
Fatih, tarihî yarımada (Suriçi) olarak da bilinen, İstanbul şehrinin kurulup geliştiği bölgenin tamamını kaplayan ve şu anda İstanbul ilinin merkez ilçesidir. Valilik, büyükşehir belediye başkanlığı, emniyet müdürlüğü ve şehrin vergi dairesi gibi kurumların yer alıyor olması sebebiyle İstanbul'un merkezi sayılır. Güneybatıdan Zeytinburnu, kuzeybatıdan Eyüpsultan ilçeleri; kuzeyden Haliç, doğudan İstanbul Boğazı ve güneyden Marmara Denizi ile çevrilidir.

Şehremini, Topkapı'dan Suriçi'ne eski İstanbul'a girdikten sonra Millet Caddesi boyunca Fındıkzade'ye kadar inen, sağdan Başvekil Caddesinden Kocamustafapaşa'ya çıkan, soldan Çapa Tıp Fakültesi'nden Vatan Caddesine uzanan Fatih'in popüler ve bilindik mahallesidir. İstanbul surları boyunca Şehremini'ye Topkapı, Mevlanakapı, Silivrikapı'dan girilirebilir.
Molla Hüsrev d. Karkın - ö. 1480, İstanbul) Fıkıh alimi ve devlet adamı.
Bezmiâlem Valide Camii; İstanbul'da iki hastane arasındaki bu cami 1843'te Abdülmecid'in annesi Bezmialem Valide Sultan tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı, kâgirdir. Beşik çatısı, beyaz küfeki taşından minaresi, avlusu, taştan yapılma bir taçkapısı vardır. Taçkapının biraz ilerisinde çeşmesi bulunmaktadır.

Süleymaniye, İstanbul ilinin Fatih ilçesinde, Süleymaniye Camii ve Külliyesi'nin çevresinde, İstanbul'un üçüncü tepesinde, adını külliyeden alan mahalle. Osmanlı döneminde İstanbul'un önemli bilim ve ticaret merkezlerinden biri olan bölge, günümüzde de barındırdırdığı birçok tarihî eserle önemli bir kültür ve turizm mekanıdır.

Hekimoğlu Ali Paşa Camii, İstanbul'un Fatih ilçesinde, Cerrahpaşa mahallesinde Kızılelma caddesi ile Hekimoğlu Ali Paşa caddesi kavşağında Osmanlı dönemi, 18. yüzyıla özgü bir camidir. Külliyesi ile birlikte klasik Türk mimarisinin son eseri olarak kabul edilir. 1734-1735 yılları arasında inşa edilmiştir. Üç kere sadrazamlık yapmış olan Hekimoğlu Ali Paşa adına yapılmıştır. Mimarları Çuhadar Ömer Ağa ile Hacı Mustafa Ağa'dır.

Gazi Ahmed Paşa Camii ya da Kara Ahmed Paşa Camii, İstanbul'un Topkapı semtinde Fatma Sultan mahallesinde 1558 yılında tamamlanmış bir camidir. Caminin banisi Kara Ahmed Paşa, Yavuz Selim'in damadıdır. Caminin yapımı 1555 yılında Edirnekapı civarında başlanmıştır. 1555'te muhtemelen Rüstem Paşa ile husumeti yüzünden idam edilmiş; ölümünen az önce yapımı başlayan caminin tamamlandığını görmemiştir. İnşaat Mihrimah Sultan'ın isteği üzerine durdurulmuştur ve bölgede Mihrimah Sultan Camii'nin inşaatına başlanmıştır. Bunun üzerine cami ve türbenin inşaatı Topkapı'daki yeni bir vakıf arazisinde yapılmuştır. Kara Ahmed'in türbesi caminin 50 metre batısında müstakil bir yapıdır. Cami, medrese, türbe ve sıbyan mektebinden oluşan bir külliye şeklinde yapılmıştır.
Mimar Acem Camii, Fatih'te Melek Hatun mahallesi Şehremini semtinde, Küçüksaray Meydanı caddesi ile Mevlanakapı caddesinin kesiştiği noktadadır. 1523-24'te Acem Ali tarafından inşa ettirilmiştir. Şeyh Seyyid Tekkesi, Örümceksiz Camii de denir ve Halveti-Sünbüli tekkesiyle mektebi yok olmuştur. Kırma çatılıdır, minare sağda bitişiktir.
Bali Paşa Camii, İstanbul'un Fatih ilçesinde Bali Paşa caddesi Hoca Efendi sokağındadır. Kesmetaştandır ve minaresi klasik olarak sağındadır. II. Bayezid'in veziri Malkoçoğlu Balı Paşa'nın başlattığı ve bitiremediği camiyi karısı Hüma Sultan 1504'te tamamlatmıştır.

