İçeriğe atla

Mermer

Mermer
General Carrera Gölü, Şili suda oluşmuş mermer kayalık
Türk mermeri
Celsus Kütüphanesi, Efes
Taj Mahal, Agra, Hindistan mermer yapı
Finike Mermer Ocağı Görüntüleri
Artemis heykeli, Efes
Herakleion Arkeolojik Müzesi, damarlı mermer amfora, Yeni saray dönemi (1500-1450 M.Ö.)
Mermer sütunlar, Ayasofya
Mermer sütunlar

Mermer, metomorfizma olayı sonucunda kalker ve dolomitik kalkerlerin yeniden kristalleşmesiyle meydana gelmiş bileşimdir. Bileşimlerinin %90-98'i CaCO3'ten (Kalsiyum karbonat) oluşmaktadır. Düşük oranda MgCO3 (Magnezyum karbonat) içermektedir. CaCO3 kristallerinden oluşan mermerlerde esas mineral “Kalsit” tir. Aynı zamanda az miktarda silis, silika, feldspat, demiroksit, mika, fluorin ve organik maddeler bulunabilir. Renkleri genellikle beyaz ve grimsidir. Fakat yabancı maddeler nedeniyle sarı, pembe, kırmızı, mavimtırak, esmerimsi ve siyah gibi renklerde de olabilirler. Mikroskop altında incelendiğinde, birbirine iyice kenetlenmiş "Kalsit Kristalleri"nden oluştuğu görülür.[1]

Endüstriyel anlamda “mermer”; kesilip parlatılabilen her cins taş mermer olarak kabul edilmektedir. Taşın cinsi ve içeriği ne olursa olsun büyük ebatta blok elde edilebilme, kesilme ve cilalanma gibi özellikler göstermesi, o taşın mermer olarak kabul edilmesine kafi gelmektedir. Bunlardan granit, diyabaz, lösitli siyenit, fanolit ve serpantinler gibi magmadan türeyen kayaçlar da bu suretle mermer tanımının içine girmektedir.[2]

5 Haziran 2004 tarihli ve 25483 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Kanununda Mermer;‘ II. Grup madenler; Dekoratif taşlar, Traverten, Kalker, Dolomit, Kalsit, Granit, Siyenit, Andezit, Bazalt ve benzeri taşlar’ içerisinde yer almaktadır.[3]

Tarihçe

Milattan önceki devirlerde inşa edilmiş birçok eserde mermere rastlanmaktadır. Bu eserlerde kullanılan mermerlerin türleri çok çeşitli olmakla birlikte ebatlarının çok büyük olduğu dikkat çekmektedir. Tarihi, antik tapınaklarda, mermer heykel'lerde, saraylarda, Mısır firavun mezarlarında, piramitlerde, surlarda, kalelerde, stadyum ve açık hava tiyatrolarında mermere sıklıkla rastlanmaktadır.[1][4]

Türkiye'deki mermer yatakları ve ocaklarının pek çoğu milattan önce Romalılar, Bizanslılar ve Yunanlar tarafından işletilmiştir. Türkiye'deki mermer yataklarının büyük bir kısmı özellikle[5] tarihi şöhreti olan Afyon-İsçehisar - Bacakale, Denizli - Honaz, Çal, Kaklık, Kocabaş, Gürlek, Sarayköy, İzmir- Efes, Kütahya - Altuntaş - Çalça, Bileceik - Gülümbe - Lümbe, Bursa - İznik, İzmit - Gebze, Ankara - Koçhisar, Yozgat - Akdağı, Niğde - Gümüşler başta olmak üzere tüm bölgelere yayılmış durumdadır.[6]

Anadolu'da hakimiyet sürmüş medeniyetler bu mermerin bir kısmını memleket dahilinde yapı ve eserlerde kullanmışken büyük bir kısmını da Avrupa'ya göndermişlerdir.[7][8]

Mermerin sınıflandırılması

Mermerle hiçbir alakası olmadığı halde günümüzde içeriklerinde (ca) bulunmayan çeşitli renkteki granitler, diyabazlar ile az miktarda (ca) ve (mg) ihtiva eden travertenler, serpatinler, (mg) içeriği yüksek dolomitik kalkerler ve içinde fosil bulunan sedimanter kalkerler mermer sınıfından sayılmaktadır.[1] Mermerler, oluşum esnasındaki şartlara bağlı olarak farklı mineralojik, kimyasal ve yapısal özelliklere sahip olmaktadır. Bu sebeple farklı şekillerde sınıflandırılırlar.

