İçeriğe atla

Moloz yığını

Dünya'ya yakın küçük asteroit 25143 Itokawa, yüzeyini kaplayan çok sayıda kaya ile moloz yığınının başlıca örneğidir.

Moloz yığını, astronomide yerçekiminin etkisi altında bir araya gelen çok sayıda moloz parçasından oluşan bir gök cismini tanımlamaktadır. Moloz yığınlarının yoğunluğu, onları oluşturan çeşitli parçalar arasında bulunan büyük boşluklar nedeniyle düşüktür.

Bennu ve Ryugu asteroitleri için hesaplanan kütle yoğunluğu, cisimlerinin iç yapılarının birer moloz yığını olabileceğini düşürdürtmektedir.[1][2] Birçok kuyruklu yıldızın ve daha küçük küçük gezegenlerin (çapı <10 km) çoğunun birleşmiş molozlardan oluştuğu düşünülmektedir.[3][4]

Küçük gezegenler

Çok sayıda küçük gezegenin dönüş periyotları[a] 2,2 ila 20 saat arasındadır ve bu değer onları birer moloz yığınları olduklarını düşündürtmektedir. Ancak 2,2 saatten daha hızlı dönen cisimler yekpare olmalıdır, aksi takdirde birbirlerinden ayrılırlar. Bu, hızlı dönen küçük gezegenlerin neden bu kadar az olduğunu açıklamaktadır.

Küçük asteroitlerin çoğunun moloz yığınları olduğu düşünülmektedir.[3] Asteroitlerin yoğunlukları ilk olarak hesaplandığında, bilim adamlar bunların genel olarak birer moloz yığını olduğundan şüphelenmişlerdir. Hesaplanan yoğunlukların çoğu, bazı durumlarda asteroit parçaları olduğu belirlenen meteoritlerden önemli ölçüde daha düşüktür.

Moloz yığınları, bir asteroit veya doğal uydunun (başlangıçta yekpare olabilir) bir çarpışma sonucu parçalara ayrılması ve saçılan parçaların daha sonra yerçekimi kuvveti nedeniyle kendi kendine tekrar bir araya gelmesiyle meydana gelir.[5] Bu birleşme genellikle birkaç saatten, birkaç haftaya kadar devam etmektedir. Bir moloz yığını asteroit, çok daha büyük bir nesnenin yanından geçtiğinde, büyük cismin gelgit kuvvetleri onun şeklini değiştirmektedir.[6]

Düşük yoğunluklu asteroitlerin büyük bir kısmının bir moloz yığını olduğu değerlendirilmektedir, örneğin 253 Mathilde'nin NEAR Shoemaker görevi tarafından belirlenen kütlesi, yüzeyinin kaya olduğu dikkate alındığında çok düşüktür. İnce kaya kabuğuna sahip buz bile uygun bir yoğunluk değeri sağlamamaktadır. Ayrıca Mathilde'in üzerindeki büyük çarpma kraterleri katı bir cismi parçalayabilecek yoğunluktadır. Bununla birlikte, fotoğrafı çekilen ilk belirgin moloz yığını 25143 Itokawa'dır; bu yığının belirgin bir çarpma krateri bulunmamakta olduğundan dağılmış parçaların bir birleşimi olduğu neredeyse kesindir.

NEAR Shoemaker'ın ana hedefi olan 433 Eros'un kimi çatlaklara sahip olduğu ancak bunun dışında katı bir durumda olduğu belirlenmiştir. Muhtemelen Itokawa'yı da kapsayan diğer asteroitlerin, boşlukların molozla dolduğu veya moloz olmadan birbirine temas eden iki büyük cisimden oluşan bir temas ikilileri olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Çoğu asteroidin iç yapılarında, yerçekimi kuvvetinin çok düşük olması nedeniyle büyük boşluklar bulunması olasıdır. Dışarıdaki ince regolite rağmen (en azından uzay aracında görülen çözünürlükte), asteroitin yerçekimi kuvveti, parçalar arasındaki sürtünmeyi mümkün kılacak kadar zayıftır ve bunun sonucunda küçük parçaların içeriye düşerek boşlukları doldurması engellenmektedir.

