İçeriğe atla

Mikrobiyoloji

Kültür plağında bakteri kolonileri

Mikrobiyoloji, mikrorganizmaları inceleyen bilim dalıdır. Bakteriler, archaea, virüsler, protistler (protozoonlar, ilkel algler ve ilkel mantarlar), mayalar ve küfler gibi mikroorganizmalar mikrobiyolojinin konu alanını oluştururlar. Mikrobiyoloji bilim dalının aktif olarak kullanıldığı uygulama alanları tıp, tarım ve endüstridir (endüstriyel mikrobiyoloji ve biyomühendislik).

Mikroorganizmalar ökaryot veya prokaryot olabilirler. Mayalar, küfler ve protistler gruplarına dahil Ökaryotik mikroorganizmalar hücre içi organellere ve hücre çekirdeğine sahiplerken, tamamı mikroorganizma olan prokaryotlar, hücre içi organellere sahip değildirler ve Bacteria ve Archaea üst alemlerinde sınıflandırılırlar.[1][2] Mikrobiyologlar geleneksel olarak kültür, boyama ve mikroskobi yöntemleri ile çalışırlar. Ne var ki doğada bulunan mikroorganizmaların %1'den daha az bir kısmı mevcut yöntemlerle kültürde izole edilebilmektedirler.[3] Bu nedenle günümüzde DNA sekanslama gibi moleküler biyoloji yöntemleri de mikrobiyolojik çalışmalarda kullanılmaktadırlar, örneğin 16s Ribozomal RNA gen dizilimi bakterilerin tanımlanmasında kullanılmaktadır.

Virüsler'in organizma olarak sayılıp sayılmayacakları hakkında çok farklı görüşler bulunmaktadır, çok basit yapılı mikroorganizmalar olarak veya çok kompleks yapılı moleküller olarak kabul edilebilmektedirler.[4] Prionlar, mikroorganizma olarak değerlendirilmezler, fakat prionların neden olduğu hastalıklar viral enfeksiyonlarla klinik olarak benzerlikler gösterirler ve virologlar tarafından "enfeksiyöz proteinler" olarak incelenirler.

Tarihçe

Uzun müddet insanlar, çevrelerinin mikroplarla dolu olduğundan habersizdi. Halbuki mikroorganizmalar, onun etrafındaki her yerde, eşyalarında hatta derisinde ve bağırsaklarında milyonlarca bulunuyordu. İlerleyen yüzyıllarda insan bilmeden mikropları işlerinde kullanmaya başladı. Ekmek yapımı, peynir ve sirke imali, boza yapımı bunların başta gelenleridir.

Antonie van Leeuwenhoek

Halbuki mikroorganzmaların varlığı kesin olarak keşfedilmelerinden yüzyıllar öncesinde tahmin edilmiştir. Mesela 6. yüzyılda Jainizm öğretisinde, toprakta, havada, suda ve ateşte gözle göremediğimiz çok küçük yaratıkların var olduğu varsayımı yer almaktaydı.[5][6] Mikroskobun 1590 yılında bulunmasından 16 asır önce, Romada yaşamış olan Marcus Terentius Varro (M.Ö. 116-27), bataklık çevresine yerleşenleri uyarmak için "Buralarda havada süzülerek ağızdan ve burundan vücuda giren ve böylece ciddi hastalıklara sebep olan, gözle göremediğimiz çok küçük hayvanlar ürüyor" diyerek mikroorganizmaların varlığına işaret etmiştir.[7]

İbn-i Sina

İslam medeniyetinin altın çağında yaşamış bilim insanları da mikroorganizmaların varlıkları hakkında hipotezler öne sürmüşlerdir. İbn-i Sina'nın El-Kanun fi't-Tıb kitabı, uyuz akarlarını keşfeden İbn-i Zühr ve El-Hâvi kitabında çiçek hastalığının bilinen en eski tanımlamasını yapan Râzî başlıca örneklerdir."Microbiology in Islam". Diwanalarab.com. 13 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. </ref> Osmanlı Sultanı II. Mehmed'in hocası Akşemseddin de, "Hastalık insandan insana veya topraktan insana gözle görülemeyen canlı tohumlar vasıtasıyla iletilir." demiştir.

