İçeriğe atla

Milovan Đilas

Milovan Đilas
SırpçaMilovan Đilas
SırpçaМилован Ђилас
Yugoslavya Federal Halk Meclisi Başkanı
Görev süresi
25 Aralık 1953 - 16 Ocak 1954
Yerine geldiğiVladimir Simić
Yerine gelenMoša Pijade
Yugoslavya Başbakan Yardımcısı
Görev süresi
14 Ocak 1953 - 17 Ocak 1954
Başbakan Josip Broz Tito
Yerine geldiğiBlagoje Nešković
Yerine gelenSvetozar Vukmanović
Yugoslavya Devlet Bakanı
Görev süresi
2 Şubat 1946 - 14 Şubat 1953
Başbakan Josip Broz Tito
Yugoslavya Hükümeti Karadağ Bakanı
Görev süresi
7 Mart 1945 - 17 Nisan 1945
Başbakan Josip Broz Tito
Yerine geldiğiYeni makam
Yerine gelenBlažo Jovanović
(Karadağ başbakanı olarak)
Kişisel bilgiler
Doğum 12 Haziran 1911(1911-06-12)
Podbišće, Karadağ
Ölüm 20 Nisan 1995 (83 yaşında)
Belgrad, Yugoslavya FC
Partisi Yugoslavya Komünistler Birliği (1932–1954)
Evlilik(ler)
Mitra Mitrović
(e. 1936; boşandı 1952)

Stefanija Barić
(e. 1952; eşi öldü 1993)
Çocuk(lar)
  • Vukica
  • Aleksa
Bitirdiği okul Belgrad Üniversitesi
Mesleği
  • Siyasetçi
  • teorisyen
  • yazar
Ödülleri
Askerî hizmeti
Bağlılığı  Yugoslavya
Branşı Yugoslav Partizanlar
Yugoslav Halk Ordusu
Hizmet yılları 1941-1957
Rütbesi Orgeneral
Çatışma/savaşları II. Dünya Savaşı

Milovan Đilas (Karadağca: Милован Ђилас; 4 Haziran 1911 - 20 Nisan 1995), Karadağ asıllı Yugoslav siyasetçi, komünizm karşıtı teorisyen ve yazar. II. Dünya Savaşı sırasında Yugoslav Partizanları örgütünde ve savaş sonrası kurulan Yugoslav hükûmetinde etkili bir isimdi. Komünist lider Tito ile birlikte çalıştı. 1953'ten itibaren Komünist Parti yöneticileri ile arası açılan Djilas, parti içi bürokrasiyi ve yönetimin bazı kademelerini eleştirmesi sonucu partiden atıldı. "Yeni Sınıf" teorisi ile ünlüdür.

Yaşamı

Karadağ'ın bir köyünde dünyaya geldi. 1932'de üniversite öğrencisi iken Yugoslavya Komünistler Birliği'ne katıldı. Siyasi görüşleri nedeniyle tutuklanan Djilas, 1933-1936 yılları arasında tutuklu kaldı. 1938'de Komünist Parti Merkez Komitesi'ne seçildi ve 1940'ta Politbüro üyesi oldu.

İkinci Dünya Savaşı

1941'de Yugoslavya Krallığı Mihver Devletleri tarafından işgal edildiğinde direnişi örgütlemede Josip Broz Tito'nun yanında yer aldı; savaş boyunca bir gerilla komutanı idi. İtalyan işgalcilere karşı direniş başlatmak üzere Karadağ'a gönderildi. 1941 Karadağ Ayaklanması'nda önemli rol oynadı. Kasım 1941'de Tito tarafından görevden alındı. Sırbistan'da partinin ana yayın organı olan Borba'nın editörlüğünü yapmakla görevlendirildi.[1]

Savaşın ardından

Savaştan sonra Çeşitli diplomatik görevlerde ülkesini temsil etti, Stalin ve diğer SSCB yetkilileri ile görüş alışverişinde bulunmak için SSCB'ye yapılan seyahatlere katıldı.[2] 1953'te başbakan yardımcısı, aynı yıl millet meclisi başkanı oldu.

