İçeriğe atla

Mikrosistin

Mikrosistin LR'nin kimyasal yapısı

Mikrosistinler, bir grup siyanobakteri cinsi tarafından üretilen bir grup siklik heptapeptit hepatotoksinlerdir. Bu siyanobakteri cinslerinin en tanınmışı Mikrosistindir. Mikrosistinlerin bu organizmada ve diğer siyanobakterilerde bulunduğu görülmüştür. Günümüze kadar 60 mikrosistin tanımlanabilmiştir.

Mikrosistis

Mikrosistis, siyanobakterilerin bir grubu olup ve göl veya nehirler gibi tatlı su sistemlerinde düşük yoğunluklarda doğal olarak bulunan bir mikroskopik organizmadır. Ara sıra zararlı alg patlamalarına sebep olur. Mikrosistis bazen tatlı sulardan çıkınca düşük tuz yoğunluklu sularda da bulunabilir. Bu organizma sarımsı-yeşil ya da kum tanelerine benzeyen yüzen küçük koloniler oluşturur. Büyük popülâsyonlarda rüzgâr kolonileri kıyıya doğru itebilir ve kalın bir örtü meydana getirirler. Bu yoğun bölgelerle birleşmiş olan çok sayıda yüzey köpüğü oluşabilir. Tüm dünyada Avustralya’dan Güney Amerika’ya, Avrupa’ya, Amerika Birleşik Devletleri'ne kadar uzanabilir.

Optimal koşullar altında (genelde yazın olan yüksek ışık ve sakin hava) Mikrosistisler ara sıra büyüme patlaması oluşturlar ya da suyun yüzeyinde kalın bir tabaka oluşturan yoğun hücre kümeleri oluştururlar. Mikrosistis patlamaları o kadar yoğundur ki suya saçılmış olan parlak yeşil boyayı andırırlar. Olasılıkla insan sağlığını ve doğal kaynakları etkileyebildiği gibi su kalitesini de etkiler. Büyük patlamaların ayrışması sudaki çözünmüş oksijenin yoğunluğunun azalmasına ve sonuçta hipoksia (düşük oksijen) ya da anoksia (oksijenin bulunmaması) oluşumuna sebep olur. Bazen bu balıkların ölümüne de sebep olur. Patlamalar bazen de göze hoş gelmeyen, genellikle ayrışan bir tabaka hainde yüzeyde koku oluşturur.

Günümüzde 50 tatlı su siyanobakterisi genusu tanımlanabilmiştir ve yaklaşık olarak bunların üçte biri toksin üretir. Mikrosistis bu zehirli olan siyanobakterilerin en yaygın olanıdır ve insan ile çiftlik hayvanları, hatta balık zehirlenmeleriyle ilişkisi vardır. Bu nedenle, hatırı sayılır bir araştırma bu organizma ve bunun toksini üzerinde yoğunlaşmıştır. Tüm Mikrotoksin patlamaları zararlı ya da zehirli değildir. Aslında, Mikrosistislerin hem zehirli olan, hem de zehirli olmayan ırkları vardır. Zehirli ırklar, toksin ekspresyon genini düzenlerler, aslında toksin üretimini “açarlar” ya da “kapatırlar”. Bu yüzden Zehirli ırklar her koşul altında Zehirli değildir. Mikrosistinlerin zehirli ırkları protein tabanlı bir toksin olan mikrosistini üretirler. Günümüze kadar 60 yapısal mikrosistin çeşidi tanımlanmıştır. Anabaena flos-aquae gibi diğer siyanobakteriler de mikrosistin üretebilirler.

Mikrosistin’in yapısı

Mikrosistinler, beş tane protein olmayan amino asit ve iki protein amino asitinden oluşan yedi parçalı bir peptid halkasıdır. Mikrosistinleri birbirinden ayıran bu iki protein amino asitidir. Diğer amino asitler farklı mikrosistinlerde az ya da daha çok değişkendir. Amino asit tek harf kodlaması kullanarak her mikrosistine yapısını tamamlayan değişken amino asitlere bağlı olarak bir isim verilir. En yaygın ve çok güçlü olanı, değişik pozisyonlarda Lösin (L) ve Arjinin (R) taşıyan mikrosistin-LR'dir.

Microcystis aeruginosa, tatlı sularda bulunan zehirli bir siyanobakteridir. Bu organizma balıkları ve kuşları öldüren mikrosistinleri üretir. Bu toksinler ayrıca insan sağlığını da riske atar çünkü karaciğer düzensizliğine ve deri promlemlerine yol açar. Örneğin, Brezilya'da 1996 yılında bu toksin yüzünden kötü arıtılmış sudan içen 60 kişi hayatını kaybetmiştir.

