İçeriğe atla

Merkür

Merkür
MESSENGER uzay aracı yaklaşırken doğal renkleriyle Merkür (2008)
Adlandırmalar
SıfatlarMercurian
Mercurial
Sembol☿
Yörünge özellikleri[1]
Dönem J2000
Günöte0,466697 AU (69,82 milyon km)
Günberi0,307499 AU (46,00 milyon km)
Yarı büyük eksen
0,387098 AU (57,91 milyon km)
Dış merkezlik0,205630[2]
115,88 g[2]
47,36 km/s[2]
174,796°
Eğiklik
48,331°
29,124°
Doğal uydularıYok
Fiziksel özellikler
−2,48 ila +7,25[4]
-0,4[5]
4,5-13″[2]
Ortalama yarıçap
  • 2.439,7 ± 1,0 km[6][7]
  • 0,3829 Dünya
Basıklık0,009[2]
  • 7,48×107 km2[6]
  • 0,147 Dünya
Hacim
  • 6,083×1010 km3[6]
  • 0,056 Dünya
Kütle
  • 3,3011×1023 kg[8]
  • 0,055 Dünya
Ortalama yoğunluk
5,427 g/cm3[6]
3,7 m/s2 (0,38 g0)[6]
Atalet momenti faktörü
0,346±0,014[9]
4,25 km/s[6]
176 g[10]
  • 58,646 g
  • 1.407,5 sa[6]
Ekvatoral dönme hızı
3,026 m/s
2,04′ ± 0,08′ (yörüngeye)[9]
(0,034°)[2]
Kuzey kutbu sağ açıklık
Kuzey kutbu dik açıklık
61,41° [11]
Albedo
Sıcaklık437 K (164 °C; 327,2 °F) (siyah cisim sıcaklığı)[14]
Yüzey sıcaklığımin.ort.maks.
0°K, 0°B [15]-173 °C67 °C427 °C
85°K, 0°B[15]-193 °C-73 °C106,85 °C
Atmosfer[16][17][18]
Yüzey basıncı
çok düşük (≲ 0,5 nPa)
Bileşimleri
  Wikimedia Commons'ta ilgili ortam

Merkür, Güneş Sistemi'ndeki en küçük ve Güneş'e en yakın gezegendir. Adını, ticaret ve iletişim tanrısı ve tanrıların habercisi olan antik Roma tanrısı Mercurius'tan (Mercury) almıştır. Yüzey kütleçekimi yaklaşık olarak Mars ile aynı olan bir karasal gezegen olarak sınıflandırılır. Yüzeyi, milyarlarca yıldır biriken sayısız çarpma olayının bir sonucu olarak yoğun şekilde kraterlerle kaplıdır. En büyük krateri olan Caloris Planitia, 1.550 km (960 mi) çapındadır ve gezegenin çapının (4.880 km veya 3.030 mi) üçte biri kadardır. Dünya'nın uydusu Ay'a benzer şekilde Merkür'ün yüzeyi, bindirme faylarından kaynaklanan geniş bir uçurum sistemi (yarıklar) ve çarpma olayı kalıntıları tarafından oluşturulan parlak ışın sistemleri sergiler.

Merkür, Güneş ile 3:2 rezonansta gelgitsel ya da çekimsel kilitlidir[19] ve Güneş Sistemi'nde eşsiz bir yörüngede döner. Güneş çevresindeki her iki devrine karşılık kendi ekseninde tam olarak üç kez döndüğü görülür.[a][20] Güneş'ten görüldüğü gibi yörünge hareketi ile dönen bir gözlemci çerçevesi içerisinde, sadece her iki Merkür yılında bir dönüyormuş gibi görünür.

Yüksek yörüngesel dış merkezliğiyle birlikte, gezegenin yüzeyi büyük ölçüde değişken güneş ışığı yoğunluğu ve sıcaklık farklılıkları gösterir. Ekvatoral bölgelerin sıcaklığı gece -170 °C (-270 °F) ile güneş ışığı altında 420 °C (790 °F) arasında değişir. Çok küçük eksen eğikliği nedeniyle gezegenin kutupları kalıcı olarak gölgede kalır ve sürekli -93 °C (-140 °F)'nin altındadır. Bu durum, kraterlerde su buzu bulunabileceğini kuvvetle düşündürmektedir. Gezegenin yüzeyinin üzerinde son derece ince bir ekzosfer ve güneş rüzgarlarını saptırabilecek kadar etkili, fakat zayıf bir manyetik alan bulunur. Merkür'ün doğal uydusu yoktur.

Merkür Güneş çevresinde Dünya'nın yörüngesinden içeride (Venüs'te olduğu gibi) döndüğü için, Dünya'nın gökyüzünde sabahları ya da akşamları gözükebilir ancak gecenin yarısında gözükemez. Ayrıca Venüs ve Ay'da da olduğu gibi Dünya'ya göre kendi yörüngesi çevresinde dönmesinin aşamaları tam aralıkla izlenir. Merkür Dünya'dan bakıldığında parlak bir nesne olarak görülür. Buna karşın Güneş'e olan yakınlığı nedeniyle Venüs'e göre daha zor görünür. Şimdiye dek iki uzay aracı Merkür'ü ziyaret etti: Mariner 10 1970'lerde uçarak geçti; MESSENGER 2004'te fırlatıldı, 30 Nisan 2015'te yakıtını tüketmeden ve gezegen yüzeyine çarpmadan önce 4 yıl boyunca Merkür'ün yörüngesinde 4.000'in üzerinde dönüş yaptı.[21][22][23]

2020'lerin başı itibarıyla, Merkür'ün jeolojik tarihinin birçok geniş detayı hala araştırılmaktadır veya uzay sondalarından gelecek veriler beklenmektedir. Güneş Sistemi'ndeki diğer gezegenler gibi, Merkür de yaklaşık 4,5 milyar yıl önce oluşmuştur. Mantosu oldukça homojendir, bu da Merkür'ün tarihinde tıpkı Ay gibi erken dönemlerde bir magma okyanusuna sahip olduğunu göstermektedir. Mevcut modellere göre Merkür'ün katı bir silikat kabuğu ve mantosu, bunların altında katı bir dış çekirdek, onun altında sıvı bir çekirdek tabakası ve en içte katı bir iç çekirdek bulunabilir. Merkür'ün kökeni ve gelişimi hakkında, bazıları gezegenimsilerle çarpışmayı ve kaya buharlaşmasını içeren birçok rakip hipotez bulunmaktadır.

