Rosa Louise Parks ya da doğum adıyla Rosa Louise McCauley, Amerikalı insan hakları savunucusu.
Martin Luther King Jr. veya doğum adıyla Michael King Jr., 1955'ten 1968'deki suikastına kadar sivil haklar hareketinin en önde gelen liderlerinden biri olan Amerikalı Baptist papaz, aktivist ve siyaset filozofuydu. Siyahi bir kilise lideri ve ilk sivil haklar aktivisti olan papaz Martin Luther King Sr.'ın oğlu olan King, Jim Crow yasalarına ve diğer yasallaştırılmış ayrımcılık biçimlerine karşı şiddet içermeyen direniş ve şiddet içermeyen sivil itaatsizlik yöntemlerini kullanarak Amerika Birleşik Devletleri'ndeki beyaz olmayan insanların sivil haklarını geliştirdi.
Desmond Mpilo Tutu Cape Town, Güney Afrika Cumhuriyeti), apartheid karşıtı ve insan hakları aktivisti olarak yaptığı çalışmalarla tanınan Güney Afrika Anglikan Kilisesi başpiskoposu ve ilahiyatçı. 1984 yılında Nobel Barış Ödülünü kazandı. 1985'ten 1986'ya kadar Johannesburg Piskoposu ve ardından 1986'dan 1996'ya kadar Cape Town Başpiskoposu olup her iki durumda da bu mevkiye gelen ilk Siyah Afrikalı oldu. İlahiyat alanında Siyah ilahiyat kaynaklı fikirleri Afrika ilahiyatı ile birleştirmeye çalıştı.
Albert John Lutuli, Luthuli olarak da yazılır., Zulu kabile şefi ve Afrika Ulusal Kongresi (ANC) başkanı (1952-1960).Irk ayrımına karşı yürüttüğü barışçıl mücadele nedeniyle 1960'ta Nobel Barış Ödülü'nü alarak bu ödülü kazanan ilk Afrikalı olmuştur.
Montgomery, ABD'de Alabama eyâletinin başkenti ve Montgomery ilinin (county) merkezi kent. Alabama ırmağı kıyısında kuruludur. 2007 sayımına göre nüfusu 204.000 civarındadır.
George Corley Wallace, ABD'de dört dönem Alabama eyalet valiliği yapan Demokrat Partili siyaset adamı. 1960'larda federal hükûmetin ırkları birbiriyle kaynaştırma politikasına karşı Güney'in mücadelesine öncülük etmiştir.
Sivil itaatsizlik, sivil yönetim tarafından uygulanan yasaların özüne uyarak yasalara riayet etmeme, karşı koyma anlamına gelmektedir. Yasaların ya da hükûmet politikasının değiştirilmesini hedefleyen, kamuoyu önünde icra edilen (aleni), şiddete dayanmayan, vicdani ancak yasal olmayan politik bir eylemdir. Bireysel bir tutum şeklinde olabileceği gibi zamanla toplumsal karakter de gösterebilir.
Apartheid, Afrika'nın güneyinde bulunan Güney Afrika Cumhuriyeti ile bu devlete bağlı Güneybatı Afrika'da (Namibya) 1948-1994 yılları arasında resmî devlet politikası olarak iktidarda bulunan Ulusal Parti hükûmeti tarafından uygulanan ve bu doğrultuda yasalar çıkartarak ırksal ayrımcılığı savunan sistemdir. Apartheid kelimesi Afrikaanca "ayrılık" anlamına gelmektedir. Bu süreç Avrupa kökenli beyazlar tarafından, baasskap adı da verilen ve beyaz ırkın diğer ırklardan üstün olduğunu savunan bir ideoloji ile yürütülmüştür.
ABD'deki sivil haklar hareketi ırk ayrımı sistemini muhafaza eden yasaları feshettirerek Siyah Amerikalılar için sivil haklar bakımından eşitliğin kurulmasını amaç olarak alan hareket idi. Protestan papaz ve şiddetsiz direniş savunucusu Martin Luther King bu hareketin önde gelen şahsiyetlerindendir.
Ralph David Abernathy, Amerikalı rahip, Güneyli Hristiyan Liderler Konferansı kurucusu ve Siyahi Hakları önderi.
"Rosa", Birleşik Krallık bilimkurgu dizisi Doctor Who'nun on birinci sezonunun üçüncü bölümü. 21 Ekim 2018 tarihinde BBC One kanalında yayınlanmıştır. Baş yazar ve yürütücü yapımcı Chris Chibnall ve Malorie Blackman'ın yazdığı bölümün yönetmenliğini Mark Tonderai üstlenmiştir.
Coretta Scott King ABD'li bir yazar, aktivist, sivil haklar lideri ve Martin Luther King Jr.'ın karısıydı. Afro-Amerikan eşitliğinin aktif bir savunucusu ve 1960'lardaki sivil haklar hareketinin liderlerindendi. Coretta Scott King aynı zamanda sık sık insan hakları çalışmalarını müzik ile destekleyen bir şarkıcıydı. Coretta Scott King, kocasıyla Boston'da lisansüstü öğrenim görürken tanıştı. İkisi de Amerikan İnsan Hakları Hareketi'nde giderek daha aktif hale geldi.
