Mora Yarımadası
Peloponez veya Mora Yarımadası, bugünkü Yunanistan'ın güneyinde, ülkenin bir kısmını oluşturan, Avrupa kıtasına bağlı olan ve Ege Denizi'nde bulunan yarımadadır (1893'ten beridir teknik olarak ada). Adanın ismi Yunancada Peloponnesos (Πελοπόννησος) 'tur. Bu isim Yunancada Pelops'un Adası anlamına gelmektedir. Günümüzde Mora'nın kuzeybatı kesimi Batı Yunanistan bölgesine dahil edilmiştir. Resmi yüzölçümü toplam 15,511 m², bütün yarımada ise toplamda 21,550 m²'dir. Buna göre Mora, Yunanistan'ın Orta Makedonya (19,166 m²) ve Orta Yunanistan (15,561 m²) bölgelerinden sonra en geniş arazi yapısına sahip üçüncü bölgesidir.
Mora Yarımadası antik dönemlerde Atina ve Sparta arasında meydana gelen meşhur savaşlara ev sahipliği yapmıştır. Dördüncü Haçlı Seferleri sırasında Franklar tarafından fethedilen yarımada Ahaya Prensliği'nin kuruluşuna tanıklık etmiştir. Aynı dönemde Venedik Cumhuriyeti Mora'nın güneyindeki liman şehirlerini ele geçirmiş ve Akdeniz'e doğru uzanan bir ticari ağ kurmuştur. Osmanlıların 1453'te İstanbul'u fethetmesi sonrası Bizans ardılları Mora'ya yerleşmiş ancak burada da kalıcı olamamışlardır. Osmanlılar güneydeki Modon, Koron gibi liman şehirleri haricinde bütün yarımadayı II. Mehmed döneminde, 1460 yılında ele geçirmiştir. II. Bayezid ve I. Süleyman döneminde ortaya çıkan Venedik Savaşları sonrası bütün yarımada Osmanlıların eline geçmiştir. 1685'te Venedikliler Osmanlılara savaş açarak Mora'yı ele geçirmiş, 1699'da imzalanan Karlofça Antlaşması ile Osmanlılar yarımadadaki haklarını Venedik'e terk ettiğini doğrulamıştır. 1715'te Şehit Ali Paşa'nın askerî harekâtı sonrası tekrar Osmanlı egemenliği altına giren Mora, 1821'deki isyan sonrası Osmanlı'nın hakimiyetinden çıkmıştır.
2011'deki nüfus sayımına göre Mora'nın toplam nüfusu 577.903'tür. Bu nüfusun 291.777'si erkek, 286,126'sı ise kadınlardan oluşmaktadır.[1]
Coğrafya
Dağlık bir arazi yapısına sahip olan Mora'nın en yüksek noktası güneydeki Taygetus dağ silsilesinde yer alan 2,404 metre yüksekliğe sahip Profitis Ilias'tır. Onu kuzeyde 2,376 metrelik yüksekliğiyle Killene Dağı takip eder.
Mora'nın etrafı körfezlerle ve denizlerle çevrilidir. Güneyinde Akdeniz, doğusunda Ege Denizi ve batısında İyon Denizi yer alır. 1893'te açılan Korint Kanalı Mora'nın güneyini dolaşma zahmetini ortadan kaldırmış ve Korint Körfezine açılan bir kapı olmuştur.
Tarih
14. Yüzyıl
1348'de Bizans İmparatoru Kantakuzenos Rumeli'de büyüyen ve genişleyen Osmanlı İmparatorluğu akınlara karşı Mizistre merkezli Mora Despotluğu'nu tesis etmiştir.[2] Mora'ya atanan ilk despot Manuel Kantakuzenos'tur. Manuel yarımadadaki komşuları olan Latinlerle iyi ilişkiler kurarak I. Murad döneminde Osmanlı askerlerinin bölgeye akınlarını önlemiştir. Venedikliler ve Hospitallerin yardımlarıyla Megara'da 35 parçalık bir Türk donanmasını ateşe vermiştir.[3]
Osmanlı Devleti'nin Mora'daki ilk başarılı akınları 1387'de gerçekleşmiştir.[4] Yıldırım Bayezid dönemine tekabül eden bu akınlar sırasında Osmanlılar Mora'yı yağmalamıştır.[5] Bu sırada Venedikliler Mora'nın güneyindeki Modon ve Koron limanlarına sahip olmalarının yanı sıra Arhos ve Anabolu'yu yıllık 700 duka altın karşılığında ele geçirmiştir.