Merkür, Mars ve Venüs'ün yörüngeleri nedeniyle Dünya'dan çok daha fazla uzaklaşması sonucu ortalamada Dünya'ya en yakın gezegendir.[24]

Fiziksel özellikleri

İç yapısı

Merkür'ün iç yapısı:
1. Kabuk: 100-300 km kalınlık
2. Manto: 600 km kalınlık
3. Çekirdek: 1,800 km yarıçap
Merkür'deki kütleçekimi kuraldışılığı - kütle yoğunlukları (kırmızı) yeraltı yapısı ve evrimini akla getirir.

Merkür Güneş Sistemindeki dört karasal gezegenden biridir. 2.439,7 kilometrelik ekvatoral yarıçapı ile Güneş sistemindeki en küçük gezegendir.[2] Merkür ayrıca Güneş Sistemi'nde bulunan en büyük doğal uydular Ganymede ve Titan'dan -daha ağır da olsa- da daha küçüktür. Merkür yaklaşık olarak %70 metalik ve %30 silikat maddelerinden oluşur.[25] Merkür'ün 5,427 g/cm3'lük yoğunluğu Güneş Sistemi'ndeki ikinci en yüksek yoğunluktur ve Dünya'nın 5,515 g/cm3'lük yoğunluğundan biraz daha azdır.[2] Eğer kütleçekimsel sıkıştırma etkisi çarpanlarına ayrılsaydı, Merkür'ü oluşturan maddeler Dünya'nın 4,4 g/cm3'lük yoğunluğuna karşılık 5,3 g/cm3'lük sıkıştırılmamış yoğunluk ile daha yoğun olurdu.[26]

Merkür ile Dünya'nın boyut karşılaştırılması.

Merkür Güneş'e yakınlığı nedeniyle güneş ışınlarının güçlü etkisi altındadır ve sıcak bir gezegendir. Yüzey sıcaklığı, uzun süren Merkür gündüzü sırasında 427 °C üzerindeki düzeylere çıkabilirken, etkili bir hava yuvarının yokluğu nedeniyle gece -172 °C'ye kadar düşmektedir. Gezegenin koyu bir yüzeyi vardır. Yüzeyin 0,11 yansıtabilirlik değeri vardır, yani üzerine düşen güneş ışınlarının ancak yaklaşık onda birini yansıtır.

Yüzey şekilleri

Merkür (Mariner 10 dan çekilmiş)

Merkür yüzeyinin en dikkat çeken özelliği tüm gezegen üzerine dağılmış irili ufaklı çarpma kraterleridir. İlk bakışta Ay yüzeyine benzetilebilecek bu görünümün, daha dikkatli bir incelemede birçok farklılıklar içerdiği anlaşılır. Ay'da olduğu gibi kraterlerin yoğun bir şekilde iç içe geçtiği alanlar arasında, krater yoğunluğunun çok düşük olduğu, yumuşak engebeli geniş düzlükler yer alır. Bu bölgeler kraterlerin sık olduğu bölgelere göre daha alçakta yer alırlar ve Ay'daki 'deniz'lere benzer şekilde, büyük çarpmalar sonucunda gezegen içinden yüzeye çıkan lav akıntıları ile oluştukları sanılır. Gerek bu oluşumların, gerekse büyük kraterlerin çoğunun, Güneş Sistemi içinde büyük çarpışmaların sürdüğü 4,5 ile 3,8 milyar yıl öncesini kapsayan dönemde meydana geldiği düşünülür. 3,8 milyar yıl öncesinden günümüze kadar, Güneş Sistemi büyük çarpışmaların sıklığının azaldığı, nispeten sakin bir döneme girmiştir. Merkür üzerindeki en büyük çarpışma izi, 1300 km çapındaki Caloris Havzasıdır. Bu dev lav denizi 100 km çapında bir gökcisminin çarpması ile gezegenin manto tabakasından yüzeye çıkan sıvılaşmış materyal ile oluşmuş, bu arada şok dalgalarının gezegen boyunca yayılarak diğer yüzünde odaklanması sonucunda Caloris Havzasının tam karşı kutbunda 500.000 km²lik bir alan son derece engebeli bir hal almıştır. Ayrıca düzlükler üzerinde yüzlerce kilometre uzunluğunda ve yüksekliği 2–3 km'yi bulan kırıklar dikkati çeker. Bunlara, gezegenin soğuması sırasında küçülen hacminin neden olduğu sanılmaktadır. Kırıkların bazı kraterlerin içinden de geçmeleri krater oluşum döneminden daha sonra meydana geldiklerini düşündürür.

Gezegen yüzeyinin en dışta kalan birkaç metre kalınlığındaki kısmının, Ay yüzeyindekine benzer biçimde çok küçük göktaşlarının milyarlarca yıldır süren bombardımanı sonucunda ince bir toz haline gelmiş regolit tabakası olduğu varsayılır. Aynı Ay'da gözlendiği gibi az sayıdaki genç kraterin, ışınsal olarak kendilerini çevreleyen parlak beyaz çizgilerin ortasında yer aldığı görülür. Bu çizgiler, çarpma sırasında 'kirli' regolitin üzerine sıçrayan taze materyal ile ilişkilidir.

Yüzeyindeki maddeler

Merkür'ün yüzeydeki kurtulma hızı gezegenin düşük kütlesi nedeniyle Dünya'nın ancak %40'ı kadardır. Bu düzeydeki bir çekim gücü, gezegen yüzeyindeki 400 °C'yi aşan sıcaklıklar karşısında gazların uzaya kaçmasına engel olamayacak denli güçsüzdür. Bu nedenle Merkür'ün çoğunlukla orta ağırlıktaki elementler içeren (oksijen, sodyum, potasyum) son derece seyrek bir atmosferi bulunmaktadır. Bu atmosfer durağan olmaktan çok, Merkür'ün konumunda etkisi güçlü olan güneş rüzgarı ve yüksek yüzey ısıları nedeniyle gezegen yüzeyinden koparılan ve kısa sürede uzay boşluğuna kaybedilen atomlardan oluşmuş, sürekli yenilenen bir yapıdadır. Bu şekliyle, Merkür atmosferini Dünya'nın egzosferi ile karşılaştırmak olasıdır.

Merkür'ün Manyetik Alanı

Merkür'ün küçük boyutuna oranla önemli sayılabilecek bir manyetik alanı bulunmaktadır. Ekseni Merkür'ün dönüş eksenine 11° eğimli, kutupları Dünya'nın manyetik kutuplarına göre ters yerleşmiş durumda, yani kuzey manyetik kutbu gezegenin coğrafi güney kutbuna komşu olan ve gezegen yüzeyinde Dünya manyetik alanının %1'i kadar güçlü bu alan, Merkür çevresinde küçük bir manyetosfer oluşturmaya yeterlidir. Manyetosfer, Güneş rüzgarı adı verilen ve güneş kökenli hızlı parçacıkların oluşturduğu plazma akımının, gezegenin manyetik alanın etkisi ile saptırılarak engellendiği bölgedir. Manyetosferin en dışında, plazma akımının yavaşlayarak hızının ses hızının altına indiği ve yön değiştirdiği bir şok dalgası gözlenir. Merkür'ün manyetik alanı güneş rüzgarı ile gelen parçacıkları yakalayıp gezegen çevresinde tutacak kadar güçlü olmadığı için, Van Allen kuşakları yoktur.

