İçeriğe atla

Mesudiye (zırhlı)


Mesudiye
Tarihçe
Osmanlı İmparatorluğu
AdıMesudiye
İnşa edenThames Ironworks, İngiltere
Kızağa konuluşu 1872
Denize indirilişi 1874
Görevlendirme Aralık 1875
Akıbet 13 Aralık 1914'te Birleşik Krallık denizaltısı B11 tarafından batırıldı
Genel karakteristik (1874)
Sınıf ve tipiMerkezî bataryalı zırhlı korvet
Deplasman 8.938 t (8.797 emperyal ton; 9.852 küçük ton)
Uzunluk 101,02 m
Genişlik 17,98 m
Su çekimi 7,9 m
Kurulu güç
İtme gücü 1 bileşik buhar motoru
Hız 13,7 kn (25,4 km/sa; 15,8 mph)
Kişi kapasitesi 700
Silah donanımı
  • 12 × RML 10 inç (254 mm)18 ton top
  • 3 × RML 7 inç (178 mm) top
Zırh
  • Kemer: 305 mm
  • Batarya: 254 mm
  • Genel karakteristik (1903)
    Sınıf ve tipiÖn dretnot zırhlı
    Deplasman 9.120 t (8.980 emperyal ton; 10.050 küçük ton)
    Kurulu güç
    • 11.000 ihp (8.200 kW)
    • 16 Niclausse kazan
    İtme gücü 2 üçlü genleşmeli buhar motoru
    Hız 17 kn (31 km/sa; 20 mph)
    Kişi kapasitesi 800
    Silah donanımı
    • 2 × 230 mm top (monte edilmedi)
    • 12 × 150 mm top
    • 16 × 76 mm top
    • 10 × 57 mm top
    • 2 × 47 mm Hotchkiss top

    Mesudiye (Osmanlıcaﻣﺴﻌﻮﺩ یه, anlamı: Mutluluk)[1], Osmanlı donanması için 1871-1875 yılları arasında İngiltere'deki Thames Ironworks'te inşa edilmiş merkezî bataryalı zırhlı korvettir. İnşa edilmiş en büyük iki merkezî bataryalı zırhlı korvetten biriydi. Mesudiye'nin Hamidiye adında bir kardeş gemisi olması planlanmıştı; ancak bu gemi Kraliyet Donanması tarafından satın alındı ve HMS Superb adıyla görevlendirildi. Ana silahları merkezî zırhlı bir bataryada yer alan on iki 250 mm toptu.

    Mesudiye, Osmanlı-Rus Savaşı (1877-1878) ve Osmanlı-Yunan Savaşı (1897) arasındaki yirmi yıllık dönem de dahil olmak üzere kariyerinin çoğunda yetersiz bakım gördü. Sonuç olarak, 1890'ların sonlarında çok kötü bir durumdaydı, Cenova'da modernize edilerek ön dretnot tasarımlarına benzer şekilde büyük bir ölçüde yeniden inşa edildi. Bu yeniden inşada geminin silahları elden geçirildi; ancak 230 mm silah taretlerinin topları hiçbir zaman monte edilmedi. Ayrıca gemi performansını önemli ölçüde artıran yeni bir tahrik sistemi de kuruldu.

    Gemi, Birinci Balkan Savaşı (1912-1913) sırasında İmroz Muharebesi (Aralık 1912) ve Mondros Muharebesi (Ocak 1913) de dahil olmak üzere çok sayıda görevde yer aldı. İkinci angajman sırasında, bir Yunan topçu mermisinden aldığı önemli hasar nedeniyle geri çekilmek zorunda kaldı. 1914'te I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesinin ardından Mesudiye, önemli ateş gücüne sahip olması nedeniyle Çanakkale Boğazı'na girişi engelleyen mayın tarlalarını koruması ve karadaki istihkâmlara yardımcı olması için yüzer tabya olarak için Nara Burnu'nda, Sarısığılar mevkiinde sığ suda demirledi. Savaşın başlarında, 13 Aralık 1914 sabahı teğmen Norman Douglas Holbrook emrindeki Birleşik Krallık denizaltısı HMS B11 mayın tarlalarından geçti ve Mesudiye'yi torpidoladı. Batan gemideki 598 kişilik mürettebattan 10 subay ve 15 er öldü. Gemideki silahlarının birçoğu kurtarılarak Çanakkale Boğazı'nın savunmasını güçlendirmek için kullanıldı. Geminin onuruna Mesudiye Tabyası olarak adlandırılan bu batarya, Mart 1915'te Fransız zırhlısı Bouvet'nin batırılmasına yardımcı oldu.