Rejim karşıtlığı

Komünist sistemde "İmtiyazlı yöneticilerden müteşekkil bir yeni sınıfın" oluştuğu iddiası üzerine Komünist Parti yöneticileriyle arası açıldı. 1954'te açıkça "demokratikleşme" talep etmesinin ardından partiden ihraç edildi. The New York Times'a verdiği bir röportaj nedeniyle düşmanca propaganda yapmakla suçlandı ve 1,5 yıl hapisle cezalandırıldı. 1956'da ise Macar Devrimi'ni komünizmin sonunun başlangıcı olarak adlandırması üzerine 3 yıl hapse mahkûm oldu.

Hapse girmeden önce yazıp ABD'deki yayıncısına gönderdiği "Yeni Sınıf" adlı kitabı 1957'de yayımlandı. Kitapta modern komünizmin köklerinin, batı Avrupa'daki modern sanayiinin doğuşu karşısında unutulmuş olmakla beraber, çok gerilere ulaştığını ifade etti. Komünizmin ana hatları, maddenin hakimiyeti ve realitenin daimi değişikliğe tâbi bulunması hakikatinde saklı bulunup, bu fikirlerin komünizmin doğuşundan az evvelki zamanın düşünürlerinden alındığını savundu. Kitap büyük başarı kazandı ve kırk dile çevrildi. Yazar ise yedi yıl daha ceza aldı.

4 yıl iki ay hapis yattıktan sonra 20 Ocak 1961'de şartlı olarak salıverilen Djilas, "Stalin'le Konuşmalar" kitabını yayımladığı için 1962'de tekrar tutuklandı. "Devlet sırlarını açıklamakla" suçlandı ve 5 yıl hapis cezası aldı.

Mahkûmiyeti sırasında romanlar yazdı ve John Milton'un Kayıp Cennet eserini Sırp-Hırvatça'ya çevirdi. Dokuz yıl mahkûmiyet yaşamından sonra 31 Aralık 1966'da genel aftan yararlanarak serbest kaldı.

"Stalin ile konuşmalar"

Kızıl Ordu askerlerinin Alman kadınlarına toplu ve sistematik şekil tecavüz ettiğine dair genel olarak kullanılan kaynaklardan en önemlisi Milovan Djilas'ın 1961 yılında "Conversations with Stalin" adıyla basılmış olan kitabıdır. Yapılan alıntılar çoğunlukla sadece bir iki cümle olarak alıntılandığı için metnin tamamını bütünlüğünden kopartmayarak alıntılamak gereklidir:

Kendimi Stalin ile karşı karşıya bulduğumda özgüvenim yerindeydi, ancak buna rağmen benimle uzunca bir süre konuşmadı. İçkiler, şerefe kaldırılan kadehler ve şakalar sonucunda ortam biraz yumuşayınca Stalin benimle uğraşmaya bir son vermeye karar verdi. Bunu şakayla karışık bir şekilde yaptı: bana bir kadeh votka doldurdu ve Kızıl Ordu şerefine içmeye davet etti. Amacını hemen anlamadığım için onun sağlığına içmeyi önerdim.

"Hayır, hayır" diye ısrar etti, sırıtarak bana bakıyor tepkimi ölçüyordu, "Kızıl Ordu şerefine! Nasıl yani Kızıl Ordu şerefine kadeh kaldırmak istemiyor musun?"

Elbette içtim, ancak Stalin tarafından ikram edilenler arasında sadece birayı içtim çünkü alkolden hazzetmiyordum ve ayık kalma savunucusu olmasam da sarhoş olmayı sevmiyordum.

Sonra Stalin, Kızıl Ordu'yla ilgili ne sorunumun olduğunu sordu. Ben de kendisine Kızıl Ordu'ya saygısızlık etmek istemediğimi ancak içindeki bazı kişilerin yaptığı hataları ve bu durumun bizim için ortaya çıkardığı sorunları izah etmeye çalıştım.

