İçeriğe atla

Merkezden ateşlemeli (fişek)

Merkezden Ateşlemeli Fişek

Merkezi ateşlemeli bir fişekte tutuşturma vuruşunun gerçekleştiği fişek tepesinin orta kısmına bir kapsül yerleştirilmiştir. Kenardan ateşlemeli fişeklerin aksine merkezi ateşlemeli fişeklerin kapsülü ayrı ve çıkartılabilir bir fişek parçasıdır.

Merkezden ateşlemeli fişekler küçük ölçüde olan kenardan ateşlemeli fişeklerin yerini aldılar. Bunda kenardan ateşlemeli fişeklerin vurma esnasında zarar görerek tekrar doldurularak kullanılma olanağının bulunmayışı etkili oldu. Bugün, .22 ve .17 kalibre tabanca ve tüfek fişekleri, küçük oyuklu (haşere ile mücadelede kullanılan) fişekler, antik el silahları, modası geçmiş fişekler dışında neredeyse tüm tabanca, tüfek ve av silahlarında merkezi ateşleme kullanılmaktadır.

Üstünlükleri

Merkezden ateşlemeli ve kenardan ateşlemeli tutuşmanın karşılaştırılması.
Soldan sağa:
1. Merkezden ateşlemeli Boksör tipi fişek,
2. Merkezden ateşlemeli Berdan tipi fişek,
3. Kenardan ateşlemeli fişek.

Merkezden ateşlemeli fişekler askeri amaçlar için daha güvenilirdir, çünkü kovan yapısı daha kalındır ve bu nedenle taşıma ve kullanım esnasında hasara karşı daha dayanıklı kalır. Bu fişeğin daha güçlü tabanı bundan ince olan kenardan ateşlemeli fişeğe kıyasla yüksek basınca daha dayanıklı olmasını sağlar. Yüksek basınç bir mermi çekirdeğine daha fazla sürat ve daha büyük enerji verir. Merkezi ateşlemeli fişek kovanları daha karışık yapıda ve üretimi daha maliyetli iken bu maliyeti dengelemek üzere fişek kapsüllerinin değiştirilebilir olması başarılmıştır. Bu pahalı kovanlara kapsül, barut ve mermiler yerleştirilerek ateşlenmiş veya sorunlu kovanlar yeniden kullanılabilmektedir.

Elde doldurma olanağı, 6.5x54 Mannlicher gibi modası geçmiş ya da bulunması zor olan veya .458 Lott gibi daha geniş çapta ve pahalı bulunabilecek fişeklerin yeniden kullanımını sağlaması bakımından bir avantajdır. .22 kalibreden daha geniş güncel fişeklerin çoğu merkezden ateşlemelidir. Üretim maliyetlerinin yükselmesinden sonra daha geniş ölçüdeki kenardan ateşlemeli fişeklerin tercih edilmesi azalmaya başladı ve modası geçmiş duruma geldiler.

Merkezi ateşlemeli kapsüller

Patlamamış bu fişeğin barut yatağı ve kapsül patlayıcısına yağ veya nem erişimini engellemek üzere kapsülü kırmızı renkli vernikle kapatılmıştır.

Merkezden ateşlemeli mühimmatın belirleyici özelliği, fişek tabanının merkezindeki girintiye bir birincil patlayıcı içeren metal kap (kupa) ile kapatılmış olan kapsül' ün yerleştirilmiş olmasıdır. Silahın ateşleyici iğnesi örs ve bu kap arasındaki patlayıcıya çarparak sıcak gaz ve akkor haline gelmiş parçacıklardan kısa süreli bir sağanak sıçrama oluşturarak (kıvılcım aktarma kanalından geçerek) kovan içine doldurulmuş barutu tutuşturur.[1] Berdan ve Boksör tipi kapsüllerin ikisi de merkezi ateşlemeli fişek parçalarıdır ve kapsülleri bir diğeri ile değiştirilemez ise de aynı silah ile hem berdan hem de boksör tipi kapsüllü fişek bütün ölçülerinin hepsi aynı ise ateşlenebilir.[2]