Mineral tanelerine göre [2][9]

  1. İnce taneli mermer (1 mm)
  2. Orta taneli mermer (1–5 mm)
  3. İri taneli mermer (5 mm)
  4. Büyük taneli mermer(1–2 cm)

Mineral bileşim ve oranlarına göre

  1. Mermer; %95 kalsit (CaCO3) içerir. Masif yapıda ve taneli dokuya sahiptir. Kalsiyum karbonat minerallerinin deniz dibinde çökelip taşlaşmasıyla oluşan bir metamorfik kayaçtır.
  2. Kalkşist; %60-70 kalsit içerir. Şisti yapıda ve yönlü dokuya sahiptir. Klorit, epidot, m, ka ve lepidolit gibi diğer mineralleri içerebilir.
  3. Spolen; %80 kalsit içerir. Şisti yapıda ve yönlü dokuya sahiptir. Flaapit, tremotil, diopsit, plajioklas ve gröna gibi diğer mineralleri içerebilir.
  4. Mermer-Skarn; %80-90 kalsit içerir. Masif yapıda ve taneli dokuya sahiptir. Epidot, diopsit, gröna, olivin ve plajioklas gibi diğer mineralleri içerebilir.

Yapı ve dokularına göre[2]

  1. Masif mermer; kompakt görünümlü, ince ve iri tanelidir.
  2. Laminal mermer; renkli şeritli görünümde, ince taneli şeritler farklı mineral veya elementler içerirler.
  3. Şisti mermer; yapraklı yapıda ve önemli miktarda mika içermektedir.
  4. Breşik mermer; tekrar kırılmış ikincil minerallerle dolgulanmıştır. Ana dolgular farklı renk ve mineral içerikli olabilirler.

Jeolojik olarak

  1. Magmatik kayaçlar (Granit, diyabaz, siyenit vb.)
  2. Metamorfik kayaçlar (Hakiki mermerler, rekristalize kireçtaşları vb.)
  3. Sedimanter kayaçlar (Travertenler, oniks mermerler, çakıltaşı (=konglomera) vb.)

Magmatik kökenli taşlar

Gerçekte mermer olmadıkları halde, mermerin endüstriyel tanımı içerisinde değerlendirilen, güzel görünümlü, cila kabul eden ve yeterince büyüklükte blok elde edilebilen magmatik kökenli kayaçlardır. Bileşimlerinde kuvars, hornblend ve diğer silikatlar bulunur. Bu yüzden blok üretimleri, kesilip parlatılabilmeleri oldukça zordur. Fakat diğer mermer cinslerine göre daha dayanıklıdırlar. Granit, diyabaz, lösitli siyenit ve serpantinler Türkiye'de en çok tanınan magma kökenli mermer örnekleridir.[10]

Travertenler

CaCO3'lü magma getiriminin (sıcak kaynak suları) atmosferle temas ettikleri yeryüzüne çıkış yerlerinde çıkış anındaki basınca, suyun sıcaklığına ve içerdikleri madensel tuzların yoğunluğuna bağlı olarak amorf veya çok küçük kristalcikler halinde CaCO3'lü çökelek meydana getririrler. Magma suyunun sıcaklığı çok fazla ve kalsiyum bikarbonat oranı çok yüksek olursa; çökelme hızla meydana gelecektir. Bu şekilde meydana gelen oluşuma traverten çökelmesi denir. Bu taşların hafif veya fazla miktarda bitki sap ve yaprakları ayrıca deniz ve kara canlılarının fosillerini içerenlerine "Kalker Tüfü" denir. Kalker Tüflerine en güzel örnek; dünyada eşsiz olduğu bilinen ve sadece Türkiye'de özellikle ve büyük bir kısmı Denizli ve çevresinde çıkartılan üreticisine göre chocolate veya cappuccino adıyla anılan türdür. Travertenler inşaat bakımından önemli kayaçları teşkil ederler. bunlar büyük bloklar halinde uygulandığı gibi, kesmek suretiyle kaplama malzemesi olarak da kullanılırlar.[11][12]

Traverten uygulama türleri[13]