Van Leeuwenhoek'un mikroskobunun Henry Baker'a ait çizimleri[8]

1676 yılında, Antonie van Leeuwenhoek, kendi dizayn ettiği tek lensli bir mikroskopla observed bakterileri ve diğer mikroorganizmaları gözlemlemiştir.[9][10][11] Leeuwenhoek, basit tek lensli mikroskobun kullanımını keşfetmesinden ötürü Mikrobiyolojinin babası olarak da bilinir.[10] Ancak mikroorganizmaların gözlenmesine dair ilk kayıt sanıldığının aksine Leeuwenhoek'a değil, Robert Hooke'a aittir. Robert Hooke'un 1665'te basılan Mikrographa eserinde küf mantarının sporları ve birçok küçük deniz kabuklusunun kabukları anlatılmıştır.[12] Ayrıca Athanasius Kircher adındaki bir cizvit rahibinin de mikroorganizmaları ilk kez gözlemleyen kişi olduğu söylenmektedir.[13]

Mikrop terimi, bilim dünyasına ilk defa 1878'de Fransız cerrahı Charles Sédillot tarafından getirilmiştir.[14] Sédillot, mikropların kendilerine has apayrı bir dünyası olduğunu savunmuştur.

Robert Koch (1843—1910)

Mikrobiyolojinin kurulması

Louis Pasteur ve Robert Koch, mikrobiyolojinin kurucuları olarak kabul edilirler.[15][16] Pasteur, daha sonraları geniş kabul görecek olan "Spontan jenerasyon teorisini" ispatlamak amacıyla yaptığı deneylerle tanınmıştır ve bu deneyler mikrobiyolojinin bir biyolojik bilim dalı olarak yerini sağlamlaştırmıştır.[17] Pasteur alkollü içki imalatı esnasında gerçekleşen fermentasyonun, mayalar tarafından gerçekleştirildiğini belirtmiş, ayrıca gıda koruma metotları geliştirmiş (pastörizasyon) ve laboratuvar şartlarında mikropların hastalandırıcılık özelliklerini azaltarak şarbon, tavuk kolerası, kuduz gibi bazı hastalıklara karşı aşıları hazırlamıştır.[11] 1877'de Prusya'da adı duyulmamış bir kasaba hekimi olan Robert Koch, hastalıkların spesifik patojen mikroorganizmalar tarafından meydane getirildiğini savunan Hastalık-Mikrop teorisine yaptığı katkılar ile tanınmıştır. Koch postülatları olarak bilinen kriterler ortaya atmıştır. Koch'un ikinci büyük başarısı, 1882'de vereme sebep olan Mycobacterium tuberculosis basilini izole etmesidir.[11]

1867'de İngiliz cerrahı Joseph Lister, antiseptik solüsyonları infeksiyonlara karşı koruyucu olarak kullanmaya başladı. Otoklav adı verilen Sterilizasyon (mikropların öldürülmesi) aracının Pasteur'ün çalışma arkadaşlarından Charles Chamberland tarafından bulunmasıyla, sterilizasyon işlemi laboratuvar ve ameliyathanelerde kullanılmaya başlandı.