Berdan tipi kapsülün patlamış haline bakıldığında içinde iki adet kıvılcım aktarma kanalı bulunduğu ve Boksör tipi kapsülde daha geniş ancak tek bir kıvılcım aktarma kanalı bulunduğu görülebilmesine rağmen patlamamış fişek içindeki iki kapsül türünü birbirinden ayırt etmek neredeyse imkânsızdır. Berdan kapsülü biraz daha pahalı ve ABD dışında askeri amaç fazlası üretimde miktarca daha fazladır.

Berdan tipi kapsül

Dosya:Berdan tipi kapsül biçim.jpg

Berdan tipi kapsüller, ilk versiyonları New York' lu Hiram Berdan tarafından keşfedildikten sonra bu ismi aldı ve 20 Mart 1866' da 53,388 patent numarası ile ABD' de tescillendi. Fişeğin kovanı küçük bir silindir biçimli bakırdan yapıldı ve kapsül, mermi çekirdeğinin bulunduğu yerin ters ucundaki tepe kısmının ortasında bırakılan dairesel boşluğa ittirilerek yerleştirildi. Fişeğin dip kısmında kapsülün alt tarafından kovanın bir parçası olarak biçimlendirilmiş minik bir çıkıntı veya nokta görünümlü (Daha sonraları örs olarak adlandırılan) bir parça ve bu parçanın her iki yanından üstündeki barut yatağına ulaşan iki minik hava kanalı bulunmaktadır. Ateşleyici iğne bu örs parçasının karşısına denk gelen noktadan kapsülün dibini ezer ve kapsüldeki kimyasal alev aldığında ortaya çıkan yanma kanallardan barut yatağına ulaşarak barutu ateşler. Tasarlanan sistem iyi sonuç verdi, fişeğin kullanımından hemen önce barut yüklenmiş fişeğe bir kapsül yerleştirilebilmesi seçeneğini de ortaya çıkardığı gibi kullanılmış fişeğin yeniden doldurularak kullanılabilir hale getirilebilmesine de olanak verdi.

Kapsüle dıştan verilen baskının bakır fişek kovanı üzerinde oluşturduğu kabarıklık nedeni ile uygulamada güçlüklerle karşılaşıldı. Berdan, bu sorunun çözümü için kovan malzemesini bakır yerine pirinçle değiştirmek yoluna gitti ve ardından ikinci Berdan Kapsülü patentini 29 Eylül 1869' da 82,587 patent numarası ile aldı. Bu tarihten sonra Berdan tipi kapsüllerin temel özellikleri bugüne kadar aynı kaldı.

Berdan tipi kapsüller, küçük metal kupalar içinde basınca hassas patlayıcı bulundurması nedeniyle Çakmak korumalı sistem' den sonra gelişen kapsül korumalı sisteminin benzeridir. Çağdaş Berdan tipi kapsüllerde, Berdan tipi fişekte, kovanının parçası olan birincil yanıcının bulunduğu kapsüle basınç yapılır. Birinci boşluğun içinde kupanın karşısında duran küçük bir tampon yani örs bulunur ve örsün her iki yanından uzanan iki adet kanal vardır. Berdan tipi kapsüller tekrar kullanılabilir ancak öncelikle hidrolik basınç ile artık barutlar temizlenmeli veya bir kıskaç veya bir kaldırıcı vasıtası ile kapsül tümüyle fişekten dışarıya çıkarılmalıdır. Çıkarılanın yerine yeni bir kapsül özenle örsün karşısına yerleşmeli ve sonra da barut ve mermi ilavesi yapılmalıdır.

