İçeriğe atla

Mera

İnekler merada otlarken

Mera, otlak, meyilli, engebeli ve taban suyunun derinde olduğu yem bitkilerinin bulunduğu alanlara ve hayvancılık amacı ile kullanılan alanlara verilen addır. Çayırlara göre daha kısa boylu, seyrek otların bulunduğu meralar kaba yem alanlarıdır.[1]

Bu topraklar hayvancılık amacıyla kullanılmaktadır. Hayvanların beslenmesinde kullanılan bu alanların erozyon üzerinde etkileri bulunmaktadır.

Engebe sebebiyle yağış sularının bir kısmı sızarak veya yüzey akışı ile kaybolmaktadır. Buraların toprakları sığ, kumlu veya çakıllı, su tutma kapasitesi düşük ve yağışlı dönem haricinde kurudur. Genellikle su, bitkiler için yeterli değildir, bitki örtüleri seyrek ve kısa boyludur, dolayısıyla açık vejetasyona sahiptirler.

Mera bozulması

Otlatma açısından değerli bitkilerin azalması, yerini değersiz bitkilerin işgal etmesine vejetasyon bozulması veya mera bozulması denilir. Bozulmanın başlıca sebepleri şunlardır:[2]

1.Erken otlatma, 2.Aşırı otlatma, 3.Kontrolsüz otlatma, 4.Kuraklık, 5.Yabancı ot işgali, 6.Yakma

  • Erken otlatma, otlatma erişkinliğine gelmeyen bitkilerin otlatılmasıdır. Bu durumda bitkiler yedek besinlerini harcadıklarından, yıl içinde cılız kalırlar.
  • Aşırı otlatma, meranın bir dönemde ürettiği otun %60'tan fazlasının otlatılması durumudur. Büyümeleri için yeterli yaprak üretemeyen bitkiler zayıf kalır. Uç sıcaklık değerlerine ve kuraklığa karşı dayanıksız duruma düşer.
  • Kontrolsüz otlatma, meradan yararlanma hakkı olan köylünün meraya ıslah, bakım ve koruma yapma zorunluluğu olmaması sonucu ortaya çıkar.
  • Kuraklık, aşırı ve erken otlatılıp zaten zayıflamış olan meraya son darbe olur.
  • Yabancı ot işgali, hayvanların yemediği otlardır. Yenilmediği için her yıl tohum verip, üreyerek yayılırlar. Mera çeşitli nedenler ile zayıf düştüğünde istilanın boyutu büyür, mera kullanılamaz hale gelir.
  • Yakma, merayı işgal eden yabancı ve zararlı bitkilere ve hastalıklara karşı uygulanan iyi bir ıslah yöntemidir. Türkiye'de uygulaması yoktur. Türkiye meraları, orman yangını veya anız yangını sıçraması ile istemeden yakılabilmektedir.

Mera ıslahı

Meranın bitki kalitesinin düşmesi yararlanan hayvanların beslenmelerine olumsuz etki yapmaktadır. Bu nedenler meraların orijinal yapılarının korunması oldukça önemlidir. Meraların bozulmasının bir sebebi uzun süre tek tip hayvan otlatılmasıdır. Aynı tür hayvanlar sürekli belli bitkileri tercih etmesi, bir kısmını da yememesi meranın yapısını bozmaktadır. Fazla tüketilen bitkilerin varlığı gerilerken, tercih edilmeyen zararlı veya istilacı bitkiler merayı işgal etmektedir. Bozulan meraların ıslahında kullanılan başlıca yöntemler; havalandırma, gübreleme, herbisit uygulama, yakma, drenaj, sulama ve otlatma sisteminin düzenlenmesidir.[3]

Keçilerin ormanlara zarar verdiği düşüncesiyle sayılarının azaltılması da meralardaki bazı zararlı bitkilerin yayılmasına neden olmuştur. Köygöçüren, sarı peygamber çiçeği, yabani gül, katırtırnağı, kuzukulağı, yabani böğürtlen keçilerin tercih ettiği türler iken, keçilerin azalması ile meraları işgal etmeye başlamıştır. Keçilerin sığırlar ile birlikte sürekli olarak merada bulundurulması yabancı/zararlı/istilacı türlerin baskılanması için faydalıdır.[3]

Meraların Hukuki Niteliği ve Mülkiyet Durumu

Meralar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunlar, devletin yönetimi altındadır. Mera, yaylak ve kışlakla kamu malı niteliğindeki alanlardır. Bunlar Osmanlı hukukundaki metruk arazinin bir türüdür.