Tıbbi Bakteriyolojinin gelişimi

Louis Pasteur (1822-1895)

Bakteriyoloji bilim dalının 19. yüzyılda algler ve Fotoototrof bakteriler üzerine çalışan bir botanikçi olan Ferdinand Cohn tarafından kurulduğu kabul edilir. Cohn Bacillus ve Beggiatoa gibi pek çok bakteri grubunu tanımlamış, ayrıca bakteriler için taksonomik sınıflandırma şemasını ilk kez hazırlamış ve endosporları keşfetmiştir.[18]

Pasteur ve Koch'un çalışmalarından sonra, bu bilgilerin ışığında birçok hastalık, bakterilerin varlığı ile açıklandı. 1884'te Koch'un asistanlarından ve aynı zamanda da bir askeri cerrah olan Friedrich Loeffler kendi adıyla anılan Difteri basilini buldu. Emil von Behring ise, difteri toksinine karşı bağışıklanmış hayvanların serumlarını vererek insanlarda difterinin hafifletilebileceğini söyledi. 1893'te Alexander Yersin, Hong Kong'da veba etkenini izole etmeyi başardı. Yersin'in bu buluşuna paralel olarak veba mikrobu Koch'un Japon asistanlarından Shibasaburo Kitasato tarafından da bulunmuştu. Kitasato 1889'da tetanus etkeninin anaerobik, sporlu ve toksin üreten bir bakteri, (Clostridium tetani) olduğunu açıkladı. Zamanla keşfedilen bakteriler ve yaptıkları hastalıkların listesi giderek genişledi.

Topraktaki bakteriler

Bakteriler yalnızca hastalık yapan varlıklar olarak ele alınmamalıdır. Tabiatta birçok yerde bakteriler çok önemli bir denge rolü oynamaktadır. 1878'de iki Fransız bilim insanı Théophile Schloesing ve Achille Mantz, topraktaki nitrat bileşiklerinden amonyak imalinin basit bir kimyasal reaksiyon olmayıp, olayın bazı mikroorganizmalarca yapıldığını açıkladılar. Bu olayı yapan bakterileri 1890'da bir Rus bilim insanı Sergei Winogradsky buldu. Bu tip bakteriler enerji ihtiyaçlarını karşılamada organik maddeleri kullanamazlar, ancak bu iş için amonyağın oksitlenmesiyle ortaya çıkan enerjiyi kullanırlar. Vücut maddelerinin yapımı için gereken karbonu karbondioksitten alırlar. Bu iki özellikleri dolayısıyla bunlara kemoototrof (kimyevi yolla kendi kendine beslenen) denmiştir. Aynı Rus bilim insanının bir diğer açıklaması bazı anaerobik (oksijene ihtiyacı olmayan) bakterilerin toprakta serbest bulunduğu ve atmosferdeki azotu, bitkilerin kullanabileceği hale getirdiği şeklindeydi.

1901'de toprakta baklagiller cinsi bitkilerin köklerinde yaşayan Rhizobium türünde bakteriler keşfedildi. Bunlar, kökünde bulundukları bitkinin faydasına olarak, havadaki azotu tespit edici özelliğe sahiptir.

Viroloji

1884'te Fransız bakteriyoloğu Charles Chamberland bakterilerin geçişine izin vermeyen porselen bir filtre imal etti. Bu filtre bakteriden arınmış su elde etmede kullanılıyordu. 1892'de Rus bilim insanı Dimitri Ivanovsky tütün mozaik hastalığının etkeninin bu süzgeçten geçebildiğini gösterdi. Bu süzgeçlerden geçen mikroorganizmalara filtrabl (filtreden geçebilen) virüsler adı verildi.

1900'de Amerikalı bilim insanı Walter Reed'in bazı filtrabl virüslerin belli bir hastalığı yaptığını (bu hastalık Sarı Humma'dır) göstermesi kendine haklı bir şöhret sağladı. Aynı şekilde bakteriden arındırılmış filtratların (süzülmüş sıvıların) hayvanlarda tümör ortaya çıkmasında rol oynadığı ilk olarak Vilhelm Ellerman ve Oluf Bang (1908 Danimarka) daha sonra da Peyton Rous (1911 ABD) tarafından açıklandı. Virüslerin bakteriler içinde de gelişebildikleri 1915'te Frederick Twort tarafından bildirildi. Bu virüslere Bakteriyofajlar denildi.

