Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi. Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır. Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.
Bilim veya ilim, nedensellik, merak ve amaç besleyen, olguları ve iddiaları deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen entelektüel ve uygulamalı disiplinler bütünüdür. Kimi kullanımlarda bu tanımın "ilim" için geçerli olmadığının altını çizmek gerekir. Çünkü bilim somut, evrensel olayları kendine konu edinmişken ilim doğaötesi olaylarla da ilgilenebilir fakat somut kanıt sunmaz. Bilimi sınıflandıran bilim felsefecileri bilimi formal bilimler, sosyal bilimler ve doğa bilimleri olmak üzere üçe ayırır. Bilimin diğer tüm dallardan en ayırt edici özelliği, savunmalarını somut kanıtlarla sunmasıdır. Bu sayede bilim, bilinmeyen olguları açıklamamıza ve evreni idrak etmemize güçlü destek olur.
Sigmund Freud veya doğum adı ile Sigismund Schlomo Freud, psikolojinin en önemli alt dallarından biri olan psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Yahudi nörolog. Psikanaliz, hasta ile psikanalist arasında gerçekleşen diyalog yoluyla psikopatolojik vakaları tedavi etmekte kullanılan klinik yöntemidir. Hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurlarla olan bağlantılarını ortaya çıkarmaya çalışır. Freud'a göre, bilinç dışına itimler yaşantıların kendileri değil, anıları üzerinde gerçekleşirler. Ancak söz konusu istekler gerçeğe dönüştürüldüğünde, daha doğrusu doyurulduğunda karşılaşılacak üzüntü ve pişmanlık duygusundan kaçınılmaktadır.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), 15 Kasım 1956 tarihinde, zamanın Türkiye Başbakanı Adnan Menderes, Karayolları Genel Müdürü Vecdi Diker ve bir grup akademisyen tarafından Ankara'da kurulmuş bir devlet üniversitesidir. Mersin'de bulunan Deniz Bilimleri Enstitüsü ve KKTC'de bulunan ODTÜ KKK dışında bütün binaları aynı kampüstedir. Bugüne kadar 120 binin üzerinde mezun veren üniversitenin eğitim dili İngilizcedir.
Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da yayılmıştır.
Gılgamış, Sümer şehir devleti Uruk'un tarihî kralı, antik Mezopotamya mitolojisinin önemli bir kahramanı ve MÖ 2. binyılın sonlarında Akadca yazılan epik şiir Gılgamış Destanı'nın protagonistidir. Muhtemelen MÖ 2800 ile 2500 arasındaki bir zaman aralığında ülkeyi yönetmiş ve ölümünden sonra tanrısallaştırılmıştır. Ur'un üçüncü hanedanlığı döneminde Sümer efsanelerinde önemli bir şahsiyet olmuştur. Gılgamış'ın efsanevi kahramanlıkları günümüze kadar gelen beş Sümer şiirinde anlatılmıştır. Bunların tespit edilebilen en eskisi Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı'dır. Bu şiirde Gılgamış, Tanrıça İnanna'nın yardımına gelir ve tanrıçanın huluppu ağacını istila eden yaratıkları defeder. İnanna, Gılgamış'a mikku ve pikku adı verilen iki bilinmeyen nesne verir fakat Gılgamış, bunları kaybeder. Enkidu'nun ölümünden sonra gölgesi, Gılgamış'a Ölüler Diyarı'nın kasvetli koşullarını anlatır. Gılgamış ve Agga şiiri, Gılgamış'ın tâbi olduğu Kral Agga'ya karşı ayaklanmasını anlatır. Diğer Sümer şiirleri Gılgamış'ın dev Huvava ve Gök Boğası ile ilişkisini anlatırken kötü muhafaza edilmiş olan sonuncu şiir Gılgamış'ın ölümüyle cenazesini anlatır.
Fil, hortumlular takımının filgiller (Elephantidae) familyasını oluşturan memeli bir hayvandır. Geleneksel olarak Asya fili ve Afrika fili olmak üzere iki türü tanınır; ancak bazı kanıtlara dayanarak Afrika savan fili ile Afrika orman filinin de iki ayrı tür olduğu öne sürülür. Filler, Sahra altı Afrika ile Güney ve Güneydoğu Asya'da bulunur. İçinde mamutlar ve mastodonlar gibi soyu tükenmiş türleri de barındıran hortumlular takımından günümüzde soyunu sürdüren bir tek filler kalmıştır. Karada yaşayan en büyük hayvan olan Afrika filinin erkeği 4 m boya ve 7.000 kg ağırlığa ulaşabilir. Fillerin dikkat çekici ve ayırt edici özellikleri arasında, nesneleri yakalamak gibi çeşitli amaçlar için kullanılan uzun hortumları başta gelir. Uzun ve sivri olan kesici dişlerini nesneleri taşımak, yeri kazmak için kullanırlar. Fildişinin kaynağı olan bu kesici dişler aynı zamanda dövüşürken silah olarak da kullanılır. Filin büyük ve geniş kulakları vücut ısısını kontrol etmeye yarar. Afrika fillerinin kulakları daha büyük olur ve sırtları içbükeydir. Asya fillerinin ise kulakları daha küçük olur ve sırtları dışbükey ya da düzdür.