En büyük çapa sahip olan asteroitlerin tümü (1 Ceres, 2 Pallas, 4 Vesta, 10 Hygiea, 704 Interamnia), herhangi bir makroskobik iç gözenekliliği olmayan katı nesnelerdir. Bunun nedeni, her türlü darbeye dayanabilecek kadar büyük olmaları ve hiçbir zaman parçalanmamaları olabilir. Alternatif olarak, Ceres ve en büyük asteroitlerden birkaçı, parçalanmış ancak dağılmamış olsalar bile, yerçekimi kuvvetleri, saçılan parçalar yeniden bir araya geldiğinde iç boşlukların çoğunu çökertecek kadar büyük olmuş olabilir. Vesta, en azından, oluşumundan bu yana büyük bir çarpışmaya sağlam bir şekilde dayanmış ve ortaya çıkan kraterde, onun bir moloz yığını olmadığını garanti eden iç yapı farklılaşmasına dair işaretler göstermiştir.

Kuyruklu yıldızlar

67P/Churyumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızının çekirdeği Rosetta tarafından görüntülendi

Gözlemsel kanıtlar, kuyruklu yıldız çekirdeğinin iyi konsolide olmuş yekpare bir cisim olmayabileceğini, bunun yerine daha küçük parçaların gevşek bağlarla bağlanmış bir yığılması olabileceğini, daha büyük kuyruklu yıldız parçalarının asteroit örneğinde olduğu gibi çarpışmayla ortaya çıkan enkazdan çok ilksel yoğunlaşmalar olması beklense de, zayıf bir şekilde bağlanmış ve ara sıra veya sıklıkla yıkıcı olaylara maruz kalabileceğini göstermektedir.[7][8][9][10][11] Ancak Rosetta misyonunun yerinde gözlemleri bu durumun çok daha karmaşık olabileceğini göstermektedir[12]

Uydular

Mars Keşif Yörünge Aracı tarafından görüntülenen Phobos

Mars gezegeninin iki doğal uydusundan daha büyüğü olan Phobos'un da yaklaşık 100 m (330 ft) kalınlığında ince bir regolit kabukla birbirine bağlanmış bir moloz yığını olduğu değerlendirilmektedir.[13][14] Moloz yığını morfolojisi, Mars'ın uydularının yerinde kökenine işaret edebilir. Buna dayanarak Phobos ve Deimos'un yok olmuş tek bir uydudan kaynaklanabileceği öne sürülmüştür. Alternatif olarak Phobos'un, yeniden bir araya gelip gezegenden uzağa doğru hareket etmeden önce bir halka formunu almış ve tekrar birikerek bütünleşmiş olduğu iddia edilmiştir.[15]

Ayrıca bakınız

Notlar

[a]

Kaynakça

  1. ^ Chesley, Steven R.; Farnocchia, Davide; Nolan, Michael C.; Vokrouhlický, David; Chodas, Paul W.; Milani, Andrea; Spoto, Federica; Rozitis, Benjamin; Benner, Lance A.M.; Bottke, William F.; Busch, Michael W. (Haziran 2014). "Orbit and bulk density of the OSIRIS-REx target Asteroid (101955) Bennu". Icarus. 235: 5-22. doi:10.1016/j.icarus.2014.02.020. ISSN 0019-1035. 
  2. ^ "Hayabusa-2: Asteroid mission exploring a 'rubble pile'" (İngilizce). 19 Mart 2019. 7 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2024. 
  3. ^ a b "ALCDEF: About Lightcurves". alcdef.org. 29 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2024. 
  4. ^ Walsh, Kevin J. (14 Eylül 2018). "Rubble Pile Asteroids". Annual Review of Astronomy and Astrophysics (İngilizce). 56 (1): 593-624. arXiv:1810.01815 $2. doi:10.1146/annurev-astro-081817-052013. ISSN 0066-4146. 6 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2024. 
  5. ^ Michel, Patrick; Benz, Willy; Tanga, Paolo; Richardson, Derek C. (23 Kasım 2001). "Collisions and Gravitational Reaccumulation: Forming Asteroid Families and Satellites". Science (İngilizce). 294 (5547): 1696-1700. doi:10.1126/science.1065189. ISSN 0036-8075. 22 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2024. 
  6. ^ Solem, Johndale C.; Hills, Jack G. (1 Mart 1996). "Shaping of Earth-Crossing Asteroids by Tidal Forces". The Astronomical Journal. 111: 1382. doi:10.1086/117884. ISSN 0004-6256. 7 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2024. 
  7. ^ Weissman, Paul R. (Mart 1986). "Are cometary nuclei primordial rubble piles?". Nature (İngilizce). 320 (6059): 242-244. doi:10.1038/320242a0. ISSN 1476-4687. 23 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2024. 
  8. ^ "Tidal Disruption of Asteroids and Comets". www.boulder.swri.edu. 13 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2024. 
  9. ^ Weaver, Harold A. (18 Haziran 2004). "Not a Rubble Pile?". Science (İngilizce). 304 (5678): 1760-1762. doi:10.1126/science.1100581. ISSN 0036-8075. 22 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2024. 
  10. ^ "Comet Nucleus Comet Nucleus Comet Nucleus Comet Nucleus". www2.ess.ucla.edu. 29 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2024. 
  11. ^ Asphaug, E.; Benz, W. (1994). "Density of comet Shoemaker–Levy 9 deduced by modelling breakup of the parent 'rubble pile'". Nature. 370 (6485): 120-124. doi:10.1038/370120a0. 
  12. ^ Khan, Amina (31 Temmuz 2015). "After a bounce, Rosetta's Philae lander serves up cometary surprises". Los Angeles Times. 6 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım 2015. 
  13. ^ "Phobos is Slowly Falling Apart". NASA. SpaceRef. 10 Kasım 2015. Erişim tarihi: 11 Kasım 2015. []
  14. ^ "NASA – Phobos". Solarsystem.nasa.gov. 24 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2014. 
  15. ^ Madeira, Gustavo; Charnoz, Sébastien; Zhang, Yun; Hyodo, Ryuki; Michel, Patrick; Genda, Hidenori; Giuliatti Winter, Silvia (15 Mart 2023). "Exploring the Recycling Model of Phobos Formation: Rubble-pile Satellites*". The Astronomical Journal. 165 (4): 161. doi:10.3847/1538-3881/acbf53. ISSN 0004-6256. 
  16. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Warner-Harris-Pravec isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )

Dış bağlantılar


Kaynak hatası: <ref> "lower-alpha" adında grup ana etiketi bulunuyor, ancak <references group="lower-alpha"/> etiketinin karşılığı bulunamadı (Bkz: )

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Asteroit</span> yörüngeleri çoğunlukla Mars ile Jüpiter gezegenleri arasında kalan gökcisimleri

Asteroit,, iç Güneş Sistemi'nde yörüngede dönen ve meteoroitlerden daha büyük, fakat cüce gezegenlerden daha küçük olan bir küçük güneş sistemi cismidir. Atmosferi olmayan metalik veya kayalık cisimlerdir. Asteroitlerin boyutları ve şekilleri, cüce gezegenler de dahil olmak üzere önemli ölçüde farklılık gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Meteoroit</span> Güneş Sisteminde bulunan,  büyüklüğü kumdan kaya boyutuna kadar değişebilen enkaz parçacığı

Meteoroit, dış uzayda bulunan küçük bir kaya veya metal cisimdir. Meteoroitler, asteroitlerden önemli ölçüde daha küçük ve boyutları taneciklerden bir metreye kadar değişen nesneler olarak ayırt edilirler. Meteoroitlerden daha küçük nesneler, mikrometeoroit veya uzay tozu olarak sınıflandırılır. Pek çoğu kuyruklu yıldızlardan veya asteroitlerden gelen parçalardır, diğerleri ise Ay veya Mars gibi gök cisimlerinden çarpma etkisiyle fırlatılmış olan uzay enkazıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dış merkezlik (astronomi)</span>

Astrodinamikte, bir astronomik cismin yörünge eksantrikliği, başka cisim etrafındaki yörüngesinin mükemmel bir daireden ne kadar saptığını belirleyen boyutsuz bir parametredir.

<span class="mw-page-title-main">Phobos (uydu)</span> Marsın iki uydusundan biri

Phobos Mars'ın iki uydusundan biridir. Yunancada Phobos Korku anlamına gelir. Mars'ın diğer uydusu Deimos'dan hem daha büyüktür, hem de Mars'a daha yakındır. Güneş Sistemi'ndeki tüm diğer uydular içinde gezegenine en yakın konumlanmış uydudur. Yörüngesi Mars yüzeyinden sadece 6000 km yüksekliktedir ve ortalama çapı 22 km'dir.