Tütün mozaik virüsünün kristalizasyonla saflaştırılıp, elde edilmesi (1935), virüslerin birer mikrop olmaktan ziyade, birer kimyevi molekül olduğu fikrini ortaya çıkardı. 1937'de virüslerin nukleoprotein yapısında oldukları İngiliz araştırmacılar F.C. Bawden ve N.W. Pirie'in ekibince bildirildi. Elektron mikroskobunun bilim dünyasına sunulmasını takiben virüslerin fotoğrafları çekilebildi ve incelemeler sonucu hücresel yapıya sahip olmadıkları anlaşıldı.

Yine elektron mikroskobunun ve moleküler biyolojinin gelişmesi büyük virüs veya küçük bakteri denilebilecek küçük mikroorganizmaların varlığını gösterdi. Bunlara riketsia denildi. Riketsialar tifüs, akdeniz benekli ateşi, kayalık dağlar benekli humması ve diğer bazı hastalıklara neden olurlar.[19]

Mikoloji

(Bakınız Mikoloji)

Protozooloji

On dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında Almanya'da C.G. Ehrenberg, protozooloji dalını bilim dünyasına takdim etti. O protozoonların hayvanlardaki her organ sistemine (çok çok küçültülmüş olarak) sahip olan canlılar olduğunu düşünmüştü. 19. yüzyılın ortalarında Alman bilim insanı Karl von Siebold protozoonların tek hücreli canlılar olduğunu ortaya koydu. Günümüzde protozonların şark çıbanı, kala-azar, sıtma gibi hastalıkları yaptığı bilinmektedir.

Mikrobiyoloji alt dalları

  • Mikrobiyal fizyoloji
  • Mikrobiyal genetik
  • Medikal mikrobiyoloji (Tıbbi mikrobiyoloji)
  • Farmasötik mikrobiyoloji
  • Veteriner mikrobiyoloji
  • Çevre mikrobiyolojisi (Mikrobiyal ekoloji)
  • Evrimsel mikrobiyoloji
  • Endüstriyel mikrobiyoloji