  1. Honlama :Traverten fayansın yüzeyinin belli başlı aşındırıcılarla yarı mat hale getirilmesidir. İyi bir honlanmış yüzey, ne ışığı yansıtacak kadar parlak, ne de kaba mattır, saten dokusunu andırır.
  2. Cilalama :Traverten fayansın yüzeyinin belli başlı aşındırıcı gruplar ile ışığı yansıtacak kadar mükemmel pürüzsüz bir yüzeye ulaştırılmasıdır.
  3. Fırçalama (Patinato) :Traverten fayansın yüzeyinin özel aşındırıcı fırçalar ile eskitilmiş bir doku kazanıncaya kadar aşındırılmasıdır.
  4. Kenar Kırma :Traverten fayansın kenarlarının mekanik işlemler sayesinde hafifçe kırılarak antik, eskitilmiş bir doku kazanmadırılmasıdır.
  5. Eskitme - Tamburlama :Traverten ürünlerin çağlar boyunca maruz kalacağı erozyon ve eskimiş görünümünün mekanik yollar ile kazandırılmasıdır.
  6. Dolgu :Travertenin bünyesinde doğal olarak bulunan boşlukların veya gözeneklerin özel çimento veya kimyasal maddeler ile doldurulmasıdır.
  7. Cross - Amerikan Kesimi :Travertenin tabakalarına paralel olarak yapılan kesimdir. Bu tip kesim daha az hareketle ve durağan bir doku görünümü vermektedir.
  8. Damar - Vein Kesim :Travertenin tabakalarına dik olarak yapılan kesimdir. Travertenin tüm doğal güzelliği ve çizgisel yapısallığı göz ününe serilir.

Diyabazlar

Yeşil ve yeşilin tonlarında görünüme sahip sert doğal taşlar grubunu oluşturan, derin magma kökenli yarı derinlik kayaçlarıdır. Kimyasal bileşimdeki silis oranı %45-52 arasında değişmektedir. Mineral bileşimleri proksen ve plajioklaslardan oluşmaktadır. Hiçbir zaman kuvars ve K-feldspatları içermezler.

Siyenitler; kabaca “kuvarssız granit” olarak bilinirler. Renkli elemanlarına göre isim alırlar. Biototli siyenit, horblendli siyenit, ojitli siyenit ve lösitli siyenit gibi. Granitlerden kuvarsın azalması ile ayrılan bu taşlar nadiren porfirik dokulu, iri veya ince tanelidirler ve yumuşak değillerdir.[14]

Serpantinler

Olivin ve olivinli peridotit, gabro ve diyabaz gibi magma kayalarının, suyun tesiri ile hidratlaşmasıyla meydana gelirler. Bazen de dolomitin sıcak SiO2'li sudan etkilenmesinden meydana gelirler. SiO2 içerikleri %45’ten azdır. Renkleri; yeşil, sarımsı, kırmızı, kahve ve siyahımsıdır. Değişik renkler nedeniyle genelde lekeli ve alacalı görünüştedirler. Oldukça yoğun ve serttirler.[15][16]

Oniks Mermerler

Magma getirimi CaCO3'lü suyun sıcaklığı oldukça düşük, içeriği bakımından daha fazla madeni tuzlar içermekte ve su miktarı da az ise; çökelme işlemi daha yavaş bir şekilde gerçekleşecektir. Bu şartlarda meydana gelen taş; kristalize, yoğun ve oldukça saydamdır. Bu taşlara onik mermer veya "Su Mermeri" denilmektedir. Genellikle beyaz, kırmızı, sarı ve yeşil renkte olup yarı saydamdırlar. Işık 1-3,5 cm derinliğine geçebilir. Gerçek Oniks; bileşimi silis olan bir Kalsedun taşıdır. Ziynet eşyası olarak kullanılır. Oniks mermeri ise; bünyesi Gerçek Oniks’e az çok benzer olmakla beraber, bileşim olarak CaCO3'ten oluşmaktadır. Kristal taneleri Aragonit'tir.[17]

Diğer mermer türleri

  • Akitanya mermeri
  • Carrara mermeri
  • Cipollino mermeri
  • Cockeysville mermeri
  • Connemara mermeri
  • Kreol mermeri
  • Etowah mermeri
  • Fileto mermeri
  • Yule mermeri
  • Wunsiedel mermeri
  • Tuckahoe mermeri
  • Alabama mermeri
  • İsveç yeşil mermeri
  • Pavonazzetto mermeri
  • Paryan mermeri
  • Nero Marquina mermeri
  • Nakşa mermeri
  • Makrana mermeri
  • Prokonnesos mermeri

Mermer üretimi

Dünyanın en zengin doğal taş oluşumlarının bulunduğu Alp kuşağında yer alan Türkiye, çok çeşitli ve büyük miktarda mermer rezervine sahiptir. Türkiye, bu kaynaklara ilaveten gelişmekte olan sanayisi ve üretimde kullandığı teknoloji ile dünyanın en önemli doğal taş üreticileri arasında yer almaktadır.

