İçeriğe atla

Metal zehirlenmesi

Metal zehirlenmesi veya metal toksisitesi; belirli metallerin belirli biçim ve dozlarda yaşam üzerindeki zehirleyici etkisidir. Birtakım metaller, zehirli çözünür bileşikler oluşturduklarında zehirlidir. Birtakım metallerin biyolojik bir rolü yoktur, başka bir deyişle yaşam için zorunlu (esansiyel) minerallerden değildir veya belirli bir türevdeyken zehirlidir.[1] Söz konusu metalin kurşun olması durumunda, kurşunun ölçülebilir herhangi bir miktarının sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabilir.[2] Metal zehirlenmesinin genellikle ağır metaller ile anlamdaş olduğu düşünülür, ancak berilyum ve lityum gibi daha hafif metaller de belirli durumlarda zehirli olabilir. Bütün ağır metaller özellikle zehirli değildir ve demir gibi bazı metaller canlıda çok önemli bir yer tutar. Metal zehirlenmesinin tanımı, anormal derecede yüksek dozlarda zehirli etki gösteren eser elementleri de kapsayabilir. Metal zehirlenmesinin tedavisi için şelasyon tedavisi bir seçenek olabilir; bu yöntem, metalleri vücuttan uzaklaştırmak için şelasyon ajanlarının uygulanmasını içine alan bir tekniktir.

Zehirli metaller bazen vücuttaki temel bir elementin hareketini taklit ederek metabolik sürece müdahale ederek hastalıklara neden olur. Pek çok metal, özellikle ağır metaller toksiktir, ancak bazı ağır metaller yaşam için gereklidir ve bizmut gibi bazılarının düşük bir zehirleyiciliği (toksisitesi) vardır. Çoğu zaman zehirli metallerin tanımı en azından talyum, kadmiyum, manganez, kurşun, cıva ve radyoaktif metalleri kapsamaktadır.[3] Yarı metaller (arsenik, polonyum) bu tanıma eklenebilir. Radyoaktif metallerin hem radyolojik toksisitesi hem de kimyasal toksisitesi vardır. Vücut için anormal oksidasyon durumundaki metaller de toksik hale gelebilir: Krom (III) esansiyel bir eser elementtir, ancak krom (VI) bir kanserojendir.

Toksisite, çözünürlüğün bir fonksiyonudur. Çözünmeyen bileşiklerin yanı sıra metalik türevler de genellikle ihmal edilebilir bir toksisite sergiler. Herhangi bir metalin toksisitesi, ligandlarına bağlıdır. Bazı durumlarda, metil cıva ve tetraetilkurşun gibi organometalik türevler aşırı derecede toksik olabilir. Diğer durumlarda, organometalik türevler, kobaltosenyum katyonu gibi daha az toksiktir.

Zehirli metallerden arınma, organik toksinlerdekinden farklıdır: Zehirli metaller, element oldukları için yok edilemez. Toksik metaller, muhtemelen şelatlama ajanlarının yardımıyla veya biyosağaltım yoluyla çözünmez hale getirilebilir veya toplanabilir. Başka bir seçenek olarak, deniz gibi yeterince büyük bir rezervuar aracılığıyla seyreltilebilir, çünkü ani toksisite, miktardan çok konsantrasyonun bir fonksiyonudur.

Toksik metaller vücutta ve besin zincirinde biyobirikim yoluyla birikebilir.[] Bu nedenle toksik metallerin ortak bir özelliği, toksisitelerinin kronik doğasıdır. Bu durum, kurşun veya cıva zehirlenmesinde benzer sağlık etkileri bulunmasına karşın, kalsiyumu insan kemiğinin bünyesine katılma noktasına değin taklit eden radyum gibi radyoaktif ağır metallerde özellikle dikkat çekicidir.

Zehirlenme testi

İnsanlar sürekli olarak çevredeki metallere maruz kalırlar.[4] Tıbbi testlerde metaller sıklıkla saptanabilir, ancak bu beklenen bir durum olup tek başına ilgili bireyin zehirlendiğinin kanıtı değildir. Bir kişinin metallere aşırı maruz kaldığına inandırıcı bir neden olmadıkça metal tarama testleri kullanılmamalıdır. Kişiler, yalnızca belirli bir nedenle endişe duyuyorlarsa zehirlenme için tıbbi testlere başvurmalı ve doktorlar metalleri saptayabilmek için testler yapmadan önce hastanın geçmişini ve fiziksel muayenesini göz önünde bulundurmalıdır.