Nişancı Mehmet Paşa Camii, İstanbul'un Fatih ilçesinde Karagümrük semtinde Nişanca caddesindeki cami. 1584-1588 arasında Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Tezkiretülbünyan ve Tezkiretü’l-ebniye’de yer almamakla birlikte Tuhfetü’l-mi‘mârîn’de ona ait gösterilmektedir. Mimar Sinan'a ait olduğunu Evliya Çelebide yazar. Mimar Sinan 996’da (1588) ölmüş, cami ise ertesi yıl bitirilmiştir. Kaynaklarda genellikle Sinan tarafından başlanıp kalfalarından biri tarafından tamamlandığı belirtilen eser Aptullah Kur’an’a göre de Mimar Dâvud Ağa’nındır. Sinan’ın son zamanlarına rastlayan camiyi onun üslûbunu devam ettiren Dâvud Ağa’nın tamamlamış olması en güçlü ihtimaldir. Doğan Kuban’ın görüşleri de bu yöndedir. Câminin kapısı üzerinde, caminin inşâsına H.992 / M.1584'te başlanıp H.997 / M. 1589 tarihinde bitirildiğini gösteren nesir halinde bir kitâbesi vardır. Caminin giriş kapısı üstündeki III. Murat tuğrasının tasarımının Nişancı Mehmet Paşa tarafından yapıldığı bilinmektedir. Sultan III. Mustafa tuğralı kitabede Mehmet Paşa torunu Şükrullah Efendi tarafından caminin esaslı tamir edildiğini anlatılır. Kuzeydoğu tarafında Keskin Dede yatmaktadır. Zamanında bir külliye olarak tasarlanan imaretten sadece cami ve türbe kalmıştır. Caminin içinde bir hazire vardır. Pek bakımlı olmayan hazîrede, bâninin oğlu Eyüp Kadısı Mehmed Nutki Efendi’de medfûn bulunmaktadır.

Ramazan Efendi Camii İstanbul'un Kocamustafapaşa semtinde bir camidir. 1585'te Mimar Sinan tarafından yapılan cami, Kuvayı Milliye caddesinin otobüs duraklarında biten yönündedir. Tek minareli, kırma çatılıdır. Çeşitli tamirler görmüştür. Dede Efendi bu caminin tamirine destek vermiştir. Hüsrev Çelebi Camii, Bezirganbaşı Camii adıyla da bilinir. Ramazan Efendi denmesinin sebebi buradaki tekke şeyhinin adının Ramazan Efendi oluşundandır. Ramazan Efendi, cami giriş kapısının solunda yapıya bitişik türbesinde yatmaktadır.

Ferruh Kethüda Camii; İstanbul ili, Fatih ilçesi, Ayvansaray mahallesi, Mahkemealtı Caddesi üzerinde yer alır. Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Semiz Ali Paşa'nın kethüdası yani kahyası olan Ferruh Ağa tarafından 1562-63 tarihinde inşa ettirilmiştir. Mezarı caminin ön tarafındaki hazire içinde bulunmaktadır. Mimar Sinan'ın eseri olan cami, Osmanlı döneminde Halvetiyye tarikatının Sünbüliye koluna ait bir tekke olarak da kullanıldığı için Balat Tekkesi adıyla da ünlenmiştir. Tekkeye ait diğer bölümler zaman içinde yıkılıp ortadan kalkmıştır. Külliyeden günümüze sadece cami ve çeşme kalabilmiştir. Dikdörtgen planlı olarak, kesme taştan inşa edilen caminin mihrabı baştan başa Tekfur Sarayı imalatı olan değerli çinilerle kaplıdır. Duvarlarındaki diğer Tekfur çinileri 1940'lı yıllarda çalınmış ve tahrip edilmiştir.
Hürrem Çavuş Camii, İstanbul'un Fatih ilçesinde Hırka-i Şerif mahallesinde Keçeciler caddesinde Keçeci Çeşmesi sokağında bir camidir. Caminin banisi Hürrem Çavuş'tur. 1560'ta Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. 1844'te ve 1901'de tamir edilmiş, son tamiri 2000'de yapılmıştır. Duvarlar taş-tuğladır. Sakifli camidir, iki katlıdır. Son cemaat yeri kiremit çatılı olup giriş iki ahşap direkli bir sundurmadandır. Sağdaki minaresinin kaidesi duvara gömülüdür. Tavan ahşaptır. Caminin doğu tarafı haziredir.
Kızıl Minare Mescidi veya Kızılminare Camii, İstanbul'da Fatih ilçesinde, Gureba Hüseyin Ağa Mahallesi'nde Horhor Caddesi'ndeki Kızıl Minare Mescidi iki yapıdan oluşan bir bütündür. Vatan Caddesi tarafından Fatih'e çıkan Horhor Caddesi ile Halit Ağa Sokağı köşesindedir. Birinci yapı kubbeli bir camidir ve minaresi kırmızı tuğlalıdır. Sağındaki bitişik ikinci yapı ise mescittir ve kubbeli camiden alçaktadır. Cami yapısı kullanılmayıp, mescit bölümü açıktır.