Bu önemli rezervler Anadolu ve Trakya boyunca geniş bir bölgeye yayılmıştır. Afyon, Denizli, Bilecik, Balıkesir, Muğla, Amasya, Elazığ ve Diyarbakır rezervlerin yoğunlaştığı illerdir. Türkiye'de 80’nin üzerinde değişik yapıda, 120’nin üzerinde değişik renk ve desende mermer rezervi belirlenmiştir. Sektörde 500’den fazla ocak, 900’ün üzerinde fabrika ve 5000 civarında atölye faaliyet göstermektedir.[18]

Dünyada mermer üretim miktarları[19]
SıraÜlkeÜretim Miktarları (Ton)
1Çin11.000.000
2İtalya8.700.000
3İspanya4.500.000
4Hindistan4.500.000
5Brezilya2.000.000
6Kore2.000.000
7Türkiye2.000.000

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c PDF 27 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.Türkiye de Mermercilik Mustafa Arıkan 12 Mart 2012 erişim
  2. ^ a b c [hhttp://www.maden.org.tr/resimler/ekler/145.pdf PDF] 9 Nisan 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.Türkiye de Mermercilik syf 690-78 Mustafa Arıkan 12 Mart 2012 erişim
  3. ^ http://www.maden.org.tr/mevzuat/mevzuat_detay.php?kod=57 13 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Mevzuat
  4. ^ Missouri. Geological Survey, Division of Geology and Land Survey (2004). syf 49 Turkish Marble (İngilizce). 14 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2012. 
  5. ^ Muharrem Bayar. Mermerin tarih yazdığı şehir: İSCEHİSAR. ISBN 9759230909. 27 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2012. 
  6. ^ Donato Attanasio,Mauro Brilli (2006). The isotopic signature of classical marbles,syf 185-189 Turkish Marble (İngilizce). 14 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2012. 
  7. ^ Oliver Bowles, D. M. Banks (1930). Marble (İngilizce). 14 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2012. 
  8. ^ Jona Lendering (2006). Roma Mermer Şehir. ISBN 6051050713. 
  9. ^ http://ekutup.dpt.gov.tr/madencil/sanayiha/oik491c3.pdf 22 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. PDF mermerler
  10. ^ Avrupa Birliği Mermer Ürünleri Piyasası Araştırması. İTO. 1999. ISBN 9758142011. 
  11. ^ http://www.ito.org.tr/Dokuman/Sektor/1-64.pdf 15 Aralık 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. İTO PDF
  12. ^ http://fbe.dpu.edu.tr/dergi_son/sayilar/fbe_sayi11/11.pdf 14 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. DPU PDF
  13. ^ http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/makine_tek/moduller/dairesel_testerelerle_kesme.pdf 17 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. MEB Traverten uygulama
  14. ^ http://www.ankara.bel.tr/AbbSayfalari/ABB_Nazim_Plani/rapor/4-dogal-yapi.pdf 17 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. PDF diyabazlar, mermerler
  15. ^ http://www.mta.gov.tr/mta_web/kutuphane/mtadergi/58_5.pdf 21 Kasım 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. PDF Serpatinler
  16. ^ ekutup.dpt.gov.tr/madencil/sanayiha/oik491c3.pdf PDF mermer, serpatin
  17. ^ http://ekutup.dpt.gov.tr/madencil/sanayiha/oik491c3.pdf 22 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. PDF Oniks mermerler
  18. ^ Ersal Yavi. Mimarlık ve Sanatta Anadolu Mermerleri, Anadolu Mermer Uygarlığ. ISBN 9757045012. 14 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2012. 
  19. ^ DOĞAL TAŞ VE MERMER RAPORU TMMOB 2005 (Türkçe) erişim: 12.03.2012 — [1] 31 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kireç taşı</span> genellikle mercan, foraminifera ve yumuşakçalar gibi deniz canlılarının iskelet parçalarından oluşan bir karbonat tortul kayaç

