Basınç, bir yüzey üzerine etkide bulunan dik kuvvetin, birim alana düşen miktarı. Katı, sıvı ve gazlar ağırlıkları nedeniyle bulundukları yüzeye bir kuvvet uygularlar. Kuvvetin kaynağı ne olursa olsun birim yüzeye dik olarak etki eden kuvvete basınç (P), bütün yüzeye dik olarak etki eden kuvvete de basınç kuvveti (F) denir.
Ayna ya da gözgü, ışığın %100'e yakın bir kısmını yansıtan düzgün olarak cilalı yüzeydir.
Dinamik, cisimlerin, çeşitli kuvvetler altında, hareketlerindeki değişiklikleri inceleyen bilim dalıdır. Başka bir ifadeyle: Dinamik, harekete sebep olan ve hareketi değiştiren unsurları inceler.
Atalet momenti veya eylemsizlik momenti, dönmekte olan bir cismin, dönme hareketine karşı durmasına eylemsizlik momenti denir. Eylemsizlik momenti, toplam dönme hareket gücüne karşı direnç oluşturur ve bu yüzden cisim, tam verimde dönemez.
Yansıtabilirlik ya da Albedo, yüzeylerin yansıtma gücü; veya bir yüzeyin üzerine düşen elektromanyetik enerjiyi yansıtma kapasitesi. Genel olarak güneş ışığını yansıtma kapasitesi için kullanılır. Albedo, cismin yüzey dokusuna, rengine ve alanına bağlı olarak değişir. Elektromanyetik tayfın tümünde veya belirli bir bölümünde hesaplanabilir.
Potansiyel enerji, cisimlerin bir alanda bulundukları fiziksel durumlardan ötürü depoladığı kabul edilen enerjidir. Örneğin yükseğe kaldırılan bir cisim, barajlarda biriken su, sıkıştırılan veya gerilen yay potansiyel enerji depolar. Potansiyel enerji mevcut alandaki konuma veya cisimdeki değişikliğe bağlıdır. EP ya da U ile gösterilir. Birimi diğer enerjiler gibi Joule'dür. (J)
Deplasman veya maimehreç, yüzen bir cismin taşırdığı suyun miktarıdır. Cismin suyun altında kalan kısmının hacmi ile suyun özkütlesinin çarpımına eşittir.
F = mcisim x g
Fkaldırma = Vbatan x dsıvı x g (Sıvının kaldırma kuvveti cismi kaldırdığına göre kaldırma kuvveti ile cismin ağırlığı birbirine eşittir.)
mcisim x g = Vbatan x dsıvı x g (Gerekli sadeleştirmeler yapıldığında;)
Vbatan x dsıvı = mcisim
Fotosfer, astronomik bir cismin 500 nanometrelik bir foton için görsel derinliğin ⅔ olduğu bölgedir. Başka bir ifadeyle fotosfer, bir nesnenin olağan ışığa karşı saydamlığını kaybettiği bölgedir. Yıldızların katı yüzeye sahip olmadıklarına inanıldığından fotosfer, genelde Güneş'in veya diğer yıldızların görsel yüzeyini belirtmek için kullanılır.
Sürtünme kuvveti, temas halinde olan iki cismin veya yüzeyin birbiri üzerinden kaymasını engelleyen kuvvete verilen isimdir. Cismi harekete geçirebilir ya da cismin hareketine karşı koyabilir. Sanılanın aksine sürtünme kuvveti her zaman cismin hareketine ters yönde değildir. Bu kuvvetin ortaya çıkması için hareket gerekmez ancak hareketin olduğu durumlardaki (kinetik) sürtünme kuvveti, hareketin olmadığı durumdan (statik) farklıdır.
Yansıma, homojen bir ortam içerisinde dalgaların yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön ve doğrultu değiştirip geldiği ortama geri dönmesi olayına denir. Yansımanın genel örnekleri ışık, ses ve su dalgalarıdır. Düzlem aynalarda yansıma, saydam ortamda hareket eden ışığın herhangi bir yüzeye çarpıp geri dönmesi olayıdır. Yansıma olayında ışığın hızı, frekansı, rengi yani hiçbir özelliği değişmez. Sadece hareket yönü değişir.