Mikrosistin’in Sağlığa Etkileri

Mikrosistinr hepatotoksindir (karaciğerde etkili) ve bilinen bir tümör promotorudur. Eğer bir insan mikrosistin kontamine olmuş bir sudan içerse, maruz kalma belirtileri mide bulantısı, kusma ve çok az vakada görülse de şiddetli karaciğer yetmezliğini içerir. Olası Mikrosistis patlamasından etkilenen insanların sayısı az olsa da, patlamadaki suyla temas eden bir kişide ikinci derecede deri tahrişi, suyu sindiren bir kişide ise gastrointestinal rahatsızlılar görülebilir. Tatlı sularda Mikrosistise maruz kalmış hayvanlarda da sağlık problemleri ortaya çıkabilir. Tıpkıçiftlik hayvanları ve evcil hayvanları, kontamine olmuş suları içmeleri yüzünden zehirlenebildiği gibi, Mikrosistis patlamalarından etkilenen ve ölen balık ve kuşlar da bulunmaktadır. Mikrosistin toksinine maruz kalmayı sınırlamak için:

  • Yüksek oranda Mikrosistis içeren sulardan kaçının. Bunun içinde yüzme ve herhangi bir şekilde suya dalma da dâhildir.
  • Patlama içeren suda çocukların ve evcil hayvanların oynamasına izin vermeyin.
  • Mikrosistis patlaması içeren sudan asla arıtmadan içmeyin ve evcil hayvanlarla çiftlik hayvanlarının da içmesine izin vermeyin.
  • Mikrosistisleri öldürmek için herbisit kullanmayın çünkü bu, toksinlerin direkt olarak suya karışmasına neden olacaktır.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Protein</span> polipeptitlerin işlevsellik kazanması sonucu oluşan canlıların temel yapı birimi

Proteinler, bir veya daha fazla uzun amino asit artık zincirini içeren büyük biyomoleküller ve makromolekül'lerdir. Proteinler organizmalar içinde, hücrelere yapı ve organizmalar sağlayarak ve molekülleri bir konumdan diğerine taşıyarak metabolik reaksiyonları katalizleme, DNA kopyalama, uyaranlara yanıt verme dahil olmak üzere çok çeşitli işlevler gerçekleştirir. Proteinler, genlerinin nükleotit dizisi tarafından dikte edilen ve genellikle faaliyetini belirleyen özel 3D yapıya protein katlanmasıyla sonuçlanan amino asit dizilimlerinde birbirlerinden farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kan</span> hücrelerden meydana gelmiş yaşamsal sıvı

Kan, atardamar, toplardamar ve kılcal damarlardan oluşan damar ağının içinde dolaşan; akıcı plazma ve hücrelerden meydana gelmiş kırmızı renkli hayati sıvıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ototrof</span> genellikle ışıktan gelen enerjiyi (fotosentez) veya inorganik kimyasal reaksiyonları (kemosentez) kullanarak çevresinde bulunan basit maddelerden karmaşık organik bileşikler (karbonhidratlar, yağlar ve proteinler gibi) üreten organizma

Bir ototrof, karbondioksit gibi basit maddelerden karbon kullanarak, genellikle ışıktan (fotosentez) veya inorganik kimyasal reaksiyonlardan (kemosentez) gelen enerjiyi kullanarak karmaşık organik bileşikler üreten bir organizmadır. Abiyotik bir enerji kaynağını organik bileşiklerde depolanan ve diğer organizmalar tarafından kullanılabilen enerjiye dönüştürürler. Ototroflar canlı bir karbon veya enerji kaynağına ihtiyaç duymazlar ve karadaki bitkiler veya sudaki algler gibi bir besin zincirindeki üreticilerdir. Ototroflar karbondioksiti indirgeyerek biyosentez için organik bileşikler ve depolanmış kimyasal yakıt yapabilirler. Çoğu ototrof indirgeyici madde olarak su kullanır, ancak bazıları hidrojen sülfür gibi diğer hidrojen bileşiklerini de kullanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Fermantasyon</span> kimyasal çürüme

Fermantasyon, hücre içinde oksijen yokluğunda meydana gelen metabolik bir faaliyet olarak ‘NAD+'yi yeniden oluşturmak için glikozun glikoliz yoluyla kısmi oksidasyonunu takip eden metabolik adımlar’ şeklinde tanımlanmaktadır. Fermantasyon anaerobik şartlarda, yani oksidatif fosforilasyon olamadığı durumlarda, glikoliz yoluyla ATP üretimini sağlayan önemli bir biyokimyasal süreçtir. Biyokimyanın fermantasyonla ilgilenen dalı zimolojidir.