Zehirlenme tedavisi

Şelasyon tedavisi, vücuttan ağır metallerin uzaklaştırılması için şelatlama ajanlarının uygulanmasını içeren tıbbi bir prosedürdür. Şelatlama maddeleri, metal iyonları ile kararlı koordinasyon kompleksleri oluşturabilen çoklu elektron veren gruplara sahip moleküllerdir. Kompleksleşme, metal iyonlarının vücuttaki moleküller ile tepkimeye girmesini engeller ve bunların kanda çözünmesini ve idrar ile atılmasını sağlar. Yalnızca metal zehirlenmesi tanısı olan kişilerde kullanılmalıdır.[5] Bu tanı, uygun biyolojik örneklerde yapılan testlerle doğrulanmalıdır.

Şelasyon tedavisi, bünyesinde barındırdığı çeşitli risklerden dolayı çok dikkatli tıbbi gözetim altında uygulanır.[6] Tedavi, düzgün bir biçimde uygulandığında bile şelasyon ilaçlarının önemli yan etkileri olabilir.[5] Uygun olmayan biçimde uygulanan şelasyon, nörogelişimsel toksisiteye neden olabilir, kanser gelişme riskini artırabilir ve ölüme neden olabilir; şelasyon ayrıca temel metal elementleri de ortadan kaldırır ve bunların yitirilmesini önlemek için önlemler almayı gerektirir.

Belirli zehirlenme türleri

Alüminyum fosfit zehirlenmesi

Alüminyumun bilinen bir biyolojik rolü yoktur ve toksik metaller olarak sınıflandırılması tartışmalıdır.

Akut alüminyum fosfit zehirlenmesinin, Hindistan Yarımadası'nda bildirimi az olmasına karşın büyük bir sorundur. QuickPhos ve Celphos gibi çeşitli marka adları altında satılan, depolanmış tahıl taneleri için bir fümigant olarak kolayca temin edilebilen alüminyum fosfit, özellikle yeni açılmış bir kaptan tüketildiğinde oldukça toksiktir.[7][8] Ölüm; şiddetli şok, miyokardit ve çoklu organ yetmezliğinden kaynaklanır.[9] Alüminyum fosfitin 0,15 ila 0,5 gram (0,0053 ila 0,0176 oz) arasındaki dozu ölümcül dozdur.[10] Kuzey Hindistan'da intihar ölümlerinin en yaygın nedeni olduğu bildirilmiştir.[11] Alüminyum fosfidin çok yüksek olan toksisitesi, fosfin içeriğine atfedilir ve bu zehirliliğin alüminyum ile ilgisi bulunmamaktadır. Kalsiyum fosfit ve çinko fosfit de benzer zehirli maddelerdir.

Arsenik zehirlenmesi

Arsenik zehirlenmesi, vücuttaki yüksek arsenik seviyelerinin neden olduğu tıbbi bir durumdur. Arsenik zehirlenmesinin baskın temeli, doğal olarak yüksek konsantrasyonlarda arsenik içeren yer altı suyudur. 2007'de yapılan bir araştırma, 70'ten fazla ülkede 137 milyondan fazla insanın içme suyundan dolayı arsenik zehirlenmesinden muhtemelen etkilendiğini ortaya koymuştur.[12]

Berilyum zehirlenmesi

Berilyum zehirlenmesi, berilyumun temel formundaki veya çeşitli kimyasal bileşiklerdeki toksik etkisinden kaynaklanan bir hastalıktır. Berilyumun toksisitesi; maruziyet süresine, yoğunluğuna ve sıklığına (dozun özellikleri), berilyumun formuna ve maruziyet yoluna (yani soluma, deri, yutma) bağlıdır. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı'na (IARC) göre berilyum ve berilyum bileşikleri 1. kategori kanserojendir; hem hayvanlar, hem de insanlar için kanserojendir.[13]

Kadmiyum zehirlenmesi

Kadmiyum, endüstriyel işyerlerinde yaygın olarak bulunan son derece toksik bir metaldir. İzin verilen maruz kalma sınırının düşük olmasından dolayı eser miktarda kadmiyumun bulunduğu durumlarda bile aşırı maruziyet meydana gelebilir. Kadmiyum, elektro kaplamada yaygın olarak kullanılır, ancak işlemin doğası genellikle aşırı maruziyete yol açmaz. Kadmiyum ayrıca bazı endüstriyel boyalarda bulunur ve püskürtüldüğünde bir tehlike oluşturabilir. Kadmiyum boyaların kazınarak veya patlatılarak çıkarılmasını içine alan işlemler ciddi sayılabilecek bir tehlike oluşturabilir. Kadmiyum, bazı pil türlerinin üretiminde de yer almaktadır. Kadmiyum maruziyetleri genel endüstri, tersane istihdamı, inşaat endüstrisi ve tarım endüstrisi için belirli standartlarda ele alınmaktadır.[14]

