İçeriğe atla

Meroitik yazı

Meroitik anıtsal ve el yazısı alfabeleri

</onlyinclude>

Meroitik yazı, Meroë Krallığı'nın Meroitik dili yazmak için en azından MÖ 200 yılında kullandığı Mısır hiyeroglif ve Demotik kökenli bir alfabedir, ayrıca bir olasılıkla onu izleyen Nübye krallıklarının dilini yazmak için de kullanılmıştır. Eski Eski Nübyece daha sonraları Yunan uncial alfabesi ile yazıldığında bu alfabeye üç tane Meroitik glif (karakter) de dahil edilmiştir.

Meroitik yazı öncelikle alfabetik olduğundan Mısır hiyerogliflerinden tamamen farklı kuralları vardır. Bazı uzmanlar (Haarmann gibi) Yunan alfabesinin Meroitik yazının gelişiminde etkisinin olduğunu düşünmektedirler, buna neden olarak Meroitik yazıda sesli harflerin bulunmasını gösterirler fakat diğer bakımlardan bu harfler Yunanca gibi işlev göstermezler.

Meroitik yazı esasen alfabetiktir, fakat herhangi bir sesli harf yazılmadığı zaman /a/ seslisi varmış gibi varsayılır. Bir sessiz, o sembolün ardına /e/ (fonetik olarak schwa) eklenerek gösteriliyordu. Yani, iki harflik me /me/ hecesi ve yalnız /m/ sessizi ile gösterilebilmekteydi, ma hecesi ise tek harfle ve mi ise iki harfle gösterilmekteydi. Diğer bazı hecelerin özel glifleri vardı. Bu bağlamda tam anlamıyla 'yarı-hecesel' bir yazı olduğu ve sadece yaklaşık aynı zamanlarda ortaya çıkan Hint hecesel (abugida) alfabelerini uzaktan anımsattığı söylenebilir. /n/ ve /s/ gibi çeşitli hece sonu sessiz harfleri çoğu kez koyulmuyordu.

Toplam 23 sembol vardı. Bunlara dört sesli de dahildir:

  • a (yalnızca kelime başlarında; diğer durumlarda /a/ varsayılıyordu), e (veya schwa), i, o (veya u);

on dört kadar sessiz, herhangi bir sessiz belirtilmedikçe /a/ seslisi varsayılırdı:

  • y(a), w(a), b(a), p(a), m(a), n(a), r(a), l(a), ch(a) (belki damaksal, Almanca ich veya küçükdil, Hollandaca dag gibi), kh(a) (artdamaksıl, Almanca Bach gibi), k(a), q(a), s(a) or sh(a), d(a);

ve çeşitli heceler:

  • ne veya ny(a), se or s(a), te, to, t(a) veya ti.

Bazı hecesel seslerin gösterimi ile ilgili tartışmalar sürmektedir: se bir hece miydi yoksa /š/ gibi okunan s 'den farklı bir sessiz miydi; benzer şekilde ne bir hece miydi yoksa /ñ/ sessizi miydi; ve yine t hecesel ti olabilir miydi. Bazı sesler için hecelerin alfabedeki harflerin yerine kullanılmış olmasının, Mereoitik lehçesel değişimlerinin tek bir yazıda birleştirilmesi amacıyla olabileceği öne sürülmüştür.

Meroitik alfabenin iki grafik formu vardır: Mısır hiyerogliflerinden alınmış anıtsal oyma formu ve yine eski Mısır'da kullanılan Demotikten türemiş el yazısı formu. Metinlerin çoğunluğu el yazısı şeklindedir. Mısır yazılarının farklı olarak, Meroitik'in iki formu arasında basit birebir uyuşma vardır, yalnız el yazısı formunda sessiz harfi izleyen i harfi bir bağ ile birleştiriliyordu.

Yazma yönü ya sağdan sola ve yukarıdan aşağıyaydı (el yazısı); veya sütunlarda yukarıdan aşağıya, sağdan sola şeklindedir (hiyeroglifsel form). Anıtsal işaretler Mısır hiyeroglifsel kaynaklarında olduğu gibi metnin başına doğru dönük oluyorlardı.

Ayrıca kelimeleri veya cümle parçaları ayırmak için kullanılan üç yatay veya dikey nokta işareti vardı; bu kullanılan tek noktalama işaretiydi.

