İçeriğe atla

Mesajcı RNA

Ökaryotik bir hücredeki mRNAnın ömrü. RNA hücre çekirdeğinde sentezlenir; tamamen işlemden geçtikten sonra sitoplazmaya taşınır ve ribozomda çevrime uğrar. Ömrünün sonunda, RNA yıkılır.

Mesajcı RNA (İngilizce: messenger RNA) (mRNA), sentezlenecek bir proteinin amino asit dizisine karşılık gelen kimyasal şifreyi taşıyan bir moleküldür. mRNA, bir DNA kalıptan transkripsiyon yoluyla sentezlenir ve protein sentez yeri olan ribozomlara, protein kodlayıcı bilgiyi taşır. Burada, çevirim (translasyon) süreci sonucu, RNA polimerindeki bilgi ile bir amino asit polimeri üretilir. Nükleik asitlerin (mRNA ve DNA) amino asit dizilerine karşılık gelen bölgelerindeki her üç baz, proteindeki bir amino asite karşılık gelir. Bu üçlülere kodon denir, her biri bir amino asit kodlar, bitiş kodonu ise protein sentezini durdurur. Bu işlem iki diğer RNA türünü daha gerektirir: taşıyıcı RNA (tRNA) kodonun tanınmasına aracılık eder ve ona karşılık gelen amino asiti getirir; ribozomal RNA (rRNA) ise ribozomdaki protein imalat mekanizmasının kataliz merkezidir.

Sentez, işlem ve fonksiyon

Bir mRNA molekülünün varlığı onun transkripsiyonu ile başlar ve yıkımı ile sona erer. Çevrim başlamadan evvel bir mRNA molekülü işlenmiş, redaksiyona uğramış ve taşınmış olabilir. Ökaryotik mRNA molekülleri çoğu zaman kapsamlı bir işlenme (İng. procesing) ve taşınma gerektirirler, prokaryotlar ise bunu gerektirmezler.

Transkripsiyon

Transkripsiyon sırasında RNA polimeraz, DNA'daki bir gendeki bilgiyi gereken sayıda mRNA olarak kopyalar. Bu süreç ökaryot ve prokaryotlarda birbirine benzer. Önemli bir fark, transkripsiyon sırasında ökaryotik RNA polimerazın mRNA işlenme enzimleriyle beraber olmasıdır, öyle ki transkripsiyon başladıktan sonra işlenme hızla takip edebilir. Kısa ömürlü olan, işlenmemiş veya kısmen işlenmiş ürüne pre-mRNA denir; tamamen işlendikten sonra olgun mRNA olarak adlandırılır.

Ökaryotik pre-mRNA işlemesi

mRNA işlemesi ökaryot, prokaryot ve arkeler arasında büyük farklılık gösterir. Ökaryotik olmayan mRNA'lar transkripsiyon sonrasında olgundurlar ve ender durumlar dışında işlenme gerektirmezler. Buna karşın, ökaryotik pre-mRNA'lar, kapsamlı bir işlenme gerektirirler.

5' başlık eklemesi

5' başlık (diğer adlarıyla RNA başlığı, RNA 7-metilguanozin başlığı veya RNA m7G başlık), transkripsiyon başlangıcından hemen sonra bir ökaryotik mRNA'nın "önüne" yani 5' ucuna eklenmiş, değişime uğramış bir guanin bazlı bir nükleotittir. 5' başlık, ilk yazılmış nükleotit ile 5'-5'-trifosfat bağı ile bağlanmış bir uç (terminal) 7-metilguanozin kalıntısıdır. mRNA'nın ribozom tarafından tanınması ve RNaz'lardan korunması için varlığı çok önemlidir.

Başlık eklemesi transkripsiyon eşliklidir ve transkripsiyonla beraber gerçekleşir, öyle ki iki süreç birbirlerine etki ederler. Transkripsiyonun başlamasından kısa süre sonra, sentezlenmekte olan mRNA'nın 5' ucuna, RNA polimeraz ile birleşik olan başlık sentezleme kompleksi bağlanır. Bu enzim kompleksi, mRNA başlık eklemesi için gerekli kimyasal adımları katalizler. Sentez, çok adımlı bir tepkimedir.

Uçbirleştirme

Uçbirleştirme (İng. splicing), intron adı verilen, protein kodlamayan bazı kısımların pre-mRNA'dan çıkartılması işlemidir; kalan kısımlar protein kodlayıcı dizileri kapsar ve bunlara ekson denir. Bazen pre-mRNA molekülleri farklı şekillerde uçbirleştirmeye uğrayabilirler, böylece bir gen birden fazla proteini kodlayabilir. Bu sürece alternatif uçbirleştirme denir. Uçbirleştirme genelde splisozom olarak adlandırılan bir RNA-protein kompleksi tarafından gerçekleştirir, ama bazı RNA molekülleri kendi uçbirleştirmelerini kendileri katalizleyebilir. (bkz. ribozimler).