15. Yüzyıl
Osmanlı Fetihleri ve Mora'nın Fethi
Venedikliler Dalmaçya'dan Mora'ya kadar uzanan kıyı şeridindeki hakimiyetlerini güçlendirmek için 1417'de Navarin'i ele geçirmiş ve Koron'a kadar olan bölgelerdeki tahkimatlarını artırmıştır.
1423'te II. Murad Akhaya Prenslerine ve Venediklilere bir ders vermek için Turahan Bey komutasında 25,000 kişilik bir orduyu Mora'ya göndermiştir. Harap olmuş vaziyetteki Germehisarını (Hexamilion) aşan Turahan Bey ve ordusu Mora'nın iç kısımlarına doğru hareket ederek Mizistre, Leondari, Gardiki, Davia ve diğer pek çok Bizans şehrini yağmalamıştır.[6] Venedikli tarihçiler Turahan Bey'in kendi şehirlerinden 1260, Bizans'a ait bölgelerden ise 6000'in üzerinde pek çok Arnavut esir ele geçirdiğini kaydetmiştir.[7] Bu sırada Moralı Arnavutlar Osmanlılara karşı saldırıda bulunmak için Tripoliçe yakınlarındaki Davia'da bir araya gelerek kendilerine bir lider seçmiştir. Turahan Bey tuzağa düşmeyerek dağlık araziler yerine onları ovada karşılamış, birlikleri geri püskürtmüş ve ele geçirdiği 800 esirin başlarını vurdurtmuştur.[8] 1425 yılında Venedik donanması amirali barış görüşmelerini Turahan Bey ile gerçekleştirmiştir.[9]
1431'de Turahan Bey Germehisarı surlarını yeniden aşarak Mora'yı baştan başa dolaşmış ve yağmalamıştır.
Mora'ya yönelik bir diğer askerî harekât 1440 yılında düzenlenmiştir. II. Murad bu surların durumu hakkında bilgi almak için Teselya Sancak Beyi Turahan Bey'i yeniden görevlendirdi. Turahan Bey II. Murad'a Germe'de beş farklı yerde hisar yapıldığını, bu nedenle üç farklı cephede savaşılması gerektiğini bildirmiştir. Bunun üzerine II. Murad savaş hazırlığı yapılarak Mora'ya yürünmesini, Turahan Bey'in ise keşif maksatlı ordugâhtan önce surlara varmasını emretmiştir. Turahan Bey Germehisarına vardığında surların birbirine destekli olduğunu ve savaş durumunda birbirlerine yardım ettiklerini fark etmiştir. Bunun üzerine top çekilerek surlar dövülmeye başlanmıştır. Ayrıca hendekler kazılarak içine su doldurulmuş, sonra bu suların kurutularak surları zayıflatmasını ve akabinde yıkılmasını sağlamışlardır.[10]
1444'te Mora despotu Konstantin Palaiologos Germehisarını güçlü bir şekilde yeniden tahkim etmiştir. Ancak II. Murad 1446'da surları yeniden yıkmıştır. 1460'ta II. Mehmed Mora'yı fethederek Osmanlı topraklarına katmıştır.
16. Yüzyıl
Güney Kıyılarda Osmanlı Hakimiyeti ve İdari Yönetim
Akdeniz'de hakimiyet kurmak isteyen II. Bayezid Venediklilerle ortaya çıkan savaşı fırsat bilerek Yakup Paşa'ya Modon'u kuşatma emri vermiştir. 9 Ağustos 1500'de uzun bir muhasara sonrası Modon fethedilmiş, Koron ve Navarin de kısa bir süre içerisinde Osmanlılara teslim olmuş, buradaki baş kiliseler Sultan'ın talimatıyla camiye çevrilmiştir. Böylece Osmanlı donanması Batı Akdeniz'de hakimiyet kurmak için yeni bir üs edinmiştir.
1521 tarihli bir belgeye göre Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa kıtasındaki bütün toprakları Rumeli Eyaleti'ne bağlıydı. 11 kaza merkezine sahip olan Mora, Mîr-i Mîrân (28 kaza) ve Silistre (13 kaza) sancaklarından sonra en çok kazaya sahip olan üçüncü sancaktı. Bu kazalar Gördüs, Balyabadra, Kalavrita, Hulumiç, Arkadya, Kalamata, Karitene, Mezistre, Arhos, Moton ve Koron'du.[11] Bir yıl sonra, Midilli adasının Mora'ya bağlı bir kaza merkezi olarak kaydedilmesiyle yarımadadaki kazaların sayısı 12'ye yükselmiştir.
