İçeriğe atla

Milano'da Mucize

Milano'da Mucize
Milano Mucizesi
Miracolo a Milano
"Milano'da Mucize" (Miracolo a Milano) filminin özgün İtalyanca afişi
YönetmenVittorio De Sica
YapımcıVittorio De Sica
SenaristVittorio De Sica
Cesare Zavattini
Suso Cecchi d'Amico
Mario Chiari
Adolfo Franci
Cesare Zavattini ("Totò il buono" adlı romanından)
OyuncularFrancesco Golisano
Emma Gramatica
Paolo Stoppa
MüzikAlessandro Cicognini
Görüntü yönetmeniAldo Graziati
KurguEraldo Da Roma
StüdyoProduzioni De Sica
ENIC
DağıtıcıENIC (İtalya, sinemalar)
CinsiSinema filmi
TürüFantastik dram, komedi, yeni gerçekçi, satirik
RenkSiyah-beyaz
Yapım yılı1951, İtalya İtalya
Çıkış tarih(ler)i8 Şubat 1951, İtalya
Nisan 1951, Cannes Film Festivali
Mart 1993, 12. İstanbul Film Festivali
Süre100 dakika
Dilİtalyanca (yer yer İngilizce)
Diğer adlarıMilano'da Mucize/Milano Mucizesi (Türkiye)
Miracle à Milan (Fransa)
Miracle in Milan (İngilizce)
Milagro en Milán (İspanya)
Das Wunder von Mailand (Batı Almanya)

Milano'da Mucize,[1][2] 1951 İtalya yapımı fantastik güldürü filmidir. Özgün adı Miracolo a Milano olan filmin uluslararası İngilizce adı Miracle in Milan'dır. Film için bazı Türkçe kaynaklarda Milano Mucizesi ve Milano'da Bir Mucize adları da kullanılmıştır, Film, Mart 1993'teki 12. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde ve Nisan 2002'deki 21. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde de gösterilmiştir.

İtalyan Yeni Gerçekçiliği akımının önemli sinemacısı Vittorio De Sica'nın yönettiği, yapımcılığını üstlendiği ve senaryosunu da Cesare Zavattini'yle birlikte yazdığı film, yine Zavattini'nin 1943 tarihli "Totò il buono" (İyi Yürekli Toto) adlı romanınından uyarlanmıştır. Zavattini de De Sica gibi Yeni Gerçekçi sinema akımının önemli bir temsilcisiydi ve başta Bisiklet Hırsızları (1948) ve Umberto D. (1951) olmak üzere türün birçok başyapıtına birlikte imza atmışlardı.

Türün diğer filmlerinde yaptıkları gibi, "Milano'da Mucize"'de de II. Dünya Savaşı sonrasının harap ve yoksul İtalyasının bir panoramasını gözler önüne seren Zavattini-De Sica ikilisi, diğerlerinden farklı olarak bu filmde gerçekçiliğe fantastik bir boyut eklemiş, ortaya "yeni gerçekçi fabl" da denebilecek gerçeküstücü bir film ortaya çıkmıştır,her ne kadar bazıları "gerçekçilik"le "fantezi" kavramlarını bir arada kullanmanın bir tür oksimoron oluşturacağını söylese de.

Vittorio De Sica'nın kariyerinin zirvesinde olduğu bir döneminin ürünü olan film sosyal konulara iyimser bir bakış açısıyla yaklaşmasıyla akıllara hemen Frank Capra'nın 1946 tarihli filmi "Şahane Hayat"la, Charlie Chaplin'in sessiz komedilerini getirmektedir.

