Şizofreni, benzer belirtilere sahip birtakım ruhsal hastalıklardır.
Halüsinasyon veya varsanı, bir duyu organını uyaran hiçbir nesne veya uyarıcı olmaksızın, kişinin sadece kendisinin duyabildiği, görebildiği, dokunabildiği ve koklayabildiği, gerçek olmayan duyuların algılanmasına veya sanıların alınmasına verilen isimdir. Halüsinasyonlar, benzer fenomenlerden ayrı tanımlanmaktadır. Örneğin rüya görmek uyanık olma hali barındırmaz; psödohalüsinasyonda istemsiz duyusal algıların gerçek olmadığı kişi tarafından bilinir; yanılsamalar saptırılmış ve yanlış yorumlanmış gerçek duyusal algılar barındırır; zihinsel imge kişinin istemi kontrolü altındadır gibi. Ruh hastalıklarında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Beş duyunun da varsanısı olabilir; görme, işitme, dokunma, koklama ve tat duyusu. Halüsinasyonlarda kişi, bir hastalığının olduğunu bilmeden, gördüğü, işittiği ve hissettiğine bütünüyle inanır. Gözlerinde bozukluk olan kişide veya migrende görülen ışık parıltıları varsanı içine girmez. Bunlarda hasta, olayın nedenini bilmektedir.
Guillain-Barré sendromu (GBS), çevresel sinir sisteminin edinilmiş bir bağışıklık kökenli yangısal bozukluğudur; merkezi sinir sistemi etkilenmez. Bu hastalık için kullanılan diğer isimler şöyledir: akut enflamatuvar demiyelinize edici polinöropati, akut idiyopatik poliradikülonörit, akut idiyopatik polinörit, Fransız polyosu, Landry'nin yükselici felci.
Hastalık, bir organizmanın tamamının veya bir kısmının yapısını veya işlevini olumsuz yönde etkileyen ve hemen herhangi bir dış yaralanmaya bağlı olmayan belirli bir anormal durumdur. Hastalıklar genellikle belirli belirti ve semptomlarla ilişkili tıbbi durumlar olarak bilinir. Bir hastalığa patojenler gibi dış faktörler veya iç işlev bozuklukları neden olabilir. Örneğin, bağışıklık sisteminin dahili işlev bozuklukları, çeşitli bağışıklık yetmezliği, aşırı duyarlılık, alerjiler ve otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli farklı hastalıklara neden olabilir.
Sanrı, kanıtlar ışığında değiştirilemeyen yanlış ve sabit bir inançtır. Bir patoloji olarak, yanlış veya eksik bilgi, konfabulasyon, dogma, yanılsama, halüsinasyon veya algının diğer bazı yanıltıcı etkilerine dayanan bir inançtan farklıdır, çünkü bu inançlara sahip bireyler kanıtları gözden geçirdikten sonra inançlarını değiştirebilir veya yeniden ayarlayabilirler. Yine de:
Obezite, biriken fazla vücut yağının sağlık üzerinde olumsuz bir etkisi olabilecek seviyede çok olması nedeniyle oluşan tıbbi bir durumdur. Bir kişinin ağırlığının kişinin boyunun karesine bölünmesiyle elde edilen bir ölçüm olan Vücut kütle indeksinde (VKİ) genel olarak indeksi 25 kg/m2 ila 30 kg/m2 ve üzeri olanlar obez olarak kabul edilirler. Bazı Doğu Asya ülkelerinde ise daha düşük değerler kullanılmaktadır. Obezite özellikle kalp rahatsızlığı, tip 2 diyabet, obstrüktif uyku apnesi, belirli kanser türleri ve osteoartrit gibi çeşitli hastalıkların olasılığını artırır.
Vajinismus, kadınlarda oldukça sık olarak görülen bir cinsel işlev problemidir. Cinsel ilişki sırasında vajinayı çevreleyen 1/3 alt pelvik kaslarının istemsiz kasılmasına bağlı olarak ilişkinin tamamlanamaması veya oldukça ağrılı, acılı bir şekilde gerçekleşmesi durumudur. Vajinismusta izlenen pelvik kasılmaların tamamı kadının kendi iradesi, arzusu dışında istemsiz şekilde gerçekleşmektedir. Sorunu yaşayan kadınların büyük bölümü aylarca, hatta yıllarca süren evliliklerine rağmen eşleriyle hiçbir birliktelik yaşamadıkları için halen bakiredirler. Vaginism olarak da bilinir.
İftira ve Karalama ile Mücadele Birliği, İftira ve Karalama ile Mücadele Birliği anlamına gelir. 1913 yılında B'nai B'rith örgütü tarafından ABD'de kurulmuştur. Kuruluş senedinde açıklanan gayeleri, " Yahudi toplumuna karşı yapılan karalamaları durdurmak, karalama sebeplerine ve inanışlarına itiraz etmek ve gerekiyorsa karalamala eylemlerini kanun önüne getirmektir."