Redaksiyon

Bazı durumlarda bir mRNA'nın bilgi içeriği, onu meydana getiren bazlarda kimyasal değiklikler sonucu, hücre tarafından değiştirilir. İnsanlarda bunun bir örneği, apolipoprotein B mRNA'sıdır, bazı dokularda dizisi değişir (redakte olur), bazılarında ise değişmez. Redaksiyon sonucu erken bir durma kodonu yaratılır, bu da çevrim sonucu daha kısa bir protein oluşmasına neden olur.

Poliadenilasyon

Poliadenilasyon, bir mRNA molekülüne bir poladenilil parçasının kovalent bağ ile eklenmesidir. Ökaryotik organizmalarda çoğu mRNA, 3' ucunda poliadenile olur. Poli(A) kuyruğu ve ona bağlı olan protein, mRNA'nın eksonükleazlar tarafından yıkımından korur. Poliadenilasyon ayrıca, transkripsiyon sonlanması için, mRNA'nın çekirdekten ihracı ve çevirim için de önemlidir. mRNA prokaryotik organizmlarda da poliadenile olabilir, ama bu canlılarda poli(A) kuyruğu eksonükleotik yıkımı engellemek yerine kolaylaştırır.

Poliadenilasyon DNA'nın RNA'ya yazılımı sırasında ve onu hemen takiben olur. Transkripsiyon tamamlanmasının ardından RNA polimerazla birleşik bir endonükleaz kompleksi aracılığıyla mRNA zinciri kesilir. mRNA kesildikten sonra kesim yerindeki serbest 3' uca yaklaşık 250 adenozin kalıntısı eklenir. Alternatif uçbirleştirmede olduğu gibi, bir mRNA'nın birden fazla sayıda poliadenilasyon çeşidi olabilir.

Taşıma

Ökaryotlarla prokaryotlar arasındaki bir diğer fark mRNA taşımasıdır. Ökaryotik transkripsiyon ve translasyon hücre içinde farklı bölmelerde cereyan ettiği için, ökaryotik mRNA'nın hücre çekirdeğinden sitoplazmaya ihracı gerekmektedir. Olgun mRNA'lar gördükleri işlemler sayesinde tanınırlar ve çekirdek gözeneğinden ihraç edilirler. Nöronlarda mRNA'lar somadan dendritlere taşınırlar, dış bir uyarmanın ardından orada yerel bir çevirim olur.[1] Çoğu mesaj ise kendilerini hücre içinde belli konuma hedefleyen "posta kodları" taşır.[2]

Çevirim

Prokaryotlarda mRNA işlenme ve taşınmaya gerek duymadığı için ribozom tarafından çevrilmeleri transkripsiyon olur olmaz başlayabilir. Bu yüzden prokaryotik çevrimin transkripsiyonla eşlikli ve "ko-transkripsiyonel" (eş yazımlı) olduğu söylenir.

İşlenmiş ve sitoplazmaya taşınmış ökaryotik mRNA (yani olgun mRNA) ribozomlar tarafından çevrime uğrayabilir. Çevrim ya sitoplazmada serbest dolaşan ribozomlarda olur ya da, sinyal tanıma taneciği mRNA'yı endoplazmik retikuluma havale ettikten sonra oradaki ribozomlarda olur. Dolayısıyla, prokaryotlardan farklı olarak, ökaryotik çevrim, transkripsiyon ile doğrudan eşlikli değildir.

Yapı

Olgun bir ökaryotik mRNA'nın yapısı. Tamamen işlenmiş bir mRNAnın bir 5' başlığı, 5' çevrilmeyen bölgesi (5' UTR), kodlayıcı bölgesi, 3' çevrilmeyen bölgesi (3' UTR) ve poli(A) zinciri olur.

5' başlık

5' başlık pre-mRNA'nın "önüne" (5' ucuna) 5'-5'-trifosfat bağı ile eklenmiş, değişime uğramış bir guanin nükleotittir. Bu değişim mRNA'nın ribozomar tarafından tanınıp bağlanması, ayrıca 5' eksonükleazlardan korunması için gereklidir. Uçbirleştirme ve taşınma gibi başka temel süreçler için de gereklidir.

Kodlayıcı bölgeler

Kodlayıcı bölgeler kodonlardan oluşur, bunlarda bulunan bilgi deşifre edilip ribozomlar tarafından bir proteine (genelde ökaryotlarda) veya birkaç proteine (genelde prokaryotlarda) çevrilir. Kodlayıcı bölgeler bir başlama kodonu ile başlar ve bir bitiş kodonu ile sona erer. Genelde başlama kodonu bir AUG üçlüsüdür, bitiş kodonu ise UAA, UAG veya UGA'dır. Kodlayıcı bölge genelde dahilî baz çiftleriyle stabilize durumdadır, bu onun yıkımını engeller.[3][4] Protein kodlayıcı olmanın yanı sıra, kodlayıcı bölgenin bazı kısımları pre-mRNA'dadüznleyici dizi olarak işlev görebilirler, örneğin eksonik uçbirlştirme hızlandırıcısı ve eksonik uçbirleşirme susturucusu olarak.