Mera, yaylak ve kışlakların ada ve parsel numarası bulunmaktadır. Ancak bunlar tapu siciline kaydedilmezler. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16. maddesine göre mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.

Meraların Kullanım Hakkı

Bu yerler tapu siciline de tescil edilmezler. 4342 sayılı Kanun’un 4. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Evvelce çeşitli kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur. Yani mera arazisinin yönetimi devlete ait olmakla birlikte kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir.[4]

Mera türleri

Yedigöller yakını yüksek rakımlı alpin mera (1700 m)

Oluşum şekline göre meralar:[1]

  • Doğal meralar: İklim, toprak ve beşeri şartlardan dolayı orman oluşamayan alanlardır. Doğal şartlara bağlı olarak oluşmuşlardır.
  • Yapay meralar: İnsan müdahalesi ile oluşan meralardır. Toprak işlenir, bölge şartlarına uygun mera bitkileri tohumlarının karışımı ekilir. Gerektiğinde sulama ve gübreleme yapılır. Hayvan otlatarak veya otu biçilerek yararlanılır.

Bulunduğu yere göre meralar

  • Taban mera: Yeraltı suyu yüksek, düzlük alanlardır. Otlar sık ama kısa boyludur.
  • Dağ merası: Dağ yamacı veya tepelerde oluşan meralardır. Eğimli arazilerdeki kısa boylu seyrek bitkiler bulunur. Koyun ve keçi otlatmaya uygundur.
  • Alpin meralar: Yüksek dağların üzerinde oluşmuştur. Vejetasyon süresi ve otlatma süresi kısıtlıdır. Koyun otlatmaya uygun bu mera türüne yaylalar örnektir.
  • Anız merası: Hasattan sonra hayvanlar tarlada kalan kuru sap, yapraklar ve tahıl artıkları yerler. Mera benzeri otlatılan bu alanlar anız merası denilir. Hayvanlar tahıl anızı bulunan bir hektarlık araziden 200–250 kg kuru yemden yararlanabilir.[5]
  • Nadas merası: Nadas tarlaları ekilmediği zaman içinde çıkan yabani otlar hayvanlara otlatılır. Normalde çiftçinin toprağın nem ve besin ögelerinin azalmaması için bu otlarla savaşıp yok etmesi gerekmektedir. Bu işlemler yapılamadığından, özellikle diğer otlakların kuruduğu yaz mevsiminde nadas tarlaları otları hayvanlar için beğenilerek tüketilir.[5]

Yararlanan hayvan cinsine göre meralar

  • Koyun meraları: Yağışların az, hafif engebeli, az meyilli bu araziler koyun otlatmada kullanılır. Türkiye'nin İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu meraları örnektir.
  • Sığır meraları: Koyun meralarına göre daha sık ve uzun otlar bulunan meralardır, genellikle sığırlar otlatılır. Yılın bir bölümü nemli olan alanlarda, örneğin Doğu Anadolu'da bu meralar yaygındır.

Mülkiyet Durumuna Göre Meralar

Türk hukukunda meralar mülkiyet durumuna göre, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki meralar ve özel mülkiyette bulunan meralar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

  • devletin hüküm ve tasarrufu altındaki meralar: Türkiye'de bulunan meraların büyük bir kısmı bu statüdedir. 4342 sayılı Mera Kanunu 26 Eylül 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.'nun 4. maddesine göre meralar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. yani bunlar, devletin yönetimi altındadır. Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz.[4]
  • özel mülkiyette bulunan meralar: Bunlar gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan meralardır.