Küçük bir gezegen olan Merkür'ün çekirdek sıcaklığının bir manyetik alan oluşturmak için gerekli olan sıvı demir kütlesini barındırmaya izin vermeyecek kadar düşük olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, bugün gözlenen manyetik alanın gezegen içindeki aktif bir manyetik dinamo tarafından sağlanmak yerine, çok önceleri mıknatıslanmış olan katı haldeki çekirdek tarafından sürdürüldüğü görüşü ortaya atılmıştır.

Merkür'ün kendi ekseni etrafında dönüşü

Merkür'ün, MESSENGER uzay gemisi tarafından 3 Ağustos 2004 tarihinde çıktığı uzay yolculuğunda, daha önceki Mariner 10 uzay probunun 3 Kasım 1973 tarihindeki çıktığı Merkür yolculuğunda görüntülenememiş olan yüzünün çekilmiş fotoğrafıdır.

Gözlem koşullarının güçlüğü, Merkür'ün teleskopla ayırt edilebilen yüzey yapılarının hareketlerine dayanarak dönüş periyodunun hesaplanmasını zorlaştırmıştır. 1960'lı yıllara gelinceye dek gezegenin kendi ekseni etrafında dönüşünün, Güneş çevresindeki hareketi ile 'kilitlenmiş' şekilde 88 günde tamamlandığına inanılıyordu. Gezegenin bir yüzünün sürekli karanlıkta kalarak çok düşük sıcaklıkta bulunması ile sonuçlanacak bu durum, 1962 yılında radyo gökbilim tekniklerinin Merkür'ün gece yüzünde sıcaklığın hiçbir zaman -160 °C'nin altına düşmediğini ortaya koyması ile tartışmalı hale geldi. 1965 yılında radar incelemeleri, gezegenin dönüş hızının yaklaşık 59 günlük bir devir ile uyumlu olduğunu gösterdi. İtalyan gök bilimci Giuseppe Colombo bu sürenin Merkür'ün yörünge periyodunun 2/3'ü kadar olduğuna dikkati çekerek, gezegenin alışılmamış bir dönüş-yörünge kilitlenmesi olabileceğini bildirdi. Bu, Mariner 10 uzay sondasının 1974 yılında Merkür'ü ziyareti sırasında doğrulandı. Bugün, Merkür'ün kendi etrafındaki dönüşünü 58,65 günde tamamladığı bilinmektedir. Yörünge ve dönüş periyodlarının bu şekilde 3:2 oranındaki senkronizasyonu, gezegenin oldukça eliptik yörüngesinin yol açtığı önemli yörünge hızı değişimleri ile daha uyumlu görülür. Bu şekilde, 1:1 oranındaki bir kilitlenmenin özellikle günberi dönemindeki hızlanma sırasında yol açacağı librasyon hareketleri ve buna bağlı güçlü gel-git etkileri ve iç gerilimler önlenmiş olmaktadır.

Merkür'ün bu dönüş biçimi ilginç sonuçlar doğurur. Gezegen kendi ekseni etrafında bir dönüşünü tamamladığı 58,65 günlük süre içinde Güneş çevresindeki dönüşünün de üçte ikisini gerçekleştirdiği için, güneşin görünür hareketi çok daha yavaş olmaktadır. Merkür'ün herhangi bir noktasında güneşin iki doğuşu arasında geçen süre dünya ölçülerine göre 176 gündür; diğer bir deyişle bir Dünya yılı, 2 Merkür gününe eşittir. Bunun yanı sıra aşırı eliptik yörünge nedeniyle değişen yörünge hızı, gezegenin güneş çevresindeki açısal hızının bazen kendi etrafındaki açısal hızı aşmasına, yani güneşin görünür hareketinin ters yöne dönmesine yol açar; gezegenin bu eliptik çizgi üzerinde güneşe yaklaşıp uzaklaşmasıyla güneşin görünür boyutunun da değişmesi tabloya eklendiğinde Merkür üzerinde geçen bir günün öyküsü iyice renklenir:

Caloris Havzası, Güneş'in meridyenden yani öğle noktasından geçişi ile günberi geçişinin aynı zamana geldiği bir konumdadır. Merkür'ün her iki yılında bir, bu bölge öğle ile yaz ortasını bir arada yaşayarak gezegenin (ve Güneş Sistemi'nin) en sıcak yeri olur. Caloris Havzası'ndaki bir gözlemci Güneş'in doğudan yükseldikçe büyüdüğünü ve doğudan batıya doğru hareketinin yavaşladığını görür. Güneş en yüksek noktayı geçtikten ve alçalmaya başladıktan kısa bir süre sonra durur ve geriye doğru hareket etmeye başlar. En yüksek noktadan bu kez ters yönde ikinci geçişinde en büyük görünür çapa ulaşır ve batıdan doğuya alçalırken yeniden küçülmeye başlar. Bir süre sonra tekrar yavaşlayarak durur ve doğudan batıya alışılmış hareketine döner. Batı-doğu doğrultusundaki bu geriye hareket dünya ölçüleriyle birkaç gün sürmüştür. Güneş öğle çizgisinden üçüncü kez geçer ve batıya doğru alçalırken küçülmeye devam eder. Güneş battığında bir Merkür yılı dolmuştur. İkinci yıl Caloris Havzası'nın gecesi boyunca geçer, Güneş doğudan yükselmeye Havza'sının 3. bir Merkür yılına girilmiştir.

Caloris Havza'sının 90 derece doğusunda bulunan bir gözlemci için gün çok farklı başlar. Büyük ve sıcak bir güneş doğudan yavaşça yükselmeye başlar, ancak bir süre sonra durarak yeniden alçalır, batarken en büyük çapa ulaşır, dünya ölçüleriyle 2 gün sonra tekrar doğar ve yükseldikçe görünür büyüklüğünün azaldığı gözlenir. Öğle çizgisinden geçerken en küçük halini almıştır, batıya doğru alçaldıkça tekrar büyümeye başlar. Batıdan battıktan kısa bir süre sonra aynı noktadan tekrar en büyük şekliyle doğduğu gözlenir, batı ufkundan bir süre yükseldikten sonra yeniden alçalır ve bir Merkür yılı boyunca görünmemek üzere batar.