Bakır toksisitesi

Bakır toksisitesi sözü ile vücuttaki fazla bakırın sonuçlarından söz edilmektedir. Bakır toksisitesi, östrojenli doğum kontrol haplarının veya diğer çevresel kaynakların bir yan etkisi olarak, kaplanmamış bakır tencere içinde pişirilmiş asitli yiyecekleri yemekten veya içme suyunda fazla bakıra maruz kalmaktan kaynaklanabilir. Ayrıca genetik bir bozukluk olan Wilson hastalığından da kaynaklanabilir.

Demir zehirlenmesi

Demir zehirlenmesi, aşırı demir alımının neden olduğu aşırı demir yüklemesi olup genellikle aşamalı olmaktan çok akut bir aşırı yüklenmeyi ifade etmektedir. Bu terim esas olarak, şekerlemelere benzeyen ve gebe kadınlar da içinde olmak üzere yaygın olarak kullanılan yüksek miktarlardaki demir takviye haplarını tüketen küçük çocuklarla ilişkilendirilmiştir (bkz. Aşırı beslenme; 2 yaşında bir çocuk için yaklaşık 3 gram ölümcüldür).[15] 250 mg'dan fazla temel demir içeren ek saklama kapları için ABD'de hedeflenen paketleme kısıtlamaları 1978'den beri var olup birim paketleme için öneriler, 1998'den beri yılda birkaç demir zehirlenmesinden ölümü neredeyse sıfıra indirmiştir.[16] Demir madenciliği ile ilişkili bilinen hiçbir demir zehirlenmesi olgusu saptanamamıştır.

Kurşun zehirlenmesi

Kurşun zehirlenmesi, insanlarda ve diğer omurgalılarda vücuttaki ağır metal olan kurşunun artan seviyelerinin neden olduğu tıbbi bir rahatsızlıktır. Kurşun, çeşitli vücut süreçlerine müdahale eder ve kalp, kemikler, bağırsaklar, böbrekler, üreme ve sinir sistemleri de içinde olmak üzere birçok organ ve doku için toksiktir. Sinir sisteminin gelişimine müdahale eder ve bu nedenle özellikle çocuklar için toksiktir ve potansiyel olarak kalıcı öğrenme ve davranış bozukluklarına neden olur. Belirtiler arasında karın sancısı, kabızlık, titreme, ruh hali değişiklikleri, kısırlık, anemi ve toksik psikoz yer alır.[17]

Lityum zehirlenmesi

Lityum; bazı ilaçlarda bulunmakta olup özellikle bipolar bozukluğu tedavi etmek için kullanılır. "Yeterli" ilaç düzeyinin, birçok doktor tarafından böbrek işlevi için toksik toleransa yakın olduğu düşünülmektedir. Bu yüzden hastalar genellikle bu amaçla izlenmektedirler.[18][19]

Manganez zehirlenmesi veya manganizm

Manganizm veya manganez zehirlenmesi, kronik manganez maruziyetinden kaynaklanan ve ilk olarak 1837'de James Couper tarafından tanımlanan toksik bir rahatsızlıktır.[20]

Cıva zehirlenmesi

Cıva zehirlenmesi; cıva veya bileşenlerine maruz kalmanın neden olduğu bir hastalıktır. Cıva (kimyasal sembolü Hg), her biri yeterince yüksek dozlarda toksik etkiler yaratabilen çeşitli türevlerde oluşabilen ağır bir metaldir. Sıfır oksidasyon halindeki Hg0, buhar veya sıvı metal olarak bulunmakta; cıvalı haldeki Hg22+, inorganik tuzlar olarak bulunmakta ve cıva halindeki Hg2+, inorganik tuzlar ve organocıva türevlerinin herhangi biri olarak bulunmakta olup bu üç grubun etkisi farklılık göstermektedir. Toksik etkilerin içerisinde beyin, böbrek ve akciğer hasarı da bulunmaktadır. Cıva zehirlenmesi, akrodini (pembe hastalık), Hunter-Russell sendromu ve Minamata hastalığı içinde olmak üzere çeşitli hastalıklara neden olabilir.