Boksör tipi kapsül

Aynı zamanlarda, İngiltere' de Woolwich, Royal Arsenal ' den Edward M. Boxer bir birincil kapsül üzerinde çalışıyordu. Bu ürünün patentini 13 Ekim 1866' da İngiltere' de tescillendirdi ve ardından 29 Haziran 1869' da aynı ürünün patentini 91,818 patent numarası ile ABD' de tescillendirdi.

Boksör tipi kapsüller Berdan tipinin benzeridir. Bir temel fark örsün kapsül içindeki yeridir. Boksör tipinde örs, uçları daha eğimli hale getirilmiş bir 'u' şekline benzer parçadır. Bu tip örsün uçları birincil odacığın iki üst köşesine alttan gelen kupa baskısı ile tutturulmuştur. Bu örs tipi; kovanın bir parçası değildir ve ateşleme iğnesinin etkisine yeterli derece direnç gösterebilmektedir. Birincil odacığın üst orta noktasında sadece bir adet kıvılcım aktarma kanalı bulunmaktadır. Bu yerleşim merminin verimliliğini yok denecek kadar az etkilemektedir. Ancak ateşlenmiş kapsüllerin daha kolay çıkarılıp yüklenebilmesini sağlamaktadır.

Boksör tipi kapsül ölçüleri

Geniş (üst sırada) ve küçük (alt sırada) Boksör tipi fişek kapsülleri. (Soldan sağa: Ateşlenmiş, ateşlenmemiş ve içten görünüm.) Son sütunda kapsülün içten görünümündeki üç loblu nesne örs parçasıdır. Boksör tipi kapsüllerde örsün farkı, kupa içine yerleştirilmiş kovandan bağımsız bir parça olmasıdır.

İlk kapsüller değişik ölçü ve verimlilikte üretildiler. Tip ve ölçüler:

Av tüfeği kapsülleri

Solda ateşleme iğnesinin açtığı çukur bulunan bir ateşli silah kovanı ve sağda bir av tüfeği kovanı.

Günümüzdeki bütün av tüfeği fişekleri, kenardan ateşlemeli .22 ve 9 mm dışında merkezi ateşlemelidir. Bunlar geniş ve kendilerine özgü biçimlendirilmiş Boksör tipi kapsüllere sahip fişekler ile kullanılmaktadır.

Av tüfeği kapsülleri çakmak korumalı sisteminin yerini alan vurmalı kapsül tipinin keşfedilerek 1820' de piyasaya sürülmesinden sonra bazı siyah barutlu vurmalı kapsülle tutuşma sistemi yapısında kullanılmaya başladılar.

Kapsüldeki kimyevi maddeler

Kapsül ve ateşleme yakıtının üretim ve yerleştirilmesi küçük ateşli silah mühimmatı üretiminin en tehlikeli kısmıdır. Duyarlı birincil birleşimin, meşhur İngiliz mühimmat üreticisi Eley Kardeşler firmasında olduğu gibi birçok kişinin ölümüne neden olduğu iddia edildi. Günümüz ticari işlemlerinde işletmeciler ve üretim ekipmanı arasında bir koruma sağlanmaktadır.[3]

İlk birincil kapsüllerde 19. yy. vurmalı kapsüllerindekine benzer alevlenen cıva (II) (Hg(CNO)2) kullanıldı. Siyah barut, dağılan sıcak cıva ile etkili biçimde alevlenebilmekteydi. Cıvalı kapsüllerin dezavantajı dumansız barut yüklemeleri ile birlikte açığa çıktı. Güvenilir tutuşma için yetersiz bir hareketle cıva yavaş bir hareketle kapsülden dağılmaktaydı.[4] Siyah barutun küçük bir enerji ile tutuşturulabilmesi nedeniyle bu çağda bir sorun olarak düşünülmedi. Dumansız barut tutuşma için daha fazla termal enerjiye ihtiyaç duydu.[5] Eksik ateşlenme veya ateşlemenin duraklaması yaygın biçimde görülür hale geldi. Eksik ateşleme, ateşleme iğnesinin ya birincil karışımı alevlendirmede başarısız olması veya barutun ateşlenmesinden önce sönmesidir. Ateşlemenin duraklaması ise ateşleme iğnesinin düşmesi ile ateşli silahın mermiyi göndermesi arasında hissedilebilir bir sürenin geçmesini ifade eder. Daha uç durumlarda, bu gecikme yeterince bir eksik ateşleme olarak da yorumlanabilir ki mermi hareket ettiği anda fişek ateşlemeyi tamamlar veya silah mermiyi hedef noktası dışına sapma yaparak gönderir.