    Tasarım

    Genel özellikler ve makineler

    Mesudiye 101,02 m uzunlukta ve 17,98 m genişlikteydi, su çekimi ise 7,9 metreydi. İlk inşa edildiği haliyle deplasmanı 8.938 metrik tondu. Gövdesi demirden yapılmıştı ve burunda bir mahmuz taşımaktaydı. Mürettebatı, 700 subay ve denizciden oluşmaktaydı.[2][3]

    Gücünü tek bir yatay, iki silindirli bileşik buhar motorundan alırken, buhar ise kömürle çalışan sekiz kutu kazan tarafından sağlanmaktaydı. Kazanlar geminin ortasında yer alan bir çift bacaya bağlıydı. 7.431 indike beygir gücü (5.541 kW) olarak derecelendirilen motorlar, gemiyi saatte 13,7 deniz mili (25,4 km/sa) hıza ulaştırabiliyordu. 1884 yılına gelindiğinde, on yıllık kötü bakımın ardından en yüksek hız saatte 10 deniz miline (19 km/sa) düşmüştü. Gemi 600 metrik ton kömür taşıyabiliyordu. Her ne kadar öncelikli olarak buharlı bir gemi olsa da Mesudiye'de, üç direkli bir barka yelken teçhizatı da bulunmaktaydı.[2][4]

    Silahlar ve zırh

    Mesudiye'nin ana silah gücü, hepsi merkezî bir bataryaya monte edilmiş on iki RML 10 inç 18 ton toptan oluşan bir ana bataryaydı. Her yandaki altı toptan dördü borda ateşi için yanlara bakacak şekilde; biri başa, biri ise kıça doğru açılı olmak üzere monte edilmişti. Üst güvertede ayrıca ikisi ileriye, biri kıça doğru konumlandırılmış üç RML 7 inçlik top bulunmaktaydı.[2] 1891'de altı 76 mm ve altı 25,4 mm seri ateşli top daha monte edildi.[4]

    Zırh koruması demir plakalardan oluşuyordu. Kemer zırhının makine ve mühimmatın yer aldığı orta kısımda maksimum 305 mm kalınlıktaydı, uçlara doğru ise önce 127 mm, sonra 76 mm kalınlığa düşmekteydi. Kemerin en kalın kısmı su hattının 1,5 m altına ve 1,2 m üstüne dek devam etmekte ve üç zırhlı plakadan oluşmaktaydı. Ortadaki en kalın plaka 254 mm kalınlığındaydı, alt plaka ise 230 mm'den 150 mm'ye incelmekteydi. Alttaki 254 mm, üstteki 178 mm kalınlığında olmak üzere topçu bataryası iki zırh plakasıyla korunuyordu.[2]

    Hizmet geçmişi

    Sipariş ve faaliyetsiz dönem

    Haliç'te demirli Osmanlı zırhlıları; Mesudiye en soldaki gemidir

    Rus filosunun Sinop'ta tüm Osmanlı filosunu tahrip ettiği Kırım Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu, bir donanma inşa programına başladı. Program, Osmanlı ekonomisinin kronik zayıflığı nedeniyle sınırlı büyüklükteydi. 1860'larda ve 1870'lerde başta Birleşik Krallık ve Fransız tersanelerinden olmak üzere çeşitli zırhlı savaş gemileri sipariş edildi.[5] Fon sıkıntısına rağmen 1870'lerin sonlarına doğru Osmanlılar, on üç büyük zırhlı ve dokuz küçük zırhlı savaş gemisinden oluşan bir filo satın almıştı.[6] Mesudiye Edward Reed tarafından yakın zamanda inşa edilen Birleşik Krallık zırhlısı HMS Hercules temel alınarak tasarlanmıştı.[2]

    1871 yılında sipariş edilen Mesudiye'nin inşasına ertesi yıl Londra'daki Thames Ironworks tersanesinde başlandı. 28 Ekim 1874'te denize indirilmesinin ardından Aralık 1875'te deniz denemelerine çıktı. Kardeş gemi olarak planlanan Mahmudiye, yapım aşamasındayken Hamidiye olarak yeniden adlandırıldı;; ancak gemi tamamlanmadan önce Birleşik Krallık tarafından satın alınarak Kraliyet Donanması'nda HMS Superb adıyla hizmete girdi.[2][7] Mesudiye ve Superb, inşa edilmiş en büyük kazamatlı zırhlı korvetlerdir.[6] Eylül 1876'da Mesudiye, Osmanlı Karadeniz Filosunun amiral gemisi oldu; ancak Nisan 1877'de patlak veren 93 Harbi'nde bir çatışmaya girmedi.[8]

    93 Harbi'ndeki Osmanlı yenilgisinden sonra filo Haliç'e çekildi ve sonraki yirmi yıl boyunca büyük ölçüde gözetimsiz bırakıldı. Bu hareketsizlik döneminde Mesudiye, Haliç'teki Tersâne-i Âmire'de bir modernizasyon geçirdi. Şubat 1897'de Osmanlı-Yunan Savaşı'nın başlangıcında Mesudiye'nin, filodaki diğer büyük savaş gemilerinin çoğu gibi savaşa hazır olmadığı görüldü. 15 Mayıs'ta Mesudiye ve diğer birkaç savaş gemisi daha çok mürettebat moralini arttırmayı amaçlayan bir eğitim tatbikatı düzenledi.[9]

    Yeniden inşa

    Yeniden inşası sonrasında Mesudiye

    Savaşın sona ermesinin ardından hükûmet, bir donanma yeniden yapılanma programı başlatmaya karar verdi. Programın ilk aşaması Mesudiye de dahil olmak üzere eski zırhlı savaş gemilerinin modernizasyonu için teklif toplamaktı. Teklif istekleri yabancı tersanelere gönderildi. Ekim 1898'de Cenova'daki Gio. Ansaldo & C. tersanesi Mesudiye ve Asar-ı Tevfik gemilerini inceleme izni istedi. Her iki gemi de Ocak 1899'da Cenova'ya gönderildi ve 28 Ocak'ta vardılar; ancak Ansaldo sadece Mesudiye'nin modernizasyon ihalesini aldı.[10] Mesudiye, burada ön dretnot tipte bir gemi olacak şekilde yeniden inşa edildi.[11]