Kireç taşı genellikle mercan, foraminifera ve yumuşakçalar gibi deniz canlılarının iskelet parçalarından oluşan bir karbonat tortul kayaçtır. Başlıca maddeleri kalsiyum karbonatın farklı kristal formları olan kalsit ve aragonit minerallerdir. Yakından ilişkili bir kaya, yüksek oranda mineral dolomit içeren dolomittir. Eski USGS yayınlarında, dolomit magnezyum kireç taşı olarak anılırdı, artık magnezyum eksikliği olan dolomitler veya magnezyum açısından zengin kalkerler olarak ayrılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dolomit</span> kalsiyum ve magnezyumlu karbonat birleşiminde mineral

Dolomit, kalsiyum ve magnezyumlu karbonat birleşiminde meydana gelen bir mineral.

<span class="mw-page-title-main">Kalsit</span>

Kalsit, kimyasal formülü CaCO3 olan kristalleşmiş kalsiyum karbonat. Saydam, beyaz, sarı, rustik yeşil ve mavimsi renkte olabilir. Sertliği 3, özgül ağırlığı 2.71'dir. Soğuk ve seyreltik hidroklorik asitte (tuz ruhu) şiddetli bir köpürme ile ayrışır. Çakı ile çizilir. CO2'li sularda çözünerek Ca(HCO3)2 yapar.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç</span> doğal olarak oluşan mineral agregası

Kayaç, çeşitli minerallerin veya mineral ve taş parçacıklarının bir araya gelmesinden ya da bir mineralin çok miktarda birikmesinden meydana gelen katı birikintilerdir. Kayaç terimi eski Türkçede sahre, yeni Türkçede külte ve yabancı dillerdeki rock, roche, gestein sözcükleri karşılığı kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Granit</span>

Granit, sert, kristal yapılı minerallerden meydana gelen tane görünüşlü magmatik felsik müdahaleci magmatik bir kaya türüdür. Granit kelimesi, tamamen kristalli bir kayanın kaba taneli yapısında bulunan Latince granumdan gelir. Plüton içindeki taneler çoğunlukla gözle görülebilir büyüklüktedir. Feldispatın esas mineralleri ortoklas cinsi ile az miktarda plajioklas ve kuvarstır. Ayrıca mika, hornblend, piroksen ve ikinci gruba giren turmalin, apatit, zirkon, grena, manyetit gibi mineraller de bulunabilir. Ancak genellikle "granit" terimi daha geniş bir yelpazede ifade etmek için kullanılır.

Genel olarak Afyonkarahisar'ın İscehisar ilçesi çevresinde bulunmaktadırlar. 2005 yılı itibarıyla büyüklü küçüklü 355 mermer işletmesinin faaliyet gösterdiği Afyonkarahisar'da zengin ve kaliteli mermer yataklarının işletilmesi ve işlenmesi, sektörün hızla gelişmesini sağlamıştır. Türkiye'de blok mermerin üçte biri Afyonkarahisar İscehisar'da çıkarılmaktadır. Bu sektörde 2420 işçi, 136 ustabaşı, 20 mühendis, 23 teknisyen ve 752 idari personel olmak üzere toplam 3351 kişi istihdam edilmiştir. Toplam mermer rezervi 400 milyon m³ olarak tahmin edilen Afyonkarahisar'da yıllık üretim kapasitesi 6,9 milyon m³ civarında olmakla birlikte, mermer çıkarılması ve işlenmesi sürecinde %30'lara varan kayıplar oluşmaktadır. Yörede Afyonkarahisar Kaymak, Havai, Afyonkarahisar Şeker, Kaplan Postu, Afyonkarahisar Gül, Afyonkarahisar Gri, Hareli, Beyaz Bal Sarısı, Patlıcan Moru, Çıtırlı ve Kirli türü mermerler çıkarılmaktadır.

MTA raporlarına göre Türkiye 5 milyar m³ mermer rezervi ile dünya mermer potansiyelinin %40’ına sahiptir. Toplam rezervi 13.9 milyar ton olan Türkiye’nin, 1,6 milyar ton civarındaki görünür rezervi, bugünkü temposuyla, dünya tüketimini 80 yıl karşılayabilecek düzeydedir. Türkiye'de 80'in üzerinde değişik yapıda, 120'nin üzerinde değişik renk ve desende mermer rezervi belirlenmiştir. Uluslararası piyasalarda en tanınmış mermer çeşitleri, Süpren, Elazığ Vişne, Akşehir Siyah, Manyas Beyaz, Bilecik Bej, Kaplan Postu, Denizli Traverten, Ege Bordo, Milas Leylak, Karacasu Yeşili (Firuze)Kütahya Chocolate Traverten, Gemlik Diyabaz ve Afyon Şeker'dir.

