İçeriğe atla

Miryokefalon Muharebesi

Miryokefalon Muharebesi
Bizans-Selçuklu savaşları
Tarih17 Eylül 1176
Bölge
Miryokefalon Ovası[2] Yalvaç - Isparta
Sonuç Kesin Selçuklu Zaferi
Taraflar
Bizans İmparatorluğu
Macaristan Krallığı[1]
Antakya Prensliği
Anadolu Selçuklu Devleti
Komutanlar ve liderler
I. Manuil
Baudouin Antakyalı (ölü)
İoannis Kantakuzenus
Andronicus Vatatzes
Andronikos Kontostefanos
II. Kılıç Arslan
Güçler
70.000[3] 50.000[3]

Miryokefalon (Myriokephalon) Muharebesi (Yurttutan Savaşı) Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan ile Bizans imparatoru I. Manuil arasında yapılan savaştır. Anadolu'da Türk hakimiyetinin kabul edildiği savaştır. Anadolu'nun tapusunun alındığı savaş olarak da bilinir. Savaşın yapıldığı yerin neresi olduğu konusunda günümüzde farklı il ve ilçe belediyeleri sempozyum, konferans, çalıştay düzenleyerek sahiplenmeye çalışmaktadır. Savaşın yapıldığı yer konusunda akademi camiasında çeşitli çalışmalar ortaya konmuş fakat tam olarak tespiti yapılamamıştır.

Arka plan

Zengi Hanedanının Suriye ve Musul hükümdarı Atabeg Nureddin Mahmud Zengi'nin ölümü üzerine (1174), büyük bir rakipten kurtulan II. Kılıç Arslan, ertesi yıl, Sivas ve Tokat bölgelerine hâkim olan Danişmendli Beyliği'ne son verdi.

Manuil, Papa'ya bir mektup yazarak, zamanın yeni bir haçlı seferi için elverişli olduğunu ve "Anadolu'dan geçen yolun artık güven altına alınacağını" bildirdi.

Bizans İmparatoru I. Manuil Kilikya kıyı bölgelerini tekrar eline geçirmiş ve Haçlılar tarafından kurulan Antakya Prensliği üzerinde Bizans hakimiyetinin kabul edilmesini sağlamıştı. Diğer taraftan Bizans sınırlarında özellikle Eskişehir yörelerinde yoğun bir şekilde çoğalan Türkmenlerin, Denizli, Kırkağaç, Bergama ve Edremit'e değin Bizans yörelerine akınlarda bulunmaktaydılar ve bu akınları önlemek istemekteydi. 1174'te Halep emiri Nureddin Zengi ölmüş ve yerine geçen Selahaddin eli altında bulunan arazilerin kuzeyindeki gelişmelerden gözünü çekmiş hedefini Mısır üzerine odaklandırmıştı. Bu gelişmelerden haberdar olan I. Manuil Anadolu Selçuklularının bir güçlü taraftarın desteğinden mahrum kaldığını düşünmekteydi.

Böylece toprak elde etmek ve kendi topraklarına gelen hücumları önlemek amacıyla Selçuklular diğer destek alamayacakları bir sırada Bizans İmparatoru I. Manuil Anadolu'ya yeni kuvvetler göndermekle birlikte düzenleyeceği bir sefer için de askeri hazırlıklara başladı.

Onun bu hazırlıklarını haber alan II. Kılıç Arslan, bir elçi heyeti göndererek daha önce yapılan barış antlaşmasının yenilenmesini önerdi. Fakat İmparator I. Manuil, Bizans'a yöneltilen Türkmen akınlarının durdurulması, Bizans'a sığınan Danişmendliler emiri Zünnun ile şehzade Şahinşah'ın, daha önce yönetiminde bulunan ülkelerinin Bizans'a bırakılması şartıyla buna razı olacağını sultana bildirdi. Bu şartları kabule yanaşmayan sultan, atlı kuvvetler sevk edip Denizli yörelerine kadar olan Bizans topraklarını ağır bir şekilde tahrip etti. İmparator, Bizans kuvvetleri eşliğinde, önce şehzade Şahinşah'ı daha sonra da Zünnun'u Anadolu'ya gönderme girişiminde bulundu ise de II. Kılıç Arslan'ın aldığı önlemler karşısında başarılı olamadı; Şahinşah ve Zünnun yeniden Bizans'a kaçmak zorunda bırakıldılar.

