İçeriğe atla

Mevâlî

Mevâli, İslam tarihinde cahiliye devrinde toplumdaki kişilerden birinin ya da çoğunluğunun isteğiyle kabileye katılan insanlara/kölelere verilen ad. Emevi ırkçı politikası olarak da bilinir. Mevâlî adı, İlk halifeler döneminde (632-661) Arap olmayan Müslümanların siyasi ve sosyal anlamda Kureyşliler'in hakimiyetindeki köleleri simgelemiştir. Mevâlî anlayışı Şiiliğin ilk yıllarındaki ayaklanmalarda etkili olmuştur. Emeviler döneminde ise etkileri artmıştır ve kapsamı genişlemiştir. Şuabiye hareketi ise Mevâlî ırkçı anlayışına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Abbasiler döneminde ise bu ırkçı yaklaşım zayıflamıştır.[1] Mevâlî, yarı köle, azadlı, Arap olmayan Müslümanlar olarak tanımlandı ve Müslüman olmalarına rağmen Arap bir bir patrona vergi ödemek zorundaydılar.[2]

Emeviler'de Mevâli anlayışı

Emeviler'den önceki Dört Halife döneminde halifeler istişare ve şura toplantıları ile başa gelirken Emeviler'de bu durum saltana dönüşmüş Abbâsîler'de ise devam etmiştir. Müslümanların Emeviler'den önceki fetih hareketleri dinsel sebeplere dayanmaktadır, Emeviler döneminde ise fetih hareketlerinin amaçları daha da farklılaştı. Emeviler, siyasi ve ekonomik güç elde etme için de fetih hareketlerine girmişler ve çeşitli bölgeleri hakimiyet altına almışlarıdır. Bir süre sonra ise ele geçirilen bölgelerdeki esirlere/kölelere Mevâlî demeye başlamışlardır. İlerleyen yıllarda ise Mevâlî anlayışı daha da genelleştirilerek özgür veya köle olma şartı aranmadan Müslüman olup fakat Arap olmayan herkes için verilmiş bir isim haline geldi. Bu anlayış doğrultusunda Arap milliyetçiliğinin temelleri de atılmış oldu. Başlangıçta sayıları az olan Mevâlî sınıfı İslamiyet'in yayılması ile Emeviler döneminde 20 bin kişiye ulaştı. Emeviler dönemindeki bu ırkçı yaklaşım, İslam dinine dayanmamakla beraber ilerleyen dönemlerde çıkan isyanlara da birer sebep haline geldi.[3]

Kaynakça

  1. ^ Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, 1986, 16. cilt s.8082
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 16 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2022. 
  3. ^ Emeviler döneminde sosyal tabakalar 18 Eylül 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Ali Aksu, Erişim tarihi: 01 Temmuz 2016

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Emevîler</span> İslam tarihinin ikinci hâlifeliği (661–750)

Emevîler ya da Emevîler Hilâfeti, Dört Halife Dönemi'nden (632-661) sonra kurulan Müslüman Arap devleti. Ali bin Ebu Talib'in 661'de öldürülmesinden sonra başa geçen Emevîler, 750'de Abbâsîler tarafından yıkılıncaya kadar hüküm sürdüler. Başkenti Şam olan devlet, en geniş sınırlarına Halife Hişâm bin Abdülmelik döneminde sahip oldu. Devletin sınırları Kuzey Afrika, Endülüs, Güney Galya, Mâverâünnehir ve Sind'in fethedilmesiyle doğuda Afganistan'a batıda ise Güney Fransa'ya kadar ulaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kölelik</span> bir insanın başka birinin malı ve mülkü olması

Kölelik, bir insanın başka birinin malı ve mülkü olması. Başka bir kişinin malı ve mülkü olan kişiye köle, memlûk veya kul; köle sahibine ise efendi veya mevla denir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelik</span> Osmanlı ekonomisinde ve toplumunda insan köleliği

Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelik, Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisinin ve geleneksel toplumunun yasal ve önemli bir parçasıydı. Köle edinilen ana kaynaklar Güney Avrupa, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Kafkasya'daki savaşlar, siyasi olarak organize edilmiş köleleştirme seferleri ve Afrika'dan getirilen siyahilerin satıldığı köle ticaretiydi. Büyük askeri seferlerin ardından köle satış fiyatlarının düştüğü bilinir. Osmanlı İmparatorluğu'nun idari ve siyasi merkezi olan İstanbul'da, 16. ve 17. yüzyıl nüfusunun yaklaşık beşte biri kölelerden oluşuyordu. Bu yüzyılların gümrük istatistikleri, İstanbul'un Karadeniz'den yaptığı ilave köle ithalatının 1453'ten 1700'e kadar toplam 2,5 milyon civarında olabileceğini gösteriyor.

