İçeriğe atla

Melanin

4 günlük Zebra balığı embriyoları. Alttaki embriyo melanin biyosentezini engelleyen bir mutasyon taşımaktadır.

Melanin, suda erimeyen genellikle kahverengi-sarı, fazla yoğunlaştığı bölgelerde kara renkli bir pigmenttir. Doğadaki üç kahverengi pigmentten biridir; öteki ikisi lipofuscin ve hemosiderin’dir. Gözün irisinde mavi ya da yeşil renkli olabilir.[1][2][3]

Deride, kıllarda, gözde, leptomenikslerde, adrenal medüllasında, substantia nigra (beyindeki kara renkli çekirdek) gibi sinir hücrelerinde, ağız ve vajina mukozasının deriyle birleşme yerlerinde bulunur. Meme uçları çevresinde (areola), dış üreme (genital) organlarında ve güneş gören yerlerde görece fazladır. Hayvanlarda tüylerin ve kürklerin rengini veren önemli pigmentlerden biridir.[1][2][3]

Güneş ışınlarının zararlı komponentlerine karşı koruyucu etkisi vardır. Derideki melaninin niceliği toplumlara, kişilere ve vücut bölgelerine göre değişir. Beyaz tenli insanlarda, doğumda az olan melanin puberteyle birlikte en üst düzeyine ulaşır. Melanin ayrıca, çeşitli inflamatuvar olaylar sonucu ortaya çıkan toksik ürünlerin biyoşimik nötralizasyonunda da rol oynar. Azlığında saçlarda beyazlama görülür.[1][2][3]

Başlıca iki melanin tipi vardır: Ömelanin, elips şeklindeki melanozomlarda yapılır ve siyah, kahverengi saç ve deri renginden sorumludur. Feomelanin, küre şeklindeki melanozomlarda yapılır ve sarı, kırmızı saç ve deri renginden sorumludur. Ayrıca feomelaninin zararlı ışınlara karşı daha yüksek bir direnç sağladığı sanılmaktadır.

Malign Melanoma: Çok hızlı gelişen, çok sayıda organa yayılabilen, tedavisi güç bir kanser türüdür. Resimdeki hastada, satelit tümörlerin çok sayıda olduğu kahverengi oluşumlar izlenmektedir.
Deri: Melanositler ve melanin pigmenti

Melanin pigmenti, derinin epidermis olarak bilinen epitel örtüsünün bazal tabakası içinde serpilmiş olarak bulunan melanositlerce üretilir. Melanositler, saydam sitoplazmalı dendritik uzantıları olan sinirsel kökenli hücrelerdir (bir melanositin dendritleri 30 kadar spinal hücreye bağlanır). Melanositler gözün retinasında da bulunur. Pigment “melanozom” adı verilen organellerde üretilir ve biriktirilir. Dermiste bulunan ve melanin fagosite eden hücrelere melanofor adı verilir.[1][2][3] Melanositlerin iyi huylu tümörlerine "Melanotik nevus", kanserlerine "habis melanom (malign melanoma)" adı verilir.[2][3]

Melanin pigmentinin yokluğuna “albinizm” denir; en belirgin göstergesi deri ve gözlerdeki renksizliktir. Albinizm olgusu yaygın ya da yerel olabilir.[1][2][3]

  • Yaygın (generalize) albinizm'de deride, iriste ve kıllarda melanin yoktur (albino). Derinin güneş gören yerlerinde kanserler oluşur.
  • Lokalize albinizm (vitiligo)'da deride beyaz lekeler saptanır. Yanık nedbelerdeki ve lepralı hastalardaki pigmentsiz deri lekeleri en iyi örneklerdir.

Melanin üretimini (melanojenez) arttıran etkiler

  • Östrojen hormonu: gebelik, kanser tedavisinde fazlaca östrojen kullanılması, karaciğer hastalıklarında östrojen inaktivasyonunun azalması [gebelerde genital bölgede, meme areolalarında ve yüz derisinde melanin artar, yüz derisindeki pigment artışına gebelik maskesi (chloasma) adı verilir],
  • Güneş ışınları (ultraviole),
  • Addison hastalığı (adrenokortikal yetmezlik nedeniyle ACTH düzeyi artar),
  • Melanotik tümörler (nevus pigmentosus, malign melanom),
  • Çıplak çalışan gemi ateşçilerinin bacaklarında sıcaklığı bağlı melanin lekeleri (erythema ab igne),
  • Peutz-Jeghers sendromunda ağız çevresinde,
  • Nörofibromatoz ve Albright sendromunda yer yer melanin lekeleri (café-au-lait),
  • Hemokromatoz,
  • Deri patolojileri: Kronik kaşıntılı deri hastalıkları, kronik tahriş (iritasyon) alanları, bazal hücreli tümörler, seboreik keratozlar, dermatofibromlar.

