İçeriğe atla

Meymuniye

Meymuniye, Hariciler mezhebinden oluşan bir gruptur. Meymûn ibn-i Hâlid el-Acrâd'ın taraftarları tarafından kurulmuştur. Farsi geleneklerden gelen bir doktrinleri vardır, zaten antik İran medeniyetlerinde sıkça rastlanan bir gruptur. Meymuniye, birçok antik gelenekten ve efsanelerden etkilenmiştir.

İslam ile ilişkisi

Meymuniye grubu, Yusuf Suresi'nin kutsal bir anlam taşımadığını, aksine bir aşk hikâyesi olduğunu savunurlar. İslam dininde bulunan birçok yasağı mübah görürler. Örneğin; kişilerin kendi çocuklarının kızlarıyla veya kardeşlerinin çocuklarının kızlarıyla evlenebilmesi mübahtır. Bu grubun kurallarıyla İslam'ın bazı kuralları çeliştiğinden dolayı bu iki grup birbirlerini reddetmişlerdir.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hukuk</span> genellikle devlet otoritesi tarafından desteklenen kurallar ve yönergeler sistemi

Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.

<span class="mw-page-title-main">Aile</span> aralarında yakın akrabalık bağı bulunan kişiler grubu

Aile veya ocak, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen sosyal bir yapı. En küçük, yani "çekirdek" olarak adlandırılan bir aile; baba, anne ve çocuklardan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Hinduizm</span> Hindistan merkezli bir din

Hinduizm, çok kapsamlı inanç ve yaşam felsefesinin toplamıdır. Özellikle Hindistan, Nepal ve Bangladeş'te yaygındır. Günümüzde yaklaşık 1.25 milyar izleyeni ile Hristiyanlık ve İslam'dan sonra üçüncü sırada yer alan Hinduizm inancının neredeyse tüm takipçileri Hindistan ve çevresinde bulunmaktadır. Budizm ve Zen Budizmi gibi çeşitli ekoller Hinduizm'den kaynaklanıp ayrılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Şeriat</span> İslamî hukuk

Şeriat, Kur'an âyetleri ile Muhammed'in söz ve fiillerinden oluşan naslardan alimler sınıfının (Fukaha) çıkarımları (istinbat) ile oluşturulan dinî kanunlar toplamıdır. İslam'da ibadetler, muameleler ve cezalarla ilgili tüm kavram ve kuralları kapsar. Tarihsel seyir içerisinde kanun ve kuralların teorik (usul) ve pratik uygulama (füru/fetva) çalışmaları ile ilgilenen ve isimleri öne çıkan kişiler adına belirli toplum ve devlet yönetimlerinin de tercihlerini yansıtan fıkıh mezhepleri ortaya çıkmış, ancak şeriat hiçbir zaman tek başına geçerli bir hukuk sistemi olmamış, Ömer veya Emevilerden itibaren "örfi hukuk" ile birlikte kullanılmıştır. Şeriat’ın "insanlar arası ilişkiler bölümü” 1850’lerden itibaren “İslam hukuku” olarak yeni bir isimle sunulmaya başlanır. İslam hukukunda yer yer modern hukukla benzer argümanlar kullanılmasına rağmen aralarında bir takım temel farklar vardır. İslam'da hukuki argümantasyon olarak -insanların birbirlerinin maddi ve manevi alanlarına girmelerini yasaklayan- hak ve -üst makamın alt grup insanlara dengeli davranmasını içeren- adalet kavramları ön plana çıkarılır. Buna göre amirler emirleri altında bulunan insanların gözetimi ve onlara karşı adaletli olmakla, yönetilenler ise onlara itaatle yükümlüdürler. Adaletten sapan amire itaat edilip edilmeyeceği tartışmalıdır. Ayrıca bu anlayışta insanlar Allah'ın kulları (İbadullah) olmakta, şeriat onlara karşı adaletli davranmayı gerektirse bile eşit davranmayı gerektirmemektedir. Şeriat ile modern hukuk arasındaki farklardan belki de en önemlisi, insanların eşit ve özgür bireyler oldukları temelinde geliştirilen modern hukuktaki insan hakları kavramına karşılık, şeriat anlayışında bireysel özgürlük kavramı bulunmamasıdır. Dinî edebiyat ve söylemlerde sıkça kullanılan özgür irade kavramı günlük yaşam tarzını seçebilmesinde değil, kader karşısında insanın uhrevi sorumluluğu bağlamındaki felsefi tartışmalarda görülür. Kur'an'da 30 ayette tekrarlanan ve İslamcılığın temel motivasyonlarından birisi olan “şeriatta kötü olarak tanımlanan durumlar için güç kullanımı kişilerin ev, elbise, beden ve ibadet–inanç gibi özel alanlarına girmeyi gerektirse bile bu kişilerin (kul) hakkına tecavüz olarak değerlendirilmez.