<span class="mw-page-title-main">Endülüs</span> 711–1492 yılları arasında İber Yarımadasında Müslümanların hakimiyeti altındaki bölgeler

Endülüs, 711-1492 yılları arasında İber Yarımadası'nda Berberi milletinin de katkısı ile Arapların etkisi altında bulunan bölgelere verilen isimdir. Müslümanların İber Yarımadası'ndaki varlığı en son Moriskoların 1609 yılında İspanya'dan Müslümanlığı bırakmadıkları için göçe zorlanarak sınır dışı edilmesiyle son bulmuştur.

Cahiliye Dönemi, İslamî literatürde Arap toplumunun İslam öncesi dönemine verilen ad. Cahiliye terimi, gerek Kur'an'da gerekse hadislerde Arapların İslam'dan önceki inanç, tutum ve davranışlarını İslam döneminkinden ayırt etmek veya benimsemek için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Endülüs Emevî Devleti</span> 756–1031 yılları arasında İber Yarımadasında hüküm sürmüş Arap kökenli Müslüman devlet

Endülüs Emevîleri Devleti, Abbasilerin, Emevî hanedanına son vermesi ile 10. Emevi halifesi Hişam bin Abdülmelik'in torunu ve Muaviye bin Hişâm'in oğlu Abdurrahman'ın İspanya'ya giderek burada 756 yılında kurduğu devlettir.

<span class="mw-page-title-main">Memlûk</span> İslam dünyasında hükümdara bağlı köle kökenli asker

Memlûk, İslam dünyasında hükümdara bağlı köle kökenli asker. Memlûkler profesyonel asker olarak İslâm toplumuna girmişler ve zamanla güçlenerek iktidarı ele geçirebilecek konuma gelen oligarşik bir topluluk olmuşlardır.

<span class="mw-page-title-main">Hilâfet</span> Muhammedin ölümünden sonra oluşturulan devlet başkanlığı makamı

Hilâfet veya halifelik, Arap coğrafyasında dünyanın diğer coğrafyalarındaki krallık, hanlık, çarlık, imparatorluk ve şahlık gibi makamlara eşdeğer olarak kurulmuş bir devlet başkanlığı makamıdır. 632'de ölen İslam peygamberi Muhammed'in kurduğu İslam Devleti'nin liderliğini sürdüren hükümdarlar; "kral", "çar" veya "imparator" gibi bir unvan olan halife unvanını kullanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kufe</span> Güney Irakta Halife Ömerin emriyle Sa‘d b. Ebû Vakkas tarafından kurulan şehir

Kûfe, Irak'ın Necef ilinde (muhafaza) bir şehir.

<span class="mw-page-title-main">Arap-Türk ilişkileri</span>

Türk kavimleri ile Araplar arasındaki ilişkiler Arapların İslam öncesi döneminde İpek Yolu vasıtasıyla ticaret ile sınırlıydı.

<span class="mw-page-title-main">Türklerin İslam'a geçişi</span> Türklerin eski dini olan tengrizmi bırakıp İslama geçmesi olayıdır

Türklerin İslam'a geçişi, Türklerin İslam dininden önce mensup oldukları Tengricilik inancından vazgeçip dinlerini değiştirmeleridir. Yaklaşık 10. yüzyıla kadar Tengricilik dini Türkler arasında en yaygın din olmuştur. Türklerin İslam diniyle ilk teması Şii ve Alevilerin dördüncü İmam olarak kabul ettikleri İmam Zeynel Abidin'in Türkler tarafından Kerbela'da koruma amaçlı Horasan'a götürmeleriydi. İslamiyet öncesi Türkler ile Müslüman Arapların ilk karşılaşması 7. yüzyıl döneminde Hilafet-İmamet çekişmeleriyle gerçekleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İslam'ın yayılışı</span> 7. ve 8. yüzyıllarda yaşanmış tarihsel süreç

İslam'ın yayılışı, İslam'ın genişlemesi, İslami fetihler ya da Arap fetihleri, 7. yüzyılda İslam peygamberi Muhammed'in Müslümanlarca Asr-ı Saâdet diye adlandırılan döneminde başladı. Muhammed, Arap Yarımadası'nda, daha sonraki Râşidîn ve Emevî hilâfetleri döneminde bir yüzyıllık hızlı genişleme gören yeni bir birleşik yönetim kurdu.

Dede, Alevilikte Ehl-i Beyt soyundan geldiğine inanılan şerif ve seyyidlere, içtimai ve dinî liderlere, yani önderlere verilen addır.