<span class="mw-page-title-main">Başkalaşım kayaçları</span> Isı ve basınca maruz kalan kaya

Başkalaşım kayaçları ya da metamorfik kayaçlar, magmatik ve tortul kayaçların çeşitli etkilerle değişime uğraması sonucu oluşurlar. Mermer, başkalaşım kayaçlarına bir örnek olarak verilebilir. Gnays, elmas ve şist de bu kayaçlara verilebilecek diğer örneklerdir.

<span class="mw-page-title-main">Traverten</span> bir çeşit kireç taşı

Travertenler, kalsiyum karbonat (CaCO3) bileşimindeki kimyasal tortul kayaçlardır. Yer altı sularının içlerindeki kalsiyum karbonatın belirli koşullar altında çökmesi sonucu meydana gelirler. Bu çökelme zamanla yumuşak hatları olan travertenleri oluşturur. Çökelmede rol oynayan koşullar; buharlaşma, suyun içerdiği karbondioksit (CO2) miktarının azalması, suyun üzerindeki basıncın azalması gibi koşullardır.

<span class="mw-page-title-main">Magmatik kayaçlar</span> Magmanın yeryüzüne çıkarken soğumasıyla meydana gelen kayaçlardır.

Magmatik kayaçlar, magmanın yükselerek yer kabuğunun içerisine girip veya yeryüzüne ulaşıp soğuyarak katılaşması sonucu oluşan kayaç türüdür. Üç ana kaya türünden biridir, diğerleri tortul ve metamorfiktir. Magmatik kaya magma veya lavın soğutulması ve katılaşmasıyla oluşur. Magmatik kayaçlar çok çeşitli jeolojik ortamlarda meydana gelir: kalkanlar, platformlar, orojenler, havzalar, büyük magmatik bölgeler, genişletilmiş kabuk ve okyanus kabuğu. (Resim1) Magmatik kayaçlar temel olarak silikat minerallerinden oluşmuşlardır. Magmanın bileşimi temel bazı elementlerin dağılımını yansıtsa da oranları değişmekte ve bu da belli başlı magma tiplerinin oluşmasına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Kalsiyum karbonat</span> En az % 38 kalsiyum içeren bir bazik ürün

Kalsiyum karbonat, halk arasında kireç taşı olarak bilinen bir tür kimyasal bileşiktir. Bileşik formülü CaCO3 şeklindedir. Bu bileşik doğada en fazla eski kayaçlarda ve deniz kabuklarında bulunur. Kalsiyum karbonat, antiasitlerin bir üyesi olsa da, fazlası biyolojik olarak zararlıdır.

Ortorombik kristal sistemi kristal kafes yapılarından biridir. Bu sistemde a, b ve c eksenleri farklı boylarda, bunlar arasındaki açılar da 90o'e eşittir a≠b≠c ve α=β=γ=90° olmalıdır.

Dayk, jeolojide ortamdaki bir kayacın içerisinde daha önceden var olan ya da sonradan gelişen bir çatlak içerisine ilerleyen kaya tabakasına verilen addır. Eğer çatlak katmanlı bir kaya tabakası içinde gelişiyorsa burada oluşan yapıya “hendek” ya da “eşik” denir.

<span class="mw-page-title-main">Şist</span>

Şist orta dereceden bir tür başkalaşım kayacı'dır. Şist kelimesi Yunanca bir sözcük olan σχίζειν (şizin)'den gelmektedir. Kelimenin anlamı "bölmek"tir. Şist'in anlamının Yunanca "bölmek" olmasının sebebi büyük olasılıkla, şistin alüminyum levhalar halinde kolayca ayrılabilir yapıda olmasından kaynaklanıyordur. Şistler genellikle orta veya büyük, düz, tabaka benzeri tanelere sahiptir. %50'den fazla şist, uzun mineraller içermesiyle tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Riyolit</span>