Fizikte, kurtulma hızı kütleçekim alanındaki herhangi bir cismin kinetik enerjisinin söz konusu alana bağıl potansiyel enerjisine eşit olduğu andaki hızıdır. Genellikle üç boyutlu bir uzayda bulunan cismin kendisini etkileyen kütleçekim alanından kurtulabilmesi için ulaşması gereken sürati ifade eder.
Akışkan statiği ya da hidrostatik, hareketsiz akışkanlar üzerinde çalışmalar yapan akışkan mekaniğinin dalı. Hangi akışkanların durağan dengede hareketsiz kaldığıyla ilgili yapılan çalışmaları kabul eder ve akışkan dinamiğiyle karşılaştırıldığında hareket halindeki akışkanları inceler.
Su çekimi ya da draft geminin tabanı ile su seviyesi arasında kalan mesafedir. Diğer bir tanımla deniz aracının su altında kalan veya batma mesafesidir. Gemilerin boyutları verilirken d veya T harfi ile sembolize edilir.
Volkanizma, erimiş kayalardan oluşan magmanın sırf gazdan oluşmayan bir gök cisminin yüzeyine magma ve gazın yüzeydeki çatlak ya da yanardağ ağzından yüzeye çıkması fenomenindir. Gök cisminin kabuğu veya mantosu magmadan kaynaklanan veya onu oluşturarak yüzeye çıkana kadar olan bütünü kapsar.
Kruvaziyer gemi, üzerinde birçok konaklama, yemek, eğlence seçenekleri bulunan; yüksek hizmet standartlarına sahip; programlanmış belirli rotalarda turistik amaçlı olarak çalışan yolcu gemileridir. Uluslararası Kruvaziyer Hatları Birliği'nin tanımı ile; derin sularda en az iki gün kalabilecek, en az 100 yolcu kapasiteli olmaları gerekmektedir.
Yükseklik cisimlerin referans alınan tabanından cismin tabana dik en uzak noktasıdır. Aynı zamanda yükseklik göreceli bir terimdir çünkü iki ve üç boyutlu cisimlerde değişebilmektedir. Bir örnek verecek olursak Bir kare piramidin yüksekliği tabanının(kare) merkezinden piramitin tepe noktasına çıkan bir doğru parçasıdır. Ancak yan yüzlerinin birindeki(üçgen) tabanından-ki bu taban iki boyutlu değildir bir boyutludur- tepesine bir dikme de yan yüz yüksekliği olarak tanımlanır.
Sürekli ortamlar mekaniği, ayrı parçacıklar yerine tam bir kütle olarak modellenen maddelerin mekanik davranışları ve kinematiğin analizi ile ilgilenen mekaniğin bir dalıdır. Fransız matematikçi Augustin-Louis Cauchy, 19. yüzyılda bu modelleri formüle dökmüştür, fakat bu alandaki araştırmalar günümüzde devam etmektedir.
Gövde, bir gemi veya teknenin alt bölümünü oluşturan su geçirmez kısımdır. Gövde yapısı gemi tipine göre değişmektedir.
Göksel navigasyon, açık denizlerde ve okyanuslarda gök cisimlerinin konumlarına bakarak deniz araçlarının konumunu saptamak ve böylece rotasını belirlemek için uygulanır.
Su hattı, bir geminin gövdesinin, suyun yüzeyiyle buluştuğu çizgidir. Spesifik olarak, aynı zamanda uluslararası yük hattı ve Plimsoll hattı olarak da bilinen, geminin su çekimini ve belirli su türleri ile sıcaklıklar için kaldırma kuvvetini özellikle ortaya çıkabilecek dalgalara karşı güvenli bir şekilde korumak için yüklenebileceği yasal sınırı belirten özel bir işaretin adıdır. Değişen su sıcaklıkları bir geminin su çekimini etkileyecektir, çünkü ılık su soğuk sudan daha az yoğundur ve daha az kaldırma kuvveti sağlar. Aynı şekilde tatlı su, tuzlu su veya deniz suyundan daha az yoğundur ve kaldırma kuvveti üzerinde aynı azaltıcı etkiye sahiptir.