"Ligeia", Edgar Allan Poe'nun erken dönem öykülerinden biri. İlk defa 1838'de yayımlanan öykü, isimsiz bir anlatıcı ile Ligeia adındaki güzel ve kuzgun saçlı eşi hakkındadır. Hastalanan Ligeia, Fatih Kurtçuk adında bir şiir yazar ve ölmeden hemen önce, Joseph Glanvill'in insanın sadece irade yoluyla hayatta kalabileceğine dair bazı sözlerini sayıklar. Eşinin ölümünün ardından isimsiz anlatıcı, Leydi Rowena ile evlenir. Leydi Rowena da hastalanıp ölünce çılgına dönen anlatıcı, gece boyunca kadının cesedi yanında kalır. Sonunda Rowena yavaş yavaş dirilmeye başlar ama aynı zamanda Ligeia'ya dönüşür. Öykü, anlatıcının afyon etkisiyle gördüğü bir düş olabileceği gibi, kimi görüşlere göre Poe'nun hiciv amacıyla yazdığı bir öykü de olabilir. İlk olarak The American Museum isimli dergide yayınlanan öyküyü Poe, hayatı boyunca defalarca gözden geçirmiş ve yeniden yayınlamıştır.
Metzengerstein, Amerikalı yazar ve şair Edgar Allan Poe'nun yayımlanan ilk kısa öyküsü. Öykü ilk defa, Philadelphia'daki Saturday Courier dergisinde 1832 yılında yayımlandı. Öyküde, Berlifitzing ailesiyle yüzyıllardır kan davası sürdüren Metzengerstein ailesinin son ferdi olan genç Baron Frederick anlatılır. Frederick'in çıkardığından şüphelenilen bir yangında Berlifitzing Kontu'nun ölmesinin ardından ortaya çıkan ve daha önce kimsenin görmediği vahşi bir at genç baronun ilgisini çeker. Metzengerstein öykünün sonunda, bu at tarafından yanmakta olan kendi evinin içine doğru götürüldüğünde, suçunun cezasını da çekmiş olur.
Kızıl Ölümün Maskesi, Edgar Allan Poe tarafından yazılmış öykü. Öyküde Prens Prospero'nun, "Kızıl Ölüm" olarak bilinen bir salgından korunmak için kendini bir manastıra kapatması anlatılır. Prens, kendisine eşlik eden birçok soyluyla birlikte, manastırın her biri farklı renkte döşenmiş yedi odasında bir maskeli balo düzenler. Eğlencenin doruk noktasına ulaşıldığında, gizemli biri ortaya çıkar ve tüm odaları dolaşmaya başlar. Prospero bu yabancıyla yüzleştiği anda düşüp ölür. Öykü Gotik edebiyatın birçok geleneksel unsurunu kullanır ve ölümün kaçınılmazlığına dair bir alegori olarak yorumlanır, ancak kimi yorumcular bu alegorik okumaya karşı çıkar. Gerek öykünün yorumlamasına, gerekse "Kızıl Ölüm" hastalığının gerçekte ne olduğuna dair birçok farklı görüş vardır.
Morella, Edgar Allan Poe tarafından yazılan ve ilk defa Nisan 1835'te yayımlanan korku öyküsü.
Katatoni, psikomotor belirtilerle karakterize bir klinik tablo. İlk kez 1874 yılında, Karl Ludwig Kahlbaum tarafından tanımlanmıştır. Psikiyatrik bozukluklar dışında başka çeşitli tıbbi nedenlerle de ortaya çıkabilir.
Crush sendromu, iskelet kasında ezilme yaralanmasından sonra büyük şok ve böbrek yetmezliği ile karakterize tıbbi bir durumdur. Ezilme yaralanması, vücudun etkilenen bölgelerinde kas şişmesine ve/veya nörolojik rahatsızlıklara neden olan kolların, bacakların veya vücudun diğer kısımlarının sıkışması iken, crush sendromu sistemik belirtilerle birlikte lokalize ezilme yaralanmasıdır. Vakalar genellikle deprem gibi felaketlerde, devrilen duvarların altında kalan kişilerde görülür.
