İçeriğe atla

Miracnâme

Harezm Türkçesine yadigârlarından olan Miracnâme'nin, bizim bilgilerimize göre, yazarı ve yazılış tarihi belli değildir. 1436 ve 1511 tarihli iki nüshadan biri Uygur harfleriyle, diğeri Arap harfleriyle istinsah edilmiştir. Eser, 1882'de Pavet de Courteille tarafından yayımlanmıştır. Uygur harfli nüsha üzerine de Osman F. Sertkaya bitirme çalışması yapmıştır.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Arap harfleri</span> Arap alfabesini temel alan yazı sistemi

Arap harfleri, 7. yüzyılın üçüncü çeyreğinden itibaren Emevi ve Abbasi imparatorlukları aracılığıyla Orta Doğu merkezli geniş bir alana yayılma olanağı bulmuş İslam dininin benimsendiği coğrafyalarda kabul gören, kökeni Arap alfabesine dayalı, ünsüz alfabesi türünde bir yazı sistemidir. Dünyada Latin alfabesinden sonra en çok kullanılan yazı sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Türkmence</span> Türkmenistanın resmî dili olan Türk dili

Türkmence, çoğunluğu Türkmenistan'da yaşayan Türkmenlerin konuştuğu Türk dil ailesine bağlı Doğu Oğuz dili. Dil, Türkmenistan'daki yaklaşık 7 milyon konuşuru ile resmî dil olup, çevresindeki Afganistan ile İran'ın sınır bölgelerinde de konuşulur.

Âyet ya da Âyet-i Kerime, Kur'an surelerini oluşturan harf, kelime veya cümlelerdir.

Türk dilleri alfabeleri veya çağdaş Türk yazı dilleri alfabeleri çağdaş dönem Türk yazı dilleri için kullanılan çeşitli alfabelerdir. Uzun tarihî dönemler içinde kullanılmış olan Türk yazı sistemlerinin sonrasında, bazılarının terki, bazılarının devamı ile günümüzde kullanımda olmuşlardır.

<span class="mw-page-title-main">Eski Türk yazısı</span> Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı düzeni

Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Uygurca</span> Uygur Türkçesi

Uygurca veya Yeni Uygurca, Uygurlar tarafından konuşulan, Türk dillerinin Uygur grubunda yer alan bir dil.

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ü</span> Latin alfabesinde harf

Ü, Latin alfabesinde bir harftir. Almanca, Türkçe, Macarca, Azerice, Türkmence, Uygurca, Tatarca, Estonca dillerinde kullanılır. Bu dillerin hepsinde /y/ sesini temsil eder. Ayrıca İspanyolca, Fransızca, Katalanca gibi bazı Lâtin dillerde ise u sesinin ayrıca telaffuz edildiğini göstermek için kullanılır. Ä ve Ö harflerini kullanan Fince ve İsveççe dilleri, Ü harfinin yerine aynı sesi vermek için Y harfini kullanırlar.

V, v Türk alfabesinin 27. harfidir. Türkçe ismi Vedir. Almancada F olarak sesletilirken, Lehçe, Türkmen Türkçesi gibi dillerde V harfi bulunmaz. Köktürkçe'de de V harfi yoktur.

GökTürkçe, Göktürk Türkçesi, Köktürk Türkçesi veya KökTürkçe, Türkçenin bilinen ve yazılı metinleri ele geçirilebilen en eski dönemine verilen isimdir. Eski Türkçe adlı dönemin ilk kısmını oluşturur. Devamında Eski Uygur dönemi yaşanmıştır.

Karahanlı Türkçesi, Hakaniye Türkçesi, Karahanlıca veya Hakaniye lehçesi, Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olan tarihî dönemlerinden biridir. Türk dilini eski, orta, yeni olarak üç döneme ayıran Türkologlara göre Karahanlı Türkçesi, Orta Türkçenin ilk dönemini oluşturur. Böyle düşünen Türkologlara göre 10.-15. yüzyıllar arası Orta Türkçe dönemidir. 13. yüzyıldan itibaren Türk yazı dilinin (Kuzey-) Doğu ve (Güney-) Batı olarak iki ayrı kol hâlinde geliştiğini göz önünde bulunduran diğer bir kısım Türkologlar, Karahanlı Türkçesini Eski Türkçe içine alır. Bugüne ulaşan metinleri 11. ve 12. yüzyıllara ait olan Karahanlı Türkçesi, Eski Uygur Türkçesiyle çağdaştır.

