Mühendislik, köprüler, tüneller, yollar, araçlar ve binalar dahil olmak üzere makineler, yapılar ve diğer öğeleri tasarlamak ve inşa etmek için bilimsel ilkelerin kullanılmasıdır. Mühendislik disiplini, her biri uygulamalı matematik, uygulamalı bilim ve uygulama türlerinin belirli alanlarına özel vurgu yapan, geniş bir yelpazede uzmanlaşmış mühendislik alanları’nı kapsar.
İnşaat mühendisliği, malzeme ve tekniği en iyi şekilde bir araya getiren, yapıların plan, proje, yapım ve denetlenmesiyle uğraşan temel mühendislik dalıdır. İnşaat mühendisleri her türlü bina, baraj, havaalanı, köprü, yol, su kemerleri, liman, kanalizasyon, su şebekesi, tünel, konvansiyonel ve yüksek hızlı demiryolu projeleri, metro vb. hizmet ve endüstri yapılarının planlanması, projelendirilmesi, yapımı ve denetimi konuları ile ilgili eğitim ve araştırma yapar. Mühendisliğin anası olarak da kabul edilen inşaat mühendisliği askerî mühendislikten sonra gelen en eski temel mühendislik dalıdır ve İngilizce kelime anlamı civil engineering ilk olarak 18.yy. da askerî olmayan mühendislik çalışmalarını askerî mühendislikten ayırabilmek için kullanılmıştır. İnşaat mühendisliği kurucu mühendislik alanlarının başında gelir. İnşaat mühendisliği geniş bir alanı kapsadığından çeşitli dallarda uzmanlaşma gereği duyulmaktadır. Bu alanların başlıcaları, çevre mühendisliği, geoteknik, belediye ya da kentsel mühendislik, kıyı mühendisliği, ölçme bilgisi, yapı mühendisliği, temel mühendisliği, su mühendisliği, malzeme bilimi, ulaştırma mühendisliği vb. konulardır.
Metalurji ve malzeme mühendisliği günümüzde kimya, makine, inşaat, uzay-uçak, elektrik-elektronik, çevre ve tıp alanlarına yayılmış çok disiplinli bir bilim ve teknoloji dalı olarak gelişmesini sürdürmekte ve verimlilik, enerji ve hammadde üçlüsü ile uyum içinde olan üretim süreçlerinin sektöre kazandırılmasında önemli rol oynamaktadır. Son yıllarda metalurji ve malzeme mühendisliğindeki gelişmeler, genel olarak metalurjik proseslerin optimizasyonu, sayısal simülasyon ve modelleme üzerine yoğunlaşırken, çevresel metalurji uygulamalarında da, çevre kirliliğine yol açmayacak nitelikte atılabilir atık üretmek,, demetalize edilmiş çözeltiyi kullanılabilir su halinde sisteme geri döndürme şeklinde atık su demetalizasyonu, ikincil kaynakların yeniden değerlendirilmesine yönelik reaktör ve proseslerin tasarımı gibi konular öne çıkmaktadır.
Demir, simgesi Fe ve atom numarası 26 olan kimyasal bir elementtir.
Korozyon, metal veya metal alaşımlarının oksitlenme veya diğer kimyasal etkilerle aşınma durumu. Demirin paslanması, alüminyumun oksitlenmesi korozyona örnek olarak verilebilir. Türkçeye yabancı dillerden giren korozyon sözcüğü; yenme, kemirilme gibi anlamlarla alakalıdır. Aşınma, çürüme, paslanma, bozulma ve yenim gibi sözcüklerle karşılanabilir.
RWTH Aachen veya uzun adıyla Rheinisch Westfalische Technische Hochschule Aachen, Almanya'da bir teknik üniversitedir. 42.000'den fazla sayıda ögrencisiyle Almanya'nın en büyük teknik üniversitesidir.