Kaynakça

Özel
  1. ^ Whitman Whilliam B (2015). Whitman William B, Rainey Fred, Kämpfer Peter, Trujillo Martha, Chun Jonsik, Devos Paul, Hedlund Brian, Dedysh Svetlana (Ed.). Bergey's Manual of Systematics of Archaea and Bacteria. John Wiley and Sons. doi:10.1002/9781118960608. ISBN 9781118960608. 
  2. ^ Pace Norman R. (2006). "Time for a change". Nature. 441 (7091): 289. doi:10.1038/441289a. PMID 16710401. 
  3. ^ Nitesh RA, Ludwig W, Schleifer KH (2011). "Phylogenetic identification and in situ detection of individual microbial cells without cultivation". Microbiological Reviews. 59 (1): 143-169. PMC 239358 $2. PMID 7535888. 
  4. ^ Rice G (27 Mart 2007). "Are Viruses Alive?". 4 Ağustos 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2021. 
  5. ^ Dundas P (2002). John Hinnels (Ed.). The Jain. Routledge. ss. 24-88. ISBN 978-0-415-26606-2. 
  6. ^ Jaini Padmanabh (1998). The Jaina Path of Purification. New Delhi: Motilal Banarsidass. s. 109. ISBN 978-81-208-1578-0. 
  7. ^ Marcus Terentius Varro. Varro on Agriculture 1, xii Loeb.
  8. ^ Chung, King-thom; Liu, Jong-kang (2017). Pioneers in Microbiology: The Human Side of Science. World Scientific Publishing. ISBN 978-9813202948. 
  9. ^ Lane, Nick (19 Nisan 2015). "The unseen world: reflections on Leeuwenhoek (1677) 'Concerning little animals'". Philosophical Transactions of the Royal Society B: Biological Sciences. 370 (1666): 20140344. doi:10.1098/rstb.2014.0344. PMC 4360124 $2. PMID 25750239. 29 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Haziran 2021. 
  10. ^ a b Lane N, (6 Mart 2015). "The Unseen World: Reflections on Leeuwenhoek (1677) 'Concerning Little Animal'". Philos Trans R Soc Lond B Biol Sci. 370 (1666): 20140344. doi:10.1098/rstb.2014.0344. PMC 4360124 $2. PMID 25750239. 
  11. ^ a b c Madigan M, Martinko J, (Ed.) (2006). Brock Biology of Microorganisms (13th ed.). Pearson Education. s. 1096. ISBN 978-0-321-73551-5. 
  12. ^ Gest H (2005). "The remarkable vision of Robert Hooke (1635-1703): first observer of the microbial world". Perspect. Biol. Med. 48 (2): 266-72. doi:10.1353/pbm.2005.0053. PMID 15834198. 
  13. ^ Milton Wainwright (2003). An Alternative View of the Early History of Microbiology. Advances in Applied Microbiology. 52. ss. 333-55. doi:10.1016/S0065-2164(03)01013-X. ISBN 978-0-12-002654-8. PMID 12964250. 
  14. ^ The Phrenological Journal and Science of Health: Incorporated with the Phrenological Magazine (İngilizce). Fowler & Wells. 1891. ss. 39-40. 3 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Haziran 2021. 
  15. ^ "An Alternative View of the Early History of Microbiology" (İngilizce). 52. 1 Ocak 2003: 333-355. doi:10.1016/S0065-2164(03)01013-X. ISSN 0065-2164. 11 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Haziran 2021. 
  16. ^ Ryan K.J., Ray, C.G., (Ed.) (2004). Sherris Medical Microbiology (4. bas.). McGraw Hill. ISBN 978-0-8385-8529-0. 
  17. ^ Bordenave, G. (2003). "Louis Pasteur (1822-1895)". Microbes Infect. 5 (6): 553-60. doi:10.1016/S1286-4579(03)00075-3. PMID 12758285. 
  18. ^ Drews, G. (1999). "Ferdinand Cohn, among the Founder of Microbiology". ASM News. 65 (8): 547. 
  19. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 13 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Temmuz 2015. 
Genel

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bakteri</span> mikroorganizma üst âlemi

Bakteri (İngilizce telaffuz: [bækˈtɪəriə] ( dinle); tekil isim: bacterium), tek hücreli mikroorganizma grubudur. Tipik olarak birkaç mikrometre uzunluğunda olan bakterilerin çeşitli şekilleri vardır, kimi küresel, kimi spiral şekilli, kimi çubuksu, kimi virgül şeklinde olabilir. Yeryüzündeki her ortamda bakteriler mevcuttur. Toprakta, deniz suyunda, okyanusun derinliklerinde, yer kabuğunda, deride, hayvanların bağırsaklarında, asitli sıcak su kaynaklarında, radyoaktif atıklarda büyüyebilen tipleri vardır. Tipik olarak bir gram toprakta bulunan bakteri hücrelerinin sayısı 40 milyon, bir mililitre tatlı suda ise bir milyondur; toplu olarak dünyada beş nonilyon (5×1030) bakteri bulunmaktadır, bunlar dünyadaki biyokütlenin çoğunu oluşturur. Bakteriler gıdaların geri dönüşümü için hayati bir öneme sahiptirler ve gıda döngülerindeki çoğu önemli adım, atmosferden azot fiksasyonu gibi, bakterilere bağlıdır. Ancak bu bakterilerin çoğu henüz tanımlanmamıştır ve bakteri şubelerinin sadece yaklaşık yarısı laboratuvarda kültürlenebilen türlere sahiptir. Bakterilerin araştırıldığı bilim bakteriyolojidir, bu, mikrobiyolojinin bir dalıdır.