Kılıç Arslan, imparatora elçiler göndererek barış isteğinde bulundu. Sultanın ikinci barış önerisini de reddeden Manuil 1176 yazında, amcasının oğlu Andronikos Vatatzes'i bir orduyla Paflagonya'ya Amasya'ya doğru yola çıkardı. İmparator'un kendisi de, içinde Frank, Peçenek, Macar ve Sırp kuvvetleri bulunduğu orduyla, Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkenti olan Konya üstüne yöneldi.

Paflagonya'ya gönderilen Andronikos Vatatzes'in ordusu Eylül ayı başlarında, Niksar surları önünde yapılan meydan savaşında, Selçuklu ordusu tarafından yenildi. Vatatzes'in kesilen başı, bir zafer nişanesi olarak II. Kılıç Arslan'a gönderildi.

Muharebeye doğru yürüyüş

I. Manuil'in idaresinde Konstantinopolis'ten yürüyüşe geçen ordunun çok büyük olduğu ve yürüyüşte 15 küsur kilometre uzunluk gösterdiği yazılmıştır. I. Manuil önce Konya'yı hedef almış ve o şehri eline geçirirse Konya ile Antakya'ya arasında bulunan arazileri de eline geçirmeyi planlamıştı. Uçlarda bulunan kalabalık Türkmen kuvvetleri, Konya'ya yönelik I. Manuil idaresindeki Bizans ordusuna ufak ama yıpratıcı hücumlarla mukavemet gösterdiler.

Manuil'in ordusu, Denizli'de Eskihisar (Laodicea)'dan sonra Menderes vadisini geçerek Gümüşsu [KHOMA (HOMA)] ucundaki Akdağ dizisine giden dağlık bölgeye girdi. Kuşatma araçları, erzak fazlalığı ve ağır arabalar, ordunun ilerlemesini yavaşlatıyordu. Geçmek zorunda oldukları bölge, Selçuklular tarafında tahrip edilmişti.

Muharebe

Bizans ordusunun ilerlediği yol üzerinde, o zaman Tribritze geçidi denilen ve çıkış yerinde, tahrip edilmiş Miryokefalon kalesinin bulunduğu bir geçit bulunmaktaydı. II. Kılıç Arslan idaresindeki Selçuklu ordusu, Bizans ordusunu, bu dar ve sarp Miryokefalon yıkık kalesinin bulunduğu geçitte karşılamaya hazırlanmıştı.

Kılıç Arslan'ın ordusunun asker sayısı Manuil'inkinden azdı fakat Selçuklu ordusunun daha fazla hareket imkânı vardı. Selçuklu ordusu, bu dar dağ geçidinin dağ yamaç ve doruklarında toplu olarak bulunuyordu.

Manuil'in ileri görüşlü subayları, ağır hareketli Bizans ordusunu, geçidin içindeki dar ve çukur yoldan geçirmemesi için imparatoru uyardılar. Fakat ordudaki genç ve tecrübesiz prensler, kendilerine güveniyor, şan ve şöhret kazanmak istiyorlardı. Bunlar, imparatora baskı yaparak onu bu yolda ilerlemeye zorladılar. İmparator'un neden bunu kabul ettiği üzerinde tartışma vardır.

Bizans ordusu geçide giriş sırasına göre kollara bölünmüştü. Önde piyadelerden oluşan bir Öncü Kolu vardi. Diğer kollar piyade ve süvari karışığı idi. Öncüleri takip eden Ana Kolda doğu ve batı Thema'lardan eyalet askerleri bulunmaktaydı. Sonra Sol Kanat Kolu Antakyalılar ve diğer Batı Thema eyalet askerlerinden oluşmakta I. Manuil'in kayınbiraderi Frank asıllı Antakya Prensi Baudouin komutasındaydı. Bunların arkasında ağırlıklar ve kuşatma için kullanılacak büyük mancınık tipli harp aletler taşıyıcı arabalar gelmekteydi. Sonra Sol Kanat Kolu General "Theodor Mavrozomes" ve "İoannis Kantakuzenos" komutasında askerler ile İmparator Manuil ve kendi seçme muhafız birliğinden oluşmaktaydı. Artçı Kol ise General "Andronikos Konstostenfanos"un emrinde idi.[4][5]

