İçeriğe atla

Modaliteler arası dikkat

Modaliteler arası dikkat, dikkatin farklı duyulara dağıtılması anlamına gelir. Dikkat, duyusal uyaranları seçici olarak vurgulamanın ve görmezden gelmenin bilişsel sürecidir. Modaliteler arası dikkate göre, dikkat çoğu zaman aynı anda birden fazla duyusal modalite vasıtasıyla gerçekleşir.[1] Bu modaliteler, görsel, işitsel, uzamsal ve dokunsal gibi farklı duyusal alanlardan gelen bilgileri işler.[2] Bunların her biri belirli bir tür duyusal bilgiyi işlemek için tasarlanmış olsa da, aralarında önemli bir örtüşme vardır. Bu durum araştırmacıların dikkatini modaliteye özel mi yoksa paylaşılan "modaliteler arası" kaynakların sonucu mu olduğunu sorgulamasına sebep olmuştur. Modaliteler arası dikkat, dikkat işleme sürecini hem geliştirebilen hem de sınırlandırabilen modaliteler arasındaki örtüşme olarak kabul edilir. Modaliteler arası dikkatin verilen en yaygın örneği, Kokteyl Partisi Etkisi olarak bilinen bir kişinin daha az önemli olan diğer uyaranlar yerine önemli tek bir uyarana odaklanabilmesi ve onunla ilgilenebilmesi durumudur. Bu fenomen, diğer uyaranlar göz ardı edilirken bir uyaran için daha derin işlem seviyelerinin oluşmasına izin verir.

Dikkat araştırması yapan bilişsel psikologlar için asıl konu, dikkati belirli bir duyusal modaliteye yönlendirmenin diğer duyu modalitelerini ihmal ederek gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemektir.[3] Önceki araştırmalar birçok kez dikkati farklı modalitelere yönlendirmenin çeşitli görevlerdeki performans verimliliğini nasıl etkileyebileceğini incelemiştir.[4][5][6] Çalışmalar, dikkat modaliteleri arasındaki etkileşimin nörolojik düzeyde var olduğunu[7][8] ve modaliteler arası dikkatin etkilerine dair kanıtlar sağladığını bulmuştur. Bununla birlikte, daha fazla sayıda çalışma, modaliteler arasındaki geçişin neden olduğu dikkat eksikliklerini vurgulamıştır.[1]

Modaliteler arası dikkatin neden olduğu eksiklikler

Modaliteler arası dikkat, aynı anda iki veya daha fazla türde duyusal bilgi ile ilgilenmeyi gerektirdiğinden, dikkat kaynakları genellikle eşit olmayan bir şekilde bölünür. Çoğu araştırma tarafından, bu bölünmüş dikkatin faydalardan ziyade daha çok dikkat eksikliğine yol açabileceği öne sürülmüştür. Bu, çoklu görevin etkililiği ve bununla ilişkili potansiyel tehlikeler ile ilgili konuyu gündeme getirdi. Modaliteler arasında çeşitli dikkat dağıtıcı unsurlar bulunduğunda reaksiyon sürelerinde önemli miktarda gecikme meydana gelir.[9] Gerçek yaşam koşullarında, bu daha yavaş tepki süreleri tehlikeli durumlara neden olabilir. Medyada bu konuyla ilgili yer alan son endişeler ise sürüş sırasında cep telefonu kullanımı konusu ile ilgili. Çalışmalar, işitsel bilginin işlenmesinin ve dolayısıyla işitsel bilgiye dikkatin yönlendirilmesinin görsel bilginin eşzamanlı işlenmesini bozabileceğini bulmuştur.[10] Bu, sürüş sırasında cep telefonu kullanımından gelen işitsel bilgilere dikkatin yönlendirilmesinin, sürücünün görsel dikkatini ve araç kullanma yeteneğini bozacağı fikrini öne sürmektedir. Bu durum, sürücünün, araçtaki yolcuların, yayaların ve diğer sürücülerin ve onların araçlarındaki yolcuların tehlikeye atılmasına neden olacaktır. Benzer çalışmalar, görsel dikkatin; yarı mekansal ihmal,[4] ipuçlarına verilen reaksiyonlar[5] ve genel uzaysal işlemeyle ilişkili olduğu için işitsel uyaranlardan nasıl etkilendiğini incelemiştir.[2] Bu araştırmanın büyük bir kısmı, çoklu görev yapmanın ve dikkati bölmenin, mümkünken, yönlendirilen dikkatin kalitesini düşürdüğünü öne sürüyor. Bu aynı zamanda dikkatin, modaliteler ve görevler arasında sonsuza kadar bölünemeyen sınırlı bir kaynak olduğunu gösteriyor.