Merkür'ün tanınmasının tarihçesi

  • Eski çağlardan günümüze ulaşan kaynaklarda Merkür Ay, Güneş, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn ile birlikte, görünür hareketlerinin diğer yıldızlardan farklılığıyla tanınan 7 gökcisminden biri olarak gösterilir. Bu yönüyle, antik gökbilim için olduğu kadar astroloji açısından da önem taşıyan gezegen, birçok dilde haftanın yedi gününe adını veren gökcisimlerinden biri olarak, tarih öncesinden günümüze insan kültüründe yerini korumuştur. Eski Yunan'da sabah yıldızı olarak görüldüğünde Hermes, akşam yıldızı olarak görüldüğünde ise Apollo olmak üzere iki ayrı ad taşımaktaydı. Pisagor sayesinde bu iki yıldızın aslında aynı gökcismi olduğunu öğrenen ilkçağ dünyası, Merkür ve Venüs'ün Güneş çevresinde döndüğünü ileri süren Heraklit ile ilk kez güneşmerkezli görüş ile tanıştı. Romalılar ise gezegene Hermes'in Roma mitolojisindeki eşdeğeri olan ayakları kanatlı haberci tanrı Merkür'ün adını verirken büyük olasılıkla Merkür'ün sabah ufku ile akşam ufku arasındaki hızlı geçişlerinden etkilenmişlerdi.
  • 1639'da İtalyan gökbilimci Giovanni Battista Zupi basit bir teleskop yardımı ile Merkür'ün evreleri olduğunu fark etti. Gezegenin Güneş etrafında döndüğünü bildirdi.
  • 1880'lerde İtalyan gök bilimci Giovanni Schiaparelli atmosferin olumsuz etkilerini en aza indirebilmek amacıyla, Merkür'ün gökyüzünde yüksekte bulunduğu gündüz saatlerinde teleskopla yaptığı gözlemlerle, Merkür yüzeyindeki koyu ve açık renkli bölgeleri gösteren ilk 'albedo haritası'nı çizdi ve Merkür'ün dolanma süresi ile kendi etrafında dönme süresinin eşit olduğunu iddia etti.
  • Yunan asıllı ve Türkiye doğumlu Fransız gök bilimci Eugène Michel Antoniadi 1934 yılında yayınladığı kitabında Merkür'ün o zamana kadar yapılmış en ayrıntılı albedo haritasını sundu ve gezegenin dikkate değer bir atmosferi bulunduğunu öne sürdü.
  • 1962 yılında Michigan Üniversitesinden W.E. Howard, gezegenin kızılötesi ve radyo ışınımları ölçümlerine dayanarak Merkür'ün gece yüzünün hiçbir zaman güneş ışığı almayan bir yüzeyden beklendiği kadar soğuk olmadığını, bu nedenle 88 günlük dönüş süresi iddialarının akla yakın olmadığını ileri sürdü.
  • 1965'te Gordon H. Pettengil ve Rolff B. Dyce Porto Riko'daki Arecibo radyoteleskopu yardımıyla yaptıkları radar incelemeleri ile gezegenden yansıyan ışınların Doppler kaymasını ölçerek Merkür'ün kendi ekseni etrafındaki dönüşünü yaklaşık 59 günde tamamladığını hesapladılar. Bu bulgu üzerine İtalyan bilim insanı Giuseppe Colombo bugün kabul edilen 3:2 yörünge-dönüş senkronizasyonu görüşünü ortaya attı.
  • 1991 yılında Arecibo radyoteleskopundan yapılan radar gözlemlerinde gezegenin kutup bölgelerinde donmuş halde su bulunabileceğini düşündüren bulgular elde edildi.

Mariner 10 uzay sondası

Merkür'e gönderilen ilk uzay aracı 1973 yılında fırlatılan Mariner 10 uzay sondasıdır. Sonda, Şubat 1974'te Venüs yakın geçişini gerçekleştirdikten ve gezegenle ilgili bilimsel gözlemler yaptıktan sonra, Güneş çevresinde Merkür yörüngesi ile kesişen ve yörünge dönemi Merkür'ün periyodunun tam iki katı olan eliptik bir yörüngeye girerek bu çizgi üzerinde her 176 günde bir Merkür'le karşılaşmaya başladı. 29 Mart 1974, 21 Eylül 1974 ve 16 Mart 1975 tarihlerinde gerçekleşen üç yakın geçişte gezegen hakkında çok değerli bilgiler elde edildi:

  • Merkür'ün kütlesi, çapı, dönüş süresi duyarlı olarak ölçüldü.
  • Gezegenin daha önce bilinmeyen manyetosferi keşfedildi, ince atmosferi hakkında veriler toplandı.
  • Ayrıntılı fotoğraflar çekildi, gezegenin yüzey haritası çıkarıldı. Ancak sondanın her geçişinde Merkür aynı konumda bulunduğundan, yüzeyin ancak yarıya yakın bölümü haritalanabildi.

Üçüncü geçişte gezegene 327 km yaklaşan sonda, bu geçişten kısa bir süre sonra yakıtının bitmesi ile görevini sonlandırdı. 1975 yılından bu yana bağlantı kurulamayan Mariner 10, sabit yörüngesinde her iki Merkür yılında bir gezegenle aynı noktada buluşmaya devam etmektedir.

MESSENGER uzay sondası

Yer'den Merkür'e gönderilen uzay araçları, gezegenin Güneş'e yakın konumu nedeniyle, gezegen çevresinde yörüngeye girebilmek için çok yüksek enerjiye gereksinim duymaktadır. Bu nedenle, Mariner 10 programında, gözlemler için çok az zaman tanıyan hızlı yakın geçişler ile yetinmek zorunda kalınmıştır.

1980'lerin sonlarına doğru NASA bilim adamlarından Chen-Wan Yen, bir uzay sondasını Merkür çevresinde yörüngeye sokmaya olanak tanıyabilecek ekonomik uçuş yolları tasarladı. MESSENGER bu plan üzerine kurulmuş karmaşık ve uzun bir rota izleyerek Mart 2011'de Merkür etrafında yörüngeye girmek üzere, 3 Ağustos 2004'te fırlatıldı. Gelişmiş bilimsel aygıtlarla donatılan sonda, yörüngeye girmeye uygun bir açı ve hız elde edebilmek için gerekli kütleçekim yardım manevralarını 1 kez Yer, 2 kez Venüs ve 3 kez de Merkür yakın geçişi ile gerçekleştirecektir. 1 yıl sürmesi planlanan yörünge etkinlikleri şu konular üzerinde yoğunlaşacaktır:

  • Merkür'ün tüm yüzeyinin yüksek çözünürlüklü (250 metre/piksel) görüntülerinin elde edilmesi
  • En azından gezegenin bir bölümünün topoğrafik haritasının çıkarılması
  • Yüzey bileşenlerinin gezegen üzerinde dağılımı
  • Çekim alanının ayrıntılı haritası
  • Manyetik alanın 3-boyutlu modeli
  • Çeşitli elementlerin yüksekliğe göre dağılımı
  • Kutuplarda kraterlerin güneş almayan alanlarında korunmuş uçucu bileşenlerin araştırılması

BepiColombo programı

ESA (Avrupa Uzay Ajansı) tarafından 2012 yılında fırlatılması planlanan ve Merkür'ün kendi ekseni etrafında dönüşünü aydınlatan Giuseppe Colombo'nun onuruna adlandırılan BepiColombo uzay aracı iki ayrı sondadan oluşacaktır. Merkür çevresinde iki değişik yörüngeye oturtulması planlanan sondalardan birinin gezegenin manyetosferi, diğerinin ise yüzey ve atmosferi ile ilgili gözlemler yapması öngörülmektedir.