Çevrilmeyen bölgeler

Çevrilmeyen bölgeler (yaygın olarak İngilizce Untranslated region kısaltması olan UTR olarak adlandırılırlar) mRNA'nın başlama kodonundan evvel ve bitiş kodonundan sonra gelen, çevrilmeyen kısımlardır. Bunlar kodlayıcı bölge ile birlikte yazılırlar, olgun RNA'da da yer aldıkları için eksonik sayılırlar. Bu bölgelerin gen ifadesinde çeşitli roller oynadıkları gösterilmiştir, bunların arasında mRNA kararlılığı (stabilitesi), mRNA konumlanması (lokalizasyonu) ve çevirim verimliliği bulunmaktadır. Bir UTR'nin bu işlevleri yerine getirmesi UTR'de bulunan dizilere bağlıdır ve mRNA'lar arasında fark edebilir.

mRNA'nın kararlılığının 5' UTR ve/veya 3' UTR tarafından belirlenebilmesinin nedeni, ribonükleaz denen RNA yıkıcı enzimlerin ve yardımcı proteinlerinin onlara farklı bağlanma afiniteleri göstermesidir.

Çevirim verimliliği ve bazen çevirimin tamamen ketlenmesi (inhibisyonu) UTR'ler tarafından kontrol edilebilir. 3' veya 5' UTR'lere bağlanan proteinler ribozomların mRNA'ya bağlanmasına etki edebilirler. 3' UTR'ye bağlanan mikroRNA'lar da çevirim verimliliğini ve mRNA kararlılığını etkileyebilir.

mRNA'nın sitoplazmada konumlanmasının 3' UTR'nin bir işlevi olduğu düşünülmektedir. Hücrenin belli bir bölgesinde gerekli olan proteinler orada sentezlenebilir; böyle durumlarda 3' UTR, mRNA'nın çevrimi için oraya taşınmasını sağlayacak diziler içerebilir.

Çevrilmeyen bölgelerdeki dizi elemanlarının bazıları RNA'ya yazıldıkları zaman karakteristik ikincil yapılar oluştururlar. Bu yapısal mRNA elemanlar RNA'nın düzenlenmesine yararlar. mRNA elemanlarının bir sınıfı, riboanahtarlar, küçük moleküllere doğrudan bağlanıp şekillerini değiştirirler, bunun sonucu yazılım veya çevirim hızı değişir. Böyle durumlarda, düzenleyici proteinler olaya karışmadığı için, mRNA kendi kendini düzenlemiş olur.

Poli(A) kuyruğu

3' poli(A) kuyruğu, pre-mRNA'nın 3' kuyruğunda yer alan, çoğu zaman birkaç yüz adenin nükleotidinden oluşmuş bir zincirdir. Bu kuyruk çekirdekten ihracı ve çevirimi sağlar, ayrıca ökaryotlarda mRNA'yı yıkımdan korur.

Monosistronik ve polisistronik mRNA

Bir mRNA tek bir proteini kodlamaya yetecek genetik bilgi içerirse onun monosistronik olduğu söylenir. Çoğu ökaryotik mRNA böyledir.[5]. Buna karşın, polisistronik mRNA'lar birkaç gene ait bilgiyi taşırlar, bunlardan birkaç farklı protein kodlar. Bu proteinler çoğu zaman birbiriyle ilişkili işlevlere sahiptir, bir operon olarak yaynyana bulunurlar ve beraber düzenlenirler. Bakteri ve arkelerde bulunan mRNA'ların çoğu polisistroniktir.[5]. Sadece iki protein kodlayan mRNA için disitronik terimi kullnaılır.

mRNA daireselleşmesi

Ökaryotlarda başlık bağlayıcı kompleksi ve poli(A)-bağlayıcı proteinin birleşmesi sonucu mRNA'ların daireselleştiği düşünülmektedir.[6] Daireselleşmenin ribozomların geri dönüşümünü sağlayarak çevrimin daha verimli olmasını sağladığı öne sürülmüştür.

Yıkım

Aynı hücrede farklı mRNA'ların farklı ömürleri (stabiliteleri) vardır. Bakterilerde mRNA'ların ömrü birkaç saniyeden bir saatten fazlaya kadar sürebilir; memeli hücrelerinde mRNA ömürleri birkaç dakikadan günlere kadar uzanabilir. Bir mRNA'nın stabilitesi ne kadar yüksek olursa ondan o kadar daha fazla protein üretilebilir. mRNA'nın sınırlı ömrü, hücrenin değişen ihtiyaçlarına bağlı olarak protein sentezini hızla değiştirebilmesini sağlar. Mesajcı RNA'nın ımhasına yol açan çeşitli mekanizmalar vardır, bazıları aşağıda açıklanmıştır.