Kaynakça

  1. ^ a b c d e Tahsinoğlu M, Çöloğlu AS, Erseven G. Dişhekimleri için Genel Patoloji, Altın Matbaacılık, İstanbul, 1981
  2. ^ a b c d e f Goljan EF. Rapid Review Pathology. 5th edt., Elsevier, Philadelphia, 2019
  3. ^ a b c d e f Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015

İlgili Araştırma Makaleleri

Tümör (ur; neoplasm; tumor) tanımı önceleri vücuttaki herhangi bir şişlik ya da kitle için kullanılırdı. Sonraları hücrelerin kuralsız ve sınırsız çoğalmaları nedeniyle oluşan kitleler için kullanılmaya başlandı. Yaşamın herhangi bir döneminde organizmanın bir bölümündeki hücre­ler biyolojik niteliklerini düzenleyici kurallara uyum göstermez ve sınırsız ola­rak çoğalabilir (otonomi). Bu nitelikleri içeren bir kitleye tümör ya da neoplazm (neoplasm; yeni gelişen kitle) adı verilir. Tümör kitleleri vücudun kendi hücrele­rinden yapılıdır.

<span class="mw-page-title-main">Skuamöz hücreli karsinom</span> Skuamöz epitel hücrelerinden türeyen karsinom

Skuamöz hücreli karsinom (SCC) ya da yassı hücreli karsinom bir kanser çeşidi olan karsinomun alttiplerinden olup birçok organdan köken alabilir. Bu organlardan birkaçı; cilt, akciğer, dudak, ağız, mesane, vajina, serviks olup örnekler artırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Çil</span>

Çil (ephelis), beyaz derili insanlarda çok sık karşılaşılan, pigmentli, birkaç milimetre çapında, açık kahverengi-kırmızımsı minik lekelerdir. Genellikle sarışın veya kızıl saçlı çocuklarda görece sık görülen melanin pigmenti birikimidir. özellikle güneşte kaldıklarında daha sık görülür. Güneşin az görüldüğü bölgelerde, kış aylarında silinirler ya da belli belirsizdirler ; ilkbahar ve yaz aylarında yeniden belirirler. Çillerdeki melanin üreten hücrelerin (melanositler) sayısı normaldir; ancak, melanin üretiminin fazla olduğu saptanır.

<span class="mw-page-title-main">Pigment</span>

Pigment ya da boyar madde, suda tamamen veya hemen hemen çözünmeyen renkli bir malzemedir. Bunun tersine, boyalar genelde, en azından kullanımlarının bir aşamasında çözünürdür. Boyalar genellikle organik bileşik pigmentler ise genellikle inorganik bileşikdir. Tarih öncesi ve tarihi değeri olan pigmentler arasında koyu sarı, odun kömürü ve lapis lazuli bulunur. Sanayide olduğu kadar sanatta da kalıcılık ve istikrar istenen özelliklerdir. Kalıcı olmayan pigmentler kaçak olarak adlandırılır. Kaçak pigmentler zamanla veya ışığa maruz kaldıkça solarken bazıları sonunda kararır. Pigmentler boya, mürekkep, plastik, kumaş, kozmetik, gıda ve diğer malzemeleri renklendirmede kullanılır. İmalat ve görsel sanatlarda kullanılan çoğu pigment kuru renklendiricidir ve genellikle ince bir toz hâlinde öğütülür. Boyada kullanım için bu toz, pigmenti askıya alan görece nötr veya renksiz bir malzeme olan bağlayıcıya eklenir ve boyaya yapışkanlık verir. Genellikle aracında çözünmez olan bir pigment ile kendisi bir sıvı olan veya aracında çözünen boya arasında bir ayrım yapılır. Renklendirici, ilgili araca bağlı olarak bir pigment veya bir boya görevi görebilir. Bazı durumlarda pigment, bir metalik tuzla çözülebilir bir boyanın çökeltmesi ile boyadan üretilebilir. Oluşan pigmente göl pigmenti denir. Biyolojik pigment terimi, çözünürlüklerinden bağımsız olarak tüm renkli maddeler için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Bronzlaşma</span>

Bronzlaşma, güneşten kaynaklanan ultraviyole ışık ile deri renginin doğal bir fizyolojik cevap ile kararmasıdır. Güneşte fazla kalmak ile güneşlenilen bölgede güneş yanığı da oluşabilir.