1532'de Şarlken Mora'ya müdahale etmek için haziran ayında Messina'da büyük bir filo toplamıştır. Papalık, Saint-Jean Şövalyeleri, Cenevizliler ve Sicilyalıların desteğini arkasına alan Andrea Doria kanlı savaşların ardından Koron'u ele geçirmiştir. Daha sonra Balyabadra'ya yönelen Andrea Doria burayı da ele geçirerek yağmalamış ve büyük bir ganimetle memleketine dönmüştür.
1537'de Venedik'e savaş ilan eden I. Süleyman, Mora Sancak Beyi Kasım Paşa'ya Mora'da Venedik kalelerini zaptetmekle görevlendirmiştir. 1540'ta Cenevizlilerin elinde bulunan kolonileri kurtarmak isteyen Venedikliler I. Süleyman ile bir barış antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşmaya göre Venedik Cumhuriyeti, Benefşe (Monemvasya) ve Anabolu üzerindeki haklarını Osmanlılara terk etmiştir. Böylece yarımada bütünüyle Osmanlı hakimiyetine geçmiştir.
Mora'nın tamamen Osmanlıların eline geçmesiyle yarımadada bir dizi idari düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Andurusa (Androusa) ve Hulumiç (Chlemoutsi) bağlı bulundukları kazalardan ayrılarak bağımsız bir kazaya dönüştürülmüş, Midilli Adası Mora'ya bağlı olmaktan çıkarılmıştır. Böylece XVI. yüzyılın ikinci yarısından sonra Mora Yarımadası toplamda 14 kaza merkezine ulaşmıştır. Osmanlılar bu dönemde ele geçirdikleri toprakları iskan etmeye çalışmıştır. 1550 senesine doğru Mora'da 42.000 Hristiyan aile yaşamaktaydı.[12]
XVI. yüzyılın ikinci yarısında Mora'ya bağlı kazaların akçe değeri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:[13]
Kaza | Akçe Değeri |
---|---|
Anabolu | 60 |
Arkadya | 150 |
Arhos | 70 |
Andurusa | 50 |
Balyabadra | 150 |
Hulumiç | 50 |
Benefşe | 100 |
Moton | 50 |
Koron | 50 |
Gördüs | 150 |
Kalamata | 50 |
Mizistre | 150 |
Kalavrita | 100 |
Karitene | 60 |
Yukarıdaki tabloda kazaların akçe değerleri göz önünde bulundurulduğunda Mora'daki başlıca nüfus yoğunluğunun Balyabadra, Gördüs, Mizistre ve Arkadya'da olduğunu söylemek mümkündür.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 16 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2020.
- ^ Nicol, Donald. The Byzantine family of Kantakouzenos (Cantacuzenus) ca. 1100-1460: A Genealogical and Prosopographical Study. Dumbarton Oaks studies 11. (Washington, DC: Dumbarton Oaks Center for Byzantine Studies, 1968), s. 125
- ^ Levent Kayapınar, “Yunanistan’da Osmanlı Hakimiyetinin Kurulması (1361-1461)”, Türkler içinde, (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2014), 9: 191
- ^ Aşıkpaşazade Tarihi, haz. Necdet Öztürk, (İstanbul: Bilge Kültür Sanat, 2013), s. 93
- ^ Johann Wilhelm Zinkeisen, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, (İstanbul: Yeditepe Yayınevi, 2011), s. 412
- ^ Marino Sanudo, Vite di Duchi di Venezia, düz. Ludovico Antonio Muratori, XXII, s. 978
- ^ Zinkeisen, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, s. 413
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 30 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2020.
- ^ Aşıkpaşazade Tarihi, s. 168-170
- ^ Ercan Alan, "Yeni Bir Belgeye Göre XVI. Yüzyılın İlk Yarısında Rumeli Sancakları, Kazaları ve Kadılar", Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi 4, sy. 33, 2016, s. 337-377
- ^ Nikos A. Bees, "Mora", İslâm Ansiklopedisi (Eskişehir: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 2001), s. 413-427
- ^ Levent Kuru, "XVI. Yüzyılın İkinci Yarısında Rumeli Kadılıkları", Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi 8, sy. 2, 2019, ss. 261-294