Prokaryotik mRNA yıkımı

Prokaryotlardaki mRNA'nın ömrü ökaryotlardakinden genelde çok daha kısadır. Prokaryotlarda mRNA ömrünün düzenlenmesi ökaryotlardakinden çok daha basittir. Prokaryotlarda mesajları hızla yıkan çeşitli RNaz'lar vardır, bunlar RNA'nın dizisinden bağımsız olarak etkirler. Alternatif olarak, uzunluğu on ila yüzlerce nükleotit arası olan kısa RNA molekülleri (sRNA) belli mRNA'lara bağlanıp onların yıkımına neden olurlar. sRNA'daki tümleyici (komplemanter) diziler mRNA'ya bağlanarak iki iplikli RNA molekülleri oluştururlar, bunlar bazı tip RNaz'lara substrattırlar.

Yakın zamanda bakteri mRNA'larında da bir çeşit 5' başlık olduğu bulunmuştur. 5' uçta bir trifosfat grubu bulunmaktadır, bundan iki fosfat çıkartılırsa kalan 5' monofosfat mRNA, RNaz E adlı eksonükleaz tarafından parçalanır.[7]

Ökaryotik mRNA devir hızı

Ökaryotlarda çevirim ile mRNA yıkımı arasında bir denge vardır. Aktif olarak çevrilmekte olan mesajlara polizomlar, ökaryotik başlama faktörleri (eIF-4E ve eIF-4G) ve poli(A) bağlayıcı protein bağlıdır. eIF-4E ve eIF-4G başlık çıkarma enzimi DCP2'yi bloke eder, poli(A) bağlayıcı protein de eksozom kompleksi bloke ederek mesajı korur. Gıda yetersizliği veya viral enfeksiyon durumlarında çevirim aksayabilir ve yıkım hızlanabilir. Çevirim ve yıkım arasındaki denge, P-cismi adı verilen sitoplazmik yapıların büyüklüğü ve çokluğu ile anlaşılabilir.[8] Bir mRNA'nın her çevirimi sırasında poli-A kuyruğu eksonükleazlar tarafından kısaltılır. Bunun sonucu olarak mesajın dairesel yapısı bozulur ve başlık bağlanma yapısı destabilize olur. Mesaj sonra eksozom kompleksi veya başlık çıkartma kompleksi tarafından yıkılır. Böylece etkin olmayan mesajlar hızle yok edilir, aktif mesajlar ise sağlam kalır, hücrenin o anda gerek duyduğu mesajlar seçime uğrar. Çevrimin durması ve mesajın yıkım komplekslerine aktarılmasının mekanizmasının ayrıntıları henüz bilinmemektedir.

AU-zengini eleman yıkımı

Bazı memeli mRNA'larındaki AU-zengini elemanların varlığı, bu dizilere bağlanan proteinlerin etkisi sonucu bu mesajları destabilize eder. AU-zengini elemanlar aracılığıyla mRNA'nın hızlı yıkımı, tümör nekroz faktör ve granülosit-macrofaj koloni uyarıcı faktör (GM-CSF) gibi etkili sitokinlerin fazla üretilmesine engel olan önemli bir mekanizmadır.[9] AU-zengini elemanlar ayrıca c-Jun ve c-Fos gibi onkogenik transkripsiyon faktörlerini düzenler.[10] AU-zengini elemanları tanıyan bağlanıcı proteinler hem eksozom kompleksi[11] hem de başlık çıkarma kompleksi[12] tarafından yıkıma önayak olur.

Anlamsızlık aracılıklı yıkım

Ökaryot mesajlar, mesaj içinde erken durma kodonlarına (anlamsız kodonlara) bakan "anlamsızlık aracılıklı yıkım" (İng. nonsense mediated decay) ile denetlenirler. Bu durma kodonları alternatif uçbirleştirme, adaptif immün sistemdeki V(D)J rekombiansyonu, DNA'da mutasyonlar, transkripsiyon hataları gibi nedenlerle meydana gelebilir. Erken bir bitiş kodonunun algılanması halinde, ya 5 uçtan başlık çıkarma kompleksi ile, ya 3' uçtan eksozom ile ya da endonükleolitik kesme yoluyla yıkım ile sonuçlanır.[13]

Küçük müdaheleci RNA (siRNA)

Metazoanlarda, Dicer tarafından işlenmiş küçük çift iplikli bir RNA türü, RNA uyarımlı susturma kompleksi (RNA-induced silencing complex, RISC) içine alınır. Bu komplekste yer alan bir endonükleaz, bu küçük RNA ile baz çifti kurabilen mRNA'ları parçalar. siRNA, çift iplikli RNA virüslerine kaşı bir savunma mekanizmasıdır. siRNA ayrıca, laboratuvarda, hücre kültüründe genlerin fonksiyonunu bastırmak için kullanılır.[14]

Mikro RNA (miRNA)

MikroRNA (MiRNA), mesajcı RNA'nın dizisine neredeyse tam komplemanter olan kısa RNA'lardır. miRNA'nın mRNA'ya bağlanması sonucu mesajın çevrimi baskılanabilir veya başlık çıkarma kompleksi tarafında 5' başlık çıkartılabilir.[15] miRNA'nın çalışma mekanizması aktif olarak araştırılmaktadır.[16]

Diğer yıkım mekanizmaları

Mesajların yıkımına neden olan başka mekanizmalar da vardır, bunların arasında bitişsiz yıkım (İng. Non-stop decay), Piwi-etkileşimli RNA tarafından susturma sayılabilir.