Stalin araya girdi:

-Evet, Dostoyevskiy okuyorsun değil mi? İnsan ruhunun, insan psikolojisinin ne kadar karmaşık olduğunu biliyor musun? Stalingrad'dan Belgrad'a yürüyerek ve savaşarak ilerleyen bir kişiyi düşünün. - binlerce kilometre yakılıp yıkılmış topraklar, katledilmiş binlerce kişi, hatta en yakınları! Böyle bir insanın normal davranması nasıl beklenir? Ayrıca bunca kötülükten sonra bir kadınla düşüp kalksa bunda ne kötülük var? Kızıl Orduyu ideal olarak hayal ediyorsun. Ancak ideal değil, belirli bir oranda bünyesinde eski suçlular olmasa da ideal olamaz. Bu eski suçlularla ilgili olarak ise hapishaneleri açıp içeridekilerin hepsini orduya almak zorunda kaldık. İlginç bir olay anlatayım sana. Bir pilot binbaşı bir kadınla eğlenmek istiyor, o sırada kadını korumak için uçak mühendisi dahil oluyor. Binbaşı silahına davranıp "Seni gidi sıçan!" diyerek mühendisi vuruyor. Binbaşı idam cezasına çarptırılıyor. Olay bana gelince konuyu araştırdım - savaş sırasında başkomutan olduğum için buna hakkım vardı - Binbaşıyı affedip cepheye gönderdim. Şimdi bizim kahramanlarımızdan birisi kendisi. Savaşçının halinden anlamalıyız. Ayrıca Kızıl Ordu da mükemmel değildir. Önemli olan Almanları yenmesidir - hem de eze eze yenmesi - başka her şey ikincil önemdedir.

Moskova'dan döndükten bir süre sonra, Kızıl Ordu'nun günahlarına ilişkin geliştirdikleri daha yüksek "anlayış" seviyesi hakkında duyduklarımla dehşete düştüm. Doğu Prusya topraklarına yaklaşan Sovyet askerlerinin özellikle de tankçıların Alman mültecilerine - kadınlara ve çocuklara - ateş açarak katlettiklerini öğrendim. Bu durum Stalin'e bildirilip ne yapılması gerektiği sorulduğunda Stalin şöyle demiş: "Savaşçılarımıza çok fazla akıl veriyoruz, bırakın biraz inisiyatif geliştirsinler."

—Milovan Đilas[3][4]

Ancak bu kitabı kanıt olarak kullananların görmezden geldiği veya örtbas etmeye çalıştığı bazı ayrıntılar mevcuttur. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Kitap, yaşandığı iddia edilen olaylardan oldukça sonra (17 yıl) basılmıştır
  • Kitabın basıldığı dönemde Yugoslavya ile Sovyetler Birliği arasındaki ilişkiler çok şiddetli şekilde kopmuş durumdadır
  • Kitabın yazarı Djilas ise artık 1961 yılında kesinlikle komünizm davasından kopmuş durumdadır.
  • Özellikle Stalin'den son yapılan alıntının kaynağı belirsizdir.

Dolayısıyla yaşandığı iddia edilen olaylardan 17 yıl sonra, üstelik de konuya ve adı geçen kişi ve kurumlara şiddetli önyargıya sahip bir kişinin hiçbir ilave kaynak göstermeksizin yaptığı iddialar akademik olarak kanıt olarak sayılamaz. Özellikle anı anlatılarında insan hafızası kişiye çok çeşitli oyunlar oynayabildiği, yaşandı sanılan olayların aslında o şekilde yaşanmadığı belki de tamamen uydurulduğu çok sayıda örnek mevcuttur. Akademik tarih bilim dalındaki "Testis unus, testis nulluk" yani tek şahit geçersiz şahittir prensibi bu durumla örtüşmektedir. Tarihçilerin eleştirel çalışmaları sırasında yapmak durumunda oldukları kaynak eleştirisi burada önemini hissettirmektedir. Djilas'ın anlatımının güvenirliği bir yana burada Stalin'in söylediği iddia edilen şözleri söyleyip söylemediğini kesin olarak bilmek olanaksızdır. Ancak kesin olan şey şudur: Stalin'in söylediği iddia edilen ifadeler kesinlikle Almanya'da tecavüze uğrayan kadınlarla ilgili değildir. Kitabının 93.sayfasında Djilas Moskova ziyaretinin 1944-45 Kışında olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla bu dönemde savaş hala sürmekte ve Alman kadınlarının tecavüze uğradığı iddiaları henüz yapılmamaktaydı. Sonuç olarak, Stalin'in böyle bir açıklama yapıp yapmadığı kesin değildir, Djilas'ın doğruyu mu söylediği yoksa komünizm-karşıtı duygularıyla mı bunları kaleme aldığı bilinmemektedir. Ancak ne olursa olsun bu söylenenler Kızıl Ordu'nun Alman kadınlarına yönelik tecavüz iddialarıyla ilgili değildir.[5]