17 Eylül 1176'da Bizans Öncü Kol kuvvetleri, zor kullanarak geçide girdiler. Öncü Kol ve Ana Kol güçleri pek az bir zayiatla geçitten geçtiler. Selçuklular, önce geri çekilerek dağlara saptılar. Bu iki Bizans ordusu kolu geçidin ağzından çıktıkları zaman, Artçı Kolu geçide daha yeni girecekti. Geçit içinde bulunan ordu kolları ve ağırlıklar geçitte 15 kilometre uzunlukta bir sıra halindeydi. Birden geçidin her iki yamaç ve doruklarında bulunan Selçuk ordusu önce yamaçlardan aşağı inerek geçit ağızlarına saldırıp geçidin içinde bulunan Bizans birliklerini bir tuzak içine aldılar. Bizans Sağ Kanat Kolu üzerine çok ağır bir Selçuklu hücumu geldi; bu Sağ Kanat Kolu birliğini kaybetti; askerler küçük birbirinden habersiz parçalara bölündü. Bu kol çok ağır zayiat verdi. Bu koldaki süvarilerin başında İmparatorun kayınbiraderi Antakyalı Baudouin, Selçuklulara karşı saldırıya geçtiyse de bütün adamları kılıçtan geçirildi ve kendi hayatını da kaybetti.[4][6]

Özellikle Türkler sonra hücumlarını taşıt araçlarına, arabalara ve araba atlarına odaklayıp bunlar için geçidi geçilmez hale getirdiler. Sonra geçitte bulunan Bizans ordusunun diğer kollarını eritme hücumlarına başladılar. Geçidin aşağısında bulunan askerler, durumu görüyor, fakat sıkışık durumda oldukları için yardım edemiyorlardı. Sol Kanat Kolu da büyük zayiat verdi ve komutanlarından biri, İoannis Kantakuzenos, Selçuklular tarafından öldürüldü.[4] Kalan Bizans askerleri Selçukluların önden mi arkadan mı hücum edeceklerini anlayamayıp paniğe kapıldılar. Hava da bozmuş, çok kesif bir toz fırtınası geçidi kaplamıştı ve bu her iki tarafa da aksi tesir yapmakla beraber panik halinde olan Bizanslıların morali ve organizasyonu üzerinde çok fena tesir yaptı. Bu sırada Sol Kanat Kolunda olan İmparator I. Manuil de bütün moralini kaybetmiş, yere oturmuş, pasif olarak ordusunun ve kendisinin akıbetini düşünmeye koyulmuştu.[5] Sonunda kurmaylarının zorlaması ile İmparator kendini topladı; elinde kalan askerleri arasında bir disiplin kurdu ve savunma grupları oluşturdu. Bu gruplar her tarafa yayılmış insan ve hayvan ölüleri ve tahrip olmuş ağırlıklar arasından geçebilip geçidin dışına çıkmayı başardılar. Burada zaten geçitte yakalanmamış olan ve savunma siperli bir ordugâh hazırlamış olan İoannis ve Andronikos Angelos komutasındaki Öncü Kolu ve Konstantin Makrodukas ve Andronikos Lapardas komutasında Ana Kol askerleriyle yine birleştiler. Andronikos Kontostefanos komutasındaki Artçı Kolu ise baskında geçide yeni girmekte olduğu için nispeten daha az zayiat vermişti ve biraz zaman sonra geçitten hücum uğramadan geçip onlarla birleşti.[4]

Bütün gece Selçuklu atlı kuvvetleri oklarıyla hücumlarına devam ettiler; ama Bizans savunma hatları bu hücumlara dayandı.[5] Ertesi gün de Selçuklu atlı kuvvetlerinin ok atımıyla yaptıkları hücumlar devam etti. İmparator geçidi başta zayiat vermeden geçen birliklere iki karşı hücum yaptırttı ama genellikle muharebenin kızgınlığı geçmiş sayılırdı.