Kaynakça

  1. ^ Job, C.; Eberwine, J. (1912), "Localization and translation of mRNA in dendrites and axons" (w), Nat Rev Neurosci, cilt 2001, ss. 889-98, 1 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 
  2. ^ Ainger, Kevin; Avossa, Daniela; Diana, Amy S.; Barry, Christopher; Barbarese, Elisa; Carson, John H. (1997), "Transport and Localization Elements in Myelin Basic Protein mRNA", The Journal of Cell Biology, 138 (5), ss. 1077-1087, doi:10.1083/jcb.138.5.1077, PMID 9281585, 28 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 
  3. ^ Shabalina SA, Ogurtsov AY, Spiridonov NA (2006). "A periodic pattern of mRNA secondary structure created by the genetic code". Nucleic Acids Res. 34 (8). ss. 2428-37. doi:10.1093/nar/gkl287. PMC 1458515 $2. PMID 16682450. 
  4. ^ Katz L, Burge CB (Eylül 2003). "Widespread selection for local RNA secondary structure in coding regions of bacterial genes". Genome Res. 13 (9). ss. 2042-51. doi:10.1101/gr.1257503. PMC 403678 $2. PMID 12952875. 
  5. ^ a b Kozak, M. (Mart 1983). "Comparison of initiation of protein synthesis in procaryotes, eucaryotes, and organelles" (PDF). Microbiological Reviews. 47 (1). ss. 1-45. PMID 6343825. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2006. 
  6. ^ Wells, S.E.; Hillner, P.E.; Vale, R.D.; Sachs, A.B. (1998), "Circularization of mRNA by Eukaryotic Translation Initiation Factors" (w), Molecular Cell, 2 (1), ss. 135-140, doi:10.1016/S1097-2765(00)80122-7 []
  7. ^ Deana, Atilio; Celesnik, Helena; Belasco, Joel G. (2008), "The bacterial enzyme RppH triggers messenger RNA degradation by 5", Nature, 451 (7176), s. 355, doi:10.1038/nature06475, 21 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 
  8. ^ Parker, R.; Sheth, U. (2007), "P Bodies and the Control of mRNA Translation and Degradation" (w), Molecular Cell, 25 (5), ss. 635-646, doi:10.1016/j.molcel.2007.02.011, 20 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 
  9. ^ Shaw G, Kamen R (Ağustos 1986). "A conserved AU sequence from the 3' untranslated region of GM-CSF mRNA mediates selective mRNA degradation". Cell. 46 (5). ss. 659-67. doi:10.1016/0092-8674(86)90341-7. PMID 3488815. 
  10. ^ Chen, C.Y.A.; Shyu, A.B. (1995), "AU-rich elements: characterization and importance in mRNA degradation", Trends in Biochemical Sciences, 20 (11), ss. 465-470, doi:10.1016/S0968-0004(00)89102-1, 23 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 
  11. ^ Chen, C.Y.; Gherzi, R.; Ong, S.E.; Chan, E.L.; Raijmakers, R.; Pruijn, G.J.M.; Stoecklin, G.; Moroni, C.; Mann, M.; Karin, M. (2001), "AU Binding Proteins Recruit the Exosome to Degrade ARE-Containing mRNAs", Cell, 107 (4), ss. 451-464, doi:10.1016/S0092-8674(01)00578-5, 17 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 
  12. ^ Fenger-grvrn, M.; Fillman, C.; Norrild, B.; Lykke-andersen, J. (2005), "Multiple Processing Body Factors and the ARE Binding Protein TTP Activate mRNA Decapping" (PDF), Molecular Cell, 20 (6), ss. 905-915, doi:10.1016/j.molcel.2005.10.031, 6 Haziran 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 
  13. ^ Isken, O.; Maquat, L.E. (2007), "Quality control of eukaryotic mRNA: safeguarding cells from abnormal mRNA function", Genes & Development, 21 (15), s. 1833, 16 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 
  14. ^ Obbard, D.J.; Gordon, K.H.J.; Buck, A.H.; Jiggins, F.M. (2009), "Review. The evolution of RNAi as a defence against viruses and transposable elements", Philosophical Transactions of the Royal Society B: Biological Sciences, 364 (1513), s. 99, doi:10.1098/rstb.2008.0168, 1 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 
  15. ^ Rehwinkel, J.A.N.; Behm-ansmant, I.; Gatfield, D.; Izaurralde, E. (2005), "A crucial role for GW182 and the DCP1: DCP2 decapping complex in miRNA-mediated gene silencing", RNA, 11 (11), ss. 1640-1647, doi:10.1261/rna.2191905, 5 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 
  16. ^ Eulalio, A.; Huntzinger, E.; Nishihara, T.; Rehwinkel, J.; Fauser, M.; Izaurralde, E. (2009), "Deadenylation is a widespread effect of miRNA regulation", RNA, 15 (1), s. 21, doi:10.1261/rna.1399509, 1 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 6 Şubat 2009 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">RNA</span> nükleotitlerden oluşan polimer

Ribonükleik asid (RNA), bir nükleik asittir, nükleotitlerden oluşan bir polimerdir. Her nükleotit bir azotlu baz, bir riboz şeker ve bir fosfattan oluşur. RNA pek çok önemli biyolojik rol oynar, DNA'da taşınan genetik bilginin proteine çevirisi (translasyon) ile ilişkili çeşitli süreçlerde de yer alır. RNA tiplerinden olan mesajcı RNA, DNA'daki bilgiyi protein sentez yeri olan ribozomlara taşır, ribozomal RNA ribozomun en önemli kısımlarını oluşturur, taşıyıcı RNA ise protein sentezinde kullanılmak üzere kullanılacak aminoasitlerin taşınmasında gereklidir. Ayrıca çeşitli RNA tipleri genlerin ne derece aktif olduğunu düzenlemeye yarar.

<span class="mw-page-title-main">Ribozom</span> Tüm canlı hücrelerde bulunan zarsız organel.

Ribozom, tüm canlı hücrelerde bulunan karmaşık moleküler yapıya sahip ve protein oluşturma sürecinde hayati bir rol oynayan bir organeldir. Bu süreç, mRNA çevirisi olarak bilinen bir biyolojik mekanizma aracılığıyla gerçekleşir. Kısaca ribozomlar, haberci RNA (mRNA) molekülleri tarafından sağlanan talimatları takip ederek amino asitleri birbirine bağlar ve polipeptit adı verilen amino asit zincirlerini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Taşıyıcı RNA</span> protein sentezinde görevli bir RNA

Taşıyıcı RNA hücrelerde protein sentezi sırasında büyüyen polipeptit zincirine spesifik bir amino asit ekleyen küçük bir RNA molekülüdür. Amino asidin bağlanması 3' ucundadır. Bu kovalent bağlantı aminoasil tRNA sentetaz tarafından katalizlenir. Ayrıca, antikodon olarak adlandırılan üç bazlık bir bölge vardır, bu bölge mRNA üzerinde kendisine karşılık gelen üç bazlık bir kodon bölgesi ile baz eşleşmesi yapar. Her tip tRNA molekülü sadece tek tip bir amino asite bağlanabilir, ama genetik kod aynı amino asite karşılık gelen birden çok kodon bulunduğu için, farklı antikodonlara sahip tRNA'lar aynı amino asidi taşıyabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ribozomal RNA</span> Ribozomun RNA bileşeni

Ribozomal RNA (rRNA), ribozomlarda bulunan bir RNA tipidir, ribozomun protein senteziyle ilişkili katalitik fonksiyonundan sorumludur. Ribozomal RNA'nın görevi, mRNA'daki bilginin translasyon süreci sırasında amino asit dizisine çevrilmesi için taşıyıcı RNA (tRNA) ile etkileşmek ve uzayan peptit zincirine amino asit takmaktır. Hücre sitoplazmasında serbest halde bulunan RNA'nın %80'i rRNA'dan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Protein biyosentezi</span>

Protein biyosentezi, hücrenin protein sentezlenmesi için gereken bir biyokimyasal süreçtir. Bu terim bazen sadece protein translasyonu anlamında kullanılsa da transkripsiyon ile başlayıp translasyonla biten çok aşamalı bir süreçtir. Prokaryotlarda ve ökaryotlarda ribozom yapısı ve yardımcı proteinler bakımından farklılık göstermesine karşın, temel mekanizma korunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Translasyon</span> Protein sentezine ilişkin hücresel süreç

Translasyon, transkripsiyon sonucu oluşan mRNA'lardaki koda uygun olarak ribozomlarda gerçekleştirilen amino asit zinciri veya polipeptit sentezi sürecidir, daha sonra üretilen amino asit zinciri veya polipeptit uygun bir şekilde katlanarak etkin bir protein haline gelmektedir. Translasyon, protein biyosentezinin ilk aşamasıdır. 4 harfli DNA dilindeki mesajın 20 harfli amino asid diline çevrilmesinden ötürü, İngilizce terminolojide "çeviri" anlamına gelen translation sözcüğü kullanılmaktadır. Bu terim Türkçeye translasyon olarak geçmiştir. Translasyon hücrenin sitoplazmasında gerçekleşir. Sitoplazmada bulunan iki ribozom alt birimi translasyon sırasında mRNA zincirinin 5' ucuna bağlanır. Ribozom üzerindeki bağlanma bölgelerinde, mRNA'daki baz üçlülerini (kodon) tRNA'daki tamamlayıcıları olan antikodonlara bağlar. mRNA'daki kodonlara karşılık gelen antikodonu bulunduran tRNA'ların art arda eklenmesi sırasında tRNA'nın 3' ucuna bağlanmış olan amino asitler birbirine bağlanarak polipeptit zincirini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Metiyonin</span>