    1 Mart 1909 tarihli Şehbal dergisinde Mesudiye zırhlısında süvari beklenirken.

    Gövdenin radikal bir şekilde yeniden inşasını içeren modernleştirme çalışmaları kapsamında, gövdenin burun ve kıç kısımları kesilerek birer adet 230 mm 40 kalibre Vickers top taşıyan iki taret monte edildi. Taretlerin ön yüzleri 230 mm kalınlığında zırh sahipti; ancak topları hiçbir zaman monte edilmedi ve bunun yerine taretlere tahtadan sahte toplar yerleştirildi. Eski namludan dolma topların yerine on iki adet 150 mm QF toptan oluşan bir ana batarya takıldı ve ayrıca on altı 76 mm QF top üst bataryaya monte edildi. Bunların yanı sıra on adet 57 mm ve iki adet 47 mm top da eklenmişti.[2]

    1 Mart 1909 tarihli Şehbal dergisinde Mesudiye zırhlısı zabitan ve mürettebatı.

    Geminin ortasına büyük bir üstyapı ve 200 mm zırha sahip yeni bir kumanda kulesi inşa edildi. Geminin deplasmanı normal yükte 9.120 metrik ton, tam yükte ise 9.710 metrik tona yükseldi. On altı kömür yakıtlı Niclausse kazan tarafından beslenen iki adet üçlü genleşme motoru kurularak güç sistemi tamamen değiştirildi. Geminin iki pervanesi birbiriyle örtüşecek şekilde, iskele pervanesi sancak pervanesinin biraz önünde kalacak şekilde yerleştirildi. Motor gücünün 11.000 nominal beygirgücü (8.200 kW) seviyesine yükseltilmesiyle geminin son hızı 17 knot (31 km/sa; 20 mph) seviyesine ulaştı.[2] Modifikasyonlar sonucunda mürettebatı 800 kişiye yükseldi.[4] Mesudiye, 15 Mart 1904'te deniz denemelerini tamamladı ve ardından İstanbul'a döndü.[10]

    Trablusgarp Savaşı ve Balkan Savaşları

    1909'da Mesudiye, yirmi yıldır Osmanlı donanması tarafından yürütülen ilk filo manevrasına katıldı.[12] Temmuz 1911'den başlayarak Mesudiye, Beyrut'a yapılan rutin yaz gezisinde doruğa çıkan bir dizi egzersiz için dört muhrip, ön dretnotlar Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis ile bir torpido botuna katıldı. Filo, 29 Eylül 1911'de İtalya Trablusgarp Savaşı'nı ilan ettiğinde İstanbul'a dönüyordu. Mesudiye ve filonun geri kalanı 2 Ekim'de Nara Burnu'nda demirledi ve ertesi gün İstanbul'a döndü.[13] Daha sonra Mesudiye, yeniden inşa edilen zırhlı korvet Asar-ı Tevfik ve torpido kruvazörü Berk-i Satvet ile beraber yedek tümene atandı. Osmanlı donanması savaşı limanda geçirdiğinden herhangi bir çatışmaya girmedi.[14] Bu kısmen Balkan Savaşları öncesinde Balkanlarda artan gerilimlerden kaynaklanıyordu; Osmanlılar filolarını limanda tutarak olası bir çatışmaya hazırlık yapıyorlardı.[13]

    Ekim 1912'de Balkan Birliği, Trablusgarp Savaşı'nın sona ermesinden bir ay önce Osmanlılara savaş ilan etti.[15] Savaş ilan edildiği esnada Mesudiye, Büyükdere'de torpido botlar Hamidâbad ve Kütahya ile beraber bekçi gemisi olarak görevlendirilmişti. Aralık'ta Osmanlı filosu yeniden düzenlendi ve Mesudiye, Ramiz Naman Bey komutasında yeni kurulan Savaş Gemisi Tümeni'ne katıldı. Bölümde ayrıca Barbaros Hayreddin, Turgut Reis ve Asar-ı Tevfik de vardı.[16] Gemi, 15 Kasım'da Büyükçekmece'ye giderek filonun geri kalanına katıldı.[17] İki gün sonra Mesudiye ve Barbaros Hayreddin, Çatalca Hattı'nı tutan Osmanlı birliklerini desteklemek için kıyı bombardımanları düzenledi. Bombardımanlar, saldıran Bulgaristan'a önemli bir maddi zarar vermedi; ancak Osmanlı moralini artırdı.[18]

    İmroz Deniz Muharebesi

    Osmanlı ve Yunan filolarının 1912'deki illüstrasyonu (Mesudiye Osmanlı kısmında alttan üçüncü gemidir)

    Gemiler, 16 Aralık 1912'de 93 Harbi'nden bu yana büyük savaş gemilerini içeren ilk Osmanlı deniz çatışması olan İmroz Deniz Muharebesi'ne katıldı.[19] Osmanlı donanması saat 09.30'da Çanakkale Boğazı'ndan ayrıldı; küçük gemiler Boğaz çıkışında kaldı, zırhlılar ise kıyıyı takip ederek kuzeye doğru yola çıktı. Limni adasından kalkan zırhlı kruvazör Georgios Averof ve üç Hydra sınıfı zırhlı korvet içeren Yunan filosu, Osmanlı savaş gemilerinin ilerlemesini engellemek için kuzeydoğuya doğru yön değiştirdi.[20] Osmanlı gemileri 09.40'ta 14.000 metre mesafeden Yunanlar ateş açtı. Beş dakika sonra, Georgios Averof Osmanlı filosunun diğer tarafına geçti ve Osmanlıları her iki taraftan da ateş altında kaldıkları elverişsiz bir pozisyonuna düşürdü.[21]