Adlandırma

Uluslararası Gökbilim Birliği (IAU), Merkür üzerindeki yüzey şekillerine verilen adların belli kurallara göre seçilmesini önermektedir:

  • Kraterler: Ölmüş sanatçıların (besteci (örnek: Vivaldi, ressam, yazar) adları
  • Dağlar: 'Caloris' (Latince 'sıcak' sözcüğünden)
  • Sırtlar: Merkür araştırmalarına katkıda bulunmuş ölmüş bilim adamları
  • Ovalar: Merkür gezegeninin veya tanrı Merkür'ün çeşitli dillerde adları
  • Uçurumlar: Keşiflerde veya bilimsel araştırmalarda kullanılan ünlü gemilerin adları
  • Vadiler: Radyoteleskop adları

Gözlem koşulları

Merkür, Güneş çevresinde yaklaşık 88 gün süren dolanma süresi ve 116 günlük kavuşum dönemi ile, gökyüzündeki görünür hareketini yılda üç kez yineler. Bir alt gezegen olması nedeniyle ile her zaman Güneş'e yakın konumdadır ve gözlenmesi Güneş'in parlak ışığı nedeniyle oldukça güçtür. -1,9 kadir derecesine varabilen parlaklığı ile en parlak yıldızlardan ve bazen Satürn, Mars ve hatta Jüpiter'den daha ışıklı olabilmesine karşın hiçbir zaman karanlık bir zemin üzerinde izlenemediği için, her kavuşum döneminin en fazla birkaç gün süren bir kısmında, en yüksek batı ya da doğu uzanımı esnasında çıplak gözle görülebilir. Bu gözlem koşulları, doğu uzanımı için güneşin batışını izleyen, batı uzanımı için ise güneşin doğuşundan az önceki kısa bir süre için gerçekleşir. Bu nedenle her 116 günlük dönemde Merkür bir kez 'akşam yıldızı', bir kez de 'sabah yıldızı' olarak izlenir. En yüksek uzanım, yörünge dış merkezliğin yüksek olması nedeniyle 18° ile 28° arasında değişir, ancak 28° bile rahat bir gözlem için yeterli değildir. Özellikle tutulum düzleminin ufka daha yakın olduğu yüksek enlemlerden gezegenin görülmesi çok zordur. Gözlem noktası Yer ekvatoruna yaklaştıkça Merkür'ün sabah ya da akşam alaca karanlığında ufuktan yüksekliği artacağı için çıplak gözle görülebilmesi daha kolay olur. Merkür'ün oldukça eliptik yörüngesinin uzun ekseninin Yer yörüngesine göre konumuna bağlı olarak, dünyanın güney yarı küresinin sonbahar başlangıcına denk gelen döneminde, gezegenin olası en yüksek batı uzanımı ile 7°'lik yörünge eğikliğinin üst üste gelmesi sayesinde Merkür için en uygun gözlem koşulları oluşur. Aynı şekilde olası en yüksek doğu uzanımı ile yörünge eğikliği açısının birbiri üzerine eklenmesi, yine güney yarı küreden bu kez kış aylarında gezegenin rahat gözlenmesine olanak sağlar. Yüksek dış merkezlik nedeniyle yörünge hızı dolanma sırasında çok değişir ve kavuşum süresi Yer'in Merkür yörüngesine oranla konumuna göre birkaç gün kayabilir.

Yer atmosferinin olumsuz etkilerini en aza indirebilmek amacıyla, teleskop kullanılarak yapılan profesyonel gözlemler Merkür'ün ufuktan iyice yüksekte bulunduğu gün ortası saatlerinde gerçekleştirilir. Tam güneş tutulmaları çok kısa süre için de olsa güneşe çok yakın konumdaki gezegenin gün ortasında çıplak gözle izlenebilmesine olanak sağlar.

Kısıtlayıcı etmenler nedeniyle, yeryüzünden yapılan gözlemler en güçlü teleskoplar kullanıldığında dahi Merkür'ün yüzey şekilleri hakkında yeterli bilgi sağlayamamış ve elimizdeki bilgilerin büyük kısmı Mariner 10 uzay sondası tarafından sağlananlarla sınırlı kalmıştır.

Evreler

Bir teleskopla izlendiğinde Merkür'ün Ay ve Venüs gibi evreleri olduğu görülür. Gezegenin yeryüzüne en uzak ve Güneş'in arkasında bulunduğu üst kavuşum anında görünen yüzeyinin tümü aydınlandığından ışıklı bir daire şeklinde 'dolun' evresi söz konusudur. Bu aynı zamanda uzaklık nedeniyle Merkür'ün görünür çapının en az olduğu dönemdir. En iyi gözlem koşullarının oluştuğu en yüksek uzanım anında gezegen bir yarım daire şeklinde görülür. Güneş ile Yer arasında kaldığı dönemlerde ise karanlık yüzünü göstererek bir 'hilal' şekli alır. Hilalin en ince olduğu dönemler gezegenin dünyaya en yakın olduğu ve görünür çapının en büyük olduğu dönemlerdir, ancak bu esnada güneş ışınları gezegenin görülmesini engeller.

Merkür'ün Güneş geçişleri

Merkür her yıl (ortalama) üç kez alt kavuşum konumundan geçtiği halde, yörüngesinin tutulum düzlemine 7 derecelik bir açı yapması nedeniyle güneş diskinin önünden geçişi nadiren gerçekleşir. Merkür yörüngesinin tutulum düzlemini kestiği noktalar, yani yörüngenin çıkan ve inen düğümleri ile Güneş ve Yer'in düz bir çizgi üzerinde yer almasını gerektiren bu durum her yüzyılda 12-14 kez ve yalnız Mayıs ve Kasım ayları içinde gözlenir. Güneş diski üzerinde küçük bir siyah beneğin ilerlemesi şeklinde izlenen bu olay, Merkür'ün yörünge hızının daha düşük olduğu günöte noktasına daha yakın olan Mayıs geçişlerinde daha yavaş olur ve 9 saat kadar sürebilir.

