
Antifellos veya Antiphellos, başlangıçta Habesos olarak bilinen, Likya'da yer alan antik bir kıyı kentiydi. Kentin Yunanca adının ilk kez M.Ö. 4. yüzyıla ait bir yazıtta geçtiği görülmektedir. İlk olarak Likyalılar tarafından yerleşilen şehir, M.Ö. 6. yüzyılda Persler tarafından işgal edildi. Yunanlar döneminde önem kazanıp yakınlarındaki iç bölge kenti Phellos’un limanı olarak hizmet verdi. Ancak, Phellos önemini yitirdikçe Antifellos bölgenin en büyük kenti haline gelip kendi parasını basma yetkisine sahip olmuştu. Roma döneminde ise 141 yılında bölgeyi tahrip eden deprem sonrası yeniden inşa edilmesine yardımcı olan Rhodiapolis'li hayırsever Opramoas'tan mali destek aldı.

Boşnakça, Boşnaklar tarafından kullanılan Sırp-Hırvatçanın standartlaştırılmış bir çeşidi. Boşnakça, resmiyette Bosna Hersek'in ana dili kabul edilen üç dilden birisidir, diğer iki dil ise Hırvatça ve Sırpçadır. Ayrıca Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Kosova'da da azınlıkça bilinen bir dildir.

İtalik diller, bilinen ilk üyeleri MÖ 1. milenyumda İtalyan Yarımadası'nda konuşulmuş olan bir Hint-Avrupa dil ailesi koludur. Eski dillerinin en önemlisi, milattan önce diğer İtalik halkları fetheden Antik Roma'nın resmi dili olan Latinceydi. Diğer İtalik diller; MS ilk yüzyıllarda, konuşanları Roma İmparatorluğu'nda asimile olduğundan ve Latinceye kaydıklarından dolayı yok oldu. MS 3. ve 8. yy. arasında Halk Latincesi, günümüzde ana dil olarak konuşulan tek İtalik dil grubu olan Latin (Romen) dillerine ayrıldı, ayrıca Edebi Latince de hayatta kaldı. Latincenin yanında bilinen diğer antik İtalik dilleri; Faliskçe, Umbriyaca ve Oskanca ve Güney Pikencedir. Yarımadada konuşulmuş ve sınıflandırması tartışmalı olan diğer İtalik diller Venetçe ve Sikulcadır. Uzun zaman önce yok olmuş bu diller, yalnızca arkeolojik bulgulardaki birkaç yazıttan bilinmektedir.

Ermeni hipotezi, Proto-Hint-Avrupa halkının anavatanın "Anadolu'nun doğusu, Kuzey Mezopotamya ve Kafkaslar'ın güney kısımlarında" yer aldığını ve Proto-Hint-Avrupa dilinin (PHA) MÖ 5.-4. milenyum civarında bu bölgelerde konuşulduğunu öne süren bir hipotezdir. Varsayım, Gürcü Tamaz V. Gamkrelidze ile Rus dilbilimci Vyaçeslav İvanov tarafından 1985 yılında öne sürülmüştür. Terimde geçen "Ermeni" ismi, bir toponim olan Ermeni Yaylaları'na atıfta bulunmaktadır.

Tunguzca veya Tunguz dilleri, Sibirya, Moğolistan ve Mançurya'da konuşulan bir dil grubu. Bu dil grubuna ait dillerin günümüzde sadece 75,000 konuşanı bulunmaktadır ve ölü bir dil olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Anadolu dilleri, Hint-Avrupa dil ailesine ait soyu tükenmiş bir dil grubudur. Terim bazen Anadolu'da konuşulmuş ancak bu gruba ait olmayan tarihî dillere atıfta bulunmak için de kullanılabilir. Anadolu dilleri, M.Ö. 2. ve 1. binyıllarda, Asur ticaret kolonileri ile Roma İmparatorluğu'nun 2.-3. yüzyıl arasındaki döneme tarihlenebilir. M.S. 4.-5. yüzyıllar, Anadolu dillerinin son evresi olarak kabul edilir. Tüm Anadolu dilleri, bir proto dil olan ve yazılı örneği bulunmayan farazî Proto Anadolu dilinden türemiştir.

Ksantos Yazıtı, günümüzde Türkiye'nin Kınık kasabası yakınlarında yer alan tarihi Likya şehri Ksantos'un akropolisinde ele geçirilmiş üç dilli bir stel. Stel, Likya bölgesi Pers Ahameniş İmparatorluğu kontrolü altındayken, bir İmparatorluk satrapının mezarı için yaklaşık MÖ 400 civarında oluşturulmuştur. Yazıtta yer alan üç dili Grekçe, Likçe ve Milyan dili oluşturur. Yazıtın eskiden sadece 2 dilli olduğu düşünülmüşse de, Milyan dili ve Likçenin farklı diller olduğunun anlaşılması ile üç dilli olduğu kabul görmüştür.
Dil biliminde karşılıklı anlaşılabilirlik, farklı fakat birbiriyle ilgili dil türleri konuşanların kasıtlı bir çalışma yapmadan ya da özel çaba harcamadan birbirlerini kolayca anlayabilecekleri diller ya da lehçeler arasında bir ilişkidir. Bu, dilleri lehçelerden ayırt etmekte genellikle en önemli kriter olarak kullanılır, fakat sosyodilbilimsel faktörler de göz önüne alınır.
Likya alfabesi, Likya dilini yazmak için kullanılmıştır. Yunan alfabesinin bir uzantısı olmasına karşılık Yunancada bulunmayan sesler için yarım düzine ek harf içermektedir. Lidya ve Frig alfabesine oldukça benzerlik göstermektedir.