Gulâm, İslam devletlerinde kölelerden oluşan, hükümdarı korumakla görevli olan askerî birliklerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nda kapıkulu askerleri olarak devam etmiştir. Gulâm, kelime itibarıyla Arapça kökenli olup, erkek çocuk anlamına gelmektedir. Büyük Selçuklu Devleti ve Anadolu Selçuklu Devleti'nde gulâmların çoğunlukla Türk olduğunu ileri süren araştırmacılar vardır. Buna karşın, İslam hukukundaki doğuştan müslüman olanların köle olarak alınamayacağına ilişkin hüküm gereği, tüm gulâmların aslen gayrimüslim oldukları da ileri sürülmektedir.

Emevî halifeleri listesi, Emevî Hanedanı'nın halifelik unvanına sahip olan hükümdarlarının yer aldığı liste. Emevî ismi Dört Halife döneminden (632-661) sonra İslam Devleti'ne egemen olan Emevî Hanedanı'nın kurucusu Muaviye'nin büyük-büyük-babası Ümeyye bin Abdişems'ten ve Mekkeli Kureyş kabilesine bağlı Ümeyye ailesinden gelmektedir. Muaviye, Ömer döneminin sürdüğü 641'de Şam valisi olarak atanmış ve Suriye'yi denetimi altına almıştı. 661'de kurduğu halifelik devletinin başkenti de Şam'dı. Emevîler, Muhammed'in ölümünden sonra kurulan dört Arap halifelik devletinin ikincisidir. Kurulmasından sonra oldukça büyüyen Emevî Devleti bir imparatorluk haline gelmiş ve arazi yüzölçümü bakımından birbirine bağlı arazilerden oluşan imparatorlukların en büyük dördüncüsü olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">II. Yezîd</span> 9. Emevi halifesi

II. Yezîd, Yezîd bin Abdülmelik, dokuzuncu Emevî halifesidir. 720 yılında kuzeni olan halife Ömer bin Abdülaziz'in ölümü ile halife olmuş ve böylece kardeşlerinin halifelik üzerindeki haklarını tekrar ortaya çıkarmıştır. Daha önceki halifelerden Abdülmelik'in halifelik yapan üçüncü oğludur. Şam'dan uzakta Hazarlara karşı sefer yapmakta iken 724 yılında ölmüştür. Ancak ölüm haberi Şam'a geç ulaştığından kardeşi Hişâm bin Abdülmelik 724 yılında Emevî halifesi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ebû Müslim Horasânî</span> Abbasi ihtilâlinin komutanı

Ebû Müslim Abdurrahman bin Müslim El-Horasanî, asıl adı Abdurrahman'dır. Ebû Müslim künyesi ile tanınmış bir Müslüman siyasetçidir. Ebu Müslim, 718 veya 719 yılında, Kürt Rewandi aşiretinin yerleşim alanlarından olup Azerbaycan tarafında kalan Mawit köyünde dünyaya gelmiştir. İbnul Esîr, Ebû Müslim'in nazik, cesur, ileri görüşlü, akıllı, tedbirli, mahir kişilikli biri olduğunu belirtmiştir. İran araştırmacılarından Hüseyin Yûsufî, Ebû Müslim'in fizîkî özelliklerini; kısa boylu, esmer tenli, uzun saçlı; mizacını ise iyiliksever, hiçbir zaman şaka yapmayan biri olarak anlatır. Ebû Müslim'e, Emevî Devleti’nin devrilmesinde ve Abbasîlerin hilafetinin başlanmasında oynadığı rol nedeniyle “Nâkilü’d-devle, Sâhibü’d-devle ve Nafizü’d-devle, ” unvanları verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mansûr</span> 2. Abbâsî hâlifesi (s. 754–775)

Mansûr ikinci Abbasi halifesidir. 754 ile 775 yılları arasında halifelik yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Arap-Bizans savaşları</span> 7. yüzyıl ile 11. yüzyıl arasında savaşlar serisi

Arap-Bizans savaşları, 7. yüzyıldan 11. yüzyıla kadar Müslüman Araplar ile Bizans İmparatorluğu arasında yapılan savaşlardır. Çatışmalar, 7. yüzyılda İslam peygamberi Muhammed'in, Raşidun ve Emevi halifelerinin ilk Müslüman fetihleri sırasında başladı ve halefleri tarafından 11. yüzyılın ortalarına kadar devam etti.

Mutemid, tam ismiyle Ebu Abbas Mutemid billah Ahmed bin Cafer Mütevekkil, 870-892 döneminde hükümdarlık yapan 15. Abbasi halifesi. Halifelik mevkiinde 22 yıl kalmakla beraber bu dönemde gerçek iktidar gücü kendi elinde bulunmamıştır.