Meroitik yazı eğer gerçekten Nübye krallıkları tarafından kullanılmışsa, altıncı yüzyılda Nübye'ye Hristiyanlığın gelmesinin ardından yerini Koptik alfabesi almış olmalıdır.

Yazı 1909 yılında Britanyalı Mısır bilimci Francis Llewellyn Griffith tarafından çözülerek okunmuştur. Ancak, dilin kendisi hâlâ tam olarak anlaşılamamıştır.

Ayrıca bakınız

  • Nuwaubic

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Alfabe veya abece, her biri dildeki bir sese karşılık gelen harfler dizisidir. "Abece" kelimesi, Türkçedeki ilk üç harfin okunuşundan oluşur. Benzer biçimde Fransızca kökenli “Alphabet” kelimesinden Türkçeye geçen "alfabe" sözcüğü, eski Yunancadaki ilk iki harf olan "alfa" ile "beta"nın okunuşundan gelir.

<span class="mw-page-title-main">Arap harfleri</span> Arap alfabesini temel alan yazı sistemi

Arap harfleri, 7. yüzyılın üçüncü çeyreğinden itibaren Emevi ve Abbasi imparatorlukları aracılığıyla Orta Doğu merkezli geniş bir alana yayılma olanağı bulmuş İslam dininin benimsendiği coğrafyalarda kabul gören, kökeni Arap alfabesine dayalı, ünsüz alfabesi türünde bir yazı sistemidir. Dünyada Latin alfabesinden sonra en çok kullanılan yazı sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Latin harfleri</span> Antik Roma tarafından Latince yazmak için kullanılan yazı sistemi

Latin veya Romen harfleri, kökeni antik Roma tarafından Eski Latinceyi yazmak için kullanılan Latin alfabesine dayanan bir yazı sistemidir. ISO tarafından belirlenmiş standart modern Latin alfabesinde 26 harf bulunur. Latin harfleri şu anda dünyada en yaygın kullanılan yazı sistemidir.

Aruz ölçüsü ya da aruz vezni, Arap edebiyatından doğarak İslamî edebiyatalara da yayılmış bir nazım sistemi; nazımda uzun veya kısa, kapalı ya da açık hecelerin belli bir düzene göre sıralanarak ahengin sağlandığı ölçüdür.

<span class="mw-page-title-main">Eski Türk yazısı</span> Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı düzeni

Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Eski Nübyece</span>

Eski Nübyece, Orta Çağ Nübye'sinde, 8.-10. yüzyıl arasında kullanılan yazılı dile verilen isimdir. Şu anda bölgede konuşulan Nübye dillerinin antik bir çeşitidir, özellikle modern Nobiin dilinin muhtemel atasıdır. En azından yüz kadar belge sayfasında korunmuştur, çoğunlukla Hristiyanlık ile ilgili metinlerdir ve Kıptîce yazısının değiştirilmiş bir şekli ile yazılmıştır; en çok bilineni Aziz Menas'ın Şehitliği metnidir. Meroitik, Geez ve Sabaean sayılmazsa en eski Sahra altı Afrika dili ile yazılmış metindir.

<span class="mw-page-title-main">Yazı sistemi</span> kağıda veya başka bir ortama kaydedilmiş görsel dillerin sistemi, dilde ifade edilebilecek ögeleri temsil etmek için kullanılır

Yazı sistemi, bir dildeki unsurları ve tarif edilebilir durumları temsil etmek için kullanılan bir çeşit semboller sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Hiyeroglif</span> antik bir yazı türü

Hiyeroglif, antik döneme ait bir yazı sistemi. Birçok türü olan hiyerogliflerin en bilinen türü Mısır hiyeroglifleridir. Ayrıca Luvi hiyeroglifleri ve Urartu hiyeroglifleri de bu yazı sisteminin Mezopotamya'da kullanılan diğer örneklerindendir. Girit hiyeroglifleri ise Girit Uygarlığı tarafından kullanılan başka bir tür hiyerogliftir.

<span class="mw-page-title-main">Harf</span> alfabetik bir yazı sisteminde grafem

Harf, yazı yazmak için kullanılan semboldür. Harfler, Seslerin yazı sistemlerindeki karşılığıdır. Harflerin hepsi birleşerek alfabeyi oluştururlar. Yazı harfler dışında rakam, noktalama işaretleri ya da başka semboller içerebilir ama harfler yazının en temel öğesidir.