Notlar

  1. ^ Astronomide, "dönme" ve "devir" farklı anlamlara gelir. "Dönme" bir cismin, cismin içinden geçen bir eksen etrafında dönüşüdür. "Dünya günde bir kez döner" gibi. "Devir" ise cismin dışındaki bir eksen etrafında genellikle bir yörüngede hareket etmesidir. "Dünya'nın Güneş etrafındaki her devri bir yıl sürer." gibi.

Kaynakça

  1. ^ Yeomans, Donald K. (7 Nisan 2008). "HORIZONS Web-Interface for Mercury Major Body". JPL Horizons On-Line Ephemeris System. 4 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2008. 
  2. ^ a b c d e f g h i "Mercury Fact Sheet". NASA Goddard Space Flight Center. 30 Kasım 2007. 18 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mayıs 2008. 
  3. ^ Souami, D.; Souchay, J. (Temmuz 2012). "The solar system's invariable plane". Astronomy & Astrophysics. Cilt 543. s. 11. Bibcode:2012A&A...543A.133S. doi:10.1051/0004-6361/201219011. ISSN 0004-6361. A133. 
  4. ^ Mallama, Anthony; Hilton, James L. (Ekim 2018). "Computing apparent planetary magnitudes for The Astronomical Almanac". Astronomy and Computing. Cilt 25. ss. 10-24. arXiv:1808.01973 $2. Bibcode:2018A&C....25...10M. doi:10.1016/j.ascom.2018.08.002. 
  5. ^ "Encyclopedia - the brightest bodies". IMCCE. 24 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2023. 
  6. ^ a b c d e f g Munsell, Kirk; Smith, Harman; Harvey, Samantha (28 Mayıs 2009). "Mercury: Facts & Figures". Solar System Exploration. NASA. 19 Kasım 2002 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2008. 
  7. ^ Seidelmann, P. Kenneth; Archinal, Brent A.; A'Hearn, Michael F.; Conrad, Albert R.; Consolmagno, Guy J.; Hestroffer, Daniel; Hilton, James L.; Krasinsky, Georgij A.; Neumann, Gregory A.; Oberst, Jürgen; Stooke, Philip J.; Tedesco, Edward F.; Tholen, David J.; Thomas, Peter C.; Williams, Iwan P. (2007). "Report of the IAU/IAG Working Group on cartographic coordinates and rotational elements: 2006". Celestial Mechanics and Dynamical Astronomy. 98 (3). ss. 155-180. Bibcode:2007CeMDA..98..155S. doi:10.1007/s10569-007-9072-y. 
  8. ^ Mazarico, Erwan; Genova, Antonio; Goossens, Sander; Lemoine, Frank G.; Neumann, Gregory A.; Zuber, Maria T.; Smith, David E.; Solomon, Sean C. (2014). "The gravity field, orientation, and ephemeris of Mercury from MESSENGER observations after three years in orbit" (PDF). Journal of Geophysical Research: Planets. 119 (12). ss. 2417-2436. Bibcode:2014JGRE..119.2417M. doi:10.1002/2014JE004675. hdl:1721.1/97927. ISSN 2169-9097. 29 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Mart 2021. 
  9. ^ a b Margot, Jean-Luc; Peale, Stanton J.; Solomon, Sean C.; Hauck, Steven A.; Ghigo, Frank D.; Jurgens, Raymond F.; Yseboodt, Marie; Giorgini, Jon D.; Padovan, Sebastiano; Campbell, Donald B. (2012). "Mercury's moment of inertia from spin and gravity data". Journal of Geophysical Research: Planets. 117 (E12). ss. n/a. Bibcode:2012JGRE..117.0L09M. CiteSeerX 10.1.1.676.5383 $2. doi:10.1029/2012JE004161. ISSN 0148-0227. 
  10. ^ "ESO". ESO. 4 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Haziran 2021. 
  11. ^ a b Archinal, B. A.; Acton, C. H.; A'Hearn, M. F.; Conrad, A.; Consolmagno, G. J.; Duxbury, T.; Hestroffer, D.; Hilton, J. L.; Kirk, R. L.; Klioner, S. A.; McCarthy, D.; Meech, K.; Oberst, J.; Ping, J.; Seidelmann, P. K. (2018). "Report of the IAU Working Group on Cartographic Coordinates and Rotational Elements: 2015". Celestial Mechanics and Dynamical Astronomy (İngilizce). 130 (3). doi:10.1007/s10569-017-9805-5. ISSN 0923-2958. 
  12. ^ Mallama, Anthony (2017), The spherical bolometric albedo for planet Mercury, astro-ph.EP, arXiv:1703.02670 $2, Bibcode:2017arXiv170302670M 
  13. ^ Mallama, Anthony; Wang, Dennis; Howard, Russell A. (2002). "Photometry of Mercury from SOHO/LASCO and Earth". Icarus. 155 (2). ss. 253-264. Bibcode:2002Icar..155..253M. doi:10.1006/icar.2001.6723. 
  14. ^ "Atmospheres and Planetary Temperatures". American Chemical Society. 18 Temmuz 2013. 27 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2023. 
  15. ^ a b Vasavada, Ashwin R.; Paige, David A.; Wood, Stephen E. (19 Şubat 1999). "Near-Surface Temperatures on Mercury and the Moon and the Stability of Polar Ice Deposits" (PDF). Icarus. 141 (2). ss. 179-193. Bibcode:1999Icar..141..179V. doi:10.1006/icar.1999.6175. Figure 3 with the "TWO model"; Figure 5 for pole. 13 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Mart 2021. 
  16. ^ "Mercury Fact Sheet". NASA. 22 Aralık 2015. 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2016. 
  17. ^ Milillo, A.; Wurz, P.; Orsini, S.; Delcourt, D.; Kallio, E.; Killen, R. M.; Lammer, H.; Massetti, S.; Mura, A.; Barabash, S.; Cremonese, G.; Daglis, I. A.; Angelis, E.; Lellis, A. M.; Livi, S.; Mangano, V.; Torkar, K. (Nisan 2005). "Surface-Exosphere-Magnetosphere System Of Mercury". Space Science Reviews. 117 (3–4). ss. 397-443. Bibcode:2005SSRv..117..397M. doi:10.1007/s11214-005-3593-z. 
  18. ^ Berezhnoy, Alexey A. (Ocak 2018). "Chemistry of impact events on Mercury". Icarus. Cilt 300. ss. 210-222. Bibcode:2018Icar..300..210B. doi:10.1016/j.icarus.2017.08.034. 
  19. ^ Elkins-Tanton, Linda T. (2006). Uranus, Neptune, Pluto, and the Outer Solar System. Infobase Publishing. s. 51. ISBN 978-1-4381-0729-5. 28 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2016.  Extract of page 51 28 Kasım 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  20. ^ "Animated clip of orbit and rotation of Mercury". Sciencenetlinks.com. 5 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2016. 
  21. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2016. 
  22. ^ "From Mercury orbit, MESSENGER watches a lunar eclipse". Planetary Society. 10 Ekim 2014. 2 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2015. 
  23. ^ "Innovative use of pressurant extends MESSENGER's Mercury mission". Astronomy.com. 29 Aralık 2014. 15 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ocak 2015. 
  24. ^ "En yakın gezegen sizi şaşırtabilir... - CHIP Online". www.chip.com.tr. 1 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Şubat 2024. 
  25. ^ Strom, Robert G.; Sprague, Ann L. (2003). Exploring Mercury: the iron planet. Springer. ISBN 978-1-85233-731-5. 
  26. ^ Staff (8 Mayıs 2003). "Mercury". US Geological Survey. 27 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2006. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi</span> Güneş ve Güneş merkezli astronomik cisimler

