
Fizikte ivme, hızın zamana göre türevi olarak tanımlanır. Büyüklüğü uzaklık/zaman2 olan bir vektörel niceliktir ve cismin hem hızının hem de yönünün şiddetlerindeki değişimini gösterir. İvmeölçer yardımıyla ölçülen ivmenin SI birimi metre/saniye²'dir.
Ergot veya ergot mantarı Claviceps cinsine ait bir mantar grubudur.

Allium, Alliaceae familyasına dahil olan ve soğan, sarımsak, pırasa gibi çok bilinen türleri içeren bir bitki cinsidir. İçermiş olduğu 1250 kadar tür ile dünyanın en büyük bitki cinslerinden biri olan Allium, bazı sınıflandırmalarda Liliaceae familyasına dahil edilmiştir. İçerdiği türler çok yıllık ve yumru gövdeli olup, tipik soğan ya da sarımsak koku ve tadını veren kimyasal bileşikler üretirler. Pek çoğu yenilebilir türdür.

Ranunculaceae Ranunculales takımına bağlı bir bitki familyasıdır.

Petrol rafinerisi (kısaca rafineri olarak da adlandırılır), petrol endüstrisi'nde ham petrolün arıtılarak ve çeşitli işlemlerden geçirilerek nafta, benzin, dizel yakıtı, sıvılaştırılmış petrol gazı, asfalt, kerosen, bitüm, gudron, mazut, petrol koku ve fuel oil gibi kullanışlı ürünlere dönüştürüldüğü bir endüstriyel işlem tesisidir.
Pop rock, rock müziğin daha hafif, daha yumuşak ve ticari pop müziği andıran bir türevidir. 1950'lerde rock and roll'a bir alternatif olarak doğan pop rock'ın ilk örnekleri rock and roll tarzından, ritimlerinden ve düzenlemelerinden esinlenmiş olmasına rağmen profesyonel söz yazımına ve kayıt ekipmanına daha fazla önem verir. Pop rock karşıtları bu türü genellikle rock müzik kadar özgünlük taşımayan, düz ve ticari bir ürün olarak görür.

François Jacob, Fransız biyolog. 1965 yılında Jacques Monod ve André Lwoff ile birlikte Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü kazanmıştır.

Frederick Sanger, İngiliz biyokimyager. 1958 ve 1980 yıllarında 2 kez Nobel Kimya Ödülü kazanmıştır. 1958 yılında "proteinlerin, özellikle de insülinin yapısı üzerine çalışmaları için" Nobel Kimya Ödülü kazanmıştır ve bu ödülü aynı kategoride 2 kez kazanan tek kişidir. 1980 yılında da "nükleik asitlerdeki baz dizilerinin belirlenmesiyle ilgili katkıları nedeniyle" Walter Gilbert ile birlikte bu ödülü kazanmıştır. Aynı yıl ayrıca Paul Berg, "nükleik asitlerin, özellikle de rekombinant DNA'nın biyokimyası üzerine temel çalışmaları için" ödülü kazanan diğer isim olmuştur.

Gerhard Heinrich Friedrich Otto Julius Herzberg, Alman asıllı Kanadalı fizikçi ve fiziksel kimyager. 1971 yılında Nobel Kimya Ödülü'nü; "moleküllerin elektron yapısı ve geometri bilgisi ile ilgili katkılarından dolayı, özellikle serbest radikaller alanındaki katkılarından dolayı" kazanmıştır. Herzberg'in ana çalışmaları atomik ve moleküler spektroskopi yöntemleri üzerineydi. Bu teknikleri kullanarak diatomik ve poliatomik moleküllerin yapılarının tanımlanması, başka bir şekilde araştırılması zor olan serbest radikaller ve astronomik yapılarının kimyasal analizi üzerinde çalıştı. Herzberg, 1973 yılından 1980 yılına kadar Kanada, Ottawa'daki Carleton Üniversitesi rektörü olarak görev yaptı.

Azot triklorür, trikloramin olarak da bilinen formülü NCl3 olan kimyasal bileşik. Sarı, yağımsı, keskin kokulu bir sıvıdır. En sık amonyak türevleri ve klor arasındaki kimyasal reaksiyon sonrası oluşmaktadır, yüzme havuzlarındaki oluşumu buna bir örnektir.
Moleküler evrim, nesiller boyu aktarılacak şekilde, DNA, RNA ve protein gibi hücresel moleküllerin diziliminin değiştirilmesi işlemidir ya da bununla ilgilenen bilim dalıdır. Moleküler evrimin alanı, bu değişimlerdeki kalıpları açıklamak için evrimsel biyoloji ve popülasyon genetiği ilkelerini kullanır. Moleküler evrim başlıca, nükleotid değişimlerinin oranları ve etkilerini, nötr evrimi, doğal seçilimi, yeni genlerin kökenlerini, karmaşık özelliklerin genetik yapısını, türleşmenin genetik temelini, gelişim evrimini ve evrimin genomik ve fenotipik değişikliklere neden olan etkilerini inceler.
Ergolin, yapısal iskeleti ergolin türevleri veya ergolin alkaloidleri olarak adlandırılan çeşitli alkaloidlerde bulunan kimyasal bir bileşiktir. Biri ergin olan ergolin alkaloidleri temelde ergot mantarı ile karakterizedir. Bunlardan bazıları, istemsiz kas hareketleri ve kangren ile karakterize bir form alabilen ergotizm durumuyla ilişkilendirilir. Öyle bile olsa, birçok ergolin alkaloidinin klinik olarak yararlı olduğu bulunmuştur.