Bu muharebenin dikkate değer bir özelliği bir yüzyıl kadar önce 1071'de Malazgirt Meydan Muharebesinde Bizans güçleri yenilgiye uğrayınca dört bir tarafa çil yavrusu gibi yayılıp imparatorları Romen Diyojen'i yalnız bırakıp onun esir olmasına neden olmuşken, bu yenilgide bütün yenik Bizans birliklerinin birleşip İmparatorlarını birlikte korumalarıdır. İmparator I. Manuil'in Türklere esir olmaktan korkup birliklerini bırakıp kaçmayı düşündüğü; fakat ismi bilinmeyen bir Bizanslı asker ve general Kostostefanos tarafından dile getirilen çok sert serzeniş ve laflarla bu kararından caydırıldığı bildirilmiştir.[7]

Her iki taraf da zayiat vermiştir ama ne kadar olduğu bilinmemektedir. Bizans ordusundan kalan birlikler muharebeden sonra geçide girdiklerinde Türk ölülerinin kaldırılmış olduğunu görmüşlerdir.[8] Fakat gördükleri en önemli tahribat Konya'yı kuşatma için yanlarında getirdikleri mancınık tipi kuşatma makinelerinin hepsinin kullanılmaz ve tamir edilmez bir halde oluşuydu. Böylece İmparator'un Konya'yı kuşatıp alma ve oradan ta Antakya'ya gitme düşleri boşa gitmiş oldu.

Selçuk Sultanı da Bizans ordusunun hepsinin tahrip edilemeyeceğini anlayınca barış taraflısı oldu. O akşam Sultan, Gabras adlı bir elçiyi bir İran savaş atı ve bir kılıç hediyesiyle İmparator'un kampına barış şartlarını müzakere etmek için gönderdi.[4] Bu müzakerelerde Selçuklular eğer Eskişehir (Dorileon) ve Gümüşsu (Sublaion) kalelerinin Bizanslılara tarafından boşaltılıp yıkılması şartıyla, kalan Bizans ordusunun kayıtsız şartsız hiç hücuma uğramadan geri gidebileceğini teklif ettiler; Bizanslılar da bunları kabul ettiler.

I. Manuil Bizans'a dönerken yolda Türkmenlerin sürekli saldırılarına uğradı. Sonradan, Bizanslılar imzalanan bu barış anlaşmasına aykırı olarak Dorileon kalesini yıktırmama kararlarına bir bahane olarak barışa aykırı olan bu hücumları gösterdiler fakat İmparator Sublaion kalesine geldiğinde imzaladığı barış şartlarına göre o kaleyi yıktırdı. Birkaç gün sonra Alaşehir (Filedelfiya)'ya geldiği zaman Konstantinopolis'e ulaklarla mesaj göndererek bu muharebede kaybettiklerinin bir ayrıntılı hesaplarını verdi. Bu mesaja göre Miryokefalon yenilgisi bir yüzyıl önceki Malazgirt Meydan Muharebesi'ndeki Bizans yenilgisine benzemekteydi ancak Malazgirt'te Bizans İmparatoru esir düşmüştü ve I. Manuil hâlâ ordusunun kalıntılarına komuta etmekte serbestti.