Ruh, can ya da tin; din ve felsefede, insan varlığının fiziksel olmayan yönü ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle eşanlamlı olarak ele alınır. Teolojide ruh kişinin tanrısallığa ortak olan kısmı olarak tanımlanır ve genellikle bedenin ölümünden sonra kişinin varlığını sürdüren kısmı olarak ele alınır.
Jacques Marie Émile Lacan, "Freud'dan bu yana en tartışmalı psikanalist" olarak anılan Fransız psikanalist ve psikiyatr.
Parapsikoloji; duyular-dışı algılama, psikokinezi, ölümden sonra yaşam gibi konulara ilişkin paranormal olayların; deneysel yöntem yoluyla, çok disiplinli etüdü. Parapsikologlar tarafından, telepati, durugörü gibi paranormal yetenekleri, psikokinezi fenomenini ve diğer çeşitli psişik fenomenleri konu alan bir araştırma alanı olarak görülür. Ortodoks psikoloji bilimi tarafından, kapsam dışı ya da açıklanamaz kabul edilir.
Psikanaliz, kısmen bilinçdışı zihinle ilgilenen ve birlikte zihinsel bozukluklar için bir tedavi yöntemi oluşturan bir dizi teori ve terapötik tekniktir. Bu disiplin 1890'ların başında, çalışmaları kısmen Josef Breuer ve diğerlerinin klinik çalışmalarından kaynaklanan Sigmund Freud tarafından kurulmuştur. Freud, 1939'daki ölümüne kadar psikanaliz teorisini ve pratiğini geliştirmiş ve rafine etmiştir. Bir ansiklopedi maddesinde, psikanalizin temel taşlarını "bilinçdışı zihinsel süreçler olduğu varsayımı, bastırma ve direnç teorisinin kabulü, cinselliğin ve Oedipus kompleksinin öneminin takdir edilmesi" olarak tanımlamıştır. Freud'un meslektaşları Alfred Adler ve Carl Gustav Jung, psikanalizin bireysel psikoloji (Adler) ve analitik psikoloji (Jung) olarak adlandırdıkları dallarını geliştirdiler, ancak Freud'un kendisi bunlara yönelik bir dizi eleştiri yazdı ve bunların psikanaliz biçimleri olduğunu kesinlikle reddetti. Psikanaliz daha sonra Erich Fromm, Karen Horney ve Harry Stack Sullivan gibi neo-Freudyen düşünürler tarafından farklı yönlerde geliştirilmiştir.
Friedrich Wilhelm Christian Carl Ferdinand von Humboldt, Alman filozof, dilbilimci ve devlet adamı. Berlin Üniversitesi'nin kurucularındandır.
Aşk, kişilerarası ilişki veya bir başka varlığa duyulan derin sevgidir. Bunun daha derini ise TDK sözlüğüne göre "güçlü sevgi, güçlü aşk" veya aşırı ve güçlü tutku, istek anlamına gelen hem ruhen hem de bedenen aşık olmayı kapsadığı düşünülen "sevda"dır. Bunun umutsuz, güçlü ve insanı hasta edecek derecede saplantılı haline ise "kara sevda" adı verilmektedir. Çeşitli kültürlerde aşk, en yüce erdem veya iyi alışkanlıktan, en derin kişiler arası sevgiden en basit zevke kadar bir dizi güçlü, olumlu duygusal ve zihinsel durumları kapsar. Cinsel veya romantik bir ilişki olursa, partnerlere aşıklar/sevgililer de denir. Bununla birlikte aşk ile ilgili tam bir evrensel tanıma kültürel farklılıklar nedeniyle ulaşılamakta zorlanılmaktadır. En yaygın olarak aşk, güçlü bir çekim ve duygusal bağlanma hissi anlamına gelir.