Milano'nun yoksul kenar mahallelerinden birinde kendi yaptıkları derme çatma kulübelerinde hayatta kalmaya çalışan iyi yürekli insanlarla, onları işgal ettikleri arazilerinden atmaya çalışan toprak sahipleri arasındaki çatışma güldürü ögelerinin ön plana çıktığı masalsı bir üslupla anlatılır. Mahalle halkı, filmin kahramanı Toto (Francesco Golisano)'nun kendilerine sürekli aşıladığı iyimserlik ve hayat sevinci ile ayakta kalırlarken, filmde mizahın altında yine ağır bir toplumsal eleştiri yapılır. Her masalın sonunda olduğu gibi, bu masal filminin sonunda da seyircilerden kıssadan hisse çıkarmaları beklenir, yani toplum düzeni hakkında düşünmeleri istenir.

Çevrildiği yıl Cannes Film Festivali'de festivalin büyük ödülü olan Altın Palmiye'yi kazanan film (ödülü İsveç filmi Fröken Julie'yle paylaşmıştı), iki dalda da BAFTA ödülüne aday gösterilmişti. Film 1999 yılında kapsamlı bir restorasyondan geçirilmiştir. Mevcut DVD'leri restore edilmiş bu kopyadan üretilmişlerdir.

Film, 2008 yılında İtalya Kültürel Miras Bakanlığı'nın "1942-1978 yılları arasında ülkenin kolektif hafızasını değiştiren" 100 filmden oluşan "Kurtarılması Gereken 100 İtalyan Filmi" listesine dahil edildi.

Konusu

Milanolu iyi yürekli yaşlı kadın Lolotta (Emma Gramatica) bir gün evinin bahçesindeki lahana öbeklerinin arasında terkedilmiş bir bebek bulur. Yalnız bir kadın olan Lolotta bu bebeği evlat edinir. Günler geçer ve Totò (Küçüklüğünü Gianni Branduani oynuyor) adını verdiği bu erkek çocuk büyür. Hayat dolu, şen ve enerjik bir kadın olan Lolotta'nın hayâl gücü de çok fazladır. Bu hoşgörülü, eksantrik kadın bir gün eve döndüğünde 6-7 yaşlarındaki Totò'nun ocağın üzerindeki sütü taşırdığını görür. Ona kızacağı veya hemen temizliğe girişeceği yerde, mutfağın zemininden bir dere gibi akan sütün etrafına oyuncak evleri, ağaçları yerleştirek mutfağını çabucak bir oyun alanı haline getirir ve oğluyla birlikte bu yapay su yolunun etrafında oyunlar oynamaya başlarlar. Yaşlı Lolotta birkaç yıl sonra ölünce küçük Totò bir yetimhaneye yerleştirilir.

18 yaşını doldurduğunda (Yetişkin Totò'yu Francesco Golisano oynuyor) yetimhaneden çıkartılan bu iyimser, mutlu ve coşkulu genç, dışarıdaki dünyanın hiç de dostane olmayan acı gerçekleriyle hemen yüz yüze gelir. İnsanlara verdiği iyi niyetli selâmları bile karşılıksız kalır. İş arar ama bulamaz. Bu arada çantasını çaldırır. Çantasını çalan serseriyi takip eder ve bulur. Çantayı geri istediğinde ağlamaya başlayan ve çantayı çok sevdiğini söyleyen yaşlı serseriye oracıkta çantayı hediye eder. Karşılığında da serseri, yatacak bir yeri olmayan Totò'yu evine davet eder. Ev denmesi lafın gelişidir. Yaşlı adamın konutu kartondan yapılmış, köpek kulübesi büyüklüğünde derme çatma bir yapıdır. Yaşadığı yerde tıpkı onunki gibi mukavvadan ve tahta parçalarından yapılmış derme çatma kulübelerde yaşayan yüzlerce insan daha vardır. Bastırılamaz bir coşkuyla çevresine yardım etmeye çalışan Totò hiç gülmeyen, küçük mutsuz kız Angelina'yı güldürmeyi başarır. Gecekondu sakinlerine her rüzgâr estiğinde savrulup giden evlerini nasıl sağlamlaştıracaklarını öğretir ve sonunda topluluğun gayriresmî lideri olur. Çöplükten buldukları kırık bir Yunan tanrıçası heykelini gecekondu mahallesinin sözde meydanına yerleştirerek bir anlamda yaşadıkları yere resmiyet kazandırır. Totò, kulübeleri tıpkı normal kentlerde olduğu gibi bloklar halinde organize eder, cadde ve sokaklar oluşturur. Aile oluşturmuş gecekonducularla bekârları ayrı ayrı bölgelerde iskân eder. Mahalleye yeni gelen bir ailenin hizmetçisi Edvige (Brunella Bovo) ile duygusal bir ilişkiye girer. Ama yeni gelen gecekonduculardan bir zenci erkek ve beyaz kadının birbirlerine olan ilgisi başlamadan biter (O yılların İtalyasında ırklar arası ilişkinin beyaz perdeye aktarılması, De Sica ve Zavattini için bile olanaksızdır).