Sonuç

  • Ağır bir yenilgiye uğrayan I. Manuil, Selçuklulara karşı inşa ettirdiği Eskişehir (Dorileon) ve Uluborlu'nun doğusundaki (Sublaion) kale ve müstahkem mevkilerini yıkmayı kabul etti. Böylece Selçuklu ordularına ve Türkmen göçmenlerine Sakarya Irmağı ve Büyük Menderes Irmağı vadileri açılacaktı. Sublaion kalesini hemen yıktırmakla beraber, I. Manuil, Dorileon kalesini yıktırmamıştır. Bunu zorlamak için 1177'de Kılıç Arslan büyük bir ordu ile Menderes vadisinden Bizans arazilerine çok derin bir giriş yapmıştır. Bizanslılar önce bir ufak galibiyet elde etmişlerse de, önemli Bizans şehirleri olan Yalvaç (Antiocheia in Psidia'u) ve Aydın (Tralles) şehirleri ele geçirilip talan edilmiştir. Ancak bu bir yıllık akıncı hücumu olmaktan ileri geçememiştir; çünkü ne girilen yerlerde Selçuklu idaresi kurulmuş ne de Dorileon kalesi surları yıktırılmıştır.
  • Haçlı ordusu ve Bizans'ın gücü, Anadoluya uzun bir süre daha sefer düzenleyemeyecek kadar azalmıştır ve Anadolu topraklarında Türk hakimiyeti kesinlik kazanmıştır.[9]
  • Bundan başka, Selçuklu devletine savaş tazminatı olarak 100 bin altın gibi çok büyük bir meblağ ödemek zorunda kalmıştır.
  • Bu mali destek Anadolu Selçuklulara Doğu Anadolu'daki ufak ve serbest emirleri bertaraf etmede çok yardımcı olmuştur. Böylece Anadolu Selçukluları Orta Anadolu'da siyasi nüfuzlarını çok yükseltmişlerdir.
  • II. Kılıç Arslan Miryokefalon Savaşı'ndan sonra Anadolu'da siyasi birliği kurma ve ve genişleme siyasetine devam etmiştir. Bu amaçla Malatya'yı alarak Danişmendoğullarına son vermiştir. (1178)
  • Bu zafer sonucunda, Manuil idaresindeki Bizans'ın o zamana kadar uygulanan atılgan bir stratejiyi geride bırakmak zorunda kalmıştır. Gelecekte Selçuklular karşısında Bizans ordusu sadece sınırları savunan bir güç olmuştu. Böylece bölgede siyasi ve askerî inisiyatif Anadolu Selçuklu Devletine geçmiştir.
  • Avrupalı tarihçiler bundan sonra Anadolu'ya Türkiye demeye başlamıştır.
  • Anadolu'da Haçlı Seferleriyle Bizans'a geçen üstünlük tekrar Türklere geçmiştir.

Dipnotlar

  1. ^ László Markó: Great Honours of the Hungarian State, Magyar Könyvklub Publisher, Budapest 2000. ISBN 963-547-085-1
  2. ^ Ferhat Koç (6 Temmuz 2010). "Kum ve toz fırtınalı savaş". milligazete.com.tr. 28 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2012. .(Türkçe)
  3. ^ a b Miryokefalon Muharebesi (17 Eylül 1176) 11 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., TSK - Genelkurmay Başkanlığı (Tarihten Kesitler)
  4. ^ a b c d e Bu bilgilerin kaynağı zamanının Bizanslı tarihiçisi Nikitas Honiatis'tir. Nikitas Honiatis (İngilizce çev. Harry.J. Magoulias) (1984), O City of Byzantium: Annals of Niketas Choniates, Detroit:Wayne State University Press ISBN 0-8143-1764-2. (İngilizce). say.102
  5. ^ a b c Haldon, John (2001), The Byzantine Wars, Tempus ISBN 0-7524-1777-0 (İngilizce) say.142.
  6. ^ say.142-143.
  7. ^ say. 105-106.
  8. ^ Honiatis'e göre de bütün Bizanslı ölülerin başlarının ve giysilerinin önlerini açık olduğunu görmüşlerdir ve Honiatis bunu saçların Selçuklu usulüne göre bağlanıp bağlanmadıklarını ve sünnetli olup olmadıklarını kontrol edip Selçuklu olup olmadıklarını kontrol için yapıldığına atfetmektedir.
  9. ^ "MEB Tarih Kitabı Sf. 23". 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

Dış kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

I. Kılıç Arslan ya da Kılıçarslan, Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın oğlu ve ikinci Anadolu Selçuklu sultanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Malazgirt Meydan Muharebesi</span> 26 Ağustos 1071 tarihinde Bizans İmparatorluğu ile Büyük Selçuklu Devleti arasında yapılan savaş