Semptomlar tipik olarak duyusal bozukluk (görme, işitme, konuşma), rahatsızlık hissi ve koordinasyon eksikliğini içerir. Gösterilen semptomların tipi ve derecesi, bireysel toksine, doza ve maruz kalma yöntemine ve süresine bağlıdır.[]

Gümüş zehirlenmesi (Arjiri)

92 yaşındaki Kafkasyalı bir erkek (sağda), uzun yıllar gümüş içeren burun damlaları kullanmıştı. Deri biyopsisinde dermiste gümüş birikintileri görülmüş ve bu da jeneralize arjiri tanısını doğrulamıştır.[21]

Arjiri veya arjiroz, gümüş elementinin kimyasal bileşiklerine veya gümüş tozuna uygunsuz şekilde maruz kalmanın neden olduğu bir rahatsızlıktır.[22] Arjirinin en dramatik belirtisi, derinin mavimsi griye dönüşmesidir. Jeneralize arjiri veya lokal arjiri türevlerinde görülebilir. Jeneralize arjiri, vücudun görünür yüzeyinin çoğunda geniş alanları etkiler. Lokal arjiri, deri lekeleri, mukoza zarının bölümleri veya konjunktiva gibi vücudun sınırlı bölgelerinde görülür.

Talyum zehirlenmesi

Talyum ve bileşikleri genellikle oldukça toksiktir.[23] Deri ile teması tehlikelidir ve bu metal eritilirken yeterli havalandırma sağlanmalıdır.[24] Pek çok talyum (I) bileşiği suda oldukça çözünürdür ve deri yoluyla kolaylıkla emilir. Bunlara maruziyet; güne 8 saatlik bir zaman ağırlıklı ortalamasıyla (haftada toplamda 40 saatlik çalışma) deride m2 başına 0,mg'yi geçmemelidir. Talyumun, insanlarda kanserojen olduğundan kuşkulanılmaktadır.

Kalay zehirlenmesi

Kalay zehirlenmesi, kalay ve bileşiklerinin toksik etkileridir. Kalay metalinden, oksitlerinden ve tuzlarından zehirlenme olguları "neredeyse bilinmemektedir"; öte yandan bazı organotin bileşikleri neredeyse siyanür kadar toksiktir.[25]

Çinko toksisitesi

Çinko, sağlıklı bir vücut için temel bir gereksinim olsa da fazla çinko zararlı olabilir ve çinko toksisitesine neden olabilir. Bu tür toksisite düzeylerinin, çinkonun 225 mg'den fazlası yutulduğunda ortaya çıktığı görülmüştür.[26] Çinkonun aşırı emilimi, bakır ve demir emilimini baskılayabilir. Çözelti içerisindeki serbest çinko iyonu bakteriler, bitkiler, omurgasızlar ve hatta omurgalı balıklar için oldukça toksiktir.[27][28][29]

Toplum ve kültür

Düşük seviyeli metal zehirlenmesinin etkilerinin, ametal olmayan kirlilik de içinde olmak üzere diğer çevresel zararlardan ayrımını yapmak güçtür.[30] Genel olarak, çevredeki ağır metallere artan maruziyet, kansere yakalanma riskini artırmaktadır.[31]

Metal toksisitesi tanısı olmadan ve kanıta dayalı tıbbın dışında, ancak belki de metal toksisitesiyle ilgili endişelerden dolayı, bazı insanlar otizm, kardiyovasküler hastalıklar, Alzheimer hastalığı veya herhangi bir nörodejenerasyonu tedavi etmek için şelasyon tedavisi aramaktadırlar.[5] Şelasyon tedavisi, bu hastalıkların sonuçlarını iyileştirmemektedir.