Eserleri

  • The New Class: An Analysis of the Communist System, 1957
  • Land without Justice, 1958
  • Conversations with Stalin; Penguin, 1961
  • Montenegro, 1963
  • The Leper and Other Stories, 1964
  • Njegoš: Poet-Prince-Bishop, 1966
  • The Unperfect Society: Beyond the New Class, 1969
  • Lost Battles, 1970
  • Under the Colors, 1971
  • The Stone and the Violets, 1972
  • Memoir of a Revolutionary, 1973
  • Parts of a Lifetime, 1975
  • Wartime, 1977
  • Tito: The Story from Inside, 1980
  • Rise and Fall, 1985
  • Of Prisons and Ideas, 1986

Makaleleri

  • "Disintegration of Leninist Totalitarianism", (1984 Revisited: Tolitarianism in Our Century içinde), New York, Harper and Row, 1983, editör Irving Howe
  • "The Crisis of Communism". TELOS 80 (Yaz 1989). New York

Çevirileri

  • Milton, John, Paradise Lost (İngilizceden Sırpçaya), 1969

Ölümü

Belgrad'da 20 Nisan 1995 tarihinde vefat etti.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b "İngilizce vikipedi Milovan Đilas maddesi, Erişim tarihi:04.04.2015". 19 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Nisan 2015. 
  2. ^ "Stalin'le konuşmalar". 9 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Nisan 2015. 
  3. ^ Metnin çevrimiçi hali 16 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Rusça) 13 Mayıs 2020 tarihinde erişilmiştir
  4. ^ Milovan Djilas, Conversations with Stalin, Penguin Books, 1961 s.87
  5. ^ Grover Furr, Blood Lies, Red Star Publishers, 2014 s.465-466

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Komünizm</span> Bütün malların ortaklaşa kullanıldığı ve özel mülkiyetin olmadığı toplum sistemini hedefleyen ideoloji

Komünizm ; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen hatalı bir biçimde eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında yaklaşık dört yıl süren anarko-komünist hareketle şekillenen toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Aliya İzzetbegoviç</span> Bosna-Hersekin ilk cumhurbaşkanı

Aliya İzzetbegoviç, 1992'de yeni bağımsızlığını kazanan Bosna-Hersek cumhurbaşkanlığı konseyinin ilk başkanı olan Boşnak siyasetçi, avukat, İslam filozofu ve yazardı. 1996 yılına kadar bu görevi yürüttükten sonra 2000 yılına kadar görev yapan Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı üyesi oldu.

<span class="mw-page-title-main">Enver Hoca</span> Komünist eski Arnavutluk lideri

Enver Halil Hoca, Arnavut komünist politikacı. 1941'den 1985'te ölümüne kadar Arnavutluk Emek Partisi Genel Sekreteri'ydi. Aynı zamanda Arnavutluk Emek Partisi Politbüro üyesi, Arnavutluk Demokratik Cephesi Başkanı ve silahlı kuvvetlerin başkomutanıydı. 1944'ten 1985'te ölümüne kadar ülkeyi yönetti. Ayrıca 1944'ten 1954'e kadar 22. Arnavutluk Başbakanı ve çeşitli zamanlarda Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti'nin hem dışişleri bakanı hem de savunma bakanı oldu.