Çinko, sembolü Zn, atom numarası 30 olan kimyasal bir elementtir. Oda sıcaklığında hafif kırılgan bir metaldir ve oksidasyon giderildiğinde parlak gri bir görünüme kavuşur. Periyodik tablonun 12. (IIB) grubunun ilk elementidir. Bazı açılardan çinko kimyasal olarak magnezyuma benzer: her iki element de yalnızca bir normal oksidasyon durumu (+2) gösterir ve Zn2+ ve Mg2+ iyonları benzer boyuttadır. Çinko, Dünya kabuğundaki en bol bulunan 24. element olup beş kararlı izotopu vardır. En yaygın çinko cevheri, bir çinko sülfür minerali olan sfalerittir.
Kompozit malzeme, önemli ölçüde farklı fiziksel veya kimyasal özelliklere sahip iki veya daha fazla bileşen malzemeden yapılan ve birleştirildiğinde öncekinden farklı özelliklere sahip olan bir malzeme üreten bir malzeme.
Çelik, demir elementi ile genellikle %0,02 ila %2,1 oranlarında değişen karbon miktarının bileşiminden meydana gelen bir alaşımdır. Çelik alaşımındaki karbon miktarları çeliğin sınıflandırılmasında etkin rol oynar. Karbon genel olarak demir'in alaşımlayıcı maddesi olsa da demir elementini alaşımlamada magnezyum, krom, vanadyum ve tungsten gibi farklı elementler de kullanılabilir. Karbon ve diğer elementler demir atomundaki kristal kafeslerin kayarak birbirini geçmesini engelleyerek sertleşme aracı rolü üstlenirler. Alaşımlayıcı elementlerin, çelik içerisindeki, değişen miktarları ve mevcut bulundukları formlar oluşan çelikte sertlik, süneklilik ve gerilme noktası gibi özellikleri kontrol eder. Karbon miktarı yüksek olan çelikler demirden daha sert ve güçlü olmasına rağmen daha az sünektirler.
Malzeme bilimi, malzemelerin yapı ve özelliklerini inceleyen, yeni malzemelerin üretilmesini veya sentezlenmesini de içine alan disiplinlerarası bir bilim dalıdır.
Yüksek fırın, metal cevherlerini işlemekte kullanılan dikey izabe fırını.
Alaşım, bir metal elementin en az bir başka element ile birleşmesiyle oluşan homojen karışımıdır. Elde edilen malzeme yine metal karakterli malzeme olur. Alaşımlar karışıma giren metallerin özelliklerinden farklı özellikler gösterirler. En bilinen alaşımlara; tunç (bakır-kalay), pirinç (bakır-çinko), lehim (kalay-kurşun) ve cıva alaşımları olan amalgamlar örnek verilebilir. Alaşımlar, uygulamaların gerektirdiği fiziksel özelliklere sahip malzemeler üretilmesinde yaygın olarak kullanılır.
Nif Dağı, İzmir Körfezi'nin doğusunda Vişneli Köyü'nde yer alan, İzmir'in Kemalpaşa ilçesine hakim ve Bozdağlar dağ silsilesinin en batıya uzanan ucunu oluşturan 1.510 m yüksekliğindeki tektonik dağ.
Malzeme, kullanılabilir cisimler yapmak amacı ile doğal veya yapay olarak kullanılan her türlü maddelere "malzeme" denir.
Pirometalurji ekstraktif metalurji dallarından biridir. Temel amacı; kıymetli metalleri kazanmak için, cevhere bir dizi ısıl işlem uygulamak ve malzemenin bu işlemler sonucu fiziksel ve kimyasal olarak değişime uğramasını sağlamaktır. Bu şekilde kıymetli metallerin kazanılması hedeflenir.