Kaynakça

  1. ^ "A Metals Primer". Dartmouth Toxic Metals Superfund Research Program. 30 Mayıs 2012. 30 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Aralık 2013. 
  2. ^ "Announcement: Response to the Advisory Committee on Childhood Lead Poisoning Prevention Report, Low Level Lead Exposure Harms Children: A Renewed Call for Primary Prevention". Centers for Disease Control and Prevention. 25 Mayıs 2012. 30 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ "Radium". Toxic Substances Portal. Agency for Toxic Substances and Disease Registry. 3 Mart 2011. 13 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2020. 
  4. ^ Five Things Physicians and Patients Should Question, American College of Medical Toxicology and American Academy of Clinical Toxicology, February 2013, 4 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 5 Aralık 2013 
  5. ^ a b c Five Things Physicians and Patients Should Question, American College of Medical Toxicology and American Academy of Clinical Toxicology, February 2013, 4 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 5 Aralık 2013 , which cites
  6. ^ Atwood (2008). "Why the NIH Trial to Assess Chelation Therapy (TACT) should be abandoned". Medscape Journal of Medicine. 10 (5): 115. PMC 2438277 $2. PMID 18596934. 
  7. ^ Chugh (1991). "Incidence & outcome of aluminium phosphide poisoning in a hospital study". The Indian Journal of Medical Research. 94: 232-5. PMID 1937606. 
  8. ^ Singh S, Singh D, Wig N, Jit I, Sharma BK (1996). "Aluminum phosphide ingestion—a clinico-pathologic study". J Toxicol Clin Toxicol. 34 (6): 703-6. doi:10.3109/15563659609013832. PMID 8941200. 
  9. ^ Mathai (2010). "Acute aluminium phosphide poisoning: Can we predict mortality?". Indian Journal of Anaesthesia. 54 (4): 302-7. doi:10.4103/0019-5049.68372. PMC 2943698 $2. PMID 20882171. 
  10. ^ A Wahab. "Acute aluminium phosphide poisoning: an update" (PDF). Hong Kong Journal of Emergency Medicine: 152. 31 Ocak 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  11. ^ Siwach (1995). "The profile of acute poisonings in Harayana-Rohtak Study". The Journal of the Association of Physicians of India. 43 (11): 756-9. PMID 8773034. 
  12. ^ See:
  13. ^ "IARC Monograph, Volume 58". International Agency for Research on Cancer. 1993. 31 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2008. 
  14. ^ "Safety and Health Topics | Cadmium". Osha.gov. 6 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2013. 
  15. ^ "Plants Poisonous to Livestock - Cornell University Department of Animal Science". Ansci.cornell.edu. 5 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Nisan 2012. 
  16. ^ Tenenbein (2005). "Unit-Dose Packaging of Iron Supplements and Reduction of Iron Poisoning in Young Children". Archives of Pediatrics & Adolescent Medicine. 159 (6): 557-60. doi:10.1001/archpedi.159.6.557. PMID 15939855. 
  17. ^ O’Malley (February 2018). "Lead Poisoning (Plumbism)". Merck Manual. 26 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2020. 
  18. ^ eMedicine'de Lithium Nephropathy
  19. ^ Markowitz (2000). "Lithium Nephrotoxicity: A Progressive Combined Glomerular and Tubulointerstitial Nephropathy". Journal of the American Society of Nephrology. 11 (8): 1439-48. PMID 10906157. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2020. 
  20. ^ Couper (1837). "Sur les effets du peroxide de manganèse". Journal de chimie médicale, de pharmacie et de toxicologie. 3: 223-225. 22 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  21. ^ Images of Memorable Cases: 50 Years at the Bedside. 2008. ISBN 9780892630004. 
  22. ^ Andrews' diseases of the skin: clinical dermatology. Saunders Elsevier. 2006. s. 858. ISBN 0-7216-2921-0. OCLC 62736861. 
  23. ^ eMedicine'de Thallium Toxicity
  24. ^ "Biology of Thallium". webelemnts. 10 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım 2008. 
  25. ^ "Tin, Tin Alloys, and Tin Compounds". Ullmann's Encyclopedia of Industrial Chemistry. Wiley. 2000. doi:10.1002/14356007.a27_049. ISBN 978-3-527-30673-2. 
  26. ^ Fosmire (1990). "Zinc toxicity". The American Journal of Clinical Nutrition. 51 (2): 225-7. doi:10.1093/ajcn/51.2.225. PMID 2407097. 28 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2020. 
  27. ^ Navarrete, Mireille; Debaeke, Philippe; Véronique, Souchere; Alberola, Caroline, (Ed.) (2009). "Effect of Metal Toxicity on Plant Growth and Metabolism: I. Zinc". Sustainable Agriculture. ss. 873-84. doi:10.1007/978-90-481-2666-8_53. ISBN 978-90-481-2666-8. INIST 14709198.  r eksik |soyadı1= (yardım)
  28. ^ Smith (1946). "Zinc toxicity in rats; antagonistic effects of copper and liver". The Journal of Biological Chemistry. 163: 29-38. PMID 21023625. 
  29. ^ Muyssen (2006). "Mechanisms of chronic waterborne Zn toxicity in Daphnia magna". Aquatic Toxicology. 77 (4): 393-401. doi:10.1016/j.aquatox.2006.01.006. PMID 16472524. 
  30. ^ Liu (Jan–Feb 2014). "Environmental toxicity and poor cognitive outcomes in children and adults". Journal of environmental health. 76 (6): 130-8. PMID 24645424. 
  31. ^ Tabrez (2014). "Gene–environment interactions in heavy metal and pesticide carcinogenesis". Mutation Research/Genetic Toxicology and Environmental Mutagenesis. 760: 1-9. doi:10.1016/j.mrgentox.2013.11.002. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Siyanür</span> hidrosiyanik asidin tuzu veya esteri olan çok güçlü bir zehir