Dumansız barutun ateşlenmesi için akkor parçacıklarının oluşturulması en etkin yöntem olarak bulundu. Ağır silah bataryaları birincil yanıcı tarafından ateşlenen az bir miktar siyah barut ile ateşleme yaptıklarından akkor parçaları (potasyum karbonat) dumansız baruta doğru ilerleyen bir ateş yayabilecekti.[6] Patlayıcı cıvaya potasyum klorat eklendi ve böylece akkor parçacıklar küçük ateşli silahlarda da benzer etkiyi gösterdiler.

Birincil karışımdaki parlayıcı cıva, ateşlenme sonrası geçtiği boşlukta ve boş kovanda metalik cıva bırakır. Cıva büyük oranda siyah barut artıklarıyla birlikte isli dumanda emilir, pirinç kovanın iç tarafına ise dumansız barut ile kaplanır, dumansız barutun yüklediği yüksek basınç cıvayı çinko ve bakır karışımı amalgamdan yapılan pirinç kristallerinin arasındaki tanecik boşluklarının içine doğru girmeye zorlar ki bu da kovanı tekrar kullanmaya elverişli olmayacak ölçüde zayıflatır. Bu nedenle ABD' de 1898' de barış zamanı boyunca cıvalı birincil karışımda azaltmaya gidildi.[7] Filedelfiya' da bulunan ABD cephane üretim tesisi Frankfort Arsenal' in ürettiği FA-70 birincil yanıcı karışımında potasyum klorat, kurşun (II) tiyoseyenat (Pb(SCN)2) potasyum kloratın duyarlılığını yükseltmek için, antimon trisülfid (Sb2S3) aşındırıcı olarak az miktarda trinitrotoluen kullanıldı.[8] Bu yıpratıcı birinciller ateşleme sonrası namluda ve boşluklarda bir potasyum klorat tuz çökeltisi bırakır. Bu higroskopik tuz kristalleri nemli atmosferden rutubeti çeker ve küflenmeye neden olur.[9] Bu yıpratıcı birinciller namlu ve silah mekanizması ateşleme sonrası iyice temizlenmediği takdirde silaha ciddi zarar verebilmektedir.