<span class="mw-page-title-main">Albinizm</span> Ciltte pigment eksikliğine neden olan genetik bozukluk.

Albinizm ya da akşınlık, derideki melanositlerin melanin pigmentini üretebilmeleri için gerekli olan tirosinaze (tyrosinase) enziminin eksikliğinin sonucu ortaya çıkan doğumsal bir hastalıktır. Bu hastalığa albinizm, hastalara ise albino denir.

Göze renk veren anatomik yapı iristir.

<span class="mw-page-title-main">Vitiligo</span>

Vitiligo, derideki melanin pigmentinin azalması ya da yokluğu nedeniyle ortaya çıkan soluk lekelerdir. Derisi koyu renkli olan bireylerde daha belirgindir. Açık renkli derisi olan bireylerde güneş etkisiyle bronzlaşmada belirginleşirler. Lekeler farklı büyüklüktedir. Eller, bilekler, ağız ve göz çevresi derisi, anüs ve dış genital organların derisi vitiligonun en sık rastlandığı alanlardır. Yerel albinizm olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Ömelanin</span>

Ömelanin bir pigmenttir ve diğer bir pigment çeşidi feomelanin ile birlikte saç rengini belirler. Bu iki pigment aynı zamanda melanin olarak da aynı isimle anılır. Ömelanin siyah ve kahverengi saç tiplerinde baskın gelirken diğer tip olan feomelanin açık sarı, sarı ve kızıl saç renginden sorumludur.

<span class="mw-page-title-main">Cilt rengi</span>

İnsanda cilt rengi esasen vücuttaki melanin miktarına bağlıdır. Cilt rengi siyahtan beyaza kadar değişken bir şekildedir ve evrimsel nedenleri tam olarak belli olmasa da cilt renginin insanın genetiğinden kaynaklandığı bilinmektedir. İnsan cildinin en üst tabakası renksizdir. Melanin cildin 1. ve 2. tabakalarında bulunur ve cilde rengini verir. İnsan vücuduna renk veren melanin pigmentleri güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınlarına karşı kişiyi korur ve pigmentler insan vücudunda sıcak ve güneşli bölgelerde daha çok salgılanır, bu yüzden sıcak bölgelerde deri rengi daha koyudur. Melanin pigmentlerinin salgılanmasından genler sorumludur. Bu yüzden ekvatora yakın bir yere giden bir kimsenin cilt renginin bir anda koyulaşması ve kişinin siyahi olması imkânsızdır. Aynı şekilde belirtilen kişinin çocukları da siyahi olamaz. Bunun için çok uzun yılların geçmesi gerekir. Bu süreç içerisinde, coğrafya koşulları kişinin gen havuzuna işleyerek gelecek nesillerin kademeli olarak siyahlaşmasını sağlar. Açık olan cilt rengi aşırı güneş ışığına maruz kalmanın sonucunda kararabilir. Cilt rengi bazı kültürlerde hâlen çok önemlidir ve sosyal statüyü belirler.

<span class="mw-page-title-main">Melanom</span> melanositlerden kaynaklanan malign (kötü huylu) bir kanser türüdür.

Melanom,, melanositlerden kaynaklanan malign bir kanser türüdür. Melanositler koyu renkli bir pigment olan melanin üreten hücrelerdir ve cilt renginden sorumludurlar. Genellikle deride bulunurlar ancak bağırsaklar ve göz gibi vücudun diğer bölgelerinde de bulunabilirler. Bu yüzden Malign Melanom, melanosit içeren vücudun herhangi bir bölümünden kaynaklanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Biyolojik pigment</span>

Biyolojik pigmentler ya da basitçe pigmentler veya biyokromlar canlı organizmalar tarafından üretilen ve seçici soğurma yoluyla renkli görünen maddelerdi; bunlara endojen pigmentler denir. Biyolojik pigmentler içinde bitki pigmentleri ve çiçek pigmentleri de bulunur. Deri, gözler, kürk ve saç gibi birçok biyolojik yapı kromatofor denen özel hücrelerde melanin gibi pigmentler içerirler. Canlı organizmalardaki pigmentlerin bir bölümü çevrerden gelir.

Anatomide heterokromi, farklı renklerin bulunmasıdır. Genellikle iriste görülür ama bazen saçta ve deride de görülebilir. Heterokromi melanin (pigment) fazlalığının ya da eksikliğinin sonucudur. Bu kalıtsal ya da genetik mozaizm, kimerizm, hastalık, travma gibi nedenlerden dolayı olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Hemokromatoz</span>

Hemokromatoz : Hemosiderozun yaygın olduğu ve hemosiderinin birçok dokuya biriktiği kalıtsal bir hastalıktır. Besinlerle alınan demir duodenumdan emilir. Normalde demirin duodenumdan fazla emilimine engel olan düzenleyici bir mekanizma vardır. Demir emilimi mekanizması bozuk olduğunda normalin 8 katına varan demir emilimi olur. Vücuttaki total demir miktarı artınca dokulara hemosiderin birikir, zamanla fibrozis oluşur. Hastaların büyük bölümü erkektir; orta ve ileri yaşlarda sıktır. Kadınlarda az görülmesi menstrüasyonda kan yitirilmesiyle açıklanmaktadır. Demir birikimi yıllarca sürer ve ilk belirtiler 40 yaşlarında görülür.

<span class="mw-page-title-main">Lentigo</span>

Lentigo, melanositleri yerel hiperplazisi sonucu ortaya çıkan, 5–10 mm çapında, oval, koyu ten renginde lekelerdir. Güneş ışınlarının etkisiyle koyulaşmazlar. Bebeklerde ve çocuklarda görece fazladır. Derinin her yerinde, ağız mukozasında, dudaklarda ve gözlerde kapak konjunktivasında görülürler. Ortaya çıkış nedeni bilinmemektedir. Mikroskop incelemelerinde, melanosit hiperplazisinin ve melanin pigmentinin skuamöz epitelin bazal membranında çizgi biçiminde oluştuğu saptanır.

<span class="mw-page-title-main">Carney kompleksi</span>

Carney kompleksi, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur.

<span class="mw-page-title-main">Melanotik nevus</span> Sağlık durumu

Melanotik nevus , insanların büyük bölümünde bir ya da birkaç tane olabilen, melanin üreten hücrelerin (melanosit) iyi huylu tümörüdür. Çoğunlukla saplı ya da kalın bir tabanı olan, bazıları yüzeyden dışa bir tümsek (papül) oluşturan, kahverenginin değişik tonlarında renkleri olan oluşumlardır. Klinik ve patolojik olarak çeşitli türleri vardır:

Kanser nedenleri veya kanser etyolojisi, günümüzde oldukça ilgi çeken konulardan biridir. Tümörlerin oluşumunda etkili çok sayıda faktör vardır. Kanser yapan etkilere 'kanserojen' veya 'karsinojen' denilmektedir. Karsinojen "karsinom doğuran" anlamındadır; kapsamına sarkom girmemektedir. Kanserojen kavramı sarkomları da içine alan tanımlamadır. Karsinojen ve kanserojen nitelemeleri günümüzde eşanlamlı sözcükler gibi kullanılmaktadır. Bazı etkiler doğrudan doğruya kanser yapamadıkları halde, kanserin oluşmasına yardım ederler. Bunlara kokarsinojen (cocarcinogen) denir. Kanserleşmeyi önleyen maddelere antikarsinojen (anticarcinogen) adı verilmiştir. Tümör oluşumunda üç temel neden vardır:

Prekanseröz lezyon, bazı hastalıklarda kanser olmayan ancak kanserleşme riski olabilen lezyonlardır. Bu eğilim bazılarında fazla, bazılarında daha azdır. Kanserojen etkilerle bir ya da birden fazla hücrede oluşan DNA zararları ile klinikte tanımlanabilen tümör kitlesinin oluşması arasında sessiz bir dönem (lag period) vardır. Prekanseröz bir lezyonun kansere dönüşmesi (epikarsinogenez) “lag period” ile ilgilidir.

<span class="mw-page-title-main">Lösizm</span> bir hayvanda pigmentasyonun kısmen kaybolması ile sonuçlanan, derinin, kılların, tüylerin, pulların, kutiküllerin beyaz, soluk ya da benekli bir görünüme sahip olmasına neden çok sayıda durum için kullanılan terimdir

Lösizm bir hayvanda pigmentasyonun kısmen kaybolması ile sonuçlanan, derinin, kılların, tüylerin, pulların, kutiküllerin beyaz, soluk ya da benekli bir görünüme sahip olmasına neden olan çok sayıda durum için kullanılan terimdir. "Lösistik" görünüşe neden olan genetik durumlar arasında piebaldizm, Waardenburg sendromu, vitiligo, Chédiak–Higashi sendromu, isabellinizm ve Melanofilin mutasyonları sayılabilir. Sıklıkla "depigmentasyon" (renksizleşme) olarak da adlandırılan deri, tüy ya da kürkün soluk renkli beneklenmesi yaralanma nedeniyle de oluşabilir.