Siyanür, bir karbon ve ona üçlü bağ ile bağlanmış bir azot içeren C≡N grubuna sahip kimyasal bileşiklere verilen addır. Bu grup aynı zamanda siyano grubu olarak da bilinir. Organik ve inorganik çeşitleri bulunan siyanürler özellikle endüstride kullanılmaları için üretilmektedir. İnorganik siyanüre örnek olarak çok zehirli potasyum siyanür, organik siyanüre örnek olarak da düşük toksisiteli asetonitril verilebilir. Her siyanür yüksek oranda zehirli değildir.

<span class="mw-page-title-main">Zehir</span>

Zehir, ağı veya sem, hücrelere ve yaşayan dokulara kimyasal, biyokimyasal ya da radyoaktif nitelikte zararlar veren her türlü maddeye verilen isimdir. Zehrin en tipik özelliği bu zararlı etkisini en küçük dozlarda bile göstermesidir.

<span class="mw-page-title-main">Zehirlenme</span> Kimyasal bir maddenin canlı üzerindeki patolojik etkisidir

Zehirlenme, kimyasal bir maddenin canlı organizma üzerindeki patolojik etkisidir. Görece küçük miktarlarda kimyasal ya da biyokimyasal etki gösteren zehir, süresi ve ağırlığı değişebilen bir hastalık haline ya da ölüme yol açar. Adli tıp uzmanları, zehirlenme olgularını 3 orijine ayırarak inceler:

  1. Kaza
  2. İntihar
  3. Cinayet
<span class="mw-page-title-main">Karbonmonoksit</span> 0,97 yoğunluğunda, renksiz, kokusuz, zehirleyici bir gaz. Bol miktarda ısı açığa çıkararak mavi bir alevle yanar ve hava ile birleşerek birçok uygulama alanı olan patlayıcı bir karışım oluşturur (CO)

Karbonmonoksit, CO formülüne sahip sadece bir karbon ve bir oksijen atomundan oluşan inorganik bileşiktir Karbonmonoksitte karbon ve oksijen arasında üçlü bağ vardır. Endüstride jeneratör gazı, su gazı, kuvvet gazı ve hava gazı içinde kullanılır. Yakıt olarak da kullanılmaktadır.

Panzehir, bir zehirin etkisini önleyen veya yok eden madde. Panzehirler ağız yoluyla zehirlenmelerde emilimi azaltmak amacıyla kullanılanlar ve kan dolaşımına çeşitli yollarla karışmış olan zehire karşı kullanılanlar olmak üzere iki büyük grupta toplanırlar.

<span class="mw-page-title-main">Metanol</span> basit alkol

Metanol ya da metil alkol (CH3OH ya da kısaca MeOH), en basit yapılı alkoldür. Geçmişte odunun damıtılması ile elde edildiğinden odun alkolü ya da odun ruhu denir. Günümüzde metanol, karbonmonoksit ile hidrojenin yüksek basınç altında yüksek sıcaklıklara maruz bırakılması ile üretilir. Renksiz, uçucu, hafif alkol kokulu, suyla tamamen karışan bir sıvıdır. Metanol, sıklıkla kullanılan iyi bir çözücü ve yakıttır.

<span class="mw-page-title-main">Kadmiyum</span>

Kadmiyum, kimyasal simgesi Cd olan, gümüş beyazlığında, elektrik, seramik, pil ve akü sanayisinde kullanılan yumuşakça, kanserojen, toksik bir ağır metal element. Kadmiyum, çinko bileşikleriyle beraber doğada kadmiyum sülfür olarak bulunur. Çinko, kurşun ve bakırın yan ürünü olarak üretilir.