Müstehap, "sevilen, beğenilen" anlamına gelen İslam dini terimi. Edeb ve mendub da denir. Efâl-i mükellefin'dendir.

Mübah, İslami terim. Fiil-i mükellef olup, yapılmasında veya terkinde dinî yönden hiçbir mahzuru bulunmayan, yani, mükellefin yapıp yapmamakta tamamen serbest olduğu işlerdir. Oturmak, yemek, içmek, uyumak gibi... Mübah olan bunun gibi işlerin ne yapılmasında sevap vardır, ne de terkinde günah vardır.

<span class="mw-page-title-main">Ruhullah Humeyni</span> İran İslam Cumhuriyetinin ilk dinî lideri

Ruhullah Humeyni, İranlı siyasetçi ve Şii din adamı. Ayetullah Humeyni olarak da anılır. İran İslam Devrimi'nin siyasi ve ruhani lideriydi. Muhammed Rıza Pehlevi rejimine son verip İslam Cumhuriyeti'ni kurdu ve devrimden sonraki tüm dinî ve siyasi yetkileri elinde tuttu.

<span class="mw-page-title-main">Tanrıça</span> kadın tanrı

Tanrıça, dişi ya da dişil ilah anlamlarına gelebilir. Soyut bir ilahi varlıktır. Birçok kültürde tanrıçalardan bahsedilir. Bazen tek başına, ama çoğunlukla bir panteonun üyesi olarak tanrıça inanışı özellikle paganizmde yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Tiyatro</span> sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilenmesi amacıyla hazırlanmış gösteriler

Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilemesi amacıyla hazırlanmış gösterilerdir. Farklı bir şekilde duyguların ve olayların hareket (jest) ve konuşmalarla anlatılmasıdır. Genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır. Tiyatro eseri, olayları oluş yoluyla gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir. Yaygın bir deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak Shakespeare'in sözüyle de ifade edilir.

<span class="mw-page-title-main">Pisagorculuk</span>

Pisagorculuk, Pisagor ve takipçileri tarafından Sicilya'da uygulamaya koyulmuş ezoterik ve metafizik inançlar içeren felsefi bir öğretidir. İlk Pisagorcuların benzeri görüşlerini benimseyen daha sonraki oluşumlar Yeni Pisagorculuk terimi altında ele alınır.

<span class="mw-page-title-main">Akîka kurbanı</span>

Akîka kurbanı, İslam'a göre, yeni doğan çocuk için kesilmesi müstehab olan kurbandır.

<span class="mw-page-title-main">Doğu felsefesi</span>

Doğu felsefesi denildiğinde genel olarak Hindistan ve Çin'de başlayan felsefe geleneği kastedilmektedir. Ancak buna Afrika felsefesi, Japon felsefesi, İslam felsefesi, İran felsefesi gibi gelenekleri de eklemek gerekir. Oryantalist düşünceyle Batı felsefesi, kendi tarihini Antik Yunan felsefesi dönemiyle birlikte başlatmakta, rasyonel ve sistematik düşünce geleneğini kendisine ait kılarak kendisini bu eksende tanımlamaktadır. Bu anlamda doğu felsefesi, batı felsefe tarihinin dışında kalan felsefe geleneklerini adlandırmaktadır. Doğu düşüncesi bu anlamda felsefe-dışı olarak görülmektedir. Doğu felsefesi mitolojik ve mistik ya da gizemci ve simgesel yanları olan bir felsefe geleneği olarak değerlendirilir. Bu etki ve köken söz konusu olmakla birlikte, doğu felsefesinin felsefe-dışı sayılması ancak felsefenin belirli bir şekilde anlaşılması ve kategorize edilmesiyle olanaklı olmaktadır. Bu anlayış ve kategorizasyon ise Batı düşüncesinin kendini tanımlamasıyla bağlantılıdır. Oysa Doğu ve Batı felsefeleri olarak adlandırılan felsefe gelenekleri, farklılıklarıyla birlikte, karşılıklı etkileşim ve süreklilik halinde gelişim göstermiş felsefelerdir. "Doğu" bu anlamda, hem daha Batı felsefesi mevcut değilken felsefi içerimli zengin bir düşünce tarihine sahiptir, hem de örneğin Orta Çağ döneminde Batı felsefesi denilen felsefenin taşınması ve geliştirilmesi doğu sayesinde gerçekleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Malezya'da İslam</span>