    Saat 09.50'de Yunan filosunun yoğun baskısı altında, Osmanlı gemileri rotalarını tersine çeviren 16 noktalık bir dönüşü tamamladı ve boğazların güvenliğine yöneldi. Dönüş başarısız bir şekilde yürütülmüştü, gemiler formasyonu kaybederek birbirlerinin ateş alanlarını engelleyen pozisyonlarda kaldılar. Barbaros Hayreddin, Turgut Reis ve Mesudiye çatışma sırasında birkaç isabet aldı; ancak sadece Barbaros Hayreddin önemli ölçüde hasar gördü. 10.17'de her iki taraf ateş etmeyi bıraktı ve Osmanlı donanması Çanakkale Boğazı'na çekildi. Boğazlara yaklaştıklarında, Mesudiye ve Asar-ı Tevfik, hasar gören ön dretnotların geri çekilmesini koruyacak şekilde pozisyon aldı. Gemiler saat 13.00'te limana ulaştı ve yaralılarını hastane gemisi Reşit Paşa'ya nakletti.[21]

    Mondros Deniz Muharebesi

    Aralık ayı sonlarında Osmanlılar, son zamanlarda Yunanlar tarafından ele geçirilen adalara karşı Ege Denizi'nde baskın ve devriye operasyonları başlattı. Osmanlı ordusu, Aralık sonunda Yunanistan'ın savaşta daha önce ele geçirdiği Bozcaada'ya çıkartma yapmayı planlamaya başladı. Mesudiye ve Savaş Gemisi Tümeni'nin geri kalanı 4 Ocak 1913 sabahı Çanakkale Boğazı'ndan ayrıldı; ancak Yunan filosunun gözlemlenmesinin ardından operasyon durduruldu. 10 Ocak'ta filo başka bir saldırı operasyonu başlattı, bu sefer Gökçeada'ya bir baskın düzenledi. Yunan muhripleriyle kısa ve sonuçsuz bir çatışmadan sonra filo tekrar Çanakkale Boğazı'nın güvenliğine çekildi. Sekiz gün sonra, savaşın ikinci büyük deniz çatışması olan Mondros Deniz Muharebesi'ne yol açan başka bir filo operasyonu başladı.[22] Osmanlıların planı, hızlı Georgios Averof'u Çanakkale Boğazı'ndan uzağa çekmeyi içeriyordu. Bu amaçla Hamidiye kruvazörü, Yunan ablukasını atlatarak Ege Denizi'ne çıktı ve Yunan kruvazörünü kendisini takip etmeye zorlamaya çalıştı. Kruvazörün tehdidine rağmen, Yunan komutanı Georgios Averof'u filodan ayırmayı reddetti.[20]

    Osmanlı donanması 18 Ocak sabahı saat 08.20'de Çanakkale Boğazı'ndan ayrıldı ve 11 knot (20 km/sa; 13 mph) hızda Limni adasına doğru yola çıktı. Barbaros Hayreddin, formasyonun her iki tarafında bir torpido botu filosuyla savaş gemilerine liderlik etti. 11:55 civarında Osmanlı filosunun 8.000 metre menzilde ateş açması ile iki saat sürecek uzun menzilli topçu düellosu başladı. Osmanlı filosu atışlarını Georgios Averof'a yoğunlaştırırken Yunan gemisi 12.00'de karşı ateş açtı. 12.50'de Yunanlar, Osmanlı filosuna karşı T geçişi manevrası yapmaya çalıştı; ancak Barbaros Hayreddin Yunan manevrasını engellemek için kuzeye döndü. O sırada Mesudiye, 15 cm'lik toplarından üçünü hizmet dışı bırakan bir isabet aldı. Bu hasar, kazan sıkıntısıyla birleşince Osmanlı komutanının gemiyi filodan ayırmasına ve limana geri göndermesine yol açtı.[23]

    5 Şubat'ta Mesudiye, Marmara Denizi'ndeki Şarköy operasyonlarını destekleyerek şehri işgal eden Bulgar birliklerini bombaladı. Bu, gemi tarafından yapılan son savaş zamanı operasyonuydu. Üç gün sonra Şarköy'e yapılan amfibi saldırıya katılmadı. Osmanlı donanması, savaşın kalan aylarını limanda geçirdi. Nisan'da ilan edilen ateşkes ile çatışmalar sona erdi.[17]

    I. Dünya Savaşı

    Mesudiye'nin batışına yol açan Çanakkale saldırısının illüstrasyonu

    Temmuz 1914'ün sonlarında Avrupa'da I. Dünya Savaşı patlak verdi. Osmanlılar savaşın ilk döneminde tarafsız kaldı.[24] 6 Eylül 1914'te Mesudiye, Çanakkale Boğazı'nın girişinde yer alan mayın tarlalarını korumak üzere mayın gemisi Nusret ve römorkör İntibah desteğinde Nara Burnu'na gönderildi. Osmanlılar ve Çanakkale Boğazı'na girişte devriye gezen bir Birleşik Krallık filosu arasındaki gerilim, İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan ettiği 5 Kasım'a kadar giderek arttı.[25]