Elektromanyetik alanlara atfedilen idiopatik çevresel intoleransı (İÇİ), varsayılana göre elektromanyetik alanlara (EMA) maruz kalındığında oluşan semptomları tanımlamak için kullanılan terimlerdir. İÇİ ve EMA için kullanılan diğer terimler arasında elektromanyetik aşırı duyarlılık, elektro aşırı duyarlılık, elektro-duyarlılık ve elektronik duyarlılık bulunmaktadır. Elektromanyetik alanların vücut üzerinde termal etkileri olmasına rağmen, elektromanyetik aşırı duyarlılıktan dolayı kendilerini mağdur olarak tanımlayan kişiler, uluslararası radyasyon güvenlik standartlarının oldukça gerisinde kalan iyonlaşmayan elektromanyetik alanlara cevap verdiklerini belirtiyor. Elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılığın (EMADS) belirtileri baş ağrısı, halsizlik, stres, uyku bozukluğu, deride kızarma, karıncalanma ve yanma hissi, kas ağrısı ve buna benzer birçok sağlık sıkıntılarıdır. Neye sebep olurlarsa olsunlar, EMAD belirtileri, bundan etkilenen bir insan için gerçek ve çoğu zaman günlük hayatını etkileyebilecek düzeydedir. Ancak, EMAD belirtilerini elektromanyetik alanlara maruz kalanlarla bağdaştırmak bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bugüne kadar yapılan provokasyon deneylerinde kendilerini elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılık mağduru olarak tanımlayan insanların elektromanyetik alana gerçekten maruz kalıp kalmadıklarını bilmedikleri anlaşıldı. Bu hastalık, tıp ve bilim insanları tarafından gerçek bir tıbbi durum olarak görülmemektedir. 2005 yılında yapılan bu hastalığın elektromanyetik alanlardan kaynaklanmadığını bilimsel kanıtlarla açıklayan düzenli bir araştırmadan beri, birçok çift kör çalışma yapıldı ve bunların her birinde elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılığa sahibim diyen insanların elektromanyetik alanların varlığını anlayamadıkları ve bunun nosebo etkisinden kaynaklandığını bildirildi.
Bilişsel nöropsikiyatri, akıl hastalığını ve psikopatolojiyi normal psikolojik işlev modelleri açısından anlamayı amaçlayan, bilişsel psikoloji ve nöropsikiyatriden alanlarından ortaya çıkmış, büyümekte olan çok disiplinli bir alandır. Bozulmuş bilişsel mekanizmaların nöral substratları ile ilgili araştırmalar bilişsel nöropsikiyatri ile temel nörobilimi birbirine bağlar. Alternatif olarak BNP, değişimlerinin veya bozulmalarının etkilerini inceleyerek normal psikolojik süreçleri ortaya çıkarmanın bir yolunu sunar.
Yabancı el sendromu (YES) veya Dr. Garipaşk sendromu, kişinin ellerinden birisinin bireyin bilincinden bağımsız, "kendi bilinci varmış gibi" hareket etmesine sebep olan nörolojik bir sendromdur. Yani kısaca kişinin iki elinden biri, kontrolsüz olarak hareket eder; ancak bu hareket kasılma, fırlama gibi anlamsız hareketler değildir. Tıpkı beyin kontrolünde, sanki kişi gerçekten isteyerek hareket ettiriyormuş izlenimi verir.
Psikiyatride mitomani olarak tanımlanan patolojik yalan, yalan söyleme alışkanlığıdır. Hastalığa sahip kişilere mitoman denir. Mitomani yunanca muthos (Efsane) ve latince mania (Delilik) kelimelerinin birleştirilmesinden meydana gelmiştir. Psikiyatride pseudologia fantastica olarak da adlandırılmaktadır.
Erotomani Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından yayınlanan taksonomik ve tanı aracı olan Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabına göre sanrısal bir bozukluğun alt tipi olarak listelenmiştir. Bu nispeten nadir görülen bir paranoid durumdur ve bir bireyin başka bir kişinin kendisine âşık olduğuna dair sanrılarıyla karakterize edilir. Bu bozukluk en çok utangaç, bağımlı ve cinsel açıdan deneyimsiz kadın hastalarda görülür. Sanrının amacı tipik olarak yüksek sosyal veya mali durum, evlilik veya ilgisizlik nedeniyle ulaşılamaz olan bir erkektir. Takıntı nesnesi ayrıca hayali, ölmüş veya hastanın hiç tanışmadığı biri olabilir. Referans sanrıları yaygındır, çünkü erotomanik birey, genellikle gizli hayranlarından mesajlar aldığını algılar ancak kanıtı yoktur. Genellikle, erotomaninin başlangıcı anidir ve seyri kroniktir.
Sanrısal bozukluk, genellikle nadir görülen ruhsal hastalık, ancak sanrılara eşlik eden belirgin halüsinasyon, düşünce bozukluğu, duygu durum bozukluğu görülmez. Sanrılar psikozun spesifik bir belirtisidir. Yanılsamalar Bizarre veya Non-bizarre olabilir; Non-bizarre sanrılar, gerçek hayatta meydana gelen, zarar görme veya zehirlenme gibi durumlarda ortaya çıkar. Bu tarz sanrısal bozukluğu olan insanlar sosyalleşmeye devam edebilir ve işlev ve davranışlarında herhangi bir gariplik, aksaklık görünmez. Ancak sanrısal düşünceler hayatlarını meşgul edeceğinden ilişkilerinde bozulmalar görülebilir.