<span class="mw-page-title-main">Yazı</span> bir dilin metinsel olarak ifade edilmesi

Yazı, belirli işaretler kullanılarak kişiler arasında görsel tabanlı iletişim kurulmasını sağlayan bir araçtır. Yazı sistemi, dilbilgisi ve anlambilimde olduğu gibi konuşma ile aynı yapılara dayanan, ancak her kültüre özgü yazım sistemine bağlı ek kısıtlamalara ve kurallara sahip bir teknoloji biçimidir. Yazma faaliyetinin sonucu çıkan ürün metin, bu metnin yorumlayıcısı veya gözlemleyicisi ise okur veya okuyucu olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Luvice</span>

Luvice veya Luvi dili Anadolu dillerine mensup bir dildir. Aynı zamanda Hititlerin de hiyeroglif yazılarında kullandıkları dildir. Mısır ve Girit hiyeroglif yazısından farklı olan bu hiyeroglif yazısı, daha çok mühürlerde ve kaya anıtları gibi büyük yazıtlarda kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mısır hiyeroglifleri</span>

Mısır hiyeroglif yazısı, birbirinden kolaylıkla ayırt edilebilecek yüzlerce sembolden oluşur. Her işaret belli bir sesi veya nesneyi temsil eder. Bu yazı soldan sağa veya sağdan sola ya da yukarıdan aşağı yazılabilir, okumak için ölçüt sembollerdeki insan ya da hayvan figürlerinin baktıkları yöndür. Mısır hiyerogliflerinde 700'den fazla işaret bulunmaktadır. Bu yüzden de okuma yazma oranı düşüktür. Çünkü hiyeroglif bir harf yazısı değildi. Bunlar için yazıcı adlı bir meslek vardı. Bu insanlar uzun bir eğitimden geçerlerdi. Ayrıca hiyeroglif öyle zor bir yazıydı ki sanat halini almıştı.

<span class="mw-page-title-main">Maya yazısı</span>

Bulgular MÖ 3. ve 4. yüzyıllarda bile Mayalar'ın yazı sistemini kullandıklarını göstermektedir. Maya yazısından önce de Orta-Amerika'da çeşitli yazı sistemlerinin kullanıldıkları bilinmektedir. Bunlardan biri Olmec ile Maya yazısı arasında bir "geçiş yazısı" denilebilecek Epi-Olmec yazısıdır. Bununla birlikte 5 Ocak 2006'da National Geographic tarafından yayımlanan Maya yazısı inceleme sonuçları Maya yazı sisteminin hemen hemen en eski Orta Amerika yazı sistemleri kadar eski olduğunu göstermektedir. Kısa kısa da olsa, çoğu anıtlar, tabletler, steller ve çömlekçilik ürünleri üzerine yazılmış olmak üzere günümüzde yaklaşık 10.000 Maya yazıtının ya da metninin varlığı bilinmektedir. Bunlardan başka Mayalar'ın, özellikle çeşitli incir ağacı türlerinin ağaç kabuklarından elde ettikleri kâğıtlara kaydettikleri boyalı metinler mevcuttur. Maya yazı sisteminin çözülmesi uzun ve zahmetli bir inceleme sürecinden sonra mümkün olmuştur. İlk kısmi çözümler 19. yüzyılın sonunda başlamışsa da, yazının çözülmesi konusunda esas önemli gelişmeler 1960'lı ve 1970'li yıllarda olmuştur ve günümüzde Maya metinleri tümüyle olmasa da, yeterince okunabilmektedir. Maya dilinin çözülmesi konusunda emek harcamış isimlerden bazıları Constantin Rafines, Yuri Knorozov, Ramón Arzápalo Marin'dir.