<span class="mw-page-title-main">Arsenik</span> sembolü As, atom numarası 33 olan element

Arsenik sembolü As atom numarası 33 olan elementtir. Arsenik, çoğu mineralde, genellikle kükürt ve metallerle bir arada veya saf bir element kristali olarak bulunur. Arsenik bir metaloiddir. Çeşitli allotroplara sahiptir, ancak yalnızca metalik bir görünüme sahip gri form endüstri için önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Bizmut</span>

Bizmut sembolü Bi ve atom numarası 83 olan kimyasal elementtir. 15. grupta, 6. periyotta yer alan bir metaldir. Pentavalent geçiş metalidir ve azot grubundadır; aynı gruptaki arsenik ve antimon ile benzerlik gösterir. Her ne kadar önemli ticari cevherler sülfür ve oksit formlarından oluşsa da elementer bizmut doğal olarak ortaya çıkabilir. Serbest element formundaki kurşunun %86'sı yoğunluğuna sahiptir. Yeni üretildiğinde gümüşi beyaz renkli ve kırılgan bir metaldir ancak yüzey oksidasyonu ona birçok renkte yanardöner renkler verebilir. Bizmut en doğal diyamanyetik elementtir ve metaller arasındaki en az termal iletkenlik değerlerinden birine sahiptir.

Ağır metal, metalik özellikler gösteren elementlerden oluşan, açık ve tam bir tanımlaması yapılmamış olan grupta bulunan elementlere verilen addır. Bu grubun içinde geçiş metalleri, bazı yarı metaller, lantanitler ve aktinitler bulunur. Bazıları yoğunluk, bazıları atomik sayı ya da atomik ağırlık, bazıları da kimyasal özellikler ya da toksisite üzerine dayanan birçok tanımlama önerilmiştir. Tutarsız tanımlamalar ve tutarlı bir bilimsel temeli olmaması nedeniyle IUPAC’ın bir teknik raporunda ağır metal teriminin "anlamsız ve yanlış yönlendirici" olduğu belirtilmiştir. Duruma göre ağır metaller karbondan hafif elementleri içerdiği gibi en ağır metallerin bazılarını dışarıda tutabilir.

<span class="mw-page-title-main">Şelatlama</span>

Şelasyon iki veya çok dişli bir kimyasal ligandın iyonik bir substrata bağlanması veya komplekslenmesidir. Bu ligandlar ki genelde organik bileşiklerdir, şelatör veya şelat ajanı olarak adlandırılır. Şelatörler, ASTM-A-380 standardına göre, "belli metal iyonları ile suda çözünür kompleksler oluşturan kimyasallardır, bu sayede iyonu etkinsizleştirerek onun başka elementler veya iyonlarla tepkitmeyerek, çökelek veya tortu oluşmamasını sağlar". Ligand, substrat ile birleşip bir şelat kompleksi meydana getirir. Bu terim, metal iyonunu şelatördeki iki veya daha çok atomla bağlandığı kompleksler için kullanılır. Literatürde metal iyonu tutan bağların sayısına değinmek için dişlilik terimi kullanılır, örneğin yandaki resimde görülen EDTA altı dişli bir şelatördür.

Meslek hastalığı, belirli bir meslek ya da sanayi kolunda çalışanlarda çalışılan ortamdan, işin niteliğinden ya da çalışma koşullarından dolayı, bedensel ya da ruhsal bütünlüğün bozulmasıyla ortaya çıkan hastalıkların ortak adıdır. İş kazası ile meslek hastalığı arasındaki temel fark, ilkinde ani bir gelişmeye yol açan bir olay bulunmasına karşılık, ikincisinde sağlığın tedrici bir gelişme sonucunda bozulmasıdır. Türkiye'de Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre meslek hastalığı; çalıştırıldığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık ya da ruhî arıza hâlidir.

<span class="mw-page-title-main">Simyasal simge</span>

Simyasal simgeler, aslında simyanın bir parçası olarak tasarlandı ve 18. yüzyıla kadar bazı elementleri ve bazı bileşikleri göstermek için kullanıldı.

<span class="mw-page-title-main">Biyobirikim</span>

Biyobirikim ya da biyoakümülasyon, pestisit gibi toksinlerin ya da çevrede nadir bulunan yararlı ve gerekli oligoelementler gibi bazı kimyasal maddelerin bitkiler, hayvanlar, mantarlar ya da mikroorganizmalar gibi organizmaların canlı ya da cansız bölümlerinde ya da organizmalarının tamamında soğurularak birikmesini anlatan bir terimdir. Biyobirikim bir organizmanın muhtemelen toksik bir maddeyi katabolizma ya da boşaltım yolu ile yok etmesinden daha hızlı bir oranda soğurmasıyla ortaya çıkar. Dolayısıyla toksik maddenin çevrede ölçülmüş konsantrasyonu çok yüksek olmasa bile biyolojik yarı ömrü ne kadar uzunsa bu nedenle oluşabilen kronik zehirlenme riski o kadar büyüktür. Aynı organizmada görülen biyobirikim yaş ya da sağlık durumu gibi içsel faktörlerden olduğu kadar mevsim, çevrede bulunan besin miktarı, ortamın pH oranı gibi dışsal faktörlerden de oldukça önemli derecede etkilenir. Aynı tür içinde bazı bireyler genetik olarak biyobirikime daha çok ya da daha az yatkın olabilir ancak genel olarak bazı cinsler biyobirikime daha yatkındır; örneğin Agaricus türü mantarların cıva, kurşun, kadmiyum ve selenyum gibi elementleri çok iyi biriktirdikleri bilinmektedir. Biyobirikim, örneğin balıklar için modelleme yoluyla öngörülebilir. Biyodönüşüm kimyasal maddelerin organizmalarda oluian biyobirikimini önemli şekilde etkiler.