Proto-Hint-Avrupalılar veya Ön Hint-Avrupalılar, dilsel yeniden yapılandırmalara göre Hint-Avrupa dillerinin atası olan Proto-Hint-Avrupa dilini konuşmuş Avrasya'nın tarih öncesi insanları.
Trak dili veya Trakça, Antik dönemlerde Güneydoğu Avrupa'da Traklar tarafından kullanılmış olan ve Hint-Avrupa dili grubuna dahil olduğu öne sürülen bir ölü dildir. Avrupa merkezli yayınlarda, Trak dilinin Hint-Avrupa dillerinin satem grubuna ait olduğu veya satem dillerinden kuvvetle etkilenmiş bir centum dili olduğu iddia edilir.

,

Ermeni-Frigler Bronz Çağı ve Bronz Çağı Çöküşü dönemlerinde, Batı Asya'nın varsayımsal insanlarıdır. Terim, hem Friglerin hem de Proto-Ermenilerin dilsel ve ortak soy atasını tanımlar. Dolayısıyla Ermeni-Frigler; Ön-Yunanların, Antik Makedonların, Friglerin ve ayrıca Ermenilerin de ortak ataları olan çok daha eski Greko-Frigler'in aynı zamanda da torunları olacaklardır.
Hint-Hitit veya Hint-Anadolu; var olagelmiş tüm Hint-Avrupa dilleri ve de Anadolu dillerini'de içerisine alacak şekilde, bir bütünsel Hint-Avrupa terimine eş değer bir model olarak, ilk defa Amerikalı dilbilimci "Edgar H. Sturtevant" tarafından 1926 yılın da ortaya atılan ve tamamen hipoteze dayalı olan bir dil ailesidir.

Hurri-Urartu dilleri; sadece Hurrice ve Urartuca olmak üzere, bilinen iki dilden oluşan, Antik Yakın Doğu'nun soyu tükenmiş bir dil ailesidir.

Greko-Ermeni aynı zamanda Heleno-Ermeni) Proto Hint-Avrupa dili (PHA) sonrası, Yunan ve Ermeni' dillerinin varsayımsal ortak atasıdır, durumu İtalo-Kelt veya daha az varsayımsallı Baltık-Slav dilleri ile karşılaştırılabilir, genelde güvenilir bir hipotez olarak kabul edilmekle baraber, üzerinde tam bir fikir birliği yoktur, varsayımsal Greko-Ermeni'nin en erken evresi, Geç Proto Hint-Avrupa ve "Greko-Ermeni-Aryan" dan belki biraz geç, fakat çok da farklı olmayacak şekilde MÖ 3. binyıla tarihlendirilir.

Anadolu halkları veya tarih öncesi Antik Anadolulular, Hint Avrupa dil ailesinin, Anadolu dilleri grubunu konuşmuş, aynı zamanda, genel Hint-Avrupa halklarının ön köken evresi olan Proto Hint-Avrupa topluluğundan çok daha erken bir dönemde ayrılmış, arkaik bir Hint-Avrupa etno-dil grubu ve Küçük Asya coğrafyasının tarihsel Hint-Avrupa halkıydı.
Tamaz Valerianis dze Gamkrelidze Gürcü dilbilimci, oryantalist ve Hititolog. Hint-Avrupa dilbilimi, antik diller, teorik dilbilim, yapısal ve uygulamalı dilbilim ve Kartveloloji alanlarında birçok seçkin eserin yazarıdır. 2005-2013 yılları arasında Gürcistan Bilimler Akademisi'nin başkanlığını yapmıştır.

Ana Anadoluca, Ön Anadoluca veya Proto-Anadoluca) Anadolu dillerinin türediği en erken ata evresi olan tek bir proto dildir. Hemen hemen diğer tüm proto dillerde olduğu gibi doğrulanmış hiçbir kaydı bulunamamıştır; dil, tüm doğrulanmış olan Anadolu dillerinin yanı sıra diğer tüm Hint-Avrupa dillerine de karşılaştırmalı yöntem uygulanarak yeniden inşa edilmiştir.
Ön-Samnitçe, Pre-Samnitçe veya Samnit öncesi dil; İtalya, Campania'da konuşulmuş antik bir İtalik dildir. "Pre-Samnit" ismi, Oskanca konuşan Samnitlerin bölgeyi kolonize etmesinden önce orada konuşulan dili ifade eder. Yaklaşık MÖ 500 yıllarından kalma birkaç yazıtla kaydedilmiştir. Osko-Umbriya dil grubuna aittir ve Oskanca ile yakından ilişkili olabilir ancak Oskancada olmayan bazı arkaik özellikler göstermektedir. Fakat, eldeki veriler Ön-Samnitçenin Oskanca veya diğer Osko-Umbriya dilleriyle olan ilişkisinin kesin olarak belirlenebilmesi için çok yetersizdir.