Mühimmat üretimi yapan sivil kurumlar 1920' lerde aşındırıcı olmayan birincil yanıcı tiplerini ürettiler, ancak askeri üretim tesisleri aşındırıcı karışımı sağladıkları daha fazla güvenilirlik nedeni ile üretmeye devam ettiler.[10] Farklı üreticilerin imal ettiği belirgin biçimde farklı tutuşma özelliğine sahip farklı birincil karışım yapıları,[11] ABD tarafından aşındırıcı olmayan birincillerin kullanıldığı 7.62x51mm NATO fişeği üretilinceye kadar kullanıldı.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ William C. Davis, Jr. Handloading (1981) National Rifle Association p.65
  2. ^ Sporting Arms and Ammunition Manufacturers' Institute
  3. ^ Sharpe, Philip B. Complete Guide To Handloading (1953) Funk & Wagnalls p.51
  4. ^ "PowerLabs Fulminate Explosives Synthesis". PowerLabs. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2012. 
  5. ^ Lyman Ideal Hand Book No. 36 Lyman Gun Sight Corporation (1949) p.49
  6. ^ Fairfield, A.P., CDR, USN Naval Ordnance (1921) Lord Baltimore Press pp.48-49
  7. ^ William C. Davis, Jr. Handloading (1981) National Rifle Association p.20
  8. ^ Lake,E.R. & Drexelius,V.W. Percussion Primer Design Requirements (1976) McDonnell-Douglas
  9. ^ Sharpe, Philip B. Complete Guide To Handloading (1953) Funk & Wagnalls p.60
  10. ^ William C. Davis, Jr. Handloading (1981) National Rifle Association p.21
  11. ^ Landis, Charles S. (1947). Twenty-Two Caliber Varmint Rifles. Harrisburg, Pennsylvania: Small-Arms Technical Publishing Company. s. 440. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Tüfek, hafif ateşli bir silahtır. Omuza dayanarak, elde veya kucakta kullanılır. Kullanıldığı yerlere göre piyade tüfeği, su altı tüfeği, av tüfeği gibi adlar alır. Mekanizma, kundak, dipçik ve namlu olmak üzere dört ana parçadan meydana gelir. Mekanizma ateşlemeyi ve kovanı dışarı atmayı sağlar. Kundağın muhafaza ettiği namlu mermiye yön vermeye, dipçik ise tüfeğin omuza dayanarak tepkisini hafifletmeye yarar. Çeşitli tüfekler bulunur.

Ateşli silahlar, barut gazının itici gücüyle mermi atan bütün silahların genel adıdır. Ateşli silah denince, genellikle bir kişi tarafından taşınabilen küçük çaplı silahlar akla gelse de ateşli silahlar kategorisi; büyük toplardan tüfeklere, av tüfeğine ve tabancaya kadar her türde ve boyuttaki silahları kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Tabanca</span> Şarjörlü ve toplu olmak üzere ikiye ayrılan kısa namlulu ateşli silah

Tabanca; kısa namlulu, ateşli silah.

<span class="mw-page-title-main">Nitrogliserin</span> kimyasal bileşik

Nitrogliserin nitrik asit esterinin oluşumuna uygun koşullar altında, en çok beyaz dumanlı nitrik asit ile gliserinin nitrolanmasıyla üretilen yoğun, renksiz, yağlı, patlayıcı sıvıdır. Kimyasal olarak, madde nitro bileşiğinden ziyade bir organik nitrat bileşiği olmasına rağmen, geleneksel adı genellikle daha fazla kullanılır. 1847'de icat edilen nitrogliserin, inşaat, yıkım ve madencilik endüstrilerinde kullanılan çoğunlukla dinamit gibi patlayıcı maddelerin üretiminde aktif bir bileşen olarak kullanılmaktadır. 1880'lerden beri, nitrogliserin ordu tarafından aktif bir bileşen ve kordit ve balistit gibi bazı katı itici yakıtlarda nitroselüloz için jelatinleştirici olarak kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Karabarut</span>

Karabarut, kükürt, odun kömürü ve potasyum nitratın bir karışımıdır. Kükürt kullanılmadan yapılabilirse de, bu şekilde yapılan karabarut, kükürt kullanılarak yapılan kadar güçlü olmaz. Çok hızlı yanarak karbondioksit, su ve azottan ibaret sıcak bir gaz hacmi ve potasyum sülfürden oluşan katı bir artık bırakır. Yanma özelliklerinden dolayı ortaya çıkan sıcaklık ve gaz hacmi, barutun ateşli silahlarda itici yakıt ve havai fişeklerde piroteknik bileşim olarak kullanımına yol açmıştır. Modern ateşli silahlarda karabarut yerine dumansız barut kullanılır. Antika ateşli silahlarda çoğunlukla karabarut kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Mermi</span> ateşli silahlarda kullanılan fişeğin atış anında namludan fırlatılan bileşeni

Mermi, ateşli silahlarda kullanılan fişeğin atış anında namludan fırlatılan bileşenidir. Ateşli silahlar tarafından atılan delici, patlayıcı madde, kurşun. Küçük çaplı ateşli silahlar ile ağır ateşli silahların mermileri farklıdır. Tüfek, tabanca gibi küçük silahların mermisi çarpma etkisiyle hedefi deler. Büyük çaplı, ağır ateşli silahlar olan topların mermileri ise hedefi bulduğunda ya da havada patlar.