Metiyonin apolar bir aminoasit ve vücuttaki yağların metabolik olarak yakılmasını hızlandıran lipotropik bir moleküldür. İnsan vücudu tarafından sentezlenemediği için beslenme yoluyla dışarıdan temin edilmesi şart olan temel aminoasitlerden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Transkripsiyon (genetik)</span> bir DNA parçasının RNAya kopyalanması süreci

Transkripsiyon, yazılma veya yazılım, DNA'yı oluşturan nükleotit dizisinin RNA polimeraz enzimi tarafından bir RNA dizisi olarak kopyalanması sürecidir. Başka bir deyişle, DNA'dan RNA'ya genetik bilginin aktarımıdır. Protein kodlayan DNA durumunda, transkripsiyon, DNA'da bulunan genetik bilginin bir protein veya peptit dizisine çevirisinin ilk aşamasıdır. RNA'ya yazılan bir DNA parçasına "transkripsiyon birimi" denir. Transkripsiyonda hata kontrol mekanizmaları vardır, ama bunlar DNA çoğalmasındakinden daha az sayıda ve etkindirler; dolayısıyla transkripsiyon DNA çoğalması kadar aslına sadık değildir.

RNA polimerazlar, bir DNA veya RNA molekülündeki bilgiyi RNA molekülü olarak kopyalayan bir enzimler ailesidir. Bir gende yer alan bilginin RNA molekülü olarak kopyalanma işlemi transkripsiyon olarak adlandırılır. Hücrelerde RNAP genlerin RNA zincirleri halinde okunmasını sağlar. RNA polimeraz enzimleri, tüm canlılarda ve çoğu virüste bulunur. Kimyasal bir deyişle, RNAP, bir nükleotidil transferaz enzimidir, bir RNA molekülünün üç ucunda ribonükleotitlerin polimerleşmesini sağlar.

Genetikte uçbirleştirme transkripsiyon sonrasında RNA'daki bazı bölümlerin (intron'ların) çıkartılıp kalan kısımlarının (eksonların) birleştirilmesidir. Ökaryotlarda uçbirleştirme sonucunda prekürsör mesajcı RNA (pre-mRNA) ergin mesajcı RNA'ya dönüşür, bu da protein sentezinde kullanılır. Uçbirleştirme bir dizi biyokimyasal tepkimeden oluşur, bunlar splisozom adı verilen bir snRNP kompleksi tarafından katalizlenir.

<span class="mw-page-title-main">Doğrultu (moleküler biyoloji)</span>

Moleküler biyolojide doğrultu, bir nükleik asit ipliğini oluşturan nükleotitlerin uçuca eklenme yönüyle ilişkildir. Kimyasal adlandırma konvansiyonu gereği, bir nükleotit şeker halkasındaki karbon atomları 1', 2', 3', 4' ve 5' olarak adlandırılır. Nükleik asitlerin doğada sentezlenmeleri sırasında büyüyen zincirin bir ucundaki şeker grubunun serbest bir 3' hidroksil (-OH) grubu vardır, öbür ucundaki şekerin ise serbest bir 5'-OH grubu vardır. Bu iki uca, sırasıyla 3' ve 5' uçları denir. Nükleik asidin sentezi sırasında polimeraz enzimi 3'-OH grubuna bir fosfodiester bağı ile yeni bir nükleotit bağlar. Konvansiyon olarak bir iplikli DNA ve RNA dizileri yazılırken bazların kısaltmaları 5'-3' doğrultusunda yazılır.

<span class="mw-page-title-main">Nükleoit</span> Prokaryotik bir hücre içinde genetik materyal içeren bölge

Nükleoit veya nükleoid, prokaryotların genetik materyalinin bulunduğu, düzenli bir biçime sahip olmayan, hücre içi bölgeleridir.

Moleküler biyolojide anlam, DNA ve RNA gibi nükleik asit moleküllerinde bulunan bilginin yönünün (polaritesinin) başka nükleik asitlerle karşılaştırılmasında kullanılan bir kavramdır. Hangi bağlamda kullanıldığına bağlı olarak "anlam" terimi farklı manalara gelebilir. Bir manasıyla "anlam", bir nükleik asidin protein kodlama özelliğidir. Bir diğer manasıyla "anlam", tek iplikli RNA virüslerinde, viriondan çıkan genomik RNA'nın doğrudan protein kodlayabilme özelliğidir. "Antianlamlı" nükleik asitlerden söz edilince, anlamlı bir mRNA'nın ifadesini engelleyen, komplemanter dizili bir nükleik asit kastedilir.