Bu gecekondu mahallesinin birbirinden sıra dışı sakinleri, günlerini absürt uğraşılarla geçirirler. Küçük bir girişimci 1 liret karşılığında günün sonunda birkaç sıra halinde dizdiği sandalyelere oturttuğu mahalle sakinlerine tıpkı bir tiyatro gösterisini izlettirir gibi gün batımını izlettirir. Bir başkası kurduğu çadır tezgâhta yine küçük bir meblağ karşılığında insanlara kompliman satar, onlara haketmedikleri övgüler yağdırır, doldurulmuş olan müşteriler çadırdan mutlu ayrılırlar.

Totò'nun aşıladığı iyimserlik rüzgârları kalantor Bay Mobbi (Guglielmo Barnabo)'nin ortaya çıkmasıyla hız keser. Çok zengin bir adam olan Mobbi, gecekonduların üzerinde bulunduğu araziye talip olmuştur. Ancak arazinin fiyatını istediği miktara indiremediği için, daha çok da üzerinde yaşayanları buradan atmanın zorluğunu düşünerek satın almaktan vazgeçer. Bu arada Totò'nun mahalle meydanına dikmeye çalıştığı direk topraktan petrol fışkırmasına neden olunca Mobbi araziyi hemen satın alır. Sonrasında ise Totò'nun önderliğindeki gecekondu sakinleriyle onları topraklarından atmaya çalışan Mobbi, Mobbi'nin avukatları ve özel polis güçleri arasında biteviye bir mücadele başlar. Olaylar, devreye müteveffa Lolotta'nın ruhu ve onun verdiği sihirli bir güvercinin girmesiyle daha da fantastik bir şekil alır. Yunan tanrıçası heykeli (Alba Arnova) canlanır, kekemeler düzgün konuşmaya başlar. Ahali sihirli güvercinin birçok şeye daha kadir olduğunu anlamakta gecikmez. Baştaki alçakgönüllü istekleri daha sonra tam bir açgözlülüğe dönüşür, kürkler, mücevherler, lüks giysiler, milyonlarca lira para vb isterler. Boylarının uzunluklarını, hattâ derilerinin renklerini bile değiştirirler. Birbirinden hoşlanan zenci erkek ve beyaz kadın birbirinden habersiz Totò'dan derilerinin rengini değiştirmesini isterler, istekleri yerine gelir ama bunun bir faydası olmaz, zira derilerinin renkleri yine birbirinden farklı kalmıştır. Totò sevgilisi Edvige için şafakta, önce Ay'ı sonra da Güneş'i yükselteceğine söz verir vb.