Faydaları

Modaliteler arası dikkat üzerine yapılan araştırmalarda dikkat vermede eksikliklerin sıklıkla ortaya çıktığı bulunsa da bu araştırma dikkat işlemenin daha iyi anlaşılmasına yol açmıştır. Bazı çalışmalarda, farklı duyu modalitelerini kullanarak bilgiye nasıl seçici olarak dikkat verdiğimizin nörolojik temelini incelemek için pozitron emisyon tomografisinden (PET) yararlanılmıştır.[2] Ayrıca, araştırmacılara insanların beyindeki dikkat verilen bilgileri nasıl kodladıklarını ve işlediklerini ölçmelerinde yardımcı olan olayla ilgili potansiyeller (ERP'ler) kullanılmıştır.[10] Modaliteye özgü ve modaliteler arası dikkat anlayışımızı geliştirerek, nasıl düşündüğümüzü daha iyi anlayabilir ve dikkatimizi yönlendirebiliriz.

Daha genel olan dikkat anlayışına ek olarak, modaliteler arası dikkatin başka yararları da bulunmuştur. Araştırmalar, bilgiyi birden fazla modalite ile pekiştirmenin öğrenmeyi artırabileceğini göstermektedir.[11] Bu, aynı bilgiyi ileten işitsel ve görsel uyarıcıların eşleştirilmesinin işlemeyi ve hafızayı geliştirdiğini öne süren geleneksel teoriyi destekleyecektir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Rapp (2003). "Principles of cross-modal competition: Evidence from deficits of attention" (PDF). Psychonomic Bulletin & Review. 10 (1): 210-9. doi:10.3758/BF03196487. PMID 12747510. 11 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 31 Mart 2021.  Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "web" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  2. ^ a b c MacAluso (1 Nisan 2002). "Directing Attention to Locations and to Sensory Modalities: Multiple Levels of Selective Processing revealed with PET". Cerebral Cortex. 12 (4): 357-68. doi:10.1093/cercor/12.4.357. PMID 11884351. 
  3. ^ Driver (1998). "Crossmodal attention" (PDF). Current Opinion in Neurobiology. 8 (2): 245-53. doi:10.1016/S0959-4388(98)80147-5. PMID 9635209. 23 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 31 Mart 2021. 
  4. ^ a b Van Vleet (2006). "Cross-modal interactions in time and space: Auditory influence on visual attention in hemispatial neglect". Journal of Cognitive Neuroscience. 18 (8): 1368-79. doi:10.1162/jocn.2006.18.8.1368. PMID 16859421. 
  5. ^ a b Prime (2008). "When cross-modal spatial attention fails". Canadian Journal of Experimental Psychology. 62 (3): 192-197. doi:10.1037/1196-1961.62.3.192. PMID 18778148. 
  6. ^ Driver (1998). "Cross-modal links in spatial attention". Philosophical Transactions of the Royal Society of London. Series B, Biological Sciences. 353 (1373): 1319-31. doi:10.1098/rstb.1998.0286. PMC 1692335 $2. PMID 9770225. 
  7. ^ Kida (2010). "Dynamics of Within-, Inter-, and Cross-Modal Attentional Modulation". Journal of Neurophysiology. 105 (2): 674-86. doi:10.1152/jn.00807.2009. PMID 21148089. 
  8. ^ Herdman (1985). "Multiple resources in divided attention: A cross-modal test of the independence of hemispheric resources". Journal of Experimental Psychology: Human Perception and Performance. 11: 40-49. doi:10.1037/0096-1523.11.1.40. 
  9. ^ CHEN, X. (2012). "Interaction between endogenous and exogenous orienting in crossmodal attention". Scandinavian Journal of Psychology, 53(4), 303-308.
  10. ^ a b Gherri (2011). "Active listening impairs visual perception and selectivity: An ERP study of auditory dual-task costs on visual attention" (PDF). Journal of Cognitive Neuroscience. 23 (4): 832-44. doi:10.1162/jocn.2010.21468. PMID 20465407. 20 Aralık 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2012. 
  11. ^ Robinson C. W. (2013). "When audition dominates vision: Evidence from cross-modal statistical learning". Experimental Psychology. 60 (2): 113-121. doi:10.1027/1618-3169/a000177. PMID 23047918. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Agnozi, duyusal bilgiyi işleme yetersizliğidir. Genellikle özel bir duyu ya da hafıza kaybının olmadığı durumlarda nesneleri, kişileri, sesleri, şekilleri, kokuları tanıma yeteneğinin kaybıdır.