<i>Yersinia pestis</i> Vebanın nedeni olan bakteri türü

Yersinia pestis, Enterobacteriaceae ailesine mensup bir Gram negatif bakteri türüdür. Veba hastılığının üç türüne de yol açar. Y. pestis tarih boyunca birçok pandemilere sebep olmuştur. Yersinia cinsine mensup bakteriler, Gram negatif çubuk şekilli kokobasillerden oluşmuştur ve diğer Enterobacteriaceae cinslerinde olduğu gibi, seçmeli anaerobik bir metabolizmaya sahiptir. Pireler tarafından taşınır. Organizma izole halde hareketliyken (motil), memeli konağa geçtiğinde hareketsiz (non-motil) hale geçmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Robert Koch</span> 19/20. yüzyıl Alman hekimi ve bakteriyolog

Heinrich Hermann Robert Koch, Alman hekim. Antraks basili (1877), tüberküloz basili (1882) ve kolera basili'nin (1883) keşfi ve Koch postülatlarını geliştirmesiyle ünlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Riketsiya</span>

Rickettsia, hareketsiz, gram negatif, spor oluşturmayan, yüksek pleomorfizm gösteren bir bakteri cinsidir. Kok, Basil veya ipliksi formda olabilirler. Rickettsia cinsi'ne, kene kaynaklı lekeli humma konusundaki çalışmalarından dolayı Howard Taylor Ricketts'in adı verilmiştir. Rickettsia tek bir cinsin ismi olmasına rağmen, "rikettsiya" veya "rikettsiyalar" terimleri genellikle Rickettsiales ordosunun tüm üyeleri için kullanılabilmektedir.

Septisemi (kan zehirlenmesi), vücudun enfeksiyona verdiği yanıtın kendi doku ve organlarına zarar vermesiyle ortaya çıkan, potansiyel olarak hayati tehlike yaratan bir durumdur.

<span class="mw-page-title-main">Antonie van Leeuwenhoek</span> Hollandalı tüccar ve bilim adamı (1632–1723)

Antonie Philips van Leeuwenhoek, Hollandalı tüccar ve bilim insanı. Genellikle, Mikrobiyoloji'nin babası olarak bilinir. Bir sepetçinin oğlu olarak dünyaya geldi, 16 yaşında bir kumaş tüccarının yanında staja başladı. En iyi bildiği şey mikroskobuyla çalışmaktı. Kendi yaptığı mikroskopla tek hücreli canlıları inceliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Hastalık yapıcı mikrop teorisi</span> mikroorganizmaların birçok hastalığın nedeni olduğunu savunan teori

Hastalık yapıcı mikrop teorisi, birçok hastalık için şu anda kabul edilen bilimsel teoridir. Patojen veya "mikrop" olarak bilinen mikroorganizmaların hastalığa neden olabileceğini belirtir. Büyütülmeden görülemeyecek kadar küçük olan bu organizmalar insanları, diğer hayvanları ve diğer canlı konakları istila eder. Konakları içinde büyümeleri ve çoğalmaları hastalığa neden olabilir. "Mikrop" sadece bir bakteriyi değil, protistler veya mantarlar gibi herhangi bir mikroorganizma türünü ve hatta virüsler, prionlar veya viroidler gibi hastalığa neden olabilen canlı olmayan patojenleri ifade eder. Patojenlerin neden olduğu hastalıklara bulaşıcı hastalıklar denir. Bir patojen bir hastalığın temel nedeni olsa bile, çevresel ve kalıtsal faktörler genellikle hastalığın şiddetini ve potansiyel bir konakçı bireyin patojene maruz kaldığında enfekte olup olmayacağını etkiler. Patojenler, hem insanlarda hem de hayvanlarda bir bireyden diğerine geçebilen hastalık taşıyıcı ajanlardır. Bulaşıcı hastalıklara patojen mikroorganizmalar ve parazitler gibi biyolojik ajanlar neden olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Mikroorganizma</span> mikroskobik bir organizma

Bir mikroorganizma veya mikrop mikroskobik bir organizmadır. Mikroorganizmaları inceleyen, Anton van Leeuwenhoek'un kendi tasarımı olan bir mikroskop kullanarak 1675'te mikroorganizmaları keşfetmesi ile başlayan bilim dalına mikrobiyoloji denir.