<span class="mw-page-title-main">Kuyruklu yıldız</span> Güneş’in yakınından geçerken ısınarak gaz açığa çıkarmaya başlayan, buzlu, küçük Güneş Sistemi cisimleri

Kuyruklu yıldız ya da kirlikartopu, Güneş’in yakınından geçerken ısınarak gaz açığa çıkarmaya başlayan, buzlu, küçük Güneş Sistemi cisimleridir. Bu gaz çıkışı, görünür bir atmosfer veya koma ve bazen de bir kuyruk oluşturur. Bu fenomenler, kuyruklu yıldızın çekirdeğine etki eden güneş radyasyonu ve güneş rüzgarı etkilerinden kaynaklanır. Kuyruklu yıldız çekirdek’lerinin büyüklüğü, birkaç yüz metreden ile onlarca kilometreye kadar değişir ve gevşek buz, kozmik toz ve küçük kayalık parçacıklardan oluşur. Kuyruk bir astronomik birim ötesine uzanabilirken, koma Dünya'nın çapının 15 katına kadar çıkabilir. Yeterince parlaksa, teleskop yardımı olmadan Dünya'dan kuyruklu yıldız görülebilir ve gökyüzünde 30°'lik bir alt açı yayı olabilir. Kuyruklu yıldızlar eski çağlardan beri birçok kültür ve din tarafından gözlemlenmiş ve kaydedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Asteroit kuşağı</span>

Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'nde Güneş merkezli ve kabaca Jüpiter ile Mars gezegenlerinin yörüngeleri arasındaki uzayı kaplayan torus şeklinde bir bölgedir. Bu bölgede asteroit veya küçük gezegen olarak adlandırılan çok sayıda katı ve düzensiz şekillerde gök cisimleri bulunur. Tanımlanan nesneler çok farklı boyutlarda olabilir, fakat gezegenlerden çok daha küçüklerdir ve birbirlerinden ortalama olarak bir milyon kilometre uzaklıklarda bulunurlar. Bu asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'ndeki diğer asteroit popülasyonlarından ayırt edilebilmesi için ana asteroit kuşağı veya ana kuşak olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Halley kuyruklu yıldızı</span> Güneşin yörüngesinde hareket eden, devir süresi 75-76 yıl olan bir kuyruklu yıldız

Halley kuyruklu yıldızı, resmî adıyla 1P/Halley veya bu kuyruklu yıldızlar üzerine çalışmalar yapan Edmond Halley'e ithafen Comet Halley, Güneş'in yörüngesinde hareket eden ve her 75–76 yılda bir görünen kuyruklu yıldızdır. Halley, çıplak gözle görülebilen bir kuyruklu yıldızdır. Ek olarak, yörüngesini insan ömrü içerisinde tamamlayan çıplak gözle görülen tek kuyruklu yıldızdır. Halley kuyruklu yıldızı, Güneş Sistemi içerisine en son 1986 yılında girmiştir. Hesaplara göre 2061 yılında tekrar görülecektir.

<span class="mw-page-title-main">Truvalı (gök cismi)</span>

Truvalı veya truva asteroidi, astronomide daha büyük bir cismin yörüngesini paylaşan, ana cismin yaklaşık 60° ilerisinde veya gerisinde bulunan L4 ve L5 Lagrange noktalarından birinin yakınında kararlı bir yörüngede kalan küçük boyutlu bir gök cismidir (çoğunlukla asteroitler). Truva cisimleri gezegenlerin ya da büyük uyduların yörüngelerini paylaşabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Dünya'ya yakın cisim</span>

Dünya'ya Yakın Cisimler, yörüngeleri günberi noktasında Dünya'ya 1,3 Astronomik Birim (AB) mesafeden daha yakın olup Dünya'nın çok yakınına gelen gök cisimleridirler. Bunlar birkaç bin Dünya'ya Yakın Asteroit (DYA), Dünya'ya Yakın Kuyruklu yıldız (DYK), bir miktar Güneş etrâfında dolanan uzay aracı ve uzayda Dünya'yla çarpışmadan tâkip edilebilecek büyüklükte meteoritlerden oluşurlar. Makbul olan görüşe göre DYC'lerin geçmişte Dünya'yla çarpışmalarının gezegenimizin jeolojik ve biyolojik târihinde kayda değer rolü olduğu merkezindedir. Dünya'mıza getireceği tehlikelerin farkına varılmasıyla 1980'lerden beri gittikçe artan ilgiyle bu cisimler izlenmişler, gelebilecek tehlikeleri aktif olarak azaltmak için çözümler aranmaya başlamışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Doğal uydu</span> bir gezegenin yörüngesinde dönen gök cismi

Doğal uydu, en yaygın kullanımıyla, bir gezegenin, cüce gezegenin veya küçük bir Güneş Sistemi cisminin yörüngesinde dönen astronomik bir cisimdir.