Güneş Sistemi, Güneş'in kütleçekim kuvvetiyle yörüngede tutulan ve çeşitli gök cisimlerinden oluşmuş bir sistemdir. Güneş ve 8 gezegen ile onların doğruluğu onaylanmış 150 uydusu, 5 cüce gezegen ile onların bilinen toplam 8 uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper Kuşağı cisimleri, kuyruklu yıldızlar, gök taşları ve gezegenler arası toz girer.

<span class="mw-page-title-main">Venüs</span> Güneş sisteminde yer alan, Güneşe en yakın 2., sıcaklık açısından 1. sırada yer alan gezegen

Venüs, Güneş Sistemi'nde Güneş'e uzaklık bakımından ikinci sıradaki, sıcaklık bakımından ise birinci sıradaki gezegendir.

<span class="mw-page-title-main">Jüpiter</span> Güneş Sisteminde yer alan en büyük gezegen

Jüpiter, Güneş Sistemi'nin en büyük gezegenidir. Güneş'ten uzaklığa göre beşinci sırada yer alır. Adını Roma mitolojisindeki tanrıların en büyüğü olan Jüpiter'den alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devi sınıfına girmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Jüpiter'in doğal uyduları</span> Vikimedya liste maddesi

Jüpiter'in bilinen 95 doğal uydusu vardır. Bu uydular yörüngeleri, boyut ve fiziksel özellikleri ve bu verilere göre tahmin edilebilecek oluşum mekanizmaları ile çok büyük çeşitlilik göstermektedir. Jüpiter'in, halkaları, manyetik alanı ve uyduları ile birlikte oluşturduğu ve küçük bir güneş sistemini andıran bu karmaşık yapı, Güneş Sistemi'nin evrimini aydınlatabilecek çok sayıda ipuçları barındırmaktadır. İç uyduları olan İo, Europa, Ganymede ve Callisto büyük ve aydın iken diğerleri soluk ve küçüktür.

<span class="mw-page-title-main">İç gezegen</span> Güneş Sistemi`nin en içteki yörüngelerde bulunan dört gezegendir. Bunlar Merkür, Venüs, Yer, ve Mars`tır.

Yoğun, kayalık bileşimli, az ya da hiç uydusu olmayan, halkası bulunmayan ve Güneş Sistemi'nin iç yörüngelerinde yer alan dört gezegene iç gezegenler veya karasal gezegenler denir.

<span class="mw-page-title-main">Kavuşum</span> madde

Kavuşum, gökbilimde bir gözlem noktasından bakıldığında iki ya da daha çok sayıda gök cisminin gökyüzünde birbirlerine yakın konuma gelmesi.

<span class="mw-page-title-main">Phobos (uydu)</span> Marsın iki uydusundan biri

Phobos Mars'ın iki uydusundan biridir. Yunancada Phobos Korku anlamına gelir. Mars'ın diğer uydusu Deimos'dan hem daha büyüktür, hem de Mars'a daha yakındır. Güneş Sistemi'ndeki tüm diğer uydular içinde gezegenine en yakın konumlanmış uydudur. Yörüngesi Mars yüzeyinden sadece 6000 km yüksekliktedir ve ortalama çapı 22 km'dir.

<span class="mw-page-title-main">Gezegen</span> bir yıldız veya yıldız kalıntısının yörüngesinde dolanan gök cismi

Gezegen; genellikle bir yıldız, yıldız kalıntısı ya da kahverengi cücenin yörüngesinde bulunan, yuvarlak hâle gelmiş bir astronomik cisimdir. Uluslararası Astronomi Birliğinin (IAU) tanımına göre Güneş Sistemi'nde sekiz gezegen bulunur. Bunlar, karasal gezegenler Merkür, Venüs, Dünya ve Mars; dev gezegenler Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Gezegen oluşumu için bilimsel açıdan mevcut en iyi teori, bir bulutsunun kendi içine çökmesi sonucu bir yıldızlararası bulut meydana getirdiğini ve yıldızlararası bulutun da bir önyıldız ve bunun yörüngesinde dönen bir öngezegen diski oluşturduğunu öne süren bulutsu hipotezidir. Gezegenler bu disk içinde, kütleçekiminin etkisiyle maddelerin kademeli olarak birikmesi sonucu, yığılma (akresyon) olarak adlandırılan süreçte büyürler.

<i>MESSENGER</i> (uzay sondası) Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesinin, Ağustos 2008de Utaritin (Merkür) kimyasal bileşimi, yer bilimi ve manyetik alanını incelemek için fırlattığı sonda

MESSENGER, 2011 ve 2015 yılları arasında Merkür gezegeninin yörüngesinde dönen ve Merkür'ün kimyasal bileşimini, jeolojisini ve manyetik alanını inceleyen bir NASA robotik uzay sondasıydı. Ocak 2008'de gezegenin yanından geçerek Mariner 10'dan sonra Merkür'e ulaşan ikinci uzay aracı oldu. Ekim 2008 ve Eylül 2009'da da gezegenin yanından geçen sonda, 18 Mart 2011 tarihinde Merkür yörüngesine giren ilk uzay aracı oldu. Merkür'ün etrafında yörüngeye girmek, Dünya'dan doğrudan gelen bir uzay aracının Güneş'in çekiminden etkilenip Merkür'ün yörüngesine girmek için çok fazla olan bir hızda gezegenin yanından geçeceğinden zordur.