<span class="mw-page-title-main">Temporal lob</span> İnsanların beyninde bulunan dört lobdan biri

Temporal lob, memelilerin beynindeki serebral korteksin dört ana lobundan biridir. Temporal lob, memeli beyninin her iki serebral hemisferindeki lateral fissürün altındadır.

<span class="mw-page-title-main">Dikkat</span>

Dikkat, düşünceyi belli bir şey üstünde yoğunlaştırabilme gücü. Nesnel olarak, bütün duyumsal ya da belleğe yerleştirilmiş bilgilerden, daha sonra kullanmak için bir bölümünü seçmeyi gerektirir. Bir toplantıda konuşan çeşitli kişiler arasında yalnızca birini dinlerken bir resme bakarken şekilleri dikkate almaksızın yalnızca renklere yoğunlaşırken, kalabalıkta bir tanıdığı ararken ya da akıl bir problemi çözmeyi yoğunlaştırılırken, farklı verimlilik derecelerinde farklı dikkatler söz konusudur. Bireyin seçmek zorunda kalması algılamanın, düşünmenin ya da birçok şeyin aynı anda yapmanın bir sınırı olduğunu gösterir.Dikkat, bir bilginin belli öznel veya nesnel olarak dikkate alınan yönünü seçerek ona odaklanan, diğer bir taraftan o bilginin algılanabilen diğer yönlerini göz ardı eden davranışsal ve bilişsel süreçtir. Dikkat, sınırlı işlenen kaynakların paylaştırılmasıdır.

Psikofizik nicelik bakımından, fiziksel uyaranın ve etkilediği algı ve hislerin arasındaki ilişkiyi inceler. Psikofizik, "uyarıcı ile algının arasındaki ilişkinin bilimsel çalışmasıdır ya da tam olarak "anlayış sürecinin, öznenin deneyimlerinin veya davranışlarının değişken özelliklerinin bir veya birden fazla fiziksel boyutların uyarıcılığındaki analizidir." diye tanımlanmıştır." Psikofizik, ruhi olanla fiziki olan arasındaki münasebetleri, deneysiz olarak inceler. Psikofiziğe göre, beden ve zihin iki farklı ama birbiri ile etkileşim içinde olan; birbirini değiştiren/dönüştüren, bir yapıda hareket etmektedir.

İşitsel seçici dikkat ya da seçici duyma, sinir sistemimizin bir parçası olan işitme sistemimizi ilgilendiren bir tür seçici algıdır. Seçici duyma insanların dikkatlerini belirli bir kaynaktan gelen sese veya konuşulan kelimelere odaklaması eylemidir. Çevremizden gelen pek çok gürültü ve sesin İşitme sistemitarafından duyulmasına rağmen, bunların sadece belirli bir kısmı beynimiz tarafından işlenir. Çoğu zaman, işitsel algı insanların duymakta en çok ilgilendikleri uyarıcılara yönelir. Krans, Isbell, Giuliano ve Neville tarafından 2013 yılında yayınlanan makaleye göre, seçici işitsel algı aynı zamanda gelen iki uyarıcıdan birini alındılarken diğerini göz ardı etme yeteneği olarak tanımlanabilir. Buna örnek olarak gürültülü bir sınıf ortamında, öğretmenine odaklanıp sınıf arkadaşlarından gelen sesleri göz ardı eden bir öğrenciyi verebiliriz. Bu bir "dar boğaz" örneğidir. Bu demektir ki aynı zamanda gelen verinin tamamı beynimiz tarafından işlenemez ancak duyusal verinin bir kısmı bu dar boğazı geçip işlenebilir. Fakat seçici duyma fizyolojik bir hastalık olarak algılanmamalıdır. Fizyolojik bir hastalık olmaktan öte, insanların çevreden gelen gürültü ve sesleri bloke etme yetenekleridir. Yıllardır, işitsel dikkatin seçiciliği üzerine yapılan araştırmalar artarak devam etmektedir.