7.5 cm KwK 42 L/70 (7.5 cm Kampfwagenkanone 42 L/70)) 7.5 sm çapında Nazi Almanyası ordusu Wehrmacht tarafından II. Dünya Savaşı sırasında kullanılan tanksavar toplarından biriydi. Unterlüß de bulunan Rheinmetall AG firması tarafından geliştirildi ve üretildi. Bu top orta sınıf SdKfz.171 Panther tankı ve SdKfz.162/1 Jagdpanzer IV/70(A)/(V) tank imha ediciye monte edildi. Tank imha edicilere takılan modele7.5 cm PaK 42 (7.5 cm Panzerabwehrkanone 42) denildi.

<span class="mw-page-title-main">.308 Winchester</span> NATO üretimi mermi

.308 Winchester, 30-06 SpringField fişeğinin yerini almak için .300 savage kalibresinden geliştirilmiş bir mermidir. Vuruş gücü ve menzil olarak 30-06 Springfielde benzer ancak kovan boyu kısaltılmıştır. 30-06 SpringField fişeğinin uzun olması nedeniyle yeni nesil otomatik silahlarda tutukluk yaptığı görülmüştür. Sorunun çözümünü araya ABD Winchester firmasıyla T64E3 kod adıyla yapılan ortak çalışmada ilk olarak 1952 senesinde Winchester için özellikle ticari ve sportif/av amaçlı geliştirilmiş fişeğin başarısının ardından 2 sene sonra NATO bünyesinde .308 winchesterın üzerinden NATO'da yaygın olarak kullanılan 7.62x51mm NATO geliştirilmiştir. bu iki mermi birbirinden sade 0.2mm çap farkı gösterip çok küçük kovan yapısı farkına sahipler. Çekirdek çapı 7.82mm(0.308 inç) dir. 30-06 SpringField mermisinin 63mm olan kovan boyu 51mm'ye indirilmiş; kovan hacim kapasitesinde fazla azalma olmaması için kovan çapı yaklaşık 1mm kadar genişletilmiştir. Yani kovan hacmi fazla değişmeme şartıyla boyu kısaltılmış olan fişek görünüm olarak 30-06 Springfield fişeğinden daha kısa ve şişman bir yapıya sahiptir. Winchester o dönemde üretimde olan(ve hala üretimi devam eden) Winchester Model 70'te 308 winchester kalibresini kullanmış ve başarılı modelinin başarısını katlamıştır. bu silah vietnam savaşı döneminde ABD birliklerince keskin nişancı tüfeği olarak kullnılsa da başarısını daha çok Polis özel birliklerinin keskin nişancı tüfeği ve ayrıca çok başarılı bir av silahı olarak göstermiştir. daha önce de belirtildiği gibi .308 winchester askeri kullanımdan ziyade sivil kullanım için üretilen bir kalibredir. ancak onun çok az farklı olan modeli 7.62x51mm NATO, NATO ülkelerinde yaygın olarak kullanılan bir kalibredir ve G3'ten tut birçok keskin nişancı tüfeğine kadar yaygın bir kalibre olarak kullanılmaktadır. sivil kullanıma açık olan .308 winchester kalibre yivli av tüfekleri 7.62x51mm NATOyu kullanabilseler de silah performansı bu tip kullanımda ciddi olarak düşmekte ancak bir tehlike arz etmemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Pikrik asit</span>