Bir süre sonra sihirli güvercinin, bir ölümlü tarafından kullanılmasına itiraz eden iki melek tarafından geri alınmasıyla bu fantastik yaşantı sona erer. Polis nihai bir baskınla gecekonducuları işgal ettikleri topraklardan sürer. Direnenleri atların çektiği mahkûm arabalarına doldurup hapishaneye doğru yola çıkarlar. Yolda annesinin ruhu tekrar dünyaya geri dönerek güvercini son bir kez daha Totò'ya verir. Arabalar Milano'nun ünlü katedralinin önündeki meydandan geçerken güvercin onun son isteğini de yerine getirir. Totò kendisi ve dostları için özgürlük istemiştir. Tüm arabaların üstleri kendiliğinden açılır. Serbest kalan mahalleli meydanı süpürmekte olan temizlik işçilerinin süpürgelerini ellerinden alırlar. Film, mahalle halkının katedralin önündeki meydandan süpürgelerine binip hep birlikte neşe içinde gökyüzüne yükselişleri ile sona erer. Film biterken ekranda, "Günaydın" sözcüğünün gerçekten "günaydın" anlamına geldiği bir aleme doğru.. yazısı belirir.

Oyuncu kadrosu

Filmin kahramanı Totò (Francesco Golisano).
Oyuncu Rolü
Francesco GolisanoTotò
Emma GramaticaLolotta
Paolo StoppaRappi
Guglielmo BarnabòMobbi
Brunella BovoEdvige
Anna CarenaMarta, mağrur kadın
Alba ArnovaCanlanan heykel
Flora CambiMutsuz aşık
Virgilio RientoMuhafız çavuşu
Arturo BragagliaAlfredo
Erminio SpallaGaetano
Riccardo BertazzoloAtlet

Zavattini-De Sica iş birliği

Senarist Cesare Zavattini, 1939 yılında tanıştığı yönetmen Vittorio De Sica ile sıkı bir iş birliği içine girmişti. İtalyan Yeni Gerçekçiliği akımının önde gelen figürleri olan bu ikilinin iş birliğinden, aralarında bu türün başyapıtlarının da bulunduğu iki düzine kadar film ortaya çıktı. Bunlardan bazıları:

Yıl Film Türkçe adı
1946SciusciàKaldırım Çocukları
1948Ladri di bicicletteBisiklet Hırsızları
1951Miracolo a MilanoMilano'da Mucize
1952Umberto D.Umberto D.
1960La ciociaraİki Kadın
1962I sequestrati di AltonaAltona Mahkûmları
1963Il boom
1963Ieri, oggi, domaniDün, Bugün, Yarın
1964L'oro di Napoli
1966Caccia alla volpeSevimli Mahkûm
1970I girasoliGüneş Çiçekleri

Kaynakça

  1. ^ Teksoy, Rekin (2005). Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi. Oğlak Yayıncılık. ss. sayfa 278.  Türkçe isim için referans 1
  2. ^ Dorsay, Atilla (1995). 100 Yılın 100 Yönetmeni. Remzi Kitabevi. ss. sayfa 225.  Türkçe isim için referans 2.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İtalya</span> Güney Avrupada yer alan kısmi ada ülkesi

İtalya, resmî adıyla İtalyan Cumhuriyeti, Güney Avrupa'da, büyük ölçüde İtalya Yarımadası üzerinde yer alan bir ülke. Akdeniz'in en büyük iki adası Sicilya ve Sardinya da İtalyan topraklarıdır. Yüzölçümü 301.340 km2 olan ülkenin kuzeyde Alpler bölgesinde Fransa, İsviçre, Avusturya ve Slovenya'yla kara sınırı vardır. Bağımsız iki Avrupa ülkesi olan Vatikan ve San Marino da İtalya'nın yarımadadaki toprakları içine sıkışmış anklav ülkelerdir. İtalya'nın ayrıca biri İsviçre (Campione), diğeriyse Tunus (Lampedusa) tarafından kara ve deniz sınırlarıyla kuşatılmış iki eksklavı bulunur. Nüfusu 58 milyon olan İtalya, Avrupa Birliği'nin en kalabalık üçüncü ülkesidir. Başkenti ve en büyük şehri Roma, yüzyıllar boyunca Batı uygarlığının merkezi olmuş, mimaride barok üslûbunun doğuşuna tanıklık etmiş ve eskiden beri Katolik Kilisesi'nin merkezi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sergio Leone</span> İtalyan film yönetmeni, yapımcı ve senarist (1929-1989)