Malazgirt Meydan Muharebesi, 26 Ağustos 1071 tarihinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu hükümdarı Alp Arslan ile Bizans İmparatorluğu hükümdarı Romen Diyojen arasında Malazgirt Ovasında gerçekleşen muharebedir. Alp Arslan'ın kesin zaferi ile sonuçlanan bu muharebe, "Türklere Anadolu'nun kapılarını açan son muharebe" olarak bilinir ve savaşın ardından pek çok Türk Anadolu'ya yerleşmeye başlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu Selçuklu Devleti</span> Batı Oğuz Türkleri tarafından kurulmuş olan, Anadoluda hüküm sürmüş eski bir devlet (1077–1308)

Anadolu Selçuklu Devleti, Türkiye Selçuklu Devleti veya Rum Sultanlığı, Selçuklu Türklerinden olan Kutalmış oğlu Süleyman Şah tarafından Anadolu'da İznik başkent olmak üzere 1077 yılında kurulmuş olan Türk devletidir.

<span class="mw-page-title-main">Romen Diyojen</span> 1068–1071 yılları arasındaki Bizans imparatoru

IV. Romanos ya da yaygın Türkçe adıyla Romen Diyojen, 1068 ile 1071 arasında hüküm süren Bizans imparatoru. Anadolu'yu Türklere karşı savunmak için tahta çıkıp büyük bir ordu topladı ama Malazgirt Meydan Muharebesi'nde Alparslan'a karşı başarısız olunca tahttan indirildi ve Bizans tarafından gözlerine mil çekildi. Gözlerine mil çekme işlemi çok kötü yapıldığı için öldü.

<span class="mw-page-title-main">II. Kılıç Arslan</span> Altıncı Anadolu Selçuklu Sultanı

II. Kılıç Arslan (Arap alfabesiyle: عز الدين قلج أرسلان بن مسعود Türkiye Selçuklu Devleti'nin sultanıdır. Babası I. Rükneddin Mesud'un yerine tahta çıkmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti tarihinde ilk kez altın sikke basımı onun hükümdarlığındadır.

<span class="mw-page-title-main">I. Mesud</span> 4. Anadolu Selçuklu Sultanı

I. Rükneddin Mesud (1095-1156) en uzun süre hüküm sürmüş Anadolu Selçuklu Sultanı'dır.

<span class="mw-page-title-main">Birinci Haçlı Seferi</span> 1096–1099 yılları arasında yapılan ilk Haçlı seferi

Birinci Haçlı seferi, 1096-1099 tarihleri arasında gerçekleşen tarihteki ilk haçlı seferidir. Katılan orduların miktarı ve sonuçları bakımından en önemli Haçlı seferidir.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Haçlı Seferi</span> 1147–1149 yılları arasında gerçekleşen Haçlı seferi

İkinci Haçlı seferi, 1147-1149 yılları arasında gerçekleşen Haçlı Seferleridir.

<span class="mw-page-title-main">I. Friedrich (Kutsal Roma imparatoru)</span>

I. Friedrich veya Friedrich Barbarossa, 12. yüzyılda yaşamış Alman kralı ve Kutsal Roma Cermen İmparatoru. Almanya Kralı olarak 4 Mart 1152 tarihinde Frankfurt'ta seçildi ve 9 Mart 1152 tarihinde Aachen'da taç giydi. Pavia'da 24 Nisan 1155'te İtalya Kralı ve 18 Haziran 1155'te Roma'da Papa IV. Adrian tarafından imparator olarak taçlandırıldı. İki yıl sonra, Latince: sacrum ("kutsal") terimi ilk kez onun imparatorluğuyla bağlantılı bir belgede yer aldı. Daha sonra 30 Haziran 1178'de Arles'de Burgonya Kralı olarak resmen taç giydi. Yönetmeye çalıştığı kuzey İtalya şehirleri tarafından Barbarossa olarak adlandırıldı: Barbarossa İtalyancada "kızıl sakal" anlamına gelir; Almanca: Kaiser Rotbart olarak bilinirdi ve bu da İngilizcede "İmparator Kızıl Sakal" anlamına gelir. Daha sonraki Almanca kullanımda bile İtalyanca lakabın yaygınlığı, İtalya seferlerinin onun kariyeri için önemini yansıtmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Dorileon Muharebesi (1097)</span> I. Haçlı Seferi savaşı

Dorileon Muharebesi, 1 Temmuz 1097 tarihinde Birinci Haçlı Seferi'nin başlangıcında gerçekleşti. Eskişehir yakınında yapılan bu savaşta Haçlılar, I. Kılıçarslan'ın Anadolu Selçuklu ordusunu yenerek Anadolu'da ilerlemelerine devam ettiler.