Pikrik asit (O2N)3C6H2OH formülüne sahip bir organik bileşiktir. IUPAC adı 2,4,6-trinitrofenoldür (TNP). "Pikrik" adı, acı tadı yansıtan "acı" anlamına gelen Yunanca πικρός (pikros) kelimesinden gelir. En asidik fenollerden biridir. Diğer yüksek oranda nitratlanmış organik bileşikler gibi pikrik asit de patlayıcıdır, dolayısıyla birincil kullanımıdır. Aynı zamanda, tıpta (antiseptik, yanık tedavileri) ve boyar maddelerde kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">.22LR</span>

.22 LR olarak adlandırılmakta ve kısaca .22LR olarak bilinmektedir. Metrik karşılığı 5.6x15mm'dir. .22 kalibre ilk olarak 1857 yılında amerikan Smith&Wesson firması tarafından "Smit&Wesson .22" fişeği olarak tasarlanmış olup daha sonra 1887'de J. Stevens Arms & Tool Company tarafından .22 Long fişeğinin kovanı ve .22 Extra Longın mermi çekirdeğinin kombinasyonu ile üretilmiştir ve Yüz yıldan fazladır bu kalibre, tabancanın yanı sıra revolver, yivli tüfek ve hatta av tüfeklerinde dahi kullanılmaktadır. .22LR Kenardan ateşlemeli sistem (Rimfire) özelliğine sahip olması ve çok küçük bir kalibre olması nedeniyle maliyeti çok düşüktür.

<span class="mw-page-title-main">Makineli silah</span>

Makineli silah, tam otomatik ve/veya portatif silahtır, genellikle şarjör, mermi kayışı veya büyük kapasiteli magazinlerden mermi alarak ve yine genellikle dakikada birkaç yüz mermi atma oranıyla tasarlanmışlardır. İlk makineli tüfekler bir el kolunun çevrilmesi gibi, manuel olarak kullanılıyordu. Birleşik Devletler kanunlarında terim olarak, özellik kullanılmamak suretiyle tam otomatik silahları tanımlar, örneğin medya haberlerinde veya yasal kodlarda.

<span class="mw-page-title-main">Fişek</span> Bir çeşit mühimmat

Fişek, genel anlamda Türkçede yivsiz av tüfeklerinin kullandığı mühimmata denir. Fişekler yapılarından dolayı ve içerdikleri saçma/tek kurşun veya benzeri katı/gaz atılacak malzemeden dolayı kalibre ile değil gauge ile değerlendirilirler. Ancak başka parametreler de bu fişeklerin yapıları ve kullanım alanlarını etkilemektedir. Fişekler 8ga-36ga arasında çaplarda üretilseler de nadir olarak 10ga modeller de mevcuttur. En çok kullanımda olan 12ga çapı kendi içinde 70–76 mm uzunluğa sahip kovanlarda üretilmektedir. Ayrıca aynı çap fişeğin barut miktarı ve içerdiği saçma miktarı da değişmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Barut</span> patlayıcı madde

Barut, enerjiyi biriktirmek, taşımak ve harekete geçirmek için kullanılan ilk teknolojilerden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Škorpion vz. 61</span>

Škorpion vz. 61, 7.65 mm çapında, 1959'da Miroslav Rybář (1924–1970) tarafından geliştirilen ve Samopal vzor 61 resmi adı altında Çekya'nın Uherský Brod kasabasında bulunan Česká zbrojovka silah fabrikası tarafından üretilen makineli tabancadır.

<span class="mw-page-title-main">Cıva(II) fülminat</span>

Cıva(II) fülminat, Hg(CNO)2, primer patlayıcıdır. Sürtünme ve şoka çok duyarlı olduğundan dolayı özellikle diğer patlayıcıları patlatmak için kullanılan darbeli kapsüller ve patlatma kapsüllerinde bir tetikleyici olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">9.3×62mm</span>