    13 Aralık sabahı Teğmen Norman Holbrook komutasındaki Birleşik Krallık denizaltısı B11, Çanakkale Boğazı'na girdi. 11.30 civarında demirlemiş halde olan Mesudiye'yi gözlemledi ve 750 metre mesafeden tek bir torpido ateşledi. Torpido geminin kıç tarafına çarparak gemiye hasar verdi. Mesudiye'nin topları bir süre B11'in periskopuna ateş açtı. Mesudiye, aldığı yara sonucu alabora olarak sığ suda battı. Bu arada B11, Çanakkale Boğazı'ndan başarıyla çıkarak limana döndü. Mürettebatta kayıplar görece hafifti, 10 subay ve 27 bahriyeli öldü. Bir kurtarma çabası ile 150 mm ve 76 mm toplar sökülerek Çanakkale'nin savunmasını güçlendirmek için kullanıldı. B11'in kaptanı Holbrook, Mesudiye'yi batırdığı için Victoria Haçı ile ödüllendirildi.[26][27][28]

    Mesudiye'den kurtarılan 150 mm toplar, Çanakkale'de kıyıya yerleştirilerek "Mesudiye Tabyası" kuruldu.[29] Bu silahlar, 18 Mart 1915'te Çanakkale Deniz Savaşı'nda kullanıldı. Tabya, Fransız savaş Bouvet'ye sekiz kez isabet sağladı, bu isabetlerden biri geminin ön taretini devre dışı bıraktı.[30] Bouvet daha sonra bir mayına çarparak battı, mürettebatının büyük kısmı öldü.[31]

    Galeri

    Kaynakça

    Özel
    Genel

    İlgili Araştırma Makaleleri

    <i>Barbaros Hayreddin</i> (zırhlı) Alman zırhlısı

    Barbaros Hayreddin veya SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm, okyanus ötesi sefer yapabilen bir Alman zırhlısıdır. Alman İmparatorluk Donanması ve sonrasında Osmanlı donanması'nda görev yapmıştır. Geminin orijinal adı Prusya dükü ve Brandenburg seçici prensi olan I. Frederick Wilhelm'den gelmektedir. Brandenburg sınıfının dördüncü ön dretnot gemisi idi. 1890 yılında Kaiserliche Werft Wilhelmshaven'da inşa çalışmaları başladı, 1891'de denize indirildi ve 1893'te tamamlandı. Geminin yapımı 11,23 milyon marka mal oldu. Brandenburg sınıfı savaş gemileri üç zırhlı tarette taşıdıkları altı ana top ile, diğer donanmaların iki tarette dört top taşıyan gemilerine kıyasla daha modern bir tasarımdı.

    <i>Turgut Reis</i> (zırhlı)

    Turgut Reis veya SMS Weißenburg, Alman İmparatorluğu Donanması'nın ilk okyanus ötesi savaş gemilerinden biridir. Alman İmparatorluğu Donanması'nın ardından son olarak Osmanlı donanmasında görev yapmıştır. Alman İmparatorluğu'nda 1890'larda yapılan Brandenburg sınıfı dört ön-dretnot zırhlısından üçüncüsüdür. 1890 yılında AG Vulcan firmasının Stettin tersanesinde inşası başlamış, 1891'de denize indirilmiş, 1894 yılında tamamlanmıştı. Brandenburg sınıfı zırhlılar, üç adet ikiz tarette taşıdıkları altı büyük kalibre top ile, dönemin standardı olan iki adet ikiz taret taşıyan zırhlılardan farklıydılar. İngiliz Kraliyet Donanması, bu gemilere "whaler" adını vermişti. Turgut Reis, kendisiyle aynı sınıftan gemiler olan SMS Brandenburg, SMS Wörth ve SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm ile aynı yıllarda suya indi.

    <i>Asar-ı Tevfik</i>

    Asar-ı Tevfik, 1860'larda inşa edilen ve sınıfının tek üyesi olan, Osmanlı donanmasının zırhlı bir savaş gemisiydi. Aslen Mısır Hidivliği tarafından İbrahimiye ismiyle sipariş edilen gemi, daha sonra Osmanlılar tarafından alındı. Kırım Savaşı'ndan sonra 1860'larda Osmanlı filosu için bir genişleme programının bir parçası olarak inşa edilen Asar-ı Tevfik, sekiz adet 220 mm toptan oluşan bir ana batarya ile donatılmış 4.600 metrik tonluk barbetli bir merkezî bataryalı zırhlıydı.

    <span class="mw-page-title-main">İmroz Deniz Muharebesi (1912)</span>

    İmroz Deniz Muharebesi ya da Elli (Seddülbahir) Deniz Muharebesi, Birinci Balkan Savaşı sırasında 16 Aralık 1912 tarihinde Seddülbahir Burnu ve İmroz adası açıklarında Osmanlı ve Yunan deniz güçleri arasında meydana gelmiştir. Osmanlı donanması bu harekât ile Çanakkale Boğazı çıkışındaki Yunan ablukasını kırmayı amaçlamaktaydı. Yunanların Pavlos Kunduriotis komutasındaki bir zırhlı kruvazör, üç ön dretnot ve dört muhribinin; Osmanlıların Ramiz Numan Bey komutasındaki iki ön dretnot, iki zırhlı korvet, bir kruvazör ve dört muhribi ile karşı karşıya geldiği deniz muharebesi, Balkan Savaşları boyunca gerçekleşen en büyük deniz çatışmasıdır.