Yankı belleği duyusal bellek kayıtlarından biridir; işitsel bilgiyi tutmaya özgü duyusal belleğin bir bileşenidir. Seslere yönelik duyusal bellek yalnızca insanların algıladıkları yankı belleğinin bir formudur. İçinde gözlerimizin uyarıları tekrar tekrar tarayabildiği görsel bellekten farklı olarak, işitsel uyarı tekrar tekrar taranamaz. Genel olarak, yankı bellekleri görüntüsel belleklerden biraz daha uzun zaman devreleri olarak depolanır. İşitsel uyarılar, işlenebilmeden ve anlaşılabilmeden önce kulak tarafından teker teker alınır/duyulur. Söz gelimi, radyoyu dinlemek bir dergi okumaktan çok daha farklıdır. Bir dergi tekrar tekrar okunabilirken, bir kişi belirli bir zamanda radyoya yalnızca bir seferlik kulak verebilir. Denilebilir ki yankı belleği bir bekleme tankı kavramı gibidir. Çünkü bir ses, takip eden ses duyulana kadar işlenmez (tutulur) ve ancak ondan sonra anlamlandırılabilir. Bu özel duyusal deponun büyük miktarlarda işitsel bilgiyi depolaması çok kısa bir zaman devresinde olabilmektedir. Bu yankısal ses zihinde yankılanır ve işitsel uyarının verilmesinden sonra çok bir kısa zamanda tekrarlanır (replay). Yankı belleği uyarıyı yalnızca bir dereceye kadar kabaca, primitif yönlerden şifreler, mesela ses perdesi (pitch), bağlantısız beyin bölgelerine yerleşimini belirler.

<span class="mw-page-title-main">Değişim körlüğü</span>

Değişim körlüğü, görsel uyaranın bir değişiklik tanıtıldığında ve gözlemci bunu fark etmediğinde oluşan şaşırtıcı bir algısal fenomendir. Örneğin, gözlemciler genellikle bir görüntüde oluşan, kapatılıp tekrar açılan büyük farklılıkları fark etmede başarısız olurlar. İnsanların değişiklikleri belirlemedeki zayıf yetenekleri, temel sınırlamaları yansıtmak için öne sürülmüştür. Değişim körlüğü çok araştırılan bir konu haline gelmiş, görgü tanığı ifadelerinde ve araba kullanırken dikkat dağılması gibi alanlarda önemli pratik sonuçları olabileceği iddia edilmiştir.

McGurk etkisi, işitme ve görme duyuları arasındaki etkileşimin konuşma algısı üzerindeki etkisini gösteren algısal bir olgudur. Buna göre, bir sesin işitsel bileşeni ile başka bir sesin görsel bileşeninin eşleşmesi, farklı üçüncü bir sesin algılanmasına neden olur. Konuşan kişiden gelen görsel bilgi, sesin duyuluş biçimini etkiler. Bu durum, dublaj yapılmış filmlere alışkın insanlar üzerinde çok etkili değildir. Çünkü dublaj oyuncuların dudak hareketlerini, yani görsel bilgiyi, önemsiz sayarak izleyicinin işitsel bilgiye odaklanmasını sağlar. Eğer kişi düşük ses kaliteli işitsel bir bilgiyle, yüksek görüntü kaliteli görsel bir bilgiye aynı anda maruz kalırsa McGurk etkisi yaşamaya daha yatkındır. Ayrıca görsel ve işitsel bilgiyi sentezleme kabiliyeti de kişilerin McGurk etkisi yaşayıp yaşamayacağı konusunda belirleyicidir. Duyusal sentez beceresi yüksek olan kişilerde bu etkinin görülme ihtimali oldukça yüksektir. Bunların dışında insanlar beyin hasarı ve birtakım rahatsızlıkları da içine alan birçok faktöre bağlı olarak bu etkiyi farklı şekillerde tecrübe ederler.

Dikotik (ikili) dinleme, seçici dikkati ve işitme(duyma) sistemi içinde beyin fonksiyonunun lateralizasyonunu araştırmak için yaygın olarak kullanılan psikolojik bir testtir. Dikotik (ikili) dinleme testi bilişsel psikoloji ve sinirbilim alanlarında kullanılır.

Baddeley'in Çalışma Belleği Modeli, Alan Baddeley ve Graham Hitch tarafından 1974'te ileri sürülen, daha kesin bir birincil bellek modeli sunmak amacıyla önerilen bir insan belleği modelidir. Çalışma belleği, birincil belleği tek bir birleşik yapı olarak düşünmek yerine birden çok bileşene böler.

<span class="mw-page-title-main">Birleştirme yanılsaması</span>

Birleştirme yanılsamaları, katılımcıların iki nesnenin özelliklerini tek bir nesnede birleştirdikleri psikolojik etkilerdir. Görsel birleştirme yanılsamaları, işitsel birleştirme yanılsamaları ve görsel ve dokunsal uyaranların kombinasyonları tarafından üretilen birleştirme yanılsamaları vardır. Görsel birleştirme yanılsamalarının, fiksasyona ve bir nesneye odaklanmak için ayrılan süreye bağlı olan görsel uzamsal dikkat eksikliği nedeniyle meydana geldiği düşünülmektedir. Bir nesneyi yorumlarken kısa bir süre içinde, görsel alandaki şekiller ve renkler gibi farklı bir alanın farklı yönlerinin karıştırılması zaman zaman çarpık olabilir ve bu da görsel birleştirme yanılsamalarıyla sonuçlanır. Örneğin, Anne Treisman ve Schmidt tarafından tasarlanan bir çalışmada, katılımcıların sayı ve şekillerin farklı renklerde görsel bir sunumunu izlemeleri gerekiyordu. Bazı şekiller diğerlerinden daha büyüktü ancak tüm şekiller ve sayılar eşit aralıklarla yerleştirilip sadece 200 ms boyunca gösterildi. Katılımcılardan şekilleri hatırlamaları istendiğinde, küçük yeşil bir daire yerine küçük yeşil bir üçgen gibi cevaplar verildi. Nesneler arasındaki boşluk daha küçükse, birleştirme yanılsamaları daha sık meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Dikkat kontrolü</span>

Dikkat kontrolü, bir bireyin neye dikkat edeceğini ve neyi göz ardı edeceğini seçtiği kapasitesidir. İç kaynaklı dikkat veya yönetici dikkat olarak da bilinir. Daha genel bir tabirle, dikkat kontrolü, bir bireyin konsantre olma becerisi olarak tarif edilebilir. Öncelikli olarak ön singulat korteksi de içeren frontal alanlar tarafından aracılık edilen dikkat kontrolünün, çalışma belleği gibi diğer yönetici işlevler ile yakından ilgili olduğu düşünülmektedir.

Hazırlama etkisi, bir uyarana maruz kalmanın, bilinçli bir rehberlik ya da niyet olmaksızın bir sonraki uyarana tepkiyi etkilediği bir olgu. Örneğin, HEMŞİRE kelimesi DOKTOR sözcüğünü takip ederek EKMEK sözcüğünü takip etmekten daha çabuk tanınır. Hazırlama, algısal, çağrışımsal, tekrarlayıcı, pozitif, negatif, duyuşsal, anlamsal veya kavramsal olabilir. Bununla birlikte, araştırma henüz hazırlama etkilerinin süresini kesin olarak belirlememiştir, ancak başlangıcı neredeyse anlık olabilir.

Broadbent'in filtre modeli, dikkatle ilgili bir erken seçme teorisi.