<span class="mw-page-title-main">Zehirin tarihi</span>

Zehirin tarihi, MÖ 4500'den günümüze kadar uzanır. İnsanlık tarihi boyunca zehirler en yaygın olanları silahlar, antiveninler ve ilaçlar olmak üzere birçok amaç için kullanılmış, toksikoloji ve teknoloji gibi birçok bilim dalında gelişmelere yol açmıştır.

Tıpta metaller organik sistemlerde teşhis ve tedavi amaçlı kullanılmaktadır. İnorganik elementler, metalloproteinler adı verilen enzimlerde kofaktörler olarak organik yaşam için de gereklidir. Metaller kıt veya çok miktarda olduğunda denge bozulmaktadır ve müdahaleli ve doğal yöntemlerle doğal haline döndürülmesi gerekmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Biyometal</span>

Biyometal veya Biyopolimerler, canlı organizmaların hücreleri tarafından üretilen doğal polimerlerdir. Biyopolimerler, daha büyük moleküller oluşturmak üzere kovalent olarak bağlanmış monomerik birimlerden oluşmaktadır. Kullanılan monomerlere ve oluşan biyopolimerin yapısına göre sınıflandırılan üç ana biyopolimer sınıfı vardır: polinükleotitler, polipeptitler ve polisakkaritler' dir. RNA ve DNA gibi polinükleotitler, 13 veya daha fazla nükleotit monomerinden oluşan uzun polimerlerdir. Polipeptitler ve proteinler, amino asitlerin polimerleridir ve bazı önemli örnekler arasında kolajen, aktin ve fibrin bulunmaktadır. Polisakaritler, doğrusal veya dallı polimerik karbonhidratlardır ve örnekler arasında nişasta, selüloz ve aljinat bulunmaktadır. Biyopolimerlerin diğer örnekleri arasında doğal kauçuklar, süberin ve lignin, kütin ve kutan ve melanin bulunmaktadır. Biyopolimerlerin gıda endüstrisi, imalat, paketleme ve biyomedikal mühendisliği gibi çeşitli uygulamaları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Dietilen glikol</span>

Dietilen Glikol (DEG), formülüne sahip organik bileşik. Bu zehirli, neredeyse kokusuz, renksiz, tatlı ve higroskopik sıvı birçok ilaçta kontaminasyona neden olup pek çok ölüme neden olmuştur. Dört karbonlu etilen glikol dimeridir. Su, alkol, aseton, eter ve etilen glikolde tam çözünür.

Gastrik lavaj, halk arasında bilinen adıyla mide yıkama, mide içeriğinin boşaltıldığı işlemin adıdır. Kayıtlara geçen en eski kullanımı 19. yüzyılda olup, günümüzde mideden zehirli maddelerin boşaltılmasında yaygın olarak kullanılan tekniklerden biri haline gelmiştir. Sıklıkla zehirli madde yutulmasında ya da etanol gibi uyuşturucu maddelerin doz aşımında kullanılır. Ayrıca cerrahi işlemler öncesinde sindirim kanalının temizlenerek ameliyata hazır hale getirilmesi için kullanılabilir.

Nikotin zehirlenmesi, nikotinin yutulması, solunması veya cilt teması sonrasında toksik etkilerinin semptomlarını tanımlar. Nikotin zehirlenmesi potansiyel olarak ölümcül olabilir, ancak ciddi veya ölümcül aşırı dozlar nadirdir. Tarihsel olarak, çoğu nikotin zehirlenmesi vakası, nikotinin böcek ilacı olarak kullanılmasının sonucudur. Daha yakın tarihli zehirlenme vakaları tipik olarak Yeşil Tütün Hastalığı şeklinde veya kasıtsız olarak tütün veya tütün ürünleri veya nikotin içeren bitkilerin tüketilmesi şeklinde görülmektedir.