    <span class="mw-page-title-main">Mondros Deniz Muharebesi</span>

    Mondros Deniz Muharebesi 18 Ocak 1913 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile Yunanistan donanmaları arasında meydana gelen çatışma. Birinci Balkan Savaşı sırasında yaşanan muharebe, Osmanlıların Çanakkale Boğazı'nda konuşlu Yunan donanmasını dağıtmak ve Ege Denizi'nde egemenliği yeniden ele geçirmek için yaptıkları ikinci ve son denemedir.

    <i>Mecidiye</i> (kruvazör) Osmanlı İmparatorluğu donanmasına ait kruvazör

    Mecidiye, Osmanlı Devleti hükûmetinin 1900 yılındaki siparişi üzerine Abdülmecid adıyla Amerika Birleşik Devletleri'nin William Cramp & Sons firmasının Philadelphia Tersanesinde suya indirildikten sonra Osmanlı Donanması, Rusya İmparatorluk Deniz Kuvvetleri, Kızıl Donanma, Ukrayna Halk Cumhuriyeti Deniz Kuvvetleri ve Türk Deniz Kuvvetleri'nde görev yapan korumalı kruvazör.

    TCG <i>Berk</i>

    TCG Berk ya da Osmanlı donanmasındaki adıyla Berk-i Satvet, Osmanlı donanması ve sonrasında Türk Deniz Kuvvetleri'nde hizmet gören Peyk-i Şevket sınıfının ikinci ve son torpido kruvazörüdür. 1906-1907 yıllarında, Kiel, Almanya'daki Germaniawerft tersanesinde inşa edilmiş ve Kasım 1907'de Osmanlı donanması hizmetine girmişti. Geminin ana silahı üç 450 mm torpido tüpü ve bir çift 105 mm toptu ve gemi, 21 knot maksimum hıza ulaşabiliyordu.

    <i>Avnillah</i> sınıfı zırhlı korvet Osmanlı Donanmasının zırhlı savaş gemisi sınıfı

    Avnillah sınıfı, Osmanlı donanması için 1860'larda inşa edilen iki zırhlı korvet savaş gemisinden oluşan bir gemi sınıfıdır. Sınıfta yer alan gemiler Avnillah ve Muin-i Zafer'dir. İki gemi İngiltere'de 1868 ve 1870 arasında inşa edildi. Gemi ortasındaki kazamatlara monte edilmiş dört adet 230 mm çapında top taşıyorlardı.

    <i>İclaliye</i>

    İclaliye, 1860'ların sonunda ve 1870'lerin başında Osmanlı donanması için inşa edilmiş, sınıfının tek örneği olan zırhlı savaş gemisidir. Avusturya-Macaristan tersanesi Stabilimento Tecnico Triestino'dan sipariş edildi, Mayıs 1868'de omurgası serildi ve inşası Şubat 1871'de tamamlandı. İclaliye'nin tasarımı, daha önceki Asar-ı Şevket sınıfına dayanıyordu. İki adet 228 mm ve üç adet 178 mm Armstrong top taşıyan İclaliye, 93 Harbi sırasında Kafkasya'da savaşan Osmanlı güçlerini destekledi. Kariyerinin geri kalanının çoğunu, Osmanlı donanmasına çok az bütçe ayrılan bir dönemde hizmet dışında geçirdi. 1912'de donanma, İstanbul'u savunan güçlere topçu desteği sağlamak için İclaliye'yi yeniden hizmete aldı. Birinci Balkan Savaşı sonrasında eğitim gemisi ve kışla gemisi gibi yan görevlerde bulundu. 1928'de hizmetten çıkartıldı ve hurda olarak söküldü.

    <i>Avnillah</i> Osmanlı savaş gemisi

    Avnillah 1860'ların sonlarında Osmanlı donanması için inşa edilmiş bir zırhlı savaş gemisidir. Avnillah sınıfının öncü gemisi olarak Thames Iron Works tarafından Birleşik Krallık'ta inşa edilmiştir. Omurgası 1868'de serilen gemi, 1869'da denize indirildi ve ertesi yıl filoya katıldı. Merkezî bataryalı gemi olan Avnillah, merkezî bir kazamatta yer alan dört adet 230 mm top ile silahlandırıldı ve en çok saatte 12 deniz mili (22 km/sa) hıza ulaşabiliyordu.

    <i>Necm-i Şevket</i>

    Necm-i Şevket, 1860'larda Osmanlı donanması için inşa edilen iki Asar-ı Şevket sınıfı merkezî bataryalı gemi tipindeki zırhlı korvetlerin ikincisidir. Başlangıçta Mısır Hidivliği tarafından Muzaffer adıyla sipariş edildi ancak yapım aşamasındayken Osmanlı İmparatorluğu tarafından el konuldu. Gemi inşasına Fransız Forges et Chantiers de la Gironde tersanesinde 1867'de başlandı, 1868'de denize indirildi ve Mart 1870'te Osmanlı donanmasında hizmete girdi. Asar-ı Şevket sınıfı zırhlılar, merkezî bir kazamat içinde dört adet 178 mm ve döner tablalı barbette yer alan bir adet 229 mm Armstrong top ile silahlandırılmıştı.