<span class="mw-page-title-main">Kokteyl partisi etkisi</span>

Kokteyl partisi etkisi; beynin, kişinin işitsel dikkatini belirli bir uyarıcıya odaklayıp, diğer bir dizi uyaranı filtreleyerek dışarıda bırakma becerisini ifade eden kavramdır. Tıpkı gürültülü bir partiye katılan bir kişinin ortam gürültüsünü yok sayarak tek bir sohbete odaklanabilmesi gibi. Dinleyiciler, hem farklı uyaranları farklı akışlara ayırma hem de daha sonra hangi akışların kendileri için en uygun olduğuna karar verme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle, kişinin duyusal belleğinin kişi farkında olmadan tüm uyaranları ayrıştırdığı ve ayrı bilgi parçalarını dikkat çekmelerine göre sınıflandırdığı öne sürülmüştür. Bu etki çoğu insanın tek bir sesi izleyip, diğerlerini görmezden gelmelerine izin veren mekanizmadır. Bir başka ifadeyle, dikkat yöneltilmeyen uyaranda geçen önemli kelimelerin hemen tespit edilebilmesine, örneğin birinin bir gürültü içinde kendi adı geçtiği zaman bunu fark etmesine, dair fenomenini tanımlar.

Algısal yük teorisi, dikkat ile ilgili psikolojik bir teoridir. Nilli Lavie tarafından doksanların ortalarında erken/geç seçim tartışmasına potansiyel bir çözüm olarak sunulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Anne Treisman</span> İngiliz psikolog (1935 – 2018)

Anne Marie Treisman, bilişsel psikoloji alanında uzmanlaşmış bir psikolog.

İkonik hafıza, görsel alanla ilgili görsel duyusal bellek kaydı ve hızla bozulan görsel bilgi deposudur. Görsel kısa süreli bellek (VSTM) ve uzun süreli bellek (LTM) içeren görsel bellek sisteminin bir bileşenidir. İkonik bellek, çok kısa, kategori öncesi, yüksek kapasiteli bellek deposu olarak tanımlanır. Çok kısa bir süre için tüm görsel algımızın tutarlı bir temsilini sağlayarak görsel kısa süreli belleğe katkıda bulunur. İkonik hafıza, sakkadlar sırasında değişim körlüğü ve deneyimin sürekliliği gibi fenomenleri açıklamaya yardımcı olur. İkonik hafıza artık tek bir varlık olarak düşünülmemekte bunun yerine en az iki ayırt edici bileşenden oluşmaktadır. Sperling'in kısmi rapor paradigmasının yanı sıra modern teknikleri içeren klasik deneyler bu duysal hafıza deposunun doğası hakkında fikir vermeye devam etmektedir.

Çoklu Mağaza veya Modal Model olarak da bilinen Atkinson-Shiffrin Modeli, 1968 yılında psikolog Richard Atkinson ve Richard Shiffrin tarafından önerilen bir bellek modelidir. Modele göre insan hafızasının üç ayrı bileşeni vardır:

  1. Duyusal Kayıt adı verilen duyusal bilgilerin belleğe girdiği bileşen
  2. Hem duyusal kayıttan hem de uzun vadeli bellekten girdi alan ve tutan Kısa Süreli Depo
  3. Kısa süreli depoda tekrarlayarak, prova yaparak hatırlanan, bilgilerin süresiz olarak tutulduğu Uzun Süreli Depo

Tekrarlı ön-hazırlama etkisi, uyaranlar tekrar tekrar sunulduğunda davranışsal bir tepkideki gelişmelere gönderme yapar. Gelişmeler, doğruluk veya tepki süresi açısından ölçülebilir ve tekrarlanan uyaranlar önceki uyaranlarla aynı veya benzer olduğunda ortaya çıkabilir. Bu gelişmelerin kümülatif olduğu gösterilmiştir, bu nedenle tekrar sayısı arttıkça yanıtlar en fazla yedi tekrara kadar sürekli olarak daha hızlı olur. Bu gelişmeler, tekrarlanan maddeler yön, boyut ve konum açısından biraz değiştirildiğinde de bulunur. Etkinin boyutu, maddenin sunulduğu sürenin uzunluğu ve tekrarlanan maddelerin ilk ve sonraki sunumları arasındaki sürenin uzunluğuyla da ayarlanır.