<span class="mw-page-title-main">Balık</span> solungaç taşıyan, tetrapod olmayan ve suda yaşayan omurgalı hayvan

Balıklar poikloterm olan, neredeyse sadece suda yaşayan ve solungaçları ile solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlardır. Bazı türler canlı doğurarak ürer. Mesela tatlı su balıklarından Lepistes'in yumurtaları anne karnında çatlar ve canlı doğum gerçekleşir. Çiklitgillerde ise kuluçka süresi dişinin ağzında gerçekleşir. Ağzında yumurtaları çeviren, mantarlaşmasını engelleyen dişi yumurtalar çatlayana hatta yavrular serbestçe yüzmeye başlayana kadar onları ağzındaki kesesinde korur. Balıklar su yaşamındaki en önemli varlıklardan bir tanesidir. Nehir, göl, akarsu, okyanus ve denizlerde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Azot</span> simgesi N ve atom numarası 7 olan element

Azot ya da nitrojen, simgesi N olan bir element olup atom numarası 7'dir. Renksiz, kokusuz, tatsız ve inert bir gazdır. Azot, dünya atmosferinin yaklaşık %78'ini oluşturur ve tüm canlı dokularında bulunur. Azot ayrıca, amino asit, amonyak, nitrik asit ve siyanür gibi önemli bileşikler de oluşturur.

<i>Escherichia coli</i> enterik, çubuk şeklinde, gram-negatif bakteri

Escherichia coli (E.coli), Enterobacteriaceae familyasının bir üyesi olup memeli canlıların kalın bağırsağında yaşadığı için bu adı alan bir bakteri türüdür. E.coli çubuk şeklindedir ve gram negatif bakteri olduğundan endospor oluşturmaz. E. coli yaklaşık 2,0 μm uzunluğunda ve 0,5 μm çapındadır. E.coli ilk olarak 1885 yılında Theodor Escherich tarafından bebek dışkısından izole edilmiş ve özellikleri belirlenmiştir. "E. coli, doğumdan birkaç saat sonra bebeklerin mide ve bağırsak sisteminde kolonize olur ve burada yaşar." E.coli suşları insan vücudunda herhangi bir olumsuz etki olmaksızın bir arada bulunur. Bununla birlikte, E. coli gastrointestinal bariyerleri aşınmış ve/ya da bağışıklığı baskılanmış konakçılarda hastalığa neden olabilir. Özellikle bir kısım E. coli, dünya genelinde insanlarda ve hayvanlarda bağırsakta ve bağırsak dışında çeşitli hastalıklara aracılık eder. İnsanlardan izole edilen E. coli suşları ishale ve bir takım bağırsak dışı hastalıklara neden olmaktadır.

Toksinler ya da ağılar, mikroorganizmaların salgıladıkları birtakım zehirli maddelerdir. Toksinler iki grupta toplanırlar:

<span class="mw-page-title-main">Botulizm</span>

Botulizm veya botulismus, Clostridium botulinum bakterisinin ürettiği toksinden kaynaklanan bir zehirlenme türü. Çoğunlukla, evde hazırlanmış ve uygun şekilde sterilize edilmemiş konservelerden kaynaklanır. Bununla birlikte açık yaralardan da enfeksiyon kapılabilir. C. botulinum bakterisi toprak altında oksijensiz ortamda yaşar ve ısıya dayanıklı sporlar üretir. Sporların tamamen yokedilmesi için, gıdaların en az 120 °C sıcaklıkta kaynatılması gerekir ki bu sıcaklığa ancak düdüklü tencerede veya endüstriyel ocaklarda ulaşılır. Normal tencerede kaynatma yeterince güvenli değildir. Ancak, konservede üreyen bakterilerin ürettiği zehir ısıya çok dayanıklı değildir ve gıdalar yemeden önce en az 2 dakika 70 °C sıcaklıkta pişirilirse toksinler tamamen yokolur.

<span class="mw-page-title-main">Escherichia coli O157:H7</span> bakteri

Escherichia coli O157:H7 "koli basili" tabir edilen E. coli bakterisinin en zararlı tipi sayılır; bir gıda zehirlenmesi etmeni olup hemorajik kolit denen hastalığa neden olur. Enfeksiyon bağırsak krampları ile başlar, bunu önce sulu ishal, sonra da çoğu zaman kanlı ishal izler. Bazen küçük çocuklarda hemolitik üremik sendrom olarak adlandırılan böbrek yetmezliği meydan gelir. Genelde bu bakteriyi içeren kıyma etin az pişirilerek yenmesi sonucu hasta olunur. Bakteri ayrıca kişiden kişiye dokunma yoluyla, pastörize edilmemiş süt içmekle, bakterinin karıştığı suyla sulanmış sebze veya meyvelerin yenmesiyle, böyle suda yüzmek veya onu içmek yoluyla da bulaşır.