    <i>Asar-ı Şevket</i>

    Asar-ı Şevket 1860'larda Osmanlı donanması için inşa edilmiş merkezî bataryalı bir zırhlı korvettir. Başlangıçta Mısır Eyaleti tarafından sipariş edilen ancak yapım aşamasındayken Osmanlı İmparatorluğu tarafından el konulan geminin ilk adı Kahire'ydi. Geminin yapımına Fransız Forges et Chantiers de la Gironde tersanesinde 1867'de başlandı, 1868'de denize indirildi ve Mart 1870'te Osmanlı filosunda hizmete girdi. Asar-i Şevket, dört adet 178 mm Armstrong topundan oluşan kazamat içinde bir merkezi batarya ve kazamatın üzerinde yer alan bir döner barbete monte edilmiş bir adet 229 mm Armstrong top ile silahlandırılmıştı.

    <i>Hıfzur-Rahman</i>

    Hıfzu'r-Rahman, Osmanlı Donanması için 1860'ların sonlarında inşa edilen Lütf-i Celil sınıfı zırhlı korvetlerin ikincisi olan demir zırhlı savaş gemisidir. Başlangıçta Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı özerk vasal devlet olan Mısır Hidivliği tarafından sipariş edilen gemi, Osmanlı hükûmetinin Mısır'ı zorlaması ile henüz Fransa'daki Forges et Chantiers de la Gironde tersanesinde yapım aşamasındayken Osmanlı donanmasına devredildi. Taretli gemi türündeydi ve ön taretinde iki 229 mm Armstrong top, arka taretinde ise iki 178 mm Armstrong top taşıyordu.

    <i>Hamidiye</i> (zırhlı) Osmanlı zırhlı gemisi

    Hamidiye, 1885'te tamamlanan, Osmanlı donanması için inşa edilmiş sınıfının tek örneği zırhlı savaş gemisidir. Silahlarının çoğu merkezi bir kazamata monte edilmiş merkezi bataryalı bir gemiydi. Tersane-i Amire tarafından inşa edilen geminin tamamlanması yaklaşık yirmi yıl sürdü. Aralık 1874'te kızağa kondu, 1885'te denize indirildi ve 1894'te inşası tamamlandı. İnşasının görece uzun sürmesi nedeniyle hizmete girdiğinde modası geçmişti. Kötü dinamik karakteristikleri ve düşük kaliteli zırhı, neredeyse tamamını sabit bir eğitim gemisi olarak geçirdiği görece kısa bir kariyere yol açtı. 1897'deki Osmanlı-Yunan Savaşı sırasında bir süre kullanılsa da, eski Osmanlı filosunun geri kalanı gibi hizmete gireli sadece üç yıl olmasına rağmen kötü durumdaydı. Osmanlılar, savaşta donanmanın başarısızlığının ardından bir yeniden yapılanma programına başladı; ancak Hamidiye, 1903 yılında çok kötü bir durumdaydı; yeniden inşası mantıklı olmadığı için o yıl hizmetten çıkarıldı, 1909'da satışa çıktı ve 1913'te sökülmek üzere satıldı.

    <i>Osmaniye</i> (zırhlı fırkateyn)

    Osmaniye, Robert Napier and Sons tarafından Osmanlı donanması için 1860'lı yıllarda Birleşik Krallık'ta inşa edilen Osmaniye sınıfı zırhlı fırkateynlerin öncü gemisi olan bir zırhlı savaş gemisiydi. Adını Padişah I. Osman'dan alan gemi, bordalara dizili on dört 203 mm ve on 36 libre Armstrong topa ek olarak, burunda bir adet 229 mm Armstrong top taşıyordu.

    <i>Aziziye</i> (zırhlı fırkateyn)

    Aziziye, Osmanlı donanması için 1860'lı yıllarda Robert Napier and Sons tarafından Birleşik Krallık'ta inşa edilen, Osmaniye sınıfı dört zırhlı fırkateynin ikincisi olan zırhlı savaş gemisiydi. İnşasına 1863'te başladı, Ocak 1865'te denize indirildi ve aynı yılın Ağustos ayında hizmete girdi. Adını Padişah Abdülaziz'den alan gemi, bordalara dizili on dört 203 mm ve on 36 libre Armstrong topa ek olarak, burunda bir adet 229 mm Armstrong top taşıyordu. Kariyeri boyunca sınırlı aktif hizmet gördü. 1877-78'deki 93 Harbi esnasında "riske atmak için çok değerli olması" sebebiyle donanma komutanlığı tarafından yedekte tutuldu. 1880'li yılları hizmet dışında geçirdi. 1890'lı yılların başında kapsamlı şekilde yeniden inşa edildi ve daha modern bir barbet gemiye dönüştürüldü. Bununla birlikte, 1897'de Osmanlı-Yunan Savaşı'nın başında bakımsız durumdaydı ve bu savaşta hiçbir çatışmada yer almadı, savaştan sonra ise silahsızlandırıldı. 1904'ten 1909'a kadar kısa bir süre kışla gemisi olarak kullanılmasından başka aktif hizmet görmedi. 1923 yılında hurda olarak gemi sökücülere satıldı ve parçalandı.