Malezya'da İslam, Malezya nüfusunun yüzde 61,3'ünü oluşturmaktadır. Malezya'da en kalabalık etnik kitle ülke nüfusunun yüzde 50'sinden fazlasını oluşturan Malaylardır. Malaylar Müslüman olarak tanımlanmakta ve gruba kamu görevleri, iş dünyası ve eğitim alanında birçok ayrıcalık tanınmaktadır. Malaylar din değiştirmeleri halinde bu ayrıcalıklarını kaybetmektedirler. İkinci en büyük etnik grup ise yüzde 35'lik nüfus yoğunluğuna sahip olan Çinlilerdir. Çinlilerin tamamına yakınını Budistler oluşturmaktadır. İçlerinde Müslüman olanları da vardır. Malezya'da yüzde 5 oranında ise Cavalılar, Minangkabululular, Samalar, Melunlar ve Güney Asyalılar yaşar. Bunların büyük bir bölümü İslam dinine mensuptur.

Pidyon haben, ilk doğan erkek çocuğu Kudüs Tapınağı'ndaki görevlerinden azat etmek için çocuğu bir Kohen'den "kurtarmak" adına yapılan bir ayindir. Bugün Kudüs Tapınağı olmamasına rağmen bu ayin Tutucu ve Ortodoks Yahudiler tarafından hala icra edilir.

<span class="mw-page-title-main">Ürdün mutfağı</span>

Ürdün mutfağı, komşu ülkeler Suriye ile Lübnan'ın mutfaklarından pek farklı değildir. Ürdün nüfusunun çoğunluğu Müslümandır, bu nedenle kullanılan malzemeler İslam kurallarına göre ayarlanır. Ürdün'ün ulusal yemeği mansaf, ancak çoğu zaman musahan ya da maklube gibi yemekler de yenilir.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe</span> soyut, genel ve temel birtakım probleme ilişkin yapılan sistematik çalışma

Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.

<span class="mw-page-title-main">Kalaşlar</span>

Kalaşlar, Afganistan'ın eski adıyla Kafiristan bölgesi ve Hindukuş Dağları'nda bulunan Pakistan'ın Hayber-Pahtunhva eyaletinin denizden 3000 m.yüksek bölgelerinde yaşayan eşsiz ve benzersiz olarak nitelendirilen kendilerine özgü inançları ve yaşam tarzları olan Hint-Aryan kökenli yerli bir halk.

İslam ve çocuklar konusu, İslam'daki çocukların haklarını, çocukların ebeveynlerine karşı görevlerini ve ebeveynlerin hem biyolojik hem de evlatlık çocukları üzerindeki haklarını içerir. Ayrıca farklı düşünce okullarına ilişkin haklar konusundaki görüş ayrılıklarından bazıları da tartışılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yaşam felsefesi</span>

Yaşam felsefesi, yaşamın anlamı ya da yaşamın nasıl yaşanması gerektiğine ilişkin herhangi bir genel tutum ya da felsefi görüştür.

Orta Doğu felsefesi, Bereketli Hilal, İran ve Arap yarımadası gibi Orta Doğu'daki coğrafyalarda yapılan felsefedir. Antik Mısır felsefesi, Babil felsefesi, İran felsefesi, Yahudi felsefesi ve İslam felsefesi gibi felsefi gelenekleri içinde barındırır.