9.3×62mm aynı zamanda ABD'de 9.3×62mm Mauser olarak da bilinir. 1905'te Almanyada Otto Bock tarafından tasarlandı. Günümüzde özellikle Kanada, ABD, Afrika ve Kuzey Avrupada büyük avları avlamak için av kalibresi olarak kullanılmaktadır. Ağır ve hızlı mermisi bu tip büyük avları avlamakta üstün başarısının anahtarıdır. Ayrıca kalınca mermisi (9.3mm) namlu yüklenmesi olayını aza indirgeyerek ucuz tüfeklerin namlularının uzun ömrülü olabilmesini sağladığından da kalibre kendi müşteri kitlesini stablize etmektedir. Kovandaki barutun patlamasıyla oluşan basıncın üst limiti 390 MPa olup oldukça yüksek basınçlı bir fişektir. Ağır mermiyekarşılık bu güç merminin trasesinin oldukça düşmeye meyilli olmasına neden olduğundan aslında mermi yakın mesafelerdeki(~250m) ağır hedeflere uygun bir çap olmasını sağlamakta. Ancak uzak mesafelerdeki hedefler için uygun bir çap değildir. 230 grain'den ağır ve kalın mermileri traseyi oldukça düşmeye eğilimli kılar. Ancak tüm bunlara rağmen özellikle kuzey avrupada kalibre beğeni ile kullanılmaktadır. Çekoslovak CZ firması oldukça ucuz bir silah olan CZ 550 yivli tüfeğini bu kalibreye donatmasıyla bu kalibre oldukça ucuz biçimde amerikada da sergilenmeye başllamıştır. Ayrıca SAKO ve Tikka gibi kuzey avrupa üretimi silahlarda da kalibreye rastlamak mümkün. Blaser de oldukça önemli sayıda namluyu bu kalibre ile üretmektedir. Kalibre büyük avlarda .338 Winchester Magnum, .375 H&H .404 Jeffery ve 9.4x64mm Brenekke kalibreleri ile kıyaslanabilir. Kalibrenin mermileri için dünyanın dört bir yanından ticari firmalar çeşitli çekirdekler üretmektedir. Kalibre özellikle kuzey amerikada evde fişek dolduranların ilgi kaynağıdır.

<span class="mw-page-title-main">Fitil (patlayıcı)</span>

Bir patlayıcı, piroteknik donanımda ya da askeri mühimmatta, fitil işlevi başlatan bir donanım parçasıdır. Genel olarak, fitil kelimesi gelişigüzel kullanılır. Ancak, belirli olduğunda, fitil terimi, bir kestane fişeğinin üzerindeki fitil gibi basit bir piroteknik ateşleme tertibatını tanımlarken tapa terimi bir M107 top mermisi için ihtiraklı tapa, bir deniz mayınında manyetik/akustik tapa, yaylı el bombası tapası, kalem fünye ya da tuzaklama düzeneği gibi mekanik ve/veya elektronik bileşenleri içeren daha gelişmiş bir ateşleme tertibatını belirtmek için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Dumansız barut</span>

Dumansız barut, karabarutun aksine ateşlendiğinde önemsiz miktarda duman üreten ve ateşli silahlar ve top (silah)larda kullanılan bazı itici yakıtlara verilen addır. Dumansız barutun ilk üretildiği yıllarda "Balistit" ve "Kordit" gibi tescilli adları olmasına karşın günümüzde bu terimler pek kullanılmamaktadır.

Object 279 Kotin, 1959 sonunda geliştirilen bir Sovyet deneysel ağır tankıydı.

<span class="mw-page-title-main">Steyr ACR</span>

Steyr ACR, ABD Ordusunun 1989/90 yıllarında Gelişmiş Muharebe Tüfeği Programı (ACR) için üretilmiş, kinetik mermi ateşlemeli bir piyade tüfeği prototipidir. Sunulan silahların çoğunda olduğu gibi Steyr tasarımının prototiplerde etkili olduğu kanıtlanmasına rağmen tüm Gelişmiş Muharebe Tüfeği Programı, katılan kuruluşlardan hiçbirinin başarılı bir ACR silahının temeli olan M16A2'den çok daha iyi bir performans elde edememesiyle sona erdi.