulmayacaktır. Metinde önemli olan bir konu Sovyetler Birliğinin altınlar ile ilgili olarak İspanyol Merkez Bankası ile değil Cumhuriyetçi hükûmet ile uzlaşmasıdır.
Altın rezervlerinin İspanya'da olmadığının iddia edilmesi üzerine hükûmet bu ifadeleri yalanlayacak, cumhuriyetçileri destekleyen komünist ve anarşist örgütler arasında çatışmalar başlayacaktır.
Altın transferini gerçekleştiren Sovyet yetkililerden bazıları Büyük Temizlik sırasında tasfiye edilecektir. Öldürüleceğinden çekinen Orlov 1938 yılında ABD'ye iltica edecektir.
Altının kullanılması
Negrin bakanlığı döneminde 19 kez altın satış emri yayınlar. 19 Şubat 1937 – 28 Nisan 1938 tarihleri arasındaki bu emirler Sovyetler Birliği Maliye Halk Komiserliğine hitaben yazılmıştır. Emirlerde altının değeri Londra Borsası değerlerine göre İngiliz poundu, ABD doları veya Fransız frangına çevrilmiştir. Maritn Aceña'ya göre 1937 yılında 415 ton, Ocak-Nisan 1938 arasında ise 58 ton altın satılmış, geriye kalan 35 ton ise ikinci bir yere nakledilmiştir. İspanyol Merkez Bankasının Ağustos 1938'e gelindiğinde hala 2 ton altın bulunuyordu. Sovyetler Birliği her satıştan belli bir yüzdeyi masraf ve kesintiler olarak almaktaydı.[6] Ödemeler Sovyet ulusal bankası Gosbank tarafından Fransa'daki Sovyet mali kurumu Banque Commerciale pour L'Europe du Nord'a transfer edilirdi. Paris'ten ise Brüksel, Prag, Varşova, New York ve Meksika başta olmak üzere alım yapılan yerlere ödeme yapılırdı.
İspanyol altınlarının Moskova'ya gelmesiyle beraber Sovyetler Birliği faşizmle mücadele için önceden verilmiş olan yardımların bedelini talep edecek ve bu yüzden eleştirilere hedef olacaktır. Bu eleştirilere rağmen Sovyet kontrolünde olan altınlar hiçbir şekilde usulsüz kullanılmamış, Sovyetler Birliği İspanyol hükûmetinin çaresizliğinden faydalanılmamıştır.
Malî sonuçları
İspanyol Merkez Bankasından altın rezervlerinin Moskova'ya gönderilmesinin 1937 yılındaki ekonomik krizin temel sebebi olduğu iddia edilir.[7] Altın rezervlerinin ülke dışına çıkartılması kredi açısından olumlu olmuşsa da ülke içindeki madeni ve kağıt paranın değerinde büyük ölçüde düşme meydana gelmiştir. Milliyetçiler hükûmetin güvenilirliğini sorgulayacak şekilde konuyu işleyerek halk arasında hükûmete karşı şüphelerin ortaya çıkması için uğraşmışlardır. Cumhuriyetçi hükûmet altın rezervlerinin yurt dışında olduğunu yalanlayacak, bazı alımlarının ise doğrudan altın karşılığında yapıldığını belirtecektir.
Cumhuriyetçilerin iktidarda olduğu bölgelerde altın rezervinden mahrum olan hükûmet kaynaksız para basmaya başlayınca enflasyon yaşanmaya başlamıştır. 30 Nisan 1938 tarihine gelindiğinde 1936 yılıyla karşılaştırıldığında dolaşımda bulunan para %265.8 oranında artmıştır. Artan enflasyon halkın değerli madenleri biriktirmesine sebep olmuştur. İç savaşın ilerleyen dönemlerinde milliyetçilerin hakim olduğu yerlerde enflasyon %40 seviyelerindeyken, cumhuriyetçi bölgelerde %1500 seviyelerindedir. Franco'nun savaşı kazanması durumunda Cumhuriyetçi paralarının değersiz kalacağından korkan halk tüm anlaşmalarını değişik değişim araçları üzerinden yapmaya başlayacaktır.