<span class="mw-page-title-main">Genetik kod</span> genetik materyal içinde kodlanan bilginin proteinlere çevrildiği kurallar

Genetik kod, genetik malzemede kodlanmış bilginin canlı hücreler tarafından proteinlere çevrilmesini sağlayan kurallar kümesidir. Kod, kodon olarak adlandırılan üç nükleotitlik diziler ile amino asitler arasındaki ilişkiyi tanımlar. Bir nükleik asit dizisindeki üçlü kodon genelde tek bir amino asidi belirler. Genlerin çok büyük çoğunluğu aynı kodla şifrelendiği için, özellikle bu koda kuralsal veya standart genetik kod olarak değinilir, ama aslında pek çok kod varyantı vardır. Yani, standart genetik kod evrensel değildir. Örneğin, insanlarda, mitokondrilerdeki protein sentezi kuralsal koddan farklı bir genetik koda dayalıdır.

Kodlamayan RNA, proteine çevirisi yapılmayan işlevsel bir RNA molekülüdür. İngilizce literatürde non-coding RNA''nın kısaltması olan ncRNA olarak anılırlar, daha az sıklıkla kullanılan diğer adları non-protein-coding RNA, non-messenger RNA, small non-messenger RNA, functional RNA. Küçük RNA terimi bakterilerde kullanılır. Kodlamayan RNA'nın yazıldığı DNA dizileri RNA geni veya kodlamayan RNA geni olarak adlandırılır.

Gen bulma, genomik DNA'da biyolojik olarak işlevsel olan dizileri algoritmik olarak tespit etmekle ilgili hesaplamalı biyolojinin bir sahasıdır. İşlevsel dizilerden kastedilen genelde protein kodlayıcı genler olmakla beraber, RNA genleri ve düzenleyici bölgeler de dahil edilir. Bir organizmanın genomu dizilendikten sonra bu genomun anlaşılabilmesi için ilk ve en önemli adım gen bulmadır.

Pre-mRNA, hücre çekirdeği içerisinde kalıp DNA’dan transkripsiyon ile sentezlenir. Pre—mRNA HnRNA’yı içerir. HnRNA sıklıkla pre-mRNA’nın eş anlamlısı olarak kullanılır, öyle ki sıkı iplikçikte HnRNA nükleer RNA transkriptlerinin sitoplazmik mRNA’ya kadar nasıl yapılıp, sonlanacağını içerir. Ökaryotlarda pre-mRNA mRNA’ya işlenmeden önce sadece pre-MRNA vardır.

Ökaryotik transkripsiyon, ökaryotik hücrelerin DNA'da depolanan genetik bilgiyi RNA replika birimlerine kopyalamak için kullandıkları ayrıntılı bir işlemdir. Gen transkripsiyonu hem ökaryotik hem de prokaryotik hücrelerde görülür. Tüm farklı RNA tiplerinin transkripsiyonunu başlatan prokaryotik RNA polimerazının aksine, ökaryotlardaki RNA polimerazlar, her biri farklı bir gen tipini kodlayan üç varyasyona sahiptir. Bir ökaryotik hücre, transkripsiyon ve translasyon işlemlerini ayıran bir çekirdeğe sahiptir. Ökaryotik transkripsiyon, DNA'nın nükleozomlara ve daha yüksek dereceli kromatin yapılarına paketlendiği çekirdeğin içinde meydana gelir. Ökaryotik genomun karmaşık oluşu, kompleks ve çok çeşitli bir gen anlatım kontrol mekanizmasının varlığını gerektirir.

Operon, genetikte tek bir promotörün kontrolü altında bir gen kümesi içeren DNA'nın işlevsel bir birimidir. Genler birlikte bir mRNA ipliğine yazılır ve daha sonra ya sitoplazmada birlikte translasyona uğrar veya ayrı ayrı translasyona uğrayan monosistronik mRNA'ları oluşturmak için her biri tek bir gen ürününü kodlayan birkaç mRNA ipliği gibi uçbirleştirmeye tabi tutulur. Bunun sonucu, operonda bulunan genler ya birlikte ifade edilirler ya da hiç ifade edilmezler. Bir operonu tanımlamak için birkaç genin birlikte transkripsiyonunu gerekir.

<span class="mw-page-title-main">Santral dogma (moleküler biyoloji)</span> Biyolojik bir sistem içindeki genetik bilgi akışının açıklanması

Moleküler biyolojinin santral (merkezi) dogması, biyolojik bir sistem içindeki genetik bilgi akışının bir açıklamasıdır. Orijinal anlamı bu olmasa da, genellikle "DNA RNA'yı, RNA proteini yapar" şeklinde ifade edilir İlk olarak 1957'de Francis Crick tarafından ifade edilmiş, 1958'de ise yayınlanmıştır.