Jean Graetz, Amerikalı insan hakları aktivisti. Din adamı olan eşi Robert Graetz ile birlikte 1955'te Montgomery Otobüs Boykotu olayının aktif beyaz destekçileri olmuşlardır.
Ekonomik ayrımcılık, ekonomik faktörlere dayalı ayrımcılıktır. Bu faktörler arasında iş bulunabilirliği, ücretler, mal ve hizmetlerin fiyatları ve/veya bulunabilirliği ve iş için azınlıklara sağlanan sermaye yatırım fonu miktarı sayılabilir. Bu, işçilere, tüketicilere ve azınlıklara ait işletmelere karşı ayrımcılığı içerebilir. Bu, tekelcilerin farklı alıcılara ödeme isteklerine göre farklı fiyatlar talep etme uygulaması olan fiyat ayrımcılığı ile aynı şey değildir.
ABD'li Baptist din adamı ve insan hakları savunucusu Martin Luther King Jr. 4 Nisan 1968 günü saat 18:01'de (CST) Memphis, Tennessee'de kalmakta olduğu Lorraine Motel'de vurulmuştur. St. Joseph Hastanesi'ne kaldırıldıktan sona saat 19:05 itibarıyla ölmüştür. ABD'deki insan hakları mücadelesinin liderlerinden olan ve Nobel Barış Ödülü sahibi King, şiddet içermeyen mücadele yöntemlerini ve sivil itaatsizlik eylemlerini savunmaktaydı. Cinayet 1960'lı yıllarda ABD'de işlenen en önemli dört cinayetten birisidir.
ABD'li Baptist din adamı ve insan hakları savunucusu Martin Luther King Jr. 4 Nisan 1968 günü saat 18.01'de (CST) Memphis, Tennessee'de kalmakta olduğu Lorraine Motel'de vurulduktan sonra götürüldüğü St. Joseph Hastanesi'nde 19.05 itibarıyla ölmesinin üzerine ABD vatandaşları ülke çapında cinayeti protesto etmişler, bazı yerlerde kontrolden çıkan eylemlere emniyet güçleri müdahale edince eylemcilerden çok sayıda kişi ölmüştür. Yaşanan olaylar, ABD'nin Amerikan İç Savaşı'ndan bu yana gördüğü en yaygın ve en geniş toplumsal eylemlerdir.
İş ve özgürlük için Washington'a yürüyüş veya Büyük Washington yürüyüşü 28 Ağustos 1963 günü Washington'da sona eren hak mücadelesi eylemlerini anlatır. Yürüyüş ve gösterilerin amacı ABD'de ırk ayrımcılığına maruz kalan Afroamerikalıların hakları ve yaşamakta oldukları yoksulluğa karşı çözüm arayışıdır. Eylemlerin kapanışında insan hakları savunucusu Martin Luther King Jr. Lincoln Anıtı önünden yaptığı tarihi Bir Hayalim Var konuşmasıyla ırkçılığın sonlandırılması çağrısı yapmıştır.
Brown v. Board of Education of Topeka, 347 US 483 (1954), ABD Yüksek Mahkemesinin, ayrılmış okullar eşit olsa bile, devlet okullarında ırk ayrımını tesis eden ABD eyalet yasalarının anayasaya aykırı olduğuna karar veren dönüm noktası niteliğinde bir karardı. Karar, Mahkemenin 1896 tarihli Plessy v. Ferguson kararını kısmen geçersiz kıldı. Her ırkın tesisleri kalite açısından eşit olduğu sürece ırk ayrımcılığı yasalarının ABD Anayasasını ihlal etmeyeceğini ileri süren bu doktrin, "ayrı ama eşit" olarak bilinen bir doktrindi. Mahkemenin Brown ve ilgili davalarında oybirliğiyle aldığı karar entegrasyonun önünü açtı, sivil haklar hareketinin büyük bir zaferiydi ve gelecekteki birçok etkili dava için bir model oldu.
Plessy - Ferguson, 163 US 537 (1896), ırk ayrımcılığı yasalarının, her ırk için tesislerin kalitesi eşit olduğu sürece ABD Anayasasını ihlal etmediğine karar veren dönüm noktası niteliğinde bir ABD Yüksek Mahkemesi kararıydı; bu doktrin "ayrı ama eşit" olarak bilinmeye başlandı". Karar, 1877'de Yeniden Yapılanma döneminin sona ermesinden sonra Güney Amerika'da kabul edilen ırk ayrımcılığını yeniden tesis eden birçok eyalet yasasını meşrulaştırdı. Güneyde yasal olarak uygulanan bu tür ayrımcılık 1960'lara kadar sürdü.