<span class="mw-page-title-main">Boşaltım</span>

Boşaltım veya atılım, metabolik atıkların organizmadan atıldığı bir süreçtir. Omurgalılarda bu işlem öncelikle akciğerler, böbrekler ve deri tarafından gerçekleştirilir. Boşaltım, maddenin hücreyi terk ettikten sonra belirli görevleri olabileceği salgılamanın tersidir. Boşaltım, tüm yaşam formlarında önemli bir süreçtir. Örneğin memelilerde idrar, boşaltım sisteminin bir parçası olan üretra yoluyla dışarı atılır. Tek hücreli organizmalarda, atık ürünler doğrudan hücre yüzeyinden boşaltılır.

<span class="mw-page-title-main">Chlorella</span>

Chlorella, yeşil algler şubesinde yer alan, 2-8 mikrometre boyutunda, küre ya da elips biçimindeki tatlı su yosunu cinsidir. Yapısında klorofil a ile klorofil b taşıyan ve fotosentez yapan organizmalar olan Chlorella, yüksek fotesentetik verimi nedeni ile olası bir enerji ve besin kaynağı olarak araştırılmaktadır. Chlorella kuru kütlesi bol miktarda protein içermektedir. Yaşlandıkça karbonhidrat ve yağ üretimleri artar.

Deaminasyon bir molekülden bir amino grubunun çıkarılması. Bu reaksiyonu katalizleyen enzimler deaminaz olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Akvaristlik</span>

Akvaristlik veya akvaryum hobisi, evde veya işyerinde bulunan bir akvaryumda ya da bahçede bulunan bir havuzda veya gölette balık yetiştiriciliği yapılmasına, akvaryum düzenlenmesine odaklı günümüzde popüler bir hobidir. Akvaristlik hobisini yapan kişiye akvarist adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Hayvan zehri</span> bir canlı tarafından salgılanan toksin

Hayvan zehri ya da venom, bir hayvanın bir diğerine zarar vermek için ürettiği bir veya daha fazla toksin içeren bir salgıdır. Venom, hem avcılarda hem de avlarda, hem omurgalılarda hem de omurgasızlarda olmak üzere çeşitli hayvanlar arasında ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Alg patlaması</span>

Alg veya yosun patlaması, tatlı veya tuzlu su sistemlerinde alg popülasyonunda hızlı bir artış veya birikmedir. Patlamalar kendini çoğu zaman etkiledikleri su kaynağındaki renk değişikliği ile belli eder. Alg terimi, makroskopik su yosunları, çok hücreli organizmalar veya siyanobakteriler gibi mikroskobik, tek hücreli organizmalar gibi pek çok suda yaşayan fotosentetik organizmayı kapsar. Buna rağmen alg patlaması terimi genel olarak makroskopik alglerin değil, mikroskopik, tek hücreli alglerin hızlı büyümesini belirtir.

<span class="mw-page-title-main">Halofil</span> Yüksek tuz konsantrasyonlarında yaşayan organizmalar

Halofiller, yüksek tuz konsantrasyonlarında gelişen ekstremofil organizmalardır. Halofil adı, Yunanca "tuz seven" kelimesinden gelmektedir. Çoğu halofil Arkea aleminde sınıflandırılırken; bakteriyel olan halofiller de vardır. Bir alg türü olan Dunaliella salina ile Wallemia ichthyophaga mantar türü gibi bazı ökaryot halofiller de bulunmaktadır.

Peter G. Schultz, Amerikalı kimyager. Scripps Araştırma Enstitüsü'nün CEO'su ve Profesörü, GNF'nin kurucusu ve eski direktörü ve 2012 yılında kurulan Kaliforniya Biyomedikal Araştırma Enstitüsü'nün (Calibr) kurucu direktörüdür. Ağustos 2014'te, Doğa Biyoteknolojisi Schultz'u 2013 yılında en iyi çeviri araştırmacısı seçti.

Crossostomus, Zoarcidae familyasına bağlı bir hayvan cinsidir.

Metabolik atıklar veya dışkılar, metabolik süreçlerden arta kalan ve organizma tarafından kullanılamayan ve bu nedenle atılması gereken maddelerdir. Buna Azot bileşikleri, su, CO2, fosfatlar, sülfatlar vb. dahildir. Hayvanlar bu bileşikleri atık olarak ele alır. Bitkiler, bazılarını faydalı maddelere dönüştüren kimyasal "mekanizmalara" sahiptir.