<span class="mw-page-title-main">Josip Broz Tito</span> Yugoslav devrimci ve devlet adamı, 2. Yugoslavya Devlet Başkanı

Josip Broz Tito, Marksist-Leninist görüşlere sahip Yugoslav devlet ve siyaset adamı. Fikirleri Titoizm olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Destalinizasyon</span> Stalinin ölümünün ardından yeni genel sekreter seçilen Nikita Kruşçev ile başlayan bir dizi siyasî reform

Destalinizasyon, Sovyetler Birliği'nde Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Josef Stalin'in ölümünün ardından yeni genel sekreter seçilen Nikita Kruşçev ile başlayan süreci ifade eden terim. Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin 20. Kongresi, Stalin'in ölümünden 3 yıl sonra 14 Şubat-25 Şubat 1956'da yapıldı ve bu tarihten itibaren Stalin dönemine ait uygulamalar, "kişinin putlaştırılması" olarak değerlendirildi ve destalinizasyon süreci başlatılmış oldu. Stalin'e ait görüşlerin etki ve gücünün çözülmesi, buna bağlı hiyerarşik yapı ve ideolojik hâkimiyetin geriletilmesi girişimi; destalinizasyon olarak ifade edilir.

<span class="mw-page-title-main">Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti</span> 1945-1992 yıllarında Balkanlarda bulunan sosyalist federal cumhuriyet

Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti, Balkanlar'da II. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan ve 1992 yılına kadar hüküm süren sosyalist federal cumhuriyet. Devletin bulunduğu alanda bugün Bosna-Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Kuzey Makedonya, Karadağ, Slovenya ve Kosova bulunur.

Yugoslav Halk Ordusu, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nin ve 1945'ten 1992'ye kadar olan öncüllerinin ordusuydu.

<span class="mw-page-title-main">Lazar Kolişevski</span>

Lazar Koliševski, Makedonya asıllı Yugoslav siyasetçidir.

Sol milliyetçilik, eşitliğe, halk egemenliğine ve self determinasyona dayalı bir milliyetçilik akımıdır. Kökleri Fransız Devrimi'ndeki jakobenizme dayanır. Sol milliyetçilik anti emperyalizmi benimser. Sol milliyetçilik, etnik milliyetçiliği ve faşizmi reddeder; buna rağmen sol milliyetçiliğin bazı minör formları tahammülsüzlük ve ırksal önyargıyı içerisinde barındırır.

<span class="mw-page-title-main">Tito-Stalin ayrılığı</span>

Tito–Stalin ayrılığı Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti ve SSCB liderleri arasında baş gösteren ve 1948 yılında Yugoslavya'nın Kominform'dan ihraç edilmesiyle sonuçlanan görüş ayrılığına ve uzlaşmazlık sürecine verilen isimdir. Bu aynı zamanda, Yugoslavya'da Informbiro dönemi adıyla anılacak, SSCB ile olan ilişkilerin iyice zayıfladığı, 1955 yılına kadar devam edecek bir dönemin başlangıcıydı.

<span class="mw-page-title-main">Yugoslav Partizanları</span>

Yugoslav Partizanları ya da Ulusal Kurtuluş Ordusu, resmi adıyla Ulusal Kurtuluş Ordusu ve Yugoslavya'nın Partizan Müfrezeleri, komünist olmayan otonomik bir yapıda olan Leh direniş hareketiyle karşılaştırılan Avrupa'nın en etkili Anti-Nazi direniş hareketiydi. Yugoslav Direnişi II. Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya Komünist Partisi önderliğinde sürdürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Titoizm</span> komünist ideoloji

Titoizm 1948 yılında, yeni bir doktrin olarak Stalin tarafından zorla dayatılan dünya komünizmi anlayışına bir tepki olarak, Yugoslavya'nın komünist lideri J. B. Tito tarafın­dan geliştirilen ve komünizmi, sosyalist ülkelerin ulusal ba­ğımsızlıklarını kazanmalarına katkıda bulunan bir ideoloji ola­rak gören, ulusal komünizmin teorisi ve uygulamasıdır.