<span class="mw-page-title-main">I. Nikiforos</span>

I. Nikiforos, 802 yılından öldürüldüğü yıl olan 811'e kadar hüküm sürmüş Bizans imparatoru.

<span class="mw-page-title-main">I. Aleksios</span> Bizans imparatoru

Aleksios Komnenos 1081-1118 döneminde Bizans imparatorudur. Komninos Hanedanının kurucusu I. İsaakios'un yeğenidir. Kendinden sonra (1081-1185) döneminde imparator olacak Komninos Hanedanı mensuplarından 5 Komninos imparatordan ilkidir.

<span class="mw-page-title-main">I. Theodoros</span>

I. Theodoros Laskaris, arasında İznik imparatoru olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Dorileon Muharebesi (1147)</span>

Dorileon Muharebesi, 25 Ekim 1147 tarihinde İkinci Haçlı seferi'nin başlangıcında gerçekleşti. Eskişehir yakınında yapılan bu savaşta Selçuklu Sultanı I. Mesud komutasındaki Anadolu Selçuklu ordusu İkinci Haçlı Seferi'inde iki koldan Anadolu'da ilerlemekte olan ordularından bir kolu olan Alman Kralı III. Konrad komutasındaki çoğunluğu Almanlardan oluşan bir orduyu neredeyse tamamıyla imha etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Honaz Dağı Muharebesi</span>

Honaz Dağı Muharebesi, İkinci Haçlı Seferi sırasında 8 Ocak 1148'de Selçuklu Ordusu ile Fransız Haçlı Ordusu arasında, Honaz Dağı yakınlarında yapılan muharebe.

İoannis Komnenos Vatacis, başka alfabelerle Batacis yazımıda kullanılır, I. Manuil ve II. Aleksios hükümdarlıklarının önemli askerî ve siyasi karakteridir. Yaklaşık 1132 yılında doğumludur ve I. Andronikos'a karşı başlattığı isyan sırasında doğal nedenlerle ölmüştür.

Akşehir Muharebesi veya Philomelion Muharebesi, Anadolu Selçuklu devleti sultanı Şahinşah ile Bizans İmparatoru I. Aleksios arasında 1116 yılında arka arkaya birkaç günde yapılan bir seri askeri çatışmadan oluşan ve Bizans İmparatorluğu galibiyeti ile sona eren muharebe.

Andronikos Kontostefanos Komninos, Latin dillerinde Andronicus Contostephanus, dayısı I. Manuil'in hükümdarlığında Bizans İmparatorluğu'nun general, amiral, siyasetçi ve önde gelen soylusu olarak önemli bir kişiliği.

Bizans-Selçuklu Savaşı Küçük Asya ve Suriye'deki güç dengesini Bizans İmparatorluğu'ndan Selçuklulara kaydıran bir dizi belirleyici muharebedir. Orta Asya'nın bozkırlarından gelen Selçuklular, Hunların yüzlerce yıl önce benzer bir rakip olan Roma karşısında uyguladıkları taktikleri tekrarladılar, ancak bu sefer yeni kabul ettikleri İslam'ın verdiği coşkuda vardı; Selçuklular birçok yönden Levant, Kuzey Afrika ve Küçük Asya'da Dört Halife, Emevîler ve Abbâsîler tarafından başlatılan Arap-Bizans savaşları'ndaki Müslümanların fetihlerine yeniden başladılar.

Hielyon-Leimoheir Muharebesi, Bizanslılar tarafından büyük bir Selçuklu Türk ordusunun neredeyse tamamen yok edildiğini çatışmadır. Selçuklu ordusu, Küçük Asya'da Menderes Vadisi'nde Bizans topraklarına baskınlar düzenleyerek birçok şehri yağmalamıştı. Bizans kuvveti Türkleri bir nehir geçişinde pusuya düşürdü.