Eski Uygur alfabesi, Eski Uygur Türkçesi döneminin yazımı için kullanılmış olan alfabedir. Uygur topluluğunun ticarete, şehir hayatına ve yerleşik düzene olan temayülleri, onları Orta Asya'nın tüccar kavmi Soğutlara yakınlaştırmıştır. Kısa zaman sonra Soğut alfabesini öğrenip bu alfabeden Uygur yazısını geliştirmişlerdir. Böylece Uygur ağzı, Uygur alfabesi vasıtasıyla klasik bir yazı dili hâline gelmiş; Orta Asya’daki diğer Türk topluluklarının ortak dili de bu ağız özelliklerinin yaygınlaştığı dil olmuştur. Bazı akademik yayınlarda bu alfabe Uygur alfabesi olarak da belirtilir. Çağdaş dönem Uygur Türkçesi için Arap asıllı alfabenin varlığı sebebiyle, ayrım için bu tarihî alfabeye “eski” ibaresi eklenir.

Uygur Arap Yazısı, 1982 yılında Uygurcanın yazımında kullanılmaya başlanmış Arap alfabesi temelli yazı sistemidir. Arap alfabesiyle yazılan diğer dillerin aksine, Uygur alfabesinde Uygurcadaki tüm sesli harfler vardır ve bunlar her zaman yazılır.

Vav, İbrani alfabesi'nin ve Ebced hesabına göre Arap alfabesinin altıncı harfi olup modern Arap alfabesinin yirmi yedinci harfidir.

Kısasu'l Enbiya, Harezm Türkçesi döneminin ilk yapıtı Nasıruddin bin Burhaneddin er Rabguzi veya kısaca Nasır Rabguzi tarafından Ribat-ı Oğuz kasabasında Çağatay kağanlarından Tarmaşir'in büyük beylerinden Nasıreddin Tok Boğa adına Farsça bir çeviriden Türkçeye uyarlanan bir siyer-i nebi derlemesi olan Kısasu'l enbiya adlı yapıttır.Yapıt yazar tarafından 1310 yılında tamamlanmıştır.Yazılış yılı yapıtta " Yiti yüz on erdi yılga kim bitildi bu kitab" tümcesinde gösterilmiştir.

Hüsrev ü Şirin mesnevisi, 14. yüzyılda Harezm Türkçesiyle yazılan bir yapıttır.

Muhabbetname, Harezm Türkçesiyle yazılmış bir yapıttır.Harezmi mahlaslı bir ozan tarafından 754/1352 yılında Hoca Bey adlı birinin isteği üzerine manzum olarak yazılmıştır. Muhabbetname'nin biri Uygur alfabesiyle diğer üçü Arap alfabesiyle olmak üzere dört nüshası vardır.

Latinizasyon (Romanizasyon) tabiri genel olarak Latin alfabesi dışındaki ses sistemlerinin Latin alfabesine çevrilmesini ifade eder. Arapçanın Latin alfabesine çevirisi yapılırken bu uygulamaların hiçbirinde (fonetik alfabeler hariç) ortak bir uygulama geliştirilememiştir. Çünkü her ülke kendi harflerini esas alan bir çeviri sistemi benimsemiştir. Fakat yine de ana hatlarıyla genel kabul görmüş bazı sesler ve simgeler tercih edilmeye başlanmıştır. Ortak Türkçe alfabesi esas alınarak yapılan bir işaret sistemi büyük oranda geliştirilmiş durumdadır. Fakat yine de çeşitli ülkelerin, sesleri simgelerken kullandıkları harflerin değişik olması nedeniyle farklılıklar ortaya çıkmaktadır.

Türk yazı sistemleri Türk dilinin bütün tarihî ve çağdaş dönemlerinde kullanılmış olan alfabeleridir. Türklerin en geniş ölçüde kullandığı yazı sistemleri Göktürk, Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabesidir. Türk dilinin tarihi sürecinde ticari, kültürel, dinî vb. sebeplerle bu dilin yazımında Göktürk, Mani, Soğut (Sogd), Uygur, Brahmi, Tibet, Süryani, İbrani, Grek, Arap, Kiril, Latin asıllı alfabeler Türk diline çeşitli düzeyde uyarlanmış varyantlarıyla kullanılmıştır.

Mukaddimetü'l Edeb, Orta Türkçe döneminde, 12. yüzyılda Zemahşerî tarafından Arapça öğrenmek isteyen Harezmşahlar Devleti hükümdarı için yazılmış sözlüktür. Sözlük; isimler, fiiller, harfler, ad çekimi ve fiil çekimi olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır. Arapça metnin altında, büyük bir kısmı Türkçe olmak üzere çeşitli dillerde satır altı tercümeler de mevcuttur.