<span class="mw-page-title-main">Brahmi alfabesi</span>

Brahmi alfabesi, ünlüleri ünsüz sembollerle ilişkilendirmek için bir aksan işaretleri sistemi kullanan bir abugidadır. Yazı sistemi, Maurya döneminden erken Gupta dönemine kadar yalnızca nispeten küçük evrimsel değişiklikler geçirdi ve MS 4. yüzyılda bile okuma yazma bilen bir kişinin Maurya yazıtlarını hala okuyabildiği düşünülmektedir. Bundan bir süre sonra, orijinal Brahmi yazısını okuma yeteneği kayboldu. En eski ve en iyi bilinen Brahmi yazıtları, kuzey-orta Hindistan'daki Asoka'nın MÖ 250-232'ye tarihlenen kayaya oyulmuş fermanlarıdır. Brahmi'nin deşifresi, 19. yüzyılın başlarında, Hindistan'daki Doğu Hindistan Şirketi yönetimi sırasında, özellikle Kalküta'daki Bengal Asya Topluluğu'nda, Avrupa'nın akademik ilgisinin odak noktası haline geldi. Brahmi, Cemiyetin sekreteri James Prinsep tarafından 1830'larda Cemiyetin dergisinde yayınlanan bir dizi bilimsel makalede deşifre edildi. Buluşları, diğerleri arasında Christian Lassen, Edwin Norris, H. H. Wilson ve Alexander Cunningham'ın epigrafik çalışmalarına dayanıyordu.

Latinizasyon (Romanizasyon) tabiri genel olarak Latin alfabesi dışındaki ses sistemlerinin Latin alfabesine çevrilmesini ifade eder. Arapçanın Latin alfabesine çevirisi yapılırken bu uygulamaların hiçbirinde (fonetik alfabeler hariç) ortak bir uygulama geliştirilememiştir. Çünkü her ülke kendi harflerini esas alan bir çeviri sistemi benimsemiştir. Fakat yine de ana hatlarıyla genel kabul görmüş bazı sesler ve simgeler tercih edilmeye başlanmıştır. Ortak Türkçe alfabesi esas alınarak yapılan bir işaret sistemi büyük oranda geliştirilmiş durumdadır. Fakat yine de çeşitli ülkelerin, sesleri simgelerken kullandıkları harflerin değişik olması nedeniyle farklılıklar ortaya çıkmaktadır.

Abugida İngilizce telaffuz: [ˌɑːbuːˈɡiːdə], ya da diğer adıyla alfabetik hece yazısı, parçalı bir yazı sistemi çeşididir. Bu sistemde, birbirini takip eden her sessiz-sesli çifti tek bir birim olarak yazılır: Her birim bir sessiz harfi temel alır; sesli harf ise ikincil önem taşır. Bu özelliğiyle sessiz ve sesli harflerin aynı değerde öneme sahip olduğu alfabelerden, sesli harflerin eksik olduğu veya isteğe bağlı olarak yazıldığı ebcetlerden ve her bir hecenin birbirinden bağımsız birer sembol ile gösterildiği klasik hece yazılarından ayrılır. Abugidalar, Güney ve Güneydoğu Asya'da kullanılan Brahmî familyasına ait yazıları kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Glif</span>

Tipografide glif, karakterleri yazı içinde temsil ve diğer karakterlerden ayırt eden simgelere verilen addır. Bir karakter tek bir glifle gösterilebildiği gibi, birden fazla karakter de tek bir glifle gösterilebilir. Ayrıca tek bir karakter yerine göre değişik gliflerle gösterilebilir. Yazı içinde kullanılan bir işaretin glif olarak adlandırılması için o işaretin ayırt edici bir işlevinin olması, yani o karakteri diğer karakterlerden ayırması veya yazıya kültürel ve sosyal kullanımdan kaynaklanan özel bir anlam katması gerekmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Tibet alfabesi</span> Tibet kökenli bir alfabe

Tibet alfabesi ; Limbu, Lepça ve Fags-pa alfabeleri ile akraba olan Tibet merkezli bir alfabedir.

<span class="mw-page-title-main">Logogram</span> yazı dilinde bir kelime veya ifadeyi temsil eden yazılı karakter

Logogram, yazı dilinde bir kelime veya ifadeyi temsil eden yazılı karakterdir. Alfabe ve hece yazısı olan fonogramların aksine herhangi bir sesi veya heceyi değil doğrudan bir ifadeyi anlatırlar. En bilinen logogramlar Çince karakterler ve Japon kanjileri olup bazı Mısır hiyeroglifleri ile Çivi yazısındaki bazı sesletimler de logogramdırlar.

Yazı, ağızdan çıkan seslerin, fikirlerin ve görüşlerin mimik yardımı olmaksızın iletilmesini sağlayan, insanlar tarafından bulunan belirli işaret ve işaret sistemleridir.