<span class="mw-page-title-main">Pasteur Enstitüsü</span> sağlık organizasyonu

Pasteur Enstitüsü, Fransa merkezli bir kâr amacı gütmeyen kuruluştur. Vakfın kuruluş amacı özellikle biyoloji, mikroorganizmalar, hastalıklar ve aşılar hakkında araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürütmektir. Kurum ismini kendi zamanında modern tıp alanında önemli katkıları olan, pastörizasyon mucidi, şarbon basili ve kuduz virüsü için aşı geliştiren Louis Pasteur'den almaktadır. Enstitü 4 Haziran 1887 tarihinde kurulmuş ve 14 Kasım 1888 tarihinde hizmete açılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mikrobiyolog</span> mikroskobik organizmaların özelliklerini araştıran kişi

Mikrobiyolog, Bilim mesleklerinden biri; genellikle çıplak gözle görülemeyen canlıları araştıran bilim insanı.

<span class="mw-page-title-main">Adolf Mayer</span>

Adolf Eduard Mayer tütün mozaik hastalığı üzerine çalışmalarıyla tütün mozaik virüsünün ve genel anlamda virüslerin keşfinde önemli rol oynayan Alman ziraat kimyageri.

<span class="mw-page-title-main">Su mikrobiyolojisi</span>

Su Mikrobiyolojisi suda yaşayan mikroorganizmaları tüm biyolojik yönleriyle inceleyen bilim dalıdır. Fakat su mikrobiyolojisi terimi daha çok insani tüketim amacıyla kullanılan veya insan sağlığı için önem arz eden sularda bulunan mikroorganizmaların özellikleri, tespit edilmesi ve dezenfeksiyonu çalışmaları için kullanılmaktadır. Doğada tatlı sular, nehir ağızları, okyanuslar gibi sucul ortamlardaki mikroorganizmaları ayrıntılı inceleyen bilim dalı ise aquatik mikrobiyolojidir. Yaşamın başlangıç noktası olan sucul ortamlar virüsler, arkeler, bakteriler, protozoalar, funguslar ve algler başta olmak üzere pek çok mikroorganizma barındırırlar.

Mikrobiyoloji, mikroorganizmaları inceleyen biyolojinin alt dallarından biridir. Mikro; gözle görülemeyecek kadar küçük, -biyo; canlı ve -loji; bilim anlamına gelmektedir. Mikrobiyoloji; mikroorganizmaların yapısı, çeşitliliği ve bunların toprak, su, bitki, gıda, hayvan ve insan vücudundaki faaliyetleriyle ilgilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Asgard (archaea)</span>

Asgard veya Asgardarchaeota, Lokiarchaeota, Thorarchaeota, Odinarchaeota ve Heimdallarchaeota'yı içeren bir arke üst şubesidir. Grubun bir temsilcisi yetiştirildi. Asgard üst şubesi, ökaryotların en yakın prokaryotik akrabalarını temsil eder. Ökaryotlar, muhtemelen simbiyogenez süreci boyunca bakterileri asimile ettikten sonra Asgardarchaeota'nın atalarının soyundan ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tıbbi mikrobiyoloji</span> tıbbi uzmanlık

