İçeriğe atla

Miras (film)

Miras
Film afişi
YönetmenAydın Sayman
Tarkan Özel
YapımcıKaan Girgin
SenaristAyşegül Karaköse
OyuncularGökhan Mumcu
Shweta Aggarwal
Suniel Shetty
Haldun Boysan
Kaan Girgin
MüzikMurat Özdemir
Görüntü yönetmeniAşkın Sağıroğlu
StüdyoGDY Film
DağıtıcıÖzen Film
CinsiSinema filmi
TürüPolisiye, Aksiyon
RenkRenkli
Yapım yılı2008
Çıkış tarih(ler)i14 Mart 2008
Ülke Türkiye
DilTürkçe
Hasılat162,978 $[1]
Resmî sitesi

Miras, yönetmenliğini Aydın Sayman ve Tarkan Özel'in yaptığı, Kaan Girgin'in yapımcısı olduğu, başrollerinde Gökhan Mumcu, Shweta Aggarwal, Suniel Shetty, Haldun Boysan, Kaan Girgin'in oynadığı aksiyon filmdir. 14 Mart 2008'de vizyona girmiştir. Filmde; Hint, Kanadalı, Türk ve İngiliz yıldız oyuncular başrolü paylaşıyorlar.

Konusu

Filmin başında sarayda Yahudi sözcülerini bir sadrazamla konuşurken görürüz.

Abdülhamit (Altan Erkekli)'in karşısındalar, konuşmalar, Yahudiler Filistin'den toprak istiyorlar, Osmanlı'nın tüm dış borcunu ödeyip, hazineyi dolduracaklarını söylüyorlar. Abdülhamit karşı çıkıp:

- Kanla kazanılmış vatan toprağı, parayla değil ancak kanla geri verilir.

Adamlar çıkar, Sadrazamla gizli, gizli konuşuyorlar, onları bir göz izliyor. Abdülhamit Beylerbeyi sarayına acil gider, Mahmut paşayı çağırır. Mahmut'a bir komploya kurban edileceğini, tahttan indirileceğini düşündüğünü söyler, Yahudilerin bir ülke kurmak için operasyon yaptığını ve bu plana göre Osmanlı, Türk topraklarını da alacaklarını, ülkeyi böleceklerini söyler. Mahmut paşanın da Musul, Kerkük'te toprağı olduğu için onu uyarır, çok dikkatli olmasını ve mümkünse bu toprakları güvenilir bir kişiye teslim etmesini tavsiye eder.

Mahmut, o bölgedeki arazilerini eşinin abisi Hint Gururaja devreder ve ondan zamanı geldiğinde bu arazilerin gelirinin Osmanlılara verilmesini ister. Hareket ordusu gelip Abdülhamit'i tahttan indirir, İngilizler gelip Mahmut paşadan Musul Kerkük'teki arsalarını ister, Mahmut da bunu Hint eniştesine sattığını söyler.

İngiliz şirket Hint enişteyi bulur, ona ortaklık teklif ederler, Hint işletemediği için 99 seneliğine İngiliz şirketle anlaşır, kendi hissesine düşen parayı da, Mahmut Paşa'dan aldığı direktiflerle Türkiye'deki bir şirkete aktarır, şirkette bunu Teşkilat-ı Mahsusiye'ye. Teşkilat-ı Mahsusiye bayrağı altında toplanan eski Osmanlıları görürüz, yemin ediyorlar, bu görevi gelecek nesilleri başarı ile aktaracaklarını söylerler. Hindistan'daki görev başarıyla tamamlanmış olduğu konuşulur.

Teşkilat-ı Mahsusiye bayrağından günümüze geliriz. Günümüzde Türkiye'sindeki şirketin sahibi Kaya, Mahmut paşanın torunudur, Erdal'da Kaya'nın oğlu, bayrağın altında günümüzdeki mahsusiye üyelerini görürüz, “Ortadoğudaki savaş şiddetini arttırdı, oradaki kaynağımızı kesmek istiyorlar, bir şeyler yapmamız gerek, petrolün kullanım hakkını tamamı ile kendimize almalıyız 99 yıllık kontrat bitiyor, düşmanda tetikte çok dikkatli olmalıyız” der.

Petrol kuyularını işleten İngiliz şirket Hint baba (MİTABH) ile anlaşmaya çalışır, Mitabh Gururajın torunudur, Mitabh dedesine verdiği sözü tutacağı için anlaşmaz. Konuşmalar yapılırken yan odada Mİ5 Başkanı vardır, Mitabh çıkınca odaya Robert girer, Şirket sahibi hedefin bu olduğunu ve onu ya ikna etmelerini, ya ikna etmelerini söyler.

İngri, İngiltere'de, Türk arkadaşı İrem(Yıldız Çağrı Atiksoy) ve Hint arkadaşı Balaji (Şafak Güçlü) ile mezun olup ayrılır, birbirini çok seven üç arkadaş, İngri'ninde koruması Suniel ona deliler gibi aşıktır.

Diğer Diller

Kaynakça

  1. ^ (Türkçe) Box Office 27 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

14 Temmuz, Miladi takvime göre yılın 195. günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 170 gün vardır.

30 Nisan, Miladi takvime göre yılın 120. günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 245 gün vardır.

<span class="mw-page-title-main">II. Abdülhamid</span> 34. Osmanlı padişahı (1875–1909)

II. Abdülhamid, Osmanlı İmparatorluğu'nun 34. padişahı, 113. İslam halifesi ve çöküş sürecindeki devlette mutlak hakimiyet sağlayan son padişahtır. Tahtta kaldığı "Hamidiye Dönemi" diye bilinen yıllarda imparatorluk, dağılma dönemini yaşadı; başta kısa süreli ilan ettiği I. Meşrutiyet ve Kânûn-ı Esâsî ile gelen bir özgürlük dönemine, Balkanlar olmak üzere çeşitli bölgelerde çıkan isyanlara ve Rus İmparatorluğu'na karşı kaybedilen 93 Harbi'ne, kapatılan parlamentoya, pek çok siyasi olaya, "İstibdat Dönemi" de denen ve basın da dahil çeşitli alanlardaki baskı ve sansür dönemine, sonrasında yine kendinin ilan etmek zorunda kaldığı II. Meşrutiyet'e, 31 Mart Ayaklanması'na ve kendinin dağılmayı engelleme başarısına ulaşamayan eğitim, ulaşım ve askeri alandaki reform girişimlerine tanıklık etti. Devrinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1.592.806 km² toprak ile en çok toprak kaybeden padişahlarından biri oldu. 31 Ağustos 1876'da tahta çıktı ve 31 Mart Vakası'ndan kısa bir süre sonra, 27 Nisan 1909'da, tahttan indirilene kadar ülkeyi yönetti. Meşrutiyet yanlısı Yeni Osmanlılar ile yaptığı anlaşma ve diğer yandan Tersane Konferansı'nda toplanacak büyük güçlerden gelecek baskıları engelleme amaçlı Tersane Konferansı'nın başlamasıyla aynı gün 23 Aralık 1876'da ilk Osmanlı anayasasını ilan etti ve böylece ülkenin demokratikleşme sürecini destekleyeceğini belirtmiş oldu. 93 Harbi'nde yenilen Osmanlı'nın sultanı II. Abdülhamid, meclisin yanlış kararlar aldığını iddia ederek 14 Şubat 1878'de bu harbin sonuna doğru meclisi feshetti.

<span class="mw-page-title-main">Dîvân-ı Hümâyun</span> Osmanlı Devletinde bakanlar kurulu

Dîvân-ı Hümâyun, Osmanlı İmparatorluğu'nda 15. yüzyıl ortalarından 17. yüzyılın yarısına kadar en önemli yüksek karar organı. İmparatorluğun yıkılışına kadar varlığını korusa da 17. yüzyıldan sonra önemini kaybetmiş ve 19. yüzyılda II. Mahmud'un teşkilat reformuyla kabine sistemine geçilerek Divan-ı Hümayun sembolik hale gelmiştir. Sadrazam, kubbealtı vezirleri, Rumeli beylerbeyi, Rumeli ve Anadolu kazaskerleri, Rumeli ve Anadolu defterdarları, nişancı ve vezirlik rütbesine sahip olan yeniçeri ağası ve kaptan-ı derya'da divanın asli üyeleri arasında yer alırdı.

<span class="mw-page-title-main">Veli Mahmud Paşa</span> 13. Osmanlı sadrazamı

Veli Mahmud Paşa, II. Mehmed saltanatında 1455-1466 ve 1472-1474 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Osmanlı tarihinde sadrazamlığa getirilmiş ilk yeniçeri yetiştirmesidir.

Hekimoğlu Ali Paşa, I. Mahmud'un ve III. Osman'ın saltanat dönemlerinde, 12 Mart 1732-12 Ağustos 1735, 21 Nisan 1742-23 Eylül 1743 ve 15 Şubat 1755-18 Mayıs 1755 tarihleri arasında üç kez toplam beş yıl dört gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Mehmed Said Paşa</span> 201. Osmanlı sadrazamı

Mehmed Said Paşa, Osmanlı devlet ve siyaset adamı. II. Abdülhamid saltanatında yedi kez ve İkinci Meşrutiyet döneminde iki kez olmak üzere, toplam dokuz dönemde dokuz yıla yakın sadrazamlık yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet İzzet Furgaç</span> 215. Osmanlı sadrazamı

Ahmed İzzet Paşa ya da Soyadı Yasası sonrası Ahmet İzzet Furgaç, I. Dünya Savaşı'nın son günlerinde sadrazamlık yapmış, Arnavut asıllı Osmanlı asker ve devlet adamıdır.

Koca Derviş Mehmet Paşa veya Bıyıklı Koca Derviş Mehmet Paşa,, IV. Mehmed saltanatı döneminde 21 Mart 1653 - 28 Kasım 1654 tarihleri arasında bir yıl yedi ay sekiz gün sadrazamlık yapmış bir Çerkes asıllı Osmanlı devlet adamıdır. Öncesinde iki kez, 1649-1650 ve 1652-1653 dönemlerinde, kaptan-ı deryalık yapmıştır.

Musul Sorunu, Osmanlı Devleti'ne bağlı Musul Vilayeti'nin toprak sorunudur.

<span class="mw-page-title-main">İran-Osmanlı savaşları</span> 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İran ve Osmanlı arasında süren bir dizi savaş

İran-Osmanlı Savaşları, 16 ilâ 19. yüzyıl arasında Osmanlı İmparatorluğu ile İran'da otoriteyi elinde bulunduran birbirinin devamı niteliğindeki çeşitli hanedanlar arasında gerçekleşmiştir. Osmanlılar ile İran arasındaki ilk savaş 1514 Çaldıran Muharebesi'dir. Son savaş ise 1821-1823 Osmanlı-İran Savaşı'dır.

<span class="mw-page-title-main">Namık Kemal</span> Osmanlı yazar ve gazeteci

Namık Kemal, Türk milliyetçiliğine esin kaynağı olmuş, Genç Osmanlı hareketine bağlı yazar, gazeteci, devlet adamı ve şairdir.

<span class="mw-page-title-main">Irak Türkmenleri</span> Iraktaki üçüncü büyük etnik grup

Irak Türkmenleri ya da Irak Türkleri Irak'ın üçüncü büyük etnik grubudur. Türk kökenlidirler ve çoğunlukla Türk mirasına ve kimliğine bağlıdırlar. Irak'a Türk göçü 7. yüzyılda, ardından 1055 yılında Büyük Selçuklu'nun bölgedeki fethiyle başlarken, bugün Irak Türkmenlerinin çoğu, 1535-1919 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetimi sırasında Anadolu'dan Irak'a getirilen Osmanlı askerlerinin, tüccarlarının ve memurlarının torunlarıdır. Irak Türkmenleri, Bulgaristan, Kıbrıs, Yunanistan ve Suriye de dahil olmak üzere Osmanlı sonrası diğer modern ulus devletlerdeki Türk topluluklarının yanı sıra Türkiye'deki Türk halkıyla yakın kültürel, tarihi, dilsel ve dini bağları paylaşmakta; bu nedenle kendilerini Türkmenistan ve Orta Asya Türkmenleriyle özdeşleştirmemektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Plevne Savunması</span> 93 Harbi sırasında yaşanmış bir kuşatma savaşı

Plevne Savunması ; 93 Harbi sırasında Plevne kentinin Rus İmparatorluk Ordusu tarafından kuşatılmasının ardından, kentin Gazi Osman Paşa komutası altındaki Osmanlı Ordusu tarafından Rus ve daha sonra Rumen taarruzlarına karşı 19 Temmuz ve 10 Aralık 1877 arasında 145 gün boyunca savunmasıyla gerçekleşen, 93 Harbi'nin en önemli muharebelerinden biridir. Osmanlı Ordusu, 145 gün boyunca sayıca kendisinden kalabalık olan Rus ve Rumen ordularının gerçekleştirdiği üç büyük taarruzu püskürtmüş ve Plevne'yi başarılı bir şekilde savunmuştur. Ancak, tüm bu taarruzlardan sonra Osmanlı kuvvetlerinin yiyecek ve cephaneleri tükenmiş ve buna ek olarak kış mevsiminin gelmesiyle şiddetli soğukla karşı karşıya kalıp bitap düşmüşlerdir. Kuşatmayı yarmak için düzenledikleri son bir huruç harekâtının da başarısızlıkla sonuçlanması ile, Osman Paşa kenti Rus ve Rumen ordularına teslim etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kürdistan</span> Orta Doğuda Kürtlerin yoğunlukta olduğu bölgelerin genel adı

Kürdistan Kafkaslar'ın güneyi ve Orta Doğu'da, Ermenistan, Irak, İran, Suriye ve Türkiye'ye ait toprakların bir kısmını kapsayan jeokültürel bölge. Siyasi bakımdan özerk, federal bir bölge olarak uluslararası resmî tanınmaya sahip olan tek bölge Irak'ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi'dir. Bölgenin kuzeybatı İran’a karşılık gelen kısmı Kürdistan adıyla eyalet statüsündedir. Ayrıca Suriye'de de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tek taraflı olarak ilan edilmiştir.

<i>Drakula</i>

Drakula (özgün adı: Dracula), İrlandalı yazar Bram Stoker'ın 1897 yılında yayınlanan gotik korku romanı. Olay örgüsü; mektuplar, gazete makaleleri ve günlük alıntıları aracılığıyla anlatılır. Bu çerçeveden bakıldığında bir mektup roman olma özelliği de taşır. Kurgunun tek bir baş kahramanı yoktur; ancak roman Avukat Jonathan Harker'ın Transilvanyalı Kont Drakula'nın şatosuna varmak üzere bir iş seyahatine çıkması ve Drakula'nın bir vampir olduğunu öğrenmesiyle başlar.

<span class="mw-page-title-main">Zeytindağı (kitap)</span>

Zeytindağı, Falih Rıfkı Atay'ın yedek subay olarak katıldığı I. Dünya Savaşı'ndaki anı ve izlenimlerinden oluşan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşta içine düştüğü durumu ortaya koyan eseri.

<span class="mw-page-title-main">Derviş Vahdeti</span>

Derviş Vahdeti, Osmanlı gazeteci, yazar ve din adamı. İngiliz Gizli Servisi'ne üye bir İngiliz ajanı olduğu ileri sürülür.

<span class="mw-page-title-main">Türk Kurtuluş Savaşı El-Cezire Cephesi</span>

Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı'ndan ayrıldıktan sonra İngilizler ilk iş olarak Musul Vilayeti'ni işgal etti. Mondros Ateşkes Antlaşması'na bile aykırı olarak işgal edilen Musul Vilayeti'ni tekrar elde edebilmek için çeşitli planlar tatbik edildi. Zaten bölge ahâlîsinin çoğunluğunun Türk ve Kürtlerden müteşekkil olması, Anadolu Türkleri ile kültürel bağların kurulmasında kolaylık sağlamıştı. Hem bölge insanının ayaklanmaları hem de Özdemir Bey'in komutanlık ettiği Derbent Muharebesi cephedeki önemli gelişmelerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda ulaşım ve haberleşme</span>

Osmanlı Devleti üç kıtaya yayılan topraklarında ulaşım ve haberleşmeye azami önemi vermek zorundaydı. İmparatorluk topraklarının güneyi çöller, merkezi dağlar, batısı ve doğusu da düşman saldırılar ile tehdit edilmekteydi. Çevresindeki devletlere nazaran coğrafyası ulaşım ve haberleşme açısından en zor devlet Osmanlı idi. Bu geniş coğrafyada ulaşım hizmetlerinin aksamaması için lonca teşkilatı ve kati kurallar oluşturulmuştu. Makineleşmeye kadar imparatorluk topraklarındaki ulaşım ve haberleşme devletin sakındığı bir konu idi. demiryolu ve telgraf ile coğrafi koşullar bir nebze hafifletilmiş ve merkezi idare güçlenmiştir.