    <i>Orhaniye</i> (zırhlı fırkateyn)

    Orhaniye, Osmaniye sınıfı zırhlı fırkateyn sınıfının üçüncüsü gemisidir. 1860'larda Robert Napier and Sons tarafından Osmanlı donanması için Birleşik Krallık'ta inşa edilen bir zırhlı savaş gemisidir. Omurgası 1863 yılında serilen gemi, Haziran 1865'te denize indirildi. Orhaniye, ilk tasarlandığı haliyle burunda tek bir 229 mm Armstrong top ile bordalara dizili on dört 203 mm ve on 36 librelik top Armstrong top taşımaktaydı. Osmaniye sınıfı gemiler, 1877-1878 yıllarında gerçekleşen 93 Harbi sırasında gemiyi Akdeniz'de güvenli bir şekilde tutuldu Gemi, 1880'leri Haliç'te geçirdi. 1890'ların başında kapsamlı şekilde yeniden inşa edilerek daha modern bir barbetli gemiye dönüştürüldü. Buna rağmen 1897'de Osmanlı-Yunan Savaşı başladığında bakımsızlık ve mürettebatın eğitim eksikliği nedeniyle Yunan gemileriyle çatışmaya girmeye uygun durumda değildi. Sonuç olarak hiçbir çatışmada yer almadı ve savaştan sonra silahları söküldü. 1909'da aktif hizmetten çıkarıldıktan sonra kışla gemisi olarak kullanıldı. 1913'te hurda olarak satıldı ve parçalandı.

    <i>Mahmudiye</i> (zırhlı fırkateyn)

    Mahmudiye, Osmanlı donanması için 1860'lı yıllarda Birleşik Krallık'ta inşa edilen, Osmaniye sınıfı dört zırhlı fırkateynin sonuncusu olan zırhlı savaş gemisiydi. Geminin inşaatı 1863'te başladı, Aralık 1864'te denize indirildi. Osmaniye sınıfında Thames Ironworks and Shipbuilding Company'de inşa edilen tek gemi olan Mahmudiye, adını Sultan II. Mahmud'dan alıyordu. Gemi bordalara dizili on dört 203 mm ve on 36-libre Armstrong topa ek olarak, burunda bir adet 229 mm Armstrong top taşıyordu. Gemi kariyeri boyunca sınırlı aktif hizmet gördü. 1877-78'deki 93 Harbi esnasında riske atmak için çok değerli olması sebebiyle donanma komutanlığı tarafından yedekte tutuldu. Gemi 1880'li yılları hizmet dışında geçirdi. 1890'lı yılların başında yeniden inşa edildi ve daha modern bir barbetli gemiye dönüştürüldü; ancak yeniden inşasının hemen ardından başlayan 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nın başında bakımsız durumdaydı. Bu savaşta hiçbir çatışmada yer almadı ve savaştan sonra silahsızlandırıldı. 1909'dan 1913'e kadar kısa bir süre kışla gemisi olarak kullanılmasından başka aktif hizmet görmedi. 1913 yılında hurda olarak gemi sökücülere satıldı ve parçalandı.

    <span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nun zırhlı korvetleri listesi</span> Vikimedya liste maddesi

    1860'larda ve 1870'lerde Osmanlı donanması, neredeyse tamamen yabancı tersanelerde inşa edilen bir dizi zırhlı korvet savaş gemisi sipariş etti ve satın aldı. Sipariş edilen ilk sınıf olan Osmaniye sınıfı, dört adet zırhlı fırkateynden oluşuyordu. Osmaniye sınıfı 1860'ların başında Birleşik Krallık'taki tersanelerinden sipariş edildi. 1864'te beşinci gemi Fatih sipariş edilse de bu gemi, 1867'de Prusya donanması tarafından satın alındı. Aynı yıl Osmanlılar, Feth-i Bülend ile iki gemiden oluşan Avnillah sınıfını yine Birleşik Krallık'tan sipariş etti. Osmanlı İmparatorluğu'nun bir eyaleti olan Mısır da o dönem, merkezî otoriteden bağımsız olarak Fransa'daki tersanelerden; Asar-ı Tevfik, Asar-ı Şevket ve Lütf-i Celil zırhlı korvet sınıflarına ait gemi siparişleri vermiş, bir Avusturya-Macaristan firmasıyla ise İclaliye için sözleşme imzalamışlardı. Mısır'ın bağımsızlığını savunmaya yönelik çabaları, Mısır'dan 1868'de yaptığı sipariş ettiği tüm zırhlı korvetleri teslim etmesini isteyen Padişah Abdülaziz'i kızdırdı. Bu esnada ikinci bir Feth-i Bülend sınıfı zırhlı olan Mukaddeme-i Hayr sipariş edilmiş ve Osmanlı Tersane-i Amire'sinde inşa edilen ilk zırhlı olmuştu. 1871'de Osmanlılar, iki Mesudiye sınıfını sipariş etti. İlk gemi teslim alınırken ikinci gemi Birleşik Krallık'ın 1878'de Rusya ile savaşa girmesi korkusunun ortasında Kraliyet Donanması tarafından satın alındı ve yerini Tersane-i Amire'de inşa edilecek üçüncü bir gemi olan Hamidiye'ye bıraktı. Son iki gemi, Peyk-i Şeref sınıfı, 1874 yılında Birleşik Krallık'tan sipariş edildi fakat Kraliyet Donanması 1878'de savaş beklentileri sırasında her ikisini de satın aldı.

    <i>Draç</i> (torpido botu) Osmanlı torpido botu

    Draç, Osmanlı donanmasına ait 1907'de hizmete giren bir torpido botudur. Balkan Savaşları ile I. Dünya Savaşı'nda görev yapmıştır.