Kaynakça

  1. ^ a b "ÇAYIR-MERA AMENAJMANI" (PDF). bingol.edu.tr. 19 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2020. 
  2. ^ EKİZ, Prof.Dr.Hayrettin (2017). "ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ" (PDF). acikders.ankara.edu.tr. 22 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 28 Şubat 2020. 
  3. ^ a b Uzun, Ferat; Garipoğlu, Ali Vaiz; Dönmez, Hasan Beytullah (2015). "Mera Yabancı Otlarının Kontrolünde Keçilerin Kullanımı". Uluslararası Tarım ve Yaban Hayatı Bilimleri Dergisi. 29 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2020. 
  4. ^ a b tarafından, Suat Şimşek (4 Mayıs 2020). "Mera Nedir? Merayı Satın Almak Mümkün Mü? Mera Satın Alınabilir Mi?". Gayrimenkul Mevzuatı. 6 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2022. 
  5. ^ a b EKİZ, Prof. Dr. Hayrettin; SANCAK, Prof. Dr. Cengiz. "Tarla Bitkileri". Anadolu Üniversitesi. s. 198. 22 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mart 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ziraat mühendisliği</span> bitki koruma iş alanları

Ziraat mühendisliği bitkisel üretim ve zootekni yanında süt teknolojisi, tarımsal biyoteknoloji, tarım makinaları, tarımsal enerji sistemleri, tarımsal yapılar (kültür-teknik), arazi ve su kaynakları, toprak bilimi ve bitki besleme, tarım ekonomisi, tarım ürünleri teknolojisi, bitki koruma, peyzaj mimarlığı, biyoyakıt ve biyogaz enerji üretimi alanlarında uğraş veren mühendislik dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Orman</span> büyük bir alandaki yoğun ağaç topluluğu

Orman, belirli yükseklikteki ve büyüklükteki çeşitli ağaçlar, çalılar, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar, böcekler ve hayvanlar bütününü içeren, topraklı alanda genellikle doğal yollardan oluşmuş bir kara ekosistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Kanola</span>

Kanola, kolzanın ıslahı sonucu elde edilmiş, canlılara zararlı olarak erüsik asit ve glukosinolat içeren bir bitki türü. Yağı, bitkisinin aksine, zararlı olmadığından insanlar ve çiftlik hayvanları için gıda maddesi olarak kullanılmaktadır. Kanola yağının, tıpkı soya fasulyesi yağında olduğu gibi, gıda dışı kullanım alanları da vardır. Spot piyasalardaki fiyatının durumuna göre mum, ruj, sanayi yağları, gazete mürekkebi, biyoyakıt gibi ürünlerin üretiminde yenilenemez petrol bazlı yağların yerini alabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Palas Tuzla Gölü</span> Kayseride tuz gölü

Palas Tuzla Gölü, Kayseri ili, Sarıoğlan ilçe sınırlarında bulunan tektonik oluşumlu tuzlu göldür. Yüzey rakımı 1131 m, uzunluğu 8 km, genişliği 8 km, alanı 23,5 km2'dir. Faylar ile çevrelenen, kapalı havza özellikli Palas Ovası'nın en alçak alanıdır.

Oymak, ulusun ayrıldığı bölümlerden her biri. "Oymak" sözcüğü, Türkiye Türkçesi dışındaki Altay, Teleüt, Kazak, Kırgız vb. dillerde aymak şeklindedir. Bu şivelerde kelime şu anlamlara gelir: Halk, kavim, boy, soy, aile, köy, yabancı, yabancı göçebe, memleket vb. Moğolca'da "büyük kavim birlikleri" anlamını taşır. Moğol teşkilat bölümlerinde uluslar utuklara, utuklar da ayımaglara (oymak) ayrılırdı. Batı Anadolu ile Güneybatı Anadolu'daki göçebe ve yarı göçebe Türkmen boylarına "oymak" deniyordu. Bunlar 16. yüzyıldan sonra yörük adını aldılar, bir süre bunlara cemaat ve aşiret de dendi.