Mali krizin ülke içindeki spekülatörlerden dolayı olduğuna dair görüşleri savunan İspanyol Komünist Partisi genel sekreteri José Díaz Cumhuriyetçilerin hakim oldukları bölgelerdeki büyük sanayicileri ve patronları hedef göstermiştir. Uluslararası alanda zaten yalıtılmış konumda olan Cumhuriyetçiler, İspanya'da olası bir komünist zaferi istemeyen uluslararası kredi kurumlarının milliyetçilere destek verdiğini görmüşlerdir. Franco'ya destek veren İspanyol iş adamı Juan March Ordinas'ın yanı sıra uluslararası şirketler Ford ve Texaco sayılabilir.[8]
Soğuk Savaş dönemi
Sürgündeki Cumhuriyetçiler arasında ayrım
İç savaşın sonuna doğru cumhuriyetçiler arasında bir görüş ayrılığı belirir. Bir taraf başlamakta olan II. Dünya Savaşı ile iç savaşı birleştirerek mücadeleye devam edilmesini savunurken diğer taraf milliyetçilerle masaya oturulmasını ve iç savaşın sona erdirilmesini savunmaktaydı. Savaşın devamından yana olan Negrin sadece İspanyol Komünist Partisinin desteğine sahipti. Başta İspanyol Sosyalist İşçi Partisi olmak üzere diğer tüm siyasi partiler aksi görüşü savunuyordu. Komünistlerle sosyal demokratlar arasındaki bölünmüşlük zaman zaman çatışmalara da yol açıyordu.
Bu durumdan yararlanan Albay Casado 1939 yılı Mart ayında Madrid'de bir askeri darbe gerçekleştirecek ve iktidara gelecektir. İspanyol Sosyalist İşçi Partisinin desteğini alan yeni yönetim Negrin ve komünistleri kovacak ve Franco ile barış masasına oturmaya çalışacaktır. Franco sadece koşulsuz teslimi kabul edeceğini belirtince çaresiz kabul edilecektir.
İç savaşın ardından İspanyol Sosyalist İşçi Partisi sürgünde yeniden örgütlenmeye başlar. Indalecio Prieto sürgünde bulunduğu Meksika'daki faaliyetlerine Negrin ekibini dahil etmez. Üç önemli lider Julián Besteiro, Indalecio Prieto ve Largo Caballero komünist karşıtlığında birleşmiştir. Yine sürgünde olan İspanyol Komünist Partisi de faaliyetlerine yeraltında devam etmek durumunda kalacaktır.
Soğuk Savaşın zirveye çıktığı McCarthyciliğin en azgın döneminde 1955 yılı Ocak ayında ABD kaynaklı Time dergisinde yayınlanan bir yazı altınları yeniden gündeme getirir.[9] Yazıda Prieto ve sürgündeki Cumhuriyetçiler Negrin ile birlikte işbirliği yapmakla ve altınları Sovyetler Birliğine kaçırmakla suçlanırlar. Siyasi ortamı iyi değerlendirmek isteyen Franco konuya müdahil olarak sovyetler birliğini uluslararası ortamda suçlayarak İspanyol altınlarını izinsiz yere satmakla itham eder.
Negrin dosyası
Altın rezervlerinin yer değiştirmesi ve ilgili konular hakkında tutulan kayıtlar “Negrin dosyası” olarak bilinmektedir. Tarih araştırmacıları bu belgelerden ve kayıtlardan yaşananları yeniden anlamak için yararlanmıştır. Kayıtlarda altınların eritilerek külçeye dönüştürülme işlemleri de kayıt altına alınmıştır.
Negrin 1956 yılının sonuna doğru Paris'de hayata veda etmiştir. Oğlu Rómulo Negrin babasının vasiyeti gereği belgeleri önce Fransız yetkilileri oradan da İspanyol yetkililere iletilmiştir. Franco rejimi sırasında İspanya Merkez Bankası Başkanı olan Jesús Rodríguez Salmones, belgeleri incelemeden teslim alacak ve kasada saklanmasını emredecektir. 1957 yılında Franco tarafından Sovyetler Birliğine resmen yollanan bir diplomatik heyet İspanyol altınlarının akıbetini sorgulayacaktır. Bunun üzerine Sovyetler Birliği yetkilileri belgelerle İspanyol altınlarının nerede kullanıldığını ispatlayacak ve altınların tamamen kullanıldığını gösterecektir. Buna rağmen yapılan iddialar uzun süre gündemde kalsa da herhangi bir sonuç alınamayacaktır. İddiaların sürmesinde Negrin'in yenilginin ardından kaleme aldığı ve dosyalar arasında bulunan ifadelerin yeri büyüktür. Negrin, İspanya'nın altınlarının çaresiz kaldığı bir dönemde elinden alındığını ve bu manevi yükün altında ezildiğini belirtse de haksızlığın nerede yapıldığını belirtmemiştir. Konuyla ilgili Pravda'da yer alan ayrıntılı açıklamalar ise İspanyol yönetimi tarafından kabul edilmemiştir.
İddialar
İspanyol Pablo Martín Aceña, Francisco Olaya Morales ve Ángel Viñas konuyla ilgili yazılar yazan önemli araştırmacı yazarlardandır. Ayrıca Viñas'a İspanya Merkez Bankası kayıtlarını inceleme izni tanınmıştır. Uluslararası alanda ise Gerald Howson ve Daniel Kowalsky Sovyet arşivlerine konuyla ilgili giriş izni verilen araştırmacılardandır.
Altın rezervlerinin kullanılmak istenmesinden çok altının gönderildiği ülke tartışmalarda daha öne çıkmaktadır. Viñas, Ricardo Miralles ve Enrique Moradiellos gibi yazarlar Negrin'in verdiği kararı desteklerken altınların Sovyetler Birliği'ne gönderilmesi siyasi, ekonomik ve lojistik olarak sorunsuz olarak değerlendirilir. Bu bakışa göre yaklaşmakta olan milliyetçi saldırıya karşı direnebilmenin başka yolu yoktur. Batılı demokrasilerin saldırıya seyirci kaldığı bir dönemde altın rezervleri satılmasaydı en küçük bir askeri direniş sergilenemeyecektir.
Martín Aceña gibi karşı görüşte olanlara göre ise Cumhuriyetçiler altın rezervini ülke dışına yollayarak mali açıdan ölümcül bir hata yapmıştır. Aceña burada rezervlerin sadece Sovyetler Birliği'ne gönderilmesine karşı çıkmış, bürokrasisinin saydam olmadığını öne sürdüğü Sovyetler yerine ABD veya Fransa'nın tercih edilmesi gerektiğini yazmıştır.[10]
García de Cortázar, Pío Moa ve Alberto Reig Tapia gibi yazarlar ise Moskova altını konusunun Franco rejimi tarafından efsaneleştirildiğini ve iç savaş sonrasındaki kötü ekonomik duruma bahane edildiğini yazarlar.
Kaynakça
- ^ İspanya Merkez Bankası internet sitesindeki tarihçe kısmından 14 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İspanyolca) 8 Ocak 2011 tarihinde erişilmiştir
- ^ Viñas, s.111
- ^ Bu yapı günümüzde hala korunmaktadır Bankanın internet sitesindeki örgüt şeması 14 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İspanyolca) 8 Ocak 2011 tarihinde erişilmiştir
- ^ Pons, s.15
- ^ Thomas s.448
- ^ %2.1 komisyon ve aracılık, %1 ise sevkiyat, nakliye ve metalurji işlemleri için kesilmiştir
- ^ Santacreu Soler, José Miguel, La Crisis monetaria española de 1937, University of Alicante 1986 ISBN 84-600-4582-X. Google books[] s.22-23, 44
- ^ Martorell Linares, Una guerra, dos pesetas : La economía de la guerra civil, Barcelona, Marcial Pons Historia 2006 ISBN 84-96467-33-3. s.1-12
- ^ 31 Ocak 1955 tarihli 30 Kasım 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Time haberi (İngilizce) 15 Ocak 2011 tarihinde erişilmiştir
- ^ Martín Aceña, Pablo, El Oro de Moscú y el Oro de Berlín, Madrid, Taurus 2001 ISBN 84-306-0448-0 Google Books[] s.121, 159
Ayrıca bakınız
Konuyla ilgili yazılan eserler
- Thomas, Hugh, The Spanish Civil War, Penguin Books 1990 ISBN 0140135936
- Pons, María Ángeles; Martín Aceña, Pablo; Martínez Ruiz, Elena, La Hacienda pública y la financiación de la guerra, Marcial Pons Historia 2006 ISBN 84-96467-33-3 İlgili internet sitesi16 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İspanyolca) 8 Ocak 2011 tarihinde erişilmiştir
- Viñas, Ángel,La soledad de la República: el abandono de las democracias y el viraje hacia la Unión Soviética, Barcelona: Crítica 2006 ISBN 84-8432-795-7 Google Books