Sergio Leone, İtalyan film yönetmeni, film yapımcısı ve senarist. Daha çok "spaghetti western" türüyle bilinse de "Bir Zamanlar Amerika" filmiyle sadece bir spaghetti western yönetmeni olmadığını kanıtlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Anna Magnani</span> İtalyan oyuncu (1908-1973)

Anna Magnani, 20. yüzyıl İtalyan sinemasının en önemli ve tanınmış sinema ve tiyatro oyuncularından biri ve Oscar Ödülü alan ilk İtalyan oyuncudur.

<span class="mw-page-title-main">Vittorio De Sica</span> İtalyan film yönetmeni ve oyuncu (1901-1974)

Vittorio De Sica, İtalyan yeni gerçekçi yönetmen ve oyuncudur.

<span class="mw-page-title-main">Abbas Kiyarüstemi</span> İranlı yönetmen, senarist, fotoğrafçı ve yapımcı

Abbas Kiyarüstemi, dünya çapında tanınan ve takdir gören İranlı yönetmen, senarist ve yapımcıdır. 1970'ten bu yana sinema alanında çalışmakta olan Kiyarüstemi, kısa film ve belgeseller de dahil olmak üzere, 40'tan fazla filmde çalıştı. Özellikle Köker Üçlemesi, Kirazın Tadı ve Rüzgâr Bizi Sürükleyecek filmleriyle dikkat çekti ve eleştirel başarı kazandı.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Londra Yangını</span> Londra Yangını

Büyük Londra Yangını, 2 Eylül 1666 Pazar günü Londra'nın orta kesimlerinde başlayarak 5 Eylül Çarşamba gününe kadar kenti etkisi altına alan, kentin tarihindeki en büyük yangın felaketidir.

<span class="mw-page-title-main">Roberto Rossellini</span>

Roberto Rossellini, İtalyan senaryo yazarı ve yönetmen. Yeni Gerçekçilik akımının en önemli yönetmenlerindendir. İlk yeni gerçekçi film Roma, Açık Şehir'in yönetmenidir.

<i>9</i> (film, 2002) film

9, 2002 Türkiye yapımı bir Ümit Ünal filmidir. Türkiye'de 15 Kasım 2002'de gösterime girdi. Baştan sona dijital olarak çekilmiş ilk Türk filmidir.

<span class="mw-page-title-main">Kutluğ Ataman</span> Türk sinemacı

Kutluğ Ataman, Türk film yönetmeni ve çağdaş sanatçı.

Türkçede İtalyan edebiyatı, Türkçeye çevrilen İtalyanca eserlere ilişkin bir listedir.

<i>Umberto D.</i>

Umberto D. 1952 İtalya yapımı dramatik filmdir.

<i>Güneş Çiçekleri</i> (film) Vittorio De Sicanın 1970 filmi

Güneş Çiçekleri 1970 İtalya, Fransa ve Sovyetler Birliği ortak yapımı dramatik filmdir. Özgün adı I Girasoli dir. Film İngilizce konuşulan ülkelerde Sunflower adı ile gösterime sunulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">İtalyan yeni gerçekçiliği</span> ulusal film akımı

İtalyan Yeni Gerçekçiliği, II. Dünya Savaşı sonrasında İtalya'da ortaya çıkmış bir sinema akımıdır. Bu akım kabaca 1944 ila 1952 yılları arasında etkili oldu. Genelde kabul gören kanıya göre akımı başlatan film Roberto Rossellini'nin 1945'te çektiği Roma, Açık Şehir iken akımın son filmi de Vittorio De Sica'nın 1952 tarihli Umberto D.'sidir. Kimilerine göre Federico Fellini'nin 1954 tarihli filmi Sonsuz Sokaklar da bu akıma dâhil edilir.