Tıbbi mikrobiyoloji veya Klinik Mikrobiyoloji mikroorganizmaları inceleyen bilim dalı olan mikrobiyoloji'nin, insan sağlığı ve tıp alanındaki uygulamalarını içeren dalıdır. Özellikle enfeksiyon hastalıklarının önlenmesi, teşhisi (diagnostik) ve tedavisi konuları üzerine odaklanır. Ayrıca, mikroorganizmaların insan sağlığını geliştirmek için kullanılmasını amaçlayan pek çok uygulamaları da içerir. İnsanlarda hastalığa sebep olan ve Tıbbi mikrobiyolojinin konu alanına giren mikroorganizmalar: bakteriler, mantarlar, Protistler ve virüslerdir. Ayrıca mikroorganizma olmasalar da, enfesiyöz proteinler olan prionlar ve insanlarda parazit olan bitki ve hayvan türleri de Tıbbi mikrobiyoloji'nin çalışma alanına girerler.

<span class="mw-page-title-main">Eosit hipotezi</span>

Eosit varsayımı, arkeler içerisindeki bir şube olan Crenarchaeota içinde ortaya çıkan ökaryotları gösteren biyolojik bir sınıflandırmadır. Bu varsayım, ilk olarak James A. Lake ve meslektaşları tarafından 1984 yılında Crenarchaeota ve ökaryotlardaki ribozomların biçimlerinin bakterilere ya da arkelerin ikinci ana şubesi olan Euryarchaeota'ya göre birbirine daha çok benzediği bulgusuna dayanılarak önerildi.

<span class="mw-page-title-main">Roger Stanier</span>

Roger Yate Stanier, modern mikrobiyolojinin gelişiminde etkili olan Kanadalı mikrobiyolog. Delft Okulu'nun bir üyesi ve C.B. van Niel'in eski öğrencisi olarak, mavi-yeşil alglerin siyanobakteriler olarak sınıflandırılması da dahil olmak üzere bakteri taksonomisine önemli katkılarda bulunmuştur. 1957'de arkadaşları ile birlikte otuz yılda beş baskıda yayınlanan önemli bir mikrobiyoloji ders kitabı olan The Microbial World'ü yazdı. Berkeley'deki California Üniversitesi'nde 24 yıl çalıştı, burada profesör ünvanını aldı ve Bakteriyoloji Bölümü başkanı olarak görev yaptı. 1971'de Pasteur Enstitüsü'ne geçti. Kariyeri boyunca Leeuwenhoek Madalyası da dahil olmak üzere birçok ödül aldı. Kraliyet Derneği Üyesi, Ulusal Bilimler Akademisi Yabancı Üyesi ve Légion d'Honneur sahibidir.

Pleomorfizm mikrobiyolojide bazı mikroorganizmaların çevresel koşullara tepki olarak morfolojilerini, biyolojik işlevlerini veya üreme modlarını değiştirme yeteneğidir. Deinococcaceae bakteri ailesinin bazı üyelerinde pleomorfizm gözlenmiştir. Bakteriyoloji bağlamında pleomorfizmin modern tanımı daha önce sanıldığı gibi bu karakterlerin kalıtsal bir değişikliğinden ziyade tek tek hücrelerin morfolojisinin veya fonksiyonel işlevlerinin varyasyonuna dayanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Edwin Klebs</span>

Theodor Albrecht Edwin Klebs, Alman-İsviçreli bir mikrobiyologdu. Özellikle bulaşıcı hastalıklar konusundaki çalışmaları ile tanınır. Çalışmaları modern bakteriyolojinin yolunu açmış ve Louis Pasteur ve Robert Koch'a ilham vermiştir. Klebs-Loeffler bakterisi olarak adlandırılan difteriye neden olan bir bakteriyi tanımlayan ilk kişidir.

<span class="mw-page-title-main">Martinus Beijerinck</span>

Martinus Willem Beijerinck, viroloji ve çevresel mikrobiyolojinin kurucularından biri olan Hollandalı mikrobiyolog ve botanikçidir. "Contagium vivum liquidum" adını verdiği virüslerin keşfiyle tanınır.