Riyolit, silis içeriği çok yüksek olan ekstrüzyonla üretilmiş magmatik bir kayaçtır. Riyolit, kuvarstan oluşur ve az miktarda hornblende ve biyotit içerir. Sıkıştırılmış gazlar genellikle kayada vig üretirler. Genellikle kristaller, opal veya camsı maddeler içerirler. Riyolit, plütonik granit kayaya göre eşdeğer olarak düşünülebilir ve sonuç olarak, riyolitin yüzeyleri de granite benzeyebilir.granitle kimyasal yapı yönünden aynı olan, serbest silisçe zengin, içinde mikrolitler bulunan kayaçtır. Riyolit, granitle aynı kimyasal yapıda olan camsı bir kütledir. İçinde mikrolitler olan kayaçtır.Mikrolit: Mezolitik Çağ'da insanların küçük boyuttaki aletlerinde kullandığı küçük taşlarla yapılmış aletlere minitaş anlamında mikrolit ismi verilmiştir. Eş anlamlısı Yüksek silika içeriği ve düşük demir ve magnezyum içeriği nedeniyle, riyolitik magmalar oldukça viskoz lavlar oluşturur. Granitin yüzey eşdeğeridir ve granit gibi başlıca açık renkli silikat minerallerinden oluşur. Bu mineralojik bileşim riyolitlerin boz ile pembe arasında, bazen de açık gri renkli olmasını sağlar. Riyolit ince taneli bir kayaçtır ve sıklıkla cam parçaları ve gaz boşlukları kapsar. Bu özellikler onun yüzey koşullarında hızlı soğuma ile oluştuklarına işaret etmektedir. Eğer riyolitler fenokristal içeriyorsa bunlar küçük boyutludur, kuvars veya potasyum feldispatlardan oluşur. Kabukta çok yaygın ve büyük magmatik gövdeler halinde bulunan granitlerin tersine riyolitler hem daha az yaygın hem de küçük hacimli kütleler halinde görülmektedir. Riyolit plütonik granit kaya ekstrüzyon eşdeğer olarak kabul edilebilir ve sonuç olarak, riyolit mostra granit bir benzerlik taşıyabilir. Yüksek silika içeriği ve düşük demir ve magnezyum içeriği nedeniyle, riyolitik magmalar oldukça viskoz lavlar oluşturur. Ayrıca breccias veya volkanik fişler ve pençeler olarak ortaya çıkar. Kristalleri büyütmek için çok hızlı soğuyan riyolitler, obsidyen olarak da adlandırılan doğal bir cam veya vitrophyre oluşturur. Daha yavaş soğutma, lavda mikroskobik kristaller oluşturur ve akış yaprakları, sferulitik, nodüler ve litofizal yapılar gibi dokularla sonuçlanır. Bazı riyolit oldukça veziküler pomza. Riyolitin birçok patlaması oldukça patlayıcıdır ve tortular serpinti tefra/tüf veya ıgnimbritlerden oluşabilir. Riyolit püskürmeleri, daha az felsik lavların püskürmelerine kıyasla nispeten nadirdir. 20.yüzyılın başından bu yana sadece üç riyolit patlaması kaydedildi: Papua Yeni Gine'deki St. Andrew Boğazı yanardağı, alaska'daki Novarupta yanardağı ve Güney Şili'deki Chaiten. Riyolit, karadan uzak adalarda bulunmuştur, ancak bu tür okyanus olayları nadirdir. Etimoloji ve tarih Riyolit Yunanca kelime ῤεῖν bir yenilikçilik, rheîn “akış” ve λίθος, líthos, “taş”dır. Kayanın bilimsel tanımı Baron Ferdinand von Richthofen tarafından 1860 yılında yapılmıştır. Mineral topluluğu genellikle kuvars, sanidin ve plajiyoklaz Bir riyolit başlıca kuvars ve feldispat oluşmaktadır. Kuvars içeriği muhtemelen Riyolitik eriyiğin kristalleşme ile meydana gelmeyecektir, sadece kaya takip eden zenginleştirme işlemlerinden ile % 50'den fazla bir kuvars paylarıyla, %20 ve %60 arasında değişmektedir. Kristal-fakir riyolitlerle için QAR ve kuvars-zengin tipleri, kısaltma QRR kısaltmasıdır. Kalan %40-80 ağırlıklı alkali feldspat %35-90,10 ve %65 plajiyoklaz ve tamamlayıcı arasındaki dar anlamda riyolit onlar için hesap feldspat oluşur. Daha fazla %65 plajiyoklaz riyodasit ile paylaşımın alkali riyolit, yani, fazla %90 alkali feldspat ile felsik volkanitler görülür. Buna ek olarak, bir riyolit küçük miktarlarda - genellikle en fazla %2, azami %15 - on mafik minerallerin. Riyodasitler tür hisselerin %20 fazla olabilir. Bu maddeler arasında sık sık biyotit oluşur, ancak ek olarak, aynı zamanda hornblendli veya ojit. Riyolit çok küçük miktarlarda gibi manyetit, hematit, kordiyerit, granat veya olivin gibi mineraller çoğunlukla hala içerirler. Kaldaklofsfjöll: Genellikle riyolit bir porfirik dokuya sahiptir. Bu çoğunlukla kuvars ve feldispat oluşmaktadır olan tek kristaller man fenokristalleri denilen dağınık büyük kristaller, sadece bir mikroskop altında görülebilen ve gömülü bir yoğun, ince taneli matrisi oluşur anlamına gelir ve boyutu birkaç santimetre birkaç milimetre. Ancak, Afirik veya felsitischen riyolitlerden sonra yani tamamen ince taneli herhangi Einsprengling olmadan riyolit, manspricht vardır. Kısmi de riyolit kayalar kolayca tanınabilir akış dokular gösterir. Genç jeolojik zamanda riyolit gaz kabarcıkları vardı. Bu boşluk kabarcıkları genellikle orada zaman içinde çökeldi. Bu boşluklar minerallerle dolduruldu. Obsidyenle aynı kimyasal bileşime sahip riyolit volkanik bir camdır.