<span class="mw-page-title-main">243 Ida</span> Asteroit

243 Ida, asteroit kuşağında Koronis ailesinden bir asteroittir, 29 Eylül 1884 tarihinde Avusturyalı astronom Johann Palisa tarafından keşfedildi. Daha sonraki teleskobik araştırmalar sonucunda Ida S-tipi asteroit olarak kategorilendirilmiştir. 28 Ağustos 1993 tarihinde Jüpiter'e gitmekte olan Galileo uzay aracı Ida'nın fotoğraflarını çekmiştir. Bu, bir uzay aracı tarafından ziyaret edilen ikinci asteroittir ve doğal bir uyduya sahip olduğu tespit edilen ilk asteroittir. Adını Yunan mitolojisindeki bir su perisinden almıştır.

<span class="mw-page-title-main">25143 Itokawa</span> Asteroit

25143 Itokawa, yaklaşık 350 metre çapında olan Apollo grubunun yakın Dünya nesnesi ve tehlikeli olabilecek cisim olarak sınıflandırılmış bir asteroittir. 1998'de LINEAR tarafından keşfedilmiş olup adını Japon roket mühendisi Hideo Itokawa'dan almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Küçük gezegen</span>

Uluslararası Astronomi Birliği'ne (IAU) göre küçük gezegen, Güneş'in etrafında doğrudan yörüngede dönen ve ne gezegen ne de kuyruklu yıldız olarak sınıflandırılmayan bir gök cismidir. IAU, 2006 yılından önce resmen küçük gezegen terimini kullanmaktaydı, fakat o yıl yapılan toplantıda küçük gezegenler ve kuyruklu yıldızlar; cüce gezegenler ve Küçük Güneş Sistemi Cisimleri (SSSB) olarak yeniden sınıflandırıldı.

<span class="mw-page-title-main">Romulus (uydu)</span>

Romulus, ana kuşak asteroidi 87 Sylvia'nın dış ve daha büyük uydusudur. Asteroit etrafında neredeyse dairesel ve ekvatora yakın bir yörüngeyi takip eder. Bu bağlamda diğer 87 Sylvia uydusu Remus ile benzerdir.

<span class="mw-page-title-main">Aktif asteroit</span>

Aktif asteroitler, asteroit benzeri yörüngelere sahiptir ancak kuyruklu yıldız benzeri görsel özellikler gösteren küçük Güneş Sistemi cisimleridir. Yani, koma, kuyruk veya kütle kaybının diğer görsel kanıtlarını gösterirler, ancak yörüngeleri Jüpiter'in yörüngesi içinde kalır. Bu cisimler ilk olarak 2006 yılında astronomlar David Jewitt ve Henry Hsieh tarafından ana kuşak kuyruklu yıldızları (MBC'ler) olarak adlandırılmıştı, ancak bu isim onların bir kuyruklu yıldız gibi zorunlu olarak buzlu olduklarını ve yalnızca ana kuşakta var olduklarını, oysa artan nüfus Aktif asteroitlerin sayısı bunun her zaman böyle olmadığını gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Sönmüş kuyruklu yıldız</span>

Sönmüş kuyruklu yıldız, uçucu buzunun büyük bir kısmını kaybetmiş, kuyruk ve saç oluşturmak için çok az maddeye sahip olan bir kuyruklu yıldızdır. Durağan kuyruklu yıldız durumunda ise tükenmemiş olan uçucu bileşenler, hareketsiz bir yüzey tabakasının altına hapsedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">6 Hebe</span> Asteroit

Hebe, bulunduğu kuşağın yaklaşık %0,5'lik kütlesine sahip olan büyük bir ana kuşak asteroitidir.

<span class="mw-page-title-main">M-tipi asteroit</span>

M tipi asteroitler, diğer asteroit sınıflarına göre daha yüksek oranlarda demir-nikel gibi metal fazları içerdiği görülen ve yaygın olarak demir göktaşlarının kaynağı olduğu düşünülen spektral bir asteroit sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">İkili asteroit</span>

İkili asteroit, ortak merkez etrafında dönen iki asteroitden oluşan bir sistemdir. İlk olarak, 243 Ida'nın ikili yapısı 1993 yılında Galileo uzay aracının asteroidin yakınından geçmesiyle keşfedilmiştir. O zamandan beri çok sayıda ikili ve birkaç üçlü asteroit sistemi tespit edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Uzay aşındırması</span>

Uzay aşındırması veya uzay ayrıştırması, dış uzayın zorlu ortamına maruz kalmış herhangi bir nesnede meydana gelen bir ayrışma türüdür. Atmosferi bulunmayan cisimler çok çeşitli çevresel koşullara maruz kalmaktadır: