İçeriğe atla

Mor Çatı

Mor Çatı logosu

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı; kadınlara karşı şiddetin önlenmesi için çalışmalar yapan, aile içi şiddete uğramış kadınlara psikolojik ve hukukî destek veren ve barınak sağlayan bir sivil toplum örgütüdür. Vakıf adında ve kampanyalarda kullanılan mor renk, şiddet sonucu meydana gelen yaralanmaları vurgulaması için tercih edilmiştir.

Tarihçe

1990 yılında kurulan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın tarihçesi [1],Mor Çatı hareketini ile 80'li yılların başlarına gider. 1981-84 yılları arasında Yazko bünyesinde kadınlar feminizmi tartışmaya başladılar ve Somut dergisinde bu konuda yazılar yayımlanmaya başladı.[1] 1984 Nisan'ında Kadın Çevresi kuruldu ve pek çok yabancı feminist yayın Türkçeye çevrildi.[1] 1987 yılında Çankırı'da bir yargıcın "Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmemek gerekir," diyerek bir kadının boşanma talebini reddetmesi sonucu Dayağa Karşı Kadın Dayanışması eylemleri gerçekleştirildi.[1] Aynı yıl Cağaloğlu'nda Geçici Modern Kadın Müzesi açıldı ve kadın tanıklıklarına dayalı, kolektif olarak hazırlanan "Bağır! Herkes Duysun!" kitabı yayımlandı.[1]

Kampanya sürecinde ortaya çıkan tanıklar; karşılaştığı şiddet nedeniyle hukukî ve tıbbî destek ile barınağa ihtiyaç duyan kadınların çokluğu dayanışma ağlarının oluşturulmasını gerekli kıldı. 1989 yılı Ocak ayında şiddete maruz kalan kadınların hukukî ve pratik destek alabilecekleri bir telefon ağı oluşturuldu. Aynı yıl Mor İğne kampanyası, 1990'da Bedenimiz Bizimdir kampanyası yapıldı.[1] Bir süre sonra dayanışma ağlarının da yetmediği anlaşıldı ve aile içindeki şiddete karşı mücadeleyi yaygınlaştırmak amacıyla 1990'da Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kuruldu.[1]

Faaliyetler

Dayanışma merkezi

Gönüllü dayanışması: Mor Çatı gönüllülerinin bir kısmı şiddetten kurtulmuş kadınlar olmakla birlikte gönüllülük için böyle bir şart yoktur. Mor Çatı'da gönüllü olabilmek için atölyelere katılmak gerekir.

Mor Çatı'ya, günde ortalama 10 civarında başvuru yapılmaktadır. Aile içi şiddet nedeniyle başvuran kadınlarla genellikle önce telefonda görüşülür. Ardından yapılan yüz yüze görüşmede, seçenekler birlikte gözden geçirilir, şiddetin sorumlusunun kadınlar olmadığı vurgulanır. Kadınlara, kendileri ile ilgili en doğru kararı yine kendilerinin alabilecekleri hatırlatılır.

Psikolojik destek: Psikolojik danışmanlık, şiddet yaşamanın getirdiği umutsuzluğu, suçluluk duygusunu, utanç ve korkuyu yenebilmek, yeni yaşam seçenekleri oluşturabilmek için sağlanır. Bu alanda çalışma yapan herkesin öncelikle hiçbir kadının şiddeti provoke ettiğine ya da bunu "hak ettiğine" inanmaması beklenir. Kısacası şiddet gören kadınlara destek verecek psikologların "eşitlikçi" bakış açısına sahip olmaları gerekir.

Hukukî destek: Şiddete uğrayan kadınların büyük çoğunluğu, yasal haklarını ve bunları nasıl kullanacaklarını bilmemektedir. Kadınların bu ihtiyaçları gönüllü avukatların verdiği hukuksal danışmanlık ile karşılanmaktadır. Hukuk alanında çok sık gözlenen bir durum, uygulayıcıların kadından yana olmayan yaklaşımları nedeniyle var olan yasalardaki olumlu hükümlerin bile uygulanamamasıdır.[2] Bu nedenle hukuksal danışmanların da "eşitlikçi" bakış açısına sahip olması büyük önem taşır.

Sığınaklar

Mor Çatı, bugüne kadar 3 ayrı kadın sığınağı çalışması yürüttü. Bunlardan birincisi 1995-1998 yılları arasında gerçekleştirildi. Bu sığınak 350 kadın ve 250 çocuğa şiddetsiz bir yaşam olanağı sağladı.[3]

2005 Ekim ayında Beyoğlu Kaymakamlığı, Dünya Bankası'ndan aldığı kredi ile açacağı sığınağın Mor Çatı tarafından yürütülmesini önerdi. Bu işbirliği Başbakanlığın 2006/17 sayılı kadın ve çocuklara yönelik şiddete karşı mücadele genelgesine uygundu. Mor Çatı'nın dayanışma merkezi ve sosyal çalışmacı, psikolog, psikiyatr, avukat gibi gönüllüleri aracılığıyla destek verdiği bu çalışma 3 yıl sürdü. Aralık 2008'de Beyoğlu Kaymakamlığı kaynak bulamadığı gerekçesi ile bu çalışmayı durdurdu.[3]

Mor Çatı, bağımsız sığınak faaliyetini Mart 2009'dan bu yana Şişli Belediyesi, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu gibi kuruluşlardan ve sponsorlardan sağladığı destekle sürdürüyor.

Atölye çalışmaları

Mor Çatı, dayanışma merkezi ve sığınakların feminist yöntemlerle yürütülmesi ile kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratılması amacıyla 2 ayrı tür atölye çalışması gerçekleştirmektedir. 2012 yılına kadar 10'u aşkın belediye Mor Çatı'dan bilgi ve deneyim paylaşmak üzere atölye çalışması talep etmiştir. Diğer kadın örgütleri ile ortak yapılan atölyelerin sayısı ise 100'e yakındır.[4]

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g Öykümüz 2 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı. Erişim: 21 Ekim 2011.
  2. ^ Dayanışma merkezi 2 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı. Erişim: 21 Ekim 2011.
  3. ^ a b Sığınak 2 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı. Erişim: 21 Ekim 2011
  4. ^ Atölyeler 26 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı. Erişim: 21 Ekim 2011.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de kadın hakları</span>

Türkiye'de kadın hakları konusu, Batı dünyasındaki gelişmelere paralel olarak 19. yüzyıl ortalarından itibaren gündeme gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Aile içi şiddet</span> Bir aile üyesinin; diğer veya eski üyesine fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetmesi, zarar vermesi

Aile içi şiddet, bir aile üyesinin; diğer üyesi veya eski üyesine karşı fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetme ya da zarar vermesidir.

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM), Türk Hukuk Sitesi Kadın Hakları Çalışma Grubu tarafından kurulan ve yönetilen, sanal kadın destek merkezi. KAHDEM kadınlara, boşanma, nafaka, çocuklukta görülen şiddet, evlilikte şiddet, cinsel taciz, tecavüz gibi her türlü konuda gerek diğer kullanıcılar, gerekse kuruluş üyesi hukukçular vasıtasıyla ücretsiz danışmanlık hizmeti vermektedir.

Heinrich Böll Stiftung Derneği, İstanbul'da yerleşik olan bir sivil toplum kuruluşudur.

<span class="mw-page-title-main">Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü</span>

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla BM Genel Kurulu kararı ile ilan edilen gündür.

<span class="mw-page-title-main">Kadına yönelik şiddet</span> kadınlara yönelen cinsiyet temelli şiddet eylemleri

Kadına yönelik şiddet, kadınların cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan her türlü eylem, uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit edilme, zorlanma veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakılmalarıdır.

Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği veya kısa adıyla SPoD, 2011 yılında bir grup akademisyen, hukukçu ve aktivist tarafından kurulan, hak temelli ve hizmet yönelimli çalışma yürüten, İstanbul merkezli bir LGBTİ+ örgütüdür.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Sözleşmesi</span> kadına karşı ve aile içi şiddetin önlenmesiyle ilgili uluslararası sözleşme

İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği</span>

Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, 1996 yılında Ankara’da bir grup kadın tarafından kurulan bir sivil toplum örgütüdür.

<span class="mw-page-title-main">Norma Cruz</span> Guatemalalı insan hakları aktivisti

Norma Cruz Guatemalalı insan hakları aktivisti. Özellikle kadınlara uygulanan şiddet karşıtı çalışmalarıyla bilinmektedir. 3 Temmuz 1996'daki açılışından bu yana, Guatemala merkezli kadın hakları örgütü olan Fundación Sobrevivientes 'na yön verdi. Bu vakıf şiddete maruz kalmış yüzlerce kadına duygusal, sosyal ve hukuksal destek sağlamayı amaçlamakta, bu çalışmalarını adalet ve koruma anlayışı içinde yürütmektedir." ABD Dışişleri Bakanlığına göre vakıf, yalnızca 2007 yılında tek başına 30 kadın katilinin bulunmasına, kovuşturulmasına ve cezalandırılmasına yardımcı olmuştur. Vakıf aynı zamanda bebeği çalınan annelere, yasadışı çocuk kaçakçılığına ve evlat edilinmesine karşı da mücadele vermektedir." 2009 yılında Norma Cruz, ‘’’Guatemala’da olduğu kadar Dünya üzerindeki herhangi bir yerde kadınlara umut kaynağı ve ilham sembolü olduğu’’’ belirtilerek Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü’ne layık görülmüştür." Cruz düzenlenen törende ödülünü ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve ABD First Lady'si Michelle Obama’nın elinden almıştır. 2009 yılının mayıs ayından itibaren telefon ve kısa mesajla yoğun şekilde tecavüz ve ölüm tehditleri alan Cruz’un ailesi de aynı tehditlere maruz kalmıştır. Bu tehditler Guatemala Hükümetinin Cruz’a polis koruması sağlamasına rağmen devam etti. Uluslararası Af Örgütü 2011 yılında Cruz’un korunmasını ‘’öncelikli olay’' olarak nitelendirdi. 2011 Mart'ında vakfın ofisi molotov kokteylli saldırıya uğradı, yaralanan veya ölen olmadı.