Orman alanlarının saptanması, ağaçlandırılması, korunması, işletilmesi ve geliştirilmesi gibi konularda hizmet yürüten kişidir. Orman fakültelerinden 4 yıllık bir eğitim sonucu lisans alan kişiler "Orman Mühendisi" olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Çayır</span>

Çayır, genellikle düzlük ve taban suyu yüksek otça zengin yer.

<span class="mw-page-title-main">Bozkır</span>

Bozkır veya step, fiziki coğrafyada kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız ekolojik bölge.

<span class="mw-page-title-main">Çiftlik</span>

Çiftlik, insanların kırsal alan'da bitki ve hayvanları yetiştirip yararlandıkları işletme. Günümüzde en yaygın çiftlik türleri agrivoltaik, ağaç çiftliği, hara, ağıl, arılık, balık çiftliği, sığır çiftliği, süt çiftliği, kürk çiftliği, keçi çiftliği, mandıracılık, dönüştürülebilir hayvancılık çiftliği, böcek çiftliği, çiftlik hayvanları, domuz yetiştiriciliği, Kümes hayvanları yetiştiriciliği, kuşçuluk çiftliği, koyun çiftliği, yaban hayatı çiftçiliği'dir. İsim, ekilebilir arazi, sera, sebze çiftlikleri, meyve çiftlikleri, gübre, hayvan yemi ve hayvancılık çiftlikleri, doğal lif, biyoyakıt ve diğer emtia üretimi için kullanılan araziler için kullanılır. Çiftlikler, beslenme yeri, ranç, ekin tarlaları ve plantasyonlar, meralar, küçük çiftlikler ve hobi çiftlikleri, çiftlik avlusu, çiftlik suyu tesisi, çiftlik evi ve tarımsal binaları da içerir. Modern zamanlarda bu terim, her ikisi de karada veya denizde çalışabilen rüzgâr çiftliği ve balık çiftlikleri gibi endüstriyel operasyonları içerecek şekilde genişletilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nadas</span>

Nadas, araziye bir yılda düşen yağışın, her yıl ürün almaya yetmeyecek kadar az olduğu yerlerde toprağın bir yıl boş bırakma işlemidir. Kuru tarım bölgelerinde uygulanır. Nadas işlemesi, tarla yüzeyini işleyerek bırakmaya, yapılan işleme nadas işlemesi denilir. Nadas tarlanın belli bir zaman boş bırakılması ve bu süre içinde yapılan işlemleri ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Çevre sorunları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu liste, insan faaliyetlerinin, biyofiziksel çevre üzerindeki zararlı etkilere sebep olan çevre sorunlarının bir listesidir. Genel anlamda; sorunlar, etkileri ve hafifletici unsurlar olarak sınıflandırılırlarsa da, etkilerin birbirine bağlı olduğu ve yeni etkilere neden olabilecekleri gözden uzak tutulmamalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ekim nöbeti</span>

Ekim nöbeti (münavebe), bir tarlaya aynı ürünleri arka arkaya ekilmemesi, farklı bitkilerin bir düzen içinde birbirinin peşi sıra ekilmesini ifade eden tarım yöntemidir.

<span class="mw-page-title-main">Bayanbulak Çayırları Ulusal Doğa Koruma Alanı</span>

Bayanbulak Çayırları Ulusal Doğa Koruma Alanı, Çin'in kuzeybatısındaki Tanrı Dağları'nın Bayanbulak Havzasında bulunan ikinci büyük otlaktır. Arazi çoğunlukla düzdür ve Kaydu Nehri'nin orta bölümünü kapsar. Koruma alanı, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Bayingolin Moğol Özerk ili'ndeki Korla'nın 200 km kuzeybatısında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kırgızistan'da tarım</span>

Tarım, Kırgızistan'da ekonomi için önemli bir sektördür.The World Factbook'a göre toplam GSYİH'nin %18'ini ve toplam işgücünün %48'ini oluşturuyor. Arazinin %6,8'i ekim için kullanılırken; %44'ü hayvancılık amaçlı mera olarak kullanılıyor. Kırgızistan'ın dağlık yapısı, hayvancılığı tarım ekonomisinde önemli bir yerde tutuyor.