Ahmediye (Orta) Camii İstanbul'un Fatih ilçesinde İskenderpaşa mahallesindedir. Bir başka İstanbul Ahmediye Camii Üsküdar'da bulunmaktadır. Yeniçeri Ortaları için Pargalı İbrahim Paşa tarafından yaptırılan İskenderpaşa muhtarlığına bitişik sekizgen Ahmediye (Orta) Camii'nin ilk yapım tarihi 1527'dir. 1826 yılındaki Yeniçeri Ocaklarının topa tutulması esnasındaki yıkılışlardan sonra yeniden yapılışı ise üzerindeki kitabeye göre 1913'tedir. Vatan Caddesi'nden Fatih'e yukarı çıkan Aile Sokağı'nın Öksüzler Sokağı ile Karakadı Sokağı'nın çapraz kesişme noktasındadır.
Akşemseddin Camii, İstanbul'un Fatih ilçesinde Keçeciler caddesi ile Yamak sokağının kesiştiği noktada, Hırka-i Şerif Camii'ne 200 m uzaklıktadır.

Mehmed Ağa Camii, İstanbul Fatih ilçesi Çarşamba semtinde 16. yüzyılda III. Murad zamanının Dârüssaâde ağası Habeşî Mehmed Ağa tarafından yaptırılan cami.

Hüsrev Paşa Camii, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir camidir. Aynı ada sahip mahallede yer almaktadır. Divane Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Evliya Çelebi, 1655'te geldiği Diyarbakır'ın eserlerini anlatırken Hüsrev Paşa Camii'nin Mardin Kapısı yakınında kalabalık cemaate sahip "şirin" bir ibadet yeri olduğunu belirtmiştir.
Arakiyeci Mehmet Ağa Camii, İstanbul'un Fatih ilçesinde yer alan bir camidir. Takyeci Mehmed Ağa Camii ve Yeni Çeşme Camii gibi isimlerle de anılır. Arakiyeci Mehmet Ağa tarafından 1520 tarihinde mescid olarak yaptırılmıştır. Ahşap olarak yapılan mescidin minberini, Sadrazam Maktül İbrahim Paşa'nın mühürdarı Reis Abdullah Efendi koydurarak camiye tebdil etmiştir. Uzun yıllar bakımsız kalan cami 1951-1958 yılları arasında betonarme olarak yenilenmiştir. Arakiyeci Mehmet Ağa'nın kendi de mihrabın önüne defnedilmiştir. Caminin içi 113 m², mezarlık ve bahçe ise 180 m²'dir. Camide 11 adet pencere vardır ve bunlar sahabe-i kiramın isimleri ile süslenmiştir. Minber ve kürsü ahşaptan, mihrabı ise alçıdandır. Kadınlar ve müezzin mahfili betonarmedir. 1958'de eklenen mozaikli minare, caminin sağında olup minarenin girişi içeridendir. Tek şerefeli olan minare ve külahı kurşun kaplamalıdır. Düz olan tavanı beyaz renktedir ve bütün duvarları pencerelerin üst kısmına kadar çini ile kaplanmıştır.

Molla Hüsrev Camii, İstanbul'un Fatih ilçesi, Küçükmustafapaşa semtinde, Molla Hüsrev tarafından yaptırılan cami. Vakfiyesine göre inşa tarihi 1465'tir. Zamanla yıkılmış ve 19. yüzyılda yeniden yapılmıştır. Bu sebeple özgün mimari özelliklerini taşımamaktadır. İki katlı olup alt katında ticari amaçlı kullanılan dükkanlar yer alır.