<span class="mw-page-title-main">Geri ve ileri yönlü hareket</span> Bir astronomik cismin yörünge veya kendi ekseni etrafında, ana cismine göre ters yönde dönüşü

Geri yönlü hareket, genel olarak, astronomik bir nesnenin kütle çekimi altında bulunduğu birincil cismin dönüş yönüne göre tam tersi yönündeki yörünge veya dönme hareketi olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca bir nesnenin dönme ekseninin salınımı veya üğrümü gibi diğer hareketleri de tanımlayabilir.

<span class="mw-page-title-main">İnsansız uzay gemisi</span> otomatik olarak uzayda uçabilen ve insansız uzay uçuşları için kullanılan uzay gemileri

İnsansız uzay gemisi ya da insansız uzay aracı, otomatik olarak uzayda uçabilen ve insansız uzay uçuşları için kullanılan uzay gemilerine verilen genel addır. Ne derece insanlardan bağımsız, yani özerk olduğu gemi modelleri arasında farklıdır. Uzaktan kumandalı, uzaktan güdümlü ya da tamamen özerk (robotik) olabilirler. Mesela Salyut 7, Mir ve UUİ'nun modülü Zarya, insansız uzaktan güdümlü şeklide istasyonu işletebilme, her iki yeniden ikmâl aracı ve yeni modüllerle kenetlenme imkânına sâhipti. En yaygın insansız uzay gemileri robotik uzay gemileri, insansız yeniden ikmâl araçları, uzay sondaları ve uzay rasathaneleridir. Her insansız uzay gemisi robotik olmamaktadır. Meselâ uzaya yollanan bir yansıtıcı top, robotik değildir.

<span class="mw-page-title-main">Kütle çekimsel sapan</span>

Yörüngesel mekanikte ve uzay mühendisliğinde, kütleçekimsel sapan veya çekim etkili manevra, yakıt, zaman ve gider açısından tasarruf yapmak için uzay araçlarının hız ve yönünün bir gezegenin veya başka bir astronomik aracın çekim etkisiyle değiştirilmesidir. Çekim etkisi, uzay araçlarının ivmelendirilmesi, hızlarının artırılıp veya azaltılması ve yönlerinin değiştirilmesi için kullanılabilir. Bu etki, kütleçekimi uygulayan gök cisminin uzay aracını çekmesiyle sağlanır. Bu teknik, ilk olarak 1961'de üç cisim problemi üzerinde çalışan Michael Minovitch tarafından önerildi. Gezegenler arası araştırma yapan Mariner 10 dan itibaren bu teknik kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Venera</span> Sovyet yapımı uzay sondası serisi

Venera serisi sondalar, Sovyetler Birliği tarafından 1961 ile 1984 arasında Rusça adı Venera olan Venüs'le ilgili bilgi edinmek üzere geliştirilmiştir. Sovyetlerin bazı diğer sondaları gibi, sonraki sürümler, ikincisi ilkinden biraz sonra fırlatılmak üzere, çifter çifter uzaya gönderilmiştir.

Venera 3, Venüs'ün yüzeyini keşfetmek için Sovyetler Birliği tarafından inşa edilen ve fırlatılan bir Venera programı uzay aracıdır. O 04:19 de 16 Kasım 1965 tarihinde başlatılan UTC gelen Baykonur, Kazakistan, SSCB. Sonda, Venüs atmosferine girmek ve yüzeye paraşütle girmek için tasarlanmış bir giriş sondası ve giriş sondasını Venüs'e taşıyan ve aynı zamanda giriş sondası için bir iletişim rölesi görevi gören bir taşıyıcı / uçuş uzay aracı içeriyordu.

<span class="mw-page-title-main">Mariner</span>

Mariner programı, Amerikan uzay ve havacılık dairesi NASA tarafından diğer gezegenleri keşfetmek için yürütülen bir programdı. 1962 ile 1973 sonları arasında NASA'nın Jet İtki Laboratuvarı (JPL), Venüs, Mars ve Merkür gezegenlerini ilk kez ziyaret etmek ve ayrıca yakın gözlemler için Venüs ve Mars'a geri dönerek iç Güneş Sistemi'ni keşfetmek için Mariner adlı 10 tane robotik gezegenler arası sonda tasarladı ve inşa etti.

<span class="mw-page-title-main">Mariner 2</span>

Mariner 2, Venüs'e giden ve başarılı bir gezegen karşılaşması gerçekleştiren ilk ABD robotik uzay sondasıydı. NASA Mariner programı'ndaki ilk başarılı uzay aracı, Ranger programı'nın Blok I uzay aracının basitleştirilmiş bir versiyonu ve Mariner 1'in tam bir kopyasıydı. Mariner 1 ve 2 uzay aracının görevleri bazen Mariner R görevleri olarak bilinir. Orijinal planlar, sondaların Atlas-Centaur'da fırlatılmasını gerektiriyordu ancak bu araçla ilgili ciddi gelişim sorunları, çok daha küçük olan Agena B ikinci aşamaya geçişi zorunlu kıldı. Bu nedenle Mariner R araçlarının tasarımı büyük ölçüde basitleştirildi. Atlas-Agena B, Sovyet 8K78 güçlendiricisinin yalnızca yarısı kadar kaldırma kapasitesine sahip olduğundan, bu dönemin Sovyet Venera sondalarından çok daha az enstrümantasyon—örneğin, bir TV kamerasından vazgeçilerek— taşındı.

Kavuşum günü bir gök cisminin yörüngesinde dolandığı yıldıza göre bir kez dönmesi için geçen süredir ve güneş zamanının temelini oluşturur. Kavuşum günü, uzak yıldızlara göre tam bir dönüş olan ve yıldız zamanının temelini oluşturan yıldız gününden farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Albedo özelliği</span>

Albedo özelliği veya yansıtılabilirlik özelliği, astrojeolojide bir gezegenin veya başka bir Güneş Sistemi nesnesinin yüzeyindeki bitişik alanların karanlık ve parlaklığı arasındaki zıtlıkları gösteren geniş alanları ifade etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi'nin ana hatları</span> genel bakış ve başlık listesi

Aşağıda yer alan ana hat, Güneş Sistemi'ne genel bir bakış ve güncel bir rehber olarak hazırlanmıştır:

Güneş'e en yakın, manyetik alanı zayıf ve karasal gezegen olarak tanınan gezegenler arasında en küçük kütleye sahip olan Merkür'ün hidrojen, helyum, oksijen, sodyum, kalsiyum, potasyum ve su buharı içeren, toplam basınç seviyesi yaklaşık 10−14 bar olan çok ince ve oldukça değişken bir atmosferi vardır. Ekzosferik türler ya Güneş rüzgârından ya da gezegenin kabuğundan kaynaklanır. Güneş ışığı atmosferdeki gazları Güneş'ten uzağa iterek gezegenin arkasında kuyrukluyıldıza benzer bir kuyruk oluşturur.