<span class="mw-page-title-main">Evcil keçilerin evrimi</span> keçilerle zamanda yolculuk

Keçi evrimi, doğal seçilim yoluyla evrim yoluyla yerli keçilerin var olduğu süreçtir. Yaban keçileri, modern insanlar tarafından evcilleştirilen ilk türlerden biriydi ve evcilleştirilme tarihi genellikle MÖ 8.000 olarak kabul edildi. Yerli keçiler, Orta Doğu ve Orta Asya'da, özellikle orman ve dağlar olmak üzere, Türkiye'den Türkmenistan'a kadar bir alanı kapsayan, belirgin şekilde sert ortamlarda bulunan orta boy memelilerdir. Keçiler, bizon, inek ve koyun gibi çeşitli geviş getirenleri içeren geniş ve kalabalık bir grup olan Bovidae ailesinin bir parçasıdır. Bovidlerin hepsi, toynak ve otçul bir diyet gibi birçok özelliği paylaşır ve birçok dişiyle birlikte tüm erkeklerin boynuzları vardır. Bovidler, erken Miyosen çağında geyik ve zürafalardan ayrılmaya başladı. Keçileri, dağ keçilerini ve koyunları içeren Caprinae alt familyasının, diğer bovidlerden geç Miyosen gibi erken bir tarihte ayrıldığı ve grubun en büyük çeşitliliğine buzul çağlarında ulaştığı düşünülmektedir.

Yüzyıllar boyunca İzlanda'nın ana endüstrileri balıkçılık, balık işleme ve tarım olmuştur. 19. yüzyılda İzlandalıların yaklaşık %75'i çiftçilik yapıyordu, ancak yıllar içinde bu oranda yaşanan düşüş ile çiftçilik yapanlar nüfusun %5'inden azını oluşturur hale geldi. Bu sayının gelecekte de düşmeye devam etmesi beklenmektedir. Günümüzde toplam arazi alanının(100.000 km2) sadece %1'i ekim yapılabilir durumdadır.

<i>Avrupa yer sincabı</i> Gelengi cinsinden bir yer sincabı

Türkiye'de halk arasında Trakya Gelengisi olarak da bilinen Avrupa yer sincabı ya da diğer adıyla Avrupa souslik'i, Sciuridae familyasının Marmotini oymağından Spermophilus cinsine bağlı bir kemirgen türüdür. Spermophilus cinsindeki birkaç Avrupa türü arasındadır. Tüm sincaplar gibi o da kemirgenler takımının bir üyesidir. Güney Ukrayna'dan Anadolu'ya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Sırbistan, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Kuzey Makedonya ve kuzeyde Polonya'ya kadar doğu ve orta Avrupa'da bulunur, ancak Karpat Dağları tarafından ikiye bölünür.

<span class="mw-page-title-main">Tarla</span> tarım amaçlı kullanılan arazi alanı

Tarla, ekin yetiştirmek veya hayvancılık için kullanılan arazi alanıdır. Tarla, nadasa bırakılan veya ekilebilir arazi olarak bırakılan bir alan olarak da kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Saccharum spontaneum</span>

Saccharum spontaneum, Hindistan Yarımadası'na özgü bir ottur. Yayılan rizomatöz kökleri olan, yüksekliği üç metreye ulaşan çok yıllık otsu bir bitkidir.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan göçebe hayatı</span>

Azerbaycan göçebe yaşamı - tarihsel ve modern zamanlarda Azerbaycan'ın kültürel ortamında göçebe (tarakama) veya yarı göçebe (elat) yaşam tarzı yaşayan insanların veya toplulukların tarihi, kültürü ve geleneklerini açıklar. Azerbaycan'da elitlerin kullandığı geçici yerleşim yerleri arasında köy, festival, ahır, yatak, ev, yurt, kamp, kış kampı, kulübe, in, çayır vb. yerler almaktadır. Yaz mevsiminde kullanılan evler alaçık, koma, deya, mukhuru, karakeche, dünnuğlu evi, kolux, magardaya vb.'dir.