Harry Potter evrenine ait büyülü nesnelerin listesi. Tüm nesneler J. K. Rowling'in yazdığı kitaplarda adı ve işlevi ile anlatılmaktadır. Harry Potter evrenine ait bu nesneler çeşitli zamanlarda farklı işlevler için kullanılmıştır. İletişim ve ulaşım amaçlı olarak kullanılanlardan efsanevi eserlere, şaka nesnelerinden spesifik olarak ve bir kere kullanılmış olan nesnelere kadar farklı alanlarda ve amaçlarda belli başlı ve kayda değer olanlar listelenmiştir. Bazı nesneler dizi boyunca devamlı kullanıldığı gibi bazı nesneler sadece bir defa kullanılmış veya bahsedilmiştir. Burada nesneler işlevleri ve türlerine göre kategorize edilmiş olup bunlar seride yazar tarafından bu şekilde sınıflandırılmış olmayabilir.
1848 Macar Devrimi, Macaristan'da 1848-1849 Macar Devrimi ve Bağımsızlık Savaşı olarak da bilinir. 1848'deki birçok Avrupa Devriminden birisi ve 1848'de Habsburg bölgelerindeki diğer devrimler ile yakından bağlantılıdır. Devrim başarısız olmasına rağmen, Macaristan'ın modern tarihindeki en önemli olaylardan biridir ve modern Macar ulusal kimliğinin temel taşını oluşturur. Devrimin patlak vermesinin yıldönümü olan 15 Mart, Macaristan'ın üç ulusal bayramından biridir.
Karen Horney, Alman kökenli Amerikalı psikanalist. Neo-Freudyen bir ekol olan “ego psikolojisinin” temsilcisi olmuştur. Freud'dan farklı olarak kişiliğin ve nevrozun oluşumunda biyolojinin ve dürtüsel güçlerin etkilerinden çok kültürel etmenler üzerinde durur.
Psikanalitik ekolde ''melankoli'' kelimesi ilk olarak Sigmund Freud'un 1917 yılında yayınladığı ''Trauer und Melancholie'' makalesinde geçmektedir.
Bizans ikonoklazmı, Bizans İmparatorluğu'nda ikonaların tahrip edildiği ve ikonalarla ilişkili her türlü dinî pratiğin yasaklandığı dönemdir. Grekçe bir terim olan ikonoklazm, "tasvir kırıcılık" anlamına gelmekle beraber kültürel değer taşıyan çeşitli maddi ögelerin siyasi ya da dinî sebeplerle bilinçli olarak imha edilmesini tanımlamaktadır. Bu düşünceye sahip olan insanlara ikonoklast, karşıtlarına ise ikonolatrai denmekteydi. İki farklı dönem hâlinde cereyan eden Bizans ikonoklazmının ilk devresi III. Leon'un 726 yılında Halki Kapısı üzerinde bulunan İsa heykelini indirmesi ile başlayıp 787'de İkinci İznik Konsili'nin ikonoklazmı lanetlemesi ile son bulurken ikinci devre ise 814'te V. Leon tarafından yine Halki İsası'nın yerinden indirilmesi ile başlayarak 843'te yine bir konsilin ikonoklazm karşıtı kararları ile sonlanmıştır.
"Yas ve Melankoli" (Almanca. Trauer und Melancholie), psikanalizin kurucusu Sigmund Freud'un 1917 tarihli bir makalesidir.
Nazi yağması, Almanya'nın iktidardaki Nazi Partisi adına hareket eden ajanlar tarafından Üçüncü Reich döneminde Avrupa ülkelerinin organize yağmalanması sonucunda sanat eserlerini ve diğer eşyaları çalınması olayına denir. Yahudi mülklerinin yağmalanması, Holokost'un önemli bir parçasıydı. Yağma, 1933'ten, Alman Yahudilerinin mülklerine el konulmasından başlayarak, II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar, özellikle de Kunstschutz olarak bilinen askeri birimler tarafından yapıldı, ancak çoğu yağma savaş sırasında elde edildi. Altın, gümüş ve paranın yanı sıra, resimler, seramikler, kitaplar ve dini hazineler dahil olmak üzere büyük öneme sahip kültürel öğeler çalındı. Bu öğelerin çoğu, Savaşın hemen ardından Müttefikler adına Anıtlar, Güzel Sanatlar ve Arşivler programının ajanları tarafından kurtarılmış olsa da, çoğu hala kayıp. Öğeleri hak sahiplerine, ailelerine veya kendi ülkelerine iade etmek amacıyla, hala hesaba katılmamış olan Nazi yağmasını tespit etmek için uluslararası bir çaba gerçekleştirilmektedir.