Sauropsida, büyük ölçüde Reptilia sınıfına eşdeğer olan bir amniyot grubudur. Sauropsida, memelileri içeren amniyotların kladı olan Synapsida'nın kardeş taksonudur. Erken sinapsidler tarihsel olarak "memeli benzeri sürüngenler" olarak anılsa da, tüm sinapsidler, herhangi bir modern sürüngenden çok memelilerle daha yakından ilişkilidir. Sauropsidler ise memelilerden çok modern sürüngenlerle daha yakından ilişkili tüm amniyotları içerir. Buna, Linnaean taksonomisinde başlangıçta ayrı bir sınıf olarak adlandırılmasına rağmen, şu anda arkosauriyen sürüngenlerinin bir alt grubu olarak tanınan Aves (kuşlar) dahildir.

Opisthokontlar, hem hayvan hem de mantar alemlerini içeren geniş bir ökaryot grubudur. Daha önce "Fungi / Metazoa grubu" olarak adlandırılan opisthokontlar, genellikle bir sınıf olarak tanınır. Opisthokontlar, Apusomonadida ve Breviata ile birlikte daha büyük Obazoa kladını oluşturur.

Viridiplantae, yaklaşık 450.000-500.000 tür içeren ve hem karasal hem de sucul ekosistemlerde önemli roller oynayan ökaryotik canlılar grubudur. Öncelikle sucul olan yeşil algler ve içlerinden çıkan kara bitkilerinden oluşurlar. Yeşil algler, geleneksel sınıflandırmada kara bitkilerini içermez ve bu da yeşil algleri parafiletik bir grup yapar. Kara bitkilerinin yeşil alglerin içinden çıktığının anlaşılmasından bu yana, bazı yazarlar bitkileri de yeşil alglere atıyorlar. Hücre duvarlarında selüloz bulunan hücrelere ve klorofil a ve b içeren ve fikobilin içermeyen siyanobakterilerle endosimbiyozdan türetilen birincil kloroplastlara sahiptirler.
Diğerlerinin yanı sıra Aldactone markası altında satılan Spironolakton, öncelikle kalp yetmezliği, karaciğer skarlaşması veya böbrek hastalığına bağlı sıvı birikimini tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır. Ayrıca yüksek tansiyon, takviye ile düzelmeyen düşük kan potasyumu, erkek çocuklarda erken ergenlik, kadınlarda akne ve aşırı kıllanma tedavisinde, trans kadınlarda transseksüel hormon tedavisinin bir parçası olarak kullanılmaktadır. Spironolakton ağızdan alınır.
Biyosentez, substratların canlı organizmalarda daha karmaşık ürünlere dönüştürüldüğü çok aşamalı, enzim katalizli bir süreçtir. Biyosentezde basit bileşikler modifiye edilir, diğer bileşiklere dönüştürülür veya makromoleküller oluşturmak üzere birleştirilir. Bu süreç genellikle metabolik yollardan oluşur. Bu biyosentetik yollardan bazıları tek bir hücresel organel içinde yer alırken diğerleri birden fazla hücresel organel içinde yer alan enzimleri içerir. Bu biyosentetik yolların örnekleri arasında çift katlı lipit katmanının bileşenlerinin ve nükleotidlerin üretimi yer alır. Biyosentez genellikle anabolizma ile eş anlamlıdır ve bazı durumlarda birbirinin yerine kullanılır.
Herpesviridae, insanlar da dahil olmak üzere hayvanlarda enfeksiyonlara ve belirli hastalıklara neden olan geniş bir DNA virüsü familyasıdır. Bu ailenin üyeleri aynı zamanda herpes virüsleri olarak da bilinirler. Aile adı; herpes simplex 1, herpes simplex 2 ve herpes zoster (zona) alevlenmelerinde görülen, genellikle kabarcıkları içeren yayılan kutanöz lezyonlara atıfta bulunan Yunanca ἕρπειν kelimesinden türetilmiştir. 1971 yılında, Uluslararası Virüs Taksonomisi Komitesi (ICTV), Herpesvirüsü dört grup arasında 23 virüs içeren bir cins olarak tanımlamıştır. 2020 yılı itibarıyla, biri hariç tümü üç alt aileden birine dahil olan 115 türü mevcuttur. Herpes virüsleri hem gizli hem de litik enfeksiyonlara neden olabilir.
17α-propylmesterolone veya 1α-methyl-17α-propyl-5α-androstan-17β-ol-3-one olarak da bilinen Rosterolon, ilk kez 1984'te tanımlanan bir steroidal antiandrojendir. Topikal uygulama için geliştirilmiş, ancak asla pazarlanmamıştır. Akne tedavisinde bir miktar etkinlik göstermiştir ve topikal veya sistemik uygulamada sistemik etkilerden yoksundur. Rosterolon, bir androjen ve anabolik steroid olan mesterolonun bir türevidir.
Androjen antagonistleri veya testosteron blokerleri olarak da bilinen antiandrojenler, testosteron ve dihidrotestosteron (DHT) gibi androjenlerin vücuttaki biyolojik etkilerine aracılık etmesini engelleyen bir ilaç sınıfıdır. Androjen reseptörünü (AR) bloke ederek ve/veya androjen üretimini inhibe ederek veya baskılayarak etki ederler. AR agonistlerinin fonksiyonel karşıtları olarak düşünülebilirler; örneğin testosteron, DHT ve nandrolon gibi androjenler ve anabolik steroidler (AAS) ve enobosarm gibi seçici androjen reseptör modülatörleri (SARM'ler). Antiandrojenler, üç tip seks hormonu antagonistinden biridir; diğerleri antiöstrojenler ve antiprogestojenlerdir.