Biyopsi, mikroskop altında incelenmek üzere canlıdan belirli bir doku parçasının çıkarılmasıdır.
Fotoelektrik etki ya da fotoemisyon, ışık bir maddeyi aydınlattığında elektronların ya da diğer serbest taşıyıcıların ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda ortaya çıkan elektronlar, fotoelektronlar olarak adlandırılır. Bu olay genellikle elektronik fiziğinde hatta kuantum kimyası ya da elektrokimya gibi alanlarda çalışılır.
Mikroskop, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük cisimlerin birkaç çeşit mercek yardımıyla büyütülerek görüntüsünün incelenmesini sağlayan bir alettir. Öncelikle adından da anlaşılacağı üzere, mikro, yani çok küçük hücrelerin incelenmesinin yanı sıra, sanayi, menakür, genetik, jeoloji, arkeoloji ve kriminalistik alanında da büyük hizmetler görmektedir.
Malzeme bilimi, malzemelerin yapı ve özelliklerini inceleyen, yeni malzemelerin üretilmesini veya sentezlenmesini de içine alan disiplinlerarası bir bilim dalıdır.
Histopatoloji ya da patolojik histoloji, hastalıklı dokunun histolojik incelenmesinde uzmanlaşan patoloji dalıdır. Anatomik patoloji açısından önemli bir araç olan histopatoloji, aynı zamanda kanser ve diğer hastalıkların doğru ve kesin teşhisi için kullanılır ve bu açıdan çok önemlidir.
Zımpara taşı, aşındırıcı taneciklerin çeşitli bağlayıcılarla birbirlerine bağlanması sonucunda oluşur. Çok kesicidirler. Genellikle metal endüstrisinde kullanılırlar. Metal endüstrisi dışında ise cam ve seramik sanayiinde kullanılırlar.
Bıçak, keskin ağızlı el aletidir. İşlevine, icrasında kullanıldığı iş ya da hobiye göre farklı biçimleri bulunmaktadır.
Akciğer biyopsisi, çeşitli akciğer hastalıklarının tanısı amacıyla mikroskop altında incelenmek üzere akciğer dokusundan küçük bir parçanın alınması işlemidir.
Richard Adolf Zsigmondy, babasının hekim olması nedeniyle tıp konuları, özellikle laboratuvar araç ve gereçleriyle küçük yaşta tanışıyor, görevlerini ve işleyişlerini biliyordu. Ortaöğretiminden sonra organik kimyaya ilgi duyuyor ve 25 yaşında doktorasını tamamlayarak Münih Üniversitesi'nden ayrılıyordu. Fakat daha öğrencilik yıllarında Kundt yönetiminde çalışıyor, porselenler üzerine sürülen altın çözeltilerinin yarattığı parlak renklerle büyüleniyordu.
Taramalı elektron mikroskobu veya SEM, odaklanmış bir elektron demeti ile numune yüzeyini tarayarak görüntü elde eden bir elektron mikroskobu tipidir. Elektronlar numunedeki atomlarla etkileşerek numune yüzeyindeki topografi ve kompozisyon hakkında bilgiler içeren farklı sinyaller üretir. Elektron demeti raster tarama ile yüzeyi tarar ve demetin konumu, algılanan sinyalle eşleştirilerek görüntü oluşturulur. SEM ile 1 nanometreden daha yüksek çözünürlüğe ulaşılabilir. Standart SEM cihazları yüksek vakumda, kuru ve iletken yüzeyleri incelemek için uygundur. Ancak düşük vakumda, nemli koşullarda, çok düşük sıcaklıklardan yüksek sıcaklıklara değişen koşullarda çalışabilen özelleşmiş cihazlar da mevcuttur.
Prizma, ışığın kırılması ve ayrıştırılması prensibine dayanan bir optik araçtır. Prizmalar, cam ya da plastik gibi saydam malzemelerden yapılmış, üçgen biçimindeki bir optik elemandır.
Eldiven, dış etkilerden korumak ya da farklı amaçlar için ele giyilen kumaş, deri, kauçuk veya diğer malzemelerden üretilen el giysisi. Soğuktan korunmak ve hijyenik nedenler eldivenlerin kullanım amaçları arasında bulunmaktadır. Kış şartlarının ağır olduğu ülkelerde özel derilerden yapılan bu tür giysiler çokça tercih edilmektedir.
Camcı, özellikle pencere ve kapılara takılacak büyük tabaka camları istenen boyda kesmeyi ve yerine oturtmayı bilen bir işçi veya sanatkârdır.
Kristal taş, kaya kristali cam veya akrilikten yapılmış olan suni elmastır.
Mikrograf ya da fotomikrograf, bir nesnenin mikroskop -ya da benzeri bir alet- altında çekilmiş fotoğrafı ya da dijital resmidir. Mikrograflar mikroskobinin tüm bölümlerinde geniş bir kullanım alanına sahiptir.
Bileğileme veya Bileme kesici aletlerin
- yapımında keskin olmalarını sağlamak,
- kullanım sırasında körelmeleri durumunda yeniden keskin hale gelmelerini sağlamak
Mandolin, julien dilimleme ve kesilmesi için kullanılan bir mutfak gerecidir; uygun aparatlarla kırışık kesimler yapabilir.
Sitopatik etki veya sitopatojenik etki, konakçı hücrelerde viral istilanın neden olduğu yapısal değişiklikleri ifade eder. Enfekte olan virüs, konakçı hücrenin parçalanmasına neden olur veya hücrenin çoğalamaması nedeniyle hücre parçalanmadan (lysis) ölür. Bu etkilerin her ikisi de CPE'ler nedeniyle ortaya çıkar. Bir virüs, konakçı hücrede bu morfolojik değişikliklere neden oluyorsa, buna sitopatojenik denir. SPE'nin yaygın örnekleri, enfekte olmuş hücrenin yuvarlaklaşmasını, bitişik hücrelerle sinsitya oluşturmak için füzyonu ve nükleer veya sitoplazmik inklüzyon cisimciklerinin görünümünü içerir.
Testere; sert dişli kenarlı sert bir bıçak, tel veya zincirden oluşan bir alettir. Bazen metal veya taş kesimi için kullanılsa da, çoğu zaman ahşap olan malzemeleri kesmek için kullanılır. Kesim, dişli kenarı malzemeye yerleştirerek ve ileri geri veya sürekli ileri hareket ettirerek yapılır. Bu kuvvet elle uygulanabilir veya buhar, su, elektrik veya başka bir güç kaynağı ile yapılabilir. Aşındırıcı testere, metal veya seramiği kesmek için tasarlanmış güçlü dairesel bir bıçağa sahiptir.
Metalografi, metal ve alaşımlarının mikroskop altında iç yapısının ve özelliklerinin incelendiği bilim dalıdır. Malzemenin iç yapısının incelenmesi sadece malzeme özelliklerinin açıklanmasında kullanılmaz ayrıca hasara uğramış malzemelerde hasarın incelenmesi ve analiz edilmesi, kalite kontrol ve malzemelerin araştırılması ve geliştirilmesinde de iç yapının incelenmesine sıkça başvurulur.