Ekstraktif (özütleme) metalurji, cevherden metalin özünü çıkararak, arındırır ve metal kazanımı sağlar. Yer kabuğunda bulunan birçok metal doğada oksit ve sülfür bileşikleri halinde bulunmaktadır. Bu mineral bileşikleri istenen metali elde etmek için indirgenmelidir ve metal elde edilmesi için çeşitli kazanım yöntemleri ekstraktif metalürjinin temel konusunu oluşturur. Bu bileşiklerin indirgenmesinde ya elektrolitik ya da kimyasal işlemler kullanılır. Bazı metaller içinse her iki işlem de kullanılır. Elektrolitik indirgeme basit olarak çözünmüş veya ergimiş metal oksit üzerinden akım geçirilerek nötr metal oluşturulmasıdır.
Seramik mühendisliği inorganik, metalik olmayan malzemelerden nesneleri oluşturma bilim ve teknolojisidir. Bu, ya ısıl hareketle ya da yüksek saflıktaki kimyasal çözeltilerinden çökelme reaksiyonları kullanılarak düşük sıcaklıklarda sağlanır. Bu tanım, hammaddelerin saflaştırılması, söz konusu kimyasal bileşiklerin üretimi, ürüne dönüştürülmesi, yapı kompozisyon ve özelliklerinin incelenmesi çalışmalarını içerir.
Safsızlık, belirli miktarda sıvı, gaz veya katı kimyasal içinde o kimyasalın genel içeriğinden farklı yabancı kimyasallar bulunmasıdır.
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin metalurjik üretimi, büyük alunit yatakları, polimetalik cevherler, demir cevheri yataklarının olması nedeniyle gerçekleşmektedir. Azerbaycan'ın metalurji endüstrisi hem demirli hem de demir dışı branşları kapsamaktadır.
Isıl bozunma, bir malzemenin yüksek sıcaklıklara maruz kaldığında kimyasal ve fiziksel değişikliklere uğramasıdır. Bu, malzemenin yapısının, özellikle moleküler seviyede, sıcaklığın etkisiyle bozulduğu bir süreçtir. Isıl bozunma, farklı malzemeler ve uygulamalar için farklı sonuçlara yol açabilir. Isıl bozunmanın temel özellikleri ve önemli noktaları:
- Sıcaklık: Isıl bozunma, malzemenin belirli bir sıcaklık eşiğine ulaştığında gerçekleşir. Bu sıcaklık malzemenin türüne ve özelliklerine bağlı olarak değişebilir. Örneğin, bazı organik bileşenler düşük sıcaklıklarda bozunabilirken, metaller daha yüksek sıcaklıklarda bozunma eğilimindedir.
- Kimyasal Değişimler: Isıl bozunma sırasında malzeme kimyasal olarak değişebilir. Moleküler bağlar kırılabilir veya yeniden düzenlenebilir. Bu nedenle, yeni bileşikler oluşabilir veya mevcut bileşenler ayrışabilir.
- Fiziksel Değişiklikler: Isıl bozunma, malzemenin fiziksel özelliklerini de etkileyebilir. Örneğin, malzeme eriyebilir, buharlaşabilir veya hacmi değişebilir.
- Endotermik ve Egzotermik Reaksiyonlar: Isıl bozunma reaksiyonları endotermik veya eksotermik olabilir. Endotermik reaksiyonlar, ısı emer ve çevre sıcaklığını düşürürken, eksotermik reaksiyonlar ısı yayar ve çevre sıcaklığını artırır.
- Uygulamalar: Isıl bozunma, birçok endüstriyel ve bilimsel uygulamada önemlidir. Örneğin, enerji üretimi, metalurji, kimya, gıda işleme, malzeme bilimi ve ilaç üretimi gibi alanlarda ısıl bozunma reaksiyonları kullanılır.
- Kontrol Edilmesi: Isıl bozunma reaksiyonları sıklıkla belirli sıcaklık aralıklarında ve belirli atmosfer koşullarında gerçekleştirilir. Bu, istenen sonuçların elde edilmesini sağlar.
- Karakterizasyon: Isıl bozunma reaksiyonları, malzemenin bileşimi ve özellikleri üzerinde etkiler yarattığı için bu reaksiyonların karakterizasyonu önemlidir. Analitik teknikler, bu reaksiyonların izlenmesi ve anlaşılmasında kullanılır.