<span class="mw-page-title-main">Mağara incisi</span>

Mağara incisi, sığ mağara gölcüklerinde oluşan, gruplar hâlinde ya da tek olarak bulunabilen mağara oluşumlarıdır. Şekilleri küresel, silindirik, kübik veya düzensiz olabilen mağara incilerinin çapları, bir kum tanesi boyutundan 15 santimetreye kadar değişir. Renkleri genelde beyaz veya gridir. Kırmızı, sarı, portakal rengi, kahverengi ve siyah olanlarına da rastlamak mümkündür.

<span class="mw-page-title-main">Püskürük kayaç</span> Dünyanın iç kısmındaki kızgın maddelerin (magmanın) yer kabuğu içine sokulması ya da yeryüzüne püskürerek lav, kül

Ekstrüzif, katılaşım veya püskürük kayaç, Dünya'nın iç kısmındaki kızgın maddelerin (magmanın) yer kabuğu içine sokulması ya da yeryüzüne püskürerek lav, kül vb. maddelerin yığılması ve soğuması sonucunda oluşmuş kayaçlardır. Bu kayaçlar hızlı soğuma nedeniyle ince kristallidirler. Soğuma, ince kristallerin bile meydana gelmesine olanak tanımayacak kadar hızla olursa volkanik cam oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Kâgir yapı</span>

Kâgir yapı ya da kârgir yapı, çoğunlukla harçla birbirine bağlanmış ve birbirine bağlanmış olan bireysel birimlerden gelen yapıdır. Genel olarak tuğla, mermer, granit, traverten, kalker, dökme taş, beton blok, cam blok ve kerpiç gibi malzemeler kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Gabro</span>

Gabro, yeryüzü yüzeyinin altında yer alan bir holoskristalin kütlesine magnezyum ve demir bakımından zengin magmanın yavaş soğumasından meydana gelen magmatik bir kayadır. Dünyanın okyanusal kabuklarının çoğu, okyanus ortasındaki sırtlarda oluşan gabrodan meydana gelir. Gabro ayrıca kıtasal volkanizma bağlı plütonlar olarak bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Kayaçların oluşumu</span>

Kayaç, bir veya birden fazla mineralin birleşmesinden oluşan katı ve doğal bir maddedir. Kayaçları inceleyen bilim dalına Petrografi adı verilir. İnsanlar kayaçları geçmişten bu yana çeşitli alanlarda kullanmış ve ondan yararlanmıştır. Örneğin, eskiden av ve savaş aleti yapmak için obsidyen kullanılırdı. Kayaçlar aynı zamanda mutfak gereçleri, süs eşyası, ulaşım ve enerji üretimi gibi daha birçok farklı alanda kullanılır.