<i>Dün, Bugün, Yarın</i>

Dün, Bugün, Yarın 1963 yılı, İtalya-Fransa ortak yapımı komedi filmidir. Film İngilizce konuşulan ülkelerde Yesterday, Today and Tomorrow adıyla gösterilmiştir.

<i>Yol Türküsü</i> (film) film

Yol Türküsü, 1955 Hindistan yapımı dramatik filmdir. Özgün adı Pather Panchali olan film 1970'lerde TRT'de Zorlu Yaşam adıyla, Nisan 1995'te 14. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde de Yol Ağıtı adıyla gösterilmiştir. Film uluslararası gösterimlerde Song of the Little Road adıyla da gösterilmiştir.

<i>İtalyan Usulü Evlilik</i>

İtalyan Usulü Evlilik, 1964 İtalya Fransa ortak yapımı romantik komedi filmidir. Özgün adı Matrimonio all'italiana olan film İngilizce konuşulan ülkelerde Marriage Italian Style adıyla gösterilmiştir.

<i>Gece</i> (film, 1961) 1961 filmi

Gece, 1961 İtalya - Fransa ortak yapımı psikolojik dramatik filmdir. Özgün adı La Notte olan film Türkiye'de ilk kez Kasım 1963'te sinemalarda gösterilmiştir. Filmin Türkiye'deki ikinci gösterimi ise Ağustos 1971'de Türk Sinematek Derneği'nde yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Realizm (sanat)</span>

Realizm veya Gerçekçilik, 19. yüzyılda ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Bu yüzyılda gerçekleşen endüstriyel gelişmeler, toplumsal sınıfların belirginleşmesi, insanları duygular dünyasından gerçekler dünyasına itmiştir. Sanatçılar da bu gelişmelere tepki olarak Realist (gerçekçi) çalışmalar gerçekleştirmeye başladılar. Realizm, konuların idealist bir tarzda ele alındığı Romantizm’e bir tepki olarak başladı. Realistler sıradan veya gerçekçi temaları ortaya koyabilmek için teatral dramadan ve sanatın klasik formlarından uzaklaşma eğiliminde oldular.

İtalya, batı medeniyetinin doğum yerlerinden biri ve kültürel bir süper güç olarak kabul edilir. İtalya, Roma İmparatorluğu, Roma Katolik Kilisesi, Romanesk sanat, Rönesans, Bilimsel devrim, Barok, Neoklasizm, Risorgimento, Faşizm ve Avrupa entegrasyonu gibi uluslararası etkiye sahip fenomenlerin başlangıç noktası olmuştur. Tarihi boyunca, ulus muazzam sayıda önemli insan doğurmuştur. İtalya, ivmesini Klasik Yunan ve Roma dünyasının yeniden değerlendirilmesinden alan Rönesans'ın sanatsal ve entelektüel gelişmelerinde ön saflarda yer aldı. İtalya'daki sanatçılar ve bilim adamları, antik çağın maddi kalıntılarıyla çevrili olduklarından, böyle bir canlanmada önderlik etmek için özellikle iyi bir konumdaydılar. Hem sanatta hem de mimaride daha önceki Romanesk ve Gotik formların yerini, 16. yüzyılın Barok tarzlarına doğru bir gelişmeyle yükselen Rönesans aldı.

<span class="mw-page-title-main">Kurtarılması Gereken 100 İtalyan Filmi</span>

Kurtarılması Gereken 100 İtalyan Filmi listesi, "1942 ile 1978 yılları arasında ülkenin kolektif hafızasını değiştiren 100 filmi" bildirmek amacıyla oluşturulmuştur. Film koruma veya film restorasyonu, sinema tarihçileri, arşivciler, müzeler, sinematekler ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar arasında çürüyen film stoklarını kurtarmak ve içerdikleri görüntüleri korumak için devam eden bir dizi çabayı ifade eder. En geniş anlamıyla koruma, bir filmin mümkün olduğunca orijinal biçimine yakın bir şekilde varlığını sürdürmesini sağlar.