Hırvatistan Komünist Partisi, Hırvatistan'da faaliyet yürüten Titoist komünist parti. Hırvatistan Komünistler Ligi'nin halefi olan ve ideolojik olarak dönüşen Hırvatistan Sosyal Demokrat Partisi'ndeki grup KPH'nin kuruluşunu ilan etmiştir. 2005 yılında kurulması hedeflenen parti resmi anlamda kurulamadı. Daha sonra 2013 yılında tekrar kuruldu.

<span class="mw-page-title-main">Yugoslav Solu</span>

Yugoslav Solu, Sırbistan-Karadağ'da faaliyet yürüten sol siyaset yürüten siyasi partiydi. Partinin 1997 genel seçimlerinden sonra Sırbistan Cumhuriyeti Ulusal Meclisi'nde 20 sandalyesi vardı. 12 Nisan 2010 yılında feshedildi.

<span class="mw-page-title-main">Vera Miletić</span>

Vera Miletić, Sırp öğrenci, aktivist ve Yugoslav Partizanı. Savaş sırasındaki partizan faaliyetleri yürütürken bildiklerini polise anlatması ve bu nedenle çok sayıda parti yetkilisinin ölümüne neden olması nedeniyle hain ilan edilmiştir. Sırp cumhurbaşkanı Slobodan Milošević'in kayınvalidesi Mirjana Marković'in annesi idi.

<span class="mw-page-title-main">Hırvat milliyetçiliği</span>

Hırvat milliyetçiliği, Hırvatların milliyetini savunan ve Hırvatların kültürel birliğini destekleyen milliyetçiliktir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye-Yugoslavya ilişkileri</span> İkili ilişkiler

Türkiye-Yugoslavya ilişkileri, Türkiye ile Yugoslavya arasındaki tarihi dış ilişkilerdi.

<span class="mw-page-title-main">Karadağ milliyetçiliği</span>

Karadağ milliyetçiliği, Karadağlıların bir millet olduğunu iddia eden ve Karadağlıların kültürel birliğini teşvik eden milliyetçiliktir.

<span class="mw-page-title-main">Informbiro dönemi</span>

Informbiro dönemi, Yugoslavya tarihinde, 1948'in ortalarında Tito-Stalin ayrılığının ardından, ülkenin 1955'te Belgrad deklarasyonunun imzalanmasıyla Sovyetler Birliği ile kısmi yakınlaşmasına kadar süren bir dönemdi. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Josip Broz Tito liderliğindeki Yugoslavya, Doğu Bloku'nun çıkarlarıyla bağdaşmayan bir dış politika izledi. Sonunda bu, kamuoyunda çatışmaya yol açtı, ancak Yugoslav liderliği, önemli dış ve iç baskılara rağmen Sovyet taleplerine boyun eğmemeye karar verdi. Dönem, Yugoslavya'daki siyasi muhalefetin zulmüne tanık oldu ve binlerce kişinin hapsedilmesine, sürgüne gönderilmesine veya zorunlu çalışmaya gönderilmesine neden oldu. 1948 ile 1953 yılları arasında 100 Yugoslav vatandaşı ciddi şekilde yaralandı veya öldürüldü, bazı kaynaklar Goli otok esir kampında 400 kişinin hayatını kaybettiğini iddia ediyor. Tasfiyeler, Yugoslavya'nın güvenlik aygıtının ve ordusunun önemli sayıda üyesini içeriyordu.

Yeni sınıf, Sovyet tipi devlet sosyalizmini izleyen ülkeleri eleştirenler tarafından, bu ülkelerde ortaya çıkan bürokratlar ve Komünist parti görevlilerinden oluşan imtiyazlı yönetici sınıfı tarif etmek için kullanılan bir eleştiri terimidir Genel olarak Sovyetler Birliği'nde nomenklatura olarak bilinen grup, yeni sınıfın teorisine uymaktadır. Terim daha önce toplumun yeni ortaya çıkan diğer katmanlarına uygulanmıştır. Milovan Đilas'ın yeni sınıf teorisi, Batı dünyasındaki anti-komünist yorumcular tarafından Soğuk Savaş sırasında Komünist devletlere yönelik eleştirilerinde de yaygın olarak kullanılmıştır.