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun veya 6284 Sayılı Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 8 Mart 2012'de kabul edilen ve 20 Mart 2012'de T.C. Resmî Gazete'de yayımlanan yasadır. Kanunun amacı şiddet gören ya da bu yönde bir tehdit altında bulunan kadın, çocuk, aile bireyi ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarının korunması ve bu kişileri hedef alan şiddetin önlenmesi için alınacak önlemleri düzenlemektir.

Psikolojik şiddet, failin mağduru duygusal olarak sindirmek ve aşağılamak, ona yaptırım uygulamak veya cezalandırmak için toplumdan soyutlamak üzere baskı uyguladığı bir saldırganlık ve istismar biçimidir.

Ekonomik şiddet, toplumsal ve ekonomik yapıda dezavantajlı olan bireylerin ekonomik bağımsızlıkları ve bunun oluşum sürecindeki menfi etki ve engelleri tanımlar. Özellikle feminist teori ile ilişkilendirilmektedir. Örneğin, kadınların ekonomik bağımsızlığını elde edememesi üzerindeki menfi etkiler ve bunun kadınlara karşı bir kontrol, tehdit ve yaptırım olarak tezahür etmesi bu şiddet türünün bir örneğidir. Ekonomik şiddetin kapsamı kadınların bağımlı hâlde olmasındaki etkiler dışında kadın istihdamına izin verilmemesi, istenilmeyen bir işte zorla çalıştırılması, iş hayatındaki ileri pozisyonların kısıtlanması, eşit işe eşit ücret verilmemesi ve kadının daha az kazanması, müsadere vb. gibi birçok örnekle genişletilmektedir. Bu eksende kısıtlanan kadın özgürlüğü ile fakirleşme, fiziksel şiddetin daha fazla görünür olması ve psikolojik sorunlar ortaya çıkmakta ve cinsel istismar, kadın ticareti, HIV ve morbidite oranı artmaktadır. Bu kapsamda kadın istihdamın ve istihdam sürecindeki sorunların giderilmesi, kadına yönelik şiddete karşı çalışmaların yapılması ve mağdurlar için destek servislerinin kurulması önerilmektedir.

Kadın sığınmaevi, kadına yönelik şiddet olaylarına karşı kadınların varsa çocukları ile birlikte, şiddetten geçici olarak korunmasını sağlamak, bu dönemde şiddet mağdurlarının psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlarının çözülmesi için açılmış sosyal hizmet kuruluşlarıdır. Türkiye'de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, belediyeler ve Sivil Toplum Kuruluşları'na bağlı toplam 143 kadın sığınmaevi bulunmaktadır.

Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesi ya da DEVAW, kadınlara yönelik şiddeti ve şiddetin ortadan kaldırılması özel olarak ele alan 1993 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) kararıdır.

Seks işçilerine yönelik şiddet, dünya çapında hem fiziksel hem de psikolojik düzeyde rapor edilmiştir. Kurbanlar ağırlıklı olarak kadınlardır, aşırı durumlarda bu şiddete cinayet de dahildir.

<span class="mw-page-title-main">Canan Arın</span> Türk hukukçu

Mevhibe Canan Arın, Türk avukat ve aktivist.

Nurser Öztunalı, Türkiye'de 1980 sonrası öncü aktivistlerinden. Esas mesleği mimarlık olan Nurser Öztunalı aynı zamanda yayıncılık da yaptı. Kadın Çevresi Yayınları, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ve Mimarlık Vakfı kurucularından. 12 yıl boyunca fiziksel şiddet görmesinin ardından her türlü ekonomik, toplumsal ve aile engeline rağmen boşanması, kişisel yaşamında bir dönüm noktası olmanın yanı sıra Türkiye'deki bağımsız feminist hareketin de bir kırılma noktası. Nurser Öztunalı aynı zamanda 1980 darbesi sonrası tüm baskıcı ortama rağmen Türkiye'de kendine açık bir şekilde feminist diyen ilk kadın aktivistlerden. 2021 yılında Heinrich Böll Vakfı tarafından verilen Anna Klein Ödülü'nü alan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kurucularından feminist avukat Canan Arın "Ayrıca Mor Çatı’nın kuruluşundan beri emeği geçen ama artık aramızda olmayan Nurser Öztunalı, Birsen Kaşker, Nural Yasin, Türkiye’deki feminist harekete büyük emeği geçen Şirin Tekeli ve Feride Yıldırım Güneri’nin anıları önünde saygı ile eğiliyorum." diyerek ödülünü Nurser Öztunalı'ya ithaf etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet eşitliği</span> tüm cinsiyetlerin haklara, kaynaklara, fırsatlara ve korumalara eşit erişimi

Toplumsal cinsiyet eşitliği, erkek ve kadının kamusal ve özel yaşamın tüm alanlarına eşit ve yetkinleştirilmiş şekilde katılımını ifade eden bir insan hakları kavramıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hülya Gülbahar</span>

Hülya Gülbahar , feminist, aktivist ve avukat.